Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 KASIM 2003 CUM/VRTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
Ulusötesi sigara şirketleri, girdikleri pazann yandan çoğunun kontrolünü ele geçiriyor
'Tekeller' büyük oynuyor• Halen en büyük tüketici ülkelerde devlet
tekelleri varlığını sürdürürken dünya tütün
pazannın yüzde 75'inden fazlasını ellerinde
tutar ulusötesi şirketl er. girebildikleri pazann
en az yüzde 60'mı ele geçiriyor. Bu
"yayıfmacı" politika karşısındaki tek güç
"ulusal tekeller" olarak gösteriliyor.
MİNE ZEYBEKOGULAARI
Dihya toplam sigara tüketiminin yüzde 40'ını oluş-
turan 2 milyar adetlik t>ir potansiyel, devlet tekelleri-
nın kontrolü altında bul unuyor. Halen en büyük tüke-
tici ülke Çın, Kore, Tayvan, Vietnam. Tayland, tran,
Irak, Lübnan, Rusya, ts'veç, Mısır, Libya, Cezayir, Tu-
nus ve Mali'de devlet tekelleri varlıklannı sürdürüyor-
lar.
Yapılan araştırmalar, dünya tütün pazannın yüzde
75'inden fazlasını ellerinde tutan ulusötesi şirketlerin
girebildikleri pazann en az yüzde 60'ını ele geçirdik-
leriru ortaya koyarken, bu "•yayıünacı" politika karşı-
sındaki tek güç "ulusal tekefler" olarak gösteriliyor.
Çin hariç, Japonya, îngiltere ve Italya gibi gelişmiş
ülkeleri de ıçeren dünyanm en büyük 24 tütün pazan,
"düopoP bir yapı sergi liyor. Dünya tütün pazan, ulu-
sötesi sigara tekelleri olan Philip Morris (PM), British
American Tobacco ve Japan Tobacco International
(JT1) şirketleri, ulusal tekelleri yıkarak pazann düopol
unsurlan olma yanşına sahne oluyor.
Tütün endüstrisi, çokruluslu şirketlerin en güçlüleri-
nin bir kanşımı. Sık sık tnrleşme ve devralmalarla gün-
deme gelen bu tütün şirketleri, çok karmaşık yapılı iş-
birliklerine giderek, diğer büyük pazarlann sahibi olu-
yorlar.
Ölüm ve hastaHk Itiraç ediyorlar
Tütünde devlet tekellerinin, 1980'li yıllardan itibaren
azalmaya başladığı biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün
"Tütün AÜasr adh raporu, 1980'li yıllarda 7 bin,
1990*larda ıse 60 bin orta ve büyük ölçekli devlet tütün
kuruluşunun özelleştirildiğini ortaya koyuyor. 1990'la-
nn sonlan ıse, raporda, "IMF'ninGüneykore,Moldav-
ya, Tayland ve Türkiye'ye 'borçlannın durumu' sebebiy-
le devlet tekelierini özeDeştirnıeleri yönünde baskı yap-
maya başladığı" yıllar olarak ıfade edilıyor.
199O'lı yıllann başlanndan itibaren sigara şirketle-
rinin gehşmekte olan ve Doğu Avrupa ülkelerindeki
üretım kapasitelerini biiyük ölçüde arttırdıklanna dik-
kat çekilen raporda, bu ülkeler, zengin ülkelerin "ölüm
ve hastahkihraçettüderi" yerler olarak nitelendıriliyor.
BAT ve PMI (Altria) küresel ölçekte faaliyet göste-
ren ılk ulusötesi tekeller olarak bilinirken, JTI, Impe-
rial Tobacco, Altadis ve Gaüaher gruplan birleşme ve
devTalmalarla ulusal sırurlann dışına çıkıp küresel re-
kabete giren şirketler. 6 şirket, son verilere göre, dün-
ya sigara pazannın toplam yüzde 78'ini elinde bulun-
duruyor. Ulusötesi sigara tekellerinin girdikleri pa-
zann yansından fazlasının kontrolünü ele geçirdikle-
rini ortaya koyan veriler ışığında, pek çok ülkede özel
sektör tekellerinin devlet tekellerinin yerine geçmesi
dıkkat çekiyor.
Devler dünyayr bölüştü
Devlet tekeDerinin özel tekeDere dönüşmesi tütün üreticisini zor durumda bırakıyor.
Ulusiararası Sigara Üreticileri (2002)
GRUP
PMI (ALTRIA)
BAT (
JTI
İMPERİAL
ALTADİS
GALLAHER ^
SİGARA ÜRETİMİ
(Milyar Adet)
^ ^ 906
(7^ 807
^W 458
R 185
?(? 102
J£TZZLIO7
NET CİRO
(Milyar Dolar)
80.9
17.3
36.2
4.2
2.9
2.4
NET BORÇ
(Milyar Dolar)
KKİBS
5.6 Jfm
1.6 ^BnT
5.2 kTJJX
0.3 m^M
3.5 ^ |
ALMANYA
Pazar hacnıi: Hükümetin sigara tüketimini azaltma ça-
balanna rağmen Alman sigara üreticileri, 2002'de verim-
lerini yüzde 5.3 oranında arttırdılar. Tütün ürünlerinden
elde ediletı satış hacminin 2007 yılında 23.2 milyar Eu-
ro'ya ulaşması bekleniyor.
Pazar durumu Üç oyuncunun hâkim olduğu pazarda,
2002'de ülkedeki sigara sanşlannın yüzde 80'e yakmı
Philip Morris, BAT ve Reemtsma şirketlen tarafindan
gerçekleştırildi. Yıllık cirosu 28.7 milyar Euro olarak
tahmın edilen Philip Morris, pazann açık farkla lideri.
ABD
Pazarhacmi: Amenkan sigara piyasasında, 2002 yılın-
da ülke ekonomisindeki zayıflamaya paralel olarak da-
ralma yaşandı. 2001 "de 411.2 milyar adet olan sigara sa-
tışı, 2002'de yüzde 3.6 düşerek 396.4 milyar adet olarak
gerçekleşti. Piyasa tahminleri, düşüş trendinin süreceği
yönünde. 2003 te 389 milyar adet olarak tahmin edilen
sigara sahşının yüzde 7Tik bir daralmanın ardından
2007'de 361 milyar adete düşeceği öngörülüyor.
Pazann durumu: PM, BAT, Loews, Vector grubu ve
RJ Reynolds şirketleri toplam pazann yüzde 91.5"ine hâ-
kim durumdalar. PM'nin 2001'de 89.9 milyar dolar olan
geliri 2002'de yüzde 10.6 düşerek 80.4 milyar dolar ol-
du. 2001 'e oranlayüzde 0. l'lik biryükseliş gösteren BAT
2002'de 35.65 milyar dolar, RJ Reynolds 8.5 milyar do-
lar gelir açıkladı.
İNGİLTERE
Pazar hacmi: 2002'de 21 milyar dolarlık toplam satış
geliri elde edilen Ingiltere pazannda, 200 l'e oranla yüz-
de 6.7'lik yukan ivme yaşandı. 2007'ye kadar olan peri-
odda sadece yüzde 7.7'lik bir büyüme kaydetmesi bek-
lenen pazann bu dönem sonunda 22.2 milyar dolarlık bir
hacime ulaşması bekleniyor.
Pazann durumu: Pazann yüzde 76.5'ini iki sigara şir-
keti kontrol ediyor. Iki şirketin yıllık cirolannın yüzde
9O'ı, sigara satışlanndan kaynaklamyor. 2002 yılında el-
de ettiği yüzde 17'lik satış payı ile Gallaher grubu paza-
nn lideri. Şirketin 2002 yılı cirosu, bir önceki yıla göre
yüzde 56'dan fazla artarak 8.4 milyar sterlin olarak ger-
çekleşti. Imperial Tobacco'nun 2001'e oranla yüzde 104
artan cirosu 2002'de 8.2 miryar sterlin oldu.
FRANSA
Pazar hacmi: Fransız sigara pazannın değeri, 2002'de
yüzde 1.3 büyüyerek 15.1 milyar dolara ulaştı. Pazann
2002-2007 aralığında yüzde 3.8 büyüyerek 15.7 milyar
dolarlık bir hacme ulaşacağı tahmin ediliyor.
Pazanndurumu: 2002 yılı itibanyla PM, Altadis, BAT
ve JTI'nın toplam pazar paylan yüzde 90. Buna karşıhk
Fransız hükümetinin sektöre yönelik katı düzenlemele-
ri, tek bir şirketin pazar ustünlüğü kurmasına olanak ver-
miyor. Şirketlerin 2002 yüına aıt cırolan şöyle: BAT, 24.6
milyar Euro. Altadis, 3.1 milyar Euro. Philip Morris. 28.6
miryar dolar.
Bereketli topraklarında yetişen ürünleriyle Türkiye'yi besleyen bölgede yatınmlar durdu, işsizlik artıyor
Çukurova
kanağhvor
• Yüz ifadelerinde umutsuzluk ve mutsuzluk
var. tşsizlik had safhaya ulaşmış. Yatmmlar
tümüyle durmuş... Fabrikalar kapanma
noktasında. Her gün onlarca, yüzlerce
işçi işten çıkanhyor.
Yaümıı ildiııü
iyfleştirilıneli
HÜSEYtNKIVANÇ
Çukurova bölgesi: bere-
ketli topraklan, bu toprak-
lardan elde edilen tanm
ürünleriyle Türkiye'nin
herbölgesini besleyen bır
özelliğe sahip. Bu bereket-
li topraklarda buğdaydan
panuğa, her türden sebze-
deı temel gıda ürünlerine
degin çeşitli ürünler yetiş-
tirüiyor. Kendine yeterli-
likce en önde gelen bölge.
Cukurova bölgesi. ayn-
ca sanayi alanında da Tür-
kne'nin en gelişmiş böl-
geeri arasında. Çeşitli
faMkalan, bu fabrikalar-
daçalışan binlerce işçisiy-
le ızun yıllar sorunsuz, sı-
kııtısız bir bölgeydi.
jlke düzeyinde sık sık
gindeme gelen krizler,
Çıkurova bölgesini de et-
kiemiş. Bölgeye gidildi-
ğiıde, mutsuzluk ve umut-
sızluk tüm insanlann yüz
if ıdelerine egemen olmuş
dvumda. İnsanlann yüzü
gümüyor. îşsizlikhad saf-
r«.ya ulaşmış. tşsizler, her
gın açılan yeni kahveha-
ımleri dolduruyor. Kahve-
huıeler, artan işsizliğe pa-
nlel olarak yayılıyor.
Yatınmlar tümüyle dur-
nuş... Fabrikalar kapanma
noktasında. Her gün onlar-
ca, yüzlerce işçi işten çıka-
nhyor. Tüm bunlara kar-
şın, en küçük bir umut yok
yaşamın iyileştirihnesi ko-
nusunda. Çukurova kan
ağlıyor.
Türkiye'nin bu en bere-
ketli topraklan; en üret-
ken, en doğurgan toprakla-
n, bitme noktasına gehniş.
Çukurova'nın sıkıntısı,
salt topraklannın kan ağla-
masıyla bitmiyor. Çukuro-
va'da sanayi de bitme nok-
tasma gelmiş. O gösterişli
fabrikalar. o dünya çapın-
da üretim yapan büyük
fabrikalar ya birer birer
kapanıyor ya da işçi çıkar-
maya gidiyor. Daha iki
hafta önce Çukurova böl-
gesinda büyük bir tekstil
fabrikasından 550 işçi bir-
den çıkanldı. Bir düşü-
nün... 550 kişinin işten çı-
kanlması, o kent ekonomi-
sini nasıl allak bullak eder.
Fabrika patronlan. artık
kendi fabrikalannı gözden
çıkarmış durumda...
Çukurova bölgesinde in-
sanlar gülmeyi unutmuş.
Mutsuzluk ve umutsuzluk,
insanlann yüzünü kapla-
mış durumda. tşsizlik,
yoksuzluk. sefalet kol ge-
ziyor Çukurova'da.
Çukurova bölgesindeki son durumlan, Tar-
sus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metamet
Karagözlü ile konuştuk:
- Çukurova'da sanayinin durumu nasıl?
- Çukurova'nın eskiden kendine yeterli bir
durumu vardı.
Ne zamanki terör Türkiye gündemine girdi,
Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden göçler
başladı, ekonomik dengeler de sarsıldı. Göç
nedeniyle gelen yurttaşlar, kalifıye eleman de-
ğildi. Aynca sennayeleri de yoktu. Elinde ser-
maye olan insanlar, farklı bölgelere giderek
oralarda yatuım yaptılar. Ama Çukurova'nın
böyle bir şansı obnadı. Yüzde 35 göç alan Çu-
kurova'da bu göçler nedeniyle bölgeden elde
edilen gelirin, bölge insanlanna
yetmediğini gönnekteyiz.
