Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14ARALIK2003PAZAR CUMHURİYET SAYFA
İ V LJ 1_J M. U MX kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAYAKEN
Işık ışık, Sadri Alışık!Tk T"âzım Hikjnet'i,Kürtler için şiir yaz-
f \ l madı diye eleştirenler var. Böyle dü-
J_ V şünenler "Kürt" sözcüğünü bir ırk
olaıak ele ahyorlarsa şaırin "Sayın halkları
bütün ırklann" dizesiyle başladığı "Orası"
adlı şiirindeki şu dize hoşlanna gidecektir:
"Abhazlısı, Hintlisi, Kürdtt, Fransızı".
Edebiyat adına yapılacak yanlış eleştiriler-
den biri de sosyalist düşüncedeki bir şairi, bir
halkın. "Bizim için şiir yazmadı" diye suç-
laması, dışlamasıdır. Nazım Hikmet, yazdığı
şiirlerden dolayı suçlanmış ve düşünceleri yü-
zünden hapis bile yatmıştır. Geride bıraktığı-
mız yüzyılın sonlannda hortlayan milliyetçi-
lik, sosyalist Nâzım Hikmet"i, yazmadığı şi-
irlerden dolayı da suçlu bulmaktadır! Emper-
yalızmın "kırmızı çizgi" politvkasıyla sö-
mürdüğü coğrafyaya çöreklendiği bir dönem-
de, sınırsız, sınıfsız bir dünya özlemındeki
Nâzım Hikmet de payına düşeni alacaktır el-
bette'...
Benim ise Nâzım Hikmet'in şiirinde aslabir
eksiklık olarak düşünmeden merak ettiğim,
bir ucundan öbür ucuna Galata Köprüsü'ne
neden rastlamadığımızdır? Tarihi koprünün
şairin hayatında önemli bir yeri vardı; Nâzım
Hikmet'in, köprü üstünde Aydınlık gazetesi
sattığı söylenir; annesi Celile Hanım da ha-
pistekı oğlunun serbest bırakılması için Ga-
lata Köprüsü'nde bir dilekçeyi ımzaya açmış-
tır. tstanbuFa gelen her şair, ressam ya da gez-
gin, kentle ilgili yazılarında koprünün kalaba-
lığına, her milletten insanla dolu olduğuna
değinmıştir. Burası, tam daNâzım Hikmet'in
"insan manzaraları"na uygun bir mekân-
ken, şair ona yahuzca şu dizesinde yer verir:
"Köprüden, emanetçi Nuri Efendiye verip
/ bir servi sandık yollasa bana memlcketim
tstanbul, / bir gelin sandığı."
Galata Köprüsü'nde Nuri Efendi adında bir
emanetçi olduğunu Nâzım Hikmet'ten öğre-
niriz. Sermet Muhtar Alus da 1938 yılında,
Akşam gazetesinde yayımladığı bir yazısın-
da, köprüdeki Şekerci Ismail Ağa'nın en gü-
venirli emanetçi olduğunu yazar.
Köprü üstünde satılan oyuncaklar
Köprü üstünde seyyar oyuncak satıcılany-
la karşılaşmak hiç de sürpriz değildir. Galata
Köprüsü, kuruldu kurulah Istanbul'un oyun-
cak satılan bir mekânıdır. Sermet Muhtar
Alus, 20 Ekim 1946 tarihli Akşam gazetesın-
Bir televizyon
programı için
Zincirlikuyu
Mezarlığı'na giderken
Sadri Alışık'tan da söz
etmeyi kafama
koymuştum.
Sanatçının, üstünde
şapka resmi bulunan
mezar taşına
geldiğimizde akşam
olmuştu çoktan.
Çekime
başladığımızda
kameraman, "Abi, ışık
yetersiz" deyince
parlak bir fikir geldi
aklıma: Biraz daha
bekleyecek, hava iyice
karardığında, arabamın
farlannı Sadri
Alışık'm mezar taşma
tutarak açıp
kapayacaktım.
Böylece, yaşantısı
sahne ve set ışıklan
altmda geçen sevgili
"Turist Ömer"imizi
anmış olacaktık.
de koprüde satılan bir oyuncağı tanıtır bizle-
re: "Renk renk boyah, ince uzun teneke-
den, üstündeki ı\ır zmrı ileri geri çekince
bülbül gibi öten bir düdük."
Alus'un yazılarında, zaman içinde sanata
dönüşen bir oyuncağa da tanık oluruz; bu
oyuncak, sinemadan başka bir şey değildir:
"Şunu da unutmayalım. O vakitler Beyoğ-
lu'ndaki 'Bonmarşe', 'Pazar Alman'ın
oyuncak dairelerinde, üstüvane biçiminde.
yanları delikli delikli mukavva kutular da
satılırdı. tçlerine çepeçevre, iki parmak
eninde, resimli kâğıtlar konur, kutu mih-
veri etrafında döndürülüp deliklerinden
bakıhrdı."
Yazarın sözünü ettiği, "Motoskop" olarak
bilinen eğlenceli kutunun deliklerinden ba-
kıldığında koşan bir at, ip atlayan bir çocuk
ya da takla atan bir palyaço gibi, hep aynı ha-
reketi tekrar eden fıgürler görülürdü.
"... ve canlı fotoğraf başladı'
Sermet Muhtar Alus, babasıyla birlikte git-
tiği ilk film gösterisini bizlere anlatırken iz-
leyicinin tepkisini aktarmak için bir oyunca-
ğa başvurur: "Nihayet beyazperde aydın-
landı; gürültü, patırdı, ağız kalabalığı ke-
sildi ve canlı fotoğraf başladı. Paradinin
ara yerine kuruhnuş tahta bölmeden öyle
bir patırdı çuturdu ki, tıpkı Eyüp oyuncak-
larının kocakarı zırıltısı."
Sinema tarihimizi incelediğimizde, Eyüp
oyuncaklannı "Efkârlı Sosyetede" adlı fil-
min siyah beyaz karelerinde görürüz. Filmin
başrol oyuncusu, üç tekerlekli arabasıyla İs-
tanbul sokaklannda gezinirken bağınr. "Hay-
di, Eyüp oyuncaklan burdaaa!.."
Sadri Alışık'tır, Eyüp oyuncaklannı satan.
Ünlü sinema oyuncusunun "Bir Ömürlük
İstanbul" adlı şiir kitabının sayfalan arasın-
da da aynı sahne çıkar karşımıza:
Paşabahçe Beykoz haykmyorum
Ezanlaryankılanıyor kulaklarımda
Eyüp oyuncaklan satıyor birilerî
Otelerde çocuklara
Alışık'ın adı ylne ışıklar artındaydı
Zincirlikuyu Mezarhğı'nın sakinlerindendir
Sadri Alışık. Bir televizyon programı için ta-
rihini anlatmak amacıyla bu mezarhğa gider-
ken Sadri Alışık'tan da söz etmeyi kafama
koymuştum. Alışık'ın, üstünde şapka resmi
bulunan mezar taşına geldiğimizde akşam ol-
muştu çoktan. Çekime başladığımızda kame-
raman, "Abi, ışıkyetersiz" deyince parlak bir
fikir geldi aklıma: Biraz daha bekleyecek, ha-
va iyice karardığında, arabamın farlannı Sad-
ri Alışık'ın mezar taşına tutarak açıp kapaya-
caktım. Böylece, yaşantısı sahne ye set ışık-
lan altında geçen sevgili "Turist Ömer"imi-
zi anmış olacaktık.
Ne var ki, arabanın farlan mezar taşının al-
tında kalıyordu! Ön tekerleklerin çıkacağı bir
yükselti bulmak zorundaydık; mezarlıkta işı-
mize yarayacak bir şeyler aramaya koyuldu-
ğumuzda zifiri karanlıktı ortalık!
Çok geçmeden, kaldınm kenan için kulla-
nılan iki düzgün taş ve birkaç tane sağlam, ka-
lın tahta parçası bulmuştuk.
Yaptığımız rampaya arabayı çıkannca far
ışıklannın Sadri Alışık ustamızın adının ya-
zıldığı taşı aydınlattığuu gördük. Sanatçının
adı yine ışıklar altındaydı; keyifle bir açıp bir
kapadım farlan...
Tahtalar mı? Zincirlikuyu'nun yeni bir ko-
nuğu için açılmış mezardan bulmuştuk!
EYKOZ 'UN DÜNÜ BUGÜNÜ' SERGİSÎ AÇILDI
Camın haymnlık
uyandırangüzelliği
Kültür Servisi - TC Kültür ve Turizm
Bakanlığı Kültür Varlıklan ve Müzeler
Genel Müdürlüğü Topkapı Sarayı Müzesı
Müdürlüğü'nce düzenlenen 'Beykoz'un
Dünü Bugünü' başlıklı sergi 12 Şubat'a
dek Topkapı Sarayı Şerbethane Bölü-
mû'nde görülebilir. Sergide özel koleksi-
ycnlardan alınan, Beykoz'un 18. yüzyıl-
dan günümüze ulaşan billurlan, çeşnibül-
büleri, opalinleri gibi klasik öraeklerin
yanı sıra Beykoz'un bugününü oluşturan
Erkin Saygı ve Ruhcan Topaloğlu'nun
çağdaş yorumlan da yer ah-
ycr. Cam atölyesi ile cam
alınındaki 35 yıh aşan ya-
şsmlannın yeni yaratıcı ürü-
nlerini ortaya koyan Saygı ve
Topaloğlu'nun, sergide ço-
ğâıluğu buz mavisi rengin-
de tasarladıklan 37 adet Öz-
gin yapıtı bulunuyor.
Her yapıt tek tek bir mer-
nsrheykelin şekillendiği gi-
b kesiîerek, oyularak, taşla-
larak, aşındmlarak yapıl-
nş; her aşamada kumlama
v benzeri teknikler uygula-
mrak. geleneksel yöntem-
Urle kalıp kullanmadan üre-
tlmiş. Sınırlı sayıda üretilen
}ipıtlann üstünde bulunan
mzalar ise elle atılmış.
camın asaleti...
Prof. Tamer Başoğlu 'Ca-
na Saygı' yazısmda
îvı sergideki
Tapıtlan şu söz-
erle tanımlı-
or "... Adı-
ıı tam ola-
ak koymak
jek kolay
ieğil, belki
çanak, kâse,
razo gibi içine
>ulu. kuru, çiğ,
pişmiş vb. maddeler
va da başka objeler kona-
bilecek kaplar görünü-
münde ya da işlevinde ola-
bilecekbu yapıtlann yuka-
ndaki adları taşımak ya da
o işleri görmek gibi bir arzuları yok, as-
la böyle tanınılanmak istemiyorlar."
Her bir yapıtı büyük savaşlar kazanmış
saygın, onurlu ve dürüst bir generale ben-
zeten Başoğlu, "Onlara fazla yaklaşa-
mazsınız, ellerinizi uzatıp dokunmak.
hissetmek istersiniz ama onlardaki asa-
let size dur dedirtir. Onlan yalnız kar-
şılannda durup gıptayla, saygıyla ve do-
yasıya, uzun uzun
seyredersiniz" di-
yor.
Bakırköy Belediyesi Tıyatrolan'nın yeni çalışmasr. Halk Sahnesi
Yeditepe
Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi
Tiyatro Bölümü
öğrencilerinin
sahnelediği
'Çıkmaz Sokak'
adlı oyun
16 Arahk Salı
günü saat
20.30'da
Kartaltepe Kültür
Merkezi'nde
izlenebilir. Tuncer
Cücenoğlu'nun
yazdığı oyunu
Tolga Yeter
yönetiyor.
Amatör sanatçılar
için yeni bir olanakKültür Servisi - Halk Sah-
nesi adıyla Ocak 2004'te ye-
ni bir çalışma daha başlatacak
olan Bakırköy Belediye Ti-
yatrolan (BBT), üniversite-
îerin sanat bölümleri ve kon-
servatuvarlann dışında kalan
nitelikli, yaratıcı, farklı ama-
- -v ^ tör çalışmalan,
*""% gençlik toplulukla-
-'* n ve sivil toplum
kuruluşlannın sa-
nat etkinliklerini üc-
retsiz olarak bölge se-
yircisine sunmaya hazırla-
nıyor. Halk Sahnesi programı
çerçevesinde Halk Sanat
Atölyesi oluşturup bir bölge
tiyatrosu yapılandırmayı
amaçlayan BBT, seyircisiyle
organik bir bağ kurmak ama-
cıyla Türkiye'de kendi alanın-
dayetkin kişileri bir araya ge-
tinyor. Kasım ayında düzen-
lenen workshop"lar, söyleşi-
ler, sinema gösterimleri,
Türk sanat müziği, Türk halk
müziği ve çeşitli konsenaru-
varlardan tiyatro bölümü öğ-
rencılerinm hazırladığı *Bo-
zuk Düzen' (Yön: NWşfik
Kenter), 'Çıkmaz Sokak'
(Yön. Tolga Yeter), 'Sevgili
Doktor' (Yön. Ali Gökmen
Altuğ), 'İçerdekiler' (Yön:
Suat Ozturna) gibi oyunlar
aralık ayında da sürüyor. Yu-
nus Emre Sahnesi'nde 22
Aralık günü saat 20.30'da Es-
kişehir Anadolu Üniversitesi
öğretim üyesi ve gazetemiz
yazan Ahmet Cemal konser-
vatuvarda sanat eğitimi gören
öğrenciler ve seyircilerle 'Ti-
yatroda Yeni Biçim Arayış-
lan"
1
adlı bir vvorkshop düzen-
leyecek.
çıplak ayaklar...
Aynca 29 Aralık'ta 'Çıplak
Ayaklar Kumpanyası'nın
dansçılan IVleral Ceranoğlu
ile Mihran Tomasyan'ın ha-
zırladıklan workshop izleyi-
ciyle buluşacak. Mimar Süıan
Üniversitesi (MSÜ) Devlet
Konservatuvan'nda modern
dans yüksek lisansı yapan.
Amerikan dans topluluklann-
da ve Avrupa'da dans festival-
lerinde yer alan Cerenoğlu ha-
len CRR Dans Tiyatrosu'nda
çahşıyor. MSÜ Modern Dans
Sanat Dalı ve Centre National
de Dans Contemporaine
(Fransa) Okulu mezunu, Çıp-
lak Ayaklar Kumpanyası'nın
kurucusu Mihran Tomasyan
ise çalışmalannı Paris'te
'Cre-ange' ve Belçika'da 'As
Plavras' dans topluluklanyla
sürdürüyor.
Altan Erbulak Sahnesi'nin
fuayesinde dekor ve kostüm
tasanmcısı Tomris Ku-
zu'nun çeşitli oyunlar için ha-
zırladığı tasanm maketleri de
sergileniyor. 9 Ocak'ta ise Yu-
nus Emre Kültür Merkezi
Turhan Tuzcu Salonu'nda kı-
sa film gösterisinden önce
Emre Kınay'ın "Sinema,
Televizyon ve Tiyatro Oyun-
culuğu Arasında Fark Var
mı?" konulu söyleşisi yer ala-
cak.
Tüm etkinlikleri ücretsiz
olarak seyirciyle buluşturan
BBT Genç Sanatlar Atölyesi,
sanatseverlere ücretsiz üyelik
olanağı da sağlıyor.
(0 212 661 3fi 95)
EStNTİLER
ZEYNEP ORAL
Ayırımcılık... Kıbrıs...
Gözyaşlanı...
Görmemiş olamazsınız: İki gün önce Cumhuri-
yet'in iç sayfalarında bir haber vardı. Başlık: "Türk
Dünyası KadınlarKunıltayı"... Ankara'datoplanan,
Türkmen, Kırgız, Tatar, Özbek, Azen ve Bulgar ka-
dınlann katıümıyla gerçekleşen kurultay haberi...
Üstünde de bir fotoğraf: Birbirinden güzel beş ka-
dın objektıfe gülerek bakıyordu. Güzel demem,
kaşı, gözü güzel demek degıl. Hepsınin aydınlık
yüzleri vardı. Cin gıbı bir halleri vardı. Dışadönük-
tüler. Belli ki söyleyecek sözleri olan kadınlardı.
Haberi sonuna dek okudum. Ve... Ve...
Konuşmalar arasında, MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Mehmet Ekinci'nin söylediği sözler... (Ben
yazmaya utanıyorum, o söylemeye nasıl ırtanma-
dı diye hâlâ düşünüyorum!)
Şöyle demişti Mehmet Ekinci: "Siz, Batı'nın 1e-
minist kadınlan gibi değilsiniz, şerefli, izzetli ve hay-
siyetlisiniz." Haydaaa! Hem oradakı kadınlara ha-
karet! Hem orada olmayanlara! Ve habere göre bu
sözlerle "herkesı şaşırtmıştı."
"Batı'nın" derken, Türkiye'nin batısı mı, Avru-
pa'nın mı, neyi kastettiği belli değil ama, fark et-
mez...
Batı'da ya da Doğu'da, kadınların, insan hakla-
rını savunanlar; bu haklar için mücadele edenler,
kadınlara karşı ayırımcılığa karşı çıkanlardır femi-
nistler.
Onlara, "şerefsizliğı, ızzetsizliği, haysiyetsizliği"
yakıştıran zihniyet ne biçım birzihnıyettır? Bu söz-
ler tıpkı bir bumerang gibi adama geri dönmez
mi?
Dilerim, böyle dememiştir, yanlış anlaşılmıştır,
haber yanlış yazılmıştır, bir iki gün içinde Mehmet
Ekinci bir düzeltme yollayacak ya da yanlış anla-
şıldığı için özür dileyecektir.
• • •
Bugün Kıbrıs'ta seçim var.
Dünyanın en uzak köşelerine uzanmaya çalışan
ben, Kıbns'a hiç gitmedim. Havasını suyunu bil-
mem...
Şuracıkta işte, hem Kuzey'de, hem de Güney'de
onca arkadaşım da var, neden hiç gitmedim, diye
kendime sorduğumda, hep kaçtım, hiç yanıtlama-
dım...
Belki de ıçimden söküp atamadığım bir anı en-
gelledı gıtmemi.
1985'teydı. Nairobi'de, Dünya Kadın Konferan-
sı'ndaydı.
Resmi konferansta devlet ve hükümet delege-
leri, resmi kozlarını paylaşırlarken; hiç mi hiç res-
mi olmayan 'Forum'da, uçsuz bucaksız bir yeşil
bahçede, dünyanın her yerinden gelmiş 15 bin ka-
dın, sorunları tartışıyor, çözüm üretiyor, tüm hak-
sızlıklara, savaşlara karşı çıkıyor, sistemleri, düzen-
lerı eleştiriyor, yaşamı paylaşıyordu. Birbirinden
çok farklı düşünce, kültür, din, dil ve birıkimden ge-
len bu kadınların ortak tek yanı hükümetlere bağ-
lı olmamalarıydı. (Forum'a katılım koşulu.)
Binlerce toplantıdan birkaçı da Kıbrıs konusu-
na ayrılmıştı. Bunların çoğunda Güney ve Kuzey
Kıbnslı kadınlar, farklı görüşlerde de olsalar, konuş-
tular, tartıştılar, vb. Ancak birinde bir Türk kadın
KKTC'de hazırlanmış bir propaganda filmi gös-
termeye başladı.
20 dakika boyunca herkes çıt çıkarmadan sey-
retti. Yirminci dakıkada, dışarıdan gelen Forum
yöneticilerden birı 'Hükümete ait bir fılmi burada
gösteremezsiniz' diye müdahale edınce...
Bir anda ortalık karıştı. Karşılıklı bağrışmalar
çağrışmalar... Küfürier, hakaretler... Sözlü şiddet
dayanılmaz boyutlardaydı...Oysa o ana dek şid-
detin ş'si girmemişti yeşil alandan içeri...
Bir köşeye çekilmiş, gözyaşlanmı tutmaya çalı-
şıyordum ki, bir kadın gelip boynuma sarıldı. iki-
miz de ağlıyorduk.
Utançtan ağlıyorduk, öfkeden ağlıyorduk.
Ve o anda o haykırışı duydum:
"Hayır! Bir Türkkadınla bir Yunanlı kadın asla bir-
likte ağlayamaz!" (Gösteriyi düzenleyen banımdı.)
"Hayır! Izin vermiyonım! Birlikte ağlayamazsınız!"
Gidemedim işte birtürlü Kıbns'a, olmadı... Di-
lerim seçim sonucunda kadınıyla erkeğiyle, insan-
lar birbirine sarılıp ağlayabilirler, birlikte gülebilir-
ler. Ve kimse engel olmaya kalkmaz.
zeynepia zeyneporal.com
Faks:(0 212 25716 50)
BUGUN
• CRR'de 19.30'da Emre Elivar'ın konseri.
(0 212 232 98 30)
• AKM'de '10. tstanbul Türk Müziği
Günleri' kapsamında 20.00'de Pınar Sağ, Tolga
Sağ ve Arif Sağ konseri. (0 212 251 56 00)
• BİLGİ İMVERSİTESÎ DOLAPDERE
KAMPUSU'nda 'Aki Kaurismaki Toplu
Gösterimi
1
kapsamında 14.00 ve 19.00'da
'Piyanist', 16.30'da 'Geçmişi Olmayan Adam',
21 30da 'Aki Kaurismaki - Kısa Filmler'
filmlerinin gösterimi. (0 212 293 50 10)
• İFSAK'ta 14.00 ve 17.00'de 'The
General' ve 'Gallipoli' filmlerinin gösterimi.
(0 212 292 42 01)
SİNEMA-TARİH BULUŞMASI'NDA BUGÜN
• BEYOĞLU StSEMASInda 12 00 de
'Melankolik Pazar', 14 30 da 'Lilly'nin
Hikâyesi', 17. OO'de 'Peşte ve Buda'da Uzun
Bir Hafta Sonu', 19.30'da 'Noora' ve
21.30'da 'Rüzgâr Mektupları'.
• SİNEMA TÜRSAK - LEVENT'te
12.00'de 'Bir Başka Cennet', 14.30'da
'JuUe'nin Hikâyesi', 17.00'de 'Buz Bakış',
19.30'da 'Aşk Üçlemesi' ve 21. 30'da 'Eylül'.
• ALMAN KLTLTÜR MERKEZİ nde
12.00'de 'Güzel ve Çirkin', 14.30'da 'Tobfro',
'Hapishane Manzaralan', 'Kırmızı Ceket',
17.00'de 'Crista Klages'in İkinci Uyanışı' ve
19.30'da 'Yabancı Topraklar'
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ nde
12.00'de 'Demiryolu Savaşı', 14.30'da 'Ölüm
Makinesi Kızd Kmerler'. 17.00 de 'Suite
Habana', 19.30'da'Bayan...'.
• OSMANLI BANKASI MÜZESİ'nde
14.30'da 'Seni İzUyorum', 17.00'de 'De
Gaulle'ün İsviçreli Askerleri', 19.30'da
'7 Kardeşhrr'. (0 212 244 52 51/