23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2003 SALI HABERLER DmYADABUGUN ALİStBMEN Globalleşmenin Yasası Yenel Ybnetim Masalı Dün, hükümet üyeleri tarafından imzalanıp Mec- lis'e sunulan Yerel Yönetim Temel Yasası Taslağı, kabul edildiği takdirde, Cumhuriyet tarihinin en önemli değişikliğini oluşturacak, ulusal devletin ya- pıstnı değiştirip onu bir çerçeve devlet haline geti- recektir. Ne gariptir ki, medya bu yasa ile gerektiği kadar ilgilenmedi. Bir tek Cumhuriyet bu yasanın önemini kavradı ve değerli gazeteci kardeşim Işık Kansu, bu ko- nuda uzmanlaria da görüşerek, girişimi bütün yön- leriyle işleyen bir dizi hazıriadı. Işık'ın ilk bölümü dün yayımlanan bu çok önem- li dizisini kaçımnayıp, mutlaka okuyun! Demokrasilerde her şeyin, halkın gözünün önün- de, onun bilgisi dahilinde olması, ne yazık ki, ger- çekte teoride kalan bir kuraldır. Yalnız Türkiye'de değil, zaman zaman gelişmiş demokrasilerde bile, yaşamsal önemi olan kimi ya- salar ve anlaşmalar, kamuoyu pek farkına varma- dan geçirilmektedir. ABD, Meksika ve Kanada arasında imzalanan ve her üç devletin de egemenlik alanlannı serbest ti- caret ve dolayısıyla büyük şirketler lehine sınırlayan North American Free Trade Agreement (NAFTA) ile ilgili olarak da Amerika'da bu anlaşmanın içeriği- nin kamuoyu tarafından yeterince tartışılmadan, gerçek nitelıği tam anlaşılmadan imzalandığı yönün- de, ciddi eleştiriler ileri sürüldü. Türk kamuoyu, seksen yıllık Cumhuriyet Devle- ti'nin yaptsını büyükölçüde değiştirecek olan bu ya- sayı enine boyuna tartışarak, bütün yönlerini ince- lemek, siyasi partileri, sendikalan, sivil toplum ör- gütleriyle yasa hakkındaki düşüncelerini açıklamak durumundadır. • • • Işık'ın yazısının yanı sıra biz de bu sütunda haf- ta boyunca, yasa ile ilgili temel noktalan bilginize sunarak tartışmaya, kannca karannca, katkıda bu- lunmaya çalışacağız. AKP'nin hazırladığı yasa taslağı, aslında yalnız- ca bu partinin damgasını taşımıyor. Bu yasa aslında Türkiye'nin küreselleşmeye ek- lemlenmesini amaçlayan, DünyaTtcaretörgütü, Dün- ya Bankası, IMF'nin etkisi ve damgasıyla günde- me gelmiştir. AB'de yepyeni bir dönemin öncüsü olan Maast- rich Anlaşması'nı da bu çerçevede ele almak ge- rekir. Diğer aynntılanna, perşembe günkü yazıda de- ğineceğim bu yasanın Türkiye'yi eyalet hattafede- ral sisteme doğru yöneltecek, merkezin yetkilerini yerele, oradan da, özel sektöre devredecektir. Gerçekten de maliye, milli savunma, içişleri ve çalışma bakanlıklan dışındaki bütün bakanlıklann taşra örgütleri il özel idareleriyle yerel yönetimlere devredilmektedir. ••• Türkiye'de devletin, üretime dayanmayan, taba- nını talan ve avantanın oluşturduğu bir ekonomi- nin üstüne oturan yapısı, hantal bürokrasisi, her yerde egemen olan rüşvet ve kokuşmuşluk, me- murun kendini halkın hizmetkân olarak değil de efendisi olarak gören çarpık bakışı ve yerel yöne- timler konusunda yaygın, şma gerçek bir temele dayanmayan, olumlu önyargılar, bu tasannın ilk ba- kışta kimi çevrelertarafından, sevinçle karşılanma- sına, kimilerinin de bu yönde kamuoyunu bilerek veya bilmeyerek yanıltmaya yönelik propaganda- sına zemin hazırlayacaktır. Nitekim, Ismet Berkan geçen hafta, Radikal'de yayımlanan yazısında, yeni tasanyı bir devrim ola- rak nitelemekte ve bu görüşünü, yetkilerin yerel yönetimlere devredilmesiyle hizmette kalitenin ar- tacağı varsayımına dayandırmaktaydı. Türk siyaset yaşamı, ne yazık ki, bir yandan ta- bular, öte yandan da önyargılara yol açan temelsiz şablonlarla doludur. "Yerelyönetimlerdemokrasinin beşiğidir" görü- şü bu yaygın önyargılardan biridir. Sayın Prof. Dr. Birgül Ayman Güler'in de belirt- tiği gibi, tarihte yerel yönetimleri demokrasinin be- şiği değildir. Tam tersine demokrasi merkezi yöne- timler sayesinde gelişmiştir. Türkiye gibi, kentlilik bilincininyeıieşmediği, eko- nomisi üretime değil, talana ve avantaya dayanan ülkelerde de, yerel yönetimler uygulamada hizme- ti yerineve halkayakJaşnran, yeni bir demokrasi oda- ğı olmaktan çok yeni bir rant payiaşım odağı oluş- tunmaktadır. Bu durumda kimi yetkilerin yerel yönetimlere dev- redilmesi, istenen sonucu vermeyebilip, kamu çı- kannın merkezi bir yönetimle olduğundan fazla ze- delenmesine yol açabilecektir. Bu yüzdendir ki küreselleşmenin yasasını ince- lerken özellikle yerel yönetim masalının gerçek yü- zünü göz ardı etmemek daha sağlıklı sonuçlara varmamızı sağlayacaktır. Bir yetkili görevden alındı Meclis personel lojmanında usulsüzlük ANKARA(aımhuri- yet Bûrosu) - Milletve- kili lojmanlannın masra- findan kurtulan TBMM yönetimi, bu kez perso- nel lojmanındaki usul- süzlükle uğraşıyor. Per- sonel lojmanında yakıt için toplanan paranın usulsüz kullanılması ne- deniyle hesaplar kanşın- ca soruşturma açıldı. Meclis personel loj- manındaki usulsüzlük, temizlik işlerine bakan şiıket yetkililerinden rüş- vet istendiğine ilişkin şi- kâyetle ortaya çıktı. TBMM Başkânı Büknt Annç'ıntahmatıyla Sos- yal Hizmet Müdürlü- ğü'ndebaşlanlan soruş- turmada yakıt parasıyla ilgili usulsüzlük belir- lendi. Müdürlükte per- sonel lojmanlanndan so- rumlu bir yetkilinin ya- kıt paralannın bir bölü- münü amacı chşındakul- landığı ortaya çıkn. Yak- laşık 48 milyar lirahk açık nedeniyle bir yetki- li görevden alınırken, yakıt parasındaki açık lojmanda oturan perso- neli huzursuz etti. So- ruşturma bitene kadar bu açığın Meclis Baş- kanlığı'nca da karşıla- namadığı belirtildi. Demokratik kitle örgütlerinin tepki gösterdiği Sayıştay Başkanı'na Kapusuz'dan destek AKP, Damar'a sahipçıktıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve de- mokratik kitle örgütleri, "kamusalala- m tanınıadığuu'" açıklayan Sayıştay Başkanı Mehmet Damar'ı. bulundu- ğu makamın ağrrhğına uygun davran- maya çağırdılar. AKP Grup Başkan- vekili Saüb. Kapusuz ıse "Herkesin olduğu gibi onun da görüşkrine saygı duyuyoruzw dıyerek Damar'a sahip çıktı. TBB Başkanı Özdemir Özok, herkesin cumhuriyete olan sevgisini, ortaya koyduğu eylem ve yaşam biçi- miyle kanıtladığını söyledi. Özok, hu- kukun kendi kurallan içerisinde her- kese karşı koruyucu, düzenleyici ve yaptınmcı gücünü hissettirmesi ge- rektiğini belirtti. AKP Grup Başkanvekili Kapusuz, AKP'den TBMM Plan-Bütçe Komıs- • Mehmet Damar'a istifa çağnlanna tepki gösteren AKP Grup Başkanvekili Salüı Kapusuz, üstü örtülü biçimde benzer çağrının Cumhurbaşkanı'na da yapılmasını istedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok ise herkesin cumhuriyete olan sevgisini, ortaya koyduğu eylem ve yaşam biçimiyle kamtladığmı söyledi. yonu'nda "kamusal alanı tanımadığ)- nı" açıklayan Sayıştay Başkanı Da- mar'm tavnna destek veıdi. Kapusuz konuyla ilgili soruya, "Herkesinoldu- ğu gibi onun da görüşkrine saygı du- yuyoruz. Konuşmaya bir bütünlük içinde bakacak olursanız, tanunam anlamına gehnediğini boykot otana- dığını kendisi düzeftryor. Bu aynmcı- hğm kamusal alanla alakah olamaya- cağı şekfinde bir degeriendirme" ya- nıtını verdı. İstifa çağnlanna tepki gösteren Kapusuz, benzer çağnnın Cumhurbaşkanı'nada yapılmasını ör- tülü biçimde isteyerek "Bu istifa çag- nsı yapan çe\refcrin başkalan için de aynı hassashete sahip ohıp nhnariıgı- nı siz takdir edin. Bir bayram kutla- mayıbfle beceremeyenlerinnelere mal olduğunu görüyoruz" dıye konuştu. Yargı. gücünü hissettirmeli TBB Başkanı Özok ise insanlannbu- lunduğu ve tercih ettiği konumun ağır- lığına uygun davranmalan gerektiği- nin altını çizerek "Onunbümciylebe- yunda bulunnuüıdıriar" dedi. Her şe- yin toplumungözü önünde cereyan et- tiğini kaydeden Özok, "Yahuz Sayış- tay BaşkanıDamar'adeğil,temsil edi- len çağdaş,demokratik,cumhuriyetin kazanımıolankurumlarauygun dav- ranmakgereküdir. Aksine>-apılan dav- ranışlar gerçekten boş ohnayan şey- lerdb: Herkes kendi özel yaşaınmda, din ve vicdan özgürtügünü istediği gi- bi kuDanabüır. Ama ortak alanlarda saygüı olunması gerekir" diye konuş- tu. Hiç kımsenin cumhuriyeti, laik de- mokratikyapıyı birbirinden daha çok sevdiğini söyleyemeyeceğine işaret eden Özok, şu değerlendirmeyi yap- ü: "Herkes sevgisini, sergflediği da\- nuuşlarb,ortaya koyduğu eylemkrfe, Yolsuzluk raporu bugün görusülecek Meclis fe hesaplaşmaANKARA (Cumhurrvet Bürosu) - TBMM Yolsuz- luklan Araştırma Komısyonu raporu bugün genel kurulda görüşülecek. Komisyon raporunda 16 konu- da 25 bakanı hedef alan soruşturma komisyonu ku- rulması öngörülürken CHP 14 konuda 19 bakam he- def alan soruşturma önergesi hazıriadı. Komisyon raporunda Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) üye- si olarak haklannda soruşturma komisyonu kurul- ması istenen Büknt Ecevit, Devlet Babçeü ve Kemal Derviş hakkında komisyon kurulmasına gerek ohna- dığı görüşünde olan CHP; özelleştirme ihaleleriyle ilgili olarak Maliye Bakanı Kemal l nakıtan hakkın- da da soruşturma komisyonu kurulmasıru istiyor. AKP'nin ise 5 bakan hakkında 4 komisyon kurulma- sını önermesi bekleniyor. Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu'nun raporu bugün TBMM Genel Kuru- lu'nda görüşülecek. Raporun genişliği nedeniyle ko- nuşma süreleri iki katına çıkanldı. Genel kurulda hükümet, gruplar ve komisyon adına 45'er dakika- hk, kişisel olarak da 20-25 dakikakk konuşma yapı- labüecek. AKP'nin 5 bakan hakkında 4 komisyon kurulma- smı önermesi bekleniyor. AKP'nin hakkında önerge ve- receği isimler arasında Mesut Yıtanaz, Güneş Taner, Cumhur Ersümer. Yaşar Topçu ve Ko- ray Aydm yer alıyor. • CHP, 14 konuda 19 bakanı hedef alan soruşturma komisyonu kurulmasını istiyor. AKP'nin ise 5 bakan hakkında 4 komisyon kurulrnasrnı önermesi bekleniyor. Duruşmamn ardından yfirûmek iste>en gnıba polisin sert müdahaksi sonucu müdahil avu- katlardan Bahri Bayram Bekn. Oya >Ieriç Eyüboğhı, MuratAlündereyaralandı. Varalılardan Ahlndere'nin kafasına aldığı cop darbeleri nedeıüyk bilincinin kapalı olduğu öğrenildL Kayış'ı öldürenleri mahkeme avukatlan polis cezalandırdı! AKP kendisiyle ilgili alana dokunmuvor' CHP Grup Başkanvekili Hahık Koç gazetecilerle sohbet eder- ken "AKP'nin kendisiyle ilgili yolsuzluk kuşkusu olan alanla- ra dokunmadığını" söyledi. Koç, 14 konuda soruşturma önergesi hazırladıklannı bildirdi. CHP'nin soruştur- ma önergesi hazırladığı konular ve hedef aldıklan bakanlar şöyle: Karadenız sahil yolu (YaşarTopçu), Türkbank (Mesut Yılmaz, Güneş Taner), enerji, DSİ ihaleleri (Cumhur Ersümer, Zeki Çakan), trona ma- deni ihalesine fesat kanştınlması (Rüştü Kaznn Yü- celen), banka operasyonlannda kamunun zarara uğ- ratılması (Hikmet l'İuğbav. Recep Önal, Güneş Ta- ner), bayındırlık bakanlığı ıhalelen (Koray Aydm, Abdülkadir Akcan), Etibank'ın TMSF'ye devri (Re- cep Önal). Vakıflar Bankası (Hüsamettin Özkan, Şükrü Sina Gûrel, Yüksel Yakjva). Halk Bankası ve Ziraat Bankasrndan kullandınlan krediler (Hüsa- mettin Ozkan. Recep Önal). gümrüksüz akary akıt (Mehmet Keçecikr. Rrfat Serdaroğlu). SSK, Bag-Kur ihaleleri (Yaşar Okuyan), Vurgun operasyonu (Koray Aydm), yurtdışındaki tanıtım kampanyalan (Musta- faTaşar). özelleştirme uygulamalan (Yüksel Yalova, Yılmaz Karakoyunlu. Kemal l nakıtan) tstanbulHaberServisi-Ok- meydanı'ndaÖDP'yeaitseçim bildirileri dağıtmak isteyen gruptan Sinan Kayış'ın öldü- rühnesi, bir kişinin de yara- lanmasına ilişkin davada Ziya Yücetepe toplam 16 yü 3 ay, ÖmerKarakuşise 11 ay 20gun hapiscezasına çarptınldı. Du- ruşmamn ardından adliyenin önünden partinin Eminönü ilçe bina- sına dek yürümek isteyen ÖDP'lilere polisin müdahale etmesi üzerine 3 avukat ve bir polis memuru yaralandı. îstanbul 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'ndeki duruşma- ^ ^ ^ ^ ya tutuklu sanık Ziya Yücete- çe kaüldı, tutuksuzyargüanan Ömer Karakuş ise gelmedi. Oturumda son sözü sorulan sanık Yücetepe, kahvehanesi- ne bırakılan bildirilerin ken- disini polisle karşı karşıya ge- tirebileceğini düşündügünüve bunedenle bırakümasuıa kar- şı çıkhğını belirterek "Benek- meğimi savundum. Beraaum Dstiyorum" dedi. Daha sonra karannı açıklayan mahkeme heyeti, Ziya Yücetepe'yi "ha- frftahrik amnda adam ötdür- mek". "adam yaralamak" ve "ruhsatscsilahtaşunak" suç- lanndan toplam 16 yıl 3 ay ağır hapis cezasına çarpnrdı. Heyet, Ömer Karakuş'a da a korkutmakamacıylas3ahta- şunak ve kuDanmak" suçla- • Sinan Kayış'uı öldürürmesine ilişkin davada Ziya Yücetepe toplam 16 yıl 3 ay, Ömer Karakuş ise 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptınldı. Duruşmanrn ardından adliyeden partinin ilçe binasına yürümek isteyen ÖDP'lilere polisin müdahale etmesi üzerine 3 avukat ve bir polis yaralandı. nndan 11 ay 20 gün hapis ce- zası verilmesini kararlaştırdı. Karannaçıklanmasınınardın- dan Yücetepe, "Vatan bölün- mez" diye bağırdı. Duruşmayı izleyen bir grup ÖDP'li de karann açıklanma- sınınardındanadliyeninönün- de basın açıklaması yaptı. Bu- rada konuşan ÖDP îstanbul 11 Başkanı SinanTutal, sanık Yü- cetepe'run "suç maldnesi'' ol- duğunu savunarak "Keşkear- kadaşumz ötaıesevdi de Ziya Yücetepe de begenmediğimiz bu cezayi almasaydL Kayış'uı öktûrüklüğü kahvede kumar oynatıhyorve uyuştunıcu san- hyor. Kayış'ı öklüren kişikrin Susurhıkçetesmekadaruzanan bağlantıian var" dedi. Açıklamanın ardından üze- mm^^m-^ rinde*S1ııanKa- yış'mkaulSosur- hık çetesT yazılı pankart açarak partinin Eminö- nü ilçe binasına dekyürümekiste- yen ÖDP'lilere polis cop vebiber gazı kullanarak "~"~-^~* müdahale etti. Müdahale sırasında müdahil avukatlanndan BahriBayram Bden, Oya Meriç Eyüboğhı, Murat Alündere ve bir polis memuru yaralandı. Hastane- ye kaldınlan yaralılardan Al- tındere'ninkafasına aldığı cop darbeleri nedeniyle bilincinin kapalı olduğu öğrenildi. ÖDP'liler daha sonra polis kontrolünde ilçe örgütü binasına kadar yürüdü. yaşambiçimiyk kanıüarve ortaya ko- jar." Özok, hukukun kendi kurallan içerisinde herkese karşı koruyucu, dü- zenleyici ve yaptınmcı gücünü hisset- tirmesi gerektiğini vurgulayarak "Bu- nun yorumu haDumızın'" dedi. SHP: Sorumsuzluk SHP Genel Saymanı Memet'ttılaıse, Damar'ın "İstifamı gerektirecek bir durum yok" sözüne tepki göstererek "TarafeEhğmıvitirenbir kişininbağan- sız bir kurumu yönetmesi sorumsuz- hıktur" dedi. Damar'm hiçbir şey ol- mamış gibi görevine devam edeme- yeceğine işaret eden Yula, "Görevde kaknkça Sayıştay'ın hiçbir karan ta- rafeızveadfl olarakdegerkndirikmez. Çünkü Sayıştay Başkanı bir zihnrvet- ten yana tavır ahnışOr" diye konuştu. Polise bina koruma cezası Yolsurfuk operasyonu görevden etti • Henüz polis memurlannın bile atanmadığı Bina Koruma Müdürlüğü'nde, yahıızca belediyelerdeki yolsuzluklan soruşturan 5 polis müdürü görev yapıyor. ECEVtTKIUÇ AKP'nin iktidara gelmesiyle bulun- duklan görevden ahnan, ancak mah- keme karanyla görevlerine iade edi- len müdürler için îstanbul Emniyet Müdürlüğü, "Bina Koruma Müdür- lüğü" adında yenı bir bınm oluştur- du. Birimde, yalnızca Îstanbul Bü- yükşehir Belediyesi ve AKP'li ilçe belediyelerindeki yolsuzluklan yü- rüten ve aralannda eski Mali Şube Müdürü Ayhan Mimaroğhı'nun da bulunduğu 5 polis müdürü görev yapmaya başladı. İçişleri Bakanhğı mülkiye başmüfettişlerinin İETT Akbil satışlannda yolsuzluklan or- taya çıkarmalan üzerine îstanbul DGM Başsavcılığı, Mali Şube Mü- dürü Mirriaroğlu'na BELBlM'e ope- rasyon yapılması talimahnı vermişti. Deliller doğrultusunda dönemin Be- lediye Başkanı Erdoğan, îstanbul Büyükşehir Belediye Başkam AB Müfrt Gürtuna ve 35 kişi hakkında dava açıldı. Ancak AKP'nin iktidara gelmesiyle operasyonlarda görev alan 18 emniyet müdürü ve amiri sürüldü. Akbil soruşturmasını yürü- ten Mimaroğlu da, Erzincan Polis Okulu'na atandı. Mimaroğlu ve di- ğer polis müdürleri Bölge Idare Mahkemesi'ne baş^oırdu. Mahkeme, Mimaroğlu, Cengiz Pınarbaşı, Niza- mertin Baymdır, Tekin Kahraman ve Sefa Gûlhanoğhı'nun görevlerine ia- de edilmelerıne karar vardi. Ancak İçişleri Bakanlığı müdürleri eski gö- revlerine atamadı. Tüm önemli bi- nalann korunmasının Hassas Bölge- ler Koruma Müdürlüğü'nün görevi olmasına karşın Emniyet Müdürlü- ğü "Bina Koruma Müdüriüğü" adında bir birimin oluşturuhnası için Îstanbul Valiliği'ndan izin aldı. Asayiş Binası'nda eski bir depo ha- zırlandı ve 5 polis buraya atandı. Po- lis memurlannın bile atanmadığı bu birimde şu anda görevlerine mahke- me karanyla iadeleri istenen 5 em- niyet müdürü görev yapıyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Sabah saatin 8.00'i. Bu yazıyı bi- tirip, gazeteye yolladıktan sonra Üs- küp'ü dolaşacağım. İki gün süren ve oldukça ilginç tanıklıklara ve tartış- malara neden olan "Çatışmaların İçinde Medya" konulu toplantı sona erdi. Istanbul'a dönüş uçağı salı gü- nü. Yani siz bu yazıyı okuduğunuz- da, ben bavullanmı topluyor olaca- ğım. Aslında bu kalan bir gün içinde Ohri'ye gitmek istiyordum. Bunun mümkün plmadığını öğrendim. Bu durumda Üsküp'le yetineceğim. ön- ce Makedonya televizyonunun Türk- çe bölümünü ziyaret edecegim, ar- dından buradaki toplantıyı düzenle- yen Makedonya Medya Enstitüsü'ne gidecegim. Üsküp dün, gün boyu çok güzel- di. Ancak bizler kapalı yerde tartış- ma yapmak yüzünden bu güzel ha- vadan yararlanamadık. Tam akşam üzeri sokağa çıkmıştık ki, büyük bir fırtına ve yağmura yakalandık. Yeni- den otele kapanmaktan başka bir şansımız kalmadı. Otetin penceresinden sabahın mah- Puslu Bir Usküp Sabahı murluğu içindeki kenti seyrediyo- rum. Vardar Nehri sakin akıyor. Ço- ğu yeni yapılmış binalar, puslar için- de sevimsiz görünüyoıiar. Sosyalist sistemin yıkılmasından sonra o dö- nemden kalan binalann birçoğunu da yıkmışlar. Vardar Nehri'nin bat yakasını yeniden kurarken kent'n es- ki güzel görüntüsünü de yok etmiş- ler. Üsküp'ün gezilip görülmeye de- ğertarafı, Türklerin yaşadığı eski Üs- küp. Eski güzel camiler, kiliseler, ka- le, hep doğu yakasında kalmış. Üs- küplüler şehrin asıl karakterinin 1963 depremiyle bozulduğunu söylediler. 40 yıl önceki depremde binlerce in- san öldüğü gibi şehiryıkılmış ve son- ra yeniden kuruimuş. Eski istasyon binasının üzerinde- ki saat 17.17'de durmuş. Saati öyle korumuşlar. Tarihi bina, bir yanı yıkık şekilde eski haliyle duruyor. Bu bina- yı şimdi müze olarak kullanıyoriar. Eski İstasyon binasının karsısına dep- remin 40. yılı anısına acılar çeken bir kadın heykeli dikmişler. Rahibe Teresa'nın Makedonyalı olduğu bilinir. Sosyalizm döneminde ülkeyi terk etmek zorunda kalan bu ünlü insan haklan savunucusu, ölü- münden sonraMakedonya'dakıyme- te binmiş. Rahibe Teresa'nın doğ- duğu eveyakın biryere heykelini dik- mişler. Fakat bu arada Arnavutlar or- taya çıkarak Teresa'nın Arnavut ol- duğunu iddia etmişler. Bu tartışma de- vam ediyor. Arnavutlar nüf usun yüzde yirmisi- ni oluşturuyorlar. Arnavutlarla Ma- kedonlar arasında sürekli bir ulusal çekişme göze çarpıyor. Ancak iç ça- tışmalann ardından Arnavutlann bü- tün milli haklan kayıt altına alınmış, yalnız Arnavutlann değil Türklerin, Romanlann haklan da kayıt altında. Türklerin, kendi okullan var. "Tefey- yüz" adlı tarihi Türk okulunun bütün yöneticilerinin Türk olduğunu gaze- teci meslektaşım Erdem Ahmet an- lattı. Ulusal televizyonda da Türkçe bölümü var. Türkler, kendi dillerinde Biıiik adlı bir gazete çıkanyorlar. An- cak maddi olanaksızlıklar yüzünden gazetenin kapanma tehlikesiyle yüz yüze olduğunu anlattılar. Birlik, haftadaüç gün çıkan bir ga- zete. Logosunun altında "Makedon- ya Türklerinin Gazetesi" yazıyor. Ga- zetenin haberierinden Türkiye'yi çok dikkatle izledikleri görülüyor. Make- donya, iç çatışmalardan acı çekmiş bir ülke. Etnik farklılıklar, bu çatış- malann temel ateşleyicisi olmuş. Bu acı sürecin sonunda Makedonlar, et- nik ve dini azınlıklann haklannı temi- nat altına almışlar. Bütün etnik grup- lann nüfuslan oranında Meclis'te tem- silcileri bulunuyor. Bizim ülkemiz açısından bu örnek- ler bir anlam ifade eder mi? Make- donya henüz bir AB üyeliği adayı de- ğil. Buna rağmen farklılıklanyla bir arada yaşamayı daha anlamlı bir yol olarak seçmiş. Bu örneklerden söz ettiğimizde, hemen "Türkiye'nin ko- şullan farklı" cevabını alıyoruz. Fark- lı olduğu zaten belli. Bu yüzden bir türlü kendi farklılıklanmızla banş için- de, birbirimizin kimliğine saygı gös- tererek, birbirimizin haklannı tanıya- rak yaşamayı beceremiyoruz. Kürtçe kursu için Diyarbakır"da ya- pılan engellemeleri hatırladıkça, Ma- kedonya'daki uygulamalara baktık- ça, birçok korkunun sanki kasıtlı ola- rak üretildiği gibi bir duyguya kapılı- yorum. Bu ülkeler, acının her türlü- sünü yaşamışlar ve sonunda farklı- lıklan kabul etmek dışında başka bir çözüm bulamamışlar. Medya konferansının son günü, gazetecilerin mesleki nedenlerleya- şadıklan travmaları tartıştık. Hırvat bir gazeteci, iç savaş nedeniyle ya- şadığı büyük psikolojik çöküntüyü bütün aynntılanyla anlattı. Hastalık- lannı, bunalımlannı, gerilimlerini, te- davisini... İlk kez bu kadar açık bir şe- kilde bir gazetecinin acılannı dinle- dim. Biz bunlan henüz konuşmaya baş- lamadık bile...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle