Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2003 PERŞEMBE
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
gereksinmezler.
Örneğin 1950'lerde tek başına iktidara gelen
DP'nin ünlü Başbakanı Adnan Menderes sıkış-
tığı bir gün grubunu, "Isterseniz hilafeti bile geti-
rebilirsiniz" diyerek okşadı.
Geçici Başbakan Abdullab Gül, önceki gün
AKP grubuna hilafet vaat etmedi; ama, kudreti-
ni, kuvvetini, gücünü anımsatarak grubu sevdi,
sevindirdi.
Gül, eleştiriye açık oldukları mesajını veriyor.
Ardından eleştirilere hedef konuları allaya pulla-
ya anlatıyor. Barışçıl girişimlerin anlamına deği-
niyor. Hayli eğlendirici bir mantıkla savaş çığırt-
kanı ABD Başkanı'nın savaş istemediğini bir gü-
zel ifade ediyor. Buraya kadar tamam.
Velakin Başbakanım, büyükTürkiye'nin böyyük
devlet adamı. AKP grubunun basına kapalı otu-
rumundaki konuşma bir değişik. Açık oturumda-
ki Gül gitmiş, yerine başka bir Gül gelmiş. Arap
ülkelerinde gösterilen ilgi ve övgülerden sonra...
... Başbakanımız, son siyasal gülümüz; aaa o
da ne? Açık oturumda övdüğü barış isteyen
ABD'yi, kapalı kapılar arkasında savaş isteyen
ülke diye suçluyor.
Hoppala! Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Üs-
telik bir başka suçlamayla... Türk medyasının al-
tından zor kalkacağı bir suçlama!..
Açık oturumla kapalı arasında birinci tezat;
Başkan Bush'un da barış istediğini vurgulayan
Gül, kapalı oturumda "ABD'nin savaş konusun-
da ısrarlı" olduğunu söylüyor.
Iki; "Bu sebeple" diyor: "ABD bütün dünyada,
Türkiye'de de kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Amerika bu iş için milyonlarca dolar kaynak ayır-
mış durumda."
Buyurun cenaze namazına. Suçlanan medya
büyük gürültüler koparırsa başbakanlar ne ya-
par? Yanıt basit mı basit:
Medyayı suçlar, yalan yazdı, yazıyor, yazılanlar
yalan, der. Olur bıter mi?
Medya suçlamaya sıkı karşı çıkarsa... Bitmez!
• • •
Son günlerde Başbakanımızı sinir eden sapta-
ma, hükümetin kararşızlığını hemen herçevrenin
vurgulaması. Gül, TÜSlAD'ı telefonda azarladı.
Grupta açtı ağzını yumdu gözünü.
Hükümetin hemen her konuda, özellikle söyle-
diğinin aksine Irak konusunda (ses tonu, vücut di-
liyle) kararlı hareket ettığini bas bas bağırarak i-
lan etti.
Ne çare, Başbakan'ı günübirlik yalanlayan ha-
berler VVashington'dan geldi.
Türkiye'nın savaşa katkı politikasında "belirsiz-
liğin devam ettiğinin " ABD yönetimine egemen ol-
duğunu ırdeleyen haberler...
Demek ki bıçak kemiğe dayanmış ABD'de. Ge-
nelkurmay Başkanları Richard Myers, iki gün
sonra Ankara'ya geldiğınde; yetti artık, bizim 80
bin Coni'nin konuşlandırılmasına izın ya verin ya
verin, diyecekmiş.
ABD, "şartlı onay" istiyormuş. Türkiye, BM ka-
rarını beklemekte haklıymış; ne kı, 80 bin asker
Türkiye'de konuşlanırsa Saddam kuzeyden ha-
reket yapıldığında Bağdat'ta artık yaşayamaya-
cağını görür, korkuya kapılır, Irak'ı terk eder, gur-
bete çıkarmış. 80 bin asker Türkiye ne zaman is-
terse ayrılırmış...
Başbakan, ABD eskilere yeni öneriler katıyor
dedi ya: Aslı faslı değişmeyen; hemen her gün ye-
ni bir senaryo, yeni bir öneri Amerika'dan.
• • •
Bu haberlerle iç içe bir başka haber var. Ver-
kurtul'un yerini yakında sat-kurtul formülünün
alabileceğıni işaret ediyor:
Türk diplomatları VVashington'daki dostlara di-
yesilermiş ki; Kıbrıs konusunda ağırlıklı olarak
devreye girin!
Toprak, göç, 1960 garanti anlaşmaları, Türki-
ye'den göçlere güvence, parça devletler arasın-
da eşıtlik sağlayın. Bu beş konuda Annan planın-
da değişiklik yaptırın BM'ye... Eeee, Irak'ta işbir-
liğimiz -tabıi ABD istekleri doğrultusunda- kolay-
la-şır! Konuşlandırma, ikinci cephe... Karadan,
denizden liman.. falan filan. Tamam!
özet: Kıbrıs'takı kolaylıklara karşı Irak!
Kıbns'ta çözüm isteyen bir iktıdar, Irak savaşın-
da ABD'yi memnun edeceğinı daha önce açıkla-
yan bir hükümet var başımızda.
Ver-kurtul veya sat-kurtul fark eder mi?
İstanbul'da şeriat köyü
Türkiye 6 No'lu
protokolü imzaladı
STRASBOURG
(AA) - Türkiye, idam
cezasının kaldınlmasııu
öngören Avrupa Insan
Haklan Sözleşmesi'nin
6 No'lu protokolünü
dün resmen imzaladı.
Türkiye'nın Avrupa
Konseyi'ndeki Daimi
Temsilcisi Büyükelçi
Numan Hazar, Avrupa
Konseyi Genel Sekrete-
ri Walter Scwimmer'in
de katıldığı bir törende
protokole imza attı. Tür-
kiye'nin de imza atma-
sıyla 44 üyeli Avrupa
Konseyi'nde, protokole
imza atmayan ülke kal-
madı. Avrupa Konseyi
üyesi Ermenistan ve
Rusya, daha önce pro-
tokole imza atmışlar,
ancak parlamentolann-
da bu protokolü onayla-
mamışlardı. Schvvim-
mer, idam cezasının kal-
dınlmasını, Türk hükü-
metinin başlattığı çok
önemli demokratik re-
formlan sürdürmekteki
kararlıhğının yeni bir
işareti olarak değerlen-
dirdikJerini söyledi.
ALPERTURGUT
OKTAYAPAYDIN
Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin
en büyük kenti istanbul'da Tuz-
la ilçesine bağlı Akfirat belde-
sinde irticai faaliyetlerini 15 yıl-
dır rahatça sürdüren Yaşar Yıl-
maz (62) adlı bir kişinin, mürit-
lerini "şeriat" hükümlerine gö-
re yönettiği belirlendi. Yılmaz.
beldede kurduğu şeriat mahke-
mesinde "kırbaç" ve "falaka"
cezalannı uyguladığı saptandı.
tstanbul jandarma yetkilileri-
nin, "şeyh" olduğunu öne süren
ve kendini "mehdi" ilan ettiği
savlanan "Edep grubu" lideri
Yaşar Yılmaz'm. "irticai siste-
nıinin" dağıtılması ıçin başlat-
tığı operasyon genişletilirken 12
kişinin sorgusu sürüyor. Operas-
yon yapılan evlerde Atatürk
aleyhine belgeler ele geçirilirken
şeyh Yaşar Yılmaz'ın, ANAPTı
belediye başkanı emekli Yarbay
Mehmet Ali Soylu'nun bilgisi
kapsamında belediye arazilerini
koruduğu öne sürüldü. Jandar-
ma, beldede 2 'si 18 yaşından kü-
çük 15 kadınla "harem kuran"
ve "büyük bir servet edinen"
Şeyh Yıhnaz'ın müritlerine yö-
nelık operasyonda tarikat ilişki-
Ierinin üst düzey görevlilere
uzandığı iddiasuıı araştınyor.
İstanbul'da Müsliim Gün-
düz, Ali Kalkancı ve
Adnan Oktar'ın ar-
dından beldede ha-
rem kuran bir başka
"tarikat şeyhi"
ortaya çıkanldı.
Tuzla ilçesinin Ak-
fırat beldesi pazar-
tesi sabahı Istanbul
II Jandarma Komu-
tanlığı'na bağlı yak-
laşık 500 jandarma
tarafından sanldı.
Timlerbaskınlar-
da, iki aydır ara-
nan Yaşar Yılmaz
ile Baki Özel.
Harun Ersin,
Akfırat Belde
Belediye Başkan
Yardımcısı Unal
Çar'ın eşi Seher
Çar, Asuman
Ûysal, Zübeyde Eren, cami
imamı M.Yılmaz Şeyhoğlu,A-
dem Peker, Muharrem Baz,
Durmuş Karasoy ve Hüsniye
Demirişi'nı gözaltına aldı. Ya-
şar Yılmaz'ın imam nikâhlı eş-
lerinden F.Ş'nin ihban üzerine
gerçekleştirilen operasyonlar
dün de sürdü.
Gözaltında bulunan Yaşar Yıl-
maz ile diğer 10 sanığın ifade-
leri sonucu, Yılmaz ile sözde i-
mam nikâhlı olduğu belirtilen
2'si 18 yaşından küçük 9 kadm,
Şeyh" Yaşar Yılmaz.
jandarma ekiplerin-
ce evlerinden alı-
narak Tuzla Jan-
darma Karako-
, lu'na götürüldü.
Ş Kadınlar, ifadeleri
alındıktan sonra
serbest bırakıldı.
Nakşibendi tari-
katına bağlı oldu-
ğu, daha sonra bu
tarikattan aynldığı
öne sürülen Yıl-
maz isimli sahte
şeyhın köylüleri
kandırarak tril-
yonluk servet
edindiği ortaya
çıktı.
Operasyonda
tarikat evlerinde
50 milyar lira
değerinde döviz,
10 milyar lira para ve 5 kilo al-
tın ele geçirilirken Yılmaz'ın
rrilyonluk servetinı de köylüler-
den bağış adı altında topladığı
para ve altınlardan elde ettiği
öne sürülüyor. Yılmaz ve mürit-
lerine para vermekten kaçınan
beldedeki yurttaşlann saldınya
uğradığı, müritler tarafından
tehdit edildiği ve evlerinin kur-
şunlandığı öğrenıldi.
Tuzla Ilçe Jandarma Komu-
tanlığı'nda sorgulanan sanıkla-
nn, "4422 Sayüı Çıkar Amaç-
36 numara miyop ameliyatla iyileşti
Avrupa'dan Amerika'ya kadar tüm
doktorlann umutlannı kestiği ve "göremez"
raporu verdikleri 36 diyoptri miyop olan
Türk Hatem Cantenor, Avusturya'daki
ameliyatla yeniden görmeye başladı. 40
yaşuıdaki Cantenor, 1988'de yakalandığı
hastâlık sonucu 1992'de 36 numara gözlük
kullanmaya başladı. lşini kaybeden ve
ehliyeri eiinden aiınarak Avusrurya "Körler
Cemiyeti"ne kaydı yapılan Cantenor'a
1999'da başvurduğu Amerikalı göz
otoriteleri "en geç 2003"tc görme duyusunu
tamamıyla kaybedeceğini" söyledi.
Cantenor, son olarak Avusturya'da Prof.
Mathias Zirm'e başvurdu. "VVellenfront"
ölçümünden geçirilen Cantenor'un önce bir
gözü lasik yönfemiyle ameliyat edildi.
Sonucun başanb obnası üzerine ikinci göz de
aynı yöntemle ameliyat edildi. Cantenor,
ameliyat sonrasında görme duyusunu yüzde
90 oramnda geri kazandı. Zirm, VVellenfront
tekniğinde 3 değişik cihaz kullandığını.
Cantenor'un ömür boyu gözlüksüz ve lenssiz
olarak görebileceğini söyledi. Zirm,
Cantenor'un tüm işlevini kaybetmiş olan göz
merceğinin ameliyat sırasında, çok güçlü
ultra şal vakum ile çıkanlarak yerine suni
bir mercek yerleştirildiğini belirtti.
b Suçlara tlişkin Kanun'a mu-
halefet", "6136 SayılıAteşli Si-
lahlar Kanunu'na muhale-
fet", "zorla para toplamak",
"tehdit", "darp", "ırza geç-
mek" ve "halkın din duygula-
nnı isrismar etmek" suçlanm
işledikleri gerekçesiyle bugün
îstanbul DGM'ye sevk edile-
cekleri ifade ediliyor.
Şeriat mahkemelerinde
'kırbaç' ve falaka
1
Toplam nüfusu 5 bin 100 kişi
olan beldede Yaşar Yılmaz'ın,
çevresinde kendine göre şeriatçı
bir sistem kurduğu iddia edili-
yor. Şeriat mahkemeleri oluştu-
rarak müritlerine aralannda kır-
baç ve falaka gibi çağdışı ceza-
lar verdiği öne sürülen trilyonluk
mal varhğına sahip Yaşar Yıl-
. maz'ın 890 dönümlük belediye
arazisi üzerine tel örgülerle çev-
rili bir çiftlik kurduğu belirlendi.
Geyiklerden ördeklere dek
pek çok evcil ve yabani hayva-
nın bulunduğu tarikat merkezin-
de çok sayıda ev yer alıyor. Ka-
dmlann ve erkeklerin ayn ayn
kaldığı evlerde yapılan arama-
larda ise şiddet uygulamada kul-
lamlan sopa ve benzeri aletler
bulundu.
Yaşar Yıhnaz'ın 1980 öncesi
Beyoğlu Müttülüğü'nde görevli
olduğu, cami imamı Yılmaz Şe-
hoğlu'nun ise 22 yıl önce Ka-
sımpaşa'dan Aldîrat'a gelip yer-
leştiği belirtildi.
15 kadınla yaşıyordu
Biri resmi nikâhlı, 9'u imam
nikâhlı, diğerleri de nikâhsız ol-
mak üzere toplam 15 kadrnla
yaşadığı iddia edilen "Edep
grubu" kurucusu Yılmaz'ın,
belediye başkanını seçtirmek-
ten evlenme karan vermeye, ev
ve arazi satışından hayat tarzla-
nnın belirlenmesine dek birçok
konuya el attığı öne sürüldü.
Kız çocuklannın sokakta oyna-
malanna, kadınlann ise sokağa
çıkmalarına izin verilmediği
kapalı bir yaşamın sürdürüldü-
ğü beldede eskı Nakşibendi ta-
rikatı üyesi Yılmaz'm kurduğu
yapı nedeniyle 15 yıldır asayiş
olaylannın jandarmaya yansı-
madığı iddia edildi.
Ev izni şeyhten
Beldede yaşayanların Şeyh
Yılmaz'dan izin ahnadan ev ve
arazi alım satımı yapamadıklan
bildirilirken ailelerin kızlannı
bileYıhnaz'dan izin ahnadan ev-
lendiremedikJeri ortaya çıktı.
Istanbul Jandarma Bölge Ko-
mutanı Tümgeneral Abdülka-
dir Eryılmaz, Akfirat beldesi-
ne gelerek soruşturma hakkm-
da bilgi aldı. Köyde buJunan bir
kahvehaneye giderek köylüler-
le bir araya geldi. Eryılmaz,
herkesin hür ve demokratik bir
ülkede rahat yaşaması için ça-
hştıkJannı belirterek şikâyetçi
yurttaşlann kendilerine başvur-
malannı istedi.
ABD delilik döneminde• Baştarafı 1. Sayfada
sın "pastadan pay alacağını"
belirten Le Carre, ABD'nin,
McCarthy'cilik, Domuzlar
Körfezi ve Vietnam Savaşı dö-
nemlerinden çok daha tehlikelı
bir döneme girdiğini söyledi.
Le Carre şöyle devam etti:
"Amerika tarihi delilik dö-
nemlerinden birine girdi.An-
cak bu, benim hatırlayabil-
diklerimin en kötüsü. Ameri-
kahların yüzde 88'inin savaş
istediği söyleniyor. Öte yan-
dan, bu Amerikalıların "ne
savaşını" destekledikleri pek
belli değil. Bu savaş, ABD'li-
lerin kaçının yaşamına mal
olacak bir savaş?"
Bush ve cuntasının, ABD'nin
nefret duygulannı Usame bin
Ladin'den Saddam Hüseyin'e
çevirebilmesinin, tarihteki en
büyük halkla ilişkiler oyunu ol-
duğunu vurgulayan yazar,
Amerikan kamuoyunun yanıl-
tıldığını ve güçlü bir ikna kam-
panyasına hedef olduğunu öne
sürdü. Le Carre'a göre. Bağdat,
komşulanna açık ve her an ge-
lebilecek bir tehlike yarahnı-
yor; ABD ve Ingiltere için de.
Saddam'ın kitle imha silahlan-
nm, eğer varsa, Israil ve Ame-
rika'nın beş dakika içinde I-
rak'a fırlatabilecekleri silahla-
nn yanında bir hiç olduğunu ek-
leyen Le Carre şöyle devam et-
ti: "Halen tehlike yaratan
nokta, her an gelebilecek bir
askeri saldın ya da terör sal-
dırısı değil, Amerika'nın bü-
yümesi ve askeri gücünü her-
kese, A\Tupa'ya, Rusya'ya,
Çin'e, Kuzey Kore'ye ve Or-
tadoğu'va gösterme gereği
duyması. VV'ashington,
ABD'yi kimin yönettiğini ve
dışanda kimlerin ABD tara-
fından yönetileceğini göster-
mek istiyor. tngiltere Başba-
kanı Tony Blair ise başta,
Bush'a destek verdi, ancak
şimdi kendisini, köşeye kıstı-
rılmış durumda buldu. Blair,
tngiltere'\i savaşa sürükleye-
cek olursa, ülkenin,Avrupa ve
Ortadoğu'yla ilişkilerini, çok
uzun yıllar sürecek bir dönem
için geriletecek."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ilişkilerinde bocaladığını görüyoruz.
Çalışanlarla ilk gerginlik, zorunlu tasarrufun ö-
denmesinde başladı. Taksit taksit konuşan
bakanların verdikleri tarıh örtüşmeyince 2007'ye
, kadar uzanan bir plan açıklandı. AKP önünde
siyah çelengi gören hükümet, geri adım atıp "Yeni
tarihlemeyapalım" dedi. Karşılıklı görüşme sürü-
yor.
Emeklilere verilen seyyanen zam, olumlu. An-
cak bunun kaynağının açıklanmaması "faili
meçhul" tanımını ekonomiye taşıdı:
Kaynağı meçhul!
Böyle ekonomi anlayışına ilk defa tanık oluy-
oruz.
AKP'liler iş âlemi-hükümet ilişkilerinin önemini
geçmişten bildikleri için başlangıçta lehlerine bir
denge kurdular. İş âlemi de krediyi bıraz fazla
açınca cicim ayları çok tatlı geçti. Zamanla bek-
ledikleri adımların atılmadığını gören işadamları,
tabanlarının da baskısıyla, "Böyle olmaz" dediler.
Vayy sen misin diyen... Her planının başına "acil"
sözcüğünü koyan hükümet, "bizi eleştirmeye
erken başladınız" demeye koyuldu. Bunu, canlı
yayında canlı telefon bağlantılarıyla yapmaları
pişkinlikle çiğlik arasında gidip gelen bir
hazımsızlık!
Başbakan Abdullah Gül'ün grup toplantısında
medyaya yüklenmesiyle ilgili değerlendirmeyi
uzun tutmanın gereği yok:
Başarısızlığı sırıtmaya başlayan iktidar, me-
dyaya çatar!
Saptamayı medyaya hak vermek için yapmıy-
oruz. Hükümetlerin övgülere kırmızı halı serip y-
ergilere kırmızı kart göstermesi yabancısı olduğu-
muz birtutum değil...
Bürokrasiyle gerginlik bekleniyordu... AKP, de-
vlete-topluma hizmet etmekle, hükmetmeyi
karıştırmış görünüyor. Kâr eden 3-5 devlet kuru-
munun başına, konunun uzmanları dururken eş-
dost getirmeleri her şey bir yana, hüzün verici.
Kadrolaşmadaki kural tanımaz tutumun giderek
hız kazandığını görüyoruz. Öyle ki, kimi bakanlık-
larda kurum dışından gelen partililer açıkça kim-
lerin nereye getirileceğini planlayan çalışmalar
yapıyorlar.
Kadrolaşma kılıcıyla yola çıkan AKP'nin, bu
aşamadan sonra "reform" diye başlattığı
çahşmaların inandırıcı olması zor.
Askerde dur-um!
Askerlerle ilışkilere gelince...
9 Aralık 2002'de Genelkurmay'da verilen
güvenlik brifinginden sonra brifingin içeriğine
ilişkin haberler çıkınca,_Gül'ün Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü arayıp "Neden
sızdığını" sorması ilişkilerin çok tatlı git-
meyeceğinın ilk habercisıydi.
Bunu 26 Aralık 2002'deki Yüksek Askeri Şûra
(YAŞ) tartışması izledi.Toplantıya, "Gündemı ben
yapmak istiyorum" diye başlayan Gül'ün Milli
Savunma Bakanı Vecdi Gönül'le birlikte, 7 kişinin
disiplinsizlik nedeniyle emekliye sevk edilmesine
karşı çıkması, konunun 1.5 saat tartışılması, işin
oylamaya varması, ardından muhalefet şerhı, ik-
inci aşamayı oluşturdu.
8 Ocak 2003'teki Genelkurmay basın kok-
teylinde, Org. özkök, YAŞ'taki tartışmayayazılı ve
sözlü yanıt verdi. özkök'ün konuşması bir bütün
olarak askerin görüşünü içeriyor. Alt kademeden
komuta katına yükselen seslerin, "düzenlenerek"
dışa sunumu.
AKP katlarındaki iç tartışmaları ve AKP'ye yakın
yayın organlarındaki yorumların içeriğini
süzdüğümüzde, şöyle bir ufuk çizdiklerini görüy-
oruz:
"özkökPaşa 'yla diyaloğumuz iyi. Zaman zaman
kendi tabanından gelen sesleri dışayansıtsa da bu
diyalog önümüzü açabilir."
Eğer AKP'liler bu yorum üzerinden yürumeyi
planlıyorsa, yukarıda aktardığımız toplum kesim-
lerinin durumunu da dikkate alarak şunu söyleye-
biliriz:
Çalışan psikolojisini, bürokrasiyı, iş âlemini. m-
edyayı tanımadıkları gibi, askeri de tanımıyoriar!
ankcum@ttnet.net.tr
Silopi'de 24 bin
çadır kurulacak
StLOPİ (AA)
ABD'nin, Irak'a olası mü-
dahalesi durumunda bu
ülkeden Türkiye'ye gele-
cek sığınmacılar için Şır-
nak'uı Silopi ilçesinde 24
bin çadır kurulacak.
Kızılay Genel Müdürlü-
ğü'nden 4 gün önce Silo-
pi'yegelen lOkişilikekip,
çalışmalannı sürdüriiyor.
Ekipteki görevliler, ilk
etapta Habur Sınır Kapısı
yakınındaki Turkish Pet-
roleum International
Company (TPIC) Tesisle-
ri'nin Kızılay'ın ana Je-
posu olarak kullanılması-
nı kararlaştırdı. Gelecek
tüm malzemeler bu ana
depoda toplanacak. K_zı-
lay, olası müdahale duru-
munda Türkiye'ye gele-
cek sığınmacılar için Or-
taköy'de 24 bin çadır tu-
racak.
Bölgede incelemelerde
bulunan OHAL Bölge ^a-
lisi Gökhan Aydınsr,
"Bütün bu çalışmalann
amacı insani yardımdj-"
diye konuştu.
Robert Pearson'dan
AlHM'den 1.4 trilyon
lira tazminat cezası
ANKARA(ANKA)
- Avrupa Insan HakJan
Mahkemesi (AİHM),
düşünce özgürlüğünün
ihlali, mülkiyet hakkı-
nın ihlali, yaşam hak-
kinın ihlali ve gözaltı
nedenleriyle açılan da-
valardaTürkiye'yi top-
lam 1 trilyon 460 mil-
yar 915 milyon lira taz-
minat ödemeye mah-
kûmetti.
Türkiye Insan Hak-
lan Vakfı'ndan edini-
len bilgiye göre,
AtHM, geçen aralıkta
Türkiye aleyhine açı-
lan 6 davayı karara
bağladı. Türkiye, en
fazla tazminatı, 7 Ekim
1988'de Istanbul Tuz-
la'da tsmail Hakkı
Adalı, Fevzi Yalçın,
Kemal Soğukpınarve
Refa Şen'ın polıslerce
öldürüldüğü gerekçe-
siyle açılan ve dostane
çözümle sonuçlanan
dava nedeniyle öde-
mek zorunda kaldı.
Türkiye, Adalı, Yalçm,
Soğukpınar ve Şen'in
ailelerine toplam 624
milyar 590 müyon 285
bin lira tazminat ödedi.
Time Europe'nın anketinde Irak'ı tehdit olarak görenlerin oranı yüzde 15'te kaldı KlZllâV'ci
Banşı Amerika tehdit ediyorDış Haberler Servisi
- Time Europe dergisi-
nin yaptığı ankette,
ABD'nin "dünva barı-
şını en fazla tehdit eden
ülke" olduğu belirlendi.
Dergi, ınternet sitesinde
yaptığı ankette, okuyu-
culanndan "Irak",
"Kuzey Kore" ve
"ABD" seçenekleri ara-
sından, 2003 yılında
dünya banşını en fazla
tehdit eden ülkeyi seç-
melerini istedi. Okuyu-
cuların yüzde 70'inden
fazlası, ilk sıraya
ABD'yi yerleştirirken
ikinci sırayı Irak aldı. 82
bin kişinin oy kullandığı
ankette, Irak'ı tehdit ola-
rak görenlerin oranı yüz-
de 15Terde kalırken ka-
tılımcılann yaklaşık
yüzde 11 'i "Kuzey Ko-
re en büyük tehdittir"
dedi. Yapılan ankette yö-
neltilen "Olası bir as-
keri müdahale önce-
sinde hangi koşullar
gereküdir" sorusunu
yanıtlayanlann ise yüz-
de 56.2 si oylannı "Hiç-
bir koşulda saldın dü-
zenlenmemeli" şıkkın-
dan yana kullandı. An-
kete katılanlann yüzde
4.9'u "ABD ve mütte-
fikleri hazır oldukları
zaman saldırmalı",
yüzde 13.7 si "Harekât
öncesinde yeni bir BM
karar tasarısı gere-
kir", yüzde 25.3"ü ise
"Askeri müdahale için
Irak'ın kitle imha sila-
hı bulundurduğu ko-
nusunda kanıt gere-
kir" dedi.
Derginin kapak konu-
su yaptığı yazıda ise Av-
rupa'da ABD'ye karşı
duyulan antipatinin art-
tığına dikkat çekildi.
ABD'nin kendisine Av-
rupa'da müttefik bul-
makta güçlük çektiğini
anımsatan dergi, Irak'a
yönelik askeri harekâta
Avrupa Birliği'nin sözü
geçen ülkelerinden Al-
manya'da halkın yüzde
80'ine varan çoğunluğu-
nun, Fransa kamuoyunn
ise yüzde 85"inin karşı
olduğunun altını çizdi.
Dünya Ekonomik Fo-
rum'unun düzenlediği
bir başka anketteyse,
ABD'li liderlerin, Batılı
meslektaşlanndan çok
daha az güvenilir olduk-
lan saptandı. 15 ülkeden
15 bin kişi arasında 2 ay
boyunca sürdürülen an-
kete göre, liderlerin bir-
çoğu, 2003 yılında va-
tandaşlannın çıkarını
koruyabilecek yeteneğe
sahip değil. Öte yandan,
sivil toplum kuruluşlan-
na güven oranı ankette
>öizde 56Tara kadar çık-
tı. ikinci sırayı Birleşmiş
Milletler aluken üçüncü
dini veya ruhani liderler,
dördüncü ise Avrupalı
yetkililer oldu. Ankette,
en son sırayı da ABD'li
liderler aldı.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ABD'nin
Ankara Büyükelçisi Ro-
bert Pearson, olası Irak
savaşında Türkiye'ye yö-
nelik göç konusunda ha-
zırlıklarını sürdüren Kı-
zılay'ı ziyaret ederek bil-
gi aldı.
Pearson dün. Kızılay
Genel Başkanı Ertan
Gönen'i makamında zi-
yaret etti. Görüşmenin
ardından Gönen ve Pear-
son gazetecilere açıkla-
malarda bulundular.
Bir gazetecinin olası I-
rak operasyonu sonrasm-
da oluşabüecek göç dal-
gası ile ilgili işbirliği ko-
nusunu görüşüp görüş-
mediklerini sorması üze-
rine Gönen, Kızılay'ın
tüm olağanüstü şartlara
hazır olmakla yükümü
bir kurum olduğunu vu-
guladı. Pearson da ayıı
soruya şu yanıtı verdi:
"Her ikimiz de ayıı
şeyleri düşünüyorıt.
Çok genel görüşmele-
de bulunduk. Kızılay'n
bir mülteci akını dun-
munda sorumluluğı
vardır. Barışçıl bir çi-
züm olabilmesi için ols-
bildiğince çok çahşıya-
ruz. Buradaki meslel-
taşlarımızla ve arks-
daşlarımızla görüşüyc-
ruz ki hazuiıklı olabilc-
lim. Hazırlıkh olabilme
miz için ABD'nin \araa
çok büyük olacaknr."