Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ARALIK2003SALI CUMHURÎYET SAYFA
HABERLER
AHLAK ARANIYOR TURHAN SELÇUK
DtÎHÜSÎ
TABİAÎLI
İSTAKBÜL
EPEKDÎSİ
ABDÜLCAKBA21
15
HARİKüLÂDE
MACERALAHI
IEKMİ1İ
KAPlNIN
- YAPAi3iJ_£-
Sty
Erzurum Emniyet Müdürü Vadi Çiçekli, gittiği heryerde insanları sanat için 'ateşliyor'
Duygulan 'dizeye' getirmekERZURUM (Cumhuriyet) - Erzu-
rum Emniyet Müdürü Vadi Çiçekli"nin
makamına giriyoruz. Oda. çiçekli bir
vadinin küçültülmüşü sanki, her taraf
saksılarla dolu... Fransızca adıyla ar-
tık Türkiye'nin tanıdığı Le Poete Tra-
vaille'nin (Şair Çahşıyor) son sayısı
ile ilgili hazırlık yaparken "yakahyo-
ruz" Çiçekli'yi... Bir gece önce Erzu-
rum Devlet Tiyatrosu'nda, "Morgan
Dağmdan lniş"in prömiyerinde de kar-
şılaşmıştık. Ayağa ilk o fırlamıştı sa-
natçılan alkışlamak için. Aynı heyecan-
la gülümsüyor ama aldanmıyoruz, bu-
lunduğumuz mekâna ayak uyduruyo-
ruz, "sdaşüran" bir soruyla başlatıyo-
ruz söyleşiyi:
*Eımıivetveedebiyat_.Katiner,gasp-
çılar, tecavüzcüler ve şür_. Belki şiirde
bunlar da var ama sanki yanı başında
değil, karşısında..."
Yanıtından anlıyoruz, bu olumsuz-
luklar "engel" değil; ya da belki öyle-
ler ama bunlan "dize getiriyor" şıirle,
duygulan dizelere getıriyor çünkü:
"Bakmışsın ölümlü bir trafik kaza-
sı_. Yakmlanna haberverdiniz mi, sav-
cı getöi mL. Tam o sırada bir gasp ola-
yı, sonra bir cinayet haberi... Soruyor-
sun: CMaylann üst üste geldiğj yoğun
ortamda bir güzellik yok nıu, yağmur
yağacak mı duygusu şiiri getiriyor. Bir
ihtiyaç bu...''
Ömer'ln hlkâyesl
" Yanınızda çahşanlar sizin şiir aşkı-
nızdan etkUenmedi mi* diye soruyo-
ruz Çiçekli'ye. Erzincan emniyetinde
hizmetli olarak görev yapan Omer'in
hikâyesi, heyecandan şiir şiir titretiyor
bizi: *Ömer,çaycıolarak çalışryordu™
Şiir yazryormuş ama bana vermeye
utannuş. Şoförlüğümü yapan arkada-
şa v«rmiş. Baküm, çokgiizd bir şiir. Ya-
yunladık. Çok okuyan ama içine kapa-
nık biriydi Ömer. Ben onun içine dö-
nüklüğünü aşmayı başanüm. Çok gü-
zel bir diyalog doğdu aramızda. Çay-
cıyla müdür nasıl bu kadar samimi
olur diye dedikodular çıkü. Tedirgin
oldum. Sonra ona, sen dışanda bekle
ben seni alayım demeye başladnn. Va-
kit buldukça bir kitapçrya gider, edebi-
yat sohbeti yapardık."
Ömer'in öyküsü bu noktada bitmi-
yor. Tersine, tam da bu paylaşımla ye-
ni birhayata tutunuyor genç şair. Şim-
di. edebiyat fakültesi 2. sınıfta. Çiçek-
li'nin desteğiyle gündüzlen okuyor,
geceleri çahşıyor.
\alova'da şllr akşamları
Nereye gitse şiir Çiçekli'yi, Çiçek-
li şiiri çekiştiriyor. Yeni bir şehre atan-
dığında önce kitapçılara dalıyor. Ne-
fessiz kalıp şiire koşan başka kimse
var mı diye... Sonra "ateş" diyor. Em-
niyet müdürünün vermek istediği son
komutrur belkı bu. Ama bu başka, ede-
biyat dergisi için ateşliyor insanlan.
Yalova'ya tayini çıktığmda, "Şiir Ak-
şamlarTnı başlatıyor.
"Belediye.\azlandenizkniandastant
açryor. Kitaplar, kaseder saühyor. Bu-
rayanıasako\-aton.şiirokıı>ahm,dedim.
Emniyetten ses düzeni getirdik. Ben ki-
taplarum koydum.' Sayın seyirciler bir
şiirimi sunuyorum' dedim. MiDet to-
partandL Diğer arkadaşlar da okudu.
Bakûk önümüzde bir knie oluştu. On-
dan sonra Yalova Şiir Akşamlan baş-
ladL Liusal boyuta taşıdık sonra."
Şiiri bırakmanın olanaksız olduğu
kente atanıyor sonra. îstanbul'a... Kü-
çük tskender ve Altay Öktem ile bir-
likte şiir çalışmalannı sürdürüyor, din-
letılere katılıyor. Peki, "Çoketkflendi-
ği bir olaydan çıkardığı şiirvar mı aca-
ba?" Var:
"Maraş'ta emniyetmüdürüyardım-
cısr>dım. Fuhuşla mücadele komis>o-
nunaguiyordum. Orada baa kadıniar
zührevihastahklarayakalanmtşlar. On-
larla mülakatyapıyorduk. Onlaruı an-
latüklanyla' Koridorda Dört Kışı' doğ-
du." Kadınlan da şiiri de merak ediyo-
ruz. Hepsi bir sayfaya sığmış zaten:
Kadıniarduvara yaslanmıslar /Sıra-
\ı bozmuyor esnemderi / Bankamatik
deneyimleri yok ama / Sırayla içeri ğ-
receklerini / \edense iyi büiyorlar.
Sonra, Erzincan Polis Meslek Yük-
sekokulu Müdürlüğü'ne atanıyor. Bir
edebiyat dergisi oluşuyor kafasında:
"Benbiryeregjttigimzaman,zaman
kaybı olmasın diye kitapçılara girerim.
Kkapçılanlaokınııpyaauılarvardır.Ne
yapnorsunuz, nerede otunıyorsunuz,
dergi çıkıyor mu diye soranm. 7-8 sene
sûren Taşra' dergisi çıkarmışlar Er-
zincan'da. Ahmet Bozkurt, Şahin Po-
tur, Hayrettin Orhanoğlu >-azr>x)rdu bu
dergide. Sonra dergi kapanmış. 'Ma-
raş'ta 6 dergi çıkıyor, ruye bizde yok,
ne biçim şairsiniz' gibisözler söyledim.
Onlar da niye çıkarma\ahm dedfler."
Adı Balzac'dan
"La Poete Travaille" adının Saint Pol
Rous'dan geldiği artık biliniyor ya, biz
de kendi adını soruyoruz. "Sizin adı-
nız Türkçe ama derginin adı kadar fi-
SAİRDEN EMNİYET MÜDÜRÜ OLUR MU?
Ve Erzurum... "Şair Emniyet
Müdürü geByor" diye yazmış
yerel gazeteler. "Şairden
yemnrvet müdürü mü olur?"
denildiğıni de duymuş Çiçekli.
0 da bekleneni yapıyor.
*Edebiyatsız geçmiş bir günü
boş geçmiş kabul edryt)rum"
diyor ve Erzurum'dan yenı
şairler kazandınyor La Poete
Travaille'ye.. "Erzurum
kıskanmaz mı Erzmcan'ı"
diye soruyoruz. Erzurum'da da "La Po'ete Tra^aille Şiir
Günkri'' yapacaklannı muştuluyor bize. Çiçekli"nin üç
şiir kıtabı var: "Bırakııı .\ğaçlar Beklesin Dağlan",
" 18.15 Yalova Vapuru" ve "Şür Yürürlükten
Kalkmadı Daha". Ama
biz, henüz hiçbir yerde yayımlanmamış bir şiirini
yanıımzda götürmek istiyoruz. "Sahipsiz Bisiklet''i
koyuyor önümüze. Anlıyoruz, binip gitme vakti geldi...
Yine de son bir tur atıyoruz dizelerde: "Üstün insanı.
insan üstünü / Post moderni, dost moderni / Aykın
düşmeyi, ayaküstü dü^meyi / Anlaüma kaymavı,
anlatımdan çıkmayı / Öznelere kaçmayı, öznelersiz
yazmayi / Önemsiyor ya da önemsemrvıorsak / Bir
düşmana gereksinim >'ar: / İşte oku>ııcu! / Sahipsiz
bisiklet / Beklentileriniz için senise hazır / Soyundukça
sanal kalan / Sanatçı dostlanm beninı... Donkişotlar!w
Erzurum'dan aynlmak üzereyken bir yağmur abyor
şehri. Oysa güneş capcanlıydı biz söyleşirken. Hiç
hüzünlenmiyoruz. Ne demişti Vadi Çiçekli: "Otaylann
üst üste geldiği yoğun ortamda bir güzeilik yok mu,
yağmur yağacak mı duygusu şiiri getiriyor." Belli ki
duygular "dizeye geJmiş" yine..
EMNİYET VE
EDEBİYAT
Katiller, gaspçüar, tecavûzcüler ve
şür... Belki şiirde bunlar da var ama
sanki yanıbaşuıda değil,
karşısında...Yeni bir şehre atandığın-
da önce kitapçılara dalan Emniyet
Müdürü Çiçekli, biryandan
Fransızca adıyla artık Türkiye'nin
tanıdığı Le Poete TravaiUe'yi (Şair
Çahşryor) çıkanrken, bir yandan da
şür çahşmalannı sürdürüyor,
dinletilere katüıyor, yeni edebiyat
dergileri için 'ateş' komutu veriyor™
ginc. Hikâyesi var mı?" Olmaz mı?
Onun hikâyesi Roux'u bile çatlatır:
" Babam,tabiauçokseven birisL Ben
doğmadan \ adideki Zambak'ı oku\w.
O sırada yarumda değil, şehir dışında
görevdeymiş. .\nneme telgraf çekmiş.
Bir oğium olursa ismini Vadi koyun,
sonra da soguk suya bannp çıkann,
demiş. Bizim atalanmız Kafkasya'dan
gelnıiş. Orada bir geleneknûş bu. çelik-
leme diyortar. İsmimi Vadi koymuşlar,
fakatanneannem "Bu adam çılgın, ço-
cuğu zatürreeden öldürecek' demiş.
Suya sokmanuşlar."
Dergıye dönüyoruz yenıden... îlk sa-
yüann tasanmlannı Çiçekli yapıyor. Ka-
pak nasıl olacak, birinci sayfaya kimi
koyalım, bu şiir olur mu olmaz mı?..
Bastıracak matbaa yok. îlk sayılar bil-
gisayardan çıktıyla alımyor, çoğaltıh-
yor. Dergicüere yol gösteriyor Çiçek-
li: "Zunbalama işlemini ben vapıyor-
dum. SOgi var ya. büdiğiniz silgL Sil-
giyi ko>Tiyorsun, telzımbayı açrvvrsun.
Basorinca silgi altta çıkıyor. Silghi çe-
kiyorsun ve krvinyorsun. İştesana der-
gL. Çok güzel bir yöntem. Ük başta
\alnızca300tanedağrtnordukT Roux.
odasına "Şair Çahşıjor" diye yazı asıp
yatarken, "Uykumdabileçahşıyorum,
rahatsız etmeyin" de demek istiyordu.
Roux rahatsız edıldi mi bilinmez ama
adım görüp dergiyi rahatsız eden çok
olmuş. "Türkçeye kıüık mı girdL Baş-
ka Lsim mi yoktu dediler" diyor Çiçek-
li. Ama şimdi Türkiye'nin birçok ye-
rine dağıtılan, ünlü şairlerle şiire yeni
başlayanlann buluştuğu bir dergiye
dönüştüğünü anlatıyorheyecanla. "As-
la yerel düşünmedik" diyor.
ENTERNET / MEHMET SUCU mehmet(g cumhuriyet.com.tr
Avaıpa Komisyonu, 2000 yılının
Haziran ayında, sloganı "herbireyi,
»şyenn/, evi, okulu ve devlet daire-
sni Internet'e taşımak" olan e-Av-
rupaEylem Planı'nı harekete geçir-
Bir Yol Haritası: Beyaz Kitap
E-Avrupa girişimi örnek alınarak
JQ aday ülkeleri için e- Avrupa+Ey-
Hem Planı hazırlandı. Bu çerçevede,
aday ülkelerin 2003 yılı sonuna ka-
<ar üye ülkelerin ulaştıkları hedef-
Seri gerçekleştirmesi gerekiyor.
Aday ülkelerden biri olan Türkiye
-ce2G01 yılının Haziran ayında, Gö-
tebog Zirvesi'nde kararlaştınlan "e-
-/^nj?a+"taahhütlennin altına imza
artı. "ürkiye, Avrupa Birliği'ne aday
ükeolmayı benimseyerek, internet
lonLBundaki yasal çerçevesini de AB
politkalanyla uyumlu hale getirme-
y kaoul etmiş bulunuyor.
A\mpa ülkeleri arasında en yük-
seke-devlet uygulamalan kullanımı
yüzde 57'lik bir oranla Isveç'e ait-
ken, bu oran Türkiye'de yüzde 13.
Ayrıca, birçok Avrupa ülkesinde, ki-
şisel veriler ve bilgi edinme hakkı
yasalarla koruma altında bulunuyor.
Yönetim kurulu başkanlığını Fa-
ruk Eczacıbaşı'nın yaptığı Türkiye
Bilişim Vakfı tarafından yayımlanan,
Dr. Yaman Akdeniz'in "Beyaz Ki-
tap/ Internet'in ÇokTaraflı Yöne-
timi: Türkiye'deki Polrtika Yarat-
ma Sürecinin Çağdaşlaşmasına
Doğru" adlı çalışması, Türkiye'ye
en uygun çözümlerin bulunması için
İnternet yönetişimi konusunda ulu-
sal ve uluslararası düzeyde farklı
yaklaşımları irdeleyerek inceliyor.
Türkçe ve ingilizce olarak iki ayrı
sımdan oluşan çalışmasında Dr.
Yaman Akdeniz, internet'in kendi-
ne has, merkezi olmayan küresel
doğası, uluslararası ve uluslarüstü
düzeydeki gelişmelerin ve anlaşma-
lann etkisi vegücü nedeniyle "etkin"
kural koyma olgusunun tek bir dev-
let örneğiyle sınırlandırılamayaca-
ğını vurguluyor.
Beş bölümden oluşan kitapta Dr.
Akdeniz, Türkiye'de Olumlu İnter-
net Düzenlemeleri için hükümete
özetle şu önerileri sunuyor:
• Türkiye'de politika oluşturma
sürecini "çağdaş" kılmak için acil
önlemler almak.
• Bu alandaki politikalann Inter-
net'in benzersiz doğası hakkında iyi
bilgilendirilmiş ve kendisi de bu tek-
nolojiyi doğrudan kullanan politika
oluşturucuları tarafından belirlen-
mesini sağlamak.
• Bu politikaları, İnternet kullanı-
cıları, sivil toplum örgütleri, bilimsel
çevreler ve İnternet sektörü dahil, il-
gili tüm tarafların yorum ve katkıla-
rını alarak geliştirmek.
• Avrupa İnsan Hakları Sözleş-
mesi ve Uluslararası Siyasi ve Me-
deni Haklar Sözleşmesi'nin kutsal
saydığı temel insan haklarına saygı
göstermek.
• Yasama, yargı veya yürütme ile
ilgili olanlar da dahil olmak üzere, ka-
mu bilgilerine İnternet yoluyla erişi-
mi mümkün kılmak.
• Türk vatandaşlannın Internet'e
hızlı ve kolay erişimini ve böylelikle
küresel r ilgi toplumuna tümüyle ka-
tılmasını sağlamak. özellikle; okul-
lar, kütüphaneler ve diğer kamu ku-
rumları yoluyla İnternet erişimini po-
litik bir hedef olarak görmek ve ge-
rekli ölçülerde parasal olarak des-
teklemek.
• Açık ve saydam bir politika oluş-
turma süreci sağlamak.
• Düzenlemelere girişmeden ön-
ce "risk çözümlemeleri" yapmak,
devlet eliyle düzenlemelerin seçe-
neklerini de göz önünde bulundur-
mak.
• Türkiye için benimsenen politi-
kaların, Avrupa Birliği'nin bu alanda
izlediği politika ile uyumlu olmasına
özen göstermek, uluslararası yasal
ve politik girişimieri sistemli biçim-
de izlemek.
• İnternet ile ilgili politikaların ge-
liştirildiği uluslararası forumlarda
Türkiye'nin sistemli olarak katılım
ve temsilini sağlamak.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
Bir Seçim Böyle Bitti
KKTC seçiminin aritmetiksel kazananı, elbette CTP
olmalı. Sandıklar açılırken UBP ile birlikte atbaşı gö-
türdüğü yarışı, fotofınişte yüzde 35.18 lik bir oran-
la ve başlıca rakibinden 2.18 'lik bir farkla önde bi-
tirdi.
14 Aralık'ta da görünmeyen bir el, KKTC'de bir
karpuzu tam ortadan bölmek isteyen, bunda ba-
şan da sağlayan adam gibi sonuç aldı. ikiye ayn-
lan karpuzun bir yanında kaçınılmaz fazlalık ken-
disini gösterdi.
önceki günkü seçim, bundan önce Kuzey Kıb-
rıs'ta yapılanlar gibi sıradan bir parlamento seçimi
olsaydı, partiler örneğin kişi başına düşen geliri na-
sıl arttıracakları, vergiler konusunda ne yapacak-
lan gibi her ülkenin seçmenini doğrudan ilgilendi-
ren sorunları seçenek olarak alanlara taşısalardı..
O zaman bu sonuçlara göre 50 kişilik KKTC Par-
lamentosu'ndan bir iktidann nasıl çıkartılacağını
Denktaş'ın başkanlığında oturup kararlaştırabilir-
lerdi.
Oysa önceki günkü seçim, kimilerine göre
KKTC'nin varlığını sürdürmek mı, yoksa "artık ta-
mam bitti" demek mi'li bir referanduma dönüştü-
rülmek istenınce, seçmenler kesin ve açık çözüm
yerine, devletlerinin devamından yana asla gözar-
dı edilmeyecek bir çoğunluğun bulunduğunu or-
taya koymakta tere' ye de girebilirdi. Ancak, bu gi-
riş için başlıca koşul olarak gösterilen Annan Pla-
nı'na gözü kapalı teslimiyet, kuzeydeki seçmen
için söz konusu değildi.
Mızıkçı Talat
Daha sandıklar açılırken, Pazar günkü seçimde
UBP' nin şeker ve pirinç dağıttığını söyleyerek ik-
tidarı seçmen satın almakla suçlayan CTP Genel
Başkanı, dün de CNN Türk'te sonuçlan değerien-
dirirken "Bütün devlet imkânlanna, devlet medya-
sına rağmen" sözlerini altını basa basa kullandı. Arna,
karşıtlannın da "bütün ABD ve AB elçileri eliyle ya-
pılanpropagandalara, Türkiye'deki tv'lerin vega-
zetelerin önemli bir bölümü ile sivil toplum örgüt-
lerinin birer AB görevlisi gibi yırtınmalanna, kay-
nağı belirsiz para harcamalanna rağmen" bu re-
ferandumdan hasarsız çıktıklannı göremediğini or-
taya koydu.
CTP Genel Başkanı, 14 Aralık seçimlerinin so-
nuçlanndan öylesine emindi ki, Denktaş'ı görüşme-
lerden alabılecek gölge bir Cumhurbaşkanı gibi al-
gılayabiliyordu. Ülkesinin anayasal sitemini deye-
terince özümsemediğini, seçim sonuçlanndan son-
ra bile aynı sorunu irdeleyerek sürdürürken yürüt-
me erkinin hükümette olduğunu sözlerine dayanak
yaptı. Ama KKTC Başkanı'nın tek derece ile seçil-
mekte olduğunu unutmuş göründü. Üstelik kendi-
sine yöneltilen DP ile ortaklık kurma seçeneğini
değeriendirirken de, olası ortağı partinin genel baş-
kanının soyadının da Cumhurbaşkanı ile aynı oldu-
ğunu unutmuş göründü. Yani Serdar Denktaş'a
ilk icraat olarak babasının azlini imzalatabileceği-
ni bile düşünecek bir yapıya sahip olduğunu da gös-
terdi.
Seçimleri KKTC'de izleyen gazeteciler, sonuçla-
rın CTP Genel Merkezi'nde sevinç değil, hüzün ya-
rattığını söylerken, dün öğlen saatlerinde Cumhur-
başkanının, televizyonlann canlı yayınladığı basın
toplantısında gizlemeye gerek görmediği bir mut-
luluk ile kamuoyuna seslendiğini gördük.
Rauf Denktaş, Pazar günkü seçimlerin, yarışa
resmen katılmayan ama görünmeyen galibi oldu-
ğunun bilinci içinde konuştu. AB ve ABD'nin, iste-
dikleri kadar tanımadıklarından söz etseler de ön-
ceki günkü seçimlere gösterdikleri resmi ve yan res-
mi ilgilerile, adanın kuzeyinde kendi geleceğini, üs-
tetiktamdemokratikyöntemleriebelirleyenbirtop-
lumun bulunduğunun bilinci içinde olduklarının al-
tını çizdi.
O toplum, elbette AB'ye girmek gibi bir hakkın
sahibi olduğunu da biliyor. Ama o giriş yolunun, dev-
letini ve kendi varlığını hiçe sayacak bir paketin
içeriğini gözü kapalı imzalamakla açılmayacağının
da farkındadır.
Denktaş'ın önceki gün verdiği önemli mesajlar-
dan birisi de, barajı aşan dört partinin bir ulusal mu-
tabakat hükümeti kurması gerçekleşebilirse, bu
yöntemin kuzeyin geleceği açısından dış dünnya-
ya önemli vurgular yapacağıdır.
Yine Denktaş, artık ambargonun kaldınlması ger-
çeğinin anlaşılmasını Pazar günü seçimleri ile bire
bir ilgilenen devletlerden bir hak olarak istemekte-
dir.
KKTC nin geleceğini elbette kendi parlamento-
su ile birlikte Ankara'daki TBMM' nin vereceği ka-
rar belirleyecektir. Ankara, Pazar günü verilen me-
sajın, birzamanlar AKP liderliğine kimi danışman-
lar tarafından nakledilenlerden farklı olduğunu uma-
rım görecek kadar deneyim kazanmıştır.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtwe-kolay.net
Süheyta Okan M.EşberOkan
Sizi çok: özliiyoruz.
Fehmi Okan,
Lale Okan,
Efsun (E.K.K.E.)
Türkiye Gazeteciler Cemıyetfnın yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlanna ılışkin raporianyia, araştırmalanyla,
köşe yaalanyla, tarafsız habertenyle sıvıl toplumlann gazetesı
Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.21151108 75