Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ARALIK2003SALI CUMHURİYFl SAYFA
17
BHatasmyĞayol
ayrm:
raTerimyaneşterim!
Bektnmik posta: denizsomectfflThuriyetcom.tr www.denizsom.coni Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97
- Amerikalılar Saddam'ı
yakalamış...
"Bush'u yakalavacak
de&llerdi va!"
Mehter
Hasan Aydın:
"Kuran kurslan
yönetmeliğinin geri
çekildiğini sanmayın.
Bugün bir adım geri
attılarsa, yann iki adım
ileri gideceklerdir."
Katıksız
Srtkı Ergüney:
"Gecekonduda
yoksul ailelerle iftar
yemeği yiyen, okulda
türban taksın diye
çocuklarını Amerika'ya
gönderen Tayyip
Erdoğan'ı savunan ve
'aydın' geçinen bir
egitimci, 'Sizin de
paranız olsa
çocuğunuzu yurtdışında
okutmaz mısınız' diyor.
Eğitime yüzde 100 katkı
ancak böyle oluri"
uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde seçim-
leryapıldı ve sonuçta Kıbrıslı Türklerin tam
ortasından ikiye ayrıldığı görüldü. Seçim
sonuçlarına bakılırsa halkın yarısı bir an
önce Rumlarla bütünleşerek Avrupa Birliği'ne gir-
mekten, öteki yarısı adına "statüko" denen ulusal
çıkariarının gözetilmesinden yana tavır koydu.
Türkiye'de seçim sonrası her partinin o seçimden
nasıl kazançlı çıktığını yorumlamak âdettir...
"Yavru vatan"daki seçimi ise tam tersinden yo-
rumlamaya ne dersiniz? Bakalım kimler ne kaybet-
miş:
Kayıplann en büyüğünü hiç kuşkusuz komiser
Günter Verhoygen'in şahsında Avrupa Birliği ya-
şadı. Avrupa Birliği'nin ve Türkiye'deki işbirlikçile-
rinin onca maddi ve manevi desteğine karşın Kıb-
nslı Türklerin ancak yansının aklını çelebildiler. Ku-
zey Kıbns'ta, Gürcistan'daki gibi bir halk ayaklan-
ması yaratabilecek oy yüzdesine ulaşamadılar.
SüreçRumlara teslim olmak istemeyenler seçimi kazanır-
sa, seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini beyan e-
den komiser Verhoygen, ne yazık ki amacına ula-
şamadı.
Ikinci büyük kayıp komiserle işbiriiği halindeki ge-
nel sekreter Kofi Annan'ın şahsında Birleşmiş Mil-
letler'in hanesine yazıldı. Seçimle birlikte bir refe-
randuma dönüştürülen Annan Planı, Kıbnslı Türk-
lerin ezici çoğunluğu tarafından onaylanmadı. Ko-
fı'nin planı kof çıktı.
Kaybedenlerden biri de Türkiye oldu... Kıbnslı
Türklerin yansının artık Türkiye'ye başka bir gözle
baktığı acı gerçeği ortaya çıktı.
Biryandan da Yunanistan kaybetti... Kıbnslı Türk-
lerin yarısının Türkiye karşıtı yapılamadığı görüldü.
Bir başka kaybeden Mehmet AN Talat'ın şahsın-
daki muhalefet partileri oldu... Yıllardır ambargo al-
tındaki Kuzey Kıbns'taki muhalefete Birleşmiş Mil-
letler'den Avrupa Birliği'ne kadar dünyanın deste-
ği verilmişken oyların ancak yansını alabildiler. On-
ca emeğe ve dış desteğe yazık oldu.
Kaybeden taraflardan biri de Derviş Eroğlu'nun
şahsında iktidardı. Iktidann oyları geçen seçime gö-
re düştü. Ulusal birliğin, partinin tabelasında "Ulu-
sal Birlik" yazmasıyla korunamayacağı fena halde
anlaşıldı.
Kaybedenler arasında KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaşdayerini aldı. Denktaş'ın, gereksöy-
lemleriyle gerekse seçim meydanlanna kadar ine-
rek verdiği açık destek mevcut iktidann iktidannı ko-
rumasına yetmedi.
Sonuçta Kuzey Kıbrıs'ta herkes kaybetti.
Ama asıl kaybedilme sürecine giren Kuzey Kıb-
rıs Türk Cumhuriyeti'nin kendisi oldu.
TutAkif Kökçe:
"Tutucuların tutuculuğu
ucundan tuttuklan
parayla orantılı."
KadıMete Neptün: "AKP
milletvekilleri yargıya
güvenemiyorlarmış.
Kolayı var; Başbakan
bir defaya mahsus
olmak üzere, yargıçlann
yerine imam-hatip
mezunu birer kadı
atayıversin!"
SESSİZ SEDASIZ (!)
İ
mm
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku(a yahoo.com
Hayatta çizgisi olmadığı için
sürekli yan çiziyor hayattan!
Kredi kartı
v
satmak
v
için denenen yollar
Geçen Perşembe sabahı erken
saatlerde Prof. Dr. Şükrü Ersoy
kapının ziliyle uyanıyor.
Kapıda özel posta dağıtıcılanndan
biri; Finansbank'tan kredi kartı
getirdiğini söylüyor ve zarfı
teslim etmek için kimlik
göstermesini istiyor.
Prof. Dr. Ersoy, herhangi bir
bankadan kredi kartı talep etmediğini
bildirince dağıtıcı, "Göndermişler
efendim benim yapabileceğim
bir şey yok" diyor.
Adına düzenlenmiş kredi kartını
başkalannın eline bırakmak yerine
teslim alıp iptal ettirmeyi düşünüyor
Prof. Dr. Şükrü Ersoy ve sonra.
Sonrasını şöyle anlatıyor:
"Kartı almak için kimlik bilgilerimin
olduğu kâğıtlan imzalarken ne
göreyim bana imzalattığı bir banka
isözleşmesi. Yani dağıtıcıyı bir
banka görevlisi olarak kullanıyoriar.
Ben bu sözleşmenin okunmadan
imzalanamayacağını söylediğimde
dağıtıcı 'ben beklerim siz okuyun
efendim' dedi. Sözleşme 20 sayfa ve
ben pijamalanmla açık daire
kapısının önünde gelen geçene rezil
olur biçimde düşürüldüğüm duruma
bakar mısınız? Dağıtıcıya 'Seni
banka görevlisi durumuna
düşürüyoriar bunun için banka size
ek ücret veriyor mu' diye sordum;
'Yok' dedi. Kart şimdi iptal edilmek
üzere masamda duruyor.
Bankacılaria görüşeceğim, ama
böyle bir şey yaşamak sinir bozucu."
îslamcı Terör Üzerine
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
Türkiye'de yönetici güç ve
onun kucağındaki medyate-
röre ad koymak için oyalayıp
oyalanırken, dünya basını
yoğun bir biçimde ıslamcı te-
rörün amacını, ereğini (hedef)
irdelemeye aldı; bu konuda-
ki makalelere, Cumhuriyet ile
birlikte -çok az sayıda da ol-
sa- kimi gazeteler sıcağı sı-
cağına sayfalannda yer ver-
di, veriyor; ayrıca internet si-
teleri de aynı konuyu işleme-
ye başladılar.
Yazılanlarda görülen or-
taklaşa kanılardan biri, terö-
rün, artık siyasetin aracı,
yöntemi değil ta kendisi ol-
duğu, harekete geçiren güç
olarak da "dinselinancı" kul-
landığıdır.
Bu görüşte olanlar "kullan-
ma" konusunda bir "geriye
dönüş"ten söz ederek, Mak-
yavel'i anımsatmaktadırlar.
Makyavel, hâlâ güncelliği-
ni koruyan beş yüz yıllık ünlü
yapıtı "Hükümdar"da, "elisi-
lah tutan" yani savaşan pey-
gamberierin başarıya ulaştı-
ğını söyler, örnek olarak da
Hz. Musa'yı gösterir.
Haklı olduğu yadsınamaz;
özellikle de tek tannlı üç din-
den ilki ve sonuncusu düşü-
nülürse. Bilindiği gibi bu din-
lerin önderleri yalnızca inanç-
larını yaymakla kalmadılar,
devlet kurma atılımında da
bjlundular; bu nedenle de
savaşmak zorundaydılar.
Ikinci tek tannlı dinin öncü-
sû savaşmadı, yaşamı da
pek kısa oldu; ama onun ye-
ı-he "Kilise" bunu fazlasıyla
yerine getirdi.
Dolayısıyla tek tannlı dinle-
rh doğuş günlerinde yaşa-
mnların, yani savaşın, "ci-
hîd"\n, öldürmenin, ölmenin,
"alan "ın vb. bu dinlerin kut-
sîl kitaplannda, "kilise", "ha-
ds", "sünnet" gibi ikincil
kıynaklarında yer aldığı gö-
rüür; bu durumda, savaşın
öicesini oluşturan siyasetin
cfe inanç alanına girmesi ka-
çnılmazdı.
Çatışmanın kutsal kaynak-
lada teknik içerikle yer alma-
snı, teröristlerin amaçlan
oğrultusunda kullanmaları,
oğal olarak teröre inanç bo-
yjtu kattığı apaçıktır, dolayı-
s/la bu bağlamda siyasetle-
rıin terörte örtüştüğü söyle-
nbilir.
öte yanda dış basında te-
rrizmin amacının "Dünya Is-
lam Devleti" kurmak olduğu,
bunun için de Islam ülkeleri-
nin ödünsüz bir şeriat düze-
niyle yönetilmelerinin sağlan-
ması ve birleştirici güç olarak
da hilafetin yeniden diriltilme-
si istendiği yoğun biçimde di-
le getirilmektedir; aynca bu
yolla Islamın dünyada yeni
bir "kutup" oluşturacağı da
ileri sürülmektedir.
Islamcı terörün bu amacı
Türkiye'de yıllardan bu yana
yazılıp söylendiği gibi, ortaya
konan bu ereğe (hedefe) u-
laşmanın pek de olanağı bu-
lunmadığına işaret edilmek-
tedir.
80 yıl önce hilafeti kaldıran
Atatürk de bu konuyu 1927
yılında büyük Söylev'ini verir-
ken dile getirmiş: "Osmanlı-
ların hem Avrupa'yı ele ge-
çirmek, hem Islam Dünya-
sı'nı yönetimi altına almak
amacını güttüğünü" ama
"Batı'nın sürüp giden karşı
saldınsı, Islam Dünyası'nın
ayaklanması, Osmanlı Impa-
ratoriuğu'nu da benzerteri
gibi tarihin bağnna gömdü-
ğünü" belirtmiş ve "Dünya-
daki bütün Türkleri de bir
devlet olarak birieştirmenin "
ulaşılamayacak bir amaç ol-
duğunu söyleyerek, "Islam-
cılık ve Turancılık siyasasının
başarı kazandığına tarihte
rastlanamadığını" ileri sür-
müştür.
Atatürk'ün bu görüşü 76
yıldır değerini kaybetmedi;
Islamcılık ve hilafet yönün-
den şöyle birdüşünüp anım-
samaya çalışırsak, yaklaşık
1970'lerde yeniden su yüzü-
ne çıkan siyasetin Islamlaştı-
nlmasının, Mısır, Iran, Sudan,
Pakistan, Cezayir, Fas, Tu-
nus, Afganistan, Lübnan'da
yıllar ilerledikçe yerleştiğini,
1990'lann sonlanna doğru da
Burma, Çad, Taylan, Filipin-
ler'de söz sahibi olmaya baş-
ladığını görürüz.
Ne var ki bu şeriat yöneti-
mine yöneliş, şeriatı benim-
seyiş bu Islam ülkelerini bir
araya getirmeye yetmediği
gibi, içlerinden birinin saldın-
ya uğrayıp işgal edilmesi bi-
le birlikte hareket etmelerini
sağlayamadı.
Islam dünyasında gereken
silkinişin, uyanışın, Batı em-
peryalizmine karşı koyup da
ardından ayakta kalmayı ba-
şaran Türkiye örneğinde
aranması gerçekçi bir görüş
olur, içinde bulunduğumuz
yüzyılda...
ÇÎZGÎLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci" mynet.com
H A R B t SEMİH POROY semihporoym yahoo.com
OTOBÜSTEKİLER KEM4L tRGfvç k_urgenc(n yahoo.com
TARİHTE BUGÜN VİMTAZ ARIKAN löArahk ıcıcu.mutntaz-arikan.com
ORTA SINIFIN ROMANCIS/..
i77S'rB 8UGÜM, ÜMÜİ /U6İÜZ ROUANCISl JAUE AUST£H
(CETH OSrt'N) OOğOU. OKULOA 8AŞLAYAN Ö€tZEHrMİ\i EVİH-
DE SÛ&HİEeH AUSTEN, KISA ZAMANDA, B'RMAÇ DİL BlLEM
Ve KLÂSİKLE& İNCELEYBN Bl£ 6GVÇ KJZ OLACAKTt.
ENrEU.EaÜeL GEUÇIM VESANATCOÇKUZUUU 12- t
rr yAfLA/e/ AZASIUDA BÜTÜN yoeauuıeuYiA DUYA-
CAtC, ILK ROMAHI OLAN *LAOY SUSAN*7 MEKTVPIA
(ZINDA YA2ACAtanR. DANIBL D6FOB f£" HENISf F/EL
DIMG'LE BÜyİİK ATtLIM YAPMlÇ OLAAI IfJGİÜZ CO-
LtAAIt; JANE AUSTEN İLE GEgÇEKÇlU&£, GÜNDEUK
YAŞAM'N AZOINDAia ÖNEMLİ UfJ^UEİABA, AYRIU17LARIYLA SET/A4-
LENMıŞ KİŞİLİKLEISe YÖNEÜB. AaSTEfJ, OETA S/A//P
A// USTACA AULAmN ZOMANLAFMYLA ÖLÜMZÛZLEŞECeKrİR. İŞTE
BAZI YAPmAS/; "SA6PUYU VE PUYARUK*, "6URUR. YEAÇ*?, fet**}"
Soltia, şimjimûıe otm eı// ve saşlığında dikhği bir- meçe ağaa â
Samsun muhabirimiz
Cemil Ciğerim'in babası
HASBİ CİĞERİM
vefat etmiştir.
Arkadaşımıza ve ailesine
başsağlığı diliyoruz.
CUMHURİYET ÇAUŞANUUU
KtnMYl JMLUYt 6HKU6İMM
». Tspy Sso IffjtatiKfaciSnçM fi«Mt
İLAN
BAYBUKT SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasKo: 2003 584
KararNo: 2003 717
Davacı Yüksel Yıldınm vekili Av. Atilla Adiloğlu tarafından da\-alılar
Dursun kızı Mahbup Karaaslan. Dursun kızı Gülhanım Karaaslan ve Dur-
sun kızı Rahime Karaaslan aleyhlerine açılan izale-i şüyu davasının mah-
kememizce verilen karan, davalılar Drusun kızı Gülhanım Karaaslan ve
Dursun kızı Mahbup Karaaslan'a tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğine
karar verilmjş olup,
Davanın kabulü ile Bayburt ili merkez Şıngah Mahallesi Bayır Sokağı
23 pafta. 90 ada 7 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki müktesabat (tina)
bedelı davacıya ait olmak üzere arsa bedelının ıse tapu kaydındaki hıssele-
n oranında tapu kayıt maliklerine paylaştınlmak üzere taşınmazdakı or-
taklığın satış suretı ile gıdenlmesıne, satış bedelı üzennden % 09 oranında
ilan harcı alınmasına, davacı tarafından yapılan 187 030.000 - TL yargıla-
ma gıdennin davacı payına düşen mıktarın davacı üzerine bırakılmasına,
davalılar paylanna düşen miktann davalılardan alınarak davacıya verilme-
sine. davacı vekılı için 230.000.000- TL vekâlet ücretı takdınne karar ve-
rilmış olup; karar Şingah Mahallesi Bayburt adresinde ıkamet eden, Dur-
sun kızı Mahbup Karaaslan. Dursun kızı Gülhanım Karaaslan ve Dursun
kızı Rahime Karaaslan'a tebliğ edılemedığinden ilanen teblığıne karar ve-
nlmış olup, ışbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtibaren 7 gün sonra tebliğ
edılmiş sayılacagı HUMK'nın 213 ve müteakıp maddelen gereğınce dave-
tiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 61962 J
GÖRÜŞ
TURKKAYA ATAOV
Saddam da, Bush da
Yargılansın!
Saddam Hüseyin'in yakalanması ve yalnız es-
ki Baas iktidan için değil, Yugoslavya, Ruanda ve
Lockerbie olaylanyla bağlantıh geçici, bölgesel ve
tek yanlı mahkemelerin kurulması hukukun kuvvet
politikasıyla çatışmasını bir kez daha gündeme
getiriyor. ABD'nin Irak Genel Valisi Bremer ile Kor-
general Sanchez in basın toplantılan "çatlakses-
ler"'m alınmadığı bir "tiyatro "ydu.Bu koroya Annan
ve Chirac gibi karar yerlerindeki bilgisizlerin katıl-
malan hem acı hem gülünç. Saddam'ın diktatörol-
duğuna kuşku yok. Amerika'nın Ortadoğu'da baş-
ka diktatöıieri kuvvet politikası gereği koruduğu da
bir gerçek.
özellikle savaşlardan sonra hukuk yansız işle-
miyor ve yalnız yenilen muhakeme ediliyor. Buna
"galiplerin adaleti" denir, onu yeriilere uygulatsa-
lar bile. Oysa, adalet sadece güçlülerin yaranna iş-
letilmez. Hukuk yansızlığa, evrenselliğe, meşrulu-
ğa dayanır. Yenilmiş ve zayıfın hakkını da korur. Si-
yasal otoriteden ayn olması gereken hukuk aynı il-
keleri güçlüye de uygular. Bir temeli de şu: Kimse
taraf olduğu konuda aynı zamanda yargıç olamaz.
Kendini yargılamayan güçlü taraf yalnız zayıfı sav-
cı ve yargıçlannı atadığı mahkemeye çıkarırsa, bu
durum, ünlü hukukçu Hans Kelsen'in deyimiyle,
"adaletdeğil, intikamdır", "insanlıkadına"gibigü-
zel sözlerte bezense bile. Proudhon der ki; "Qui
dit humanite, veut tromper" (Insanhktan dem vu-
ran kandınyor olmalı).
Emperyalizm Osmanlı devletini "insanlıkadına"
diye diye sömürdü, batırdıvepaylaştı. Adını "Kut-
sal Ittifak" koyarak paçalan sıvadılar. (Şimdi, "ko-
alisyon " da deniyor.) Mora, Suriye, Bosna-Hersek,
Bulgaristan, Ermeni sorunu, Makedonya müdaha-
leleri birbirini izledi. O gün de, bugün de uygula-
nan şu; "çifte standart". Saddam suçlandıkça,
Bush sanki haklıymış gibi görünecek.
Intikam ve el koyma rüzgârları özellikle savaş-
lardan sonra daha sert eser. 1918'den sonra ga-
liplerin baskısıyla işgal altındaki başkent Istan-
bul'da kurulan "Nemrut Mustafa Paşa" divanının
karariannı, Ingilizlerin Osmanlı Sadrazamından ga-
zeteci Ahmet Emin'e değin muhakeme için Mal-
ta'ya sürdüklerini ve sığınmacı yenik Alman Kay-
zer'ini Hollanda'nın onu savaş suçlusu diye yar-
gılamaya hazırlanan galiplere teslim etmemesini
anımsayalım. 1945-46'da oluşturulan Nürnberg
ve Tokyo Mahkemeleri banşa ve insanlığa karşı
suçlaria savaş suçlannı beliriedi, yukardan hukuk-
dışı emir alanlann buna uymayacaklannı yerleştir-
di ama, savcıyı ve yargıcı (kendileri muhakeme
edilmeyen) galipleratadı, karariann datemyizi yok-
tu. Bu ikisi günümüzde BM'nin kurduğu Yugoslav-
ya ve Ruanda ad hoc (geçici) mahkemelerine, ya-
ni "galiplerin adaleti"ne örnek oldular.
Taliban kadar kötü yönetici zümre az bulunur.
Ama 11 Eylül 2001 saldınsını o yapmamıştı. Bu-
nunla Irak'ın da ilgisi yoktu. Silaha ancak saldınya
tepki olarak meşru savunmada (o da sınırtı biçim-
de) başvurulacağı B.M. Antlaşması'nda (m. 51)
açıkça belirtilirken, ABD Irak'a kendine buyruk sal-
dırdı. HitJer'in Londrasivil hedeflerini yoğun bom-
bardımanı da hukuku çiğnemekti. Ama Müttefik-
lerin Almanya'yı dümdüz etmesi de.
Çıkar yol yansız, bağımsız, evrensel ve gerçek
bir uluslararası ceza sistemidir. ABD ile Afganis-
tan ve Irak arasında bir anlaşmazlık var idiyse,
Uluslararası Adalet Divanı'na niye başvurulmadı?
ABD Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne neden te-
melden karşı çıkıyor? "Haktanyanaysa"Güvenlik
Konseyı'nin 1422 (2002) sayılı karanyla "Amerifcan
personeli yargılanamaz" ayncalığını neden yerieş-
tirdi? Son 13 yıldır Irak halkını kim daha fazla inim
inim inletti. Saddam mı, ambargoyu sürdüren ba-
ba Bush, Clinton ve oğul Bush mu? Iraklı ana, ço-
cuğunun sütü için bileziğini satarken, Saddam'ın
geri zekâlı oğlunun yeni saray yaptırması çılgınlık-
tı ama, bir halkın gıdasının siyasal araç olarak kö-
tüye kullanılamayacağını belirten BM karariannı
çiğneyen, yanm milyon Iraklı çocuğu yiyecek ve i-
laç kıtlığı nedeniyle ölüme iten Amerika değil mi?
Tüm suçlular buyursun bağımsız bir mahkemeye!
Neyin doğru olduğunu bu koşullardadasöylemek
gerek. Güçlüye sığınıp hakkı yana itmenin fazileti
yok. Tavırlarımızı yalnız bugünkü CIA yöneticileri
değil, gelecek kuşaklar da değeriendirecek.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Askeri bir-
liklerin bulun-
duğu yer. 2/
Gözde sanya
çalan kestane-
rengi... Eribe- 4
ğenilenbirba- 5
lık. 3/Birçeşit -
kekik...Benl-
b
yum elementi- 7
nin simgesı. 4/ 3
Rütbesiz as- Q
ker... Bilgıçlık
9
taslayan kimse. 5/
Hindistan'da halkın
aynlmış olduğu, bir-
birine karşı kapalı sı-
nıflann adı... içinde
şarap yapılan bir çeşit
fiçı. 6/Çarhk Rusya-
5
sı'nda zengin köylü- 6
lere verilen ad. II 7
Aruz ölçüsünde kısa 8
okunması gereken bir 9
heceyi, kalıba uydur-
mak için uzatma... Telefon sözü. 8/ Şiddetli ağn ve
özellikle omuz ağnsı... Kemiklerin yuvarlak ucu. 9/
Genelev işleten kadın... Kırkpınar güreşlerini düzen-
lemeyı üstlenen kişiye verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sürünün otlamaya gitmeden önce toplandığı yer.
2/ Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu... Bir aydınlatma
aracı. 3/ Eski dilde yol... Bir bestede kullanılabıle-
cek aynı türden sesler kümesı. 4/Bir yıl boyunca Gü-
neş'ın gökküresi üzerinde çizdiği çemberin sınırla-
dığı daire. 5/ tncir ağaçlarında döllenmeyi sağlayan
sinek... Asya'da bir ırmak. 6/ Çok uzun boylu bir
hayvan. 7/Trabzon'un bır ılçesi... Pasaklı, kılıksız.
8/Bıtki... Toprakdamlan sıkışhrmakta kullanılan taş
sılindir. 9/Bırnota... Bitkisel kökenli bir yiyecek ya^
da içeceğın damakta algılanan hoş kokusu.