Çukurova, bu göçleri alu-ken
sermaye sahibi eğitimli insanlann
da maalesef bölge dışına gittikle-
rini görmekteyiz. Tarsus sanayisi-
nin bugününe baktığımızda, bü-
tün bu olumsuzluklara karşın, yi-
ne de yoğun bir girişimcı grubu-
nun atakta olduğunu gönnekte-
yiz. Tarsus'ta 350'ye yakın işlet-
me faaliyet gösteriyor. Aynca
Mersüı-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, göğ-
sümüzü kabartan bir bölge.
- Çukurova'da sanayinin eski haline gelebil-
mesi için devletten beklenen bir şey var mı?
- Tarsus ihmal ediliyor. Devletin, projektör-
lerini bu bölgeye çevirmesinde yarar görüyo-
rum. Geri kalmışlığından dolayı ayncalıklı
bölge olarak kalkınmada öncelikli bölge ola-
rak ele aldıklan Güneydoğu ve Anadolu böl-
gelerinden gelen göç de göz önüne alınırsa,
Çukurova bölgesinin de ayncalıklı bölge ola-
rak ele alınmasının yaran vardır.
Göç nedeniyle bölgemize gelen insanlara
da hizmetler sunmak gerekir. Ama bu konuda
yeterli çalışmalar yapıhnamıştu".
• Tarsus Ticaret
ve Sanayi Odası
Başkanı Mehmet
Karagözlü
hükümetin
bölgeyle
ilgilenmesini
umuyor.
- Tarsus, turizm pastasından yeterli pay ala-
buıyormu?
- Tarsus, yedi bin yıllık geçmişe sahip önem-
li bir kenttir. Tarsus'ta iki ayn kent vardır. Bi-
risi yerin üzerinde, diğeri ise yerin altındadır.
Yeraltında; tarihi ve kültürel zenginlikleri olan
bu kentin, hızlı bir çahşma ile restore edibne-
si ve ekonomik açıdan gelir getirici bir konu-
ma gehnesi gerekmektedir. Mersin'in Kazan-
lı beldesinden 14 kilometrelik Tarsus plajı sa-
hil bandmda bir çalışmamız oldu. Bu bölge
için Turizm Bakanlığı'nda bir proje çizihniş-
ken Orman Bakanlığı Yaban Hayatı Koruma
Müdürlüğu taranndan burada turaç kuşlannın
yaşam alanı olduğu ve bölgeye tesis yapılma-
yacağı ifade edilmişti. Ama geçen
günlerde Orman Bakanı Osman
Pepe, bölgeyi bizzat dolaşarak in-
celemelerde bulundu. Umuyorum
ki bu sahil şeridi turizme açılır.
- Irak sa\aşının sonaermesi. böl-
gede ekonomiyi canlandmr mı?
- Bölgeye bakhğımızda Çuku-
rova'nın Irak'a çok şey vereceği-
ni görebıliriz. Hatta bu amaçla,
komşu Ortadoğu ülkelerine gezi
yaparak buralarda neler yapabile-
ceğimizi yetkili bakanlarla ve işadamlanyla
görüştük. tşadamlanyla bağlantılar kurularak
komşulanmızla olan yüzde 35Tik ticaret hac-
mini çok daha yukanlara çekme\i hedefle-
mekteyiz.
- Son olarak neler söylemek istersiniz?
- Yatınm iklimının kesinlikle ıyileştinlme-
si gerek. Yatuımcı, sık sık gelen krizlerden
dolayı, korktuğu için yatınm yapamamakta.
Oysaki Çıdoırova, yatınmcı açısmdan çekici
bir bölge. Üretimlenmızi 20 dakikada deniz li-
manına, yanm saat içinde hava limamna ak-
tarabilecek bir durumdayız. Ortadoğu'ya açıl-
makta belli avantaj lanmız var ve buradaki pa-
zar, çok çekici bir pazar. Jx
IŞÇİI^EVTtENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
(ki Arada...
Belki yaptınm değeri yok. Ama anlayışı, eğilimleri
gosterme anlamında önemli. Avrupa Konseyi'nin sağ
eğilimli pariamenterieri fırsatı hemen yakalıyoıiar. Is-
tanbul'da yaşanan terör eylemlerinin ardından Tür-
kiye'ye üyelik yerine iyi komşuluk anlamında özel bir
statü verilmesi gerektiği yolunda bir karar çıkarttırma-
yı başanyorlar.
Bizler bir kez daha haksızlığa uğramanın tepkisi ile
kendi kendimize söyleniyoruz. Islami terörün yaratıl-
masında birinci elden sorumlu ABD Başkanı Bush
Türkiye'yi terör cephesi ilan ediyor. ABD, Ingiltere, AB
ülkeleri vatandaşlannı Türkiye'ye gitmemeleri için
uyanyorlar. Arkasından UEFA karan geliyor Hükü-
metlerinin uyanlanndan yeterince etkilenmemiş ya-
bancılann tümünün bilincine kazınacak bir imaj ya-
ratılıyor. özel güvenlik önlemlerinin alınacağı maçlar-
da sporculann bile güvenlikte olmadığı kafalara yer-
leştiriliyor. Konsey karan ile ise terör gerekçe yapıla-
rak Türkiye'nin konumunun tümü ile AB'ye uymadı-
ğı vurgulaması yapılıyor...
Türkiyeterör eylemlerinin kendisi için anlamını sağ-
lıklı yorumlayamadan, söz konusu terörün yaratılma-
sında kendisinden çok daha fazla sorumlu olan ül-
keler tarafindan bir de terör ilişkili dışlanmamak için
beceriksiz bir savunmaya geçiyor. Beceriksiz, çün-
kü kimi Italyan şirketlerinin ihale hesaplan gündem-
de iken Başbakanımızın oğlunun düğününe nikâh
şahitliğine gelen Italyan Başbakanı'nın UEFA'nın si-
yasi karannın değiştirilmesi için kılını kıpırdatmaya-
cağı bile hesaplanamıyor.
UEFA karannı kabul etmeme adına Başbakan dev-
reye girmişse, bize göre de siyasi UEFA karanna kar-
şı siyasi tavır konulmaya kalkışılmışsa, bunun sonu
gelmeli değil mi? Başbakanından ilgili tüm bakanla-
nna, spora siyasetin bulaştınlmasına izin venlmeye-
ceği çıkışlanndan sonra, duyumlara dayanan, doğ-
rusu çıkmayan açıklamalar, başbakanlar düzeyinde
son dakikada çark edilen görüşme ginşimleri olma-
malı değil mi? ftalya, Ingiltere'nin geri adım atmaya-
caklan sözü, güvencesi olmadan hükümet olarak ba-
lıklama bu işin içine girilip, sonra da çıkılması olur mu?
Bu kadar gürültüden sonra hiç değilse bedeline kat-
lanıp süklüm püklüm geri adım atılmasa daha iyi ol-
maz mıydı?..
Hükümet hem içerde hem de dışarda iki arada bir
derede. Başbakan Erdoğan, Menderes ve Özal po-
litikalanna çok özenmiş, dönem koşullannı, dünya
dengelerini hesaplamadan, siyasal Islamdan büyük
sermayeye, dört koldan siyaseti, Kasımpasa raconu
ile yürütmeye karar vermişti. İki kutuplu dünyada ko-
münizme karşı siyasal Islami kullanan dünya devle-
rinin, günümüzde, tek kutuplu dünyada yarattıklan
haksız, çarpık düzenin ürünü, kendi çıkmazlannda,
siyasal Islamın radikal kanatlan, terörie karşı karşıya ,
olduklan gerçeğini hafife alarak.
Iktidannızın varlığını, geleceğini ABD desteğine,
AB üyeliğine dayamak isteyecek, siyasal örgütlenme
boyutunda, oy ilişkisinde ise siyasal Islamla olan iliş-
kilerinizi kesemeyeceksiniz. işte böyle iki arada bir
derede kalıverirsiniz.
Doğrusu şu aşamada, öncelikle ABD'nin, sonra
AB'nin kendi sorumlu olduklan terörün Türkiye'yi vur-
ması noktasında, Türkiye aleyhine art arda gelen yap-
tınmlan içinde bulunduğumuz belanın boyutu yanın-,
da sadece bir aynntı. Asıl yaşananlarla sınıriı kalma-
sını umduğumuz yeni terör dalgası devam ederse, içi-
mizdekilerden aldığı destekle ivme kazanırsa neler
olabileceğini düşünmek gerek.
AKP iktidan, Erdoğan Hükümeti iki arada bir dere-
de kalmışlığında, asıl bu nokta üzerinde durmalı, ye-
ni terör dalgasının Türkiye'de arkasının gelmemesi
yolunda alınması gereken önelemler, atılması gere-
ken adımlar için kafayormalı. Bu boyut hepimizin ge-
leceği için çok daha yaşamsal olduğundan, hep bir-
likte en çok bu anlamda dayanışmaya gereksinimi-
miz yok mu?
Sonuç olarak Türkiye ayağında uluslararası terör-
ie işbiriiği içinde, taşeronluğu üstlenmekten öte ken-
di kavgası olarak benimsemiş yaygın örgütler ve bu
örgütlerin beslenmesine yarayan büyük bir bataklık
var. Islam adına, şüphesiz Islamın ahlak dini ilkeleri-
ni yok sayarak, şeriatı kutsayan, şeriata uygun yaşam
biçimini seçmeyenleri yoldan çıkmışlar olarak gören,
cihat çağnsı yapan düşünce akımlan, yoksullar ve
yoksunlann durmadan artığı ülkemizde, sonuçta te-
rör örgütlerini üretiyorlar.
İşte bu nedenle en çok Islamiyeti, Islami kimliği
öne çıkmış siyasi ve düşünce kadrolannın yollannı
çok keskin çizgilerle teröre uzanan çizgiden ayırma-
lan gerekiyor. Ne yazık ki AKP iktidannın, Türkiye'nin
terör bataklığında, terörün uygulama alanı olarak seç-
tiği ülke konumunda olmaması için yapmak zorun-
da olduklan, terör eylemine bulaşmış örgütleri poli-
siye önlemlerle ortaya çıkaıması, tek tek suçlulann
yakalanıp cezalandınlması ile sınıriı değil,
Gerçekten değiştiğini, siyasal Islamla ilişkilerini
kestiğini kanıtlaması, şeriatçılarta, cihat çağnsı ya-
panlarla ilişkilerini kopardığını, sınırlannı, çizgilerini
çektiğini ortaya koyması gerek.
soner W cumhuriyetcom.tr
izmir'de hazırlık basladı
Ulusal Tanm
Konseyi'ne doğru
İZ3VÜR (Cumhuriyet
EgeBürosu)- Izmir Tica-
ret Borsası, IMF ve Dün-
ya Bankası istemleriyle
yok olma sürecine giren
Türk tanmının yeniden
canlandınlması için Ulu-
sal Tanm Konseyi kurul-
masının kaçınılmaz ol-
duğunu bildirdi.
Bu gerçekten yola çı-
kan yetkililer, kamuoyu-
na önerilenni sunmaya
başladılar. Çiftçilerinya-
nı sıra üniversite, kamu
ve özel kuruluş temsilci-
lerinin de yer alması ge-
rektiğine değinilen olu-
şumun. tanm politikala-
nnı belirleme ve strateji
geliştirme amacım taşı-
ması isteniyor.
Tanmın, Türkiye eko-
nomisi ve sosyal yaşamı
için büyük önem taşıdı-
ğım söyleyen îzmir Ti-
caret Odası Yönetim Ku-
rulu Başkanı Tuğrul Ye-
mişçi konseyle tanmın
21. yüzyıl koşullanna
uyum sağlamasuıın
amaçlandığını söyledi.
Türkiye'nin yeniden
yapılanmasında tanmın
önemli roller oynayaca-
ğını belirten Yemişçi,
"Bu koşuDar attmda tan-
nun yaşadığnnız yüzyıhn
koşullanna uyum sağia-
maa güç görünüyor. On-
cetikk kamu ve özel ke-
sim temsilcilerivie bir
arada, ortakçahşmalara
olanak sağlamak gereki-
yor. Sektördeki sorunla-
nn bugüne kadarçözüle-
memesinin temel neden-
lerinden birisi bu birtik-
teüğin sağlanamamış ol-
maadır" dedi.