05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S/tfFA CUMHURİYET 29 KASIM 2003 CUMARTESİ 12 EKONOMI ekonomi@ cumhuriyet.com.tr ŞÎRKETLER BENETTON, 2003- 20*4 sonbahar-kış sermu için farklı teiLalann, materyallerin, tanlann iç içe geçtiği karna bir kcleksiyon haztrladı Yeai kobksiyondaki jakarlı trilolar. kazak, swtatshirt ve tişörtler jîeçen sezonun fıyatlan ile ;atışa sunuluyor. FIAT PANDA, .Avıupa'nın 22 ülkesini teırsilen toplam 58 uzrıan gazetecinin olu*turduğu "Car of The ~Year" jürisi tarafından 20C4 yılımn otomobili seç ldi. KOMİLÎ, zeytin özlü Olive sensine sıvı sabinu ekledi. Zeytin özli tek sm sabun olan Komili Olive bal, badem •ve üoe vera özlerinden olusuyor. IMB, Çin Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa geliştireceği şebeke bilgi işleaı sistemı ile Çin Halk Cumhuriyeti'nde buhınan 100 üniversitenin bilgisayar sistemini birbirine bağlayacak. Şebeke ile 200 binin üzerinde kullanıcı bilgi işlem sistemini tek bir bilgisayar gibi kullanacak. PANTENE kış aylanmn saçlar üzerindeki olumsuz etkilerine karşı Onancı Bakım Serisi'ni tüketicinin beğenisine sundu. Onancı şampuan ve besleyici bakım kompleksınden oluşan seri ile saçlardaki kınk oluşumu önleniyor. PÜS'AR, peynir ailesine dilimli tost peynirini de ekledi. Evde kullanım için tüketicilere kolayhk sağlayan dilimli tost peyniri 1.6 kilogram ve 350 gramlık ambalajlarla piyasaya sunuldu. FEDEXTÜRKÎYE, www.basvurum.com sitesine üye olan ögrencilerin yurtdışındaki üniversitelere başvuru yapabilmeleri için gereken evraklan ekonomik olarak taşıyor. Dünyanın 210 ülkesindeki herhangi bir üniversiteye başvurmak isteyen öğrencilere kademeli bir indirim uygulanıyor. BÎNGO, 15kilogramlık yeni Bingomatik ürünü için bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında tüketiciler 15 kilogramlık Bingomatik aldıklan takdirde 4 kilogramlık Bingo Soft'a ücretsiz sahip olabiliyor. POLİSAN, gençlerin sosyal sorumluluk bilincini geliştirmek için Toplum Gönüllüleri Vakfı'na destek verdi. Üniversiteli gönüllü gençler tarafından boyanan Gaziosmanpaşa Ayazma Ilköğretim Okulu'nun yenilenme projesi için gerekli tüm boya malzemeleri Polisan tarafından sağlandı. 2 yıl sonra kotalann kalkmasıyla Türkiye'nin, Gümrük Birliği avantajmı yitireceği bildirildi TekstildeÇinuyarısı• 2005'te kotalann kalkmasının Çin'e yarayacağına ve bunun Türkiye'deki tekstil ve konfeksiyon sektörünü çok kötü etkileyeceğine dikkat çeken TÜBÎTAK Tekstil Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tarakçıoğlu, Türkiye'nin AB'ye, Çin'in haksız rekabetine karşı engel koyması için baskı yapması gerektiğini söyledi. tZMİR/İZMİT (AA) - TÜBÎTAK Tekstil Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, Türkiye'nin AB' ye, Çin'in haksız rekabetine karşı engel koy- ması için baskı yapması gerektiğini söy- ledi. Tarakçıoğlu, 2005 yılında kotalann kalkmasının Çin'e yaracayacağını ve şu anda pıyasalan istila eden Çin mallannın Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünü çok kötü etkileyeceğini belirtti. Türk tekstil ve konfeksiyon mallanyla Çin mallannın halen AB suıırlan içinde büyük bir rekabet içinde olduğunu kayde- den Tarakçıoğlu, Türkiye'nin Gümrük Bir- liği'nin getirdiği bazı avantajlara rağmen Dıj ticarette açık korkutuyor ANKARA (ANKA) - Türkiye'nm Çin ile ticaret dengesi giderek bozuluyor. llk dokuz ayda Türkiye'nin Çin'le olan ihracatı 354.9 milyon dolar, ithalatı ise 1 milyar 744 milyon dolar oldu. Böylece, Çin'le olan dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 82 oranında büyüyerek 1 milyar 389 milyon dolara çıktı. Çin'le ticaret dengesinin giderek bozulmasında, bu ülkeden yapılan ucuz tekstil ürünleri ithalatı büyük bir rol oynadı. Öte yandan Türkiye'nin, ocak-eylül döneminde dış ticaret açığı 15 milyar 407.9 milyon dolar olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 44.4 büyüdü. Açığın yüzde 18 oranındaki 2.8 milyar dolarhk en büyük bölümü ise Rusya ile olan ticaretten kaynaklandı. Böylece Rusya'yla ticaret açığı, geçen yıla göre yüzde 52.6 oranında büyüdü. Çin'in haksız rekabetine karşı koymakta güçlük çektiğini vurguladı. Tarakçıoğlu, "Çin'e uygulanan kotalann kalkmasıy- la Gümrük Birliği'nin Türkiye için hiç- bir anlamı kalmayacak. Fason üretim konusunda pek çok ürün grubunda Türkiye'nin önüne geçen Çin, önlem alınmazsa 2005 sonrası bu pazann tek hâkimi olur" dedi. A\Tupa Komisyonu tarafından hazırla- nan "Genişlemiş Bir Avrupa'da Tekstil ve Konfeksiyon Sanayii'nin Geleceği" konulu raporda, kotalann kalkması sonra- sı Türkiye'nin çok kötü bir duruma düşe- ceğınin kabul edildiğine dikkati çeken Ta- rakçıoğlu, buna rağmen AB'nin Türki- ye'yi feda etmeye hazır bir duruş içinde ol- duğunu savundu. Bazı ürün gruplannda 2001 yılı Ocak ayında kotalann kalkması sonrası Çin'in .AB'ye yaptığı tekstil-konfeksiyon ihraca- tını yüzde 192 artırdığmı ve bir yılda pa- zar payını yüzde 14'ten 37'ye çıkardığını söyleyen Tarakçıoğlu. "1 Ocak 2OO5'te tüm kotalann kalkmasının sonuçlannu siparişlerin alınmaya başladığı 2004'ün 8. ayından itibaren görmeye başlayaca- ğız" diye konuştu. ABD'nin, Çin'in haksız rekabetine kar- şı kendi sanayisini koruma önlemleri al- maya hazırlandığına işaret eden Tarakçı- oğlu, AB'nin de buna benzer önlemler al- ması ya da Çin mallan hakkında antidam- ping soruşturması yapması gerektiğini be- lirtti. İç piyasaya darbe Tarakçıoğlu, Gümrük Birliği nedeniyle Çin mallannın Türkiye iç piyasasını da olumsuz etkileyeceğini belirterek, "Tür- kiye antidamping uygulamalanyla ken- disini korumaya çalışıyor. Ancak 2005 sonrası Çin mallan artık AB üzerinden gelecek. Buna karşı da hiçbir şey yapı- lamayacak" dedi. Öte yandan, Kocaelı Sanayi Odası (K- SO)Yönetim Kurulu Başkanvekili Ayhan Zeytinoğlu da, Çin mallannrn Türk sana- yii için tehdit oluşturduğunu bildirdi. "İç pazarda birçok işletmemiz ucuz Çin mallannın tehdidi altında. Çin bü- tün dünyada atağa kalkmış durumda. Devlet destekli bu atağa işletmelerimiz yanıt verememektedir" diyen