Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALIK 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Çinli ressam Zao Wou-KVnin retrospektifsergisiParis'te Jeu de Paume'da düzenlendi
Uzak Asya'danAvrupa'yaKAYA ÖZSEZGtN
Budizm'den Zen düşüncesine,
Tao ve Konfüçyüs felsefesine, uzak
Asya'nın kültür dünyasını biçimlen-
diren, yüzyıllar boyunca bu coğraf-
yaya özgü evren kavrayışının olu-
şumuna ortam hazırlamış inanç bi-
rikimleri, başka eski kültürler gibi
kozmolojik temel üzerine kurulu-
dur. Uzakdoğulu sanatçılann iki bo-
yutlu resim yüzeyine aktanlan ka-
ligrafik ve görsel nitelikli çalışma-
lan, bu kozmik felsefenin gerektir-
diği doğa gerçekliğinin soyut içe-
rikli algı tasanmı çevresinde biçim-
lenir. Tapınma eylemiyle eşdeğerli
düzey aynmlanna dayanır bu tasa-
nm. O nedenle, gerçekliğe bütün
tutkulardan annarak vanlabıleceği
ilkesi, sanat üretmenin de görsel bir
meditasyon olduğu, ancak bu yolla
sanatçının başanya ulaşabileceği
kanısını, eski Çin ve Japon sanatı-
nın odağına çekmiştir.
Çağdaş dünya kültürü açısından.
bu felsefenin anlammı kavramak,
soyut sanat girişimlerinin devreye
giımesi ve Uzakdoğu sanatı üzeri-
ne ciddi etütlerin başlamasıyla
mümkün olabilmiştir. Günümüz sa-
natının çözme uğraşı içinde bulun-
duğu sorunlarla, Uzakdoğu dünya-
sının doğa kavrayışı arasında derin
bağıntılar bulunduğu, çağdaş Batılı
sanatçılann bir bölümünün bu kav-
rayıştan esınlenen yapıtlanyla da
belgelenmiştir. Batı resminde izle-
nimcüikle başlayan gehşmeler, gü-
nümüze bu yönde uzanan arayışla-
n, Uzakdoğu sanatının uzun bır sü-
re dikkatlerden uzakta kalan ürün-
lerine yenı bir gözle bakmayı da zo-
runlu hale getirmiş, Avrupalı sanat-
çılan, başka kaynaklann yanı sıra
bu kaynaktan da beslenmeye yön-
lendirmıştir.
Avrupa'da Uzakdoğu esintlsl
Fransa'da bu yıl Çin yılı olduğun-
dan, düzenlenen etkinliklerde uzak
Asya kûltürünün izleri seçilebiliyor.
Örneğin bu yıl 30. yaşına varan
- ^ - ^ aris'teki sergi, bir Avrupa
MJ başkentinde, bir sanat
m metropolünde, Uzak
~X. Asya'dan kopup gelerek
sanatıyla tutunma ve ayakta
durma olanaklannı neredeyse
zorlanmadan ele geçirmiş bir
sanatçı örneğini, yıllanmış
birikimlerin arkasmdan çıkarak
karşımıza dikiyor.
uluslararası çağdaş sanat fuannda
(FIAC), Avrupa galerilen Uzakdo-
ğu esintisinı gündeme taşımaktan
mutlugörünüyorlardı. Fuarla birlik-
te, uzunca bir süredir adı çevresin-
de çeşitli spekülasyonlann yapıldı-
ğı Çinli sanatçı Zao Wou-Ki'nin
geniş kapsamlı bir sergisi, Daniel
Abadie'nin küratörlüğü altında,
önemli sergılere kapılanru açan Jeu
de Paume'un alt ve üst salonlannda
düzenlendi. Altrnış yıla yakın bir sü-
redir yaşamını Paris'te sürdüren Pe-
kin doğumlu (1921) bu sanatçının
Fransa'daki ilk sergisi 1957'de açıl-
mıştı. O dönemde Zao Wou-Ki,
Çin'in geleneksel resim ve kaligra-
fi tekniklerini, çağdaş soyut sanat
kavramıyla da örtüşen bır doğrultu-
da değerlendinyor, özellikle de ya-
zı estetiğinı resimlerinde kullanan
Michaux'un çalışmalanndan esin-
lenıyordu. Geleneksel malzeme çi-
ni mürekkebinin yerini, atmosferik
bir soyutlama anlayışmın giderek
yaygınlaşacağı boyaresımler alacak,
Tamayo, Chilida ve Tapies gibi sa-
natçılarla geliştirdiği yakın dostluk
ilişkilen, daha çok da resmi üzerin-
de baskın bir etki yarattığını itiraf et-
tiğı Klee'nin payı, Çin asıllı sanat-
çıyı yeni bir soyutçu dünyanın içine
girmeye zorlayacaktır. Claude
Roy'un yazdığı ilk monografinin
arkasından başka yazarlann (Dora
Vallier, Bernard Dorival) sanatçı
üzerine yorumlan, Uzakdoğu kö-
kenlı Zao Wou Ki'nin resmine olan
ilgiyi yıldan yıla yoğunlaştıracaktır.
Soyutçu bataşmdald tutarUUk
Salonlan dolduran büyük boyut-
lu tuvaller, geleneksel Çin resmin-
de yüzeyi titreştirmesine yol açan
soyut efektlerin, sergileri ve seya-
hatlan nedeniyle yakından tanıdığı
Paris ve Amerikan okullanndaki so-
yutçuluğu kavrayıp kendi sanatına
yansıtmakta, Zao Wou Ki'nin bi-
linçli bir yol izledigini, etkiyi salt
etki olarak muhafaza etmekten çok,
ondan kendi resmi içinpratik sonuç-
lar çıkarmakta atak davrandığını
gösteriyor. Matisse'in Apollina-
ire'e, hiçbır etkıden kaçınmadığını
belirten sözleri, bu sanatçı içın de
geçerli olmuş. Doluluk ve boşlukla-
rın, Uzakdoğu düşüncesi açısından
resim sanatında, o coğrafyaya özgü
bir doğa felsefesi oluşturduğu unu-
tulmazsa, Zao Wou- Ki'nin tuvalle-
rinde sonsuzluk, uzaklık ve yakın-
lık gibi soyut imajlann vurgulanma-
sma olanak veren bu gevşek doku-
lann işleviru anlamak da giderek ko-
laylaşıyor.. Sanatçının 194O'lı yıl-
larda yaptığı, ama bu sergıde yer ve-
rilmemiş olmasının anlamını, onun
geniş bir zamana yayılan soyutçu
bakışındaki rutarlılığı yansırma
amacmda arayabıleceğimiz çinimü-
rekkep çalışmalan, brr noktadan iti-
baren değişımın zorunlu ivmelerini
geride bırakma işleviyle ilgilidir.
Damien Sausset'in deyişiyle, res-
min oluşum ve behrginleşme süre-
ci için bu gereklidir. Doğa görüntü-
lerinin tümü, bu resimlerde, onlann
yaratacağı sıradan imgelerolmaktan
çıkarak, kompozisyonun uyumsal
düzeninı tamamlayıcı ve eritilmiş
unsurlara dönüşüyor.
Paris'teki sergi, bir Avrupa baş-
kentinde, bir sanat metropolünde,
Uzak Asya'dan kopup gelerek sana-
tıyla tutunma ve ayakta durma ola-
naklannı neredeyse zorlanmadan
ele geçirmiş bir sanatçı örneğini,
yıllanmış birikimlenn arkasından
çıkarak karşımıza dikiyor. Avru-
pa'da bir süredir kapanmış görünen
bir yolun, böylesi tekil bir örnekle
yeniden canlanmış olduğunu gör-
mek, aynı ortamda şans arayışı için-
de bulunan başka yabancılar için,
açıktır ki pek de geçerli değil. De-
mek ki bu konuda da yıldızın parla-
dığı anlar, epeyce seyrek bir sıra iz-
liyor. Zao Wou-Ki'nin üzerinde par-
layan ışığm nedenleri, acaba salt o-
nun sanatsal gücüyle mi ilgili? Yok-
sa daha III. yüzyıldan başlayarak
"yasayı aramak" için Batı ülkele-
rine akan Çinli Budistlerin daha o
zamandan başlattıklan bir gelenek,
şimdi mi semeresini vermektedir?
Üzerinde düşünmekte yarar var.
Karikatür Oscarlan sahiplerini buldu
20. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması 'mn
ödüllerini Romanya Cumhurbaşkanı Ion Hiescu verdi
Kültür Servisi -
20. Aydın Doğan
Uluslararası Karikatür
Yarışması ödülleri,
Ankara Devlet Resim ve
Heykel Müzesi'nde
yapılan bir törenle
kazananlara verildi.
Yanşmada ilk üçe giren
sanatçılar ödüllerini
Romanya Cumhurbaşkanı
Ion Iliescu'nun elinden
aldılar. Iliescu'ya Aydın
Doğan Vakfı Başkanı
Aydın Doğan, TBMM
Başkanı Bülent Annç,
Kültür ve Turizm Bakanı
Erkan Mumcu eşlik
ettiler. 283 sanatçuun
342 karikatürle katıldığı
yanşmada birinciliği
Türk sanatçı Necdet
Yılmaz elde etti.
îkinciliğe Çinli sanatçı
Xu Li ve üçüncülüğe
Almanya'dan Friederike
Gross değer bulundu.
Törene Başbakan
Yardımcısı, Devlet Bakanı
Mehmet Ali Şahin,
îçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu,
TBMM Başkanvekili
Necdet Yılmaz, Ion Iliescu, Xu Li (önde),
Friederike Gross ve Aydm Doğan.
Yılmaz Ateş, Merkez
Bankası Başkanı Süreyya
Serdengeçti, Ankara
Büyükşehır Belediye
Başkanı Melih Gökçek,
TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıkboğlu vebirçok
millervekili de katıldı.
Yanşmanın 20'nci yılı
dolayısıyla hazırlanan
sinevizyon gösterisinin
ardından törenin açılış
konuşmastnı yapan Aydın
Doğan Vakfı Yürütme
Kurulu Başkanı Orhan
Birgit, banşı ve
hoşgörüyü savunan,
insanlar ve toplumlar
arasında ırk, dil, din ve
renk aynmlannı reddeden
karikaturün, insanhğın en
eski üetişim araçlanndan
biri olduğunu söyledi.
Yanşmanın seçiciler
kurulu sanatçı Edward
Sorel'ın başkanlığında;
LatifDemirci, Selçuk
Demirel, Gürbüz Doğan
Ekşioğlu, Hüsamertın
Koçan, Francoise Mouly,
Nigar Nazar, Touka
Neyestani, Tan Oral,
Turhan Selçuk, Art
Spiegelman ve Mikhail
Zlatkovsky'dan
oluşuyordu.
Seçiciler Kurulu'nun
Başan Ödülü'ne değer
gördüğü sanatçılar ise
şunlar. Zhang Bin (Çin
Halk Cum.), Valentin
Druzhinin (Ukrayna),
Mihai Ignat (Romanya),
Mikio Nakahara
(Japonya), Dusan Petricic
(Kanada), Dimitri
Sheingart (Israil), Victor
Skrylov (Rusya Fed.),
Bozo Stefanovic (Bosna-
Hersek), Grezegorz
Szumowski (Polonya),
Li Run Tang (Çin Halk
Cum.), Setsuo İlsami
(Japonya) ve Dachuan
Xia (Çin Halk Cum.). Necdet Yılmaz'ın birinciliğe değer görülen karikatürü.
KutluğAtaman'ın 'Palto'suna 'Balkan Fonu Geliştirme Ödülü' vehldl
150 senaryo arasından birînci
Kültür Servisi - Yönetmen Kutluğ
Ataman'ın 'Palto' adlı film
senaryosu, geçen ay gerçekleşen
44. SelanikFilmFestivali'nde,
'Balkan Fonu Geliştirme
Ödölü'nü aldı. Yalan Dünya Yapım
Şirketi ve Ingiliz Scala Productions
ortaklığıyla sinemaya aktanlacak
olan senaryo, yönetmenin ve yapun
şirketlerinin 2004 yılı tasanlan
arasmda yer alıyor. 44. Selanik
Film Festivali Balkan Fonu'na
başvuran 150 ayn film tasansı
arasuıda yapılan elemeler
sonucunda ödüle hak kazanan dört
tasandan biri olan 'Palto', daha
önce de Berlin Film Festivali'nde
yapılan 'pitch point'e seçilen 11
tasan arasmda yer almış, Kanarya
Adalan'nda yapılan EuroForum'a
da seçilmişti. Bunun dışında
film, Hubert Balls Geliştirme
Ödülü'ne değer görülmüşrü.
Palto, annesi ve anneannesi ile
1974 yıhnda, Güney Kıbns'tan
Kuzey'e kaçmak zorunda kalan
Türk kökenli Kıbnslı bir kızın
öyküsünü anlatıyor.
Tıyatro Boğaziçi'nden 'Pilavdan Dönenin Kaşığı Kınlsın'
80 kuşağunn evrim süreci
Kültür Servisi - Boğaziçi Gösteri
Sanatlan Topluluğu (BGST) içinde
çalışmalarını sürdüren Tiyatro
Boğaziçi, geçen yıl sahneye koyduğu
'Pilavdan Dönenin Kaşığı Kınlsın'
adlı oyununu, seyircilerden gelen
yorum ve eleştirilerle yeniden
biçimlendirerek sahnelemeyi bu yıl da
sürdürüyor. Yann akşam saat
2O:3O'da Maya Sahnesi'nde
tiyatroseverlerle buluşacak olan
oyunda, oyunun metnini de yazan
Uluç Esen, Sevilay Saral ve Cüneyt
Yalaz rol alıyor. Müzikleri BGST
Müzik Birimi'ne ait olan oyun, seksen
kuşağını ve bu kuşağm evrim sürecini
mercek altına almayı deniyor.
Politik eylemlere hemen 12 Eylül
öncesinde katılan ve ilk yazılama
eylemlerini 12 Eylül sabahmda
gerçekleştiren üç arkadaşın serüvenini
ele alan oyunda seksenleri ikibinlere
bağlayan bir zaman dilimi içerisinde
Türkiye'nin tarihsel-toplumsal
panaroması ve bu panaroma içinde
solun evrimi üzerine çeşitli
yaklaşımlar tartışmaya açılıyor.
(Tel: 0 212 252 74 52)
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanatta Arayış ve Eser...
Sanatta "arayış" nedir, "eser" nedir? Sanatçı,
henüz eser'e vardırmadığı, ya da bizim seyirci,
okur, dinleyici kimliğiyle onun vardırmadığı kanı-
sında olduğumuz arayış süreçlerini sergilediğin-
de, bu süreçler kendiliğinden esere mi dönüşü-
yor? Biryaratının eser niteliğini saptama açısın-
dan sanatçının tanımlamaları mt, onun dışında-
kilerin görüşleri mi ağırlık taşımalıdır? Bir uzlaş-
mazlık durumunda ne olacaktır? Bu kargaşa, da-
ha çok bir tartışma çerçevesinde olmak üzere,
bir süre Batı'da da, ağırlıklı olarak tiyatroda ya-
şanmıştı. Çünkü -anımsadığım ve bildiğim kada-
rıyla- sonradan tamamlayacağı resimlerin tas-
laklarından, ön-çizimlerinden oluşma bir sergi
açan ressama henüz rastlanmadı. Böyle birolay,
ancak ressamın ölümünden sonra belli bir man-
tığa oturtulabiliyor.
Tiyatro alanında Batılı sanatçıların buldukları
yol, örneğin "atölye çalışması" nitelendirmesi
oldu. Yani, afişlere varıncaya kadar bu nitelen-
dirmeyi kullanmak, ve -gelmesi isteniyorsa
eğer- seyirciye seyredeceğinin bitmiş bir oyun,
bir eser değil, bir çalışma sürecinin gösterilece-
ğinin önceden bildiriîmesi, dolayısıyla da örne-
ğin afişlerde "oyun" sözcüğüne yer verilmeme-
si. "Gelişmekte olan eser" ("Work in progress")
diye de adlandırılan bu tutuma yakın bir geçmiş-
te yanılmıyorsam Ingiltere'de rastlandı; bir ti-
yatro topluluğu, Çehov'un bitmiş halini daha
sonra sergileyeceği bir oyununu bilet satacağı
seyirciye afişlerde ve ilanlarda "work in prog-
ress" diye nitelendirerek bildirdi. Dolayısıyla da
seyircisine henüz bitmemiş bir süreci seyret-
meye gelme ya da gelmeme konusunda çok
doğal bir seçim hakkı tanıdı.
Peki sanatçı, arayışlannı da bir kitleyle paylaş-
ma özgürlüğüne sanip değil midir? Bunun da,
özellikle sanatçıya kısıtlamalar getirme sakınca-
sı göz önünde tutularak, ciddiyetle tartışılması
gerekiyor. Ben, bireseri seyretmeye veya dinle-
meye çağrılmışsam eğer, sanatçının arayışlany-
la ancak eser aracılığıyla ve bu arayışlar eserde
somutlaştığı ölçüde mi ilgilenmem gerekir? Bu-
na karşılık -önceden hiçbir açıklama yapılmak-
sızın- eser var diye çağnldığım yerde, henüz es-
er düzeyinde var edilemediğini düşündüğüm bir
oluşum bana bir arayış diye sunulursa, onu sırf
arayıştır diye sanatın etiği ve ciddiyeti ile bağdaş-
tıramamam gibi bir olasılık düşünülebilir mi?
Picasso, sanatçının tüm yaşamı bağlamında,
sanatın sürekli bir arayış olduğu görüşüne karşı
çıkar; ona göre "aslında her somut eser, bir ara-
yışın o arayışa ait varışıdır; sanatçı daha sonra
başka arayışlara yönelir..." Yani Picasso, es-
er'den vanşa yönelik arayışları ve sorulan değil,
ama varış'ın kendisini arıyor. Sanatın etkisinden
de ancak vartşlar temelinde söz ediyor. Biz bu-
nu: "Her eser, bir yanıttır", tarzında genişletebi-
liriz -bu yanıtın somutluk ya da soyutluk ölçüsü,
elbetteayn birkonudur; ama buradavurgulanan
anlamda bir yanıta ulaşılmadan ortaya konan
oluşum, Picasso'ya göre eser olamaz.
Brecht'in ünlü "seyirciyi de yaratım sürecine
katma" ilkesi de, kesinlikle bu katılımı henüz
oyunlaşmamış oluşumlar aracılığıyla sağlamayı
amaçlamaz; Brecht, bu ilkesiyle seyircinin oyun
niteliğini taşıyan eserlerden yola çıkarak kendi
metinlerini ya da alt-metinlerini oluşturabilmesi-
ni öngörmüştür. Sanatçının yarar/m sürec/nde
seyirciyi denek yapmak, Brecht'in sanat ve sa-
natçı etiğine yabancıdır. Ama unutmayalım ki, bu
yalnızca Brecht'in görüşüdür ve hiç kuşkusuz
her görüş gibi tartışmaya açıktır.
Bazen, örneğin "enteiektüel" olma peşindeki
bir öbek tiyatro seyircisi, bir temsilin ardından,
gördüğü, tiyatro oyunu düzeyinde bir eser miy-
di, saptanan bazı aksaklıklar, sahnede bir oyu-
nun var edilmesini engellemiş olabilir mi gibisin-
den tartışmalara hiç girmeksizin, "doğrvsu çok
avangarttı!" , "çokdeğişiktü", "fikir, çok ilginçti!"
gibisinden, tiyatro estetiğinin özüyle ilintisiz yar-
gılaria yetinmekte. "Avangart" {"öncü") derken,
seyrettiğinin neyin öncüsü olduğunu sorgulama-
yan, değişikliğin, ilginçliğin ya da farklılığın hiç-
bir zaman tek başına sanat eserini var edeme-
yeceğinin bilincinde olmayan bir seyirci, sanat-
çıya zarariıdır. öte yandan, sanatçının da kendi-
ne özgü bir eser tanımı yapma hakkı vardır; da-
hası, belki de o, bu bağlamda birincil kişi sayıl-
mak gerekir.
Haftaya konuyu bu açıdan tartışacağız.
e-posta: ahmetcemaKS superonline.com
acem20(Ş hotmail.com
BUGUN
• CRR'de şef Cem Mansur'un yöneteceği,
Ernst Kovacic'in (keman) solist olarak
katılacağı Akbank Oda Orkestrası konseri.
{0 212 232 98 30)
• KOÇ ÜNİVERSİTESİ SEVGt GÖNÜL
ODtTORYUMU'nda Yonca Bilenoğlu'nun
(arp) solist olarak katıldığı European Voices
İstanbul korosunun konseri. (0 212 223 78 43)
• BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde
09.30'da Sonya Böhlander Tannsever, Niyazi
Selçuk, Esin Tannsever ve Eda Özlem
Sipahioğlu'nun katılacağı 'Müziğin Rengi'
adh etkinlik. (Biletix: 0 216 454 15 55)
• NARDİS JAZZ CLUB'ta 21.30'da Ayşegül
YeşilnU Quartet'üı konseri. (0 212 244 63 27)
• BABYLON'da 21.30'da Maya'nın konseri.
(0 212 292 73 68)
• İFSAK'ta 19.30 ve 20.15'te Banş
Urunlu'nun 'Doğanın Dili' konulu saydam
gösterisi. (0 212 292 42 01)
• KARTALTEPE KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 18.30'da Haliç Üniversitesi
Konservatuvan Dans ve Bale Öğretim
Görevlisi Prof. Meral Tunaü'nın söyleşisi.
(0 212 543 73 28)
• TARIK ZAFER TUNAYA'da 19.00'da
Aydilge Sarp'ın konuşmacı olarak katılacağı
'Avrupa Birliği'nin Kültür Polirikası ve
Türkiye' konulu söyleşi. (0 212 293 12 70)
• ATATÜRKKİTAPLIĞI'nda 18.00'de
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'nin
düzenlediği 'Plastik Sanatlar AtöTyesi'.
(0 212 249 38 19)