Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/tfFA CUMHURİYET 29 KASIM 2003 CUMARTESİ
12 EKONOMI ekonomi@ cumhuriyet.com.tr
ŞÎRKETLER
BENETTON, 2003-
20*4 sonbahar-kış
sermu için farklı
teiLalann, materyallerin,
tanlann iç içe geçtiği
karna bir kcleksiyon
haztrladı Yeai
kobksiyondaki jakarlı
trilolar. kazak,
swtatshirt ve tişörtler
jîeçen sezonun fıyatlan
ile ;atışa sunuluyor.
FIAT PANDA,
.Avıupa'nın 22 ülkesini
teırsilen toplam 58
uzrıan gazetecinin
olu*turduğu "Car of The
~Year" jürisi tarafından
20C4 yılımn otomobili
seç ldi.
KOMİLÎ, zeytin özlü
Olive sensine sıvı
sabinu ekledi. Zeytin
özli tek sm sabun olan
Komili Olive bal, badem
•ve üoe vera özlerinden
olusuyor.
IMB, Çin Eğitim
Bakanlığı ile ortaklaşa
geliştireceği şebeke bilgi
işleaı sistemı ile Çin
Halk Cumhuriyeti'nde
buhınan 100
üniversitenin bilgisayar
sistemini birbirine
bağlayacak. Şebeke ile
200 binin üzerinde
kullanıcı bilgi işlem
sistemini tek bir
bilgisayar gibi
kullanacak.
PANTENE kış aylanmn
saçlar üzerindeki
olumsuz etkilerine karşı
Onancı Bakım Serisi'ni
tüketicinin beğenisine
sundu. Onancı şampuan
ve besleyici bakım
kompleksınden oluşan
seri ile saçlardaki kınk
oluşumu önleniyor.
PÜS'AR, peynir ailesine
dilimli tost peynirini de
ekledi. Evde kullanım
için tüketicilere kolayhk
sağlayan dilimli tost
peyniri 1.6 kilogram ve
350 gramlık
ambalajlarla piyasaya
sunuldu.
FEDEXTÜRKÎYE,
www.basvurum.com
sitesine üye olan
ögrencilerin
yurtdışındaki
üniversitelere başvuru
yapabilmeleri için
gereken evraklan
ekonomik olarak taşıyor.
Dünyanın 210
ülkesindeki herhangi bir
üniversiteye başvurmak
isteyen öğrencilere
kademeli bir indirim
uygulanıyor.
BÎNGO, 15kilogramlık
yeni Bingomatik ürünü
için bir kampanya
başlattı. Kampanya
kapsamında tüketiciler
15 kilogramlık
Bingomatik aldıklan
takdirde 4 kilogramlık
Bingo Soft'a ücretsiz
sahip olabiliyor.
POLİSAN, gençlerin
sosyal sorumluluk
bilincini geliştirmek için
Toplum Gönüllüleri
Vakfı'na destek verdi.
Üniversiteli gönüllü
gençler tarafından
boyanan Gaziosmanpaşa
Ayazma Ilköğretim
Okulu'nun yenilenme
projesi için gerekli tüm
boya malzemeleri
Polisan tarafından
sağlandı.
2 yıl sonra kotalann kalkmasıyla Türkiye'nin, Gümrük Birliği avantajmı yitireceği bildirildi
TekstildeÇinuyarısı• 2005'te kotalann kalkmasının
Çin'e yarayacağına ve bunun
Türkiye'deki tekstil ve
konfeksiyon sektörünü çok kötü
etkileyeceğine dikkat çeken
TÜBÎTAK Tekstil Araştırma
Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Tarakçıoğlu, Türkiye'nin AB'ye,
Çin'in haksız rekabetine karşı
engel koyması için baskı yapması
gerektiğini söyledi.
tZMİR/İZMİT (AA) - TÜBÎTAK
Tekstil Araştırma Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Işık Tarakçıoğlu, Türkiye'nin AB' ye,
Çin'in haksız rekabetine karşı engel koy-
ması için baskı yapması gerektiğini söy-
ledi. Tarakçıoğlu, 2005 yılında kotalann
kalkmasının Çin'e yaracayacağını ve şu
anda pıyasalan istila eden Çin mallannın
Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü çok
kötü etkileyeceğini belirtti.
Türk tekstil ve konfeksiyon mallanyla
Çin mallannın halen AB suıırlan içinde
büyük bir rekabet içinde olduğunu kayde-
den Tarakçıoğlu, Türkiye'nin Gümrük Bir-
liği'nin getirdiği bazı avantajlara rağmen
Dıj ticarette açık korkutuyor
ANKARA (ANKA) - Türkiye'nm
Çin ile ticaret dengesi giderek
bozuluyor. llk dokuz ayda
Türkiye'nin Çin'le olan ihracatı
354.9 milyon dolar, ithalatı ise 1
milyar 744 milyon dolar oldu.
Böylece, Çin'le olan dış ticaret açığı
geçen yıla göre yüzde 82 oranında
büyüyerek 1 milyar 389 milyon
dolara çıktı. Çin'le ticaret
dengesinin giderek bozulmasında,
bu ülkeden yapılan ucuz tekstil
ürünleri ithalatı büyük bir rol
oynadı. Öte yandan Türkiye'nin,
ocak-eylül döneminde dış ticaret
açığı 15 milyar 407.9 milyon dolar
olarak gerçekleşti ve geçen yıla
göre yüzde 44.4 büyüdü. Açığın
yüzde 18 oranındaki 2.8 milyar
dolarhk en büyük bölümü ise Rusya
ile olan ticaretten kaynaklandı.
Böylece Rusya'yla ticaret açığı,
geçen yıla göre yüzde 52.6 oranında
büyüdü.
Çin'in haksız rekabetine karşı koymakta
güçlük çektiğini vurguladı. Tarakçıoğlu,
"Çin'e uygulanan kotalann kalkmasıy-
la Gümrük Birliği'nin Türkiye için hiç-
bir anlamı kalmayacak. Fason üretim
konusunda pek çok ürün grubunda
Türkiye'nin önüne geçen Çin, önlem
alınmazsa 2005 sonrası bu pazann tek
hâkimi olur" dedi.
A\Tupa Komisyonu tarafından hazırla-
nan "Genişlemiş Bir Avrupa'da Tekstil
ve Konfeksiyon Sanayii'nin Geleceği"
konulu raporda, kotalann kalkması sonra-
sı Türkiye'nin çok kötü bir duruma düşe-
ceğınin kabul edildiğine dikkati çeken Ta-
rakçıoğlu, buna rağmen AB'nin Türki-
ye'yi feda etmeye hazır bir duruş içinde ol-
duğunu savundu.
Bazı ürün gruplannda 2001 yılı Ocak
ayında kotalann kalkması sonrası Çin'in
.AB'ye yaptığı tekstil-konfeksiyon ihraca-
tını yüzde 192 artırdığmı ve bir yılda pa-
zar payını yüzde 14'ten 37'ye çıkardığını
söyleyen Tarakçıoğlu. "1 Ocak 2OO5'te
tüm kotalann kalkmasının sonuçlannu
siparişlerin alınmaya başladığı 2004'ün
8. ayından itibaren görmeye başlayaca-
ğız" diye konuştu.
ABD'nin, Çin'in haksız rekabetine kar-
şı kendi sanayisini koruma önlemleri al-
maya hazırlandığına işaret eden Tarakçı-
oğlu, AB'nin de buna benzer önlemler al-
ması ya da Çin mallan hakkında antidam-
ping soruşturması yapması gerektiğini be-
lirtti.
İç piyasaya darbe
Tarakçıoğlu, Gümrük Birliği nedeniyle
Çin mallannın Türkiye iç piyasasını da
olumsuz etkileyeceğini belirterek, "Tür-
kiye antidamping uygulamalanyla ken-
disini korumaya çalışıyor. Ancak 2005
sonrası Çin mallan artık AB üzerinden
gelecek. Buna karşı da hiçbir şey yapı-
lamayacak" dedi.
Öte yandan, Kocaelı Sanayi Odası (K-
SO)Yönetim Kurulu Başkanvekili Ayhan
Zeytinoğlu da, Çin mallannrn Türk sana-
yii için tehdit oluşturduğunu bildirdi.
"İç pazarda birçok işletmemiz ucuz
Çin mallannın tehdidi altında. Çin bü-
tün dünyada atağa kalkmış durumda.
Devlet destekli bu atağa işletmelerimiz
yanıt verememektedir" diyen Zeytinoğ-
lu önlem alınması gerektiğıni belitti.
r LEKTRİK VE DOĞALGAZ
Zam yerine
indirim oldu
ANKARA (AA) - Yıllar-
dır yüksek enflasyon ve aylık
mutat zamlara alışan Türki-
ye, bu yıl enflasyon, dolar
kurundaki arhşlar ve petrol
fıyatlannın zırve yapmasına
rağmen elektrik ve doğalgaz
gibı önemli girdilerde, zam
bir yana indirimlerle taruştı.
Geçen yıl elektriğe aylık
yüzde 3'ler seviyesinde zam
yapılırken bu yıl her fatura-
da karşılaşılan güç bedeli
alınmasına son verilmesi,
yüzde 3.5 oranındaki TRT
payının yüzde 2'ye düşürül-
mesi, meskenlerde aylık 150
kilovat saatlik tüketimin üs-
tüne yüzde 50 zamlı tarife-
den vazgeçilmesi sonucu tü-
keticiler biraz nefes aldı.
Arkasından sanayi elektri-
ğine sağlanan yüzde 5 indi-
rim, aylık yüzde 7 oranında-
ki gecikme faizinin yüzde
5'e indirilmesi de tüketicile-
ri az da olsa rahatlattı. Bulga-
ristan'dan alınan elektriğin
kesilmesi, pahalı motorinle
çalışan mobil santrallann
üretiminin durdurulması, do-
ğalgaz santrallannda kısıntı-
ya giderek, maliyeti daha dü-
şük hidroelektrik santrallar
ve kömür santrallannın ika-
me edilmesi sayesinde bu
olumlu sonuçlar alınabildi.
Bu sayede 10 milyar kilovat
saatlik ithal kaynak yerli kay-
naklarla ikame edilerek ülke
ekonomısine günlük 2 mil-
yon dolan bulan düzeyde
katkı sağlandı.
Yeni zam beklenmiyor
Otomatik Fiyatlandırma
Sistemi dahilinde fiyatı be-
lirlenen petrol ürünlerinde
ise ocak-ekim dönemi içinde
fıyatlann 270 kez değişmesi
istenirken bu fıyat değişim-
lerinin 161'i, ÖTV'de yapı-
lan düzenlemelerle karşıla-
narak tüketicilerin daha az
etkilenmesi sağlandı.
Doğalgaz satış fiyatlannda
da 2003 yıhnda, enflasyon ve
uluslararası petrol fiyatlann-
daki çıkışlara rağmen konut-
larda yüzde 15.31, sanayi
sektöründe de yüzde 13.84
oranında indirim gerçekleşti.
Öte yandan, 2004 yıhnda
da elektrik ve doğalgaz fiyat-
lanna zam yapılması beklen-
miyor.
Edinilen bilgiye göre, yer-
li kaynaklara daha fazla ağır-
lık verilmesi, daha pahalı
üretim yapan yap-işlet-dev-
ret projeleriyle uzlaşmaya
vanhnası halinde elektrik fi-
yatlannın daha da düşe-
bileceği belirtiliyor.
Şenpiliç'in Genel
Müdürü tpek Üstündağ,
büyüyerek yaşamlarını
sürdürmelerini
"bankalarla ilişkileri
olmamasına ve bu
alandan kazanılan
bfltün paranın yine
yatınma
dönüştürülmesine"
bağlıyor.
Şenpiliç'in Genel Müdürü Üstündağ, antma tesisleriyle övünmedi
Bunlar olması gerekenler
FATMA KOŞAR
Adapazan'nda 450 köylü ailesi-
nin de geçimine katkıda bulunan
Şenpiliç'in Genel Müdürü tpek
Üstündağ. Çevre Ödülü de kaza-
nan kimyasal ve biyolojik antma
sistemleriyle övünmekten kaçınır-
ken "bunlar zaten olması gere-
kenler" diyor ve ekliyor: Sadece
işimi yapıyorum. Hem genel eko-
nomik krizi hem sektördeki kri-
zi atlatmamız da bununla ilgili.
Hemen her yıl üretimini yüzde
25-30 arttırarak yavaş, ama sağlam
adımlarla sektördeki pazar payrnı
giderek büyüten Şenpiliç'in Genel
Müdürü Üstündağ, 10 milyon do-
lar yatınm yaptıklan ikinci kesim-
hanelerini 2004'ün Mart ayında aç-
mayahazırlandıklannı söyledi. Şu
an 760 olan çalışan sayısını 1000'e
çıkarmayı planladıklannı anlatan
Üstündağ, 25 yıllık Şenpiliç Gıda
Sanayii'nin ilk genel müdürü.
'Bankayla işim yok'
Cumhuriyet tarihinin hâlâ etkile-
ri hissedilen en derin ekonomik
krizi sırasmda, sektörün önde ge-
len şirketlerinin batması beyaz et-
te dengeleri sarstı. Sektörde Mu-
durnu'yla başlayan ve Köy-Tür'le
devam eden yaprak dökümü bu
alandan geçimini sağlayanlan kor-
kuturken Üstündağ, Şenpiliç'in
krizden etkilenmeyip büyüyerek
yaşamını sürdürmesini "banka-
larla ilişkileri olmamasına ve bu
alandan kazanılan bütün para-
nın yine yatınma dönüştürülme-
sine" bağlıyor. "Tabü sürekli,
gerçekten çaüşmaya devam et-
tik. tlk kez bu yıl bayram tatili
için program yaptım. Bir de ta-
sarruflu davrandık. Mudur-
nu'da çok ciddi oranda israf ya-
pıldığı biliniyor" diyen Üstün-
dağ'a göre, Türkiye'de piliç eti çok
ucuz ve bu nedenle tüketen kesim
de yoksul kesim. Türkiye'de 15 en-
tegre piliç tesisinin bulunduğunu
belirten Üstündağ, bu alanda itha-
lat olmadığını ve ülkedeki üreti-
min de sağlıklı yapıldığım savunu-
yor. Antibiyotik kullammının da
çok sınırlı olduğunu, hormon iddi-
alarmın gerçeği yansıtmadığını
öne süren Üstündağ, yemin çok pa-
halı olmasından yakindı.
GöRÜŞI MEHMET REÎS
Bütün dünyada ve gelişmiş ülke-
lerde tanmda ileri, sanayide geri ya
da tanmda geri, sanayide ileri anlayı-
şı yoktur. Bu iki üretim sektörü bıriik-
te gelişmiştir. Türkıye'de tanmı sanayiye
rakıp gören anlayış değişmemiştir. Bu ba-
kımdan felsefe değişikliği olmadan tanmda
yaşanan darboğazı aşmak ımkânsızdır.
Günümüzde ülkemizin ihtiyaç duyduğu
tanm ürünleri sanayide gelişmiş olarak
gördüğümüz ABD ve AB ülkelerinden te-
min edilmektedir.
tthalatta patlama
Türkiye 1980'li yıllara kadar tanmsal
alandaki üretimi ile kendi ihtiyaçlannı karşı-
layan bir durumda idi. Dışalımdan fazla, dış
satışını yapıyordu. Ancak 1980 yılından
sonra dışalım, dış satıştan daha fazla oldu.
Izlenen yanılış politikalar sonunda maale-
sef bugün dışa bağımlı hale geldık.
1980 yıhnda 50 milyon dolar olan tanm
ürünleri ithalatının 1999 yılı sonunda 35 kat
artarak 1.8 milyar dolara yükselmesi bu
olumsuz gidişin rakamsal ifadesidir.
Türkiye dünyanın en büyük mercimek ih-
racatçısı iken 2000 yılında kırmızı merci-
mek ithal etmesi, yeşil mercimeğin ancak
üç ay ihtiyacı karşılayabilmesi, bu tersine
gidişin çarpıcı göstergesıdir. Türkiye'de bir
dönümden 250 kg. buğday alınırken, aynı
üründen gelişmiş ülkelerde ise 600 kg.
alınması verimlilikteki sorunu göstermekte-
dir.
1946 yılında Dünya Bankası'nın deste-
ğiyle hazırtanan raporda Türkiye'nin "sana-
yi kesiminden çok tanm kesimine ağırlık
vemesi isteniyordu". Ama bugün IMF ve
Gümrük Birliği dayatmalarıyla tarım dışan-
da tutularak kötü giden Türk tanmı daha da
kötü duruma düşürülmüştür.
Gelişmiş ülkeler Türkiye'yi kendi tanm
ürünlerini satın alacak bir pazar olarak gö-
Tarıma Can Vermek Ulusal Bir Sorumluluktur
rüyorlar. Gübre, ilaç, tohumluk ve yem sek-
töründe tekel konumunda olan bu ülkeler
Türkiye'de tanma desteğin kaldmlmasını
şart koşarak tekelciliğe oynuyorlar.
ABD ve AB ülkelerinde tarım devlet poli-
tikası olarak görülüyor. Tanmla ilgili fede-
rasyonlar ve kooperatifler kuruluyor.
Türkiye'de tarıma verilen desteği kaldır-
mak isteyen ABD'de 97 milyar dolar, AB ül-
kelerinde 106 milyar dolar, tanma destek
verilirken Türkiye'de tanma 1995 yılında 5
milyar dolar, 2000 yılında 2.5 milyar dolar,
2002 yılında 1.9 milyar dolar destek sağ-
landığı görülmektedir.
Türkiye'de doğrudan ve dolaylı olarak
nüfusun yaklaşık %40'ı geçimini tanm sek-
töründen sağlamaktadır. Buna karşın tanm
sektörünün gayri safi millı hasıladan aldığı
pay %12'de kalmaktadır. Avrupa Birliği ül-
kelerinde de toplam nüfusun %10'unu
oluşturan tanm sektörü gayri safi milli hası-
ladan %11 pay almaktadır.
Türkiye tanmdan hiçbir zaman vazgeçe-
mez. Türkiye'nin, tanm politikasını ülkenin
ulusal güvenlik politikası kadar ciddiyetle
ele alması gerekmektedir. Gıda güvenliği
olmayan ülkenin ulusal güvenliği de sıkıntı-
dadır.
Tanmda geleneksel anlayışın devam et-
mesi, toprak ve bitki analızi yaptınlmadan,
toprak ve iklimin özelliklerı dikkate alınma-
dan gübreleme, zirai ilaç kullanımı, aşırı su-
lama, toprağı zehirlemekte zincirleme ola-
rak bütüa ekolojik hayatı olumsuz etkıle-
mektedir. Tanm alanlan endüstriye ve
yerleşim alanlanna açılıyor.
Tarım arazilerınin tanm dışı kullanımı
her geçen gün artmakta ve erozyonla
bırlikte tanm alanlan azalmaktadır.
Medeni Kanun'un mirasa ılişkin hüküm-
lerinde değişiklık yapılmadığı için tanma el-
verişli arazıier parçalanmakta küçük işlet-
melerin payı artmaktadır. Büyük ve verimli
işletmelere dönüşmesi tercih edilmemiştir.
Tanm sektöründe araştırma ve bilgilen-
dirme yeterli düzeyde olmadığı için çiftçi
eğitilmemiştir.
Tanmda verimsizlik adeta uygulanan
destekleme politikalan ile teşvik edilmiştir.
Bazı ürünlerde ekim alanlan artarak üretim
fazlası olmuştur. Üretim fazlası bu ürünler,
dünya fıyatlannın üstünde ücretle satm
alınmıştır. Yüklenilen zararlar devlet bütçe-
sinden karşılanarak, bu yanlış uygulamanın
faturası halka çıkanlmıştır.
Tarım sektörünün en önemli sorunu dü-
şük verimlilik ve tohum, gübre, mazot gir-
dilerinde maliyetin fızlalığıdır. Çiftçi bazı
dönemlerde ürün'irinı maliyetinin altında
satmak zorunda kaimıştır. Çoğu zaman da
emeklerinin karşılığını alamamışlardır. °Su-
lu tanma" geçilerı.'îmiş, daha fazla getirisi
olan ve ülkemiz için tüketimine gerek du-
yulan ürün çeşitlenmesine gidilememıştir.
Türkiye dertlerini bıliyor ama çözmeye
yanaşmıyor. Türkiye bu düşünceden dön-
mezse çok zortanacağı günler gelecektir.
önceiikle verimliliğin, sonra da kalitenin
yükselmesi gerekiyor. Avrupa Birliği'ne
aday olmanın AB ülkeleriyle yanşmanın
mantıklı yolu rekabet edebilmekte yatıyor.
Tanma can vermek için toprak ve doğal
varlıklar korunmah, kamuoyu baskısı ve
desteği sağlanarak tanmda kan kaybına
karşı politikalar oluşturulmalıdır.
Tanma can vermek ulusal bir sorumlu-
luktur. ,
Euro'dan
tarihi rekor
Ekonomi Servisi - Avrupa ortak
para birimi Euro, .\BD
ekonomısine yönelik endişelerin
giderilememesi sonucu, dün dolar
karşısında rekor düzeye yükseldi.
Londra piyasasında açılışın
ardından 1.2017 dolar seviyesine
kadar çıkan Euro, ilerleyen
saatlerde 1.2007 dolar seviyelerine
geriledi. Euro'nunbeklenmedik
yükselişi, uzmanlar tarafından da
"spekülatif ve teknik" bir
yönlendirme olarak yorumlandı.
Dolann Euro karşısında rekor
düşük seviyeye inmesi, Avrupah
ihracatçvlann hisse senetlerini
düşürürken altm ve Euro cinsinden
tahvil fiyatlannı arttırdı.
HlSSELERl DÜŞTÜ
YukosSibneft
evlüiği askula
MOSKOVA (AA) - Rus petrol
şirketi Sibneft, Yukos ile
birleşmeyi geçici bir süre askıya
aldığını açıkladı. .\ncak ilerleyen
saatlerde Yukos yetkilileri bu
karann ortak bir açıklama
olmadığını bildirdi.
Sibneft'in birleşmeyi geçici süre
askıya aldığını açıklamasmm
ardından Rus borsasındaYukos'un
hisseleri yüzde 8 oranında değer
kaybederken, Sibneft'in hisseleri .
de yüzde 5.6 düşüş gösterdi. - ' - M
Sibneft'ten yapılan yazılı
açıklamada, iki şirketin
birleşmesinin geçici bir süre
askıya aluımasının, şirketlerin
hissedarlannın ortak karan olduğu
duyurulmuştu. Öte yandan, Yukos
sözcüsü Aleksandır Şadrin,
Sibneft'in açıklamasmuı ortak bir
açıklama olmadığını ve bu konuda
daha fazla bir yorum
yapamayacağını söylerken Yukos
Başkanı Simon Kukes'un da
Sibneft ile birîeşme plamnın
askıya alınmadığını açıklaması
kafalan kanştırdı. Sibneft
tarafından yapılan yazılı
açıklamadan birkaç saat sonra Itar-
Tass'ın Kukes'e dayanarak
yayımladığı haberde, birleşme
sürecinin devam ettiğini
açıklaması Rusya'da kafalan iyice
kanştırdı. Kukes. açıklamasında,
birleşmenin kesintiye
uğramadığını belirterek
"Şirketlerin birleşme süreci
devam ediyor ve iptal
edilmeyecek" dedi.
BAŞKAN BtRSEN ~
Borsanın satişı
para getirmez
İSTANBUL (AA) - İMKB Başkanı
Osman Birsen. Borsa'nın
özelleştirilmesine sadece geür
açısından bakmamak gerektiğini
belirterek, "Dünyanın en büyük
borsalannın bile piyasa
değerlerine bakıldığı zaman,
İNlKB'nin özelleştirilmesinden
öyle gelir amaçlı bir sonuç
çıkmasını beklemek doğru olmaz"
dedi. Birsen, özelleştirmede
damşman fırma seçimiyle ilgili
sürecin de\r
am ettiğini, damşman
fırmanm seçiminden sonra
gerçekleştirilecek hızlı bir
çalışmayla, hangi takvim içinde
özelleştirmenin hayata geçirileceği
konusunda bir rapor hazırİanacağını
kaydetri. tMKB'nin özelleştirilmesi
konusunda ne fazla ne de düşük bir
bekleyiş içine girilmemesi
gerektiğini dile getiren Birsen,
özelleştirmenin gerçekçi bir tarzda
ve üçüncü bir göz tarafindan ortaya
konacak veriler ışığında yapılacağmı
kaydetti. Birsen, Borsa'nın
özelleştirilmesine hem komşu hem
de uzak ülkelerdeki yabancı
borsalann ılgı gösterdiğine işaret
ederek, "tMKB'nin başka bir
borsayla birieşmesi veya başka bir
borsaya satılması stratejik bir
karardır." dedi. *