07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU MaliyeMüfettişleriDerneği Başkanı Musa Pişkin'leKamu Yönetim TemelKanunu Tasarısı 'nı tartıştık S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOCLU leyla.tavsanoglu(3 cumhuriyetcom.tr Bu AKP Hikümeti ülkede her şeyi kendi isteğine ve çıkarına göre değişerme çabalannı sürdürürken devleîteki tüm denetimlerı de ortadan kaldırma emellerinden vazgeçmeyecek gibi gönmtyor. Şimdilik, bütün îeftiş kuruUannın işlevlerine son vermeyi ve Sayıştay 'ı sorumluluktan boğıdacak hale getirmeyi hedefleyen Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı 'ndan vazgeçmiş görünse de Ankara dan alınan duyumlar bunun hiç de öyle olmadığını gösteriyor. Bir punduna geîirseler bu kanunu kaşla göz arasında çıkaracaklar. Ama ne var ki işler onlann istediği gibi yürümüyor. Şimdilerde rafa kalkmış gibi görünen bu tasarımn girdisini çıktısmı yıllann maliye başmüfettişi ve Maliye Müfettişleri Derneği Başkanı Musa Pişkin le Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu 'nun Ankara, Atatiirk Bulvarı üzerindeki merkezinde bulunan çalışma odasında konuştuk. Pişkin, devletteki denetimin, teftişin kaldınlmasının mümkün olmadığını vurgıdadıktan sonra, "Hesap Mahkemesi niteliğindeki Sayıştay 'a da kaldıramayacağı yükleri yükleyemezsiniz " dedi. Denetim devletingereğidir Hükümet yasa istiyor -Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı çerçevesinde bütün teftiş kuruUannın kaldınlmast öngörül- dü. Ancak hükümet, en azından şimdilik bu konudageri adım atmış görünüyor. Sizce teftiş kurullarını kaldırmak m kadar doğru birpo- litika olur? Vzerlerinden denetim kaldırılan oluşumlar daha fazla yolsuzluğa açık olmazlar mı? - Denetim, ya da teftiş kurullann- dan ne hükümetimizin, ne parlamen- tomuzun vazgeçtiğini söylemek mümkündür. Denetim, aslında dev- let olmanın gereğidir; devletin bir fonksiyonudur. Günümüzde, geli- şen şartlarda özelleştirmenin, özel sektörün hâkim olduğu ekonomiler- de devlete düzenleme ve denetleme fonksiyonu kalmaktadır. Yani, de\ - let düzenleyecektir ve denetleyecek- tir. - Peki, bu durumda devletin de- netimden vazgeçmesi nasıl söz ko- nusu edilebilir? - Gördüğünüz gibi devletin dene- timden vazgeçmesi söz konusu bıle edılemez. Aksıne, gelişen bu şartlar- da devletin denetim fonksiyonu çok daha anlamlı hale gelmiştir. Türki- ye AB'nın kapısında. Türkiye, yıl- lardır küresel kuruluşlarla, IMF'yle, Dünya Bankası 'yla yıllardır bir prog- ram uyguluyor. Hem IMF ve Dün- ya Bankası gibi küresel kuruluşlann, hem de AB regülasyonunun Türki- ye'ye verdiği birtakım yükümlülükler var. Türkiye 'de bir yeniden yapılanma süreci ya- şanıyor. Bu, aslında kaçmılmaz bir süreçtir. Bu açılardan baktığımız zaman gerek Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı'nı, gerek Kamu Mali Yönetimi Temel Kanun Tasan- sı'nı bu çerçeve içerisinde değerlendirmek lazımdır. Bunlar yapılır, bu alanlar yeniden yapılandınlırken çok dikkatli olmak gereki- yor. Bu görüşmemizde denetimin, kamu ma- li kontrol sisteminin yeniden yapılanması konusunda bilgi sunmak istiyorum. Çünkü Maliye Müfettişleri Topluluğu olarak bu çok ilgi alanımızda olan bir konu. Her zaman söylüyorum; buülkede Osmanlı'dan, 1879'dan bu yana Maliye Teftiş Kurulu var. Cumhu- riyet dönemı de bu kuruldan kesinlikle vaz- geçmemiştir. Bu kurul gerçekten işlevini, il- keleriyle, yazılı olmayan kurallanyla ve ve- rilen ödevleri en mükemmel bir biçimde yap- mış, üstlendiği görevi hakkıyla yerine getir- miştir. Bu operasyon içinde bu kurul da, Ma- liye Teftiş Kurulu da, öbür bakanlık teftiş kurullan da kaldınlmak istenmektedir. Teftlş kurulları Kaldırılmıyor - Bu durum AB ve ABD 'deki gelişmele- re uygun bir uygulama olabilir mi? - Biz AB standardizasyonuna uyum sağ- lamak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. AB standartlarında iç ve dış denetimin ön- görülmesi halinde bizdeki gibi teftiş kurul- lan kaldınlmıyor. - Bir kere çağdaş uygarhklarda hesap ve- rilebilirlik (accountability) diye bir kavram yok mu ? - Hesap verilebilirlik, saydamlık gerçekten önemli kavramlar. Bunu sağlamaya yönelik birtakım düzenlemeler yapılabilir. Hesap ve- rilebilirlik ve saydamlık kavramlan gerçek- ten iç denetim sisteminin kurulmasını öngör- mektedir. Yanı AB'de de, ABD'de de, AB'ye aday ülkelerde de gerek temel yönetim ka- nunu, gerekse de kamu mali yönetim kanu- nunun gerektirdiği iç denetim sistemi kurul- muştur. Bızde de kurulmalıdır. Buna hiçbir itirazımız yok. Hesap verilebilirlik ve saydam- lık ka\Tamlan bağlamında her kurumun iç denetim sistemini kurması gerçekten gerek- lidır. - Peki, ya dış denetimi yapmakla görevli Sayıştay 'la da uğraşılmıyor mu? - Sayıştay dünyanın her yerinde dış dene- timi yapmakla yükümlüdür. Her iki yasaya baktığımız zaman Sayıştay'ın geleneksel iş- levlerini arttırmaya dönüİc birtakım düzen- lemeler vardır. Onlann denetim hizmeti ka- litesini yükseltmeye yönelik birtakım dü- zenmeler bulunmaktadır. Buna da itirazımız yokrur. Sayıstay ihmal edlldl - Fakatalınan duyumlardan, şimdilik ol- masa bile geleceğe dönük olarak Sayış- tay 'ın fonksiyonunu da en azına indirme gibi birtakım düzenlemeler yapılmak iste- niyor. Siz buna ne diyorsunuz? - Sayıştay'ın fonksiyonlan Anayasa'da da tarif edildiği biçimde, genel bütçeli, katma MUSA PİŞKİN 1957, Van-Çatak doğumlu. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Iktisat-Maliye Bölümü 'nde tamamladı. Maliye Bakanlığı 'nda çalışmaya başlayarak sırasıyla maliye müfettişyardımcm, maliye müfettişi ve maliye başmüfettişi oldu. tstanbul Defterdar Yardımcıhğı yaptu Bir süre Maliye Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı'nıyürüttü. Daha sonra Tekel Genel Müdûr Yardımcıhğı, ardından da Kıbrıs Türk Alkollü tçki ve Şarap Endüstrisi (TAŞEL) Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü 'ne atandu Biryıl kadar Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü oldu. 2002 yılında ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı 'nın başdamşmanlığını yürüttü. Şimdiki halde Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu damşmam olarak görev yapıyor. Aynı zamanda Maliye Müfettişleri Derneği Başkanu bütçeli, özel bütçeli idareleri denetleyen yük- sek bir hesap mahkemesi olarak fonksiyonu devam ediyor. Ancak, doğrusu, Sayıştay da bugüne kadar ihmal edildi. Daha etkili de- netim yapmalan bakımından birtakım dü- zenlemeler var. Performans denetimi gibi birtakım düşünceler de var. -İhmal edildi de, şimdi de Sayıştay 'a sa- kın yanlış şefkat gösterilmesin?... - Sayıştay'ın gerçekten performans dene- timi yapabilecek bir kuruluş haline gelmesi için şu anda yürüttüğü geleneksel denetimi etkili bir tarzda yürütebilmesi amacıyla bir- takım ilave düzenlemelerin yapılmasına hiç itirazımız yok. Ama bizim gerekçesi de bu- lunan itirazımız şuna: İç denetim tamam, dış denetim tamam. Ama iç ve dış denetimin yasal tariflerine baktığımız zaman bu iki de- netim biçiminin de teftiş, inceleme, araştır- ma. soruşturma gibi yolsuzluk denetimi üst kavramının alt aynntılan biçiminde ifade edebileceğimiz bu denetimi içermemekte- dir. Yani yolsuzluk denetimi kavramı sistem içerisinde yoktur. Müfettlşlik pflsi nln kurulması - Peki, bu ne anlama geliyor? - Bu, hükümetüı yolsuzlukla mücadele gi- bi bir düşünce içerisinde olmadığı anlamına gelmiyor. Ama bu, tamamıyla teknik bir boş- luk. Modelin öngördüğü bir boşluk olarak ifa- de edilmektedir. Aslında biz bu ifadeye de katıimıyoruz. Çünkü AB ülkelerinde de iç de- netim de, dış denetim de, teftiş kurulu da vardır. Bazı Avrupa ülkelerinde iç denetim ve teftiş kurullan ayn ayndır; bazılannda ise iç denetim teftiş kurulu bünyesinde yapılmak- tadır. ABD'de de esasen ıç denetim vardır. Ay- nen bizdeki gibi bir de dış denetim, ya da Sa- yıştay denetimi öngörülmüştür. ABD'de iç de- netimin, teknikleri ve tanımı itibanyla yol- suzluklan önlemede gerekli fonksiyonu yap- madığı tespit edildi. Ve ABD'de yeniden Ge- nel Müfettişlik Ofisi'nin kurulması suretiy- le iç denetimin yanında bir müfettişlik fonk- siyonuyla da sistemin kontrol altına alınma- sı yoluna gidildi. Dolayısıyla gerek AB, ge- rekse de ABD'de iç, dış denetim var; teftiş kurullan da var. Biz,"Bizim sistemimizdeki bu bacağm sistemden çıkanlmış olması çok ciddi zafîyeüer yaratacakür" diyoruz. Ta- nımlarına bakıldığında iç denetçiler çok önemli olaylan soruşturma görevindedir, ne de görev tanımında bu vardır. - Ya Sayıştay? - Sayıştay, asla ve hiçbir şekilde soruştur- ma ünitesi değildir. Sayıştay'a, anayasa de- ğiştirilerekbir soruşturmacı, tahkikatçı işlev verilmesi de doğru değildir. Çünkü Sayıştay TBMM adına, yasama adına denetim yapan bir kuruluştur. Oysa teftiş, araştırma, soruş- turma gibi konular yürütmenin sorumluluk alanına girer. Ülkede yolsuzluk varsa, baş- bakanın, bakanların kendi görev alanlanna ilişkin olaylarda soruşturma açmalan, olay- lan izlemeleri, sonuçta da yargıya intikal et- tirmeleri gibi genel ve anayasal bir sorum- luluklan vardır. Dolayısıyla, TBMM adına çalışan Sayıştay'a ülkedeki yolsuzluklann denetimini vermek doğru da değildir; ana- yasal de değildir. - Bu noktada bir soru sormak istiyorum. Yürütmeyolsuzluk yaparsa ne olacak? - Diyelim ki bir KlT'in genel müdürü yol- suzluk yaparsa ne olur? Bir bakan yolsuzluk yaparsa ne olur? Bizim anayasa onlarla ilgi- li bir sistem öngörmüştür. Bakanlar, dolayı- sıyla Başbakan TBMM'ye karşı sorumlu- durlar. Onlarhakkında Anayasa'da soru, gen- soru, genel görüşme, araştırma, soruşturma gibi mekanizmalar öngörülmüştür. Slstemde bo$luk olusturulmasın -Ama insanların birbirlerini nasıl akla- dıklarına hepimiz tanık olmadık mı? Meseleye o boyutlanyla değil de bir so- ruşturma, araştırma, denetim fonksiyonu bağlamında baktığımız zaman Anayasa bu- nun mekanizmalannı da koy- muştur. Bakanlar, Başbakan ger- çekten soruşturma gerektiren konularla suçlanırsa Anayasa'ya göre TBMM'nin denetimmeka- nizmalan harekete geçer. Ge- rek Kamu Mah Yönetimi Kanu- nu ve gerekse de Kamu Yöne- timi Temel Kanunu'yla ilgili olarak öngörülen bu sistemle il- gili biz maliye müfettişleri dü- şüncelerimizi bakanımıza, Baş- bakanlık Müsteşan'na, bütün ilgili resmi otoritelere arz ettik. "Sistemde bir boşluk oluşma- sın,olusturulmasın" dedık. Tür- kiye yolsuzlukla mücadelede 1999'dan bu yana büyük bir ka- rarlılık içinde. Bu hükümetimiz ve TBMM de bu konuda çok kararlı. Dolayısıyla yolsuzluk- la mücadelede teftiş kuruUan- nın gerçekten büyük mesaısi vardır. Yolsuzluklan Soruşturma Komisyonu raporlan müfettiş- ler tarafından hazırlanmaktadır. Yine Soruşturma Komisyonu çalışmalanna da uzman olarak bu kaldınlmaya çalışılan teftiş kurullan mensuplan katılacak- lardır. Dolayısıyla TBMM'nin de, bakanlıklanmızın da vazge- çemediği, vazgeçmesinin müm- kün olmadığını düşündüğümüz bu kurumun korunması gerek- tiği inancındayız. - İç denetim kanunda nasıl tarif edili- yor? - Kamu Mali Yönetimi Kanunu'nda iç de- netim danışmanhk faaliyeti olarak tarif edi- lir. Rehberlik fikri iç denetimde ana fikir olarak oluşmuştur. Kurumda yapacağı ça- lışmalarda tavsiye edici, eğitici, öğretici, te- menni edici bir tanımı vardır. Düşünün ki söz konusu birbakanhktaki harcamalarda çok cid- di bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluk sadece ka- mudaki memurlar tarafından yapılmaz. Yol- suzluğun mutlaka birkaç tarafı vardır. Ülke- mizde baktığımız zaman yolsuzluğun bir ta- rafının bürokraside, bir tarafının iş çevresin- de, bir tarafının da siyaset kurumunun tem- silcilerinde olduğunu görürüz. Yolsuzluklan klm sorusturacak - Yanigenelde bu yolsuzluklar siyasi-bü- rokrat-işadamı üçgeni içinde mi dönüyor? • Evet. Bazen de çeteler oluşturularak yol- suzluklann yapıldığını görüyoruz. Birden fazla bakanlığı, zaman zaman da birden faz- la ülkeyi ilgilendiren yolsuzluklan kim so- rusturacak? Ne Kamu Yönetimi Mali Kanunu'nda bu- nun yeri tanımlanmıştır, ne de Kamu Yöne- timi Temel Kanunu'nda vardır. Burada çok ciddi bir boşluk bulunmaktadır. Dolayısıyla da bu boşluğun doldurulması gerekir. Insan- lar,"Biz bu soruşturma boyutunu Sayıştay'a taşıyacağız" dediler. Ama şu andaki mevzu- ata göre Sayıştay kendisine verilen görevle- ri tam olarak yapamıyor. Çünkü yetişemiyor. Hesap mahkemesi kapsamındaki iş ve iş- lemlerin denetiminde güncel değilken ve orada sorunlan varken bir de teftiş kuruUa- nnın yapacağı, birden fazla uzmanlık gerek- tiren alanlarda nasıl yeterli faaliyet göstere- cek? Bakın bakanlıklar birer uzmanlık ala- nıdır. Maliye müfettişleri vergi alanlan, ka- mu harcamalan, ihaİeler konulannda çok uzmandırlar. Böyle görev paylaşımlan yapıl- mıştır. Ama bunlann hepsini Sayıştay'da bir soruşturma bi- rimioluştura- rak oraya taşımak doğrusu ne derece ran- tabl, ne dere- ce akılcı olur? Bunlar tabii ki tartışı- lır. Dolayısıyla soruştur- ma konusunun Sayıştay'a ta- şınması hem anayasal bağlamda, hem pratik olarak, hem de Say.çtay Kanu- nu çerçevesinde mümkün gözükme- mektedir. Yasanın değiştirilerek Sayış- tay'da böyle bir yapılanmaya gidilme- si de doğrusu ekonomik de, verimli de değildir. Bana göre böyle bir uygulama kamu harcamalannda çok ciddi bir savur- ganlık anlamına gelir. Çünkü teftiş ku- rullanndayetişmiş o kadarnitelikli in- sanlar vardır ki... Bunlan bir tarafa bı- rakıp Sayıştay'da öyle bir yapı oluştu- racaksuıız. Bunu anlamak gerçekten zor. - İç denetim danışmanhk olarak, Sayıştay da hesap mahkemesi olarak tarif ediliyor. Bir- den fazla bakanlığı, birden fazla ülkeyi ilgi- lendiren ve çeteler oluşturularak işlenen bu yolsuzluk suçlarımn neiç denetimin, nedeSa- yıştay 'ın işi olamayacağı, bunun sorumlulu- ğunun savcıların alanında olduğu savları da var... - Devlette uzmanlık gerektiren alanlarda sav- cılann olaylarla ilgili mükemmel iddianameler hazırlayabılmeleri için mutlaka uzman insanla- nn yardımına ihtiyaçlan vardır. Bugün müfet- tışler çok komplike suçlarda savcılar tarafından bilirkişi olarak çalıştınlmaktadırlar. Dolayısıyla iddianamelennde, esas hazırlık soruşturmalannda müfettişlerden yararlanmak- tadırlar. Savcılann herhangi alanlarda teker te- ker uzman olarak yetişmelerini bekleyemeye- ceğimıze göre, Sayıştay da böyle departmanlar kullanarak soruşturma ordulan, ya da müfettiş- Ier gruplan oluuşturamayacağına göre neden bu alanlarda gelişmış müfettiş kurullan ortadan kaldınldığını ben soruyorum. - Evet. \eden ? -Ortada büyük bir yanlışlık vardır. Kamu Yö- netimi Temel Yasası tasansının bir öncekı ver- siyonunda teftiş kurullan korunmuştu; varlar- dı. Ama daha sonra kamuoyuna takdim edilen taslakta oimadıklan göriildü. Bunun nedenini an- lamak gerçekten mümkün değil. Ama teftiş ku- rullan mutlaka korunmalı, bunlardan kesinlik- le ve mutlak olarak yararlanılmalıdır. Bunlar, ol- mazsa olmaz önemdeki kurullardır. Demin ifa- de ettiğim gibi çıkar amaçlı suç örgütleriyle mü- cadelede, ulusal ve küresel terorizmin finans- manıyla mücadelede, birden fazla bakanlığı ve ülkeyi ilgilendiren suç gelırleriyle mücadele içerikli konularda mutlaka müfettişlerin mesa- ilerine ıhtiyaç vardır. Onlar savcılann yardımcılandırlar. Savcıla- nn düzenlediklen iddianamelerin mükemmel olmalan bakımından da görevlidirler. Müfettiş- lik kurumu kamu hukuku açısından da davala- nn kazanılması için de gerekli bir müessesedir. Müfettişlik kurumu, kamu hukukununun yar- gı aşamasında korunması ve kollanması bakı- mından mutlaka muhafaza edilmesi lazım ge- len bir kurumdur. Siz bu kurumu devreden çı- kanrsanız soruşturulan büyük yolsuzluklarla ilgili olarak niteliksiz , yetersiz suç duyurulan daha başlangıçta davanın de\let tarafından kay- bedilmesi sonucunu doğurur. Bu yönüyle, mü- fettişlerin adli sürece olan katkılan da göz ar- dı edilmemelidir. Bunu da insanlann dikkati- ne özenle sunuyonız. - Hükümet bu konuda iyice geri adım attı gibigörünüyor. Siz bunu nasılgörüyorsunuz? - Hükümet böyle bir yasa istiyor. Bunu açık- ça da söylediler. Bu, aslında Türkiye için son derece önemli bir ya- sa. Bunu kamu- oyunun tüm odaklannın gö- rüşlerine sun- dular. Umalım kurulan sis- temde birboş- luk oluşmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle