Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2003 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
viz vermemiz as/a mümkün değildir."
Sonra, güncel konular üzerınde görüşlerine göz
atalım.
Bu iktidar; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay karar-
larına aykın olarak yürüttüğü ağır aksak türban siya-
setini "cumhuriyet geleneklerini aş/nd/rma pahasına
siyasi birdayatma" olarak kullanmaya hazırlanmıyor
mu?
YAŞ kararına şertı koyan Başbakan Gül'ü açık se-
çik ifadelerte -daha doğrusu kesin tavır koyarak- eleş-
tiren Genelkurmay Başkanı Özkök:
"Biranayasa maddesinin (madde: 125) uygulanma
istemine muhalefet şerhi koymak, idarenin kanunla-
nn uygulanmasını sağlama sonımluluğu ile çelişmiş-
tir ve kanımca bu nedenle yasal dayanaktan yoksun-
dur" diyor ve ekliyor
"Bu istisnai durum şüphesiz irticai faaliyetlere bu-
laşanlara cesaret vermiştir."
Orgeneral Özkök açıklamıyor ama bu iktidar dav-
ranışlarıyla öncelikle TSK içindeki olası irticai hareket-
lere hevesli olanlara cesaret veriyor.
Şimdi gazetecinin Genelkurmay Ikinci Başkanı Or-
general Yaşar Büyükanrt a yönelttiği şu soruya ba-
kın: "Genelkurmay Başkanı 'nın hükümeteyöneliksöz-
leri ağır olmadı mı?"
Bir başka gazeteci de, Orgeneral Büyükanıt'a "Ge-
nelkurmay Başkanı'nın konuşmasını nasıl değerfendir-
diğini" sormaz mı?
Hey Yarabbi! Genelkurmay'a "akredite olmadıkla-
n" için basın kokteyline çağnlmayan kimi gazeteler,
gazeteciler adına kimıleri sanki icra-ı meslek eytiyor-
lar.
• • •
Orgeneral Özkök hem uyardı hem eleştirdi. Örne-
ğin Irak'a müdahale gerçekleşirse "iç ve dış güvenli-
ğimizin tehlikeye gireceğini" söyledi.
Ama verilecek göreve "hazırianmakzorunda" olan
TSK'ye hükümetten "politik direktif" henüz ortada
yok!
Ya hükümet ne yapacağını kestiremiyor ya da ye-
ni bir BM kararını bekliyor.
Dışişleri'nin Kıbrıs politikasında değişikliğe gidildi-
ğini açıkladığı gün; Genelkurmay Başkanı Özkök, Kıb-
rıs'ın Türkiye için güvenlik boyutuna değindi.
Bizim ver kurtul'cuların bir kulağından girecek öte-
ki kulağından çıkacak, daha önemlisi karşı tezler üret-
melerine önayak olacak Kıbrıs'ın önemiyle ilgili bir
açıklama yaptı.
Türkiye'nin, (elbette Kıbns Türklerinin) güvenliğini
sağlamayan bir çözümü tarif eden bir cümle kullan-
dı: "Muhasım bir gücün" Kıbrıs'a egemenliği ile
"Türk'ün Anadolu'ya hapsedilme süreci hemen he-
men tamamlanmış olacaktır" dedi.
Bu saptamanın yanlış tarafı neresi?
• • •
Genelkurmay Başkanımız gerçeği anımsatıyor. Ge-
nelkurmay Ikinci Başkanımız gazetecilere Kıbns so-
runundaki çözümün sakat yanlarını anlatıyor. Büyü-
kanrt, plandaki haritalara göre, Türk askerinin kışla-
sından çıkmak için BM'den izin istemek zorunda ka-
lacağını bir örnek olarak söylüyor.
Orgeneral Büyükanıt da soruyor: "Bu ve benzeri
gerçekleri topluma anlatabildik mi?"
Ne gezer! Topluma Annan planı ile Turkiye'nin ve
Kıbns Türkluğünün hangı tuzakların kurbanı olacağı-
nı anlatmaya, duyurmaya, uyanışını sağlamaya kim
veya kimler karşı?
Ada'daki kımi partilerle sivil toplum örgutleri, içimiz-
deki Rum tezgâhına yatmış, ne çare iletişim organla-
nnda köşe başlannı tutmuş bir avuç yazar-çizer-prog-
ram yapımcısı...
Son olarak Kıbns politikasını değiştireceğini açık-
layarak "RTE'nin söylediklerine dikkat ediniz, arkası
gelecek" diye ellerini keyifle ovuşturan Yunan Başba-
kanı Simitts'i haklı çıkaran günümüzün iktidan...
Lefkoşa'ya gidip dönen Dışişleri heyetinin yeni po-
litikayla ilgili açıklamalarından bir şeyler sezinlemiş
olacak ki, Denktaş Kıbrıs'tan sesleniyor:
"28 Şubat'a kadar bana imza at diyenler imza at-
sın!"
Kıbns Türkleri arasında plana gözü kapalı imza ata-
caklar çoook!
Hatta Türkiye'de de...
Prof. Cülay Cünlük Senesen
Savunma harcaması
2000 yılında firladı
• IÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim
Üyesi Şenesen, Turkiye'nin silah
ihtiyacmın yaklaşık yüzde 85'ini
yurtdışından karşıladığmı, bunun
içerisinde Amerika'nm payının yüzde
77 civannda olduğunu söyledi.
İstanbul Haber Ser-
visi - istanbul Üniversi-
tesi Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Gülay Gün-
lük Şenesen, Türki-
ye'de askeri harcamala-
nn Gayri Safı Milli Ha-
sıla'ya oranının, 2000
yılında en yüksek nok-
taya ulaştığını söyledi.
Barış Girişimi tara-
fından Beyoğlu'ndaki
Can Yayınevi"nde dü-
zenJenen toplantıya,
aralannda eski ÖDP
Genel Başkanı Ufuk
Uras, gazeteci-yazar
Aydın Engin ve yazar
Erdal Öz'ün de bulun-
duğu banş yanlılan ka-
tıldı. Toplantıya konuş-
macı olarak katılan
Prof. Dr. Gülay Günlük
Şenesen, "Türkiye'de
Savunma Harcamala-
n ve Ekonomik Etldle-
ri" adlı çalışmasının
sonuçlannı açıkladı.
Şenesen, tüm dünyada
savunma harcamalan-
nın çok önemli bir mali
boyutunun bulunduğu-
nu belirterek Turki-
ye'nin de silah alımlan-
na 1987'den sonra bü-
yük paralar ödediğini
söyledi. Türkiye'de sa-
vunma bütçesinin 1981
ile 2001 yıllan arasında
belirgin bir artış göster-
diğini belirten Şenesen,
sabit fiyatlarla 2000 yı-
hndaki düzeyin 1988
yıhndakinin üç katına
ulaştığuıı belirtti. Şene-
sen, "llginç olan Tur-
kiye'nin hiçbir somut
neden yokken 2000 yı-
lında savunma harca-
malarının Gayri Safi
Milli Hasüa'ya oranı-
nın 20 yıl içinde en
yüksek noktaya ulaş-
masıdır" dedi.
Silah alımlanna da
değinen Şenesen, Tur-
kiye'nin silah ihtiyacı-
nın yaklaşık yüzde 85'i-
ni yurtdışından karşıla-
dığmı, bunun içerisinde
Amerika'nm payının
yüzde 77 civannda ol-
duğunu söyledi. Şene-
sen, Turkiye'nin bütçe-
sine her yıl ortalama
300 milyon dolar borç
eklendiğini de belirtti.
Yine uçak kazası yine acıH Baştarafı 1. Sayfada
duyduğunu, evinin duvannın
sallandığını hissettiğini belir-
ten Aktürk, şunlan söyledi:
"Ük anda deprem olduğu-
nu sandım. Daha sonra dışa-
n çıktım. Birkaç köylüyle
dağ yamacındaki patlama-
nın olduğu yere ulaştım. 2
uçak da paramparça olmuş-
tu ve yanmıştı. Bölge çok sis-
liydi. Pilotları göremedim.
Daba sonra askerler geldi.
Bizi olay yerinden uzaklaş-
tırdılar."
2 RF-4'ün dün düştüğü Ma-
latya'nın Akçadağ ilçesi ya-
kınında 16 Mayıs 2001 günü
yine üzücü bir uçak kazası
meydana gelmişti. Bu kaza-
da, Diyarbakır 2. Taktik Hava
Kuvvet Komutanhğı 8. Ana
Jet Üssü'nden kalkan ve mü-
rettebatla birlikte 34 kişinin
bulunduğu CASA tipi askeri
uçak, Akçadağ'a 10 kilomet-
re uzaklıktaki Güzyurdu ile
Yağmurlu köyleri arasındaki
boş bir alana düşrnüştü. Kaza-
da 34 kişiden kurtulan olma-
dı. Akçadağ 'da bugünkü uçak
kazasınm meydana geldiği
Yalımkaya Köyü ile Casa tipi
uçağın düştüğüYağmurlu Kö-
yü arasında yaklaşık 35-40 ki-
lometre mesafe bulunuyor.
Uzmanlar kazanın ILS ile ilgili olup olmadığı konusunda ikiye bölündü
Iniş sîstemi tarhşıhyor
Haber Merkezi -
Türk Hava Yollan'na
(THY) ait Konya uçağı-
nın Diyarbakır Havaala-
nı'na iniş yaptığı sırada
düşmesi sonucu 75 kişi-
nin ölümüne yol açan fa-
ciaTürkiye'yi sarsarken
kazayla birlikte hava-
alanlannm güvenliği bir
kez daha gündeme gel-
di. Kazanın ardından
tartışmalar Diyarbakır
Havaalanı'nda uçaklann
kötü hava koşullannda i-
niş yapmalannı sağla-
yan "ILS" (Araçla Iniş
Sistemilnsturument
Landing System) siste-
minin olmaması üzerine
yoğunlaşırken yetkililer
ve uzmanlar uçak kaza-
sının ILS sistemiyle ilgi-
li olup olmadığı konusunda görüş
aynlığına düştü.
Devlet Hava Meydanlan îşlet-
mesi (DHMÎ) Genel Müdürü
Mahmut Tekin, "Diyarbakır
Havaalanı'nda uluslararası
kriterlere göre teknik eksiklik-
ten söz etmek mümkün değil"
açıklamasını yaparken THY Ta-
nıtım ve Halkla Ilişkiler Dairesi
Başkanı FaikAkın, yıllardır ILS
sistemi kurulması için askeri yet-
kililerle sivil havacılık yetkilileri
arasında görüşmeler yapıldığına
ancak konunun bugüne kadar so-
nuçlanmadığına dikkat çekti.
Akın, "Çağmızm uçaklannın
ve meydanlannın ILS ile dona-
tıiması gerekir" diye konuştu.
DHMl yetkilileri, ILS sisteminin
olmama nedenini "coğrafi ko-
şullara" bağlarken Diyarba-
kır'da olduğu gibi askerle ortak
kullanılan havalimanlannda, as-
keri uçaklann güvenliği nedeniy-
le sistemin kurulamadığı belirtil-
di. Pilotlardanbirkısmı "ILS ol-
saydı kazanın meydana gelme-
yeceğini" savaınurken bir kısmı
da ILS'nin her meydana kurula-
mayacağını savundu.
DHMl Genel MüdürüTekin'in
verdiği bilgiye göre şu anda Tür-
kiye genelinde 16 havaalanında,
OĞLUNU KAYBEDEN MEYDAN SORUMLUSU BALCI:
Defalarca uyardım
DÎYARBAIOR (Cumhuriyet Büro-
su) - Konya uçağında yaşamını yitiren
Mehmet Ümit Balcı'nın babası Hacı
Zülfü Balcı, yıllardır görev yaptığı ha-
vaalanında gördüğü "ihmalden" yakın-
dı. Balcı'nın oğlunun yaşamını yitirme-
si nedeniyle Bağlar Kayapmar Peyas bel-
desinde oluşturdugu taziye evi, yüzler-
ce insanın akınına uğruyor. Oğlunu, de-
falarca uyarmasına karşm göz göre gö-
re bir ihinale kurban gittiğini düşünen
yıllann havacısı Zülfü Balcı duygulan-
nı şöyle dile getirdi:
"Diyarbakır'a her gün 4 uçak inip
kalkıyor. Diyarbakır Havaalanı'na
toplam 24 adet Aletle Jniş Siste-
mi (Instrument Landing System-
ILS) cihazı hizmet veriyor. Antal-
ya ve Kayseri havaalanlannda da
ILS'nin bu yıl içerisinde faaliye-
te geçirileceği belirtilirken bun-
lann dışındaki meydanlara bu ci-
hazlann kurulmasına ilişkin bir
planlama yapılmaması ise dikkat
çekici. Tekin'in bu durum hak-
kındaki görüşleri şöyle: "Bu ci-
haziar, basit cihaz değil. Bunla-
nn çahşması yapılırken hava-
alanlanna yerleştirilmesi ile il-
gili teknik personel ve askeri
meydanlarda da askeri heyet
oluşturulup tespit yapüıyor.
ILS cihazının kurulabilmesi
için DHMl, Sivil Havacıhk Ge-
nel Müdürlüğü (SHGM) uz-
manları inceleme yapıyor. Bir
meydana ILS sisteminin kuru-
labilmesi için sistemin, meyda-
nın topografîk yapısına ve en-
gel kriterlerine uygun olması
lazını. Bu özelliklere sahip tni-
dir, ILS kurulduğu zaman bu-
radan istenen gereldi netice el-
de edilebiiir mi, yarar sağlar
mı, bu konularda erüt yapıldık-
tan sonra kurulması gerekiyor.
Alanın ve pistin konumu ve ko-
ordinatlannın da göz önünde
bulundurulması gerekiyor,
ILS sistemi takılmış olsaydı bu kaza
kesinlikle olmayacaktı. Bu kadar insa-
nın yaşamı heba olmayacaktı. Bunun
yetkililere sorulması lazım. Ben bu ko-
nuda defalarca yetldli mercilere yazı-
lar yazdım, gerekli uyarıları yaptun.
Ama dikkate alınmadı. ILS sistemi ile
ilgili olarak yarın (bugün) Başbakan
ve Ulaştırma Bakanı'na gerekli açık-
lamayı yapacağım. Ben onlara ne söy-
leyeceğimi çok iyi biliyorum. Bu işi en
iyi bilen Türk Hava Meydanlan Uçuş
tşletme Başkanı Mustâfa Kolko'dur.
Bu işte kendisi bilgili ve uzmandır. Bu-
nu defalarca kendisi dile getirdi."
bunlar da etkili oluyor. Yoksa
cihaz, aksesuvar olarak kalır."
Maüyeti 350 bin dolar
Tekin, ortalama bir ILS'nin
uraslararası malryetinin yaklaşık
"350 bin dolar" olduğunu bil-
dirirken Diyarbakır Havaala-
nı'nın hem askeri hem de sivil
amaçlı kullanıldığını anımsattı.
Tekin, "Diyarbakır Havaala-
nı'nda ILS yok ama uluslara-
rası kriterlere göre güvenilir
diğer sistemler kurulu. Bu ci-
hazlar, yıllardır hiçbir sorun
olmadan hizmet veriyor. IL-
S'nin anteni, 15 metreyi aşan
bir yükseklikte. Bu durum, as-
keri amaçlı uçuşlarda engel
teşkil ediyor. Bu nedenle 1999
yılında. Hava Kuvvetleri Ko-
mutanhğı, SHGM ve DHMt
yetkililerince yapılan incele-
meler sonucunda, kurumumuz
oraya bu cihazlardan kurul-
masına ilişkin bir planlama
yapmamıştır. Çünkü, uluslara-
rası standartlara göre, şu anda
orada mevcut sistemler yeter-
li ve güvenilirdir. Diyarbakır
Havaalanında bir de askeri
amaçla kullanılan radar var. O
radarla da gayet güvenli yön-
lendirme hizmeri veriliyor" di-
Diyarbakır'dakı ka/ada yaşamını yitiren mürettebat tstanbul'a getirilerek ailelerine teslinı edildi.(AA)
Kazalara ciddi araşturna yok
Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
MEHMET FATÎH ERDOĞDU.
tstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul Teknik Üniversitesi Me-
teoroloji Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mik-
dat Kadıoğlu, Türkiye'deki
uçak kazalannın meteorolojik
açıdan ciddi bir bilimsel araştu--
maya konu olmadığını bildirdi.
Kadıoğlu, eskiden Başbakan-
lık'a bağh olan Devlet Mete-
oroloji îşleri (DMÎ) Genel Mü-
dürlüğü'nün Çevre Bakanlığı
yerine Ulaştırma Bakanlığı'na
bağlamasını önerdi.
Kadıoğlu, havaalanlanmn
yerinin seçimi planlama ve ta-
sanmı ile seyrüseferin her aşa-
masmda meteorolojik koşulla-
rm göz önünde bulundurulma-
sı gerektiğini söyledi. Kadıoğ-
lu yaptığı değerlendirmede,
1964-1982 arasında ABD'de
meydana gelen 27 uçak kazası-
nın, türbülans, dağ dalgası, kar,
sis, oraj, mikroburst, alçak se-
viye rüzgâr kayması gibi mete-
orolojik koşullar nedeniyle
meydana geldiğinin belirlendi-
ğini anımsattı.
Kadıoğlu, Diyarbaku-'da dü-
şen uçakla beraber birkaç yıl
önce Adana'da düşen uçağın da
kötü hava şartlanndan dolayı
düştüğüne yönelik iddialann
bulunduğunu belirterek şöyle
devam etti: "Diyarbakır'a in-
mekte olan uçağın hem '1.5
kilometrelik görüş mesafesin-
de' inebileceği, hem de nehir-
deki 'parçalı sis'ten etkilene-
bileceği de söylenenler ara-
sında. Fakat eğik görüş mesa-
fesinin tehlikeli bir şekilde
düşmesi durumunda uçağın
neden tekrar pisti pas geçip i-
nişten vazgeçemediğini şu an
ki bilgilerle açıklamak müm-
kün değil. DMt'nin Ulaştır-
ma Bakanlığı'na bağlanması
hem genel müdürlüğü daha
işlevsel bir konuma gerirebi-
lir, hem de her türlü ulaşım-
daki can ve mal kayıplannın
azaltılmasına katkıda bulu-
nabilir."
Turkiye'nin havacılık mete-
orolojisi konusunda gelişmiş
ülkelerdeki seviyeye ulaşabil-
mesi gerektiğine işaret eden
Kadıoğlu, Türkiye'deki Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü gi-
bi havacılık kurum ve kuruluş-
lannda da havacılık meteorolo-
jisi konusunda uzmanlaşmış
meteoroloji mühendisi çahş-
ması gerektiğini kaydetti. Kadı-
oğlu, uçuşun güvenliği için at-
mosferin çeşitli seviyelerinde
karşılaşılacak meteorolojik ko-
şullann ve olaylann bilinmesi
ve en doğru şekilde tahmin edi-
lebilmesi gerektiğini belirtti.
ye konuştu. DHMl Ba-
sın ve Halkla îlişkiler
Müdürü Haldun Ceza-
yirlioğlu da bugüne
dek ciddi bir sorun ya-
şanmadığını söyleyerek
"Eğer hava koşullan
uygun değilken siz in-
mekte ısrar ederseniz
sorunlarla karşılaşa-
bilirsiniz. Ancak ke-
sinlikle pilotaj hata-
sıdır da diyemeyiz.
Gerçekler karakufu
incelendikten sonra
gün ışığına çıkacak-
tır" diye konuştu. Adı-
nı vermek istemeyen bir
DHMl yetkılisi ise ILS
sisteminin bazı hava-
alanlannda bulunma-
masının nedeninin,
"havaalanlarının or-
du ile ortak kullanılması" ve
"sistemin askeri uçaklann
manevra kabiüyetlerini kısıt-
laması" olduğunu ileri sürdü.
Pilotlar ne diyor?
Pilotlar da Diyarbakır'da mey-
dana gelen uçak kazasmın ILS
sistemiyle ilgili olup olmadığı
konusunda görüş aynlığına düş-
tü. Eski THY Uçuş Işletme Baş-
kanı ve emekli pilot Mustafa
Kolko, Diyarbakır'da meydana
gelen uçak kazası için "Siste ini-
şi sağlayan ILS cihazı olsaydı
bu kaza olmayacaktı" dedi.
"Bu cihazlann diğer havaaian-
lanna da yerleştirilmesi gere-
kir. Siste bir uçuş yapdacaksa
inilecek meydanda mutlaka
ILS cihazı oİması lazım" diye
konuşan Kolko, Diyarbakır'da
"muazzam bir buharlanma ol-
duğunu" belirtti. Kolko, "Par-
çalı sis' dediğimiz bir sis var-
dır, bu kazada da pilot meyda-
nı görüyor ama birdenbire kar-
şısına duvar gibi sis çıkıyor"
dedi.
ILS risld azaltır
Türk HavaYollan Pilotlan Der-
neği (TALPA) Yönetim Kurulu
Başkanı Necmi Ekici de uçak ka-
zalannın oluşumunda pilotaj ha-
tası, çevresel koşullar ve teknik
sorunlann etkili olduğunu belir-
terek "Eğer Diyarbakır Hava-
limanı'nda ILS cihazı olsaydı
kaza riski en aza indirilirdi"
diye konuştu.
TALPA Genel Koordinatörü
Kaptan Pilot Orhan Çandır ise
ILS olmamasıyla ilgili eleştirile-
ri doğru bulmadığını ifade eden
Çandır, "Bu sistem dünyada bir
sürü meydanda yok. ILS siste-
mi kurulurken o meydanın ya-
pısı, pist istikametleri, tüm
bunlann anlaşılması ve ulusla-
rarası havacılık normlanna
uygun olup olmadığmın belir-
lenmesi gerekir. Örneğin dağ-
lar yüzünden Van'da da yok-
tur ILS.Yani her meydana ILS
konulamaz" dedi. Adının açık-
lanmasuıı istemeyen emekli bir
pilot da kazanın kesin olarak ha-
va şartlanndan kaynaklandığını
söylemenin mümkün ohnadığını
belirterek uçakta da bir anza ol-
muş olabileceğine dikkat çekti.
Emekli pilot, "Bu tür uçak ka-
zalarında maalesef uçak şir-
ketleri kendilerine pek toz kon-
durmazlar, 'pilotaj hatasf diye-
rek suçu pilota atarlar, çünkü
aksi takdirde milyonlarca do-
larlık uçaklar üreten bu şirket-
lerin prestij kaybına uğrama-
lan söz konusu olur. Bu kaza
için de en fazla akla gelen şey,
ya çok büyük bir yanılmayla
karşüaşılmış ya da uçakta her-
hangi bir anza meydana gel-
miş olması" dedi.
ILS, "bulut tavanının alçak,
görüş faktörlerinin kötü oldu-
ğu hava koşullannda uçağın
piste elektronik cihazlarla em-
myetti iniş yapmasını sağlayan
sistem" olarak tanımlanıyor. Pi-
lotlar için inişlerde büyük kolay-
lık sağladığı belirtilen sistemin 3
ana tesisi bulunuyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
H Baştarafı 1. Sayfada
di. Özkök önce 8 sayfalık bir konuşma yaptı, ar-
dından da bir saati aşkın süreyle gazetecilerle
sohbet etti, sorulan yanıtladı. Özkök, Türk Silah-
lı Kuwetleri'nin24. Genelkurmay Başkanı olarak,
ordunun Atatürk ilkelerine dayalı geleneksel çiz-
gisinin kendisinin de çizgisi olduğunu vurguladı.
Genelkurmay katında görev alanlar, fiilen emekli
olsalar da kendilerini "sorumlu" olarak emekli his-
setmiyorlar. Bu bağlamda Özkök'ün, kendisin-
den önceki kurmayların hassasiyetlerini de yan-
sıttığı söylenebılir.
"Kırmızı çizgiler" tanımı, diplomatik bir kavram-
dan öte kurumlann, devletlerin kesinlikle kabul
edemeyeceği durumlar olarak dilimize yerleşti.
özkök, konuşmasında bunlann altını çizdi, son-
rasındaki sohbette de belli ölçülerde açtı. Soru-
yanıtları sıralayalım:
- YAŞ'ta şerhin irticayı cesaretlendirdiğini vur-
guladtnız. Türbanın siyasal bir simge haline geti-
rilemeyeceğini söylediniz. Bu bağlamda 28 Şubat
sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
28 Şubat, irtıca tehlikesinin yükseldiği bir dö-
nemde alınan kararları içeriyor. Tehdit sürdüğüne
göre, mücadele de devam ediyor. Bundan ödün
vermeyiz, bu konuda kuşkunuz olmasın.
- Atasözü olarak da değerlendirilebilecek bir
söz var; çok büyük bir güç bile yalnızlaşırsa, güç-
süzleşir. Şu anda TSK çok güçlü ama, irtica faali-
yetlerinin hedefinde orduyu bir anlamda yalntzlaş-
tırmak olduğu dikkatimizi çekiyor, siz ne diyorsu-
nuz?
Böyle bir hedefleri olabilir ama, biz her şeyin far-
kındayız. TSK gücünü milletten alan büyük bir ku-
rumdur. Bu ordu milli ordudur. Bakın içimizdeki-
lere, toplumun her kesiminden subay-astsubay
vardır. Bizi toplumdan koparamazlar. Ama dikkat
çektiğiniz durum ayrıca önemli...
Kıbrıs-Anadolu
- AB, ABD ve benzer katlarda Türkiye içinde de
yankı bulan bir başka hedef dikkati çekiyor; içte
etkisiz, dışta guçlü bir ordu... İrtica ve benzeri iç
tehlikeler de göz önüne alındığında bu yaklaşımı
nasıl yorumluyorsunuz?
Tanımınız evrensel bir doğru. Türkiye'de de de-
ğişik nedenlerle bunu arzu edenler olabilir. Ancak
Türkiye'nin özel koşullannı unutmamak gerekir.
Konuşmamda da söyledim, biz 3. dünya ordusu
değiliz. Biz bu ülkenin uygarlık yolunda daha sağ-
lam yürümesi için çaba harcamış, bu çabaların
pek çok alanda meyve vermesini sağlamış bir or-
duyuz. Türkiye'ye sağduyuyla bakan yabancılar
da bunu kabul ediyorlar. Bütün mesele konuya
bakış açısı...
- Kıbrıs'la ilgili tartışmalar daha çok içimize dö-
nük hale geldi. Adadan bir ses yükseliyor, Türki-
ye'de değişik yankılanıyor. Son olarak Dışişleri,
hükümetin politika değişikliğine gideceğini söy-
ledi. Durum aynı zamanda bir güvenlik konusu ol-
duğuna göre, sızinle hükümet arasında ortak ça-
lışma var mı, politika değişikliği ne olabilir?
Kıbns, kesinlikle Türkiye'nin güvenliğiyle doğ-
rudan ilgili. Orada dost kuvvet olmazsa, Türkiye
tümüyle Anadolu'ya hapsedilmiş olur. Kıbns po-
litikasında stratejik bir değişiklik olamaz. Konuyu
tartışanların şunu unutmaması gerekir; KKTC ba-
ğımsız bir devlettir, Cumhurbaşkanı Denktaş tır,
Türkiye KKTC'yi tanımıştır. Görüşmeci KKTC
Cumhurbaşkam'dır!
- Irak operasyonu için ABD'den sonra Ingilte-
re'nin de Türkiye olanaklarını kullanmak istediği-
ni görüyoruz. Bunun ölçüsü ne olacak?
Her şeyden önce konu siyasi iradenin karanna
dayalı olarak yürüyecek. Yabancı asker dediniz;
1. Dünya Savaşı sırasında, Kurtuluş Savaşı döne-
minde Anadolu'ya kimi işgalci ülkelerin ordulan
geldi... Anadolu insanının o günlerle ilgili olumlu
duyguları olabilir mi? Şimdi o ülkelerin askerleri-
ni görmek ister mi?
Biz de soruyu kamuoyuna mal edelim:
- İster mi?
ankcum@ttnet.net.tr
Ülkeningeleceğini
tehlikeye atmayın
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
Türk-Iş, kamu toplu-
sözleşme görüşmeleri
için hazırlıklara başla-
dı. Görüşmeler için 8
kişiden oluşan "Ka-
mu Toplu tş Sözleş-
meleri Koordinasyon
Kurulu" oluşturul-
ması karan alan kon-
federasyon, Bakanlar
Kurulu karanyla erte-
lenen ikramiyelerin
Kurban Bayramı'ndan
önce ödenmesi için de
girişimlerde buluna-
cak. Türk-lş Genel
Başkanı Salih Kılıç da
hükümete, "Ülkenin
geleceğini tehlikeye
atacak adımlar atar-
sanız, demokratik
tepkimizi gösteririz"
uyansında bulundu.
Türk-lş Başkanlar
Kurulu, Salih Kılıç'ın
başkanlığındaki ilk
toplantısını dün ger-
çekleştirdi. Yaklaşık
5.5 saat süren toplantı
sonrasında yayımla-
nan bildiride özetle şu
ifadelere yer verildi:
- Çalışanlann zorun-
lu tasarruf fonundaki
birikimleri, 2003 yılı
içinde toptan ve bir ke-
rede ödenmeli.
-Yeni iş yasasmdaki
kıdem tazminatı, çağn
üzerine çalışma, ödünç
iş ilişkisi, hastalık ça-
lışma sürelerinin gün-
lere dağılımı ve benze-
ri işçi karşıtı öneriler
kesinlikle kabul edile-
mez.
Renaultkrizeyenilmedi
Ekonomi Servisi -
Türkiye'de 2002 yıhnı
satış, üretim ve ihracat-
ta başanlarla kapatan
Renault, 2003 yılına da
iyimser bakryor.
2002'de 94 bin 898
adet olarak gerçekleşen
toplam binek otomobil
pazannın, muhtemel bir
frak krizine rağmen bu
yıl 120 bin olarak ger-
çekleşmesini bekledik-
lerini bildiren Renault
Mais Genel Müdürü tb-
rahim Aybar, daralan
pazarda lider ohnanın
yanında 2002 'yi ticari
faaliyetlerde de kârh ka-
pattıklannı belirtti.
Yeni model sunumla-
nna devam edeceklerini
kaydeden Aybar, Mega-
ne II Hatchback nıodeli-
nin önümüzdeki aylar
içinde Türkiye'de üreti-
lecek Megane II Sedan
modehnin de eylülde pi-
yasaya sunulacağını bil-
dirdi. Kriz yokmuş gibi
yatınmlan sürdürdükle-
rini belirten Oyak Rena-
ult Genel Müdürü Do-
minique Correze de
Megane II Sedan'ınûre-
timiyle ihracat yapılan
ülke sayısının 75 'e yük-
seleceğini hatırlath.