Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2003 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
BağdafaMehterteGrmek!
Irak'a gireceğiz! On b i n mi, elli bip mi, yoksa iki
yüz elli bın askerle mi? K i m kararyerdi buna? Yüz-
deotuz beş oyla iktidar olan AKP mi, Tayyip Bey
mi. Gül Bey mi? Hayır A B D Başkanı Bush ve çe-
tesi!.. Baktılar ki her gün Irak'ta birkaç ABD aske-
ri öldürülüyor. Yüz elli binlik ABD ordusu Irak yurt-
severieriyle başa çıkamıyor, tek çare yabancı as-
kerierin gelmesu En başta, savaşçılığıyla ünlü Türk-
lenn dost ABD'nin yardımına koşması!..
Çocukların oynadığı tair oyun vardı: 'Amerika
dost'.. bir de unutulmaz şarkı: 7 Love Amerika!..
Betty Grable güzel bacaklarını sallardı, Carmen
Miranda göbek atardı... "Amerika ay lavyu" diye
inlerdisinemasalonlan... Derken, Misuri zırhlısı gel-
di, ardından Truman doktrini, ardından Marshall
yardımı... Bir de baktık k i ABD, gündelik yaşantı-
mızda baş köşeye kurulmuş!..
Gidecek mi, gitmeyecek mi daha belli değil!..
Amerika uğruna şehit düşecek erlerimizin suçlusu,
sorumlusu kim olacak? Genelkurmay mı? Değil. As-
ker, "Hükümet böyle istiyor, biz uyguluyoruz" di-
yor. Türk ordusu ülke çıksn içın her zaman savaş-
maya hazırdır, ama başkasının yaran için değil!.. Hü-
kümet kararvermiş, Meclis onaylamış... Irak'tan şe-
hitlerin tabutları gelmeye başlayınca, Türk halkı
suçlu, sorumlu diye kimi gösterir? AKP'yi, en baş-
ta da ABD dostluğu adına insanlanmızı harcatan
Tayyip takımını!..
Bir yıl daha dolmadı!.. Büyük yol aldı AKP... Ge-
lecekteki hesaplannı bir bir şimdiden uygulamak-
ta... En başta eğitimi baştan başa imam okullany-
la doldurmak, böylece o n beş yirmi yıl sonra Tür-
kiye'yı birdin devleti kadrosu ileyönetmek!.. Bilim,
sanat, kültür umurlannda değil! Gözü dönmüş mil-
li eğıtim bakanlarıyla alabildığine bir gericı gırişim...
Yetmiyor, yetmiyor! Şu anda Meclis'te Bakanlar
Kurulu'nda, önce Başbakan koltuğunda, birçok
suçlamalar altından kurtulamamış nice insan otu-
ruyor... Bir de kalkıp "Hortumcularla savaş ediyo-
ruz" derler, önce milletvekili dokunulmazlığını kal-
dırsınlar, sonra konuşsunlar!.. Evet yetmiyor, aldık-
ları yedi sekiz milyar maaş yetmiyor; özel çalışma
odalan, sekreterter, danışmanlar yetmiyor! Şimdi ye-
ni zamlar gelecek, uçaklara, trenlere para ödeme-
mek... Kim bilir daha ne güzel olanaklar, fırsatlari
öte yandan memuru, işçisi, emeklisi açlık sınırın-
da yan aç, yan tok ömür sürecek...
En önemlisi, en yaşamsal konu, Irak'ta savaşa
katılmak, Irak'ın en tehlikelı bölgesine asker gön-
dermek kararıdır. Askere yüklemesinler bu kararı,
kendileri aldılar, olacaklardan sorumlu da onlar ola-
cak. Hesabı onlar verecek...
Bakın, aklıma ne geliyor: Irak'a askerden önce
şu ünlü mehtertakımlanndan birisini yollasak... Bir
düşünün, palabıyıklı, iri kıyımyeniçeriler, "Türkmil-
Ietiordulan" diye bir sağ bir sol yaparak, büyük şan-
gırtılı marşlarla Bağdat'ta biryürüse, sanınm olay-
lar bir anda kesilir! Koskoca Osmanlı bu, dört yüz-
yıl egemen olmuş Bağdat'a, Musul'a, Yemen'e,
Trablus'a, daha nerelere nerelere!.. Hep bu meh-
ter marşıyla, yürüyüşüyle ezmiş geçmiş...
Gerçi Ikinci Mahmut "Vaka'yı Hayriye" denilen
kanlı kıyımda bınlerce yeniçeriyi yok etmiş, meh-
teri de kaldırmış, yerine bandoyu koydurmuştu.
Olsun, Osmanlı'nın özlemini duyan Menderes'ler
takımı, ne yaptı etti mehteri canlandırdı. Haydi bir
iki olsa neyse, şimdi hemen her ilde mehter takımı
var!.. Bunlardan birini, en şanlısını on bin ya da el-
li bin askerden önce Bağdat'a yollasak, sanırım
daha etkili olur, gücümüzü gösteririz dosta düşma-
na...
"Gelmeyin" diyorlar; "vururuz, öldürünJz"diyor-
lar. Kimse, hiç kimse istemiyor Türk askerini!.. Iş-
te elçiliğimizi vurdular. Işte kamyonlanmızı vurdu-
lar, şoförlerimizi öldürdüler. Daha ne bekliyoruz ki!..
Herşeyden sorumlu hükümettir, AKP'dir, Tayyip'tir,
Gül'dür, Annç'tır... Günün birinde hesap verecek
onlardır. Irak'ta gereksiz yere dökülecek kanın he-
sabını!..
İNTAŞ lise dıplomamı kaybettım. Hükümsüzdür.
H. ELlFAKKUŞ
MemJeket meselelen ıle ilgilenenlerin
yeni internet adresi
inadina.com
Küreselleşmenin Satılık Yazarcıklan...
Küreselleşme çılgını Amerikan ekonomisinin
"devleri"ni arkasına alan, "köktendinci"
destekçileri koluna takan "Bush'un oğlu Bush"
saldırgan mı saldırgan! Ancak böyleleri yalakalan
olmasa ayakta duramaz. Politikacı, "şakşakçıları"nın
önüne arada sırada "yem" atıp, ağızlanna bir parmak
bal çalıp, çıkarlannı da gözettiği sürece ayakta kal-
masını becerir.
Ahmet ARPAD
4 m ^ en yaptım,
• ^B oldu' man-
1 ^ tığı, son
yirmi yılda,
Özal'dan
bu yana, bizi yönetsinler diye
seçtiklerimiz arasında çok ge-
çerli. Halktan kopmuş bu kı-
şilerin biri gidiyor, öteki geli-
yor... Irak'a asker konusunda
da halkın sesine kulak verme-
diler. Meclis'te 'dini bütün
parmaklar' Amerika'nın is-
teğı doğrultusunda kalktı.
Şu sıralar Atlantik ötesin-
den bir "kovboy" dünyaya el
koyma çabasında. O da "Ben
yaptım, oldu" mantığına sa-
hip biri. Paldırküldür Afganis-
tan'a giriyor. Irak'ı kan gölü-
ne çeviriyor, Iran'a, Suriye'ye,
Kuzey Kore'ye fırça atıyor.
Tutsak (esir) aldığı askerlen-
mızın başına çuval geçiriyor.
Kimseyi taktığı yok. Ne Bır-
leşmiş Mılletler'i, ne NA-
TO'yu, ne de Avrupa Birli-
ği'ni... Küreselleşme çılgını
Amerikan ekonomisinin "dev-
leri
r>
ni arkasına alan, "kök-
tendinci" destekçileri koluna
takan "Bush'un oğlu Bush"
saldırgan mı saldırgan! An-
cak böyleleri yalakalan olma-
sa ayakta duramaz.
'Sizden iyisi yok'
Politikacı, halktan kopmuş
da olsa, çevresinde onu kolla-
yan "şakşakçılan"nın önüne
arada sırada "•yem" atıp, ağız-
lanna bir parmak bal çalıp, çı-
karlannı da gözettiği sürece
ayakta kalmasını becerir. Ya-
lakalan da bunu çok iyi bıldik-
leri için ona süreklı "Sizden iyi-
si yok" der, karşılıklı çıkar
dünyasında adamı el üstünde
tutarlar. Menderes'ten günü-
müze bu yöntem hiç değişme-
miştir. Döne döne başlan dön-
müş bu kişiler, çoğu zaman
politikacının yakın çevTesin-
den, partisinden çıkar. Ancak
son yıllarda bu 'dönek'lerin
giderek daha çok işadamlan,
sözüm ona aydınlar. kımı es-
ki solcular, dolar maaşlı gaze-
teciler arasından da çıktığına
tanık olmaya başladık.
Ofkeli bir başbakan
Okurundan kopan gazete-
ci: 3 Kasım'dan bu yana yaşa-
dıklanmız ürkütücü. Kasımpa-
şalı ounası ile övünen, son ay-
larda sürekli öfkeli bir Başba-
kanımız var. Yüz hatlan ger-
gın... Hep gerilim içinde. Kür-
süden bangır bangır bağınyor.
Kimi zaman soru soranı, şikâ-
yet etmek cüreti göstereni, is-
ter işçi, ister profesör olsun,
azarlıyor. Niçin? Kendine gü-
venen böyle saldırgan olur
mu? Sözüm ona Meclis'in yüz-
de altmış altısı arkasında.
Medyamızın pazarlamacı-
lan dersen... Yazar-çizer takı-
mının Başbakanımıza Tan-
n'nın günü yağ çekmekten,
okuru onun artık değiştığıne
inandırmaya çabalamaktan
başka bir şey yaptığı yok. Bek-
lentileri uğruna her şeyi göze
almış misyonerlerden ne fark-
lan var?
Halktan kopuk yazar
Boyalı basında köşe kapnıış
yazarcıklarda son aylarda Baş-
bakanımız gibi saldırganlaş-
maya başladı. Kimi, bir za-
manlar 27 Mayıs de\Tİmi hay-
ranlığı sergilemiş, solcunun
solcusu olmuş, iyi öğrenim
görmüş bu insanlar destek ver-
dikleri politikacılar gibı halk-
tan, daha doğrusu okurdan
koptuklarını, günün bırınde
fark edecek mi dersiniz? San-
mam.
Başka bir görevi var
Gününü "TEM" manzaralı
kocaman odasında bilgısaya-
nnın başında geçiren, bilmem
ne sitesindeki villasından çık-
madan yazı gönderen, halkın
içine pek girmeyen, "gazete-
ci", toplum ne yapıyor, ne dü-
şünüyor. nereden bilsin? Hal-
kı dinlemeden, sorunlannı ya-
şamadan, her gün köşesinde
yazdıklan ile ne süre inandı-
ncı olabilir, sorunlara çözüm-
ler önerebilir? Belki de mes-
leğinden kopmuş, insanımız-
dan çoktan uzaklaşmış bu ya-
zarcıklar inandıncı olmak. hal-
kın yaşadığı sorunlann üzeri-
ne gitmek istemiyor! Onun ar-
tık başka bir "•görevi" vardır.
"KabadayTnın şakşakçılann-
dan biridir, gözü kapalı "As-
ker gönderme izni isabetli ol-
du" diye yazmak zorundadır!
'Bilderberg gömleğT
Beğenmedığimiz Necmet-
tin Erbakan. kısa süre önce
ilginç bir savda bulundu. Baş-
bakanımıza; "Sen Müli Görüş
gömleğiniçıkarnıış, Bilderberg
gömleği giymişsin!" dedı. Bu
sözün altında çok şey yatıyor.
21. yüzyılın Bilderberggrubu-
nu, küreselleşmeyi hedefle-
miş büyük dünya sermayesi
oluşturmakta. Içlerine Türki-
ye'den de önemli kişilen almış-
lar. Bilderberg grubu şu sıra-
lar dünya polıtikasına ağırlığı-
nı koymakta. Hedefîenne ulaş-
mak için de görevi "Bush oğ-
lu BuslTa vermişler. O da bir
göre\' bölümü yapmış. Ken-
disi gibi hava atmasını seven
bu "kovboy". kavgacı, "dedi-
ğlm dedik" kabadayı destek-
çilenru başka ülkelerde de bul-
muş. Polifikacısuıdan gazete-
cisine. Kuklanın kuklasının
kuklalarını, sian anlayacağı-
nız...
Büyük sermaye gruplan gi-
derek bütün dünyada medya-
yı da yönlendirmekte. Amaç-
lan apaçık:
Düşünce özgürlüğüne "el
koyarak" küçük insanı iyice
suskunlaştırnıak. Son yıllar-
da Türkiye'de de tekelleşen
gazeteler ve televizyonlar ka-
muoyunu aydınlatmak, onu bi-
lınçlendirmek görevinden iyi-
ce uzaklaştı. Bu tehlikeye dik-
kati çeken gerçek gazetecile-
re "angut" ya da "dinozor"
diyen yazarcıklar türedi. On-
lar ülkede demokrasıyi amaç-
lan uğruna yozlaştıranlara bi-
linçli olarak destek verdikle-
rinin farkındalar.
Iskartaya çıkanlacak
Günü geldiğinde, artık biri-
lerine gerekmediklerinde boş
çuval örneği bir köşeye atıla-
cakiannı da çok iyi biliyorlar.
Bush'un peşinden gidenler de,
Bilderberg'ci büyük sermaye-
nin buyruğundan çıkmayan
Bush da misyonu bittiğinde
ıskartaya çıkartılacak. Bu, "an-
gutlar"ın kaçınılmaz aluı ya-
zısıdır!
Erbakan Hoca'ya gelince...
Bana kalırsa, yanılıyor gibi.
Sözünü ettiği "gömlekleri" üst
üste giymiş olmasın Başba-
kanımız?..
DEMOKRATIK DEVRIM HAREKETI
"CHPiçin BedriBaykam"
Zor hedeflere destekle ulaşılır.
En başta sizin desteğinizle..
18 - 25 EKİM, ANKARA İRTİBAT BÜROSU
ANKARA DEDEMAN OTEL
Büklüm sokak No: 1 Küçükesat ANKARA
Tel: 0312 417 62 00 / 8827 (Tel-Faks)
0312 417 62 00/8875 (Tel)
Broşür ve Temas için
İSTANBUL İRTİBAT
Tel: 0212 258 84 82 Fax: 0212 227 34 65
www.bedribaykam.com
e-mail :adrnin@ bedribaykam.com
Kuıru* • SANJIT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78
" Ben bir diktator değU,
halkın Uölesiyim."
24 EKIM'DEN ITIBAREN BEYOGLU ALKAZAR, MECIDIYEKOY
ODEON CİNEPLEX, LEVENT K.M.SİNEMA TÜRSAK, ORTAKÖY
FERIYE, KADIKOY BR0ADWAY. KADIKOY TEPE CİNEMAXX.
KOZYATAĞI TRİO CİNECİTY. ANKARA METROPOL, ANKARA
ARMADA ve ANKARA ODEON CİNEPLEX SINEMALARINDA
AFILI DELIKANLI
Liam'ın annesi, Jean,
hapistedir, fakat 16. doğum
gününe kadar tahliye olacaktır.
Liam bu sefer her şeyin farklı
olacağını düşünmektedir. Hiç
sahip olamadığı bir ailenin
hayalini kurmaktadır, bu da
Jean'ın erkek arkadaşı Stan
ve büyükbabası gibi güvenli
bir sığınak buimak demektir.
Fakat Liam'ın istediği hayata kavuşması için ilk önce
para bulması gerekmektedir, beş parasız bir genç
için bu çok fazla anlam ifade etmemektedir. Liam ve
arkadaşlarının başlan belaya gireli çok olmamıştır.
Fakat Liam kendini yeniden tehlikeli derinliklerde
bulacaktır. Kurtulması gerektiğıni bilmektedir. Fakat
gadece bu s^ferlik gitmesine izin^verilmeyecekti?.
JOHN MALKOVICH
DOUGRAY SCOTT
mntı ız»ıt»i7»ıtsaa laan
m ı m ıı<tı»ınKntiHi.«c»tn»ir aurnls
nıu
211IIN 1!.<İU1HI:45-1HHI.4S
41144»
Mİ 11}) :»l<»-lK5-l»l»!M5C»'OieB'
I1SS4M111IIII lt»!*»Ul»I«J»tHIC»tIltt«- WUM«F*n
IIII7M lt»15»-17»lM»-a:ISC*aKt»r UUMTBEtaBIUI
BEYOĞLU ALKAZAR 293.24.66
12,15-14,30-16,45-19,00-21,15
PENCERE
'Modepn Müslüman
lipi Yanatmak'..
Yeni Diyanet Işleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğ-
lu gazetecilere bir açıklama yaptı.
Dedi ki:
"- Dinde coğrafyadan, kültürden gelen kirieri
temizlemeli, dini hafifletmeliyiz. Islam ülkeleri bu
açıdan bir eşikte. Din ve devlet işleri eskisi gibibir-
birine kanşacakmı? Yoksa herkes kendi işini yap-
sın, ikiside kanşmasın mı?Bu durumdaki devlet-
lerin adını vermeyelim, biliyorsunuz. Ama Türki-
ye, bazı sonınlar görülmezse, bu eşiği aşmış du-
rumda..."
AliBardakoğlu'nun 'd/ncfereform'aılişkin görüş-
leri de ilginç:
"- Dinde refonm olmaz. Ama dindaıiığımızı sor-
gulamamız, günün şartlarına göre değiştirmemiz
şart. Modernlik ile dindariık birbiriyle çatışan de-
ğil, birbirini destekleyen iki unsurdur; 'Modern
Müslüman tipini' yaratmalıyız. Bu dinde reform
demek değil."
•
Sayın Ali Bardakoğlu'nun da kuşkusuz çok iyi bil-
diği gibı 21 'ınci yüzyılda 1.6 milyar nüfuslu islam
ümmeti gerilik, yoksulluk, pislik, kölelik içinde ya-
şıyor; hiçbir Müslüman toplumunda demokrasi
yok...
Yine Sayın Başkan'ın bildiği gibi Islam dünyasın-
da Türkiye'nin ayrı ve özel bir yeri var...
Neden?..
Gerekçesi tek sözcük:
Atatürk!..
Cumhuriyet döneminde Türkiye hukuk yapısını
kökten değiştirdi...
En başta 'Medeni Hukuk' geliyor...
Kuran'ın insan yaşamını düzenleyen önemli ku-
rallan 1923 Devrimi'yle değiştirilmiş, aile hukukun-
da kökünden 'reform' yapılmıştır.
Kuran hukukunda kadın ikinci sınıf insandır...
Kölelik doğal sayılır.
Osmanlı'da -hatta 1926'ya dek Cumhuriyet Tür-
kiye'sinde- erkek eşini dinsel hukuka göre istedi-
ği anda kapının önüne koyabilirdi:
- Boş ol!..
Laik Cumhuriyetin hukuk devriminde, yasalann
kadınlara neler kazandırdığını anlatacak yerde, te-
settürü, çarşafı, türbanı savunmak ıkiyüzlülüktür;
çünkü bugün örtünmek için siyasal savaş veren din-
ci, kadının Medeni Kanun'la sağladığı haklann da
Kuran'a ters düştüğünü neden dile getirmıyor?..
•
Tüm Islam coğrafyasında -ve ne yazık kı Türki-
ye'de- bugün geçerli olan çatışmayı Avrupa geç-
miş yüzyıllardayaşadı; Hıristiyanlıkta 'Reform' ta-
rihe yazıldı; ama, yetmedi; 'Aydınlanma Devrimi'y\e
laiklik geçerli olamadan Batı demokrasiye kavuşa-
mazdı; çünkü üç büyük dinde de peygamberier 'in-
san haklan'nı kutsal kitaplara yazamadılar; 1789'a
dek Avrupa bekledi...
Laiklik ve demokrasi Batı uygarlığında 'Aydınlan-
ma'nın ürünüdür.
Atatürk Türkiye'de 'Aydınlanma'y\ gerçekleşti-
rerek ilk kez Islam coğrafyasında laik cumhuriyet-
le demokrasinin önünü açtı.
•
Diyanet Işleri Başkanı Sayın Profesör Ali Barda-
koğlu diyor ki:
"- Modern Müslüman tipini yaratmalıyız."
Yaratılmışı var...
Türkiye Cumhuriyeti'nde Atatürk'ü severek Ay-
dınlanma devrimini benimseyen yurttaşlar "modem
Müslüman tipi" değiller mi!..
VEFAT
Merhum Mustafa-Mariye kızı,
merhum Ali Rıza Kutlar'ın eşi,
merhum Onat Kutlar'ın annesi
GAZİANTEPLİ
ASİYE MELİHA
KUTLAR
vefat etmiştir.
Cenazesi 19 Ekim Pazar günü Levent
Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra
Aşiyan Mezarlığf nda toprağa verilecektir.
Çocuklan: Akay, Ertıun, Ege, Seza
TEŞEKKÜR
Mujgan Şavkay ve Merhum Kaya Alp Şavkay'ın oğlu,
Mine Şavkay'ın agabeyi. Özden Ataman ve Merhum
Adnan Ataman'ın damadı, Irmak Kuday'ın sevgılı
dayısı, Esen Şavkay'ın sevgili eşi
. TUGRUL
ŞAVKAY'mBizleri derın ve unutulması guç, buyuk ve guçlu bir
acıya garkeden, vakıtsiz kaybının bütun detaylarında
yardımcı olan, son yolculuğuna katılan ve çelenk
gönderen Kamu ve ozel kuruluşlara, bunların değerlı
mensuplarına, ardından gazetelerinde, televizyon
kanallarında onu yazan, anlatan ve anan degerli
medya mensuplarına, bizleri Istanbul'da ve
Kuşadası'nda yalnız bırakmayan dostlarımıza,
arkadaşlarımıza kışisel teşekkürlerimizi
sunamamanın uzuntu ve zorluğu altmda, bu değerlı
bireylerin bizlen bağışlayacağma inanarakgonul
dolusu teşekkur ve saygılar sunarız.
Nur içında yat Tuğrul Şavkay
AİLESİ