Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2003 SALI
HABERLER
DmYADABUGUN
ALİStBMEN
Globalleşmenin Yasası
Yenel Ybnetim Masalı
Dün, hükümet üyeleri tarafından imzalanıp Mec-
lis'e sunulan Yerel Yönetim Temel Yasası Taslağı,
kabul edildiği takdirde, Cumhuriyet tarihinin en
önemli değişikliğini oluşturacak, ulusal devletin ya-
pıstnı değiştirip onu bir çerçeve devlet haline geti-
recektir.
Ne gariptir ki, medya bu yasa ile gerektiği kadar
ilgilenmedi.
Bir tek Cumhuriyet bu yasanın önemini kavradı
ve değerli gazeteci kardeşim Işık Kansu, bu ko-
nuda uzmanlaria da görüşerek, girişimi bütün yön-
leriyle işleyen bir dizi hazıriadı.
Işık'ın ilk bölümü dün yayımlanan bu çok önem-
li dizisini kaçımnayıp, mutlaka okuyun!
Demokrasilerde her şeyin, halkın gözünün önün-
de, onun bilgisi dahilinde olması, ne yazık ki, ger-
çekte teoride kalan bir kuraldır.
Yalnız Türkiye'de değil, zaman zaman gelişmiş
demokrasilerde bile, yaşamsal önemi olan kimi ya-
salar ve anlaşmalar, kamuoyu pek farkına varma-
dan geçirilmektedir.
ABD, Meksika ve Kanada arasında imzalanan ve
her üç devletin de egemenlik alanlannı serbest ti-
caret ve dolayısıyla büyük şirketler lehine sınırlayan
North American Free Trade Agreement (NAFTA) ile
ilgili olarak da Amerika'da bu anlaşmanın içeriği-
nin kamuoyu tarafından yeterince tartışılmadan,
gerçek nitelıği tam anlaşılmadan imzalandığı yönün-
de, ciddi eleştiriler ileri sürüldü.
Türk kamuoyu, seksen yıllık Cumhuriyet Devle-
ti'nin yaptsını büyükölçüde değiştirecek olan bu ya-
sayı enine boyuna tartışarak, bütün yönlerini ince-
lemek, siyasi partileri, sendikalan, sivil toplum ör-
gütleriyle yasa hakkındaki düşüncelerini açıklamak
durumundadır.
• • •
Işık'ın yazısının yanı sıra biz de bu sütunda haf-
ta boyunca, yasa ile ilgili temel noktalan bilginize
sunarak tartışmaya, kannca karannca, katkıda bu-
lunmaya çalışacağız.
AKP'nin hazırladığı yasa taslağı, aslında yalnız-
ca bu partinin damgasını taşımıyor.
Bu yasa aslında Türkiye'nin küreselleşmeye ek-
lemlenmesini amaçlayan, DünyaTtcaretörgütü, Dün-
ya Bankası, IMF'nin etkisi ve damgasıyla günde-
me gelmiştir.
AB'de yepyeni bir dönemin öncüsü olan Maast-
rich Anlaşması'nı da bu çerçevede ele almak ge-
rekir.
Diğer aynntılanna, perşembe günkü yazıda de-
ğineceğim bu yasanın Türkiye'yi eyalet hattafede-
ral sisteme doğru yöneltecek, merkezin yetkilerini
yerele, oradan da, özel sektöre devredecektir.
Gerçekten de maliye, milli savunma, içişleri ve
çalışma bakanlıklan dışındaki bütün bakanlıklann
taşra örgütleri il özel idareleriyle yerel yönetimlere
devredilmektedir.
•••
Türkiye'de devletin, üretime dayanmayan, taba-
nını talan ve avantanın oluşturduğu bir ekonomi-
nin üstüne oturan yapısı, hantal bürokrasisi, her
yerde egemen olan rüşvet ve kokuşmuşluk, me-
murun kendini halkın hizmetkân olarak değil de
efendisi olarak gören çarpık bakışı ve yerel yöne-
timler konusunda yaygın, şma gerçek bir temele
dayanmayan, olumlu önyargılar, bu tasannın ilk ba-
kışta kimi çevrelertarafından, sevinçle karşılanma-
sına, kimilerinin de bu yönde kamuoyunu bilerek
veya bilmeyerek yanıltmaya yönelik propaganda-
sına zemin hazırlayacaktır.
Nitekim, Ismet Berkan geçen hafta, Radikal'de
yayımlanan yazısında, yeni tasanyı bir devrim ola-
rak nitelemekte ve bu görüşünü, yetkilerin yerel
yönetimlere devredilmesiyle hizmette kalitenin ar-
tacağı varsayımına dayandırmaktaydı.
Türk siyaset yaşamı, ne yazık ki, bir yandan ta-
bular, öte yandan da önyargılara yol açan temelsiz
şablonlarla doludur.
"Yerelyönetimlerdemokrasinin beşiğidir" görü-
şü bu yaygın önyargılardan biridir.
Sayın Prof. Dr. Birgül Ayman Güler'in de belirt-
tiği gibi, tarihte yerel yönetimleri demokrasinin be-
şiği değildir. Tam tersine demokrasi merkezi yöne-
timler sayesinde gelişmiştir.
Türkiye gibi, kentlilik bilincininyeıieşmediği, eko-
nomisi üretime değil, talana ve avantaya dayanan
ülkelerde de, yerel yönetimler uygulamada hizme-
ti yerineve halkayakJaşnran, yeni bir demokrasi oda-
ğı olmaktan çok yeni bir rant payiaşım odağı oluş-
tunmaktadır.
Bu durumda kimi yetkilerin yerel yönetimlere dev-
redilmesi, istenen sonucu vermeyebilip, kamu çı-
kannın merkezi bir yönetimle olduğundan fazla ze-
delenmesine yol açabilecektir.
Bu yüzdendir ki küreselleşmenin yasasını ince-
lerken özellikle yerel yönetim masalının gerçek yü-
zünü göz ardı etmemek daha sağlıklı sonuçlara
varmamızı sağlayacaktır.
Bir yetkili görevden alındı
Meclis personel
lojmanında usulsüzlük
ANKARA(aımhuri-
yet Bûrosu) - Milletve-
kili lojmanlannın masra-
findan kurtulan TBMM
yönetimi, bu kez perso-
nel lojmanındaki usul-
süzlükle uğraşıyor. Per-
sonel lojmanında yakıt
için toplanan paranın
usulsüz kullanılması ne-
deniyle hesaplar kanşın-
ca soruşturma açıldı.
Meclis personel loj-
manındaki usulsüzlük,
temizlik işlerine bakan
şiıket yetkililerinden rüş-
vet istendiğine ilişkin şi-
kâyetle ortaya çıktı.
TBMM Başkânı Büknt
Annç'ıntahmatıyla Sos-
yal Hizmet Müdürlü-
ğü'ndebaşlanlan soruş-
turmada yakıt parasıyla
ilgili usulsüzlük belir-
lendi. Müdürlükte per-
sonel lojmanlanndan so-
rumlu bir yetkilinin ya-
kıt paralannın bir bölü-
münü amacı chşındakul-
landığı ortaya çıkn. Yak-
laşık 48 milyar lirahk
açık nedeniyle bir yetki-
li görevden alınırken,
yakıt parasındaki açık
lojmanda oturan perso-
neli huzursuz etti. So-
ruşturma bitene kadar
bu açığın Meclis Baş-
kanlığı'nca da karşıla-
namadığı belirtildi.
Demokratik kitle örgütlerinin tepki gösterdiği Sayıştay Başkanı'na Kapusuz'dan destek
AKP, Damar'a sahipçıktıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve de-
mokratik kitle örgütleri, "kamusalala-
m tanınıadığuu'" açıklayan Sayıştay
Başkanı Mehmet Damar'ı. bulundu-
ğu makamın ağrrhğına uygun davran-
maya çağırdılar. AKP Grup Başkan-
vekili Saüb. Kapusuz ıse "Herkesin
olduğu gibi onun da görüşkrine saygı
duyuyoruzw
dıyerek Damar'a sahip
çıktı. TBB Başkanı Özdemir Özok,
herkesin cumhuriyete olan sevgisini,
ortaya koyduğu eylem ve yaşam biçi-
miyle kanıtladığını söyledi. Özok, hu-
kukun kendi kurallan içerisinde her-
kese karşı koruyucu, düzenleyici ve
yaptınmcı gücünü hissettirmesi ge-
rektiğini belirtti.
AKP Grup Başkanvekili Kapusuz,
AKP'den TBMM Plan-Bütçe Komıs-
• Mehmet Damar'a istifa çağnlanna tepki gösteren AKP Grup Başkanvekili Salüı
Kapusuz, üstü örtülü biçimde benzer çağrının Cumhurbaşkanı'na da yapılmasını istedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ise herkesin cumhuriyete olan sevgisini,
ortaya koyduğu eylem ve yaşam biçimiyle kamtladığmı söyledi.
yonu'nda "kamusal alanı tanımadığ)-
nı" açıklayan Sayıştay Başkanı Da-
mar'm tavnna destek veıdi. Kapusuz
konuyla ilgili soruya, "Herkesinoldu-
ğu gibi onun da görüşkrine saygı du-
yuyoruz. Konuşmaya bir bütünlük
içinde bakacak olursanız, tanunam
anlamına gehnediğini boykot otana-
dığını kendisi düzeftryor. Bu aynmcı-
hğm kamusal alanla alakah olamaya-
cağı şekfinde bir degeriendirme" ya-
nıtını verdı. İstifa çağnlanna tepki
gösteren Kapusuz, benzer çağnnın
Cumhurbaşkanı'nada yapılmasını ör-
tülü biçimde isteyerek "Bu istifa çag-
nsı yapan çe\refcrin başkalan için de
aynı hassashete sahip ohıp nhnariıgı-
nı siz takdir edin. Bir bayram kutla-
mayıbfle beceremeyenlerinnelere mal
olduğunu görüyoruz" dıye konuştu.
Yargı. gücünü hissettirmeli
TBB Başkanı Özok ise insanlannbu-
lunduğu ve tercih ettiği konumun ağır-
lığına uygun davranmalan gerektiği-
nin altını çizerek "Onunbümciylebe-
yunda bulunnuüıdıriar" dedi. Her şe-
yin toplumungözü önünde cereyan et-
tiğini kaydeden Özok, "Yahuz Sayış-
tay BaşkanıDamar'adeğil,temsil edi-
len çağdaş,demokratik,cumhuriyetin
kazanımıolankurumlarauygun dav-
ranmakgereküdir. Aksine>-apılan dav-
ranışlar gerçekten boş ohnayan şey-
lerdb: Herkes kendi özel yaşaınmda,
din ve vicdan özgürtügünü istediği gi-
bi kuDanabüır. Ama ortak alanlarda
saygüı olunması gerekir" diye konuş-
tu. Hiç kımsenin cumhuriyeti, laik de-
mokratikyapıyı birbirinden daha çok
sevdiğini söyleyemeyeceğine işaret
eden Özok, şu değerlendirmeyi yap-
ü: "Herkes sevgisini, sergflediği da\-
nuuşlarb,ortaya koyduğu eylemkrfe,
Yolsuzluk raporu bugün görusülecek
Meclis fe
hesaplaşmaANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - TBMM Yolsuz-
luklan Araştırma Komısyonu raporu bugün genel
kurulda görüşülecek. Komisyon raporunda 16 konu-
da 25 bakanı hedef alan soruşturma komisyonu ku-
rulması öngörülürken CHP 14 konuda 19 bakam he-
def alan soruşturma önergesi hazıriadı. Komisyon
raporunda Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) üye-
si olarak haklannda soruşturma komisyonu kurul-
ması istenen Büknt Ecevit, Devlet Babçeü ve Kemal
Derviş hakkında komisyon kurulmasına gerek ohna-
dığı görüşünde olan CHP; özelleştirme ihaleleriyle
ilgili olarak Maliye Bakanı Kemal l nakıtan hakkın-
da da soruşturma komisyonu kurulmasıru istiyor.
AKP'nin ise 5 bakan hakkında 4 komisyon kurulma-
sını önermesi bekleniyor. Yolsuzluklan Araştırma
Komisyonu'nun raporu bugün TBMM Genel Kuru-
lu'nda görüşülecek. Raporun genişliği nedeniyle ko-
nuşma süreleri iki katına çıkanldı. Genel kurulda
hükümet, gruplar ve komisyon adına 45'er dakika-
hk, kişisel olarak da 20-25 dakikakk konuşma yapı-
labüecek. AKP'nin 5 bakan
hakkında 4 komisyon kurulma-
smı önermesi bekleniyor.
AKP'nin hakkında önerge ve-
receği isimler arasında Mesut
Yıtanaz, Güneş Taner, Cumhur
Ersümer. Yaşar Topçu ve Ko-
ray Aydm yer alıyor.
• CHP, 14
konuda 19
bakanı hedef
alan soruşturma
komisyonu
kurulmasını
istiyor.
AKP'nin ise 5
bakan hakkında
4 komisyon
kurulrnasrnı
önermesi
bekleniyor.
Duruşmamn ardından yfirûmek iste>en gnıba polisin sert müdahaksi sonucu müdahil avu-
katlardan Bahri Bayram Bekn. Oya >Ieriç Eyüboğhı, MuratAlündereyaralandı. Varalılardan
Ahlndere'nin kafasına aldığı cop darbeleri nedeıüyk bilincinin kapalı olduğu öğrenildL
Kayış'ı öldürenleri mahkeme
avukatlan polis cezalandırdı!
AKP kendisiyle ilgili
alana dokunmuvor'
CHP Grup Başkanvekili Hahık
Koç gazetecilerle sohbet eder-
ken "AKP'nin kendisiyle ilgili
yolsuzluk kuşkusu olan alanla-
ra dokunmadığını" söyledi.
Koç, 14 konuda soruşturma
önergesi hazırladıklannı bildirdi. CHP'nin soruştur-
ma önergesi hazırladığı konular ve hedef aldıklan
bakanlar şöyle: Karadenız sahil yolu (YaşarTopçu),
Türkbank (Mesut Yılmaz, Güneş Taner), enerji, DSİ
ihaleleri (Cumhur Ersümer, Zeki Çakan), trona ma-
deni ihalesine fesat kanştınlması (Rüştü Kaznn Yü-
celen), banka operasyonlannda kamunun zarara uğ-
ratılması (Hikmet l'İuğbav. Recep Önal, Güneş Ta-
ner), bayındırlık bakanlığı ıhalelen (Koray Aydm,
Abdülkadir Akcan), Etibank'ın TMSF'ye devri (Re-
cep Önal). Vakıflar Bankası (Hüsamettin Özkan,
Şükrü Sina Gûrel, Yüksel Yakjva). Halk Bankası ve
Ziraat Bankasrndan kullandınlan krediler (Hüsa-
mettin Ozkan. Recep Önal). gümrüksüz akary akıt
(Mehmet Keçecikr. Rrfat Serdaroğlu). SSK, Bag-Kur
ihaleleri (Yaşar Okuyan), Vurgun operasyonu (Koray
Aydm), yurtdışındaki tanıtım kampanyalan (Musta-
faTaşar). özelleştirme uygulamalan (Yüksel Yalova,
Yılmaz Karakoyunlu. Kemal l nakıtan)
tstanbulHaberServisi-Ok-
meydanı'ndaÖDP'yeaitseçim
bildirileri dağıtmak isteyen
gruptan Sinan Kayış'ın öldü-
rühnesi, bir kişinin de yara-
lanmasına ilişkin davada Ziya
Yücetepe toplam 16 yü 3 ay,
ÖmerKarakuşise 11 ay 20gun
hapiscezasına çarptınldı. Du-
ruşmamn ardından adliyenin
önünden partinin
Eminönü ilçe bina-
sına dek yürümek
isteyen ÖDP'lilere
polisin müdahale
etmesi üzerine 3
avukat ve bir polis
memuru yaralandı.
îstanbul 1. Ağır
Ceza Mahkeme-
si'ndeki duruşma- ^ ^ ^ ^
ya tutuklu sanık Ziya Yücete-
çe kaüldı, tutuksuzyargüanan
Ömer Karakuş ise gelmedi.
Oturumda son sözü sorulan
sanık Yücetepe, kahvehanesi-
ne bırakılan bildirilerin ken-
disini polisle karşı karşıya ge-
tirebileceğini düşündügünüve
bunedenle bırakümasuıa kar-
şı çıkhğını belirterek "Benek-
meğimi savundum. Beraaum
Dstiyorum" dedi. Daha sonra
karannı açıklayan mahkeme
heyeti, Ziya Yücetepe'yi "ha-
frftahrik amnda adam ötdür-
mek". "adam yaralamak" ve
"ruhsatscsilahtaşunak" suç-
lanndan toplam 16 yıl 3 ay
ağır hapis cezasına çarpnrdı.
Heyet, Ömer Karakuş'a da
a
korkutmakamacıylas3ahta-
şunak ve kuDanmak" suçla-
• Sinan Kayış'uı öldürürmesine ilişkin
davada Ziya Yücetepe toplam 16 yıl 3 ay,
Ömer Karakuş ise 11 ay 20 gün hapis cezasına
çarptınldı. Duruşmanrn ardından adliyeden
partinin ilçe binasına yürümek isteyen
ÖDP'lilere polisin müdahale etmesi üzerine 3
avukat ve bir polis yaralandı.
nndan 11 ay 20 gün hapis ce-
zası verilmesini kararlaştırdı.
Karannaçıklanmasınınardın-
dan Yücetepe, "Vatan bölün-
mez" diye bağırdı.
Duruşmayı izleyen bir grup
ÖDP'li de karann açıklanma-
sınınardındanadliyeninönün-
de basın açıklaması yaptı. Bu-
rada konuşan ÖDP îstanbul 11
Başkanı SinanTutal, sanık Yü-
cetepe'run "suç maldnesi'' ol-
duğunu savunarak "Keşkear-
kadaşumz ötaıesevdi de Ziya
Yücetepe de begenmediğimiz
bu cezayi almasaydL Kayış'uı
öktûrüklüğü kahvede kumar
oynatıhyorve uyuştunıcu san-
hyor. Kayış'ı öklüren kişikrin
Susurhıkçetesmekadaruzanan
bağlantıian var" dedi.
Açıklamanın ardından üze-
mm^^m-^ rinde*S1ııanKa-
yış'mkaulSosur-
hık çetesT yazılı
pankart açarak
partinin Eminö-
nü ilçe binasına
dekyürümekiste-
yen ÖDP'lilere
polis cop vebiber
gazı kullanarak
"~"~-^~* müdahale etti.
Müdahale sırasında müdahil
avukatlanndan BahriBayram
Bden, Oya Meriç Eyüboğhı,
Murat Alündere ve bir polis
memuru yaralandı. Hastane-
ye kaldınlan yaralılardan Al-
tındere'ninkafasına aldığı cop
darbeleri nedeniyle bilincinin
kapalı olduğu öğrenildi.
ÖDP'liler daha sonra polis
kontrolünde ilçe örgütü
binasına kadar yürüdü.
yaşambiçimiyk kanıüarve ortaya ko-
jar." Özok, hukukun kendi kurallan
içerisinde herkese karşı koruyucu, dü-
zenleyici ve yaptınmcı gücünü hisset-
tirmesi gerektiğini vurgulayarak "Bu-
nun yorumu haDumızın'" dedi.
SHP: Sorumsuzluk
SHP Genel Saymanı Memet'ttılaıse,
Damar'ın "İstifamı gerektirecek bir
durum yok" sözüne tepki göstererek
"TarafeEhğmıvitirenbir kişininbağan-
sız bir kurumu yönetmesi sorumsuz-
hıktur" dedi. Damar'm hiçbir şey ol-
mamış gibi görevine devam edeme-
yeceğine işaret eden Yula, "Görevde
kaknkça Sayıştay'ın hiçbir karan ta-
rafeızveadfl olarakdegerkndirikmez.
Çünkü Sayıştay Başkanı bir zihnrvet-
ten yana tavır ahnışOr" diye konuştu.
Polise bina koruma cezası
Yolsurfuk
operasyonu
görevden etti
• Henüz polis memurlannın
bile atanmadığı Bina
Koruma Müdürlüğü'nde,
yahıızca belediyelerdeki
yolsuzluklan soruşturan
5 polis müdürü görev yapıyor.
ECEVtTKIUÇ
AKP'nin iktidara gelmesiyle bulun-
duklan görevden ahnan, ancak mah-
keme karanyla görevlerine iade edi-
len müdürler için îstanbul Emniyet
Müdürlüğü, "Bina Koruma Müdür-
lüğü" adında yenı bir bınm oluştur-
du. Birimde, yalnızca Îstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi ve AKP'li ilçe
belediyelerindeki yolsuzluklan yü-
rüten ve aralannda eski Mali Şube
Müdürü Ayhan Mimaroğhı'nun da
bulunduğu 5 polis müdürü görev
yapmaya başladı. İçişleri Bakanhğı
mülkiye başmüfettişlerinin İETT
Akbil satışlannda yolsuzluklan or-
taya çıkarmalan üzerine îstanbul
DGM Başsavcılığı, Mali Şube Mü-
dürü Mirriaroğlu'na BELBlM'e ope-
rasyon yapılması talimahnı vermişti.
Deliller doğrultusunda dönemin Be-
lediye Başkanı Erdoğan, îstanbul
Büyükşehir Belediye Başkam AB
Müfrt Gürtuna ve 35 kişi hakkında
dava açıldı. Ancak AKP'nin iktidara
gelmesiyle operasyonlarda görev
alan 18 emniyet müdürü ve amiri
sürüldü. Akbil soruşturmasını yürü-
ten Mimaroğlu da, Erzincan Polis
Okulu'na atandı. Mimaroğlu ve di-
ğer polis müdürleri Bölge Idare
Mahkemesi'ne baş^oırdu. Mahkeme,
Mimaroğlu, Cengiz Pınarbaşı, Niza-
mertin Baymdır, Tekin Kahraman ve
Sefa Gûlhanoğhı'nun görevlerine ia-
de edilmelerıne karar vardi. Ancak
İçişleri Bakanlığı müdürleri eski gö-
revlerine atamadı. Tüm önemli bi-
nalann korunmasının Hassas Bölge-
ler Koruma Müdürlüğü'nün görevi
olmasına karşın Emniyet Müdürlü-
ğü "Bina Koruma Müdüriüğü"
adında bir birimin oluşturuhnası
için Îstanbul Valiliği'ndan izin aldı.
Asayiş Binası'nda eski bir depo ha-
zırlandı ve 5 polis buraya atandı. Po-
lis memurlannın bile atanmadığı bu
birimde şu anda görevlerine mahke-
me karanyla iadeleri istenen 5 em-
niyet müdürü görev yapıyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Sabah saatin 8.00'i. Bu yazıyı bi-
tirip, gazeteye yolladıktan sonra Üs-
küp'ü dolaşacağım. İki gün süren ve
oldukça ilginç tanıklıklara ve tartış-
malara neden olan "Çatışmaların
İçinde Medya" konulu toplantı sona
erdi. Istanbul'a dönüş uçağı salı gü-
nü. Yani siz bu yazıyı okuduğunuz-
da, ben bavullanmı topluyor olaca-
ğım.
Aslında bu kalan bir gün içinde
Ohri'ye gitmek istiyordum. Bunun
mümkün plmadığını öğrendim. Bu
durumda Üsküp'le yetineceğim. ön-
ce Makedonya televizyonunun Türk-
çe bölümünü ziyaret edecegim, ar-
dından buradaki toplantıyı düzenle-
yen Makedonya Medya Enstitüsü'ne
gidecegim.
Üsküp dün, gün boyu çok güzel-
di. Ancak bizler kapalı yerde tartış-
ma yapmak yüzünden bu güzel ha-
vadan yararlanamadık. Tam akşam
üzeri sokağa çıkmıştık ki, büyük bir
fırtına ve yağmura yakalandık. Yeni-
den otele kapanmaktan başka bir
şansımız kalmadı.
Otetin penceresinden sabahın mah-
Puslu Bir Usküp Sabahı
murluğu içindeki kenti seyrediyo-
rum. Vardar Nehri sakin akıyor. Ço-
ğu yeni yapılmış binalar, puslar için-
de sevimsiz görünüyoıiar. Sosyalist
sistemin yıkılmasından sonra o dö-
nemden kalan binalann birçoğunu
da yıkmışlar. Vardar Nehri'nin bat
yakasını yeniden kurarken kent'n es-
ki güzel görüntüsünü de yok etmiş-
ler.
Üsküp'ün gezilip görülmeye de-
ğertarafı, Türklerin yaşadığı eski Üs-
küp. Eski güzel camiler, kiliseler, ka-
le, hep doğu yakasında kalmış. Üs-
küplüler şehrin asıl karakterinin 1963
depremiyle bozulduğunu söylediler.
40 yıl önceki depremde binlerce in-
san öldüğü gibi şehiryıkılmış ve son-
ra yeniden kuruimuş.
Eski istasyon binasının üzerinde-
ki saat 17.17'de durmuş. Saati öyle
korumuşlar. Tarihi bina, bir yanı yıkık
şekilde eski haliyle duruyor. Bu bina-
yı şimdi müze olarak kullanıyoriar.
Eski İstasyon binasının karsısına dep-
remin 40. yılı anısına acılar çeken bir
kadın heykeli dikmişler.
Rahibe Teresa'nın Makedonyalı
olduğu bilinir. Sosyalizm döneminde
ülkeyi terk etmek zorunda kalan bu
ünlü insan haklan savunucusu, ölü-
münden sonraMakedonya'dakıyme-
te binmiş. Rahibe Teresa'nın doğ-
duğu eveyakın biryere heykelini dik-
mişler. Fakat bu arada Arnavutlar or-
taya çıkarak Teresa'nın Arnavut ol-
duğunu iddia etmişler. Bu tartışma de-
vam ediyor.
Arnavutlar nüf usun yüzde yirmisi-
ni oluşturuyorlar. Arnavutlarla Ma-
kedonlar arasında sürekli bir ulusal
çekişme göze çarpıyor. Ancak iç ça-
tışmalann ardından Arnavutlann bü-
tün milli haklan kayıt altına alınmış,
yalnız Arnavutlann değil Türklerin,
Romanlann haklan da kayıt altında.
Türklerin, kendi okullan var. "Tefey-
yüz" adlı tarihi Türk okulunun bütün
yöneticilerinin Türk olduğunu gaze-
teci meslektaşım Erdem Ahmet an-
lattı. Ulusal televizyonda da Türkçe
bölümü var. Türkler, kendi dillerinde
Biıiik adlı bir gazete çıkanyorlar. An-
cak maddi olanaksızlıklar yüzünden
gazetenin kapanma tehlikesiyle yüz
yüze olduğunu anlattılar.
Birlik, haftadaüç gün çıkan bir ga-
zete. Logosunun altında "Makedon-
ya Türklerinin Gazetesi" yazıyor. Ga-
zetenin haberierinden Türkiye'yi çok
dikkatle izledikleri görülüyor. Make-
donya, iç çatışmalardan acı çekmiş
bir ülke. Etnik farklılıklar, bu çatış-
malann temel ateşleyicisi olmuş. Bu
acı sürecin sonunda Makedonlar, et-
nik ve dini azınlıklann haklannı temi-
nat altına almışlar. Bütün etnik grup-
lann nüfuslan oranında Meclis'te tem-
silcileri bulunuyor.
Bizim ülkemiz açısından bu örnek-
ler bir anlam ifade eder mi? Make-
donya henüz bir AB üyeliği adayı de-
ğil. Buna rağmen farklılıklanyla bir
arada yaşamayı daha anlamlı bir yol
olarak seçmiş. Bu örneklerden söz
ettiğimizde, hemen "Türkiye'nin ko-
şullan farklı" cevabını alıyoruz. Fark-
lı olduğu zaten belli. Bu yüzden bir
türlü kendi farklılıklanmızla banş için-
de, birbirimizin kimliğine saygı gös-
tererek, birbirimizin haklannı tanıya-
rak yaşamayı beceremiyoruz.
Kürtçe kursu için Diyarbakır"da ya-
pılan engellemeleri hatırladıkça, Ma-
kedonya'daki uygulamalara baktık-
ça, birçok korkunun sanki kasıtlı ola-
rak üretildiği gibi bir duyguya kapılı-
yorum. Bu ülkeler, acının her türlü-
sünü yaşamışlar ve sonunda farklı-
lıklan kabul etmek dışında başka bir
çözüm bulamamışlar.
Medya konferansının son günü,
gazetecilerin mesleki nedenlerleya-
şadıklan travmaları tartıştık. Hırvat
bir gazeteci, iç savaş nedeniyle ya-
şadığı büyük psikolojik çöküntüyü
bütün aynntılanyla anlattı. Hastalık-
lannı, bunalımlannı, gerilimlerini, te-
davisini... İlk kez bu kadar açık bir şe-
kilde bir gazetecinin acılannı dinle-
dim.
Biz bunlan henüz konuşmaya baş-
lamadık bile...