Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2003 ÇARŞAMBA
HABERLER
Cumhurbaşkanı, Erdoğan'a Meclis yolunu açan anayasa değişikliği konusunda halkoylamasına gitmedi
Sezer'denbironay,birvetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
AKP lideri Recep Tayyip Erdogan'ın
siyasi yasağını kâldıran anayasa deği-
şikliğini, TBMM'de ikinci kez aynen
kabul edilmesi nedeniyle zorunlu ola-
rak onayladı. Ancak Sezer, vergi dü-
zenlemelerine ilişkin yasayı kısmen
onaylarken "rnari mflat" ve "Nereden
buldun?" uygulamalannı kaldıran 9
maddesini "kayıtdışılığıözendireceği''
ve "kara parayia savaşunı olumsuz et-
kfleyeceğr gerekçesiyle TBMM'ye ia-
deetti.
Cumhurbaşkanı Sezer, "kişiye öz-
gû" bularak TBMM'ye iade etmesine
karşın, TBMM'de aynen kabul edile-
rek tekrar onayına sunulan anayasa de-
ğişikliği paketini zorunlu olarak imza-
Hükümet kararı
lOyasa
tasarısı
yenüendi
ANKARA (AA)-
Hükümet, aralannda
Hayvanların Korunması
Kanunu Tasansı'nın da
bulunduğu 10 tasanyı
yeniledi. 21. Dönem'de
görüşülen ancak seçim
nedeniyle kadük kalan
tasanlardan, hükümet
tarafindan yenilenmesine
karar verilen
düzenlemeler şunlar:
- Çevre Kanunu'nda
Değişiklik Yapıimasma
Dair Kanun İasansL,
- Hayvanları Koruma
Kanunu Tasansı,
- Sahil Güvenlik
Komutanhğı Kanunu,
Türk Silahlı Kuvvetleri Iç
Hizmet Kanunu ile Türk
Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanunu'nda
Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı,
- Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanunu'nda
Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasansı,
- Diyanet tşleri Başkanhğı
Kuruluş ve Görevleri
Hakkuda Kanuna Bir
Ek Madde Eklenmesine
Dair Kanun Tasansı,
- Aile Araştırma Kurumu
Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun
Tasansı,
- Kadımn Starüsü Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında
Kanun Tasansı,
- Diyanet tşleri
Başkanhğı Kuruluş ve
Görevleri Hakkında
Kanun'da Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasansı,
- Doğrudan Yabancı
Yaonmlar Kanunu
Tasansı,
- Turizm Bakanlığı'nın
Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun
Hükmünde
Kararname'nin Bir
Maddesinde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun
Tasansı.
Hükümet daha önce de
32 tasannın
yenilenmesini
kararlaştırmıştı.
• Cumhurbaşkanı Sezer, AKP lideri Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldıran anayasa
değişikliğini onaylarken, mali miladı kaldıran yasa tasansının 9 maddesini "kayıt
dışılığı özendireceği" gerekçesiyle bir kez daha görüşülmek üzere Meclis'e iade etti.
ladı. Sezer'in, AKP lideri Erdoğan'a
milletvekili olma yolunu açan anaya-
sa değişikliği hakkında halkoylaması-
na gitmemesi dikkat çekerken Cumhur-
başkanı'nın bu düzenlemeyi usul yö-
nünden Anayasa Mahkemesi'ne gö-
türüp götürmeyeceği merak konusu
oldu. Sezer'in anayasa değişikliğini
imzalamasıyla Erdoğan'ın Siirt'ten
milletvekili adaylığı yolu da açılmış
oldu. Sezer, bazı vergi yasalannda de-
ğişiklikyapanve "mali mflat" ile "Ne-
reden buldun" uygulamalanm kaldı-
ran yasa tasansıru ise kısmen onayla-
dı. Düzenlemenin çerçeve 1 -9. madde-
lerini bir kez daha görüşülmek üzere
TBMM'ye geri gönderen Sezer, 12
sayfalık iade gerekçesinde şu unsurla-
ra dikkat çekti:
Sistemin başansı mükellefın izlen-
mesine bağh: Gelir vergisinde önceki
sisteme dönüldüğü görülmektedir. Ge-
lir vergisi sisteminin başanlı olabil-
mesi için, sağlıklı bir belge ve kayıt dü-
zeninin yerleşmiş olması, yönetsel ve
yargısal yeterli ve etkili bir vergi de-
netiminin bulunması gerekmektedir.
Çünkü, sistemin başansı. her mükel-
lefın tüm faaliyetlerinin izlenmesine
bağlıdır.
TemdflkelerdenvazgeçUemez: Bir
yandan kayıt dışı değerlere yasallık
kazandınlırken, diğer yandan bunlara
ilişkin geçmişe dönük inceleme ve ver-
gilendirme yapılmayacağının güven-
cesi verilmiştir. Üstelik, ilgili kuruluş-
lann, mükelleflerin bu konudaki is-
temlerini yerine getirmeye zorunlu ol-
duklan belirtilmiştir. Bu geçici mad-
de ile öngörülen 30.09.1998 günü ka-
muoyunda "mali mflat" olarak anıl-
mıştır. Ancak bu yeni düzenlemeler
TBMM Genel
Kurulu'nda,31
Ocak2001
tarihindeki
İçtüzük
değişikliği
görüşmeleri
sırasında çıkan
kavganın
ardından, DYP
Şanlıurfa
Mfllerveküi
Fevzi
Şıhanlıoğlu
yaşanunı
vitirmişti.
Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle ilgili davada 2 yıl 9 ay hapis cezası almıştı
Tekelioğlu cezaevine konduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
DYP Şanlıurfa Milletvekili FevziŞıhanhoğ-
lu'nun ölümüyle ilgili davada, 2 yıl 9 ay 10
gün ağır hapis cezasına mahkûm olan eski
MHP Içel Milletvekili Cahit Tekelioğlu, ce-
zaevine konuldu.
Tekelioğlu, bu sabah, Dikmen'de aracı ile
seyir halinde iken Ankara Emniyet Müdür-
lüğü'ne bağh ekiplerce gözalnna alındı. Asa-
yiş Şube Müdürlüğü Infaz Büro Amirliği'ne
getırilen Tekelioğlu, ışlemlerin tamamlan-
masırun ardından Ankara Kapalı Ceza ve Tu-
tukevi'ne kondu. TBMM Genel Kurulu'nda,
31 Ocak 2001 tarihindeki içtüzük değişik-
liği görüşmeleri sırasında çıkan kavganın
ardından, DYP Şanlıurfa Milletvekili Fev-
zi Şıhanlıoğlu yaşamını yitirmişti. Olayla il-
gili olarak açdan davada, Ankara 9. Ağîr Ce-
za Mahkemesi, MHP Içel Milletvekili Ca-
hit Tekelioğlu'nu TCK'nın 452, 51 ve 59.
maddeleri uyannca 2 yıl 9 ay 10 gün ağır
hapis cezasına çarptınrken MHP Osmani-
ye Milletvekili Mehmet Kundakçı. delil ye-
tersizliğinden beraat etmişti.
yürürlüğe girmeden, 1999 yılında 4444
sayıh yasayla uygulama 2002 yılının
sonuna kadar ertelenmiş ve eski düzen-
lemelerin benzeri kurallar yürürlüğe
konulmuştur. Ertelemenin nedenJeri
yasamn genel gerekçesinde şöyle açık-
lanmıştır: "22 Temmuz 1998 tarihB ve
4369 sayılı yasa ile vergi sisteminde re-
form niteiiğinde köklü değişikliklerya-
pılmışûr. Bu degişikliklerin yapılma-
sında şu temel Ukelerden hareket edfl-
rrüştir: Vergi tabanının genişletilmesi.
kayıt dışı ekononıinin kayda ahnması,
vergi sisteminin daha basit ve açık ha-
legetirflmesi,vergi adaletinin sağlanma-
sı, ekonomiye uyum." 4369 sayıh ya-
samn bu temel ilkeleri bugün de vaz-
geçilmez ilkelerdir.
Gideriere kaühm dengeiiolmalı: Ver-
gi ödevinde tüm kamu gi-
derlerine karşı genel bir ka-
tıhna payının yüklenilme-
si, söz konusu payın eşit ve
dengeii olarak dağıhmım
zorunlu kılmaktadır.
Kavıtdışıhğayol açan ka-
yıt dışılığı önleyemeyen,
tersine buna yol açan bir
sistemin yeniden yürürlüğe
konulmasının en azından
kayıt dışılığı özendirmek
anlamına geldiği açıktır.
Sosyal hukuk devleti il-
kesiyle bağdaşmaz: Ancak
tartışılmaması gereken hu-
sus, gelir vergisi sistemin-
de eskiye dönüşün sosyal
hukuk devleti anlayışıyla
bağdaşmadığı gerçeğidir.
Vergi mükelleflerinin yak-
laşık yansının kayıt dışı kal-
masınm bir başka sonucu,
devletin dolaylı vergilere
yönelmesidir. Dolaylı ver-
gilerin dargelirli yurttaşla-
ra olan olumsuz etkisi bili-
nen bir gerçektir.
Kara parayla savaş güç-
leşir: Gelir Vergisi Yasa-
sı'nda eski düzenlemele-
re, bu kez oto-kontrol ve
güvenlik düzenekleri de ol-
maksızın geri dönülmesi,
esasen eski düzenlemele-
rin sonucu olan kayıt dışı-
lığı daha da özendireceğin-
den, gerçek kişilerin gelir-
lerinin büyük bölümü ver-
gilendirilmemiş kazanç
olarak kalacaktır. Bu du-
rumun "kara para" ile sa-
vaşımda olumsuz etki ya-
ratacağı açıktır.
HUKUKUN EGEMENLİĞÎ DERNEĞtNDEN AKP'YE:
Haklı ve içten değîller
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı Erdem Akyüz, AKP
hükümetinın Yüksek Askeri Şura
(YAŞ) kararlannın
yargı denetimine
açılmasına ilişkin
eleştirilerinin haklı ve
içten olmadığını
vurguladı.
Hukukun Egemenliği
Derneği Genel Başkanı
Erdem Akyüz, dün
yaptığı açıklamada,
AKP hükümetinın YAŞ
kararlanna ilişkin
açıklamalannı eleştirdi.
Akyüz, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek
Kurulu (HSYK)
kararlannın da yargı
denetimi dışında
olduğunu belırterek "Adil
yargılanma hakkuıı savunduğunu
ileri süren iktidann Adalet Bakanı
• Hukukun
Egemenliği
Derneği, YAŞ
kararlannın yargı
denetimine
açılması yönünde
açıklamalarda
bulunan AKP
hükümetine HSYK
kararlannın da
yargı denetimi
dışında olduğunu
hatırlattı.
ile Müsteşan da bu kurulun
üyesidir. Bu kişiler kendi
bulunduklan kurula tanınan
ayncalık karşısında ses çıkarnıadan
yetkûerini kullanırken,
bir diğer kurulda
muhalefet şerhi
vermeleri ve adalet
adına uğraş verir gibi
görünmeleri içten ve
samimi olarak kabul
edilemez" dedi. Adil
yargılanma konusunda
milletvekilinden
bürokrarına kadar
uzanan birçok engel
varken. ülkenin
savunması ile ilgili üst
kurul kararlannın
eleştiri konusu
yapılmasının da kabul
edılemeyeceğini
belirten Akyüz. "Dış banşın
tehlikede olduğu günlerde gündeme
getirilmesi uygun da değUdir" dedi.
AKP HÜKÜMETtNDEN 3 VALt ÎÇtN KARAR
Adayhğm soııu merkez
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümeti 3 Kasım seçimlerinde
CHP'den aday adayı olan Giresun
Valisi Aü Haydar Oner, MHP'den
aday olan Kınkkale
Valisi Behiç Çelik ve
ANAP'tan aday olan
Düzce Valisi Fîkret
Güven'i merkeze çekti.
Hükümetin valiler
kararnamesine ilişkin
çahşması sürerken 3 vali
merkeze alındı.
Valililerin merkeze
çekilmesine ilişkin
Bakanlar Kurulu karan
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafindan
onaylanarak dün Resmi
Gazete'de yayınlandı.
Atatürkçü kımliğiyle
tanınan Giresun Valisi
Ali Haydar Öner, 3 Kasım
seçimlerinde CHP'den aday adayı
olmuş ancak sıralamaya girememişti.
• Merkeze alınan
valiler arasında
kamuoyunda
Atatürkçü
kimliğiyle tanınan
ve 3 Kasım
seçimleri öncesinde
CHP'den milletvekili
adayı olan, ancak
sıralamaya
giremeyen Giresun
Valisi Ali Haydar
Öner de bulunuyor.
Öner'e 2001 yılında ADD tarafindan
"Yılın Atatürkçüsü" ödülü venlmışti.
Vali Ali Haydar Öner, Giresun
Kalesi'ndeki Topal Osman Ağa anıt
mezannda bulunan
Osmanlıca yazılann
silinmesi olayının
ardından şeriatçı basın
tarafindan yoğun
eleştiriye rurulmuştu.
3 Kasım seçimlerinde
ANAP'tan aday olan
Düzce Valisi Fikret
Güven de merkeze
alınan valiler arasında
bulunuyor. Seçimlerde
MHP'den Mersin
milletvekili adayı olan
Behiç Çelik de merkeze
alındı. Içişleri Bakanhğı
yetkilileri, kararla ilgili
olarak "Bugüne kadar
hiçbir dönemde bir siyasi partiden
aday olan valiler eski görevlerinde
kalmadılar" açıklamasını yaptılar.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected]
Yapılan biraraştırmayagöre, dünya-
nın en mutsuz milletlerinden birisi Türk-
ler. Geleceğe ilişkin iyimser umutları
taşımak açısından da durumumuzun
pek pariak olduğu söylenemez. Bu ka-
dar umutsuz olan bir millet, tabii ki tep-
kilerini en net şekilde seçimlerde gös-
teriyor. Onlara bu kötü hayatı yaşartı-
ğını düşündüğü iktidar partilerini birer
birer tasfiye ediyor.
Düşünebiliyor musunuz, son iki se-
çimde bir önceki seçimde oy verdiği par-
tilerin hiçbirine oy vermeyerek onlan
mahkûm etti. Dünün pariak ve başan-
lı partileri DSP ve MHP, bugün parla-
mentoda yok. İki önceki seçimin ikti-
dar ortaklan Tansu Çiller ve Necmet-
tin Erbakan artık siyaset dışında kal-
dılar.
Halk durumdan memnun değil. Bu
nedenle kendi fikri sorulursa tepkisini
sandıkta dile getiriyor. Halka söyleye-
cek fazla bir şey yok. Seçim sonuçla-
n ortaya çıkınca halkın neden böyle oy
Yeni Yılda Karşımıza Çıkacaklar
kullandığı üzerine çeşitli yorumlar ya-
pılıyor. Bu yorumlardan birisi de halkın
yüzde 60'ına yakınının en fazla ilkokul
mezunu ya da okuma yazmayı çat pat
bilen ya da bilmeyenlerden oluştuğu
şeklinde. Böyle bir halkın kullandığı
oyun da böyle olacağı söylenmek is-
teniyor.
Bir bakıma doğru olan bu saptama,
bazı yönlerden de yanlış. Şu son se-
çimleri düşünelim, bu halk kime oy ver-
seydi? Çok iyi seçenekler vardı da halk
mı anlamadı? Evet bu halkın eğitim dü-
zeyi düşük. Muhafazakâr partileri ço-
ğunlukla tercih ediyor. Ancak yine de
kendi ölçüleri içinde bir sağduyuya sa-
hip. En azından kimi cezalandırması
gerektiğini biliyor.
• • •
Gelelim şu andaki manzaramıza.
Kıbrıs sorunu Denktaş'ın çözümsüz-
lüğüyle bugünlere kadar geldi. Türki-
ye Cumhuriyeti'ne egemen olan güç-
ler de kayıtsız şartsız Denktaş'ı destek-
lediler. Iktidanyla muhalefetiyle böyle bir
tercihte bulundular. Kıbrıs Türkleri ise
uzun zamandan beri Denktaş'ın çö-
zümsüzlük siyasetini doğru bulmuyor-
du. Aslında KıbnsTürklerinin geçmişta-
rihine doğru bir yolculuk yaparsanız,
Denktaş muhaliflerinin nasıl tasfiye edil-
diklerinin acı öykülerini de bulabilirsi-
niz.
Bu ülkeyi bu kadar kötü yönetenle-
rin Kıbrıs'ta doğru bir iş yaptığına na-
sıl inanabilirsiniz? "Millidevletsiyaset-
teri" adı verilen veyıllardır değiştirilme-
si gereken bir dizi konu önümüzde du-
ruyor. Bu değiştirilemez konulann her
şeferinde de birnedene dayandırılıyor.
Örneğin Milli Güvenlik Kurulu'nun ya-
pısı; böyle bir yapının demokratik bir ül-
kede olmaması gerekir. Fakat, "Türki-
ye'nin özel koşullan" öne sürülerek bu
konu gündem dışına çıkarılıyor. YÖK
de aynı şekilde; "şeriat tehlikesi" ge-
rekçesiyle Kemal Gürüz, modern üni-
versite anlayışının temsilcisi olarak ba-
zı çevrelerde kabul görüyor. Peki "şe-
riat tehlikesi" yokken bu YÖK yine var-
dı. Hatta bu "tehlikeyi" kışkırtan ku-
rumlardan birisi, belki de YOK'tü diye-
biliriz.
Aynı şey RTÜK için de geçerli. Bir
yasaklama kurumu olarak RTÜK de
"bizi birilerinden kurtarma misyonu" ta-
şıyanlardan. Habire kurtarılıyoruz. Kur-
tarılmaktan dibe vurduk. Şimdi birile-
rine sormak istiyorum, bu sistemden bu
kadar neden memnunsunuz? Çok de-
mokratik ve özgüriükçü olduğu için mi?
Adam başına milli gelirimiz yükselip
dünya standartlarına ulaştığı için mi?
Işsizlik ortadan kalktığı için mi? Yoksul-
larla zenginler arasındaki açı azaldığı için
mi?
•••
Belli ki, bunların hiçbirisi doğru de-
ğil. Bu ülke kötü durumda. Ekonomik
olarak, siyasi olarak, sosyal olarak ba-
tıyoruz. 0 kadar fazla borç batağı için-
deyiz ki, ABD'ye hayır diyecek gücü bi-
le kendimizde bulamıyoruz.
0 zaman bu sistemin neyini savu-
nuyoruz? Neden sürekii bir koruma ve
kollama duygusu içindeyiz? Bu sis-
temden halkın ne çıkan var?
Yeni bir yıla giriyoruz. Halk artık bek-
lenti içinde bile değil. Işte en tehlikeli-
si bu. Önümüzdeki sorunların hepsi,
bütün haşmetiyle duruyor. Bunlann çö-
zülmesini istemeyenler ise olağanüs-
tü bir gayret gösteriyor. Fakat, çözüm-
süzlüğün temsilcileri, statükocuların işi
de giderek zoriaşıyor.
Hepinize, umutlaria dolu, çözüm-
lerle dolu yeni bir yıl diliyorum.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Yanım Kalmış İşler Yılı
2002, hem 2001'den devraldığı küresel sorun-
lan yalnızca çözmekte başarısız kaldı. hem de bun-
lara yenilerini ekledi. 2003'e çok yüklü ve bir o ka-
dar da tehlikeli bir gündemle giriyoruz.
Ekonomik
2002, önceki yıldan devraldığı küresel resesyo-
nu aşamadı. Hem resesyon tamamlanamadığı için
ekonomik 'toparlanma' çok cansız ve kararsızdı,
hem de 2002'de ekonomik durgunluğa bir de def-
lasyon (fiyatlarda talep yetersizliğinden düşüş eği-
limi) eklendi. Veriler, dünya ekonomisinin 2002'de
bir kronik yavaş büyüme dönemine girdiğini gös-
teriyordu:
(i) Dünya ekonomisi toplam tüketim eğilimi, faz-
la sermayenin yatırılabilirliği açısından ABD'ye ba-
ğımlılığından 2002 yılında da kurtulamadı. (ii)
1990'larda ABD ekonomisinden başlayıp dünya eko-
nomisinde yaygınlaşan, sonra da teker teker pat-
lamaya başlayan spekülatif köpükler, arkalarında
büyük bir kapasite ve nakit sermaye fazlası bırak-
tılar. 2002 bunlan temizleyemediği için yeni ve güç-
lü bir ekonomik toparlanma henüz gündemde de-
ğil. Üstelik 2003'e, patladığı takdirde çok daha
geniş çaplı zarar verecek, gayrimenkul ve kredi kö-
pükleriyle giriyoruz. (iii) Ekonomik toparianmayı za-
yıflatan etkenlerden biri de petrol fiyatlarıydı. 2002,
2001 'den devraldığı yüksek petrol fiyatını korudu,
yıl kapanırken yeni bir fiyat artışı dalgasına şahit
oldu. Yılın son günü petrolün varil fiyatı, 2000'den
bu yana ilk kez, 33 doları geçti. (iv) Bir önceki yıl
Arjantin ve Türkiye krizleri, "çevre ülkelehnin" mer-
kez ülkelere bağlanma modeli olarak dayatılan
IMF politikalarının artık işlemediğini, hatta terstep-
tiğini göstermişti. 2002, yeni bir model getirmedi-
ği gibi, IMF'nin dogmatik dayatmalan sorunları
ağırlaştırarak, yeni kriz olasılıklarıyla birlikte özel-
likle Latin Amerika'da (Türkiye'de de) 2003'e dev-
retti. (v) 2002'ye uluslararası sermaye hareketle-
rinde bir yavaşlamaya girmiştik. 2002'de biraz
abartarak, adeta yaprak kımıldamadı diyebiliriz.
Hatta uluslararası doğrudan yatınmlarda net bir ge-
rileme görüldü. Ancak 50 milyar dolar yabancı ya-
tırımla, Çin'in bir istisna olması aynca ilginç bir ge-
lişmeydi. (vi) Serbest piyasa modelinin, sermaye-
nin kendi kendini denetleyebileceğine ilişkin en
önemli varsayımı 2002 yılında ABD'de patlak ve-
ren Enron, VVorldCom, United Airlines and Glo-
bal Crossing gibi şirketlerin krizleriyle bir kez da-
ha iflas etti. 20 yıl sonra ilk kez "düzenleme gere-
ğinden" söz edilmeye başlandı.
özetle 1980'den bu yana egemenliğini sürdü-
ren ABD merkezli uluslararası ekonomik "düzen",
2002'de artık yerini hemen her alanda düzensizli-
ğe bıraktı. "Küreselleşme" olarak bilinen mali ser-
maye genişlemesi dönemi 2002 yılında sona erdi.
Bu, kapitalızmin yapısal krizine cevap olarak üre-
tilen, bir süre için, en azından merkez ülkeler açı-
sından işler gibi görünen modelin iflas etmesiydi.
Mc Donalds'ın kurulduğundan bu yana küresel sa-
tışlarının ilk kez 2002 yılında gerilemesi, bu gerçe-
ğin anlamlı bir göstergesiydi. Böylece ABD kapi-
talizminin parlaklığını yitiren yıldızları listesine Co-
ca Cola, Disney, Gap ve Nike'den sonra Mc Do-
nald's da eklendi.
Siyasi
ABD kapitalızminin yıldızları solgunlaşırken, Pen-
tagon analistlerinden Franklin Spinney'in vurgu-
ladığı gibi, 11 Eylül'den sonra anıden yükselen
ABD sempatisi de kısa sürede sönerek, yerini kü-
resel düzeyde bir ABD düşmanlığına bırakmaya baş-
lamıştı. Nisandan bu yana birçok kamuoyu yokla-
ması, dünya halklarının ABD'nin politikalarını an-
layamadığını, askeri girişimlerinden korktuğunu
gösteriyordu. Tüm dünyada 38.000 örnek üzerin-
den yapılan tarihin en geniş kamuoyu yoklaması
(Pew Global Attitudes Project) "korkutucu bir ABD
düşmanlığının virüs gibi yayılmakta olduğunu " or-
taya koydu. Bu alanda da sembolik gelişme ya-
şandı: Kuzey Kore'nin nükleer alanda ABD'ye ka-
fa tutmaya başladığı bir anda, Güney Kore'de
ulusalcı - sosyal demokrat ve Kuzey'le yakınlaş-
ma politikasını sürdünmekten yana Roh Moo, ABD
karşıtı oylarla devlet başkanı seçildi. Uluslarara-
sı Stratejik Çalışmalar Enstitüsünun yayımla-
dığı VVashington Ouarterly nın Kış 2002-03 sa-
yısında, bir araştırma, ABD düşmanlığının artık Gü-
ney Kore toplumunun tüm tabakalarında kemik-
leştiğini saptıyordu.
ABD, 2002 Eylülü'ndeyeni bir dış politikayla, "ön-
leyici vuruş prensibini" benimsedi, Irak'ın işgal
edilmesiyle başlayacak ve tüm bölgeyi yeniden
düzenlemeyi amaçlayan birsürecin tettğini çekti.
Bu yüzden, 2003 yılı boyunca ABD askeri operas-
yonlarını arttırırken, küresel düzeyde ABD karşıtı
duygulann keskinleşmeye devam etmesi beklene-
bilir. Büyük bir olasılıkla 2003 yılı biterken, ABD li-
derliğini, Joseph Nye'nin terimlerini ödünç alırsak,
"yumuşak gücünü" yitirdiğinden, artık tümüyle
"sertgüce", şiddet araçları üzerindeki tekeline da-
yanarak dayatmaya başlamış olacak.
Belki de gelecekte tarihçiler, 2003'ü, ABD'nin ola-
ğan bir hegemonyacı ulus-devlet olmaktan çıkıp
(ama Hart ve Negri'nin öngörülerınin aksine) kü-
resel "kapitalizmin devleti" düzeyine yükselme sü-
recinin tamamlandığı yıl olarak görecekler. Ama
2003, küresel kapitalizmin temellerinin sarsıldığı,
"/cürese//eşme"sürecininbittiği, uluslararası çeliş-
kilerin,ulus devlet inisiyatiflerinde 2001 ve2O02'de
başlayan canlanmanın güçlendiği bir yıl da olacak.
Birbiriyle çelişen bu iki eğilim ise hayra alamet de-
ğil, kötü günlerin habercisi. Özellikle Türkiye bü-
yük bir savaşa taraf olmaya hazırlanırken...
HADEP il yöneticileri
Kayıp protestosuna
15'eray hapis cezası
ALİBtLGtLt
SÖRT - HADEP Si-
lopi llçe Başkanı Serdar
Tanış ve sekreter Ebube-
kir Deniz'in 25 Ocak
2001 'de gözaltında kay-
bolmasını protesto eden
ve aralannda Siirt II Ör-
gütü yöneticilerinin de
aralannda bulunduğu 40
kişiden 10'nuna "hrin-
sizgösteri yapüklan''ge-
rekçesiyle reryd3'eray
hapis cezası \erild.
Siirt Asliye Ceza vlah-
kemesi'ndeki durLçma-
da HADEP II Ba;kanı
Ahmet Konuk, ve parti
yöneticileri Abdırah-
man Taşçı, Abdılları
Gök, Aysel Adar, ledri
Polat, Emin Baru; M.
Enün Kaneş, Murnettin
Timurlenk, Süleynan
Yaş, Ahmet Destar 1 er
yıl 3"er ay hapis «eza-
sına çarptınldı.