Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14ARAUK2003PAZAR
10 P A Z A R Y 4 Z I L A R I dishab(5 cumhuriyet.com.tr
i
Beur". tndra Gandi ve Martin Lutber
King'den esinlenerek. 15 Ekim 1983'te
Marsilya'da başlatnklan DOOkmTikbanşçıl
"Uzun Yürüyüş"lerini 3 Aralık 1983'te yaklaşık
100 bın kişinin katıldığı görkemli ve heyecanlı bir
gösteriyle, Paris'in (yüzkarası) tek gökdelenı, 57
katlı Montparnasse kulesinin önünde (şimdilik)
tamamüyorlardı Fransızca Arap anlamına gelen
"Arabe" sözcüğünü, Paris Verlan argo kurallarına
göre parçalayıp "Be-ara"dan, kulakta daha hoş
tınlayan "Beur"e (okunuşu Bör ki, bu okunuşla
ayru zamanda tereyağı anlamına gelir) dönüştüren
bizzat 2.-3. nesil göçmen çocuklan, Kuzey Afrikalı
Arap gençierin ta kendileriydi. Bu sayede başta
Cezayir, kısmen de Fas ve Tunus gibi eski Fransız
sömürgelerinden 60'1J yıllarda ucuz ve uysal kol ve
bacak gücü olarak sürüler gibi Heksagon'a
(gündelik dilde, haritadaki kıta Fransa'sının Altıgen
figürünü kullanan ülke simgesi sözcüklerden biri)
taşınan baba ve analanndan olduğu kadar. Fransız
yaşıtlanndan da farklılıklannı vurguluyorlardı.
Fransa'da doğup baş eğmeyı, tevekkülü
ekmeklerine katık eden bir terbiyeyle dünyaya göz
açmışlar, ancak aldıklan laik, cumhuriyetçi ve
eleştırel eğırim dünyaya farklı gözlerle
bakmalannı sağlamıştı. Üstelik iktidar trenlerini
Yirmi yıllık uzun yürüyüşhep kenanndan köşesinden kaçırmış bir sol (1936
Halk Cephesi, 1945 Ulusal Birlık) dört dörtlük
tarihi siyasi bir fırsat yakalamıştı. Birleşık solun
ortak adayı sosyalist François Mitterrandın
1981de cumhurbaşkaru seçilmesinin ardından.
sosyalist, komiinist ve radikal solun Ortak
Programı seçimleri kazanmıştı. Fransız İşçı
Partisfnin yüzyıllık hülyası gerçekleşmiştı. Daha
sonralan Sosyalist Enternasyonal'in başkanı
seçilen Pierre Maurois başbakan olmuşru
"Dayamşan Bir Toplunıda. Farklıhklannuzla ve
Beraber" sloganıyla bir buçuk ay taban tepen ve
her geçtikleri kent ve köyde çığ gibi çoğalan
"Beur"ler en azından Fransız kardeşleri kadar
"SoTa güveniyor ve inanıyordu. Ne var ki 70"li
yıllarda Lyon, Marsilya, Paris gibi büyük kentlerin
göçmen ağırlıklı banliyöleri her geçen gün bıraz
daha fazla polisiye saldın ve basîülara maruz
kalıyor, ırkçı cinayetler artıyordu. 1983 belediye
seçimlerinde ırkçı ve milliyetçi FN partisi şaşırtıcı
bir oy patlaması sağlıyordu. Aynı yıl Lyon-
PARİS
UĞUR
HÜKÜM
Venissieux Belediyesi'nin
Minguettes semtinde
polislerin saldınsında
yaralanan Toumi Djaida
isimli gençle. mahalle
rahibi. "tşçi-Papaz"
geleneğinin
^ — ^ - ^ — örneklerinden Peder
C'hristian Detorme "Uzun Yürüyüşü" düzenlemeye
karar veriyorlar. 3 Aralık 1983'te Bastılle'den
Montparnasse'a uzanan 100 binlık coşkulu kitleden
8 kişilik bir heyeti makamında ağırlayan
Mitterrand, (göriinüşte) tüm solun desteğini alan
hareketin İKI talebinden binnı derhal kabul ediyor.
Türn (asgari koşullan yerine getıren) göçmenlere
"lOyıIlıkoturmaiznr. Sol 14hatta(DeGaulle"cü
sağ Devlet Başkanı Jacques Chirac ve sosyalist
Başbakan Lionei Jospin -zorakı ızdivaç- devresini
de katarsak) 17 yıllık ıktıdannda, diğer isteme bir
türlü tatmin edici cevap verme cesaretını kendinde
bulamıyor. AB ülkeleri dışından bir yabancı. 30
yıldır Fransa'da yaşıyor da olsa, Fransızcayı ve
Fransa'yı ortalama bır Fransız"dan daha da iyi bilse
değil genel seçimlerde. belediye seçimlerinde dahi
"Oy HakkTna sahip değildir. 20 yıl önce özünde.
sağ ve rurucu toplumsal düzene karşı gelişen bir
hareketin ve "Beur" neslinin. bugün hayatın her
alanındaki "başanh" 100 temsilcisi -hayatın garip
cilvesiyle(.')- 3 Aralık 1983'ün 20. yıldönümünde,
3 Aralık 2003 günü Başbakanlık sarayında,
Başbakan Jean- Pieme Raffarin tarafından
görkemli bır torenle ağırlandılar. Sosyalist ve
komünıstler 20 yılda "Beur" veya Müslüman
kökenli bir tek mılletvekili çıkart(a)mazken,
yakında Müslüman kökenli valı atamaya hazırlanan
bugünkü sağ hükümette 2 bakan var. Bayan Tokia
Saifi ve Hamlaoui Mekachera (Sağın -aklınca-
soldan tarihi rövanş aldığı o geceye katılanlar
arasında, -Yüksek Uyum Kurulu üyesi olma
sıfatıyla- başanlı bir de Türk var. Babasının 50 yıl
(!) önceki davası nedeniyle kısa süre önce İstanbul
Havalimanı'nda bir hafta gözaltında rurulan "Çifte
Liyakat nıadalyalT Gaye Petek.) Çok sayıda sol
düşünür ve politikacı gelınen noktayı kendilerinin
olduğu kadar toplumun da başansızlığı
addederken. SOFRES kamuoyu ölçme
kuruluşunun. Sosyalistlerin Haftalığı dergisi için,
24-26 Kasım'da "Beur"ler arasında yaptığı bir
araştırmanın sonuçlan daha da düşündürücü. 10 yıl
önce Beur'lerin yüzde 71 "i kendilenni Fransız
yaşam tarzına daha yakın hissederken bu oran
bugün yüzde 45'e düşmuş. 1993'te Beur'lerin
yüzde 73'ü Fransız kız veya erkeklerle bir aşk
ilişkisi yaşadıklarmı söylerken. bugün yüzde 59'u
ilişki kuruyor: bu oran kızlarda yüzde 39'a
düşüyor. Daha da vahimi. 1993 "te deneklenn yüzde
63'ü, köktendincılıği tehlikelı bulurken bugün bu
yüzde 51 'de kalıyor. Toplumda bellı bir eşitliğe
gidildiğine inananlann oranı 1993'te yüzde 35 iken
2003'te >-üzde 49'a yükselmış. Sosyolog Adil
Jazouli'ye sorarsanız. Fransa'da sosyal ve etnik bir
gettolaşma yavaş ama emin adımlarla ilerliyor. Bir
avuç seçkin Beur'ün başansı, tüm Beur'lerin ve
toplumsal hareketin pusulasını ne kadar değiştirir
bilemeyiz. Her durumda, Beur'ler. Fransız
kardeşleri gibi sanıldığından çok daha "Uzun ve
tnce bir Yüriivüş"ün başındalar...
uğur.lıukum a paris.com
Avrupa Müzesi
A vrupa'nın geçmişi
/% Brükserde 2006'da
açılacak olan Avrupa
Müzesi'nde sergilenecek. Müze
için girişime başlayan derneğin
başkanı eski AB komisyonu
üyesi Karel van Miert, "Bider
ulusal tarih anlablarak büyüdük
ve bu da çoğu zaman gerçekJeri
yansrtmıyordu'' saptamasuıda
bulunup "Amaçlannın
Avrupalılan Avrupa'nm
topiumsal geçmişi konusunda
bügüendirmek" olduğunu
söylüyor. Sabit sergi dışında
diğer Avrupa ülkelerindeki
müzelerden ödünç alınacak
eserlerle geçici sergiler de yer
alacak bu müzede.
Müzelik dış
politikalardan
vazgeçmezse,
Türkiye, AB'ye
tam üye olmayı ve
Avrupa Müzesi'nde
yer aİmayı ancak
rüyasında görür!
BRÜKSEL
y g
Brüksel'deki AB doruğunu bir
tarafa bırakıp. bu yazıda size,
Avrupa Müzesi'ndeki Belçika
bölümünde yer alabilecek bir
sergiyi gezdirmek istiyorum.
Geçerderde dikkatimi çeken, bır
kısmında her biri bir pazar
yazısı olabilecek bazı ilginç
gelişmeleri not ettim...
Universite öğrencisi Deniz Ateş,
önce Türklerin yoğun olduğu
Schaerbeek semti güzeüik
yanşmasında 1. oldu. Brüksel
Güzelı seçilip "Bayan Belçika"
olabilmek için Belçika Güzellik
Yanşmasrna katılmaya hak
kazanan ve ilk 20 güzel arasına
girmeyi başaran Ateş için RTL
TV'nin başına geçen Türkler,
Deniz'e telefonla oy yağdırdı.
Yanşmada halk jünsinden en
çok oyu alan 19 yaşındaki Ateş,
jürinin olumsuz oylanna karşın
barajı aştı ve finale kaldı.
"Zorla güzellik ounaz" diyen
Türkler, Belçika'da "ojia
güzeffik" olabileceğini
kanıtlamış oldu. Anvers
Üniversitesi'nin araştırmasına
göre Belçika'daki Türk gençleri
internette sohbet etmek
konusunda Belçikalılan ikiye
katlıyor. Belçikalılann yüzde
37si sohbet sitelerini tercih
ederken bu oran Türklerde
yüzde 70, Faslılarda ise yüzde
60. Belçikalı gençler interneti
bilgi aramak için kullaruyor
(yüzde 40). Bu oran, Türklerde
ise bunun yansı. Faslılar erotik
siteleri ziyarette yüzde 11 ile
başı çekiyor. Belçikahlar yüzde
5, Türkler ise yüzde 4 ile bu
konuda Faslılann çok altında
kalıyorlar. Kısacası, Belçikalı
gençler intemette BlLGl,
Türkler (ve Faslılar) ise İLGİ
anyorlar! Mafyanın devlete
sızmaya çalıştığı ortaya çıktı.
Büyük şirketler şeklinde
örgütlenen ve insan
kaçakçılığından köşe olan
mafya, yolsuzluktan
yararlanarak ilgili resmi
kuruluşlarda
ayarladığı
adamlarla işini
hiçbir engelle
karşılaşmadan
yürütüyor.
ERDİNÇ Durumu ortaya
UTKU çıkaran kuruluşa
— — ^ — mafvanın
vereceği yanıt hazır; "Keyfimin
mafyası mısın, istediğim devlet
roemuruna veririm rüşvenT
Çikolata ve bira ile birlikte
Belçika'nın simgesi olan
"patates lazartmasT tezgâhlan
yok olmakla karşı karşıya.
Belediyeler tezgâhlann sokak
görüntüsünü bozduğunu, yangın
güvenliği konusunda şüpheleri
olduğunu düşünerek tezgâhlann
çalışma izinlerini geri almaya
başladılar. Belçikalı, patates
kızartmasını gerçek patates
kızartmacısında yemeyi tercih
ediyor. Belçikalı aileler için
haftarun bir günü eve patates
kızartması tezgâhından patates
getinnek, neredeyse bir ayin.
Patates kızartma tezgâhı
düzenli, hoş, huzurlu ve güzel
kokulu bir yer. Buluşma yeri
işlevi gören bu tezgâhlar,
insanlan bir araya getiriyor. AB
doruğundan eli boş dönen
Recep Tayyip Erdoğan'ın rüyası
gerçekleşip, hele bir Türkiye
AB'ye girsin, bizim işportacılar
Belçikalının imdadına yerişir ve
belediye meledıye dinlemeyip,
Belçika sokaklannı patates tava
tezgâhlanyla doldururlar.
"Havdi gel abia alün sansı
patates iazartmasmuı en gevreği
burada!"
erdincutku a yahoo.com
Rembrandfın iki tablosu çalındı
Avustralya'nın Melboume kentindeki bir evden, HoUandan üıüü
ressam Rembrandt'a ait §35 bin dolar değer biçilen maden üzeri-
ne kazüarak işlenmiş iki tablo çalındı. Ünlü ressamın kendi portre-
si ile annesini okurken gösteren maden üzerine işli iki eser. gerçek o(-
duklaruu gösterir sertifıkalam la birlikte geçen salı çalındı. Eser-
ler, 1700'lü yülardan beri adı gizli turulan ailede buiunuvordu.
Memleket? Kopenhag
KOPENHAC
SADİ
TEKELİOĞLU
i eçen günlerde gazete
mansetlerine yansıyan
bir haberde. A\Tupa'da
yaşayan yaklaşık 4 milyon
Türk'ün yüzde 33.7'sının
yaşadığı ülke vatandaşlığına
geçtiği anlatılıyordu. Yanı 1
milyona yakın Türk şalgam
renkli AB pasaportu taşıyor
Buhaberi okurken AB vatandaşlığının
şekilsel yönünden çok psıkolojik
yönlerini de düşününce Avrupa "da yasayan
Türklerin, kim ne derse desın, müthiş bir
uyum yeteneğine sahip olduğunu düşündüm.
Tarihsel süreçte bir gnıbun göç ettiği
topraklarda azınlık olma sürecının ne kadar
uzun sürdüğü göz önüne alınırsa, Avrupa'da
yaşayan Türklerin ne müthiş bir miım
sürecinı gerçekleştirdiği daha açık ortaya
çıkar. Avrupa ülkelennde kendi bakkal.
manav, kahve, ıbadethane gibi yerlerini
oluşturan vatandaşlanmız coğrafi köken
konusunda da ilıklenne işlemiş kalıplardan
artık kurtuhnaya başladılar. "Memleket
nerea?" gibi o büyülü soru, Avrupa
coğrafyasında sorulduğunda cevap. bundan
on yıl öncesine kadar Türkıye'deki herhangi
şehir, kasaba ya da köy adıyla
savuşturulurken artık Münih,
Kopenhag, Stockhohn gibi
cevaplar verihneye başlandı.
Geçen yıl bir haberle ilgili olarak
gittiğim Kopenhag yakınlanndaki
Nyköbüıg köyünde. yanıma
yaklaşan Türk delikanlılar halimı
hatınmı sorduktan sonra. "Nasıl
köyümüzü beğendiniz mi?" diye
sormuşlardı Ben de "Siz nereösiniz?" dıye
sorunca "Burahyız" deyip beni
şaşırtmışlardı. Halbuki ben onlardan
Cihanbeyli. Polatlı. Kulu veya Şarkışla gibi
bir cevap beklıyordum Aynı tutum
A\Tupa'da yayın \apan Türk gazetelerinin
Avrupa sayfalannda da gözlenebiliyor.
Bir habere konu olan Türklerden
bahsedilirken. Münihli, Dortmundlu, Parisli
gibi ifadelere rastlayabiliyorsunuz. Bir
evliük ilanında şöyle bır ıfadeye rastladığımı
da anımsıyorum. "Geliri düzgün,
Mannheimü bir beyim_" Danimarkanın
Fredencıa şehrınde yaşayan bır hanımla
tamştığımda da coğrafi köken, aidiyet,
genelleme ve önyargı duygulannın da
u\Tjma maruz kaldıeını izledim. Önce
Fredericia'nin. Danımarka'nın Anadolusu
olarak görülen Jutland bölgesinde,
tersanesiyle ünlü bir şehır olduğunu
belirtmem gerekiyor Sohbetimiz biraz
ilerledikten sonra Fredencialı hanım nerede
oturduğumu sormuş, ben de "Kopenhag"
yanıtını vermıştım. "Siz iyi bir insana
benzhorsunuz. Hayret, Kopenhag dan pek
adam çıkmaz da" deyince elimi ayağımı
nereye koyacağımı şaşırmıştım. Sosyolog
veya antropolog değilım ve bu uzmanlann
alanına gu-en konularda da fıkır beyan
etmenin yanlış olduğunu düşünüyorum,
ancak bellı bır coğrafi bölgeden gelen
insanlann ortak özelliklere sahip olduğu
belki söylenebilir, ama bu özellikler de
\iizyillar süren bir süreç sonucu
gerçekleşmış olmalı. Danimarka'da 30 yıllık
bır geçmışleri olan Türklerin. Türkıye'yi
sanki unutmuşçasına Danimarkalı olmaları.
hatta Danımarka'nın belli şehirlerinde
oturan Türklere ortak karakter özellikleri
yüklemelerinin izahı ne olabilir? Bir
milyona yakın Türk. artık Avrupalılığın
tescili olan şalgam renkli pasaportla Birlik
vatandaşı olarak yaşıyor. Türkçemizde
bulunan isimden isim ve sıfat üretme ekleri
ve ön\argılan\ia da Avrupa Birliği'ne hızla
uyum sağlıyorlar.
sadi.tekeBoghı a poLdk
ayştı
Değiştirme
Etkinliklerj
ültür
ve
Sanat
Istıklal Cao No 421
34433 Tûnel-Beyoğlu-lstanbul
Tel: 0212 292 06 55 Faks: 0212 252 45 91
www.Oofusansanat.com
onser
16 aralık 2003 Salı
19:00 HalukTarcan
Piyano Resitali
İtalyan Kültür Merkez
Borusan Kûttûr ve Sanat Meffcez
KütuphanesJ. pazar hanç
10 00-1900 saaflon
arasında tur^
fuzmetındetfir
tlyatrooyunevi
NİHAT GENC'in hikayelerinden MAHİR 60N$İRAY'ın
OYUNlaştırdığı, yönettiği ve oynadığı
CAVARAOZAN EMRAH »KSOY >« MAY JAHM'M nBzlklırl aşllilnda
CLAUDE UOM'na ll.k.r», yOKSEl «yMAZ'ııı ifiğı ile
*YC* DAMCAO'nııı ç>ybaa*slnae.
çaylarmızı yaduaılarkan. Daha seyre..
19 Aralık Cutna 20.00 / 20 Aralık Cumartesi 20.00
İSM 2. KAT
Tariabaşı Butvan No: 120-122, Beyoğlu
Rezervasyon: 0212 254 96 96
www.tiyatroayunevi.com
FEFES
p. PUsen
E F E S PUsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek.
www.perareklarn.com.tr • (0212) 293 89 78
4MİARA SANAT TİYATROSU
müzikli destan oyun - 2 Perde Nazım HİKMET
MEMLEKETIMDEN
İNSAN MANZARALARI•ynayanUr:
Ratfcır A2İZ, Er»l PEMİRÖZ, M.kı»rl AKAY, Hak» JAUNM1Ş, C*n<lı SEZ6İH
Ekin ÖMER, Arlln SARAÇ, Ekr» SAÇAR, Mtlih YETKIN, H,,,m< MY6USUZ
Rtji: R.tk.y AZİZ Mâıik: Cah» «ERKAV »tktr. B.n, »INÇEl KuHm: Z.M JOY
16 Aralık Salı saat 20.30
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi
Gişe: (0212) 661 38 95
17 Aralık Çarşamba saat 20.30
Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Mer.
Gış«: (0216) 353 37 78
18 Aralık Perşembe saat 20.30
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi
Gişe: (0216) 330 10 27
Ç»(n Maıtta Tll. 021S.45415 55
Bilgi Tel: (0212) 291 51 96
E F E S PUsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek.
EFES
k pılsen
İlanlarınız İçin
(O2 1 2) 293 89 78
perareklam@perareklam.com.tr
perareklam@superonline.com.tr
wvAv.perareklam.com.tr
emin ıgus
bu düoya bir pencere
CD VE KASET
"Dereler aKar gıder
Taşlan > ıkar gıder
Bu dünya bır pencere
Her gelen bakar gıder"
ISV1CRfHASTANESI&Mto}OTİ2'
SAN SEBASTIAN
San Sebastian'da
bir futbol maçı
TTanı deselerdi ki, "Birgün,gül,şal vezülerij'le
JLJL ünlü memlekete gideceksin ama orada ne
güzelim Flamenko danslarınu ne onlarca edebi
ürüne kav nakhk ctmiş boğa güreşlerini ne son
zamanlarda diinyaca ünlenmiş müzik gruplannı
değil de bir futbol maçmı izleveceksin". yanıtım
"Bu bir şaka ohnalı" olurdu.
Bir grup ekonomi medyası mensubu, Türkiye'de
yatınm yapacak bir Ispanyol şirketinin oradaki
fabrikalannı görmek ve grubu tanımak üzere davet
ediliyoruz. Fabrika kurmaya hazırlanan Fagor
şirketinin Türk genel müdürü. bir hoşluk yaparak
programa Galatasaray-Real Sociedad maçını
izlemeyi de ekliyor. Herkes çok memnun. biz de
hayatımızda ilk kez bir maçı, üstelik kendi
tuttuğumuz bir takımın kader maçını izleme firsatı
bulacağımız için hemen havaya gıriyoruz.
Dunıma yabancı kalmamak için Juventus maçını
televizyonda izliyor, futbol oyununa ilişkin bir iki
şey öğrenmeye çahşıyoruH. Ben öylesine havaya
giriyorum ki. spor servisiyle konuşuyor, Arif in
gidemeyecegini öğrenince onlara isterlerse bilgi
verebileceğimi söylüyorum. Sağ olsun arkadaşlar
beni kırmıyor, gece yanlan çekmeye çalıştığım
fakslarla ilgileniyor, onlan bir spor okurunun bilgi
ve keyif alacağı hale
getiriyorlar. Bu
macerayı benim için
daha da keyifli hale
getiren arkadaşlara
müteşekkır » » ^ - OLÇAY
oldugumu BÜYÜKTAŞ
söylemeden ^^m.^^——mm—~-^—
geçemeyeceğim...
Saat dörtte, doğduğumuz kentlerin plaka
numaralannın ve isimlerimizin yazıldığı
formalanmızı giyerek toplanıyoruz. Topluluk öyle
havaya gırmiş ki. Fransa'dan gelen taraftarlarla
karşılaşınca iyice aşka gelip bayraklan sallayarak,
gerçekJeri tarihin, tarihi de Galatasaray'ın
yazdığını anlatan marşı söylemeye başiıyoruz.
Şamata. gürültü vürürken kahvelerden birinde
efendi efendi gazete okurken bize bakmaya
başlayan Hasan Cemal'i görü\oruz. Meğer tüm
Galatasaray maçlarına gidermiş.
Stadyuma bir buçuk saat önce gidiyoruz, civardaki
kafelere Real ba\Taklan asılmış, işportacılar
bizdeki gibi yerlenni almış .Ama ortalık çok sakin,
bizim dışımızda tek tük insanlar var. Sıkı bir
aramadan sonra bıze avnlan kale arkasmdaki
yerlerimizi alıyoruz. StadNiım bomboş, biz sürekli
zıplıvor. sahada çalışma) a başlayan futbolculara
tezahürat yapıyoruz Meğer Mondi'yi çok
seviyormuşuz. Nihayet maç başlıyor, ilk yanda
Galatasaray bizim oiduğumuz taraftaki kalede.
Yani topu ve oj-unculan daha çok görüyoruz.
Galatasaray'ın attığı ve hepimızi sevince boğan
golün sahibinı ise İstanbul"dan öğremyoruz. Karşı
tarafin kalesini görmek mümkün değil. Nitekim,
bize atılan golü de yine göremıyor hissediyoruz.
Bir gün önce konuşma firsatı bulduğumuz
N'ihat'tan ReaFin 20 yıldır ilk kez Şampiyonlar
Ligi'nde o>Tiağıdını. küme sıralamasında en
altlarda yer aldıklannı öğreniyoruz. Demek ki
se\ irci başanya hasret diyonız ama görmeyi
umduğumuz hiçbir heyecan ve se\inç belirtisı yok.
Maç başlamadan 10 dakika önce tribünleri
dolduran Realli taraftarlar, tiyatro izler gibi maç
izliyor Kendileri içm onca önemli olan maçı
kazandıktan sonra ne bir sevinç turu ne gösteri.
apar topar fribünJeri boşaltıp evlerine koşuyorlar
adeta. Zira. biz stad\iımdan çıktığmuzda yollarda
herhangi bir taraftar görmüyomz..
5 Adet 1999. 1 Adet 2000 Model
Broadway
tek tek ya da topluca teklif usulüyle
satılacaktır.
Belediye-iş Sendikası Genel Merkezi
Necatibey Cad. No: 59 Kızılay/ANKARA
Tel: 231 83 43-44-45
(Adem USTAOSMANOĞLU)
İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİNDEN
Esas No: 2002 653
GAİP' Ramadan Tunç Fıkreî Ataso\ adiı Kunı Yük Gemı-
sının personelı Da\acılar Alı Tunç \s Vekılı tarafından açılan
tesbıt davası sonunda Mahkememızde \enlen 09 09.2003 ta-
nhlı ve 2002 653 Esas. 2UO3 3"4 sjyılı kararda vazılı olduğu
üzere. da\amn kabulüne, Ordu llı. Llubey Ilçesı, Yenısa;aca
Ko>ıi. Cıit 34. Hane 10'da nuftısta kavıtlı ka>den sağ gozuken
Alı oğlu. Nezaket'ten olma 19"3 doğumlu Ramadan Tunç'un
gaıp olarak nuftısa ka\ıt \e tescılıne daır \enlen karann >ukan-
da adı vazılı Ramadarı Tunç'a tebhgıne. teblıg tanhınden ıtıba-
ren 15 gün ıçınde temyız edebıleceğı, temvız edılmedıgı takdır-
de karann kesınleştınieceiŞı hususu karann teblığı yenne geç-
mek uzere ılan oîunur 21 IU 2003 Basın 6P54
N ü r u s C ü z d a n ı m ı , ehliyetimi, ö g r e t m e n e v ı
kartımı, p o h s e v ı kartınıı. l E T T kartımı
kaybettim H û k û m s ü z d ü r .
SEJL.A ERKUT