22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 KASIM 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Düşiince Sefaleti SEFALET, yalnızyoksulluk demek değildir. Pe- rişanlığı da eklemeniz gerekir kavramın tanımına. Yoksul ev içieri vardır; ama, tertemiz, derli toplu- dur onlara "sefil" diyemezsiniz. Sefillik, ancak pe- rişanlıkla gelir; yoksulluğun düzene sokulamayışın- dan, derbederiikten. Başbakan'ın Istanbul'a ve öbür büyük kentlere "göç'ü önlemek için "nakil ilmühaberi" çözümü- nü duyunca birkaç şeye birden isyan etmez misi- niz? Belediye hizmetlerini iyi kötü sağlamakla yetinen- lerin kentlerdeki imar, yerteşim ve ulaşım planla- ması alanlannda gösterdikleri beceriksizliği böy- lesine yaratıcılık yoksulu bir düşünceyie giderme çabalanna. Ülkenin ekonomik ve sosyal planlamasına kar- şı çıkanlann, asıl derdin o noktada oluşunu göre- meyip sorun çözmeye en olmayacak noktadan başlayışlanndaki perişanlığa. Qutuhaflığabakın:Yıllaryılı "komünizm dûşman- w/;d?/" edereksiyasetyapmışve "kızıl tehlike"ye karşı "yeşil panzehir" sözü ederek oy toplamış olanlar, en sonunda kolektivist ekonomili bir Sov- yetler Birliği'nin "iç vize" uygulamasından medet umma noktasına gelmişlerdir. Orada ülke ve bölge planlamasının uygulandı- ğını, iç göçü sınırlamanın ancak böyle bir uygula- mayla biriikte yürütüldüğü zaman anlam taşıyabi- leceğini ve o durumda bile "iç vize" çaresinin ka- çınılmaz bürokratik tıkanmalaria vatandaş yaşamı- nı cendereye sokma tehlikesi taşıdığını unutarak. Plansızlık yüzünden Istanbul'un yanıbaşınaTaş- lıtaria, Sultanbeyli, Kazlıçeşme ve Ankara'nın ucu- na Mamak, Kayaş gibi örnekleri eklemiş bir bele- diyecilik keşmekeşinin "Plan değil, pilav isteriz" di- yerek her dönemde düzenli ekonomik kaikınma- ya karşı çıkmış bir siyasal derbederlikle birieşerek bu harika düşünceyi üretmiş olmasına şaşmamak gerek. Bir gazete anketinde şimdiki Istanbul, Ankara ve Adana belediye başkanlannın da bu düşün- ceden yana çıkmış olmalan şaşırtıcıdır. Hiç olmaz- sa onlar, işyeri açma, meslek icra etme gibi konu- larda Isviçre kantonlannda ve bazı Avrupa ülkele- rinin büyük kentlerinde görülen pratik çarelerden söz edebilirierdi. Antalya Belediye Başkanı'nın "konuta açılacak yerteri planlayıp yavaş büyümeyi sağlama" dü- şüncesi de yeterli sayılır mı? En doğru çareye "Esas çözûm, bölgelerarasında ekonomik ve sos- yal farklılığın giderilmesidir" diyen Izmir Belediye Başkanı yaklaşmış ama, o da nedense bu "esas çözüm"ün "bütün ülke çapında sağlam bir eko- nomik ve sosyal planlama" olduğunu söyleme- miş. Galiba, asıl sorun da bu: Türkiye insanının plan ve planlama sözü etmekten çekinir duruma sokul- muş olması. Kendisine en gerekli olanı söylemeye dili varma- yan bir toplum olabilir mi? Avrupa Birliği Gölgesinde Kıbns Seçimleri. 3 Kastm seçimlerinin yalnız Türkiye'nin iç dinamik- lerinin etkisiyle yapıldığını hiç kimse iddia edemeyeceğine göre, KKTC halkı bu çapraz basblan sorgularken en azından Türkiye örneğinden. hareket edebilir. Denktaş'ı köşeye sıkıştırmaya ve müzakereci olmaktan çıkarmaya yönelik senaryolann kimlerin iştne yarayacağı sorusuna verilecek yanıt büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Tülay ÖZÜERMAN DEÜ K ıbns seçimleri Türkıye'ninbıriz- düşümü gibi. Ora- da da ulusalcı ke- sım tasfiye edil- mek isteniyor. Ödüncü (taviz- kâr) yönetiinlerin oluşturulma- sı için sıvanan kollar şimdi Kıb- ns'a uzanmış durumda. Çok uzun zamandır banş adına (!) uzannuş olan bu eller, AB saye- sinde şimdi eskisinden güçlü. Türkiye'deki gibi, KKTC'de de ulusalcılar AB karşıtı olarak tanıtılmayaçalışılıyor. KKTC'de ödünsüz polıtikada Cumhurbaş- kanı Raııf Denktaş'ın aşılamaz direnç taşı olması, taşlan yerin- den oynatmak için, onun hedef gösterilmesine neden oluyor. Türkiye'den de bazı kalemlerce çırkin bir biçimde hedef göste- rilmesi bu yüzden. Yalnız KKTC halkınm değil, Türkiye'deki halkın kalbınde ay- n bir yer edinmiş bir dava ada- mının hak etmediği şekilde he- def gösterilıyoroluşu: son birkaç yılda Türkiye'deki ıktidarlann beceriksiz politıkalannm olum- suzluğundan bunalan kitlelere umut aşılamak için kullandıkla- n AB kozunun, artık Yunanıs- tan'ın güdümündeki küresel güç- lerin eline geçmiş olmasından kaynaklanıyor. 2004 yılı sonuna kadar Kıbns için süre verilmesi boşuna de- ğildir. Seçimler şansabırakılma- yacaktır. Güney Kıbns'la başın- dan beri biriikte hareket eden ke- sımin kazanması için, Türkiye'de- ki AB lobısınin de işbirlikçiliği üe kamuoyuyönlenckrilmektedir. Güney'den, AB'den ve ABD'den akan büyük para yar- dımlanndan söz edılmekte. Uzun soluklu iktidarlann yıpranmışh- ğıyla yorgun UBP ve DP'nin bu kez işi gerçekten zor. Birbirleri- ni hedef alan söylemlerden ka- çınıp, ortak söylemlen üzennden yakınlaşmalan KKTC'nin gele- ceğinin belirleyiciliği açısından şu süreçte büyük önem taşıyor. Dış politikada Denktaş gibi yerinden oynatılamaz güçte bir aktöre güvenerek seçimlere gidil- diği süreçlerden farklı bir tablo var. Bu kez bizzat Denktaş hedef- te. Onun alaşağı edıhnesi, onu destekleyen kesimin iktidardan düşmesıyle sağlanabilir, düşün- cesi, KKTC seçimlerinin dış des- tekçilerinin çıkış noktası. KKTC halkmnı bir kısmı oy- nanan oyunlarm farkında. Ancak bu farkrnda olan kesim içensin- de iç siyasal hatalar nedeniyle, iktidar partilerine öfkeli olanlar var. Onlara haddını bıldırmek için yanlış bir süreç seçmış olan bu kesim, Türkiye'nin hatasına düşebilir. Iktidarda yıpranmış partileri cezalandırmak isteyen Türk halkı; yüzde yetmışi, yüz- de otuzun iradesine teslim et- mekle kendı iradesini çarpıtmış; bölünmüşlük ve yıpranmışlık marjinal olana yaramıştır. Tür- kiye'nin istikrar sözcüğüne dört elle sanlarak gırdiğı bu yolda, parlamentoda çoğunluğu sağla- mış partinin laiklik karşıtı yasa- ma çahşmalanna girmesiyle bu kez rejim tartışmalan gündemın başlığını belırler olmustur. YOK yasa tasansı üe öflce nö- betine çekilen üniversiteler ve aydın çevreler, Kıbns seçimleri ve ona bağh gelecek sorunlar üzerinde odaklanamaz oldular. YÖK yasa hazırlıklan ile gün- dem kaçınlır oldu. Hükümetın dikketleri çekerek ilerleyebilece- ği duyarh (hassas) konulann baş- hğı belli olunca, iç kamuoyu bu sonu gelmeyecek tartışmalarla süre yitirirken hükümet çok önemli konulan kendi istediği sonuca bağlayabiliyor. tmam hatip liselilerin yolunu açmak için seçılen zaman çok an- lamlı. Önceki süreçlerde iç po- litikada gündem kaçırmak için dış politika kullanılırdı. AB baş- lığı açılalı, ıç polıtikaya dikkat- ler çekilerek dış politikada gün- dem kaçınlır oldu. Iç kamuoyu bitmez tükenmez laiklik tartış- malan ile bunalırken KKTC se- çimleri oldu bittiyle sonuçlanmış olacak... AB'nin kendi yapısından kay- naklanan engeller görmezlikten gelinerek Türkiye'nın ev ödevi ve Kıbns sorunu üzerinden ya- pılan propaganda ve bellı süre- lerle sıkıştınlarak tetiklenen aşı- n isteklilik; tutarh, gerçekçı po- litika izleyen Denktaş ve des- tekçilerini köşeye sıkıştırmak amacını güdüyor. AB kendi öncelikleri doğrul- tusunda hızla yol alırken KKTC'nin güçsüzleştirilmesi üzerinden yürütülen politikada, hem Türkıye, hem de KKTC halkı giderek bunaltıhyor. Göz- den kaçınlan pek çok başlık var kuşkusuz, ancak hem Türkiye, hem de KKTC halklan, en azın- dan "AB'de kucak açacaklarsa, neden Kıbns'tan kovmak isti- yorlar" sorusuna gerçekçi bir yanıt aramalıdn-lar. KKTC halkı kendı iç dina- miklen ile seçim yapma şansını bulsa -ki doğru olan da kendı kaderlerini kendılennın taym et- me haklanna dayanan bir seçım sürecidir- en rasyonel tercıhi ya- pacak duyarhhk ve büince sahip- ur. Ancak ne Türkiye"deki AB lo- bisine dönüşmüş bazı çıkar çev- releri, ne de yıllardır Kıbns'ta ödün koparmak için çabalannı sürdüren Rum lobısi rahat bı- rakmayacaktır. Çapraz baskılar ve ıç politıkadakı hatalarla bu- nalan kitlelerin tercihlerinin yön- lendirilebildiğınin örneği Tür- kiye'de yaşanmıştır. 3 Kasım se- çimlerinin yahıız Türkiye'nin iç dinamiklerinin etkisiyle yapıl- dığını hiç kimse iddia edeme- yeceğine göre, KKTC halkı bu çapraz baskılan sorgularken en azından Türkiye örneğinden ha- reket edebilir. Denktaş'ı köşeye sıkıştırmaya ve müzakereci ol- maktan çıkarmaya yönelik se- naryolann kimlerin işine yaraya- cağı sorusuna verilecek yanıt büyük önem taşıyor. İçtenlikyokL Banş başlığında ve AB üye- liği etrafında yürütülen politi- kalarda samimıyet olduğu kuş- kusu boşuna değildir. Yıllarca ambargo altında ezümış olan bir halkı yok sayan anlayıştan vaz- geçilmemiş; bu yok sayışı sağ- lam temellere oturtacak ilerleyiş için strateji değişikligine gidil- miştir. AB burada en etkili pa- rantezdır. Bu parantezin içinin na- sıl doldurulacağı belırgın değil- dir, ancak zaman zaman en yet- kili ağızlann dıle getirdiği gibi, asgari ortak noktalan Hınstiyan kökenleri ise, Müslüman köke- ni olan ülke ya da ülkelere nasıl bir statü vermeyi düşünmektedir- ler? Neden bu sorulan yüksek sesle dile getirmeyiz de, gözü kapalı bir destekçilikle ödünle- rimızi sürdürme kolaycıhğını se- çenz? Seçimin arifesinde KKTC hal- kınm çapraz baskılara direnerek en rasyonel karan verebibnesi için, bugün bulunduğu konum- dan kimlerin sorumlu olduğu belirlemesini doğru yapması ge- rekmektedir. Bugün hâlâ KKTC varsa, bu eserin mimarlan Sayın Denktaş ve ona inanan, onunla yola devam etmeyi seçen Kıbns Türk halbdır. Türkiye onlann dirayetlenne şemsiye ohııuştur. AB seçeneği etrafında hem Türkiye, hem de KKTC halkla- n saflaşnnlmıştır. Her ıki toplum- da da taruşmalar >-aşanırken Rum kesimınin iddia ve taleplerinde değişiklik yoktur. Dıkkatlerdenkaçıyor olabilir; son süreçteki söylemlerinde Yu- nan yetkililer, yalnız Kıbns so- runundan söz etmiyorlar. Yam başma ekledıklen Ege sorunu var. Bunun anlamı ne beklentilerin ne de ödünlerin so- nunun gelmeyeceğidir. Yükselen beklentiler ve bitmez ödünlerle ilerlenenyolun sonunda gerçek- ten AB'ye mi ulaşılacak?.. Son söz: KKTC halkınm hakkında en iyisi neyse o olsun... En ıyi- yi ortak akıl üretebüır... Dış odak- lann çıkarlanyla güdümlenen akıl değil... Cumhuriyet k 1 t a p 1 a r 1 SÖYLEV Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu GHZİ M.KEMHL JUKl'ÜHK SÖYLEV cnrı-n jrgl 34334 Cağaloğlu-lstanbul ubu w? n ^ 416Sayfa 14.000.000.TL. .Ş. Türkocağı Cad. No.39/41 ^ kltap kUİUDU Tel(0212) 514 01 96Faks(0212)514 01 95 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r 1 AFRİKA'NIN UÇLARINDA Mustafa Balbay Geziye ilişkin en büyük hayallerimden biri, SSwtm ] Afrika'nın dibinden doruğuna, doğusundan batısına, deyim yerindeyse sürüne sürüne yolculuk etmek... En büyük fakirliğim zaman beni böyle bir zenginlikten yoksun bıraktı. Bunun yerine Afrika'nın üç ucunu seçtim: Güney Afrika, Mısır, Fas... 270 Sayta 13.000.000.TL. rf? 34334 Cağaloglu-tstanbul UDU 01 k . Türkocağı Cad. No.39/41 ^ g y r f ? 34334 Cağaloglu-tstanbul kltap kUlUDU Tel:(0212) 514 01 96 Faks:(0212) 514 01 95 1- Gökova'da Şeker Bayramı Tatil Aboneliji tanıbm fîyatlanyla Yücelen Hotel'de 5 Gün 5 Gece, Yanm Pansiyon Konaklama (22 Kasım-28 Kasım) - Köyceğiz, Dalyan, Kaunos Harabeleri, İztuzu Plajı Turu - Marmaris Turu - Ula, Azmakbaşı, Didima Kaya Mezarlan Turu Ulaşım ve TurlarDahil KişiBaşı: 250.000.000 TL * 'tatile abone'lik satın alanlara ulaşım hariç tatil bedava. T a t s ı z t a t i l l e r e , p a h a l ı t a t i l l e r e , t a t i l s i z g e ç e n y ı l l a r a s o n ! Tatile abone olun!.... 10 ay ödeyin, 10 yıl tatil yapın. 2- Gökova'da Haftasonu Nail Çakırhan'ın "Ağahan Mimarhk Odülü" aldığı Akyaka Yöresi'nde, Yücelen Hotel'de bir gün tam pansiyon misafîrimizsiniz. Yola Çıkış: 07 Kasım 2003 Gumhuriyet Gazetesi Bahçesi Geri Dönüş: 09 Kasım 2003 Ulaşım Ücreti: Kişi baş» 40.000.000 TL Bir hafta, iki hafta... Bir ay, iki ay... Ne kadar isterseniz... temmuzda ya da mayısta... Ya da elcimde, hatta şubatta... Ne zaman isterseniz... Nerede mi? Gökova - Akyaka'da, Yücelen Otel'de... Artık 10 yü abone olacağınız süre boyunca, tatiliniz güvence altında... Artık tatile gidememek diye bir sorununuz olmayacak... Dilediğiniz kadar 'tatile abone' olduktan ve 10 ayda ödedikten sonra, her yıl elinizi kolunuzu sallayarak gidip tatilinizi yapacaksınız. (Hem de kolayca anlaşıp dost olacağınız Cumhuriyet okurlanyla biriikte...) Ne kadar mı ödeyeceksiniz? 'tatile abone' olmadığınız zaman ödeyeceğinizin çok altında. (Doğal olarak, fiyatlar temmuzdan şubata doğru kademeli olarak düşüyor.) Lütfen, daha aynntılı bilgi almak, 'tatile abone' olmanın size sağlayacağı pek çok a\r antajı ve inanmakta güçlük çekeceğiniz fiyatlan öğrenmek için bizi arayın. Dilerseniz avantajlara birkaç örnek verelim: 1. Başka bir devre-tatil sisteminde olmayan bir avantaj: Kahvaltı fiyatlann içüıde. 2. Dilediğinizde tam pansiyon kalma seçeneği: Bu durumda, kişi başına (yaz ya da kış, fark etmez) öğle ve akşam yemekleri için günde çok düşük ve abonelik süreniz boyunca değişmeyecek bir ücret ödeyeceksiniz. 3. Diyelim, şubat ayında bir hafta tatile abone oldunuz, ama temmuzda tatil yapmak istediniz. Yer olduğu taktirde, aradaki fiyat farkını (yalruzca o yıl için) ödeyerek yapabilirsiniz. 4. Ya da tatile aboneliğiniz temmuz ayında ve şubatla değiştirmek istiyorsunuz.Yıne yer varsa değiştirebüir ve bir hafta yerine daha uzun süre tatil yapabilirsiniz. 5. Yalnızca Yücelen Otel'de bulabileceğiniz bir avantaj: Dilerseniz, tam donanımh Yücelen Hastanesi'nde size özel fiyatlarla çekap olanağı.... Dikkat. Yapacağıntz tatile abonelik' sozleşmesi Tuketiciyi Koruma Yasası ve 2003 Haziran ayında çıManlan pevre Tatil Yonetmenliğine uvgundur. YAPI-C "Tatile abone eder" İstanbul Merkez: Türkocağı Cad. Basın Sarayı No: 1 Kat: 4 (Gazeteciler Cemiyeti üstü) Cağaloğlu-İstanbul Tel: (0212) 520 21 91-92, (0212) 522 49 26 Faks:(0212)520 50 23 (Cumhuriyet Gazetesi) (0212)512 05 05/550-561 www.yapic.com.tr YAPI-C Bir Cumburiyet Vakfı Kuruluşudur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle