25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2003 PAZARTESİ HABERLER 40 yıl önce aldıklan karan yaşama geçirmeye hazırlanan Fransalmanya, ABD karşısında önemli bir güç haline geldi Avrupa artıkonlardan sorulacakEkonomi Servisi - Avrupa Birliği'nin en büyük iki ülkesi Fransa ve Almanya, 40 yıl önce Elysee Anlaşması ile imzaladıklan birlikteliği geçen hafta kâğıt üzerinde durmaktan kurtanp yaşama geçirme karan aldılar. Tarihi Versailles Sarayı'nda alınan birlik karan iki açıdan son derece önemli. Bunlardan biri, "Fransalmanya" ittifakının tüm uluslararası hukuk kurallannı hiçe sayarak Irak'a karşı operasyona hazırlanan ABD'ye karşı ciddi bir güç haline gelmesi. tkincisi ise genişleme ve kimlik tartışmalan içinde bocalayan Avrupa Birliği'nin gelecekteki rolünün belirlenmesinde öncü olma olasılığı. AB Içlnde ayrı bir ada mı? Tabii bu irtifak AB içinde "zaten AB'nin motor gücü olan Fransa ve Almanya acaba birtik içinde ayn bir ada yaratma çabası içinde mi" sorulannı gündeme getirmiyor değil. Anlaşma ile Fransa ve Almanya, uzun yıllar sürebilecek kademeli bir süreçte ülkelerini siyasi ve hukuki bir temelde birleştirme karan aldı. tlk aşamada ortak bakanlıklar, ortak yasalar, ortak politikalar belirlenecek. Alman ve Fransızlar her iki ülkenin vatandaşı yani çifte vatandaşlık sahibi olabilecek. Daha sonra gündemi halklann birbirlerini genel seçimlerinde oy kullanmalan geliyor. Hem iki ülkenin ekonomik göstergeleri hem de bugüne kadar gerçekleşen ticari ve kültürel işbırlikleri Fransız- Ahnan birlikteliğinin kolaylıkla yaşama Ikeleri siyasi ve hukuki temelde birleşecek Fransız ve Almanlar çifte vatandaş olan olacak, birbirlerinin seçimlerinde oy kullanabilecelc Fransız Cumhurbaşkam Chirac ve Alman Başbakanı Schröder'in VersaiDes Sarayı'nda aldığı birlik karan, AB'nin gelecekteki rolünü de belirlevecek. geçebıleceğinin göstergesi Rakamlarla Işblrllğl ^ Almanya'nın nüfusu 82.5 milyon, Fransa'nın ise 59.6 milyon. • Her iki ülke de en fazla ricareti birbirleri ile yapıyor. • Almanya, Fransa'nın yabancı yatınmcılan arasında ABD'den sonra ikinci sırada. Fransa ise Almanya'da en fazla yatınm yapan 4. ülke konumunda. • Almanya'da 1400 Fransız şirket faaliyet gösteriyor ve 150 bin kişilik bir istihdam katkısı var. • Fransa'daki Ahnan şirketlerin sayısı ise bunun yaklaşık iki katı. f Her yıl yaklaşık 50 tane Fransız- Alman ortak şirketi yaşama geçiyor. • Kasım 2002 verileriyle Fransa'da işsizlik yüzde 8.8, Almanya'da ise yüzde 8.4 (Euro bölgesi ortalaması ise yüzde 8.4) - 2002'de Almanya'da büyüme yüzde 0.2 olarak gerçekleşti. Fransa ise daha şanshydı. Geçen yıl yaklaşık yüzde 1 oranında büyüdü. \/ Fransa'da 9 Alman okulu bulunuyor. Almanya'daki Fransız okullarının sayısı 15. • 1963 yılından beri gerçekleştirilen gençlik programlan çerçevesinde bugüne kadar iki ülke arasında 7 milyon öğrenci eğitim amaçlı serbest dolaşım hakkından yararlandı. Porto Alegre'de devam eden Dünya Sosyal Forumu'nda küresel ekonomiye yine eleştiri yağdı: Tersine Robin Hood öyküsüDış Haberler Servisi - Brezilya'nın Porto Alegre kentinde devam eden Dün- ya Sosyal Forumu'nda kü- resel ekonomi "Tersine iş- leyenbirRobin Hood öykü- süne" benzetildı. Katıhmcı örgütlerden Toplumsal Izle- me Hareketı, dünyada eko- nomik hareketlen anlattığı raporunda şu ifadeleri kul- landr. "Para yoksuklan an- nıp zengine verfliyor. Tersi- nei^eyen birRobin Hoodöy- küsü gibi." Hedefler sanal' Gruba göre dünyada yok- sulluğun 2005 yılında azal- tılmasına yönelik hedeflerin tutturulması mümkün de- ğil. Aynca, kalkınmış ülke- lerden yoksul ülkelere ak- tanlan mali kaynakta 1997 yılından beri heryıl biraz da- ha azalıyor. Brezilya'nın güneyindeki Porto Aleg- re'de düzenlenen Dünya Sosyal Forumu, iş ve siya- set dünyasından üst düzey isimlerin toplandığı ve tsviç- re'nin Davos kentinde dü- zenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun karşıtı niteli- ğinde. Aln gün süren forumda bu yıl yoksulluk kadar savaş karşıtlığı da gündemin ba- şında yer ahyor. Porto Aleg- re'ye gelen Avrupa Parla- mentosu'ndan 33 milletve- kili ABD'nin olası bir sava- şına karşı Irak'la dayanışma için şubat ayında Irak'a gi- deceklerini açıkladılar. Brezilya'da bir araya ge- len sendika temsilcileri, Da- vos'ta ele alınan pazar eko- nomisi politikalannın tam is- tihdam bir yana, pek çok kişinin onurlanna yakışır bir iş bulma umutlannı yık- tığını kaydettiler. Özdtestirrneeteştirid Dünya tşçileri Konfede- rasyonu Başkanı Basfle Ma- han Gahe, "Üçüncü dünya ülkelerinde işçilerin hakla- n korunmuyor. Bu ülkeier- de öJüm oranbnda çokyük- sek" dedi. Güney Amerika Kadınlar Ağı' nın Ekvador- lu temsilcisı Magdelana Le- on da serbest piyasa eko- nomisi adı altında, özelleş- tirme adı altında tam istih- dam hedefinden gün geç- tikçe daha fazla uzaklaşıl- dığını vurguladı. Güney Koreli sendika li- deri Huh Young Ku, Ulus- lararası Para Fonu'nun (IMF) geçen 5 yılda ülke- sınde uyguladığı katı prog- ram yüzünden tekelleşme sürecinin hız kazandığını ifade etti. veneaieHagündemde Güney Koreli temsilci bu yüzden ülkesinde zen- ginle yoksul arasındaki uçurumun büydüğünü, sos- yal güvenlik sisteminin za- yıfladığını, çalışma koşul- lannın kötüleştiğini, iş gü- vencesinin sulandınldığıru kaydetti. Porto Alegre'ye gelen ka- tılımcılar Venezüella "da de- vam eden greve ve gergin- liğe de çözüm aradılar. Amerika Kıtası Özgür Sen- dikalar Konfederasyonu bünyesindeki sendikalann liderleri, grevi çözmekle gö- revli bir grup oluşturuldu- ğunu açıkladılar. "Venezü- eüa'nın işçi dostian" adlı grup, hükümetle grevciler arasında arabuluculuk yap- maya çalışacak. Canh gösterflere sahne olan Pörto Alegre'de Brezüyab Siron Franco "Hoşgörüsüzlük' adh bir perfbrmans sergiledi (küçük resim). Fotoğraflar: AP Dünya Ekonomik Forumu'nda Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü'nün 2003 yılı raporu okundu Yolsuzluk raporunda Türk medyasına övgü • Davos'ta gündeme getirilen Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü 2003 yılı Küresel Yolsuzluk Raporu'na göre, • Türkmedyası yolsuzluklann ortaya çıkanlmasında aktif bir şekilde çalışıyor. Haber Merkezi- Davos'ta düzenle- nen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) çerçevesinde yayımlanan Uluslarara- sı Şeffaflık Enstitüsü 2003 yılı Küre- sel Yolsuzluk Raporu'na göre. Türk medyası yolsuzluklann ortaya çıkanl- masında aktif bir şekilde çalışıyor Dünya Ekonomik Forumu'na katılan siyasi liderlerin seçtikleri tek parola "refornr oldu. Uluslararası Şeffaflık Enstitüsü ra- porunda, yolsuzluk olaylanndan biri- nin baştan sona canlı bir yayında yak- laşık 2 milyon kişi tarafından izlendi- ği de ifade edildi. Türkiye'nin yolsuz- luklarla mücadele ve zayıf kamu yö- netimine karşı ulusal bir strateji üze- rinde çalıştığı ifade edilen raporda, bu ulusal stratejinin siyasi partilerin seçim kampanyalarının fınansmanından siya- si bağışlann açıklanmasma kadar yol- suzlukla mücadeleyi öngören yeni dü- zenlemelerin olduğu kaydedildi. Türkiye'nin uluslararası kuruluşla- nn tavsiyesiyle yeni bir Kamu îhale Ya- sası'nı hazırladığının hatırlatıldığı ra- porda, bu ihale yasasının IMF ve Dün- ya Bankası kredilerinin ön şartı oldu- ğu belirtildi. Raporda, eski ihale siste- minin geleneksel olarak kamudan iha- le alan müteahhitlerin ihale bedelinin yüzde 15' ine kadar siyasi partilere ba- ğış yapmalanna imkân tanıdığı da ha- tırlatıldı. Dünya Ekonomik Forumu'na katı- lan siyasi liderlerin, dünya ekonomi- sini yeniden canlandırmak ve büyü- menin üç ana motoru ABD, Avrupa ve Japonya'yı harekete geçirmek için seçtikleri tek parola "reform" oldu. Cündem global büyüme Global politika ve ekonomi liderle- rinin katılımıyla süren WEF'nin haf- ta sonu toplantılannın ana gündem maddesini. global büyüme ve buna dö- nük bölgesel çözüm önerileri oluştur- du. Global büyümenin sağlam bir ze- mine oturtulmasının, her bölgenin üze- rine düşen ekonomik reformlan haya- ta geçirmesiyle mümkün olacağuıı vur- gulayan Almanya Maliye Bakanı Ca- io Koch-VVeser, Avrupa'da yapısal, ABD'de şirketler, Japonya'da ise ban- kacılıkla ilgili reformlara ihtiyaç oldu- ğunu kaydetti. "Harekete geçmeyeihtiyacımızvar'' diyen Weser'in Fransız meslektaşı FrancisMer, reformsal yavaşlığın olum- lu bir sinyal olarak algılanmadığını in- kâr edemeyeceklerini ifade ederken "Ancak geleceğe karşı bir sorumlulu- ğumuz var, birükte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum" yorumunu yaptı.ABD Ticaret Bakanı Donald Evans ise geleceğe dönük güven me- sajı verdi. Temel göstergelerin çok güç- lü olduğunu kaydeden Evans, yıllardır düşük enflasyon kaydedilen ABD'de, faiz oranlanmn da 30 yılın en düşük seviyelerinde seyrettiğine işaret etti. DÜNYA PARASI DEĞlŞtYOR MU? Irak'ın ardında dolar-Euro çatışması var j OSMAN ÇUTSAY î FRANKFURT-Av- I rupa, Irak'taki Ameri- kan macerasına açıkça sırt çeviriyor. Önleye- bilir mi? Önleyemeye- : ceğini, Irak'taki Ameri- ! kan şiddetinin önünde ! hiçbir gücün durama- \ yacağını söyleyenler | ezici çoğunlukta.. An- • cak Avrupa bu şiddet j uygulamasının önüne j geçebilirse, Almanya- Fransaeksenli AB, özel- likle de 'Euro AB'si' için artık hiçbir şey es- kisi gibi olmaz. Galiba bunu VVashington da bi- liyor, Brüksel de... Petrol hesapları Peki neden? Uzun sa- yılmayacak bir süre ön- ce, Irak, aralannda pet- rol sözleşmelerinin de yer aldığı dış ticaret an- laşmalannı dolardan Euro'ya kaydıracağını ilan etmişti. Bu basit bir kapris falan değildi. "Der Spiegel" dergisi de bir kroki yayımladı: Suudi Arabistan ve Irak' ta 510 milyar varil pet- rol yatıyor. Bunun, va- ril başına 22-28 dolar aralığındaki 'makul fi- yat' üzerinden nakte çevrilmesi durumunda, yaklaşık 13 trilyon do- larhk bir tutarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu para için, bunlar, ellerin- den gelen her şeyi yapar. Kriz sonrasında yıllık GSMH'si 180 milyar dolara düşen Türkiye vizöründen bakıldığın- da, demek ki o küçük bölgenin alûnda 73 adet Türkiye bekliyot. Üste- lik tek bir sektör olarak. Böyle bir toplamın dolardan Euro'ya veya Euro'dan dolara evril- mesi, pazar paylaşım sa- vaşlannın bir başka adı olamaz mı? Öyledir. Her paranın bir ayağı reel ekonomiye, diğer ayağı da, şu ya da bu öl- çülerde, askeri bir güce dayanır.Irak'a askeri müdahale, dolann Eu- ro tehdidini bertaraf et- mesi ve onun nüfuz ala- nına giriş yapması ola- rak da yorumlanabilir. Çok mu abes? Olabilir. Ama neden Fransa Dev- let Başkanı Chirac, iş- gal için yeni birBM ka- ran istiyor? Neden Al- manya Başbakanı Scb- röder, olası bir savaşa mali destek vermeye- ceklerini ve geri adım at- mayacaklannı söylüyor. BM savaşlan Fischer, Güvenlik Konseyi'nde savaşın içerdiği kontrol edile- meyecek kadar büyük risklere dikkat çeker- ken, neden bölgesel ka- os olasılığını ve ötesini anımsalma gereksinimi duyuyor? Peki, ya bu müdaha- le gerçekleşmez veya beklenen sonuçlarah- namazsa? Dolar mı, Eu- ro mu? 12-13 trilyon do- larlık tek bir sektörün tetikleyeceği diğer sek- törlerle birlikte dünya gündemini belirleyecek bu dev pazarda acaba kimin borusu ötecek 0 Buna yanıt aranıyor.' ÎLK ÎMZA1963TE ATILDI 40yaşındaki bebek FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Fe- deral Almanya Başbakanı Konrad Adenauer ile Fransa Devlet Başkaru Charles de GauDe, Alman Fransız Işbirliği Anlaşmasrnı 22 Ocak 1963' te imzaladıklannda da ABD son derece huzursuz ol- muştu. Adenauer, kendi partisi içinde bile tecr.t politikalanyla karşılaşmıştı. Sonunda Federsl Meclis, Elysee Anlaşması'na bir giriş bölümü ekledi ve Avrupa ile ABD arasındaki ortaklık övii- dü. Aynca tngiltere'nin Avrupa'run birlik süre- cine dahil edilmesi de talepler arasında yer aldı. Ancak anlaşma, Soğuk Savaş koşullannda \« Amerika'nın kuşkulan nedeniyle etkili olamad. 70'lerin ortasına doğru Alman Başbakanı He3- mut Schmidt Fransa Devlet Başkanı Vatery Gis- cardd'Estaingile birlikte ilişkileri canlandırdı. Is- birliğinin sağlamlaşması da HehnutKohl ile Frat- çmsMkterrand döneminde oldu. 2003'te Gerhaıi Schröder anlaşmanın 40'ıncı yıldönümünde bı doğum günü hediyesi vermiş oldu. Alman hükümeti, Fransa Devlet Başkanı Ja«- ques Chirac'ı, ABD karşısında bir Avrupa kanı kutbu oluşturabüecek durumda olduğuna inandn- mış görünüyor. En azından şimdilik. Dünyada koşan tek ülke Çin Davos yenik... "Yer- küreyi çevTeleyen stra- tejik, ekonomik ve fi- nansal sis bulutu bir türlü açıhnıyor. Zihin- ler hak sorunu ile meş- gul. Dünya Ekonomik Forumu için Davos 'ta toplananlar küresel gi- dişattan endişeli. Tek bir istisna var: Çin. tkı ayağı üzerinde yürü- yen hatta koşan tek ül- ke Çin. 2020'ye kadar Çin'in ekonomik gücü AB 'nin toplam ekono- mik gücünün üzerine çıkacak. Geçen yıl eko- nomisi yüzde 8 büyü- • müş. Yatınmlar her yı yüzde 20 oranında ar- tıyor. Çokuluslu yatı- nmcıların gözdesK 2002'de küresel büyü- menin yüzde 6O'ı yal- nızca Çin'den kaynak- landı. Çelik üretın» s; ABD ve Japonya'nur = toplam üretimlerinir î üzerinde. Çin, 10-15 yi J içinde otomotivde % tekstilde, mobilyada ;| elektronikte dünyannr İ tek fabrikası olacak. %~
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle