Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2003 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
MaliyeMüfettişleriDerneği Başkanı Musa Pişkin'leKamu Yönetim TemelKanunu Tasarısı 'nı tartıştık
S Ö Y L E $ İ : LEYLA TAVŞANOCLU
leyla.tavsanoglu(3 cumhuriyetcom.tr
Bu AKP Hikümeti ülkede her şeyi kendi isteğine ve çıkarına
göre değişerme çabalannı sürdürürken devleîteki tüm
denetimlerı de ortadan kaldırma emellerinden vazgeçmeyecek
gibi gönmtyor. Şimdilik, bütün îeftiş kuruUannın işlevlerine son
vermeyi ve Sayıştay 'ı sorumluluktan boğıdacak hale getirmeyi
hedefleyen Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı 'ndan
vazgeçmiş görünse de Ankara dan alınan duyumlar bunun hiç
de öyle olmadığını gösteriyor. Bir punduna geîirseler bu kanunu
kaşla göz arasında çıkaracaklar. Ama ne var ki işler onlann
istediği gibi yürümüyor. Şimdilerde rafa kalkmış gibi görünen
bu tasarımn girdisini çıktısmı yıllann maliye başmüfettişi ve
Maliye Müfettişleri Derneği Başkanı Musa Pişkin le Bankacıhk
Düzenleme ve Denetleme Kurulu 'nun Ankara, Atatiirk Bulvarı
üzerindeki merkezinde bulunan çalışma odasında konuştuk.
Pişkin, devletteki denetimin, teftişin kaldınlmasının mümkün
olmadığını vurgıdadıktan sonra, "Hesap Mahkemesi
niteliğindeki Sayıştay 'a da kaldıramayacağı yükleri
yükleyemezsiniz " dedi.
Denetim devletingereğidir Hükümet
yasa
istiyor
-Kamu Yönetimi Temel Kanunu
Tasarısı çerçevesinde bütün teftiş
kuruUannın kaldınlmast öngörül-
dü. Ancak hükümet, en azından
şimdilik bu konudageri adım atmış
görünüyor. Sizce teftiş kurullarını
kaldırmak m kadar doğru birpo-
litika olur? Vzerlerinden denetim
kaldırılan oluşumlar daha fazla
yolsuzluğa açık olmazlar mı?
- Denetim, ya da teftiş kurullann-
dan ne hükümetimizin, ne parlamen-
tomuzun vazgeçtiğini söylemek
mümkündür. Denetim, aslında dev-
let olmanın gereğidir; devletin bir
fonksiyonudur. Günümüzde, geli-
şen şartlarda özelleştirmenin, özel
sektörün hâkim olduğu ekonomiler-
de devlete düzenleme ve denetleme
fonksiyonu kalmaktadır. Yani, de\ -
let düzenleyecektir ve denetleyecek-
tir.
- Peki, bu durumda devletin de-
netimden vazgeçmesi nasıl söz ko-
nusu edilebilir?
- Gördüğünüz gibi devletin dene-
timden vazgeçmesi söz konusu bıle
edılemez. Aksıne, gelişen bu şartlar-
da devletin denetim fonksiyonu çok
daha anlamlı hale gelmiştir. Türki-
ye AB'nın kapısında. Türkiye, yıl-
lardır küresel kuruluşlarla, IMF'yle,
Dünya Bankası 'yla yıllardır bir prog-
ram uyguluyor. Hem IMF ve Dün-
ya Bankası gibi küresel kuruluşlann,
hem de AB regülasyonunun Türki-
ye'ye verdiği birtakım yükümlülükler var.
Türkiye 'de bir yeniden yapılanma süreci ya-
şanıyor. Bu, aslında kaçmılmaz bir süreçtir.
Bu açılardan baktığımız zaman gerek Kamu
Yönetimi Temel Kanunu Tasansı'nı, gerek
Kamu Mali Yönetimi Temel Kanun Tasan-
sı'nı bu çerçeve içerisinde değerlendirmek
lazımdır. Bunlar yapılır, bu alanlar yeniden
yapılandınlırken çok dikkatli olmak gereki-
yor. Bu görüşmemizde denetimin, kamu ma-
li kontrol sisteminin yeniden yapılanması
konusunda bilgi sunmak istiyorum. Çünkü
Maliye Müfettişleri Topluluğu olarak bu çok
ilgi alanımızda olan bir konu. Her zaman
söylüyorum; buülkede Osmanlı'dan, 1879'dan
bu yana Maliye Teftiş Kurulu var. Cumhu-
riyet dönemı de bu kuruldan kesinlikle vaz-
geçmemiştir. Bu kurul gerçekten işlevini, il-
keleriyle, yazılı olmayan kurallanyla ve ve-
rilen ödevleri en mükemmel bir biçimde yap-
mış, üstlendiği görevi hakkıyla yerine getir-
miştir. Bu operasyon içinde bu kurul da, Ma-
liye Teftiş Kurulu da, öbür bakanlık teftiş
kurullan da kaldınlmak istenmektedir.
Teftlş kurulları Kaldırılmıyor
- Bu durum AB ve ABD 'deki gelişmele-
re uygun bir uygulama olabilir mi?
- Biz AB standardizasyonuna uyum sağ-
lamak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
AB standartlarında iç ve dış denetimin ön-
görülmesi halinde bizdeki gibi teftiş kurul-
lan kaldınlmıyor.
- Bir kere çağdaş uygarhklarda hesap ve-
rilebilirlik (accountability) diye bir kavram
yok mu ?
- Hesap verilebilirlik, saydamlık gerçekten
önemli kavramlar. Bunu sağlamaya yönelik
birtakım düzenlemeler yapılabilir. Hesap ve-
rilebilirlik ve saydamlık kavramlan gerçek-
ten iç denetim sisteminin kurulmasını öngör-
mektedir. Yanı AB'de de, ABD'de de, AB'ye
aday ülkelerde de gerek temel yönetim ka-
nunu, gerekse de kamu mali yönetim kanu-
nunun gerektirdiği iç denetim sistemi kurul-
muştur. Bızde de kurulmalıdır. Buna hiçbir
itirazımız yok. Hesap verilebilirlik ve saydam-
lık ka\Tamlan bağlamında her kurumun iç
denetim sistemini kurması gerçekten gerek-
lidır.
- Peki, ya dış denetimi yapmakla görevli
Sayıştay 'la da uğraşılmıyor mu?
- Sayıştay dünyanın her yerinde dış dene-
timi yapmakla yükümlüdür. Her iki yasaya
baktığımız zaman Sayıştay'ın geleneksel iş-
levlerini arttırmaya dönüİc birtakım düzen-
lemeler vardır. Onlann denetim hizmeti ka-
litesini yükseltmeye yönelik birtakım dü-
zenmeler bulunmaktadır. Buna da itirazımız
yokrur.
Sayıstay ihmal edlldl
- Fakatalınan duyumlardan, şimdilik ol-
masa bile geleceğe dönük olarak Sayış-
tay 'ın fonksiyonunu da en azına indirme
gibi birtakım düzenlemeler yapılmak iste-
niyor. Siz buna ne diyorsunuz?
- Sayıştay'ın fonksiyonlan Anayasa'da da
tarif edildiği biçimde, genel bütçeli, katma
MUSA PİŞKİN
1957, Van-Çatak doğumlu. Yükseköğrenimini
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
Iktisat-Maliye Bölümü 'nde tamamladı. Maliye
Bakanlığı 'nda çalışmaya başlayarak sırasıyla
maliye müfettişyardımcm, maliye müfettişi ve
maliye başmüfettişi oldu. tstanbul Defterdar
Yardımcıhğı yaptu Bir süre Maliye Teftiş Kurulu
Başkan Yardımcılığı'nıyürüttü. Daha sonra Tekel
Genel Müdûr Yardımcıhğı, ardından da Kıbrıs Türk
Alkollü tçki ve Şarap Endüstrisi (TAŞEL) Yönetim
Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü 'ne atandu
Biryıl kadar Devlet Malzeme Ofisi (DMO) Yönetim
Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü oldu. 2002
yılında ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı 'nın
başdamşmanlığını yürüttü. Şimdiki halde
Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu
damşmam olarak görev yapıyor. Aynı zamanda
Maliye Müfettişleri Derneği Başkanu
bütçeli, özel bütçeli idareleri denetleyen yük-
sek bir hesap mahkemesi olarak fonksiyonu
devam ediyor. Ancak, doğrusu, Sayıştay da
bugüne kadar ihmal edildi. Daha etkili de-
netim yapmalan bakımından birtakım dü-
zenlemeler var. Performans denetimi gibi
birtakım düşünceler de var.
-İhmal edildi de, şimdi de Sayıştay 'a sa-
kın yanlış şefkat gösterilmesin?...
- Sayıştay'ın gerçekten performans dene-
timi yapabilecek bir kuruluş haline gelmesi
için şu anda yürüttüğü geleneksel denetimi
etkili bir tarzda yürütebilmesi amacıyla bir-
takım ilave düzenlemelerin yapılmasına hiç
itirazımız yok. Ama bizim gerekçesi de bu-
lunan itirazımız şuna: İç denetim tamam, dış
denetim tamam. Ama iç ve dış denetimin
yasal tariflerine baktığımız zaman bu iki de-
netim biçiminin de teftiş, inceleme, araştır-
ma. soruşturma gibi yolsuzluk denetimi üst
kavramının alt aynntılan biçiminde ifade
edebileceğimiz bu denetimi içermemekte-
dir. Yani yolsuzluk denetimi kavramı sistem
içerisinde yoktur.
Müfettlşlik pflsi nln kurulması
- Peki, bu ne anlama geliyor?
- Bu, hükümetüı yolsuzlukla mücadele gi-
bi bir düşünce içerisinde olmadığı anlamına
gelmiyor. Ama bu, tamamıyla teknik bir boş-
luk. Modelin öngördüğü bir boşluk olarak ifa-
de edilmektedir. Aslında biz bu ifadeye de
katıimıyoruz. Çünkü AB ülkelerinde de iç de-
netim de, dış denetim de, teftiş kurulu da
vardır. Bazı Avrupa ülkelerinde iç denetim
ve teftiş kurullan ayn ayndır; bazılannda ise
iç denetim teftiş kurulu bünyesinde yapılmak-
tadır. ABD'de de esasen ıç denetim vardır. Ay-
nen bizdeki gibi bir de dış denetim, ya da Sa-
yıştay denetimi öngörülmüştür. ABD'de iç de-
netimin, teknikleri ve tanımı itibanyla yol-
suzluklan önlemede gerekli fonksiyonu yap-
madığı tespit edildi. Ve ABD'de yeniden Ge-
nel Müfettişlik Ofisi'nin kurulması suretiy-
le iç denetimin yanında bir müfettişlik fonk-
siyonuyla da sistemin kontrol altına alınma-
sı yoluna gidildi. Dolayısıyla gerek AB, ge-
rekse de ABD'de iç, dış denetim var; teftiş
kurullan da var. Biz,"Bizim sistemimizdeki
bu bacağm sistemden çıkanlmış olması çok
ciddi zafîyeüer yaratacakür" diyoruz. Ta-
nımlarına bakıldığında iç denetçiler çok
önemli olaylan soruşturma görevindedir, ne
de görev tanımında bu vardır.
- Ya Sayıştay?
- Sayıştay, asla ve hiçbir şekilde soruştur-
ma ünitesi değildir. Sayıştay'a, anayasa de-
ğiştirilerekbir soruşturmacı, tahkikatçı işlev
verilmesi de doğru değildir. Çünkü Sayıştay
TBMM adına, yasama adına denetim yapan
bir kuruluştur. Oysa teftiş, araştırma, soruş-
turma gibi konular yürütmenin sorumluluk
alanına girer. Ülkede yolsuzluk varsa, baş-
bakanın, bakanların kendi görev alanlanna
ilişkin olaylarda soruşturma açmalan, olay-
lan izlemeleri, sonuçta da yargıya intikal et-
tirmeleri gibi genel ve anayasal bir sorum-
luluklan vardır. Dolayısıyla, TBMM adına
çalışan Sayıştay'a ülkedeki yolsuzluklann
denetimini vermek doğru da değildir; ana-
yasal de değildir.
- Bu noktada bir soru sormak istiyorum.
Yürütmeyolsuzluk yaparsa ne olacak?
- Diyelim ki bir KlT'in genel müdürü yol-
suzluk yaparsa ne olur? Bir bakan yolsuzluk
yaparsa ne olur? Bizim anayasa onlarla ilgi-
li bir sistem öngörmüştür. Bakanlar, dolayı-
sıyla Başbakan TBMM'ye karşı sorumlu-
durlar. Onlarhakkında Anayasa'da soru, gen-
soru, genel görüşme, araştırma, soruşturma
gibi mekanizmalar öngörülmüştür.
Slstemde bo$luk olusturulmasın
-Ama insanların birbirlerini nasıl akla-
dıklarına hepimiz tanık olmadık mı?
Meseleye o boyutlanyla değil de bir so-
ruşturma, araştırma, denetim fonksiyonu
bağlamında baktığımız zaman Anayasa bu-
nun mekanizmalannı da koy-
muştur. Bakanlar, Başbakan ger-
çekten soruşturma gerektiren
konularla suçlanırsa Anayasa'ya
göre TBMM'nin denetimmeka-
nizmalan harekete geçer. Ge-
rek Kamu Mah Yönetimi Kanu-
nu ve gerekse de Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu'yla ilgili
olarak öngörülen bu sistemle il-
gili biz maliye müfettişleri dü-
şüncelerimizi bakanımıza, Baş-
bakanlık Müsteşan'na, bütün
ilgili resmi otoritelere arz ettik.
"Sistemde bir boşluk oluşma-
sın,olusturulmasın" dedık. Tür-
kiye yolsuzlukla mücadelede
1999'dan bu yana büyük bir ka-
rarlılık içinde. Bu hükümetimiz
ve TBMM de bu konuda çok
kararlı. Dolayısıyla yolsuzluk-
la mücadelede teftiş kuruUan-
nın gerçekten büyük mesaısi
vardır. Yolsuzluklan Soruşturma
Komisyonu raporlan müfettiş-
ler tarafından hazırlanmaktadır.
Yine Soruşturma Komisyonu
çalışmalanna da uzman olarak
bu kaldınlmaya çalışılan teftiş
kurullan mensuplan katılacak-
lardır. Dolayısıyla TBMM'nin
de, bakanlıklanmızın da vazge-
çemediği, vazgeçmesinin müm-
kün olmadığını düşündüğümüz
bu kurumun korunması gerek-
tiği inancındayız.
- İç denetim kanunda nasıl tarif edili-
yor?
- Kamu Mali Yönetimi Kanunu'nda iç de-
netim danışmanhk faaliyeti olarak tarif edi-
lir. Rehberlik fikri iç denetimde ana fikir
olarak oluşmuştur. Kurumda yapacağı ça-
lışmalarda tavsiye edici, eğitici, öğretici, te-
menni edici bir tanımı vardır. Düşünün ki söz
konusu birbakanhktaki harcamalarda çok cid-
di bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluk sadece ka-
mudaki memurlar tarafından yapılmaz. Yol-
suzluğun mutlaka birkaç tarafı vardır. Ülke-
mizde baktığımız zaman yolsuzluğun bir ta-
rafının bürokraside, bir tarafının iş çevresin-
de, bir tarafının da siyaset kurumunun tem-
silcilerinde olduğunu görürüz.
Yolsuzluklan klm sorusturacak
- Yanigenelde bu yolsuzluklar siyasi-bü-
rokrat-işadamı üçgeni içinde mi dönüyor?
• Evet. Bazen de çeteler oluşturularak yol-
suzluklann yapıldığını görüyoruz. Birden
fazla bakanlığı, zaman zaman da birden faz-
la ülkeyi ilgilendiren yolsuzluklan kim so-
rusturacak?
Ne Kamu Yönetimi Mali Kanunu'nda bu-
nun yeri tanımlanmıştır, ne de Kamu Yöne-
timi Temel Kanunu'nda vardır. Burada çok
ciddi bir boşluk bulunmaktadır. Dolayısıyla
da bu boşluğun doldurulması gerekir. Insan-
lar,"Biz bu soruşturma boyutunu Sayıştay'a
taşıyacağız" dediler. Ama şu andaki mevzu-
ata göre Sayıştay kendisine verilen görevle-
ri tam olarak yapamıyor. Çünkü yetişemiyor.
Hesap mahkemesi kapsamındaki iş ve iş-
lemlerin denetiminde güncel değilken ve
orada sorunlan varken bir de teftiş kuruUa-
nnın yapacağı, birden fazla uzmanlık gerek-
tiren alanlarda nasıl yeterli faaliyet göstere-
cek? Bakın bakanlıklar birer uzmanlık ala-
nıdır. Maliye müfettişleri vergi alanlan, ka-
mu harcamalan, ihaİeler konulannda çok
uzmandırlar. Böyle görev paylaşımlan yapıl-
mıştır. Ama bunlann hepsini Sayıştay'da bir
soruşturma bi-
rimioluştura-
rak oraya
taşımak
doğrusu ne
derece ran-
tabl, ne dere-
ce akılcı olur?
Bunlar tabii ki tartışı-
lır. Dolayısıyla soruştur-
ma konusunun Sayıştay'a ta-
şınması hem anayasal bağlamda, hem
pratik olarak, hem de Say.çtay Kanu-
nu çerçevesinde mümkün gözükme-
mektedir. Yasanın değiştirilerek Sayış-
tay'da böyle bir yapılanmaya gidilme-
si de doğrusu ekonomik de, verimli de
değildir.
Bana göre böyle bir uygulama kamu
harcamalannda çok ciddi bir savur-
ganlık anlamına gelir. Çünkü teftiş ku-
rullanndayetişmiş o kadarnitelikli in-
sanlar vardır ki... Bunlan bir tarafa bı-
rakıp Sayıştay'da öyle bir yapı oluştu-
racaksuıız. Bunu anlamak gerçekten
zor.
- İç denetim danışmanhk olarak, Sayıştay
da hesap mahkemesi olarak tarif ediliyor. Bir-
den fazla bakanlığı, birden fazla ülkeyi ilgi-
lendiren ve çeteler oluşturularak işlenen bu
yolsuzluk suçlarımn neiç denetimin, nedeSa-
yıştay 'ın işi olamayacağı, bunun sorumlulu-
ğunun savcıların alanında olduğu savları da
var...
- Devlette uzmanlık gerektiren alanlarda sav-
cılann olaylarla ilgili mükemmel iddianameler
hazırlayabılmeleri için mutlaka uzman insanla-
nn yardımına ihtiyaçlan vardır. Bugün müfet-
tışler çok komplike suçlarda savcılar tarafından
bilirkişi olarak çalıştınlmaktadırlar.
Dolayısıyla iddianamelennde, esas hazırlık
soruşturmalannda müfettişlerden yararlanmak-
tadırlar. Savcılann herhangi alanlarda teker te-
ker uzman olarak yetişmelerini bekleyemeye-
ceğimıze göre, Sayıştay da böyle departmanlar
kullanarak soruşturma ordulan, ya da müfettiş-
Ier gruplan oluuşturamayacağına göre neden
bu alanlarda gelişmış müfettiş kurullan ortadan
kaldınldığını ben soruyorum.
- Evet. \eden ?
-Ortada büyük bir yanlışlık vardır. Kamu Yö-
netimi Temel Yasası tasansının bir öncekı ver-
siyonunda teftiş kurullan korunmuştu; varlar-
dı. Ama daha sonra kamuoyuna takdim edilen
taslakta oimadıklan göriildü. Bunun nedenini an-
lamak gerçekten mümkün değil. Ama teftiş ku-
rullan mutlaka korunmalı, bunlardan kesinlik-
le ve mutlak olarak yararlanılmalıdır. Bunlar, ol-
mazsa olmaz önemdeki kurullardır. Demin ifa-
de ettiğim gibi çıkar amaçlı suç örgütleriyle mü-
cadelede, ulusal ve küresel terorizmin finans-
manıyla mücadelede, birden fazla bakanlığı ve
ülkeyi ilgilendiren suç gelırleriyle mücadele
içerikli konularda mutlaka müfettişlerin mesa-
ilerine ıhtiyaç vardır.
Onlar savcılann yardımcılandırlar. Savcıla-
nn düzenlediklen iddianamelerin mükemmel
olmalan bakımından da görevlidirler. Müfettiş-
lik kurumu kamu hukuku açısından da davala-
nn kazanılması için de gerekli bir müessesedir.
Müfettişlik kurumu, kamu hukukununun yar-
gı aşamasında korunması ve kollanması bakı-
mından mutlaka muhafaza edilmesi lazım ge-
len bir kurumdur. Siz bu kurumu devreden çı-
kanrsanız soruşturulan büyük yolsuzluklarla
ilgili olarak niteliksiz , yetersiz suç duyurulan
daha başlangıçta davanın de\let tarafından kay-
bedilmesi sonucunu doğurur. Bu yönüyle, mü-
fettişlerin adli sürece olan katkılan da göz ar-
dı edilmemelidir. Bunu da insanlann dikkati-
ne özenle sunuyonız.
- Hükümet bu konuda iyice geri adım attı
gibigörünüyor. Siz bunu nasılgörüyorsunuz?
- Hükümet böyle bir yasa istiyor. Bunu açık-
ça da söylediler. Bu, aslında Türkiye için son
derece önemli bir ya-
sa. Bunu kamu-
oyunun tüm
odaklannın gö-
rüşlerine sun-
dular. Umalım
kurulan sis-
temde birboş-
luk oluşmaz.