Zeytinoğ- lu önlem alınması gerektiğıni belitti. r LEKTRİK VE DOĞALGAZ Zam yerine indirim oldu ANKARA (AA) - Yıllar- dır yüksek enflasyon ve aylık mutat zamlara alışan Türki- ye, bu yıl enflasyon, dolar kurundaki arhşlar ve petrol fıyatlannın zırve yapmasına rağmen elektrik ve doğalgaz gibı önemli girdilerde, zam bir yana indirimlerle taruştı. Geçen yıl elektriğe aylık yüzde 3'ler seviyesinde zam yapılırken bu yıl her fatura- da karşılaşılan güç bedeli alınmasına son verilmesi, yüzde 3.5 oranındaki TRT payının yüzde 2'ye düşürül- mesi, meskenlerde aylık 150 kilovat saatlik tüketimin üs- tüne yüzde 50 zamlı tarife- den vazgeçilmesi sonucu tü- keticiler biraz nefes aldı. Arkasından sanayi elektri- ğine sağlanan yüzde 5 indi- rim, aylık yüzde 7 oranında- ki gecikme faizinin yüzde 5'e indirilmesi de tüketicile- ri az da olsa rahatlattı. Bulga- ristan'dan alınan elektriğin kesilmesi, pahalı motorinle çalışan mobil santrallann üretiminin durdurulması, do- ğalgaz santrallannda kısıntı- ya giderek, maliyeti daha dü- şük hidroelektrik santrallar ve kömür santrallannın ika- me edilmesi sayesinde bu olumlu sonuçlar alınabildi. Bu sayede 10 milyar kilovat saatlik ithal kaynak yerli kay- naklarla ikame edilerek ülke ekonomısine günlük 2 mil- yon dolan bulan düzeyde katkı sağlandı. Yeni zam beklenmiyor Otomatik Fiyatlandırma Sistemi dahilinde fiyatı be- lirlenen petrol ürünlerinde ise ocak-ekim dönemi içinde fıyatlann 270 kez değişmesi istenirken bu fıyat değişim- lerinin 161'i, ÖTV'de yapı- lan düzenlemelerle karşıla- narak tüketicilerin daha az etkilenmesi sağlandı. Doğalgaz satış fiyatlannda da 2003 yıhnda, enflasyon ve uluslararası petrol fiyatlann- daki çıkışlara rağmen konut- larda yüzde 15.31, sanayi sektöründe de yüzde 13.84 oranında indirim gerçekleşti. Öte yandan, 2004 yıhnda da elektrik ve doğalgaz fiyat- lanna zam yapılması beklen- miyor. Edinilen bilgiye göre, yer- li kaynaklara daha fazla ağır- lık verilmesi, daha pahalı üretim yapan yap-işlet-dev- ret projeleriyle uzlaşmaya vanhnası halinde elektrik fi- yatlannın daha da düşe- bileceği belirtiliyor. Şenpiliç'in Genel Müdürü tpek Üstündağ, büyüyerek yaşamlarını sürdürmelerini "bankalarla ilişkileri olmamasına ve bu alandan kazanılan bfltün paranın yine yatınma dönüştürülmesine" bağlıyor. Şenpiliç'in Genel Müdürü Üstündağ, antma tesisleriyle övünmedi Bunlar olması gerekenler FATMA KOŞAR Adapazan'nda 450 köylü ailesi- nin de geçimine katkıda bulunan Şenpiliç'in Genel Müdürü tpek Üstündağ. Çevre Ödülü de kaza- nan kimyasal ve biyolojik antma sistemleriyle övünmekten kaçınır- ken "bunlar zaten olması gere- kenler" diyor ve ekliyor: Sadece işimi yapıyorum. Hem genel eko- nomik krizi hem sektördeki kri- zi atlatmamız da bununla ilgili. Hemen her yıl üretimini yüzde 25-30 arttırarak yavaş, ama sağlam adımlarla sektördeki pazar payrnı giderek büyüten Şenpiliç'in Genel Müdürü Üstündağ, 10 milyon do- lar yatınm yaptıklan ikinci kesim- hanelerini 2004'ün Mart ayında aç- mayahazırlandıklannı söyledi. Şu an 760 olan çalışan sayısını 1000'e çıkarmayı planladıklannı anlatan Üstündağ, 25 yıllık Şenpiliç Gıda Sanayii'nin ilk genel müdürü. 'Bankayla işim yok' Cumhuriyet tarihinin hâlâ etkile- ri hissedilen en derin ekonomik krizi sırasmda, sektörün önde ge- len şirketlerinin batması beyaz et- te dengeleri sarstı. Sektörde Mu- durnu'yla başlayan ve Köy-Tür'le devam eden yaprak dökümü bu alandan geçimini sağlayanlan kor- kuturken Üstündağ, Şenpiliç'in krizden etkilenmeyip büyüyerek yaşamını sürdürmesini "banka- larla ilişkileri olmamasına ve bu alandan kazanılan bütün para- nın yine yatınma dönüştürülme- sine" bağlıyor. "Tabü sürekli, gerçekten çaüşmaya devam et- tik. tlk kez bu yıl bayram tatili için program yaptım. Bir de ta- sarruflu davrandık. Mudur- nu'da çok ciddi oranda israf ya- pıldığı biliniyor" diyen Üstün- dağ'a göre, Türkiye'de piliç eti çok ucuz ve bu nedenle tüketen kesim de yoksul kesim. Türkiye'de 15 en- tegre piliç tesisinin bulunduğunu belirten Üstündağ, bu alanda itha- lat olmadığını ve ülkedeki üreti- min de sağlıklı yapıldığım savunu- yor. Antibiyotik kullammının da çok sınırlı olduğunu, hormon iddi- alarmın gerçeği yansıtmadığını öne süren Üstündağ, yemin çok pa- halı olmasından yakindı. GöRÜŞI MEHMET REÎS Bütün dünyada ve gelişmiş ülke- lerde tanmda ileri, sanayide geri ya da tanmda geri, sanayide ileri anlayı- şı yoktur. Bu iki üretim sektörü bıriik- te gelişmiştir. Türkıye'de tanmı sanayiye rakıp gören anlayış değişmemiştir. Bu ba- kımdan felsefe değişikliği olmadan tanmda yaşanan darboğazı aşmak ımkânsızdır. Günümüzde ülkemizin ihtiyaç duyduğu tanm ürünleri sanayide gelişmiş olarak gördüğümüz ABD ve AB ülkelerinden te- min edilmektedir. tthalatta patlama Türkiye 1980'li yıllara kadar tanmsal alandaki üretimi ile kendi ihtiyaçlannı karşı- layan bir durumda idi. Dışalımdan fazla, dış satışını yapıyordu. Ancak 1980 yılından sonra dışalım, dış satıştan daha fazla oldu. Izlenen yanılış politikalar sonunda maale- sef bugün dışa bağımlı hale geldık. 1980 yıhnda 50 milyon dolar olan tanm ürünleri ithalatının 1999 yılı sonunda 35 kat artarak 1.8 milyar dolara yükselmesi bu olumsuz gidişin rakamsal ifadesidir. Türkiye dünyanın en büyük mercimek ih- racatçısı iken 2000 yılında kırmızı merci- mek ithal etmesi, yeşil mercimeğin ancak üç ay ihtiyacı karşılayabilmesi, bu tersine gidişin çarpıcı göstergesıdir. Türkiye'de bir dönümden 250 kg. buğday alınırken, aynı üründen gelişmiş ülkelerde ise 600 kg. alınması verimlilikteki sorunu göstermekte- dir. 1946 yılında Dünya Bankası'nın deste- ğiyle hazırtanan raporda Türkiye'nin "sana- yi kesiminden çok tanm kesimine ağırlık vemesi isteniyordu". Ama bugün IMF ve Gümrük Birliği dayatmalarıyla tarım dışan- da tutularak kötü giden Türk tanmı daha da kötü duruma düşürülmüştür. Gelişmiş ülkeler Türkiye'yi kendi tanm ürünlerini satın alacak bir pazar olarak gö- Tarıma Can Vermek Ulusal Bir Sorumluluktur rüyorlar. Gübre, ilaç, tohumluk ve yem sek- töründe tekel konumunda olan bu ülkeler Türkiye'de tanma desteğin kaldmlmasını şart koşarak tekelciliğe oynuyorlar. ABD ve AB ülkelerinde tarım devlet poli- tikası olarak görülüyor. Tanmla ilgili fede- rasyonlar ve kooperatifler kuruluyor. Türkiye'de tarıma verilen desteği kaldır- mak isteyen ABD'de 97 milyar dolar, AB ül- kelerinde 106 milyar dolar, tanma destek verilirken Türkiye'de tanma 1995 yılında 5 milyar dolar, 2000 yılında 2.5 milyar dolar, 2002 yılında 1.9 milyar dolar destek sağ- landığı görülmektedir. Türkiye'de doğrudan ve dolaylı olarak nüfusun yaklaşık %40'ı geçimini tanm sek- töründen sağlamaktadır. Buna karşın tanm sektörünün gayri safi millı hasıladan aldığı pay %12'de kalmaktadır. Avrupa Birliği ül- kelerinde de toplam nüfusun %10'unu oluşturan tanm sektörü gayri safi milli hası- ladan %11 pay almaktadır. Türkiye tanmdan hiçbir zaman vazgeçe- mez. Türkiye'nin, tanm politikasını ülkenin ulusal güvenlik politikası kadar ciddiyetle ele alması gerekmektedir. Gıda güvenliği olmayan ülkenin ulusal güvenliği de sıkıntı- dadır. Tanmda geleneksel anlayışın devam et- mesi, toprak ve bitki analızi yaptınlmadan, toprak ve iklimin özelliklerı dikkate alınma- dan gübreleme, zirai ilaç kullanımı, aşırı su- lama, toprağı zehirlemekte zincirleme ola- rak bütüa ekolojik hayatı olumsuz etkıle- mektedir. Tanm alanlan endüstriye ve yerleşim alanlanna açılıyor. Tarım arazilerınin tanm dışı kullanımı her geçen gün artmakta ve erozyonla bırlikte tanm alanlan azalmaktadır. Medeni Kanun'un mirasa ılişkin hüküm- lerinde değişiklık yapılmadığı için tanma el- verişli arazıier parçalanmakta küçük işlet- melerin payı artmaktadır. Büyük ve verimli işletmelere dönüşmesi tercih edilmemiştir. Tanm sektöründe araştırma ve bilgilen- dirme yeterli düzeyde olmadığı için çiftçi eğitilmemiştir. Tanmda verimsizlik adeta uygulanan destekleme politikalan ile teşvik edilmiştir. Bazı ürünlerde ekim alanlan artarak üretim fazlası olmuştur. Üretim fazlası bu ürünler, dünya fıyatlannın üstünde ücretle satm alınmıştır. Yüklenilen zararlar devlet bütçe- sinden karşılanarak, bu yanlış uygulamanın faturası halka çıkanlmıştır. Tarım sektörünün en önemli sorunu dü- şük verimlilik ve tohum, gübre, mazot gir- dilerinde maliyetin fızlalığıdır. Çiftçi bazı dönemlerde ürün'irinı maliyetinin altında satmak zorunda kaimıştır. Çoğu zaman da emeklerinin karşılığını alamamışlardır. °Su- lu tanma" geçilerı.'îmiş, daha fazla getirisi olan ve ülkemiz için tüketimine gerek du- yulan ürün çeşitlenmesine gidilememıştir. Türkiye dertlerini bıliyor ama çözmeye yanaşmıyor. Türkiye bu düşünceden dön- mezse çok zortanacağı günler gelecektir. önceiikle verimliliğin, sonra da kalitenin yükselmesi gerekiyor. Avrupa Birliği'ne aday olmanın AB ülkeleriyle yanşmanın mantıklı yolu rekabet edebilmekte yatıyor. Tanma can vermek için toprak ve doğal varlıklar korunmah, kamuoyu baskısı ve desteği sağlanarak tanmda kan kaybına karşı politikalar oluşturulmalıdır. Tanma can vermek ulusal bir sorumlu- luktur. , Euro'dan tarihi rekor Ekonomi Servisi - Avrupa ortak para birimi Euro, .\BD ekonomısine yönelik endişelerin giderilememesi sonucu, dün dolar karşısında rekor düzeye yükseldi. Londra piyasasında açılışın ardından 1.2017 dolar seviyesine kadar çıkan Euro, ilerleyen saatlerde 1.2007 dolar seviyelerine geriledi. Euro'nunbeklenmedik yükselişi, uzmanlar tarafından da "spekülatif ve teknik" bir yönlendirme olarak yorumlandı. Dolann Euro karşısında rekor düşük seviyeye inmesi, Avrupah ihracatçvlann hisse senetlerini düşürürken altm ve Euro cinsinden tahvil fiyatlannı arttırdı. HlSSELERl DÜŞTÜ YukosSibneft evlüiği askula MOSKOVA (AA) - Rus petrol şirketi Sibneft, Yukos ile birleşmeyi geçici bir süre askıya aldığını açıkladı. .\ncak ilerleyen saatlerde Yukos yetkilileri bu karann ortak bir açıklama olmadığını bildirdi. Sibneft'in birleşmeyi geçici süre askıya aldığını açıklamasmm ardından Rus borsasındaYukos'un hisseleri yüzde 8 oranında değer kaybederken, Sibneft'in hisseleri . de yüzde 5.6 düşüş gösterdi. - ' - M Sibneft'ten yapılan yazılı açıklamada, iki şirketin birleşmesinin geçici bir süre askıya aluımasının, şirketlerin hissedarlannın ortak karan olduğu duyurulmuştu. Öte yandan, Yukos sözcüsü Aleksandır Şadrin, Sibneft'in açıklamasmuı ortak bir açıklama olmadığını ve bu konuda daha fazla bir yorum yapamayacağını söylerken Yukos Başkanı Simon Kukes'un da Sibneft ile birîeşme plamnın askıya alınmadığını açıklaması kafalan kanştırdı. Sibneft tarafından yapılan yazılı açıklamadan birkaç saat sonra Itar- Tass'ın Kukes'e dayanarak yayımladığı haberde, birleşme sürecinin devam ettiğini açıklaması Rusya'da kafalan iyice kanştırdı. Kukes. açıklamasında, birleşmenin kesintiye uğramadığını belirterek "Şirketlerin birleşme süreci devam ediyor ve iptal edilmeyecek" dedi. BAŞKAN BtRSEN ~ Borsanın satişı para getirmez İSTANBUL (AA) - İMKB Başkanı Osman Birsen. Borsa'nın özelleştirilmesine sadece geür açısından bakmamak gerektiğini belirterek, "Dünyanın en büyük borsalannın bile piyasa değerlerine bakıldığı zaman, İNlKB'nin özelleştirilmesinden öyle gelir amaçlı bir sonuç çıkmasını beklemek doğru olmaz" dedi. Birsen, özelleştirmede damşman fırma seçimiyle ilgili sürecin de\r am ettiğini, damşman fırmanm seçiminden sonra gerçekleştirilecek hızlı bir çalışmayla, hangi takvim içinde özelleştirmenin hayata geçirileceği konusunda bir rapor hazırİanacağını kaydetri. tMKB'nin özelleştirilmesi konusunda ne fazla ne de düşük bir bekleyiş içine girilmemesi gerektiğini dile getiren Birsen, özelleştirmenin gerçekçi bir tarzda ve üçüncü bir göz tarafindan ortaya konacak veriler ışığında yapılacağmı kaydetti. Birsen, Borsa'nın özelleştirilmesine hem komşu hem de uzak ülkelerdeki yabancı borsalann ılgı gösterdiğine işaret ederek, "tMKB'nin başka bir borsayla birieşmesi veya başka bir borsaya satılması stratejik bir karardır." dedi. *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle