Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2003 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Döpöii Çriunaz
YAZI, tam yirmi gün önce, 7 Ocak günü, önem-
li Amerikan basınının neredeyse dünyaya yansıyan
yüzü durumundaki "International Herald Tribune"
adlı gazetede imzasız başmakale olarak çıkmıştı.
"Kıbns Için Bir Şans" adıyla.
"Annan Planı"n\ Klerides'in kabul edip Denk-
taş'ın reddettiğini bildiren gerçekdışı bir "bilgi"ve-
rişin ardından, şunlar söylenmekteydi makalede:
"önemli biryeni unsur, Ankara'nın tutumunda-
ki değişikiiktir. Yıllar boyu, Türkiye'nin siyasiler-
den ve askeherden oluşan kurvlu düzeni şaşmaz
biçimde Oenktaş'ı desteklemişti. Hoş karşılanacak
değişikJik, geçenhafta, Türkjye'dekiyeniiktidarpar-
tisi lideri Tayyip Erdoğan'/n, müzakere yoluyla
banş isteyen Kıbnslı seçmenin sesine kulak ver-
mediği için Denktaş'ı kuvvetle eleştirmiş olması-
dır. Bu aydınlık tutum, Erdoğan'ın önceki siyasal
kariyerinde vurguladığı dargörûşlü Islamcı politi-
kadan ne kadar uzaklaşmış olduğunu gösteriyor."
"Türkiye Denktaş'ın devletini tanıyan ve eninde
sonunda onun iktidannı ayakta tutucu askeri des-
teği sağlayan tek ülke. Ankara konuşunca Denk-
taş dinlemek zorundadır. Onun bu gerçeği kabul-
lenmesi için sadece birkaç hafta kaldı."
Diyelim ki böyledir de, kim konuşunca Ankara
konuşmuş oluyor?
Erdoğan mı? Nerede, ne zaman konuşunca? Ri-
ze'de mi, VVashington'da mı? Ankara'da mı? Ko-
penhag'da mı? Davos'ta mı?
Peki, Sayın Cumhurbaşkanı veya Sayın Başba-
kan konuşunca da Ankara konuşmuş olmuyormu?
Kıbns davası konusunda gelmiş geçmiş Türki-
ye Büyük Millet Meclisi üyelerinin oybirliğiyle aldık-
lan kararlar kimin konuşması sayılmalıdır?
Daha önemlisi, Ankara adına kimin konuştuğu-
nu saptamak Amerikalılara mı kalmıştır?
Şu nokta önemli: Bugünlerde Türkiye'nin başken-
tinden çokfarklı seslerin çıkışı, şimdi ülkeyi yö-
netmeye soyunmuş sorumlu ya da sorumsuz kişi-
lerin son haftalar boyunca çizdikleri zikzaklaria içi-
ne düşülen dörtlü çıkmazın sonucudur.
Işe yaramaz bir AB takvimi koparma uğruna
Amerikan desteği sağlamak için VVashington'a gi-
dildi ve anlaşılan o ki, bu destek karşılığında Irak
savaşı için kolaylıkla Kıbns'ta çözüm sözleri veril-
di. Atlantik ötesinden gelen destek tam tersine Ko-
penhag'dakileri kızdırdığı gibi işin kötüsü AB'nin çe-
kirdeğini oluşturan Alman-Fransız ikilisi de Irak ko-
nusunda Amerika'yla ters düştü. Şimdi, Bush'a
yanaşsa bu ikiliyi, ikiliye yanaşsa Bush'u kızdıra-
cak duruma gelen Ankara, hiç olmazsa iki tarafın
da ortaklaşa istediklerini karşılamak için bu kez
acaba Denktaş'a mı yüklenmektedir? Böyle ya-
pınca da, Batılılan, Mütareke basınını ve Lefko-
şa'nın mitingcilerini memnun edelim derken Kıb-
ns davasına inanan Anadolu'nun insanlannı küs-
türmek üzere değil midirler?
Vergi Banşı mı?
Bu yasa Cumhuriyet tarihinin en haksız ve yolsuzluklan
en çok koruyan düzenlemelerinden birisidir. Daha acı
olanı ise, bu yasanın adında "banş" sözcüğünün
kullanılmasıdır.
Kemal KILIÇDAROĞLU CHP tstmbui MUietvekm
'U
Ikemizde2000vç
2001 yıDannda
yaşanan buna-
hmlar (krizler),
ekonomikvesos-
yal hayaü derinden etkflemiştir.
Bu bunahmlann ekonomiye doğ-
rudan yansımalan; üretimin da-
ralmas^tjieftnetainkapaıımaaya
da maü bünyelerinin zayrflaması
ve işsizüğin artması biçiminde ol-
muştur. Yaşanan bu olumsuz ge-
nşmekrin en önemli sonuçlann-
dan biri de, yükümlülerin, vergi-
ler başta ohnak üzere borçlannı
ödeyememeleri ya da ödemede
zorluk içine girmeleri ohnuştur'
Yukandaki alıntı, "Vergi Ban-
şı KanumTnun genel gerekçe-
sinden alınmıştır. Bu gerekçe, ya-
şanan ekonomik kriz nedeniyle
ödenemeyen vergilerin, yapıla-
cak bir yasal düzenlemeyle Ha-
zine'ye kazandınlmasının haklı--
hğını ortaya koyar. Gerçekten de
kendi özgür iradesiyle kazandığı
geliri beyan eden, ancak yaşanan
ekonomik bunalım nedeniyle ver-
gisini ödeyemeyen iyi niyetli yü-
kümlüye bazı kolaylıklar geriri-
lebilir. Bu amaç, CHP'nin seçim
bildirgesinde de yer almaktaydı.
Ancak AKP'nin parlamentodan
kendi oylanyla çıkardığı "Vergi
Banşı Kanunu" bu amaca yöne-
lik düzenlemelere ne kadar yer
vermiştir? Bu yazıda bu konuyu
ana başlıklan itibanyla irdeleme-
yeçahşacağız...
1) SSK ve Bağ-Kur primlerini
ödeyemeyenler Af Yasası kapsa-
mı dışında tutulmuştur. Toplum-
da banşı öngören bir yasanın,
benzeri durumda olan ve aynı ko-
şullardan etkilenmiş kişilere, ay-
nı kolaylıklan sağlaması duru-
munda, yasanın haklılığından söz
edilir. Ekonomik bunalım nede-
niyle sigorta primini ödeyeme-
yen işverene, vergi borçlan için
sağlanan olanak, sigorta primle-
ri için de sağlanmalıydı. Ozellik-
le Bağ-Kur'lu küçük esnaf ve sa-
natkânn ekonomik bunalımdan
en çok etkilenen kesim olduğu
biliniyordu. Ancak bu yapılma-
mış, CHP'nin bu yönde verdiği
önerge AKP'lilerin oylanyla red-
dedilmiştir.
2) Depremzede vergi yükfim-
lûleriüe öbüryükümlükrarasm-
da makul bir farkhlaşmaya gidiV-
memiştir. Bilineceği üzere. dep-
remzedeler, hem depremin yarat-
tığı ekonomik tahribattan, hem
de ekonomik bunalımın neden
olduğu daralmadan büyük ölçü-
de etkilenmişlerdir. Bu nedenle
deprem bölgesindeki vergi yü-
kümlülerine, öbürbölgelerde bu-
lunan yükümlülere göre ek bir
kolaylığın sağlanması (taksitle-
rin ödeme süreleri yönünden),
kamu vicdanının tatmin edilme-
si açısuıdan daha uygun olurdu.
Ancak maalesef bu konu da göz
ardı edilmiş, CHP'nin bu yönde
verdiği önerge reddedilmiştir.
3) Vergisini zamanında ödeyen
yükümlü cezalandınlmışür. Bir
yasanın toplumda benımsenebil-
mesi için, o yasanın toplumdaki
adalet duygulanru törpülememe-
si gerekir. "Vergi BanşıKanunu"
vergisini zamanında ödeyen yü-
kümlüleri adeta cezalandırmış,
bu yükümlülere belli bir aynca-
lık tanınması yönünde verilen
önerge, AKP'lilerin oylanyla red-
dedilmiştir. Oysa yasanrn yürür-
lük tarihi itibanyla, vergi borcu ol-
mayanlann, 2003 yılında ödeye-
cekleri gelir ve kurumlar vergile-
rinden belli bir oranda indirim
(Örneğin yüzde 10 gibi) yapıla-
bilirdi. Böylece yasa, adına uygun
olarak, toplumda banşa daha faz-
la hizmet edebüirdi. Bu yapılma-
mış, yasa bu haliyle, vergisini za-
manında ödeyen yükümlüleri
"enayi" konumuna düşünnüştür.
Bu tavnn devletin saygınlığı ile
bağdaşmayacağı açıktır.
4)Yasa, sadecebunahm dönem-
lerini değil vergide geçerii olan 5
yrihkzamanaşımı süresini kapsa-
mışür. Yukanya aldığımız gerek-
çeden de anlaşılacağı üzere, ya-
sanın çıkış nedeni, 2000 ve 2001
yıllannda yaşanan ekonomik bu-
nalımlardrr. Parlamentoda kabul
edilen yasada ise, sadece bunahm
dönemleri değil, 01.01.1998-
31.08.2002 dönemi esas alınmış-
tır. Bu da gösteriyor ki, yasa, ger-
çekte toplumda banşı sağlamak
için değil, hükümetin gereksinim
(ihtiyaç) duyduğu kaynağı yarat-
mak için hazırlanmıştır. Son beş
ydda tahakkuketöği halde topla-
namayanvergitutan 12 katrttyon
Brayı aşmıştır. Maliye Bakanlığı
Vergi Banşı Yasası ile, ek bir ça-
ba harcamadan tahakkuk eden bu
vergi ve faizlerin 2.4 katrilyon li-
rasını toplamayı amaçlamakta-
dır. Buna karşın toplamaktan vaz-
geçtiği vergi miktan ise yaklaşık
10 katrilyon liradrr. Ödün verile-
rek vergi toplanamayacağını, bu-
güne kadar çıkanlan 36 vergi af-
fi yasası bize göstermiştir. Çün-
kü hiçbir vergi affi yasası bekle-
neni vermemiştir. Bu yasanın da
beklenenvergi gelirini sağlayama-
yacağını göreceğiz.
5) Depremzede vergi yüküm-
lüsüne küçük de olsa bir aynca-
hk getirmeyen hükümet,"naylon
fatura" kullananlan af kapsanu-
na almıştır. Vergi Banşı Yasa-
sı"nın 14. maddesinin birinci fik-
rasına göre, Vergi Usul Yasası'nın
359. maddesinde sayılan kaçak-
çılık fiillerini işleyenler ve bu
kapsamda "naylon fatura'
1
ola-
rak adlandınlan "sahte ve muh-
tevi\-aü itibanyla yandocı belge"
kullananlar, af kapsamına alın-
mıştır. Yapılan düzenleme ile, ka-
çakçılık suçlannı 31.08.2002 ta-
rihinden önce işleyenler hakkın-
da, cumhuriyet savcılıklanna suç
duyurusunda bulunuhnayacak,
soruşturma aşamasında olanlar
için kovuşturma yapılmayacak,
açıhnış bulunan kamu davalan
ortadan kaldınlacak ve kesinleş-
miş mahkûmiyet kararlan infaz
edilmeyecektir. Insan şu soruyu
sormadan edemiyor: "Bir yan-
dan yolsuzhıldarla mücadeleede-
cegiz diye demeçler vereceksiniz,
bu konuda parlamento\-a araştir-
ma önergeleri vereceksiniz, öte
yandan, sanldbunlan hiç sö\1eme-
miş gibi, bilerek sahte fatura kul-
lananlan yargmın elinden kurta-
racaksmız. Ve sonra dayolsuzluk-
larla mücadelede halkm size inan-
masmıbekleyeceksiııiz, Bunahalk
inamrmı?" Açıkça söylemek ge-
rekirse bu yasa, Cumhuriyet ta-
rihinin en haksız ve yolsuzlukla-
n en çok koruyan düzenlemele-
rinden birisidir. Daha acı olanı
ise, bu yasanın adında "banş"
sözcüğünün kullanümasıdır.
6) Yükümlülerin matrah artö-
nmına zorlanmalan ahlald değü-
dir. Yasaya göre yükümlüler, geç-
mişte beyan ettikleri gelirlerini
belli bir oranda armrdıklannda,
geçmiş beş yıllık hesaplan ince-
lenmeyecektir. Bu düzenleme
açıkça devletin aczini göstermek-
tedir. Vergiyi "koyun pazarbğı"
mantığı ile toplamaya kalkmak,
devletin saygınlığına gölge dü-
şürür. Kuşkusuz, ekonomik buna-
lımdan etkilenen yükümlülere
belli kolaylıklar sağlanmalıdır.
Ancak vergi banşı adı altmda,
devletin saygınlığına gölge dü-
şüren uygulamalara başvurmak
gerçekten de üzücüdür.
Sonuç: "Vergi Banşı Kanunu"
açıkça bir af yasası'dır. Af yasa-
lannın hangi koşullarda yasalaşa-
cağı ise anayasanın 87. maddesin-
de yazılıdır. Söz konusu madde-
ye göre, "_. Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi üye tamsayısının beşte
üç çoğunluğunun karan ile genel
ve özel af Oanına.»" karar verebi-
lir. Bu yasada anayasanın aradı-
ğı bu koşullar da yerine getirilme-
miştir...
KAKTAL 2. ASLİYE HUKUK
HÂKtMLİĞl'NDEN
20Ol'739 Esas
Davacı vekili taraflanndan davalı Turabi Bozkurt
aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargıla-
masında:
Davalı Turabi Bozkurt'un Malatya ili Doğanşehir
Karaterzi köyü adresine tebligat gönderilmiş, dava di-
lekçesi ve duruşma günü tebliğ edilememiş, zabıta
vasıtasıyla yapılan tüm araştırmalara rağmen adresi
temin edilememiş bulunduğundan davalının duruşma
günü olan 20.02.2003 günü saat 9.35'te mahkeme-
mizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile
temsil ettirmesi, aksi halde HUMK.nun değişik 213,
377. maddelen uyannca yokluğımda tetkikat ve yar-
gılama yapılarak hüküm verileceğı dava dilekçesi ye-
rine geçerli olmak üzere tebliğ olunur. 19.09. 2002
Basın: 3217
AKM'de Şölen.
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMÎR
R
us beşlerinden lı dergideki sunuş yazı-
AlesanderBoro-
doı'inPrenstgor
Operası özgün dilı Rus-
ça ile ve olağanüstü bir
başanyla AKM'de sergi-
leniyor. 14 Aralık Salı
gecesi bini aşkın seyirci
bunu gerçekleştirenleri
ayakta dakikalarca alkış-
lamaya doyamadık. Mü-
dür ve sanat yönetmeni
Mesut tktu güzel baskı-
sında Prens Igor'u sahne-
lemek için ünlü Rus re-
jisör Dimitry Bertman'ı
konuk ettiklerini bildiri-
yor. Içimizi karartan bin
bir olgu arasında Türki-
yemizde böyle birinci sı-
nıf bir operanın gerçek-
leştirilmesi o kararan içi-
mizi hiç olmazsa bir sü-
re aydmlatıyor.
Büyük sanatçı, büyük
FARK EDIL
DEKGR;
OEKDRATıF PGDYUM,
STAND DEKDRASYON,
TASARıM, ıMALAT VE
UYGULAMALARIYLA
FARK ETTIRIR
kaybımız Zehra Yidız"ın
ölümü nedeniyle yazdı-
ğım yazıda 40'lı yıllarda
Ankara Halkevi 'nde ope-
ra temsillerinin başladı-
ğını, seyirci ve ilgi ye-
tersizliğinden kaygılanan
Cumhurbaşkanı İnö-
nü'nün yatılı lise öğren-
cisi olan bizleri operaya
davet ettiğini, böylece
okul arkadaşlanmla bir-
likte 16-17 yaşlanmda
birçok opera izleme fır-
sah bulduğumu anlatmış-
tım. Yanm yüzyıldan faz-
la zaman geçti üzerin-
den. Operada, balede, ti-
yatroda bugün tanık ol-
duğumuz bu düzey, bü-
yük çapta Cumhuriyeti
kuranlann 30'lu yıllar-
dan başlayarak sanata ve
özellikle sahne sanatlan-
na verdikleri önem ve ön-
celik sayesinde gerçek-
leşmiştir. Büyük Ata-
türk'ü ve sanatsız kal-
kmma olmayacağını an-
layan, algılayan o öncü
insanlan burada bir kez
daha saygı ile anıyorum.
11 Ocak günü de yine
AKM'de nefis bir keman
dinledik. Fransızbesteci-
lerinin eserlerini bize din-
leten 27 yaşındaki Atilla
Aldemiryalnız bu sana-
tın ustalan için değil, be-
nim gibi amatör dinleyi-
ciler için de olağanüstü
bir başan ortaya koydu.
Klasik müziğin önde ge-
len eleştirmenlerinden
Evin ÎKasoğlu onu "Ya>
r
tekniği duyarühgL, çalgH
sına egemenliği ile yürek-
li bir kemancı" olarak ta-
nımlıyor. Ama ne yazık
on milyonluk bu mega
kentte gerçekleştirilen bu
güzel konserde sağıma
soluma bakınca çok sa-
yıda boş koltuk görüyo-
rum.
tdilBiret,FazılSa\,Ci-
hat Aşkın ve Suna Kan
gibi sahip olduğumuz da-
ha birçok virtüözün ar-
dmdan böyle genç yete-
nekler ve büyük sanatçı-
lar yetiştirmemiz ne ka-
dar sevindirici. Türki-
ye'nin yozlaşan siyasal,
kültürel ve ekonomik ko-
şullanndan kaynaklanan
kaygılar, doyumsuzluk-
lar, mutsuzluklar içinde
yaşarken bu niteliklere
ve bu başanlı sanat et-
kinliklerine tanıklık et-
mek ne kadar teselli edi-
ci, esenletici ve umutlan-
dıncı oluyor. Ama oradan
çıkıp öteki Türkiye'ye
dönmeden edemiyoruz
elbette...
Işte doğduğum şehir-
den bir aydınlanmacı ya-
zar Mehmet Faraç töre
kurbanlannı sırahyor. 16
yaşında adına şarkı is-
tendiği için aile meclisi
karan ile öldürülen Ha-
cer Felhan, sinemaya git-
tiği ıçin rambo bıçaklan
ile katledilen Hatice,trak-
tör altına atılan Şemse ve
daha birçok benzerleri-
ni anlatıyor Faraç. Ülke-
miz adına hepimizin so-
rumluluk payı taşıdığı-
mız korkunç ve utanç ve-
rici gerçekJer.
Aydınlanmayı umur-
samayıp soyut düşünce-
ler. görüşlerüreterek de-
mokrasi savunması yap-
tığına inanan aydınlan-
mız, kayıtsız şartsız ordu
karşıtlığı ile mikromilli-
yetçilik yandaşlığı ve ir-
tica hoşgörüsü ile demok-
rasiye ulaşacağımızı zan-
neden entellerimizi de
anmak istiyorum bu ve-
sile ile.
AhmetTanerKışlah yı
bir kez daha saygı ile am-
yor ve onun vurguladığı
bir gerçeği yineliyorum:
"Milli Eğitim Bakanbğı
50 yılı aşan bir süredir
miIK ihanetbakanlığı ola-
rak görev yapmıştır."
Bugün MEB'nin bu
ihanetten vazgeçeceğini
umuyor musunuz?
TtL D I 2 I 2 I 2S6 11 1 3 - 256 1 1 9Q - 2SO 1 3 33 - 2SD 1 3 2a
FATIH BULTAN OO.FINDIK SK. No:52/Z DKMCYDANI ISTAh
www.sistemdekor.com
BÜLENT DtKMENER HABER
ÖDÜLÜ YARIŞMASI
Gazetecı BülentDikmener'ın anısını yasatmak ve Türkgazetecilığine olan
katkılanm manevı yönden sürdûnneyi sağlamak amacıyla, adına 1980 yılın-
da konulan "Haber Ödûlû" 2002-2003 döneminde de sürdürülmektedır.
Ödül koşullan şöyledır:
1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir.
2 Adaylık. gazetecinin kendi ya da Ödül Komitesi üyelerinin önerisi ile
gerçekleşır
3. Ödüle aday göstenlecek haberlerin 1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 tarihleri arasında günlük gazete-
ler >a da süreli ya>ınlardan bınnde yayımlanmış olması gereklıdır.
4 Ödüle aday olabılmek için nıteliklen 3. maddede belırtilen haberlerin.yayımlandığı gazete ya da sü-
relı yayınlann bir sayısının 12 Nısan 2003 günü akşamına kadar Bülent Dikmener Haber Ödülü PK:
246/lstanbnl adresuıe taahhütlü olarak ulaştınlması zonuıludur.
5. Ödüllen
a) Haber Ödülü.
b) Jün Özel Ödülü.
olarak belırlenmiştir.
Kazananlara. ödülü sımgeleyen bırerplakei ile özel armağanlar \enlecektır
Ödûl Komitesi: Müfit Alaçalı. Yalçın Bayer. Fıkret Dağlıoğlu. Orhan Erinç. Yalçın Eryalçın. Doğan
Katırcıoğlu. Ergın Konuksever. Turga> Olcaşio. Denız Som. Yılmaz Tunçkol. Ulvı Yanardağ. Aramız-
dan aynlanlar Orhan .\paydın Iİ926-19H6). Etem Ütûk 11925-1989). Ayhan Başoiln (1928-1993),
Kajhan Edip Saknry* (194X-1994) SonerGirgin^W'-/W.v ÇetinÖzbayr»k^9i9W99J/ Erhan
^ 7-1998) Oktay Kurtböke (1936-1999). Engin Bilginer (1945-2001).
OLAYYARATANDIZI
28 ŞUBATA İLK ADIM
Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler«9
Cüneyt ARCAYÜREK
CÜNEYTARC
28ŞUBATA
Turkıye"28 Şubat"a adım adım
derledı. Ataturk devnmleri ve
laık Cumhuriyeüe ılgili kaygılar
1995 erken seçımlerinden sonra
yoğunlaştı. Çankaya'nın, Refah
Partısı'nin hukumet kurmasını
engelleme çabaları; TSICnın
olası RP hükıımetine bakıs açısı;
ve bir sabah Sincanlıları
uyandıran "tank seslen" ile
simgeleşen bir uyarı...
İşte, demokrasi tarihimize
damgasını Miran 28 Şubat
olayma doğru ilk adımlar...
Dizinin öteki kitapları
1. DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE ÜÇ ADAM (3 bs.) 11000ooo-
2. BİR GİDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2.bs.) 110OO000
3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs.) 130OOooo -
4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DUŞU (3.bs )130OOooo
5. ETEKLI DEMOKRASİ (3.bs.) 13000ooo
6. 'BABASININ KIZI (2.bs.) 13000000-
7. SESSIZ DARBE (4 bs.) 13000om
8. ÇANKAYA MUHALEFETI (2. bs) 13000ooo -
9. 28 ŞUBATA İLK ADIM 19OOOooo.
Yayınevi: 0 312.43449 99 /FaksO.312.431 77 58
Dağıtım : 0 212 522 52 01 / FaksO 212.527 41 19
Kitabevi: 0 312.434 41 06 / FaksO 312.433 19 36
www.bilgiyayinevi.com.tr
Hikmet ÇETÎNKAYA
68den 78e
Sancılı Yıllar
Kuşatılmış Sokaklar
e ü n i z i ı A Y ı n c ı L 11<
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
BİR DEVRİMCİNİN ÖYKÜSÜ
Uğur Olsun!
Sevgi Özel
Bu kitapta, genç yaşta
halkın gözbebeği olan
bir efsane ismin öyküsü
anlatılıyor. UĞUR
MUMCU, vurguncunun,
kaçakçının, yobazın
ustune gıtmiş; karanlık
guçlere kaışı korkusuz
duruşuyla toplumu
sarsmış bir devrimciydi.
24 Ocak 1993'te
arabasına konulan bir bombayla oldurulduğünde
milyonlarca insan ayaklanmış, yollara dökulmüştü.
SEVGİ ÖZEL, Uğur Mumcu'yu ve onun "dava'sını
daha yakından tanıma-inceleme olanağı bulduğu
dönemde, titiz, ayTintılı ve ilk kez incelenen belgelere
dayanarak yaptığı araştırmadan sonra bu yiğıt
devrimcinin yaşamöyküsünü kaleme aldı.
Yayınevi: 0 312.434 49 99 / Faks:0 312.431 77 58
Dağıtım : 0.212.522 52 01 / Faks:O.212 527 41 19
Kitabevi: 0 312 434 41 06 / Faks 0.312.433 19 36
www.bilgiyayinevi.com.tr
PROF. DR. TARIK ZAFER TUNAYA'NIN
ANISINA
ÇARŞAMBA TOPLANTILARI
SİYASAL GÜNDEME BAKIS
Konuşmacı
TARHANERDEM
Sunuş
Yard. Doç. Dr. MEHMET Ö. ALKAJN
(Istanbul Üniversıtesı Siyasal Bılgiler Fakûltesı Öğretıın Üyesi)
29 Ocak 2003 Çarşamba
17.30 -1930
TARIK ZAFER TUNAYA Kültür Merkezi
(Şahkulu Bostan Sokak Beyoğlu - Tiinel)