30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Döpöii Çriunaz YAZI, tam yirmi gün önce, 7 Ocak günü, önem- li Amerikan basınının neredeyse dünyaya yansıyan yüzü durumundaki "International Herald Tribune" adlı gazetede imzasız başmakale olarak çıkmıştı. "Kıbns Için Bir Şans" adıyla. "Annan Planı"n\ Klerides'in kabul edip Denk- taş'ın reddettiğini bildiren gerçekdışı bir "bilgi"ve- rişin ardından, şunlar söylenmekteydi makalede: "önemli biryeni unsur, Ankara'nın tutumunda- ki değişikiiktir. Yıllar boyu, Türkiye'nin siyasiler- den ve askeherden oluşan kurvlu düzeni şaşmaz biçimde Oenktaş'ı desteklemişti. Hoş karşılanacak değişikJik, geçenhafta, Türkjye'dekiyeniiktidarpar- tisi lideri Tayyip Erdoğan'/n, müzakere yoluyla banş isteyen Kıbnslı seçmenin sesine kulak ver- mediği için Denktaş'ı kuvvetle eleştirmiş olması- dır. Bu aydınlık tutum, Erdoğan'ın önceki siyasal kariyerinde vurguladığı dargörûşlü Islamcı politi- kadan ne kadar uzaklaşmış olduğunu gösteriyor." "Türkiye Denktaş'ın devletini tanıyan ve eninde sonunda onun iktidannı ayakta tutucu askeri des- teği sağlayan tek ülke. Ankara konuşunca Denk- taş dinlemek zorundadır. Onun bu gerçeği kabul- lenmesi için sadece birkaç hafta kaldı." Diyelim ki böyledir de, kim konuşunca Ankara konuşmuş oluyor? Erdoğan mı? Nerede, ne zaman konuşunca? Ri- ze'de mi, VVashington'da mı? Ankara'da mı? Ko- penhag'da mı? Davos'ta mı? Peki, Sayın Cumhurbaşkanı veya Sayın Başba- kan konuşunca da Ankara konuşmuş olmuyormu? Kıbns davası konusunda gelmiş geçmiş Türki- ye Büyük Millet Meclisi üyelerinin oybirliğiyle aldık- lan kararlar kimin konuşması sayılmalıdır? Daha önemlisi, Ankara adına kimin konuştuğu- nu saptamak Amerikalılara mı kalmıştır? Şu nokta önemli: Bugünlerde Türkiye'nin başken- tinden çokfarklı seslerin çıkışı, şimdi ülkeyi yö- netmeye soyunmuş sorumlu ya da sorumsuz kişi- lerin son haftalar boyunca çizdikleri zikzaklaria içi- ne düşülen dörtlü çıkmazın sonucudur. Işe yaramaz bir AB takvimi koparma uğruna Amerikan desteği sağlamak için VVashington'a gi- dildi ve anlaşılan o ki, bu destek karşılığında Irak savaşı için kolaylıkla Kıbns'ta çözüm sözleri veril- di. Atlantik ötesinden gelen destek tam tersine Ko- penhag'dakileri kızdırdığı gibi işin kötüsü AB'nin çe- kirdeğini oluşturan Alman-Fransız ikilisi de Irak ko- nusunda Amerika'yla ters düştü. Şimdi, Bush'a yanaşsa bu ikiliyi, ikiliye yanaşsa Bush'u kızdıra- cak duruma gelen Ankara, hiç olmazsa iki tarafın da ortaklaşa istediklerini karşılamak için bu kez acaba Denktaş'a mı yüklenmektedir? Böyle ya- pınca da, Batılılan, Mütareke basınını ve Lefko- şa'nın mitingcilerini memnun edelim derken Kıb- ns davasına inanan Anadolu'nun insanlannı küs- türmek üzere değil midirler? Vergi Banşı mı? Bu yasa Cumhuriyet tarihinin en haksız ve yolsuzluklan en çok koruyan düzenlemelerinden birisidir. Daha acı olanı ise, bu yasanın adında "banş" sözcüğünün kullanılmasıdır. Kemal KILIÇDAROĞLU CHP tstmbui MUietvekm 'U Ikemizde2000vç 2001 yıDannda yaşanan buna- hmlar (krizler), ekonomikvesos- yal hayaü derinden etkflemiştir. Bu bunahmlann ekonomiye doğ- rudan yansımalan; üretimin da- ralmas^tjieftnetainkapaıımaaya da maü bünyelerinin zayrflaması ve işsizüğin artması biçiminde ol- muştur. Yaşanan bu olumsuz ge- nşmekrin en önemli sonuçlann- dan biri de, yükümlülerin, vergi- ler başta ohnak üzere borçlannı ödeyememeleri ya da ödemede zorluk içine girmeleri ohnuştur' Yukandaki alıntı, "Vergi Ban- şı KanumTnun genel gerekçe- sinden alınmıştır. Bu gerekçe, ya- şanan ekonomik kriz nedeniyle ödenemeyen vergilerin, yapıla- cak bir yasal düzenlemeyle Ha- zine'ye kazandınlmasının haklı-- hğını ortaya koyar. Gerçekten de kendi özgür iradesiyle kazandığı geliri beyan eden, ancak yaşanan ekonomik bunalım nedeniyle ver- gisini ödeyemeyen iyi niyetli yü- kümlüye bazı kolaylıklar geriri- lebilir. Bu amaç, CHP'nin seçim bildirgesinde de yer almaktaydı. Ancak AKP'nin parlamentodan kendi oylanyla çıkardığı "Vergi Banşı Kanunu" bu amaca yöne- lik düzenlemelere ne kadar yer vermiştir? Bu yazıda bu konuyu ana başlıklan itibanyla irdeleme- yeçahşacağız... 1) SSK ve Bağ-Kur primlerini ödeyemeyenler Af Yasası kapsa- mı dışında tutulmuştur. Toplum- da banşı öngören bir yasanın, benzeri durumda olan ve aynı ko- şullardan etkilenmiş kişilere, ay- nı kolaylıklan sağlaması duru- munda, yasanın haklılığından söz edilir. Ekonomik bunalım nede- niyle sigorta primini ödeyeme- yen işverene, vergi borçlan için sağlanan olanak, sigorta primle- ri için de sağlanmalıydı. Ozellik- le Bağ-Kur'lu küçük esnaf ve sa- natkânn ekonomik bunalımdan en çok etkilenen kesim olduğu biliniyordu. Ancak bu yapılma- mış, CHP'nin bu yönde verdiği önerge AKP'lilerin oylanyla red- dedilmiştir. 2) Depremzede vergi yükfim- lûleriüe öbüryükümlükrarasm- da makul bir farkhlaşmaya gidiV- memiştir. Bilineceği üzere. dep- remzedeler, hem depremin yarat- tığı ekonomik tahribattan, hem de ekonomik bunalımın neden olduğu daralmadan büyük ölçü- de etkilenmişlerdir. Bu nedenle deprem bölgesindeki vergi yü- kümlülerine, öbürbölgelerde bu- lunan yükümlülere göre ek bir kolaylığın sağlanması (taksitle- rin ödeme süreleri yönünden), kamu vicdanının tatmin edilme- si açısuıdan daha uygun olurdu. Ancak maalesef bu konu da göz ardı edilmiş, CHP'nin bu yönde verdiği önerge reddedilmiştir. 3) Vergisini zamanında ödeyen yükümlü cezalandınlmışür. Bir yasanın toplumda benımsenebil- mesi için, o yasanın toplumdaki adalet duygulanru törpülememe- si gerekir. "Vergi BanşıKanunu" vergisini zamanında ödeyen yü- kümlüleri adeta cezalandırmış, bu yükümlülere belli bir aynca- lık tanınması yönünde verilen önerge, AKP'lilerin oylanyla red- dedilmiştir. Oysa yasanrn yürür- lük tarihi itibanyla, vergi borcu ol- mayanlann, 2003 yılında ödeye- cekleri gelir ve kurumlar vergile- rinden belli bir oranda indirim (Örneğin yüzde 10 gibi) yapıla- bilirdi. Böylece yasa, adına uygun olarak, toplumda banşa daha faz- la hizmet edebüirdi. Bu yapılma- mış, yasa bu haliyle, vergisini za- manında ödeyen yükümlüleri "enayi" konumuna düşünnüştür. Bu tavnn devletin saygınlığı ile bağdaşmayacağı açıktır. 4)Yasa, sadecebunahm dönem- lerini değil vergide geçerii olan 5 yrihkzamanaşımı süresini kapsa- mışür. Yukanya aldığımız gerek- çeden de anlaşılacağı üzere, ya- sanın çıkış nedeni, 2000 ve 2001 yıllannda yaşanan ekonomik bu- nalımlardrr. Parlamentoda kabul edilen yasada ise, sadece bunahm dönemleri değil, 01.01.1998- 31.08.2002 dönemi esas alınmış- tır. Bu da gösteriyor ki, yasa, ger- çekte toplumda banşı sağlamak için değil, hükümetin gereksinim (ihtiyaç) duyduğu kaynağı yarat- mak için hazırlanmıştır. Son beş ydda tahakkuketöği halde topla- namayanvergitutan 12 katrttyon Brayı aşmıştır. Maliye Bakanlığı Vergi Banşı Yasası ile, ek bir ça- ba harcamadan tahakkuk eden bu vergi ve faizlerin 2.4 katrilyon li- rasını toplamayı amaçlamakta- dır. Buna karşın toplamaktan vaz- geçtiği vergi miktan ise yaklaşık 10 katrilyon liradrr. Ödün verile- rek vergi toplanamayacağını, bu- güne kadar çıkanlan 36 vergi af- fi yasası bize göstermiştir. Çün- kü hiçbir vergi affi yasası bekle- neni vermemiştir. Bu yasanın da beklenenvergi gelirini sağlayama- yacağını göreceğiz. 5) Depremzede vergi yüküm- lüsüne küçük de olsa bir aynca- hk getirmeyen hükümet,"naylon fatura" kullananlan af kapsanu- na almıştır. Vergi Banşı Yasa- sı"nın 14. maddesinin birinci fik- rasına göre, Vergi Usul Yasası'nın 359. maddesinde sayılan kaçak- çılık fiillerini işleyenler ve bu kapsamda "naylon fatura' 1 ola- rak adlandınlan "sahte ve muh- tevi\-aü itibanyla yandocı belge" kullananlar, af kapsamına alın- mıştır. Yapılan düzenleme ile, ka- çakçılık suçlannı 31.08.2002 ta- rihinden önce işleyenler hakkın- da, cumhuriyet savcılıklanna suç duyurusunda bulunuhnayacak, soruşturma aşamasında olanlar için kovuşturma yapılmayacak, açıhnış bulunan kamu davalan ortadan kaldınlacak ve kesinleş- miş mahkûmiyet kararlan infaz edilmeyecektir. Insan şu soruyu sormadan edemiyor: "Bir yan- dan yolsuzhıldarla mücadeleede- cegiz diye demeçler vereceksiniz, bu konuda parlamento\-a araştir- ma önergeleri vereceksiniz, öte yandan, sanldbunlan hiç sö\1eme- miş gibi, bilerek sahte fatura kul- lananlan yargmın elinden kurta- racaksmız. Ve sonra dayolsuzluk- larla mücadelede halkm size inan- masmıbekleyeceksiııiz, Bunahalk inamrmı?" Açıkça söylemek ge- rekirse bu yasa, Cumhuriyet ta- rihinin en haksız ve yolsuzlukla- n en çok koruyan düzenlemele- rinden birisidir. Daha acı olanı ise, bu yasanın adında "banş" sözcüğünün kullanümasıdır. 6) Yükümlülerin matrah artö- nmına zorlanmalan ahlald değü- dir. Yasaya göre yükümlüler, geç- mişte beyan ettikleri gelirlerini belli bir oranda armrdıklannda, geçmiş beş yıllık hesaplan ince- lenmeyecektir. Bu düzenleme açıkça devletin aczini göstermek- tedir. Vergiyi "koyun pazarbğı" mantığı ile toplamaya kalkmak, devletin saygınlığına gölge dü- şürür. Kuşkusuz, ekonomik buna- lımdan etkilenen yükümlülere belli kolaylıklar sağlanmalıdır. Ancak vergi banşı adı altmda, devletin saygınlığına gölge dü- şüren uygulamalara başvurmak gerçekten de üzücüdür. Sonuç: "Vergi Banşı Kanunu" açıkça bir af yasası'dır. Af yasa- lannın hangi koşullarda yasalaşa- cağı ise anayasanın 87. maddesin- de yazılıdır. Söz konusu madde- ye göre, "_. Türkiye Büyük Mil- let Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun karan ile genel ve özel af Oanına.»" karar verebi- lir. Bu yasada anayasanın aradı- ğı bu koşullar da yerine getirilme- miştir... KAKTAL 2. ASLİYE HUKUK HÂKtMLİĞl'NDEN 20Ol'739 Esas Davacı vekili taraflanndan davalı Turabi Bozkurt aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargıla- masında: Davalı Turabi Bozkurt'un Malatya ili Doğanşehir Karaterzi köyü adresine tebligat gönderilmiş, dava di- lekçesi ve duruşma günü tebliğ edilememiş, zabıta vasıtasıyla yapılan tüm araştırmalara rağmen adresi temin edilememiş bulunduğundan davalının duruşma günü olan 20.02.2003 günü saat 9.35'te mahkeme- mizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi halde HUMK.nun değişik 213, 377. maddelen uyannca yokluğımda tetkikat ve yar- gılama yapılarak hüküm verileceğı dava dilekçesi ye- rine geçerli olmak üzere tebliğ olunur. 19.09. 2002 Basın: 3217 AKM'de Şölen. Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMÎR R us beşlerinden lı dergideki sunuş yazı- AlesanderBoro- doı'inPrenstgor Operası özgün dilı Rus- ça ile ve olağanüstü bir başanyla AKM'de sergi- leniyor. 14 Aralık Salı gecesi bini aşkın seyirci bunu gerçekleştirenleri ayakta dakikalarca alkış- lamaya doyamadık. Mü- dür ve sanat yönetmeni Mesut tktu güzel baskı- sında Prens Igor'u sahne- lemek için ünlü Rus re- jisör Dimitry Bertman'ı konuk ettiklerini bildiri- yor. Içimizi karartan bin bir olgu arasında Türki- yemizde böyle birinci sı- nıf bir operanın gerçek- leştirilmesi o kararan içi- mizi hiç olmazsa bir sü- re aydmlatıyor. Büyük sanatçı, büyük FARK EDIL DEKGR; OEKDRATıF PGDYUM, STAND DEKDRASYON, TASARıM, ıMALAT VE UYGULAMALARIYLA FARK ETTIRIR kaybımız Zehra Yidız"ın ölümü nedeniyle yazdı- ğım yazıda 40'lı yıllarda Ankara Halkevi 'nde ope- ra temsillerinin başladı- ğını, seyirci ve ilgi ye- tersizliğinden kaygılanan Cumhurbaşkanı İnö- nü'nün yatılı lise öğren- cisi olan bizleri operaya davet ettiğini, böylece okul arkadaşlanmla bir- likte 16-17 yaşlanmda birçok opera izleme fır- sah bulduğumu anlatmış- tım. Yanm yüzyıldan faz- la zaman geçti üzerin- den. Operada, balede, ti- yatroda bugün tanık ol- duğumuz bu düzey, bü- yük çapta Cumhuriyeti kuranlann 30'lu yıllar- dan başlayarak sanata ve özellikle sahne sanatlan- na verdikleri önem ve ön- celik sayesinde gerçek- leşmiştir. Büyük Ata- türk'ü ve sanatsız kal- kmma olmayacağını an- layan, algılayan o öncü insanlan burada bir kez daha saygı ile anıyorum. 11 Ocak günü de yine AKM'de nefis bir keman dinledik. Fransızbesteci- lerinin eserlerini bize din- leten 27 yaşındaki Atilla Aldemiryalnız bu sana- tın ustalan için değil, be- nim gibi amatör dinleyi- ciler için de olağanüstü bir başan ortaya koydu. Klasik müziğin önde ge- len eleştirmenlerinden Evin ÎKasoğlu onu "Ya> r tekniği duyarühgL, çalgH sına egemenliği ile yürek- li bir kemancı" olarak ta- nımlıyor. Ama ne yazık on milyonluk bu mega kentte gerçekleştirilen bu güzel konserde sağıma soluma bakınca çok sa- yıda boş koltuk görüyo- rum. tdilBiret,FazılSa\,Ci- hat Aşkın ve Suna Kan gibi sahip olduğumuz da- ha birçok virtüözün ar- dmdan böyle genç yete- nekler ve büyük sanatçı- lar yetiştirmemiz ne ka- dar sevindirici. Türki- ye'nin yozlaşan siyasal, kültürel ve ekonomik ko- şullanndan kaynaklanan kaygılar, doyumsuzluk- lar, mutsuzluklar içinde yaşarken bu niteliklere ve bu başanlı sanat et- kinliklerine tanıklık et- mek ne kadar teselli edi- ci, esenletici ve umutlan- dıncı oluyor. Ama oradan çıkıp öteki Türkiye'ye dönmeden edemiyoruz elbette... Işte doğduğum şehir- den bir aydınlanmacı ya- zar Mehmet Faraç töre kurbanlannı sırahyor. 16 yaşında adına şarkı is- tendiği için aile meclisi karan ile öldürülen Ha- cer Felhan, sinemaya git- tiği ıçin rambo bıçaklan ile katledilen Hatice,trak- tör altına atılan Şemse ve daha birçok benzerleri- ni anlatıyor Faraç. Ülke- miz adına hepimizin so- rumluluk payı taşıdığı- mız korkunç ve utanç ve- rici gerçekJer. Aydınlanmayı umur- samayıp soyut düşünce- ler. görüşlerüreterek de- mokrasi savunması yap- tığına inanan aydınlan- mız, kayıtsız şartsız ordu karşıtlığı ile mikromilli- yetçilik yandaşlığı ve ir- tica hoşgörüsü ile demok- rasiye ulaşacağımızı zan- neden entellerimizi de anmak istiyorum bu ve- sile ile. AhmetTanerKışlah yı bir kez daha saygı ile am- yor ve onun vurguladığı bir gerçeği yineliyorum: "Milli Eğitim Bakanbğı 50 yılı aşan bir süredir miIK ihanetbakanlığı ola- rak görev yapmıştır." Bugün MEB'nin bu ihanetten vazgeçeceğini umuyor musunuz? TtL D I 2 I 2 I 2S6 11 1 3 - 256 1 1 9Q - 2SO 1 3 33 - 2SD 1 3 2a FATIH BULTAN OO.FINDIK SK. No:52/Z DKMCYDANI ISTAh www.sistemdekor.com BÜLENT DtKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazetecı BülentDikmener'ın anısını yasatmak ve Türkgazetecilığine olan katkılanm manevı yönden sürdûnneyi sağlamak amacıyla, adına 1980 yılın- da konulan "Haber Ödûlû" 2002-2003 döneminde de sürdürülmektedır. Ödül koşullan şöyledır: 1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir. 2 Adaylık. gazetecinin kendi ya da Ödül Komitesi üyelerinin önerisi ile gerçekleşır 3. Ödüle aday göstenlecek haberlerin 1 Nisan 2002 ile 31 Mart 2003 tarihleri arasında günlük gazete- ler >a da süreli ya>ınlardan bınnde yayımlanmış olması gereklıdır. 4 Ödüle aday olabılmek için nıteliklen 3. maddede belırtilen haberlerin.yayımlandığı gazete ya da sü- relı yayınlann bir sayısının 12 Nısan 2003 günü akşamına kadar Bülent Dikmener Haber Ödülü PK: 246/lstanbnl adresuıe taahhütlü olarak ulaştınlması zonuıludur. 5. Ödüllen a) Haber Ödülü. b) Jün Özel Ödülü. olarak belırlenmiştir. Kazananlara. ödülü sımgeleyen bırerplakei ile özel armağanlar \enlecektır Ödûl Komitesi: Müfit Alaçalı. Yalçın Bayer. Fıkret Dağlıoğlu. Orhan Erinç. Yalçın Eryalçın. Doğan Katırcıoğlu. Ergın Konuksever. Turga> Olcaşio. Denız Som. Yılmaz Tunçkol. Ulvı Yanardağ. Aramız- dan aynlanlar Orhan .\paydın Iİ926-19H6). Etem Ütûk 11925-1989). Ayhan Başoiln (1928-1993), Kajhan Edip Saknry* (194X-1994) SonerGirgin^W'-/W.v ÇetinÖzbayr»k^9i9W99J/ Erhan ^ 7-1998) Oktay Kurtböke (1936-1999). Engin Bilginer (1945-2001). OLAYYARATANDIZI 28 ŞUBATA İLK ADIM Büyüklere Masallar - Küçüklere Gerçekler«9 Cüneyt ARCAYÜREK CÜNEYTARC 28ŞUBATA Turkıye"28 Şubat"a adım adım derledı. Ataturk devnmleri ve laık Cumhuriyeüe ılgili kaygılar 1995 erken seçımlerinden sonra yoğunlaştı. Çankaya'nın, Refah Partısı'nin hukumet kurmasını engelleme çabaları; TSICnın olası RP hükıımetine bakıs açısı; ve bir sabah Sincanlıları uyandıran "tank seslen" ile simgeleşen bir uyarı... İşte, demokrasi tarihimize damgasını Miran 28 Şubat olayma doğru ilk adımlar... Dizinin öteki kitapları 1. DEMOKRASİ DÖNEMECİNDE ÜÇ ADAM (3 bs.) 11000ooo- 2. BİR GİDEN - BİR GELEN - BİR BEKLEYEN (2.bs.) 110OO000 3. KRİZ DOĞURAN SAVAŞ (2 bs.) 130OOooo - 4. BEKLEYEN ADAMIN GERÇEKLEŞEN DUŞU (3.bs )130OOooo 5. ETEKLI DEMOKRASİ (3.bs.) 13000ooo 6. 'BABASININ KIZI (2.bs.) 13000000- 7. SESSIZ DARBE (4 bs.) 13000om 8. ÇANKAYA MUHALEFETI (2. bs) 13000ooo - 9. 28 ŞUBATA İLK ADIM 19OOOooo. Yayınevi: 0 312.43449 99 /FaksO.312.431 77 58 Dağıtım : 0 212 522 52 01 / FaksO 212.527 41 19 Kitabevi: 0 312.434 41 06 / FaksO 312.433 19 36 www.bilgiyayinevi.com.tr Hikmet ÇETÎNKAYA 68den 78e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokaklar e ü n i z i ı A Y ı n c ı L 11< Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72 BİR DEVRİMCİNİN ÖYKÜSÜ Uğur Olsun! Sevgi Özel Bu kitapta, genç yaşta halkın gözbebeği olan bir efsane ismin öyküsü anlatılıyor. UĞUR MUMCU, vurguncunun, kaçakçının, yobazın ustune gıtmiş; karanlık guçlere kaışı korkusuz duruşuyla toplumu sarsmış bir devrimciydi. 24 Ocak 1993'te arabasına konulan bir bombayla oldurulduğünde milyonlarca insan ayaklanmış, yollara dökulmüştü. SEVGİ ÖZEL, Uğur Mumcu'yu ve onun "dava'sını daha yakından tanıma-inceleme olanağı bulduğu dönemde, titiz, ayTintılı ve ilk kez incelenen belgelere dayanarak yaptığı araştırmadan sonra bu yiğıt devrimcinin yaşamöyküsünü kaleme aldı. Yayınevi: 0 312.434 49 99 / Faks:0 312.431 77 58 Dağıtım : 0.212.522 52 01 / Faks:O.212 527 41 19 Kitabevi: 0 312 434 41 06 / Faks 0.312.433 19 36 www.bilgiyayinevi.com.tr PROF. DR. TARIK ZAFER TUNAYA'NIN ANISINA ÇARŞAMBA TOPLANTILARI SİYASAL GÜNDEME BAKIS Konuşmacı TARHANERDEM Sunuş Yard. Doç. Dr. MEHMET Ö. ALKAJN (Istanbul Üniversıtesı Siyasal Bılgiler Fakûltesı Öğretıın Üyesi) 29 Ocak 2003 Çarşamba 17.30 -1930 TARIK ZAFER TUNAYA Kültür Merkezi (Şahkulu Bostan Sokak Beyoğlu - Tiinel)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle