08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 2003 PERŞEMBE HABERLER ALt SİRJVIEN Perşembenin Gelişi Başbakan R e « e p Tayyip Erdoğan şöyle de diyebilird: - Bu bcmba, c a n kaybına da neden olmadığı- na göre, "Nerde- kaldınız, hâlâ neden gelmiyor- sunuzyani?" çağrısının cilveli ilanıdır. Ama ö>le söylemedı, yalnızca, - SaldınTürk askermin Irak'a gönderilmesine iliş- kin tezkereye yönelik bir eylem değildir, demekle yetindi. Bunadaşükredip. "Neysekiizanın kmntısı kal- mış" mı öıyeceğiz? Çalışan bağımsız ner beyin, baskıya direnebi- lecek heryürek, gören her göz, saldınnın, Türk as- kerinin olası müciahalesine karşı bir uyan olduğu- nu göstenyor. Yanlış anlaşılm-asın! EğerTürk askerinin oraya gitmesi gerekiyorsa, saldırı bizıcaydırrnamalı, girişimden vazgeçirme- melidir. Ama acaba gerekiyor mu? Türk askerinin Irak'a gidip gitmemesini, bom- balı saldırı olayından bağımsız olarak kendi başı- na düşünmeliyiz. • • • Türk askerinin Irak'a gitmesi gerekiyor mu so- rusuna yanıt verrnek için, gitmesinden yana olan- ların bu yöndeki açık.amalanna bakmalıyız. Irak'a ABD'nin kanatları altında müdahalemizi savunanlar, komşudaki yangına seyirci kalama- yacağımızı söylüyorlar. Peki yangın neden çıktı? ABD müdahalesinden. Kundakçının yardakçılığı komşudaki yangına seyirci kalmamak mıdır. yoksayangını körüklemek midir? Komşudaki yangına, neden seyirci kalınmaz? önce yangının kendi evine sıçramasını engel- lemek, sonra da komşu ile dayanışmak için. Komşu, dayanışma konusunda, "Komşu sen ka- nşırsan daha fena o!ur" diyor. Hakh da... Diyebilirsiniz ki, "Karışma diyorsun, ama yan- gın bize de sıçrayabi.'ir". Bu takdirde de komşunun yangınına size yakın olan cenahtan müdarıale edip sıçramasını engel- lemeniz gerekir. Ama sizi davet eden kundakçı, öbür komşunun sınırına çağırıyor, sizin sınırınıza girmenize bile müsaade etmiyor. Kundakçı yardakçılan kimi kandırmaya çalışı- yor dersiniz? • • • Bush yönetimi ile hempalan dışında, kimse is- temiyor Irak'a gitrnemizi. Irak'tayalnız Kürtler değil, Sünnisi, Şiisi ile Arap- lar da istemiyorlar, oraya asker göndermemizi. Tam dört yüzyıl oraya egemen olmuş bir ülke- nin askerinin işgalci ile işbirliği yaparak bir daha o topraklara girmesi üzerine bir Iraklı ne hisseder dersiniz? Bunu anlamak için Iraklı ofmaya gerek yok. Biraz izan yeter. "Kuzey Irak'ta istemediğimiz gelişmeler"e ge- lince: PKK - KADEK'ten Türkiye'ye yönelik bir tehdit olduğu takdirde, Kuzey Irak'ta bu güçlere müdahale edecek rni askerierimiz? Bu konuda ABD'den güvence alındı mı? Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti veya federe dev- leti kurulması halinde. Türkiye'nin böyle bir olu- şuma müdahale hakkı olabilir mi, olursa hangi uluslararası kurala dayanır? Oradaki Kürt oluşumunun buraya sıçraması ko- nusuna gelince: Türkiye'deki Kürt kökenli yurttaşların sorunu, münhasıran Türkiye'nin sorunudur. Bu konuya Türkiye komşuya bakarak değil, kendi tüm yurttaşlannın hak ve çıkarlarına baka- rak yaklaşmak durumundadır. Irak'a müdahale etmemize gerekçe bulmaya çalışanlar, abesle iştigal ediyorlar. Aslında Recep Tayyip Erdoğan'ın savaşının ki- me ve neye karşı olduğunu, bunun için kimlerden destek almak istediğini hepimiz biliyoruz. Irak'ta kan dökülecek askerierimiz bu savaşın diyetidirler. Irak'ta nelerolacağı. kaosun nasıl gün günden artacağını, Mehmetçiğin hangi batağa gönderil- diğini de hepimiz biliyor ve görüyoruz. Irak'ta perşembenin gelişi çarşambadan belli olu- yor. Tabii Tüıkiye'de de... Aydınlanma Söyleşileri başladı Aydın, toplumu yannlara taşımalı İstanbulHıberServi- si - TürkiyeVt aydın o l - ma iddiasın<i bulunan- ların, cumrnnyetin v e demokrasiniı iîkelerine sahip çıkara: toplumu güvenli yanııara taşıma- sı gerektiği felirtildi. Istanbul tnıversite- si'nce (ÎÜ) aizenlenen "Aydınİanıni Söyleşile- ri" başladı. Aydın So- rumhıiuğıı** conulu illc panelde konşan Cum- huriyetçi Deıokrasi Par- tisi(CDP)GîielBaşka- nı Yekta Güu;ör Özden, "Aydın obnal diplonıay- la olmaz. I*ı»fesörmüş, parüsinin »rtdemi a m - pulmüş, yilızmış h i ç ^ önemli degffl \ydın, ay- mazdeğjJdir nNersite- lerinmfekirılrtekkesin*- • dönüştârüXıeye çabşıl— dığını görmionız. Ste£ ' : Türkhe'n t n \ Aınfmirm kaynaklarun<curutursa— nız bu müiaade bir gün geürsö'loBBtur'dedı. Bağımsız -{jmhurıyet Partisi(BCP)GenelBaş- kanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal da içinde bulundu- ğumuz süreçte, beş tür- lü aydın sorumluluğun- dan söz edilebileceğine dikkat çekerek bunlan şöyle sıraladı: -Birincisi,aydmmken- disini aydınlatmasıdır. Ikincisi. aydınlatma so- rumluluğudur ki bu da birlikteyaşadığıinşanla- rı aydınlaünasıdır. Üçün- cüsü. düşünce özgüriü- ğünün savunulmaa, dör- dünciisü eylem sorumlu- luğu, beşincisi ise ulusal- hksonımluluğudur" IÜ ilektör Yardımcısı Pjof. PrNurSerterise"Üııi- versiteleri, Atatürk çiz- gisini ideolojinin dar ka- fcplan olarak yonımla- 'naya yeJtenenlerin, Ata- türkçülüğü, dar ideolo- jik ve siyasi kalıp olarak değerlendirenlerin, en iyi cevabı gençfiktenalacak- lanna inaımorum" di- ye konuştu. Adalet Bakanı 'sözünü tutmazsa' gazeteci Sinan Kara cumartesi günü cezaevine girecek Gazetecilik sanıkkürsüsündetLHANTAŞCI ANKARA- Ga- zeteci Sinan Kara, hakkmda "yalan beyanla" kurulan hüküm uyarınca ikinci kez cezaevi- ne girecek. Ka- ra, "Basın yo- luyla tehdit suçu" işledi- ği savıyla, mesleğm- den de ola- bilecek. Adalet Bakanı Cemil Çi- çek, Kara'ya dosyasını bil- diğini, Yargıtay tarafından onanan karann yazılı emir yoluyla bozulmasını isteye- • Gazeteciliğin bedelini, hakkındaki 30 dolayındaki dava ve hapis cezasıyla ödeyen Sinan Kara, fotoğraf makinesini kıran korumalan 'basın yoluyla tehdit ettiği' gerekçesiyle ikinci kez cezaevine girecek. Mahkûmiyet karannaneden olan tanıklar, ikinci ifadelerinde Kara'nın korumalan tehdit etmediğini itiraf etmişlerdi. ceğinin sözünü vermişti. Adalet Bakanı Çiçek, cumartesi günü teslim olacak Kara'nın dosyası- na ilişkin henüz bir girişimde bu- lunmadı. Mahkûmiyetine neden olan tanıklar, ıfadelerini değişti- rerek Kara"nın yalnızca kırılan fotoğraf makinesinin zarannın ödenmesinı istediğini kabul et- mişlerdi. Şikâyetçiydi sanık oldu Gazeteciliğin bedelini hakkın- daki 30 dolayındaki dava ve ha- pis cezasıyla ödeyen Sinan Kara, Datça'ya gelen eski Başbakan Tansu Çiller'in oğlu Mert Çil- ler'in fotoğrafını çekmek ister- ken fotoğraf makinesi kınldı. Em- niyete, korumalardan şikâyetçi olmak için giden Kara, karakol- dan sanık olarak çıktı. Davcılar, Kara'nın "Istediğiın parayı vermezseniz resimleri ba- sacağun" diyerek tehdit ettiğini öne sürdüler. Yerel mahkeme, "ba- sın yoluyla tehdit" suçunu işledi- ği ıddiasıyla Kara'yı 1 yıl hapis cezasına mahkûm etti. Kara'nın mahkûmiyetine daya- nak oluşturan tanık Ahmet Öz- türk ilk ifadesinde, tehdidin söz konusu olmadığını söyledi, son- ra ifadesini Kara aleyhine değiş- tirdi. Tanıklar ilk ıfadelerini reddetti ama.. Yargıtay Başsavcılığı, Oztürk'ün ifadelerini birbiriyle çelişkili bu- Iarak Kara'nın beraat etmesi yö- nünde görüş bildirdi. Ancak Yar- gıtay 4. Ceza Dairesi yerel mah- kemenin karannı onadı. Yeniden ifade veren tanık Ah- Kara'nın davaları Haber yaptıkça suçlandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Datça'da gazetecilik yapan, ulusal basına da haber ge- çen Sinan Kara, "Kaymakamm edep yerieri- ni görüntülediği, fakir bulunamayan Datça'\ı 'yazmadığı', deniz kumuyla \illa yapan mü- teahhidi ve kaymakamın denize köpeğin gir- mesnıki haramolduğunu sö>1ediğim n haberyap- tığı için "suçhı" bulundu. Hakkında açılan da- va sayısı 30"u geçen Kara, yerel gazetenin iki nüshasını kaymakama ulaştırmadığı gerekçe- siyle 3 ay 8 gün hapis cezasına mahkûm oldu ve bu suçtan cezaevinde yattı. Sinan Kara hakkında açılan Datça Kayma- kamı Savaş Tuncer'in icraatına dönük yaptı- ğı haberlerle başlayan "trajikomik" davalar- dan bazılan şöyle: - Fak-Fuk-Fon'dan ilçenin ileri gelenlerine iftar yemeği verildı. Kara'nın "Neden burada fakirler yok" sorusuna kaymakam, "Fakirbu- lamadık" karşılığını verdi. Kara'nın olayı "Fakirierebakfakniere" manşetiyle duyurma- sına kızan savcı, terör örgütüne üye olduğu id- diasıyla ifadesini aldı. - Eteniz kumuyla villa yapan müteahhidi ha- berleştirdi. Müteahhit para cezası alırken; Si- nan Kara, 1 yıl hapis cezasına mahkûm oldu. - Datça Kaymakamı'nı mesai saatı içinde denizde yüzerken görüntüleyen Sinan Kara'ya kaymakamı rahatsız etmek ve edep yerlerini görüntülemek suçlamasıyla 86 milyon lira pa- İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN met Öztürk, Kara'nın kimseyi teh- dit etmediğini, ancak kınlan fo- toğraf makinesi nedeniyle zaran- nnı karşılanmasını istediğini söy- leyerek yalan beyanda bulundu- ğıınu kabul etti. Tanık Toycan Selçuk da "Kara tehditiçin değil, kmlan fotoğraf ma- kinesi için para istedi. Masunı bi- rinin ceza almasından suçluluk duyuyorum" dedi. Kara, tanıkla- nn yalan beyanda bulunduklannı kabul etmesi nedeniyle, yeniden yargılanma istedi. Ancak mahke- me bu istemi reddetti. Yargıtay'ın onama karanyla ke- sinleşen mahkûmiyet nedeniyle Sinan Kara, 18 Ekim Cumartesi günü teslim olacak. Kara, înfaz Ya- sası uyannca, 5 ay cezaevinde ya- tacak. Sinan Kara, hakkındaki kara- nn kesinleşmesuıin ardından Ada- let Bakanı Cemil Çiçek ile görüş- müştü. Adalet Bakanı Çiçek, ka- rarın, yazılı emir yoluyla bozul- masını isteyeceği sözünü vermiş- ti. Ancak Adalet Bakanı Çiçek'in bu yönde bir girişimi olmadı. 'Onurumun bedelini ödüyorum' Gazetecilik yaptığı Datça'da yurttaşlann destek amacıyla 1500 imza topladığı Sinan Kara, hak- kındaki 30'u geçkin dava serüve- ninin, 2000 yılının kasım ayında, Datça Kaymakamı Savaş Tun- cer'in "fakir fukara isnıi altında eşrafa verdiği iftar yemeğıyle w baş- ladığını belırtti. Kara, "Burada neden fakir yok" sorusu üzerine kaymakamın, "Fakir bulamadık" karşılığını verdiğini, kendısınin de gazetede bunu manşet yaptığı- nı anlattı. iftar yemeğindeki fotoğrafta, savcı, hâkim ve emniyet amirinin de bulunduğunu söyleyen Kara, "Masada bulunanlann meslekya- şamımın 3 vıtamı alacağı akbma bi- le gebnemişti. Bu haberden sonra da yağmur gibi davaJar başladı" ded'i. 'Bakan söz vermişti' Umutsuz olmamaya çalıştığını belirten Kara, "Ben hukukun ge- reğinin yapılmasını ve hukuksuz- hığun giderilmesini istedim. Kim- seden af dilemedik. Adalet Baka- nı da dosyamm hukuksuzluklar- la dolu olduğunu kabul ederek ka- rann bozulması için yazılı emir yoluna gideceğine dair söz vermiş- ti. Anlaşılan o ki unuttu" diye ko- nuştu. ra cezası verildi. 'Köpeğin denize girmesi haram' - Datça Kaymakamı Savaş. Tuncer, köpe- ğiyle denize giren bir sanatçıyı polis marife- tiyle uyardı. Olayı soran Kara'ya, kaymakam, "Köpeklerin denize girmesi yasak ve haram- dır" demecini verdi. Haber ulusal basında da yer alınca hakkın- da hakaret davası açıldı. Kara'ya 3 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bilirkişi, Kara'nın göre- vini yaptığını ve olayda suç unsuru olmadığı- nı bildirdi. Müftflnün makam arabası - Datça Müftüsü'nün cami için toplanan yardımla makam arabası aldıgı haberini yap- tı. Hakkında, yayın yoluyla hakaret ıddiasıy- la dava açılan Kara, 7 ay hapis cezasına mah- kûm edildi. Müftüden şikâyetçi olan cami ce- maatinin tanıklıgını ise mahkeme reddetti. - Evini gazetenin idare adresi olarak göster- diği gerekçesiyle kaymakamın baş\-urusu üze- rine Datça Haber'in yayını durduruldu. Kay- makamın suç duyurusu üzerine de gazetenin idare yerinden dolayı Kara'ya, 6 ay 26 gün hapis cezası verildi. Dış Ekonomik Ilişkiler Kurulu, 'Avrasya nereye gidiyor?' konulu panel düzenledi Avrasya'nın ağırbğı arüyorIstanbul Haber Servisi - Dış Eko- nomik İlışkiler Kurulu'nca düzen- lenen "Avrasya nereyegidKor? 11 Ey- lül sonrası gelişnıeler ve geleceğe dö- nük beklentiler" konulu panelde, 9. Cumhurbaşkanı Sülayman Demirel ile eski Rusya Federasyonu Başba- kanı Yevgeniy Primakov arasında "süper güç" polemiği yaşandı. Demirel, 1 önceki gün düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, dünya- nın hangi meselesi konuşulursa ko- nuşulsun, süper güç olan ABD'nin gücünü unutmamak gerektiğini be- lirterek. önümüzdekı süreçte, Rus- ya Federasyonu'nun yeniden çok büyükbırgüç olacağını söyledi. De- mirel. "İngiltere ve Rusya, eğer al- dıklan bir ülkeyi bırakıyorlarsa,alan- lanpişmanedecekşekfldebırakn; ara- • Süleyman Demirel'in panelde yaptığı konuşmada 'ABD süper güçtür' tanımlamasma karşı çıkan Primakov, süper güç tanımının soğuk savaş dönemine ait olduğunu unutmamak gerektiğini belirterek 11 Eylül sonrasında ABD'nin kendi güvenliğini bile sağlayamadığının ortaya çıktığını söyledi. yaçahsıkışnrırlar" diyerek eski Sov- digirverdçinibilesağlayamadığınıor- yetler Bırlığı coğrafyasında yaşa- nanlan anlattı. Avrasya'nın önemine değınen De- mirel, Kafkas cumhuriyetlerinde is- tikrar sağlanmasına karşın, henüz tam birdemokratik sistemin oturma- dığını belirtri. Primakov ise dünya- da tek süper güç olduğu düşüncesi- ne kaülmadığını vurgulayarak "ABD günümüzün en buyükgücü. ama sü- per güç tanımının soğuk savaş döne- mine ait olduğunu unutmamak ge- rek. 11 Eylül saldınsL ABD'nin ken- taya koydu. IKiınada çok kutuplu- luk getişiyor ve A\rasya'nın ağırhgı hızla arüyor" diye konuştu. Çin ve Rusya'nın hızla geliştiklerinin altı- ru çizen Primakov, "Ülkelerin bü- tünlüğünün korunmasmdan yanavız. Bağunsızfak aynhkçıhğa neden ol- mamah" dedi. ABD'nin Irak'a sa- vaş açmasını eleştiren Primakov, bu ülkedeki yönetimin dünya kamuoyu ve Birleşmiş Milletler'i dikkate al- madığını söyledi. Şimdiki durumun istikrarayol açmadığını anlatan Pri- makov, "Biz,ulusiararasıterorizın ko- nusunda ABD'nin desteğini çok önemsiyonız. Fakat bağımsız ülke- lereyönelik askerimüdahalelerekar- ŞIJTZ" diye konuştu. Eski Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Ğenscher ise şu anda ABD'nin en güçlü devlet olduğunu, ama çok kutuplu bir düzenin bulun- duğunu belirterek "Günümüzdegüç; bilun, ekonomi, iç istikrar ve özgür- lükk tanımlanıyor" dedi. Kırgızistan'ın Benelüks Büyükel- çisi, ünlü yazar CengizAytmatov da Rusya ve Türkiye'nin Avrasya coğ- rafyasının en önemli siyasal aktör- leri olduğunu belirterek, bölgede yoksulluk sorunu çözülmeden hiç- bir sorunun çözülemeyeceğini ifa- de etti. DİSKHen nema protestosu Eminönü Belediyesi'nde örgüthı DtSK'e bağh Genel-tş Sendikaa yönetki ve üyeleri nema ödemeierini bugüne dek yapmadığı için betediye yönetimini protesto etti. Grup adına basın açıklaması yapan Genel-İş Sendikası Böige Başkanı Mehmet Karagöz, 6 yıldn* Eminönü BeJediyesi'nin işçisinden nema kesintileri yapüdıgını vurgulayarak kesintilerin SSK'ye vatınlmadıgı için üyelerinin mağdur olduğunu, "gasp edilen nemalannm hemen geri ödenmesini istediklerini" betirtti. Karagöz, "Hukuksuz ve adaletsiz bicimde eümizden annan kesintileri geri isoyoruz, bunun için dilekçelerimizi yazdık ve Eminönü BeledJyesTne dava açnk, Yasal haklanmızı sonuna dek kuüanmaya karartrviz" dedi (Fotoğraf: ALPER KIZILTAN) DOKTORLAR MECLtSi ZtYARET ETTİ Koç: Hükümeti acemi bir kaptanyönetiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Bir- liği Merkez Konseyi, TBMM'de AKP ve CHP gruplannı ziyaret ederek "Halkuı sağhk hakkı, iyi he- kimlik ortanunın ve özlük haklarunn iyileştirilmesi" is- temlerini iletti. CHP Grup Başkanvekili Hahık Koç, hü- kümetin ülkeyi "acemi bir kaptanuı yönetiminde firnna- h denizlere" sürüklediğini söyledi. TTB Genel Başkanı Füsun Sayek baskanlığındaki konsey üyeleri dün Koç ve CHP'nin doktor kökenli milletvekilleri ile bir araya geldi. Koç, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın ana muhalefet partısi olan CHP ve doktorlar yerine başka çevTe- lerle ilişki kurmayı tercih etti- ğini anımsatarak "Kendisini ilgiyie idiyoruz" dedi. Sözleş- meli personel sistemı ile sağ- lık çalışanlannın yerel yöneti- cilerin eline terk edildiğini bildiren Koç, "Yıl sonunda AKP ilçe baskanının beğen- mediği doktorun, hemşirenin, ebenin sözleşmesi yenilenme- yecek. AKP'li politikacüann hangi değer yargılan ile hare- ket edeceği de herkesin malu- mu" dedi. Heyet daha sonra AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa'yı ziyaret etti. Sa- yek, özellikle son 6 ayda çıka- nlan birtakım düzenlemelerin doktorluk mesleği açısından sıkıntılar yarattığını belirttı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle