08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2003 PERŞEMBE HABERLER Imam hatip yasa tasansı, askerin tepkisinin ardmdan YÖK'le birlikte görüşülecek Hükümettengeri adım• Rektörlere uzlaşma mesajı veren Başbakan Tayyip Erdoğan, dünkü görüşmenin ardmdan 'tehditkâr' bir üslup kullandı. İmam hatip mezunu olduğunu belirten Erdoğan, bu liseleri Türkiye'nin başına 'bela' olarak niteleyenler hakkmda dava açacağını söyledi. ANKARA (Cumhuıiyet Büro- su) - Hükümet, imam hatip lisele- rinın üniversıte yolunda önünü açan tasan konusunda Genelkurmay'dan gelen uyanlann ardından "şimdi- Bk" geri adım attı. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, dün görüştü- ğü rektörlerden gelen, imam ha- tiplerle ilgilı tasannın, üniversıte- lerle bırlikte hazırlanacak geniş kapsamlı YÖK Yasası değişıkliğı ile birlikte Meclıs'e sevk edilme- si önerisini kabul ettı. Bu çerçeve- de imam hatip tasansının bugün TBMM Milli Eğitim Komisyo- nu'nda alt komisyona havale edile- rek "beklemeye abnmasr benim- sendı. Rektörlere uzlaşma mesajı veren Erdoğan, görüşmeden sonra ise "tehdttkâr" bır üslup kullandı. Ken- disinin de imam hatip lisesi mezu- nu olduğunu belirten Erdoğan, imam hatip liselileri Türkiye'nin başına "bela" olarak niteleyenler hakkında dava açacağını söyledi. Yeniden dlyalog Hükümet ıle üniversiteler arasın- da kesilen dıyalog, Genelkurmay'dan gelen uyanlann ardından dün yeni- den başladı. Üniversitelerarası Ku- ruJ Başkanı Ayhan ADaş başkanhğın- daki rektörler heyeti dün AKP Grup Başkanvekili FarukÇeBk ile kahval- tıda bir araya gelmelerinin ardın- dan, TBMM Milli Eğitim Komisyo- nu Başkanı Tayyar Alrıkulaç ile gö- rüştüler. Rektörler daha sonra da Er- doğan'la bir araya geldiler. Alınan bilgiye göre Altıkulaç, rek- törlere "teknik olarak tasaırvı bu- Alkış: Yanlıştan dönüldü OKTAYAPAYDIN Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Ayhan Alkış, ortaöğretimde ciddi köklü reform yapılmaksızın her küçük operasyonun bu süreçte yararh olamayacağını açıkladı Alkış, "Ortaöğretim sisteminde köklü reformlar vapıimah, mesleki ve teknik öğretim yeniden düzenlenmdJdir" dedi. Alkış, Ankara'da yapılan göriişmeler sonucunda bir uzlaşı ortamının yeniden sağlandığını belirterek şöyle konuştu: "Yeniden yapılanma kapsamı içerisinde biz ünhersite fle birlikte ortaöğretim sistemini de içine alacak bir çalışma yapryoruz. Bu çalışma. akademik ve büimseldir. YÖK değişikliği ve ortaöğretimi de içine alan parçacıl yaklaşımlann sakıncalân oiduğu düşünülmeBdir." 'Adll çözüm gerek' Alkış, Recep Tayyip Erdoğan ile yaphklan görüşmelerle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: "Olması gereken oldu. su yeniden yatağına aknıaya başladL Yeniden Yapılandırma Komisyonu hafta sonu toplamp bu konularda çabşmalaruu sürdürecektir. Yanlıştan dönüldü.'* Alkış, TBMM'ye sunulan kanun tasansının yeniden yapılanma çalışmalannın kapsamı içine girdiğini ve bu çerçevede ele alınması gerektiğini yıneledi. Prof. Alkış, "Bu çabşma bilimsel yaklaşımlar getirecek biçimde, adil bir çözüme ulaştınlmalıdır. Hedefve politikalanna uygun olmalıdır" dıye konuştu. 'YENİ YILA YENİ YASA' - TBMMMiffiEğffimKoınisyonu'nda bugün görüşükcek Meslek Liseleri Tasansı alt komisyona sevk edilecek. Başbakania bir araya gelen rektörlerin 'zaman baskısı' tstemediklerini söylemelerine karşuı Erdoğan'm "Yeni yda yeni yasayla gireom" dediği öğrenildi (AA) gün komisyonda görüşmekzorunda olduklanm, ancakbekleteceklerini" söyledi. Görüşmeden sonra bir açık- lama yapan Altıkulaç. rektörlerin, tasannın YÖK Yasa Tasansı Tasla- ğı içensinde ele alınmasını Önerdik- lerini, mümkünse komisyonun ta- sanyı bekletmesinin ya da bir alt ko- misyon kurarak kendi bünyesinde değerlendirmesini sürdürmesinin yararlı olacağmı dıle getirdiğini an- lattı. ÜAK Başkanı Alkış da akade- mik çahşmalann uzun sürdüğünü, konuyu bütünlük ıçınde ele aldıkla- nnı belirterek "Zaman baskısı, si- yasi baskılar bi/im üstünıü/deki en yoğun yük olarak görütüvor, onun için rahat çahşmak istiyoruz. Makul bir sürede tamamlayacağız. Milli Eği- tim Bakanlığı'na takvim verdik, on- larla birlikte tamamlayacağız"' dedi. Alkış, "aylardan" söz ettiklerini be- Iirtirken ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, u Zaman baskısı yok" diye konuştu. Alkış başkanlığındaki rektörler heyeti daha sonra Başbakanlık'a gi- derek Erdoğan ile bir araya geldi. Gö- rüşmeye, Alkış'ınyanı sıra Ural Ak- bulut, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Kocaeli Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Baki Kom- suoğlu ve LJludağ Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran da katıldı. Içerlde uzlaşmacı Alınan bilgiye göre rektörler Er- doğan'a yasanınbekletilmesi istem- lerini ilettiler. Rektörlenn özellikle genel liselerin mağduriyetleri üze- rinde durduklan öğrenildi. 350 bın yeni genel lıse mezunu arasından yalnızca 20 bıninin istediğı gibı üni- versıteye gıdebildığını belirten rek- törler, "sorunun büyük parçasını görmek yerine küçük parçasryla uğ- raşıldığını" belırttiler. 1 Yeni yıla yetlşsln' Rektörlenn Başbakan'a. "Çahş- malar sürüyor. Meslek liselerinin yüksekokula geçişte bazı mağduriyet- leri olduğunu biÜyoruz. Katsayı so- rununu hiçbir Kseyi mağdur etmeden çözebiüriz. Birçok ayn alternatifî sentezleyerek tek bir modeli sunabi- Briz. Hazniığınuz olgunlaştıktan son- ra hükümetie birlikte yasayı oluşru- ralım" dediklen öğrenildi. Erdo- ğan'm tasannın YÖK Taslağf yla birlikte ele alınması önerisine sı- cak baktığı, "imam hatipler" ye- rine genel olarak "teknik Hseler" ifadesinı kullandığı behrtıldi. Er- doğan'ın da rektörlere, "Yeniyıla yeni YÖK Yasası'vla gireünr is- temini ılettı. ÜAK Başkanı Prof. Dr. Alkış, konuya ilişkin olarak Cumhuri- yet'e yaptığı açıklamada, TBMM'ye sevk edılen tasannın YÖK Yasa Tasansı Taslağı yla bir- likte ele alınması konusunda gö- rüş birliğine vanldığını bıldirdi. Çalışmalarda başa döndüklerini kaydeden Alkış, "Çabşmalan es- Idsi gibi, bakanhkla koordineü ola- rak sürdüreceğiz" dedi. Alkış ÜAK'nın taslağını tamamlamak içın Başbakan Erdoğan'dan 2003 yılı sonuna kadar süre aldıklannı belırtırken hükümete sınav sıste- mine ilişkin tek maddelık bir tas- Iak sunmalannın ıse söz konusu ol- madığını söyledi. Alkış. "Suıav sistemini içeren düzenlemeyi deha- zırladığımız genel taslakla birlikte sunacağız. Yönteminde uzlaşbk. Çalışmayı bakanla karşüıklı görüşerek yürüteceğK" dedi. ODTÜ Rektörü Akbulut da TBMMdekı tasannın anayasaya aykın olduğunu Başbakan Erdoğan'a ifade ertıklennı kaydettı. Rektörler daha sonra Ankara kendı aralannda bir toplantı daha yaptılar. Dışarıda tehditkâr Rektörlere uzlaşma mesajı veren Erdoğan, Diyarbakır'a gidışı ön- cesinde Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamalarda ise "tehdit- kâr" bır üslup kullandı. Erdoğan, "İmam hatip okullannı 1 ürkrve'ye bela edenlerveya Türkiye'nin başın- daki imam hatip belası ifadeleri çok çirkindir, çok köşelidir, çok sıkın- ülıdır" dıye konuştu. Kendısinin de ımam hatip mezunu olduğunu anım- satan Başbakan, "Ben bu ülkenin başına bela değil, ülkeme hizmet için o bela diyenleri çok çok gerilerde bırakan bir insanun ve bu hakareti asla kabul edemem, affetmem ve bunu diyenlere de kişisel dava açacağını ve bu davanın da takipçisi olacağım" dedi. w Biliııı özerk ohnah9 TÜBİTAK'ın kuruculanndan Prof. Dr. Erdal İnönü, hükümetin kurumun yasasmda yapmak istediği değişikliğin sakıncalannı değerlendirdi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - TÜBlTAK'ın kuru- culan arasında yer alan Prof. Dr. Er- dal tnönü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a kurum başkanını ve 6 Bi- lim Kurulu üyesini seçme yetkisi ve- ren tasanya tepkı göstererek "Kuru- mun özerk yapısına dokunmamak gerekir. Biüm Kurullan ancak özerk olduklarında çahşabihr. îdari özerk- Kk, kurumun verimli çabşmasuu sağ- layan en önenüi özelliktir*" dedi. 'Başbakan karışamaz' Erdoğan'ın Bılım Kurulu karan- na kanşamayacağını vurgulayan înö- nü, kurumun idari özerkliği sayesüı- de bilimde hızlı ilerleme sağlanabil- diğini belırttı. TÜBİTAK'ın kuruculan arasında yer alan İnönü, hükümetin kurumun yasasmda yapmak istediğı değişik- liğin yaratacağı sakıncalân Cumhu- riyet'e değerlendırdi. Erdoğan'ın mevcut TÜBÎTAK Ya- sası'm uygulamadığını belirten tnö- nü, Biüm Kurulu tarafından başkan- lığa seçilen Prof. Dr. NamıkKemal Pak'a ilişkin karann 5 aydır Çanka- yaKöşkü'ne ıletilmediğinı anımsat- tı. Bilim Kurulundan 6 üyenin gö- rev süresinin dolduğunu ve seçilen üyelerin de yine Başbakan tarafın- dan atanmadığını anımsatan inönü, bu durumun kurumu "işlemez" du- nıma getirdiğini bıldirdi. 'Cüvensizlik uyandırdı' Erdoğan'ın, TÜBİTAK Başka- nı'na ilişkin karan Çankaya Köş- kü'ne göndermesı \ e 6 Bılım Kuru- lu üyesini de ataması gerektiğini vur- gulayan tnönü şunlan söyledu • TÜBİTAK için en fazla emek harcayanlardan biri Prof. Dr. Erdal İnönü. Uzun yıllar Bilim Kurulu üyeliği de yapan İnönü, hükümetin TÜBİTAK Yasası'nda yapmak istediği tek maddelik değişikliğin kurumun özerk yapısını yok edeceğini vurguladı. "TBMM'ye sunulan tek maddelik tasan ile hükümet kendi istediği ki- şileri seçmiş olacak. Hükümetin uy- gulaması tereddüt ve güvensizük uyandjnn, asıl amacın ne oiduğu yö- nünde soru işaretlerine neden oldu. Yapılacak şey, bir önceki sistemde atamayı yapmakü. İş bü>ünıedençö- zülebinrdl Ama Bilim Kurulu ka- raıiannı uzun süre bekletmeleri aca- ba yasayı değiştirecekler mi şüphesi- ni doğurdu." Kurumun özerk yapısına dokunul- maması gerektiğini savunan İnönü şöyle konuştu: "BilimKurullan ancaközerkolun- ca çalışabiliyoriar. Dışandan müda- halede bulunulması > anlıştır. Tİ Bİ- TAK'ın bilimi çocuklara ve gençlere sevdirme, bilimsel araşOrmalan des- tekleme, dergi çıkarma, bilimsel gi- rişimlerde koordinasyonu sağlama gibi çok önemli görevleri var. Erdoğan'm TÜBİTAK BiBm Ku- rulu karannı Çankaya Köşkü'ne göndermesini beldh oruz. İdari özerk- Bk TÜBİTAK'ın verimli çanşmasnu sağlayan en önemliözeffîktir. Kurum böylece bürokrasinin yavaş ilerieyi- şinden kurtulmuştur. Bu sayede bi- limde daha hızh ilerleme sağjandı." 2. Dünya Savaşı'nın ardından çe- şitli ülkelerde değışık yasalar yapıl- dığını, araştırma konseylen kuruldu- ğunu dile getıren tnönü, TÜBİ- TAK'ın da buralardan esinlenerek oluşturulduğunu söyledi. İnönü, "Ancak bütün ülkelerde özerk kurullar var. Atamalar da özerktir. Başbakan karışamaz. Ka- nşmaması da gerekir. Bazı ülkeler- de bu kuruluşlar devlet başkanına bağlı. Bizde ise Başbakan'a bağlı. Ancak özerk bir kuruluştur" diye konuştu. PERŞEMBE ORHAN BURSALI UEKAE Irak'ta Amerikalıların, başlarına çuval geçire- rek subaylarımızı tutuklama olayının bir başka yönü vardı: Amerikalılar, baskın sırasında bir na- berleşme cihazına da el koymuşlardı. Bu cihaz, subaylanmızın Türkiye ıle haberleşme aracıydı. Peki önemi neydi? Tabii bunları birebir doğrulatmak mümkün de- ğil, ama Türk Ordusu'nun özel/gizli elektronik haberleşmesi konusunda dünyada minik bir ef- sane dolaşıyor bir süredir: Dünya, yani Amerika, bu haberleşmeyi izleyemiyor, yani şıfreleri çöze- miyor... Dolayısıyla büyük bir sıkıntı içinde... Irak baskınında haberleşme aracına el koyup götür- melerinin ardında da bu sıkıntı oiduğu söyleni- yor.. Haberleşmenin şifrelenmesi "Türk malı". Ci- haz da "Türkmalı".. Ve bu ürünlerin en önemli adresi de UEKAE, yani Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstrtüsü. Amerikalılar, başkonsolos olsun uzman su- baylan olsun, Gebze'deki TÜBİTAK'ın Marmara Araştırma Merkezi'ni (MAM) geçmişte birkaç kez ziyaret ettiler. Esas merakları, MAM arazısin- de bulunan ve TÜBİTAK merkeze bağlı olarak çalışan UEKAE... Çok başanlı buluyorlar bu ens- titümüzün çalışmalannı ve yakından tanıyarak bilgi almak istiyorlar... Harta işbirliği öneriyoıiar! Tabii, münasip bır dil ve misafirperverlikle yolcu ediliyorlar... MAM'da üst düzey görev üstlenmiş bir yöne- ticimiz, Amerikan Senatosu'nun bir raporunda şu ifadeleri okuduğunu anlatıyor: "Müttefikleri- mizin -Fransa ve Türkiye- askeri haberleşmele- rinin yûzde 40'ını izleyebiliyoruz". UEKAE sayesinde Amerikalılann övündüğü bu yüzde 40'ın bugün ancak hayalini görebildikleri biliniyor. • • • Salı günkü "Darbe Yasası" başlıklı yazımın sonlarında, iyi soruşturulmamış, aceleye gelmiş, bu yüzden de yanlış "bilgi" vardı: "under Ye- tiş'ın bölümde dinsel etkinlikleri mi var? Söy- lendiğine göre epey. Her cuma günü 30-40 araba geliyor ve bu bölümden camilere insan taşmıyor! Toplu dini gösteri!"... Önder Yetiş, UEKAE'nın müdürü. Akademis- yen değil, ama çok parlak bir mühendis ve yö- netici. Erbakan'ın TÜBİTAK ve MAM'yi hallaç pamuğu gibi attığı dönemde oradan ayrılmak zorunda kalmıştı. Bır önceki MAM Müdürü Ömer Kaymakçalan ın teklifi üzerine özel sek- törü bırakıp kuruma dönmüş ve 5 kişi ile başlat- tığı Kriptoloji Enstitüsü'nün bugün 200'den fazla çok iyi araştırmacının çalıştığı, Türkiye açısından özgün ve önemli konuma yükselmesinde büyük rolü var. Kaymakçalan, gönderdiği kısa mesajda şöyle diyor: "Bu insanlar Enstitüyü dünyada sayısı az bır teknoloji birimi haline getirdiler. Bugün Türkiye- nin müttefiklerinin gıpta ile baktığı ve üretilen bilgilere sahıp olmak istediği bir yerdir. Ne yazık ki bu insanların Türkiye için yaptıklarını anlat- mak ve açıklamak mümkün değil. Yapılanların değerini belırtmek için söyleyebileceğim, ön- der ve arkadaşlarının ısimsiz kahramanlar ve hepsinin Atatürk Cumhunyeti gençleri olduğu- dur." Enstitüde, savunma projeleri de gerçekleştiril- diği için zaten sıkı bir kontrol var. Yönetim Kuru- lu'nda askerler çoğunlukta. Ayrıca, 250 kadar kişinin çalıştığı Enstitü'de bir kısım çalışanın cu- ma günleri arabalanna binip namaza gitmesi de doğal. Belirleyici olan, insanlann hangi kriteriere göre istihdam edildiğidir. Yıllardır bu köşede ve CBT'deki yazılarımda savunduğum ilke, liya- kattir Insanları inançlarına, siyasal tutumlarına göre değil, liyakatine göre tercih eden bir anlayışın, üniversiteler de dahil olmak üzere bütün kurum- lara egemen olmasını savundum durdum. Dolasıyıyla kurumun hedeflerine bağlı kalındı- ğı, dini ve siyasal tercihler kanştırılmadığı süre- ce, bu ülkenin bütün yurttaşlanna eşit davranıl- malıdır. Bugünkü kaosu böyle aşabiliriz. Tabii bu son sözüm, "Benim adamım olsun da çamurdan olsun" anlayışıyla kurumları hallaç pamuğu gibi atmaya koyulan AKP'yedir. Ancak UEKAE'de bu politikalarının geçerli olabileceğini hiç düşünmüyorum. AKP, TÜBlTAK'ı "Darbe Yasası" ile devirse bile! • • • Salı yazım üzerine çok sayıda eleştirel mesaj geldi. Bunların önemli bir kısmı çok iyi niyetli ve bilgilendirmeye yönelikti. Bir kısmı da salt saldırı amacıyla kaleme alınmıştı. Bu yanlışlıkta, önemli ölçüde kurumlar arasın- daki kıskançlıklar ve çekememezlikler rol oyna- dı. Bu, ne yazık ki geri kalmış ülkemizin, üstüne üstlük, kaotik, durmadan en uç noktalar arasın- da salınıp duran yapısının bır sonucu. Bilim dünyasındaki bu çekişmelerin hep dışın- da kalmaya çalışan bir kişi olarak, UEKAE ve önder Yetiş değerlendirmesinde gerekli özeni gösteremediğim için üzgünüm. Bilgi ve üretimi, çağımızda en büyük güç. UEKAE, bu olguyu, ülke yaranna çok iyi kulla- nıyor. Onlann başarılan hepimizin başansıdır. Ürettiklerinden sadece gurur duyabilirim. obursali(g cumhuriyet.com.tr Sanayi ve Ticaret Bakanı Coşkun: 'TÜBİTAK bana bağlanabilir' ANKARA (ANKA) - Sanayi ve Ticaret Ba- kanı ABCoşkun, TÜBÎ- TAK'ın bakanlığına bağlanma ihtimalı bu- lunduğunu söyledi. Coşkun, TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda "TÜBİTAKes- kiden benim bakantağı- ma bağtaydL Şimdi Baş- bakanlığa bağlı. Ama ilerkle benim bakanbğn ma bağlanma ihtimaü var" dedi. Coşkun'un bu sözleri, halen Başba- kanlığın ilgili kurulu- şu olarak hıyerarşık ya- pıda yer alan ve bağım- sızlığı son getirilen ya- sa tasansıyla tartışma- h hale gelen TÜBt- TAK'ın "bağlı kuru- luş" haline getirilmeye çalışılarak atamalarda hükümet lehine çaba içine girileceği şeklin- de yorumlandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle