04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
tbrahim Istıhbarat Cengiz \ıldırım # Ekonomi- Öz- lem Yüzak 9 Kültür. Egemen Berköz 0 Spor Abdülkadir Y ücelman • Makaleler Sami Ka- raören 9 Düzeltme: Abdullah Yazıeı 0 Bıl- gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen- Meh- met Faraç 0 A\rupa Temsılcisı Cüra> Öz Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET YAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetrneni: Yıldız # Yazıişleri Müdürü: SaKm AlpasJan#Sorurruu Müdür. Mehmet Sucu • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Yayın Kurulu: Hhan Selçuk (Baş- kan). Emre Kongar ı Danışman). Orhan Erinç, Hikmet Çetin- ka\a. Şükran Soner. İbrahira Yıİdız, Orhan Bursalı, Musta- fa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No. 125. Kat.4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7 hat), Faks: 4195027 •tzmırTemsılcisı SerdarKızık. H.ZıyaBlv. 1352S 2 3 Ter 4411220, Faks 4418745 • AdanaTemsilcısı.ÇetinYiğenoğlu, InonüCd 119 S NolKati.Tel 363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü. Erol Erkut 0 Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe Bülent Yener0 Idare Hüsevin Gûrer 0 Satış Fazilet Kuza REKL.\M: P..M. Ltd. Şti. • Genei Müdur Gölbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel MüdürYrd. Se\da Çoban 0 Fınansman Müdürü. Çetin Erduran Tel 0212 514 (F 53 - 513 84 60-61, Faks. 0212 513 84 63 Yayımla>aıı: Yenı Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncıhk A Ş. Baskj: Sabah Yavıncılık A Ş Türkoca|ı Cad «41 Cağaloğlu -4334 Islanbul PK 246 - Sırkecı 14415 Istanbul Tel (0 2121 512 05 05 {20 hat) Fak« (0 212151? S5 95 10OCAK2003 İmsak:5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.19 Ikindi: 14.40 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.29 Vakko eşarbına ünlüimza • Haber Merkezi - tspanya'nın en ünlü Flamenko sanatçılanndan biri olan Maria Jimenez'in çizdiği desen Vakko eşarplannda kullanıldı. Jimenez, yeni albümü ve televizyon şovlanyla şu anda îspanya'nın sanat gündeminin üst sıralannda bulunuyor. Aralık ayında yaşam hikâyesini anlatan bir kitap çıkaran sanatçı kitabının tanıtım gecesinde kendi çizdiği deseni eşarba uyarlattı. Sanatçı, Vakko tarafindan hazırlanan eşarplarla birlikte kendi kitabını da misafırlerine hediye etti. Akşamcılık' kalbe iyi geliyor • NEW ORLEANS (AA) - Bilim adamlan, tûrü ne olursa olsun düzenli içilen içkinin erkeklerde, içmeyenlere oranla kalp krizi riskini düşürdüğünü belirtti. New England Jouraal of Medicine adlı tıp dergisinde yayımlanan araştırma, haftada 3 gün düzenli içki içen erkeklerin içmeyenlere oranla kalp krizi riskini üçte bir orarunda düşürdüğünü belirtiyor. Araştırma, 12 yılda 38 binden fazla erkek üzerinde yürütüldü. Araştırmayı yürüten ekibe başkanlık eden Israil Diyakoz Tıp Merkezi'nden Kenneth Mukamal, sık kullanımı halinde, alkolün makul bir miktannın da koruyucu nitelikte olabileceğini söyledi. Fopmda kalmamn tatiı yolu • Haber Merkezi- Mutfaklann kabartma tozu ve şekerli vanilin alanında ünlü markası KENTON, ürün grubuna eklediği 'Light puding' ile hem sağlığa hem kilolara hitap ediyor. KENTON, çözünür diyet liflerle de yeni pudingini zenginleştirdi. Pudingte kullanılan diyet lifler kalınbağırsaktaki yararlı bakterileri arttınyor ve zararhlanru azaltıyor. Lifler aynca boşaltım sisteminin daha düzenli çahşmasını ve alınan kalsiyumun vücut tarafindan daha iyi emilmesini sağlıyor. KENTON'un yeni ürünü hem lezzet hem sağlık diyenler için bir alternatif. Çocuğunuz sinirli, iştahsız, yorgun, uykusuz ve mutsuzsa dikkat. Depresyonda olabilir Küçük bedenlerinbüyük sorunuFİGENATALAY Depresyon yalnızca yetişkinlere öz- gü değil. Küçük çocuklar, hatta bebek- ler bile depresyon geçirebiliyor. Dep- resyonun pek çok fızyolojik ve psikolo- jik belirtileri bulunuyor. Dikkatli anne- babalar, çocuklannı gözlemleyerek yo- lunda gitmeyen bir durum olup olmadı- ğını anlayabilir ve gerekirse uzmana baş- vurabilirler. Uzman pedagog Belgin Temur, bir ço- cuğun, üzücü ve rahatsız edici durum- lann ardından üzgün olmasının beklenen bir sonuç olduğunu, rahatsız edici duru- mun ortadan kalkması ile kısa sürede bu üzüntünün de geçmesinin beklendi- ğini vurguluyor. Ancak, depresyondaki bir çocuk için bu durum daha ciddi ve uzun süreli yaşanıyor. Temur, çocuğun yaşadığı olumsuz duygulann, uyumunu, katılımrnı etkilemesi, uyku, yemek gibi günlük alışkanhklannı ve çevresiyle iliş- kilerini bozmasının depresif bir bozuk- luğun varhğını düşündürmesi gerekti- ğini söyledi. Belgin Temur, depresvonun fizyolo- jik belirtilerini şöyle sır ıl • Uyku bozukluklan • Başağnlan, mide a ğnlan ÇYDD'DEN ÜCRETSÎZ KURS Universiteliye 'diP dopingi Eğitim Servia - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), 650 öğrenciye sağladığı bursun yanı sıra üniversite öğrencilerine ücretsiz Ingilizce kursu vermeye başladı. 10 kişilik gönüllü öğretmen kadrosunun görev yaptığı Taksim'deki ÇYDD Dil Merkezi'nde, 70 üniversite öğrencisi tngilizce eğitimi alıyor. Merkez Yöneticisi Canan Çıh, ikı yıldır Ingilizce eğitimi verdiklerini belirtti. Çıh eğitimin, bağışlar ve gönüllü öğretmenlerin katkısıyla verildiğini vurguladı. Öğrencilenn kitaplannı Oxford Yayınlan'mn karşıladığını belirten Çıh, "Aynca, Chrförd Yayınlan Genel Direktörü Emrah Ozpirinç, kursu bitirtrtk yazıh ve sözlü sınavda en başanb olan bir öğrenciyi, üç hafta süreyle burslu olarak İngiltere'de yaz okuluna gönderecek" dedi. Kurstan yararlanmak isteyen öğrencilerin, üniversitelerindeki sosyal danışmanlara başvurmalan gerekiyor. Kursu bitiren öğrencilere, Halk Eğitim Merkezi tarafindan sertifika veriliyor. Aynca merkezde, haftanın bir günü tıp öğrencilerine tıbbi Ingilizce öğretiliyor. */ îştah azalması veya artması, kabız- lık, kiloda değişiklik. • Yorgunluk. • Psiko-motor rahatsızhklar: Vücut hareketlerinde arüş veya azalma, biliş- sel fonksiyonlann azalması veya çoğal- ması, konsantrasyonun bozulması, kafa kanşıklığı, çevredeki olaylara reaksiyon göstermeme, çocuğun moralinde gün içinde sık değişiklik olması. Pedagog Belgin Temur'a göre depres- yonun psikolojik belirtileri ise şöyle: "Mutsuzhık, ağiama, kendisi hakkmda olumsuz duygular, ilişkileri ve arkadaş- hakkuıda olumsuz duygular. Ge- lecek konusunda olumsuz duygular, öf- ke patiamalan, sosyal çekmgenMk, suç- hıhıkduygusu, günlük aktivrtelere kar- şı olanflgininve ahnan zevkin azalması, ovundan keyif ahnama, oyun oynaınak istememe, derse isteksizhk. okula gitmek istememe. Detaylarataküma,(özeüOdeer- genliğe yaklaşırken) intiharia ve ölümle flgüi düşünceîer ve teşebbüsler. Depresyona küçük bebeklerde de rast- landığına dikkat çeken Temur, şöyle de- vam etti: "Bebek Oe kendisine bakan ki- şi arasındaki bir rahatsEhğuı vansuriası olarak ortaya çıkar. Özellikle ainnenin j da balacuun depresif ©tanası dıı da bebegin de bu karamsar bakıştan et- kflendiği biünmektedir. Ozeffikle anneler- de yüzde 25 ile yüzde 30 oranında görü- len post-partum (doğum sonrası) dep- resyon annelerin bebeklemie kurduk- lan itişknün katitesini de etkikmektedir. Depresyondaki bir annenin bebeğrvie daha azflişkikurması, bakmu, beslenme- si konusunda bebeği ihmal etmesi, yeter- siz sevgi ve yetersiz beden teması bebe- ğin depresif özeDiklergöstermesine neden olabilrnektedir. Depresifbebekler içe dö- nebilir. çevrelerine olan ilgileri ve flişki- leri azalabilir, uyku ve yeme sorunlan v'aşayabüirier.'' Otelij böcejk bastı! Dünya sineina izk>icisimhop oturupJiop kaldırtn, gişe rekörian kıran /orümcek adam —_§erisi kendine çoktan bir^ei yaratü. Bundan 1 en fazla da egience ve gösteri sektörü yararlandı. Taviand'dada bir dubiör grubu örümcek adam kryafetini fisoerûıe geçirdiği gibi bir otelîn açıhş (öreiine katıldı. Dubjörler oteBn' ön tt phesindcn çaudan aşağı in izle> r nefesini (AP) AvUSTRALYA Vrümcekler uztiyagidiyor URNj:(AA)- Avustralya örürrteekleri, Amerikan uzay kuruHmnun nemelerine yardım içhvuzay boştuğunda yolculuk yapacîÜE. Yerçekîmşiz ortarjua-^^/ denemelerde 30 örümcek, bugün Klelbourne hayvanat bahçesinden soğutucuyla Floridâ'daki Cape Canfaveral Uzay Ussü'ne göndenldi. Bu örüm^eklerden sadec^ 8'inin, 16 O^ak'ta başlayacak ve 16 gün sürecek uzay yolpuluğuna göndcrilmesi bekleni/or. Hayvanat Bahçesi yeidlileri, zehirji olmayan mini c "Goltfen Orb" \örümbeklerinin, mükjemmel simetride ağlar ördüğünü ve jortamdaki değişiklikjer kolayca "^\^ gözlemlenebildiğindta bu tür deneyler için ideaL<Sauğunu belirttiler. T TABLO TUTKUNLARINA UZMAN UYARISI: Sahte resme dikkat SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN tPEKYEZDANt "Resûnhane" adlı "TürkRes- samlan Antolojisi n ni hazırla- yan Horhor Antikacılar Çarşı- sı Yönetim Kurulu Başkaru Me- tin Ozkaya, Istanbul'daki bir- çok evin duvarlannı "sahte" re- simlerin süslediğini belirterek kentin "sahte resim cenneti" ol- duğunu söyledi. Sahte resimden çok kişinin para kazandığını ve bu yüzden kimsenin bu konuda konuşma- ya cesaret edemediğini sa\Ti- nan Özkaya, resim ahcılannı sahte resimlere karşı dikkatli olmalan yönünde uyararak "Kimse gözü kapalı resim al- masuı" dedi. Özkaya, Türki- ye'deki resim piyasasında bir "başıboşluk" olduğunu belir- terek bugün bazı müzayedeler- den bile sahte resim çıktığını söyledi. Avrupa'da müzayede- lerin, bir resmi sattıklannda, sahlan resmin sahte olmadığı- na dair bir de sertifika verme zo- runluluklan olduğunu ifade eden Özkaya şunlan söyledi: "TürkryeYle maalesef çoğu mü- za>edede böjie bir şey yok. As- hnda resmi satan müzavede, o resmin gerçek olup olmadığın- dan da sorumludur.'" Bir resmin sahte olup ohna- dığını anlamak için danışılan resim eksperlerinin boyanın kimyasına kadar resmin belli SERTİFİKA ÖNEMLİ! • Resim belirli galerilerden, sertifika verilen müzayedelerden, sanatçının ailesinden veya literatüre girmiş ressamlann bilinen eserlerine sahip olan koleksiyonerlerden alınmalı. • Mutlaka bir ekspere başvurulmalı. H Seçilecek eksperler öncelikle müzeler, saraylar ve belli bir ressamrn koleksiyonculanndan olmalı. I Resmin geçmişi, nereden geldiği araştınlmah. I Ressamın yaşayan yakınlan varsa onlara danışılmah. H Kaynağı bulunamayan resme 'şüpheli' gözüyle bakılmalı. Ozkaya, sahte resimlerin çogunun Paristen geJdiğini söyledL Resim alan kişilerin eksper seçimindede çok dikkatli olmalan gerektiğiııi belirten Ozkaya, bazı eksperierin resme şö\1e birbakıp "gerçek" veya "sahte" diyedamga vurduklanıu belirtti. bir döneme ait olup ohnadığı- nı araşnrmalan gerektiğini ifa- de eden Özkaya, şöyle konuş- tu: "Buiş 'O ressam imzayı şöy- le atardı,firçayıböyle kullanır- dı, koyu ton kullanmazdı' gjbi kahplaşnuş fıkirlerk olmaz, Ör- negin bir sürü ünlü ressamın son resimleri yaşhhktan dolayı perspektif hatalanyla doludur." Tamamlanmamıs resim Ünlü bir ressamın antika bir resmini satın alırken o ressa- mın yaşayan akrabalanna da başvurulabileceğine dikkat çe- ken Özkaya, "Gariban Kadri" olarak tanınan KadriAytotonun resmiyle ilgili bir olayı şöyle anlattı: "Antolojiyihazınarken Kadri Aytolon'un kızı Belkıs Saygıhlar'ıbulduk. BeUasHa- nmvGalatasanr. "dababasmaait resimlerin sergilendiği bir ser- giyigezerken babasuun tamam- lamadığuu bildiği bir resmi ta- mamlanmışolarakgömıüş. Çok üzülmüş, konuyu oradaki yet- kililere söylemiş ama kendisine inanmarmşlar." Kopya resim- lerin mutlaka üzerinde kopya ol- duğuna dair bir işaret veya isim taşıması gerektiğini vurgula- yan Özkaya, "Kopya resimler şu an için risk taşımasa bik eğer üzerinde işaret yoksa gelecek nesiller için sahte resim olma riski taşunaktadu-" dedi. Irak, 'Birleşmeyi' Önehyordu...' (Tarih: 24 Nisan 1920. Yer: Türkiye Büyük Mil- let Meclisi. 2. Birleşim. 4. Oturum. Oturum 'gizli' olarak geçmiş; Mustafa Kemal Paşa, iç ve dış olaylaria ilgili bilgi vermiştir.) ...inglllzler, irak'ta kalmaya azmetmlslerdl... 1 Irak bahsinde, Irak'ı Türkiye'den koparmak için, In- gilizler'in yapmadığı kalmamış! Hanginiz, geçmiş yüzyılın sonlanna ilişkin, hangi tarih kitabına el atsa- nız, bunun çeşitli kanıtlannı bulursunuz. Sırası düştük- çe, ben de söylüyorum. Birinci Dünya Savaşı'nın so- nu, planlarını, tam anlamıyla gerçekleştirmelerine, en elverişli ortamı hazıriamış oluyor: zaten, Irak'lı Arap- lan da kışkırtmış, 'Osmanlı'dan kurtarmak için' sava- şın son yıllannda, Türkiye aleyhine çevirmiş değiller midir? Gel gör ki Ingilizler bölgeye yerieşir yerieşmez, hiç de 'gidici' olmadıklarını, belli ediyorlar; aslında bu- nun, daha 1917 Şubatı'nda belirtileri, Edvvard Mead Earl'ün kitabında, (Bkz. 'Bağdad Demiryolu Sava- şı', Millryet Yayınlan, Nisan 1972) şöyle belirtilmiş: "...24 Nisan 1917'de General Sir Stanley Maude, tamamlanmamıs Bağdad Hattı'nın, Mezopotam- ya'da ulaşmış olduğu son noktası Samara'yı ele geçirince, şüpheler daha da arrtı. Almanlar, Ingi- lizler'in Mezopotamya'daki ilerlemesinin anlamı- nı kavrayabilmiş olsalardı, şüphelerin yerini tam bir panik alabilirdi. Çünkü General Maude'un, ordu- sunun arkasından, zaferi pekiştirmek ve sürekli bir işgalin temelini atabilmek için, yüzlerce Ingiliz me- munj Bağdad'a akın etti..." "...ilk önce su baskınlan, kuraklık, bataklıklan ku- rutmak ve sulama tesisleri yapmak için, bir Su Iş- leri Dairesi kuruldu. Ziraat Dairesi, sulanan toprak- lann ekilmesi ve özellikle Ingiliz Emperyalizmi için, çok şey ifade eden pamuğu yetiştirmek amacry- la araştırmalara başladı. Bağdad ile Basra arasın- da, hemen bir demiryolu döşendi. Bu hattın 1919'da tamamlanması ile lstanbul Basra'ya bağlanmış otdu..." "...bütün belirtiler Ingilizler'in Mezopotamya'da kalmaya azmetmiş olduklarını gösteriyordu..." Buna Iraklıların tepkisi, ılgınçtir ama, daha dün kar- şı çıktıklan Osmanlılar'la temasa geçmek şeklınde olu- yor; nasıl mı?, en iyisi bunu, Mustafa Kemal Paşa'nın ağzından dinleyelim; TBMM'nin aynı gizli oturumun- dadiyorki... "...irak. osmanlı olmayı kabul etmlştl...' "...Irak'a gelince, Irak'ta Ingilizlerin yaptıklan iş- lemler, Müslüman halkın gönlünü fena halde kır- mıştı. Biz kendileriyle temas aramadan evvel, on- lar bizimle temas aradı, genel olarak (buraya dik- kat) Osmanlı memleketinin bir parçası olmayı ka- bul ettiler, fakat biz onlara karşı, Suriyelilere söy- lediğimiz görüşü söylemekten başka bir şey yap- madık; (onlara dedik ki)..." "...kendi dahilinizde, kendi güçlerinizle, kendi varlığınızla bağımsızlığınızı sağlamaya çalışınız. Biz de, her şeyden önce, bağımsızlığımızın sağ- lanmasına çalışıyoruz. (buraya dikkat!) Ondan son- ra birleşmemiz için hiçbir engel kalmaz..." "...ve Musul doiaylannda, Bağdad'da, vesair bir- çok yerlerde (...) vak'a olarak, birçok hadiseler meydana çıktı. Bugün bile, dış görünüşü ne olur- sa olsun, bizi yok etmeye çalışan düşmanlar, Su- riye ve Iraktaki milli faaliyetlerle, onlar yüzünden, bize karşı kullandıklan kuvvetleri azartmaya mec- bur olmuşlardır..." "...bugün dahi, dış görünüşü ne olursa olsun, ge- rek Iraklıların ve gerek Suriyelilerin, bu iki bölge- deki dindarlannın, kalpleri bizimle beraberdir. Eğer bundan sonra, gereği yapılırsa, bunlardan fazla- sıyla yararlanmak mümkündür..." (Sadi Borak. 'Giz- li Oturumlarda, Atatürk'ün Konuşmalan', Çağdaş Ya- yınlan, 1977, s.13/14) Suriye konusunda olduğu gibi, Irak konusunda da, Mustafa Kemal Paşa, kesınlikle Emperyalizm e kar- şı birtutum içindedir. Daha başında, bu ülkelerin 'ulu- saT variıklannı tanıyor; 'ecnebi işgaline' karşı savaş- malannın, Türkiye'nin yürüttüğü savaşla özdeşleşti- ğini kabul ediyor; yardımlaşma ve dayanışma fikrin- dedir, ulusal kurtuluşlarsağlandıktan. bağımsızlıklarel- de edildikten sonra ise, "federasyon ya da konfe- derasyon şeklinde birleşmemiz için, hiçbir engel kalmaz!" Her şey bu kadar açık! Elll senedlr. tam terslnl yaptık... Türkiye, bağımsızlığını elde ediyor ama, Suriye ve Irak, Fransız ve Ingiliz 'mandası' altında kalıyor- lar, o zaman da Mustafa Kemal Paşa'nın Hatay so- runu dolayısıyla, bu ülkelerin de 'tam bağımsızlıklan- na' kavuşması için, Emperyalizm e karşı verecekleri savaşta, nasıl bir sorumluluk yüklenmeye hazır oldu- ğunu dagöreceğiz. Ernesto 'Che' Guevara'nın, Bo- livya'nın 'tam bağımsızlığı' ıçın, Amerikan Emper- yalizmine karşı vermeye hazırlandığı savaşın bir ben- zerinı, Mustafa Kemal 1937de, Hatay dolayısıyla Fransız Emperyalizmine karşı verebileceğıni pekâ- lâ belli etmiştir. Hal böyleyken... Türkiye Cumhuriyeti'nin ve onun 'Atatürkçü' ol- duğunu iddia eden hükümetlerinin, II. Dünya Sava- şı'ndan bu yana sürdürdüklerı Arap Polıtıkasını, anla- maya ve benimsemeye olanak yoktur. Bu iktidariar Or- tadoğu'da. Emperyalizm'e karşı 'kurtuluş hareket- leri'n değil; 'resmen vealenen Emperyalizmi. onun bölgedeki 'zuhûrat' ajanı Israil'i ya da Ürdün gibi, Su- ûdî Arabistan gibi, oldum olası ajan/ devlet sayılabi- lecek ülkeleri desteklemişlerdir. Cezayir aleyhinde oy vererek, bu manfetlenne, bırdetüy dikmişlerdir. Utan- madan, arlanmadan, hepimizin gözünün içine baka ba- ka da, buna 'Atatürkçülük' derler. Meraklısı İçin Not: Ortadoğu (Irak) sorunu tartışı- lırken, düşündum ki Türkiye Cumhuriyeti ve Islâm âle- mi sorunu ve bu sorunu Gâzi'nin nasıl ele aldığı, ke- sinlikle göz önünde tutulmalıdır. Otuz yıl kadar önce, hem Gâzi'nin, konuyla ilgili görüşlerini hatıriatmak istemiş; hem de Cumhu- riyet'in, eski Osmanlı topraklanndaki 'öncelik hak- lannı', hesaba katması lâzım geldiğine işaret et- miştim: Okuduğunuz ve okuyacağınız bir ıki söyleşi ('Hangi Atatürk', 3. basım, s. 270 ve sonrası) ora- dan özetleniyor; yayın tarihleri, Aralık 1977!.. Sıra Hatay'a geldi, o daha da müthiş!"... e-mail:tilahanv isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks: 0-212/ 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle