27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 ARALIK 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Çinli ressam Zao Wou-KVnin retrospektifsergisiParis'te Jeu de Paume'da düzenlendi Uzak Asya'danAvrupa'yaKAYA ÖZSEZGtN Budizm'den Zen düşüncesine, Tao ve Konfüçyüs felsefesine, uzak Asya'nın kültür dünyasını biçimlen- diren, yüzyıllar boyunca bu coğraf- yaya özgü evren kavrayışının olu- şumuna ortam hazırlamış inanç bi- rikimleri, başka eski kültürler gibi kozmolojik temel üzerine kurulu- dur. Uzakdoğulu sanatçılann iki bo- yutlu resim yüzeyine aktanlan ka- ligrafik ve görsel nitelikli çalışma- lan, bu kozmik felsefenin gerektir- diği doğa gerçekliğinin soyut içe- rikli algı tasanmı çevresinde biçim- lenir. Tapınma eylemiyle eşdeğerli düzey aynmlanna dayanır bu tasa- nm. O nedenle, gerçekliğe bütün tutkulardan annarak vanlabıleceği ilkesi, sanat üretmenin de görsel bir meditasyon olduğu, ancak bu yolla sanatçının başanya ulaşabileceği kanısını, eski Çin ve Japon sanatı- nın odağına çekmiştir. Çağdaş dünya kültürü açısından. bu felsefenin anlammı kavramak, soyut sanat girişimlerinin devreye giımesi ve Uzakdoğu sanatı üzeri- ne ciddi etütlerin başlamasıyla mümkün olabilmiştir. Günümüz sa- natının çözme uğraşı içinde bulun- duğu sorunlarla, Uzakdoğu dünya- sının doğa kavrayışı arasında derin bağıntılar bulunduğu, çağdaş Batılı sanatçılann bir bölümünün bu kav- rayıştan esınlenen yapıtlanyla da belgelenmiştir. Batı resminde izle- nimcüikle başlayan gehşmeler, gü- nümüze bu yönde uzanan arayışla- n, Uzakdoğu sanatının uzun bır sü- re dikkatlerden uzakta kalan ürün- lerine yenı bir gözle bakmayı da zo- runlu hale getirmiş, Avrupalı sanat- çılan, başka kaynaklann yanı sıra bu kaynaktan da beslenmeye yön- lendirmıştir. Avrupa'da Uzakdoğu esintlsl Fransa'da bu yıl Çin yılı olduğun- dan, düzenlenen etkinliklerde uzak Asya kûltürünün izleri seçilebiliyor. Örneğin bu yıl 30. yaşına varan - ^ - ^ aris'teki sergi, bir Avrupa MJ başkentinde, bir sanat m metropolünde, Uzak ~X. Asya'dan kopup gelerek sanatıyla tutunma ve ayakta durma olanaklannı neredeyse zorlanmadan ele geçirmiş bir sanatçı örneğini, yıllanmış birikimlerin arkasmdan çıkarak karşımıza dikiyor. uluslararası çağdaş sanat fuannda (FIAC), Avrupa galerilen Uzakdo- ğu esintisinı gündeme taşımaktan mutlugörünüyorlardı. Fuarla birlik- te, uzunca bir süredir adı çevresin- de çeşitli spekülasyonlann yapıldı- ğı Çinli sanatçı Zao Wou-Ki'nin geniş kapsamlı bir sergisi, Daniel Abadie'nin küratörlüğü altında, önemli sergılere kapılanru açan Jeu de Paume'un alt ve üst salonlannda düzenlendi. Altrnış yıla yakın bir sü- redir yaşamını Paris'te sürdüren Pe- kin doğumlu (1921) bu sanatçının Fransa'daki ilk sergisi 1957'de açıl- mıştı. O dönemde Zao Wou-Ki, Çin'in geleneksel resim ve kaligra- fi tekniklerini, çağdaş soyut sanat kavramıyla da örtüşen bır doğrultu- da değerlendinyor, özellikle de ya- zı estetiğinı resimlerinde kullanan Michaux'un çalışmalanndan esin- lenıyordu. Geleneksel malzeme çi- ni mürekkebinin yerini, atmosferik bir soyutlama anlayışmın giderek yaygınlaşacağı boyaresımler alacak, Tamayo, Chilida ve Tapies gibi sa- natçılarla geliştirdiği yakın dostluk ilişkilen, daha çok da resmi üzerin- de baskın bir etki yarattığını itiraf et- tiğı Klee'nin payı, Çin asıllı sanat- çıyı yeni bir soyutçu dünyanın içine girmeye zorlayacaktır. Claude Roy'un yazdığı ilk monografinin arkasından başka yazarlann (Dora Vallier, Bernard Dorival) sanatçı üzerine yorumlan, Uzakdoğu kö- kenlı Zao Wou Ki'nin resmine olan ilgiyi yıldan yıla yoğunlaştıracaktır. Soyutçu bataşmdald tutarUUk Salonlan dolduran büyük boyut- lu tuvaller, geleneksel Çin resmin- de yüzeyi titreştirmesine yol açan soyut efektlerin, sergileri ve seya- hatlan nedeniyle yakından tanıdığı Paris ve Amerikan okullanndaki so- yutçuluğu kavrayıp kendi sanatına yansıtmakta, Zao Wou Ki'nin bi- linçli bir yol izledigini, etkiyi salt etki olarak muhafaza etmekten çok, ondan kendi resmi içinpratik sonuç- lar çıkarmakta atak davrandığını gösteriyor. Matisse'in Apollina- ire'e, hiçbır etkıden kaçınmadığını belirten sözleri, bu sanatçı içın de geçerli olmuş. Doluluk ve boşlukla- rın, Uzakdoğu düşüncesi açısından resim sanatında, o coğrafyaya özgü bir doğa felsefesi oluşturduğu unu- tulmazsa, Zao Wou- Ki'nin tuvalle- rinde sonsuzluk, uzaklık ve yakın- lık gibi soyut imajlann vurgulanma- sma olanak veren bu gevşek doku- lann işleviru anlamak da giderek ko- laylaşıyor.. Sanatçının 194O'lı yıl- larda yaptığı, ama bu sergıde yer ve- rilmemiş olmasının anlamını, onun geniş bir zamana yayılan soyutçu bakışındaki rutarlılığı yansırma amacmda arayabıleceğimiz çinimü- rekkep çalışmalan, brr noktadan iti- baren değişımın zorunlu ivmelerini geride bırakma işleviyle ilgilidir. Damien Sausset'in deyişiyle, res- min oluşum ve behrginleşme süre- ci için bu gereklidir. Doğa görüntü- lerinin tümü, bu resimlerde, onlann yaratacağı sıradan imgelerolmaktan çıkarak, kompozisyonun uyumsal düzeninı tamamlayıcı ve eritilmiş unsurlara dönüşüyor. Paris'teki sergi, bir Avrupa baş- kentinde, bir sanat metropolünde, Uzak Asya'dan kopup gelerek sana- tıyla tutunma ve ayakta durma ola- naklannı neredeyse zorlanmadan ele geçirmiş bir sanatçı örneğini, yıllanmış birikimlenn arkasından çıkarak karşımıza dikiyor. Avru- pa'da bir süredir kapanmış görünen bir yolun, böylesi tekil bir örnekle yeniden canlanmış olduğunu gör- mek, aynı ortamda şans arayışı için- de bulunan başka yabancılar için, açıktır ki pek de geçerli değil. De- mek ki bu konuda da yıldızın parla- dığı anlar, epeyce seyrek bir sıra iz- liyor. Zao Wou-Ki'nin üzerinde par- layan ışığm nedenleri, acaba salt o- nun sanatsal gücüyle mi ilgili? Yok- sa daha III. yüzyıldan başlayarak "yasayı aramak" için Batı ülkele- rine akan Çinli Budistlerin daha o zamandan başlattıklan bir gelenek, şimdi mi semeresini vermektedir? Üzerinde düşünmekte yarar var. Karikatür Oscarlan sahiplerini buldu 20. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması 'mn ödüllerini Romanya Cumhurbaşkanı Ion Hiescu verdi Kültür Servisi - 20. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması ödülleri, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde yapılan bir törenle kazananlara verildi. Yanşmada ilk üçe giren sanatçılar ödüllerini Romanya Cumhurbaşkanı Ion Iliescu'nun elinden aldılar. Iliescu'ya Aydın Doğan Vakfı Başkanı Aydın Doğan, TBMM Başkanı Bülent Annç, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu eşlik ettiler. 283 sanatçuun 342 karikatürle katıldığı yanşmada birinciliği Türk sanatçı Necdet Yılmaz elde etti. îkinciliğe Çinli sanatçı Xu Li ve üçüncülüğe Almanya'dan Friederike Gross değer bulundu. Törene Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, îçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, TBMM Başkanvekili Necdet Yılmaz, Ion Iliescu, Xu Li (önde), Friederike Gross ve Aydm Doğan. Yılmaz Ateş, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Ankara Büyükşehır Belediye Başkanı Melih Gökçek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkboğlu vebirçok millervekili de katıldı. Yanşmanın 20'nci yılı dolayısıyla hazırlanan sinevizyon gösterisinin ardından törenin açılış konuşmastnı yapan Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Orhan Birgit, banşı ve hoşgörüyü savunan, insanlar ve toplumlar arasında ırk, dil, din ve renk aynmlannı reddeden karikaturün, insanhğın en eski üetişim araçlanndan biri olduğunu söyledi. Yanşmanın seçiciler kurulu sanatçı Edward Sorel'ın başkanlığında; LatifDemirci, Selçuk Demirel, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Hüsamertın Koçan, Francoise Mouly, Nigar Nazar, Touka Neyestani, Tan Oral, Turhan Selçuk, Art Spiegelman ve Mikhail Zlatkovsky'dan oluşuyordu. Seçiciler Kurulu'nun Başan Ödülü'ne değer gördüğü sanatçılar ise şunlar. Zhang Bin (Çin Halk Cum.), Valentin Druzhinin (Ukrayna), Mihai Ignat (Romanya), Mikio Nakahara (Japonya), Dusan Petricic (Kanada), Dimitri Sheingart (Israil), Victor Skrylov (Rusya Fed.), Bozo Stefanovic (Bosna- Hersek), Grezegorz Szumowski (Polonya), Li Run Tang (Çin Halk Cum.), Setsuo İlsami (Japonya) ve Dachuan Xia (Çin Halk Cum.). Necdet Yılmaz'ın birinciliğe değer görülen karikatürü. KutluğAtaman'ın 'Palto'suna 'Balkan Fonu Geliştirme Ödülü' vehldl 150 senaryo arasından birînci Kültür Servisi - Yönetmen Kutluğ Ataman'ın 'Palto' adlı film senaryosu, geçen ay gerçekleşen 44. SelanikFilmFestivali'nde, 'Balkan Fonu Geliştirme Ödölü'nü aldı. Yalan Dünya Yapım Şirketi ve Ingiliz Scala Productions ortaklığıyla sinemaya aktanlacak olan senaryo, yönetmenin ve yapun şirketlerinin 2004 yılı tasanlan arasmda yer alıyor. 44. Selanik Film Festivali Balkan Fonu'na başvuran 150 ayn film tasansı arasuıda yapılan elemeler sonucunda ödüle hak kazanan dört tasandan biri olan 'Palto', daha önce de Berlin Film Festivali'nde yapılan 'pitch point'e seçilen 11 tasan arasmda yer almış, Kanarya Adalan'nda yapılan EuroForum'a da seçilmişti. Bunun dışında film, Hubert Balls Geliştirme Ödülü'ne değer görülmüşrü. Palto, annesi ve anneannesi ile 1974 yıhnda, Güney Kıbns'tan Kuzey'e kaçmak zorunda kalan Türk kökenli Kıbnslı bir kızın öyküsünü anlatıyor. Tıyatro Boğaziçi'nden 'Pilavdan Dönenin Kaşığı Kınlsın' 80 kuşağunn evrim süreci Kültür Servisi - Boğaziçi Gösteri Sanatlan Topluluğu (BGST) içinde çalışmalarını sürdüren Tiyatro Boğaziçi, geçen yıl sahneye koyduğu 'Pilavdan Dönenin Kaşığı Kınlsın' adlı oyununu, seyircilerden gelen yorum ve eleştirilerle yeniden biçimlendirerek sahnelemeyi bu yıl da sürdürüyor. Yann akşam saat 2O:3O'da Maya Sahnesi'nde tiyatroseverlerle buluşacak olan oyunda, oyunun metnini de yazan Uluç Esen, Sevilay Saral ve Cüneyt Yalaz rol alıyor. Müzikleri BGST Müzik Birimi'ne ait olan oyun, seksen kuşağını ve bu kuşağm evrim sürecini mercek altına almayı deniyor. Politik eylemlere hemen 12 Eylül öncesinde katılan ve ilk yazılama eylemlerini 12 Eylül sabahmda gerçekleştiren üç arkadaşın serüvenini ele alan oyunda seksenleri ikibinlere bağlayan bir zaman dilimi içerisinde Türkiye'nin tarihsel-toplumsal panaroması ve bu panaroma içinde solun evrimi üzerine çeşitli yaklaşımlar tartışmaya açılıyor. (Tel: 0 212 252 74 52) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sanatta Arayış ve Eser... Sanatta "arayış" nedir, "eser" nedir? Sanatçı, henüz eser'e vardırmadığı, ya da bizim seyirci, okur, dinleyici kimliğiyle onun vardırmadığı kanı- sında olduğumuz arayış süreçlerini sergilediğin- de, bu süreçler kendiliğinden esere mi dönüşü- yor? Biryaratının eser niteliğini saptama açısın- dan sanatçının tanımlamaları mt, onun dışında- kilerin görüşleri mi ağırlık taşımalıdır? Bir uzlaş- mazlık durumunda ne olacaktır? Bu kargaşa, da- ha çok bir tartışma çerçevesinde olmak üzere, bir süre Batı'da da, ağırlıklı olarak tiyatroda ya- şanmıştı. Çünkü -anımsadığım ve bildiğim kada- rıyla- sonradan tamamlayacağı resimlerin tas- laklarından, ön-çizimlerinden oluşma bir sergi açan ressama henüz rastlanmadı. Böyle birolay, ancak ressamın ölümünden sonra belli bir man- tığa oturtulabiliyor. Tiyatro alanında Batılı sanatçıların buldukları yol, örneğin "atölye çalışması" nitelendirmesi oldu. Yani, afişlere varıncaya kadar bu nitelen- dirmeyi kullanmak, ve -gelmesi isteniyorsa eğer- seyirciye seyredeceğinin bitmiş bir oyun, bir eser değil, bir çalışma sürecinin gösterilece- ğinin önceden bildiriîmesi, dolayısıyla da örne- ğin afişlerde "oyun" sözcüğüne yer verilmeme- si. "Gelişmekte olan eser" ("Work in progress") diye de adlandırılan bu tutuma yakın bir geçmiş- te yanılmıyorsam Ingiltere'de rastlandı; bir ti- yatro topluluğu, Çehov'un bitmiş halini daha sonra sergileyeceği bir oyununu bilet satacağı seyirciye afişlerde ve ilanlarda "work in prog- ress" diye nitelendirerek bildirdi. Dolayısıyla da seyircisine henüz bitmemiş bir süreci seyret- meye gelme ya da gelmeme konusunda çok doğal bir seçim hakkı tanıdı. Peki sanatçı, arayışlannı da bir kitleyle paylaş- ma özgürlüğüne sanip değil midir? Bunun da, özellikle sanatçıya kısıtlamalar getirme sakınca- sı göz önünde tutularak, ciddiyetle tartışılması gerekiyor. Ben, bireseri seyretmeye veya dinle- meye çağrılmışsam eğer, sanatçının arayışlany- la ancak eser aracılığıyla ve bu arayışlar eserde somutlaştığı ölçüde mi ilgilenmem gerekir? Bu- na karşılık -önceden hiçbir açıklama yapılmak- sızın- eser var diye çağnldığım yerde, henüz es- er düzeyinde var edilemediğini düşündüğüm bir oluşum bana bir arayış diye sunulursa, onu sırf arayıştır diye sanatın etiği ve ciddiyeti ile bağdaş- tıramamam gibi bir olasılık düşünülebilir mi? Picasso, sanatçının tüm yaşamı bağlamında, sanatın sürekli bir arayış olduğu görüşüne karşı çıkar; ona göre "aslında her somut eser, bir ara- yışın o arayışa ait varışıdır; sanatçı daha sonra başka arayışlara yönelir..." Yani Picasso, es- er'den vanşa yönelik arayışları ve sorulan değil, ama varış'ın kendisini arıyor. Sanatın etkisinden de ancak vartşlar temelinde söz ediyor. Biz bu- nu: "Her eser, bir yanıttır", tarzında genişletebi- liriz -bu yanıtın somutluk ya da soyutluk ölçüsü, elbetteayn birkonudur; ama buradavurgulanan anlamda bir yanıta ulaşılmadan ortaya konan oluşum, Picasso'ya göre eser olamaz. Brecht'in ünlü "seyirciyi de yaratım sürecine katma" ilkesi de, kesinlikle bu katılımı henüz oyunlaşmamış oluşumlar aracılığıyla sağlamayı amaçlamaz; Brecht, bu ilkesiyle seyircinin oyun niteliğini taşıyan eserlerden yola çıkarak kendi metinlerini ya da alt-metinlerini oluşturabilmesi- ni öngörmüştür. Sanatçının yarar/m sürec/nde seyirciyi denek yapmak, Brecht'in sanat ve sa- natçı etiğine yabancıdır. Ama unutmayalım ki, bu yalnızca Brecht'in görüşüdür ve hiç kuşkusuz her görüş gibi tartışmaya açıktır. Bazen, örneğin "enteiektüel" olma peşindeki bir öbek tiyatro seyircisi, bir temsilin ardından, gördüğü, tiyatro oyunu düzeyinde bir eser miy- di, saptanan bazı aksaklıklar, sahnede bir oyu- nun var edilmesini engellemiş olabilir mi gibisin- den tartışmalara hiç girmeksizin, "doğrvsu çok avangarttı!" , "çokdeğişiktü", "fikir, çok ilginçti!" gibisinden, tiyatro estetiğinin özüyle ilintisiz yar- gılaria yetinmekte. "Avangart" {"öncü") derken, seyrettiğinin neyin öncüsü olduğunu sorgulama- yan, değişikliğin, ilginçliğin ya da farklılığın hiç- bir zaman tek başına sanat eserini var edeme- yeceğinin bilincinde olmayan bir seyirci, sanat- çıya zarariıdır. öte yandan, sanatçının da kendi- ne özgü bir eser tanımı yapma hakkı vardır; da- hası, belki de o, bu bağlamda birincil kişi sayıl- mak gerekir. Haftaya konuyu bu açıdan tartışacağız. e-posta: ahmetcemaKS superonline.com acem20(Ş hotmail.com BUGUN • CRR'de şef Cem Mansur'un yöneteceği, Ernst Kovacic'in (keman) solist olarak katılacağı Akbank Oda Orkestrası konseri. {0 212 232 98 30) • KOÇ ÜNİVERSİTESİ SEVGt GÖNÜL ODtTORYUMU'nda Yonca Bilenoğlu'nun (arp) solist olarak katıldığı European Voices İstanbul korosunun konseri. (0 212 223 78 43) • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 09.30'da Sonya Böhlander Tannsever, Niyazi Selçuk, Esin Tannsever ve Eda Özlem Sipahioğlu'nun katılacağı 'Müziğin Rengi' adh etkinlik. (Biletix: 0 216 454 15 55) • NARDİS JAZZ CLUB'ta 21.30'da Ayşegül YeşilnU Quartet'üı konseri. (0 212 244 63 27) • BABYLON'da 21.30'da Maya'nın konseri. (0 212 292 73 68) • İFSAK'ta 19.30 ve 20.15'te Banş Urunlu'nun 'Doğanın Dili' konulu saydam gösterisi. (0 212 292 42 01) • KARTALTEPE KÜLTÜR MERKEZİ'nde 18.30'da Haliç Üniversitesi Konservatuvan Dans ve Bale Öğretim Görevlisi Prof. Meral Tunaü'nın söyleşisi. (0 212 543 73 28) • TARIK ZAFER TUNAYA'da 19.00'da Aydilge Sarp'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Avrupa Birliği'nin Kültür Polirikası ve Türkiye' konulu söyleşi. (0 212 293 12 70) • ATATÜRKKİTAPLIĞI'nda 18.00'de Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'nin düzenlediği 'Plastik Sanatlar AtöTyesi'. (0 212 249 38 19)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle