04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2003 ÇARŞAMBA HABERLER Cumhurbaşkanı, Erdoğan'a Meclis yolunu açan anayasa değişikliği konusunda halkoylamasına gitmedi Sezer'denbironay,birvetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AKP lideri Recep Tayyip Erdogan'ın siyasi yasağını kâldıran anayasa deği- şikliğini, TBMM'de ikinci kez aynen kabul edilmesi nedeniyle zorunlu ola- rak onayladı. Ancak Sezer, vergi dü- zenlemelerine ilişkin yasayı kısmen onaylarken "rnari mflat" ve "Nereden buldun?" uygulamalannı kaldıran 9 maddesini "kayıtdışılığıözendireceği'' ve "kara parayia savaşunı olumsuz et- kfleyeceğr gerekçesiyle TBMM'ye ia- deetti. Cumhurbaşkanı Sezer, "kişiye öz- gû" bularak TBMM'ye iade etmesine karşın, TBMM'de aynen kabul edile- rek tekrar onayına sunulan anayasa de- ğişikliği paketini zorunlu olarak imza- Hükümet kararı lOyasa tasarısı yenüendi ANKARA (AA)- Hükümet, aralannda Hayvanların Korunması Kanunu Tasansı'nın da bulunduğu 10 tasanyı yeniledi. 21. Dönem'de görüşülen ancak seçim nedeniyle kadük kalan tasanlardan, hükümet tarafindan yenilenmesine karar verilen düzenlemeler şunlar: - Çevre Kanunu'nda Değişiklik Yapıimasma Dair Kanun İasansL, - Hayvanları Koruma Kanunu Tasansı, - Sahil Güvenlik Komutanhğı Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Iç Hizmet Kanunu ile Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı, - Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı, - Diyanet tşleri Başkanhğı Kuruluş ve Görevleri Hakkuda Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasansı, - Aile Araştırma Kurumu Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasansı, - Kadımn Starüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasansı, - Diyanet tşleri Başkanhğı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı, - Doğrudan Yabancı Yaonmlar Kanunu Tasansı, - Turizm Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Bir Maddesinde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasansı. Hükümet daha önce de 32 tasannın yenilenmesini kararlaştırmıştı. • Cumhurbaşkanı Sezer, AKP lideri Erdoğan'ın siyasi yasağını kaldıran anayasa değişikliğini onaylarken, mali miladı kaldıran yasa tasansının 9 maddesini "kayıt dışılığı özendireceği" gerekçesiyle bir kez daha görüşülmek üzere Meclis'e iade etti. ladı. Sezer'in, AKP lideri Erdoğan'a milletvekili olma yolunu açan anaya- sa değişikliği hakkında halkoylaması- na gitmemesi dikkat çekerken Cumhur- başkanı'nın bu düzenlemeyi usul yö- nünden Anayasa Mahkemesi'ne gö- türüp götürmeyeceği merak konusu oldu. Sezer'in anayasa değişikliğini imzalamasıyla Erdoğan'ın Siirt'ten milletvekili adaylığı yolu da açılmış oldu. Sezer, bazı vergi yasalannda de- ğişiklikyapanve "mali mflat" ile "Ne- reden buldun" uygulamalanm kaldı- ran yasa tasansıru ise kısmen onayla- dı. Düzenlemenin çerçeve 1 -9. madde- lerini bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderen Sezer, 12 sayfalık iade gerekçesinde şu unsurla- ra dikkat çekti: Sistemin başansı mükellefın izlen- mesine bağh: Gelir vergisinde önceki sisteme dönüldüğü görülmektedir. Ge- lir vergisi sisteminin başanlı olabil- mesi için, sağlıklı bir belge ve kayıt dü- zeninin yerleşmiş olması, yönetsel ve yargısal yeterli ve etkili bir vergi de- netiminin bulunması gerekmektedir. Çünkü, sistemin başansı. her mükel- lefın tüm faaliyetlerinin izlenmesine bağlıdır. TemdflkelerdenvazgeçUemez: Bir yandan kayıt dışı değerlere yasallık kazandınlırken, diğer yandan bunlara ilişkin geçmişe dönük inceleme ve ver- gilendirme yapılmayacağının güven- cesi verilmiştir. Üstelik, ilgili kuruluş- lann, mükelleflerin bu konudaki is- temlerini yerine getirmeye zorunlu ol- duklan belirtilmiştir. Bu geçici mad- de ile öngörülen 30.09.1998 günü ka- muoyunda "mali mflat" olarak anıl- mıştır. Ancak bu yeni düzenlemeler TBMM Genel Kurulu'nda,31 Ocak2001 tarihindeki İçtüzük değişikliği görüşmeleri sırasında çıkan kavganın ardından, DYP Şanlıurfa Mfllerveküi Fevzi Şıhanlıoğlu yaşanunı vitirmişti. Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle ilgili davada 2 yıl 9 ay hapis cezası almıştı Tekelioğlu cezaevine konduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski DYP Şanlıurfa Milletvekili FevziŞıhanhoğ- lu'nun ölümüyle ilgili davada, 2 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezasına mahkûm olan eski MHP Içel Milletvekili Cahit Tekelioğlu, ce- zaevine konuldu. Tekelioğlu, bu sabah, Dikmen'de aracı ile seyir halinde iken Ankara Emniyet Müdür- lüğü'ne bağh ekiplerce gözalnna alındı. Asa- yiş Şube Müdürlüğü Infaz Büro Amirliği'ne getırilen Tekelioğlu, ışlemlerin tamamlan- masırun ardından Ankara Kapalı Ceza ve Tu- tukevi'ne kondu. TBMM Genel Kurulu'nda, 31 Ocak 2001 tarihindeki içtüzük değişik- liği görüşmeleri sırasında çıkan kavganın ardından, DYP Şanlıurfa Milletvekili Fev- zi Şıhanlıoğlu yaşamını yitirmişti. Olayla il- gili olarak açdan davada, Ankara 9. Ağîr Ce- za Mahkemesi, MHP Içel Milletvekili Ca- hit Tekelioğlu'nu TCK'nın 452, 51 ve 59. maddeleri uyannca 2 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezasına çarptınrken MHP Osmani- ye Milletvekili Mehmet Kundakçı. delil ye- tersizliğinden beraat etmişti. yürürlüğe girmeden, 1999 yılında 4444 sayıh yasayla uygulama 2002 yılının sonuna kadar ertelenmiş ve eski düzen- lemelerin benzeri kurallar yürürlüğe konulmuştur. Ertelemenin nedenJeri yasamn genel gerekçesinde şöyle açık- lanmıştır: "22 Temmuz 1998 tarihB ve 4369 sayılı yasa ile vergi sisteminde re- form niteiiğinde köklü değişikliklerya- pılmışûr. Bu degişikliklerin yapılma- sında şu temel Ukelerden hareket edfl- rrüştir: Vergi tabanının genişletilmesi. kayıt dışı ekononıinin kayda ahnması, vergi sisteminin daha basit ve açık ha- legetirflmesi,vergi adaletinin sağlanma- sı, ekonomiye uyum." 4369 sayıh ya- samn bu temel ilkeleri bugün de vaz- geçilmez ilkelerdir. Gideriere kaühm dengeiiolmalı: Ver- gi ödevinde tüm kamu gi- derlerine karşı genel bir ka- tıhna payının yüklenilme- si, söz konusu payın eşit ve dengeii olarak dağıhmım zorunlu kılmaktadır. Kavıtdışıhğayol açan ka- yıt dışılığı önleyemeyen, tersine buna yol açan bir sistemin yeniden yürürlüğe konulmasının en azından kayıt dışılığı özendirmek anlamına geldiği açıktır. Sosyal hukuk devleti il- kesiyle bağdaşmaz: Ancak tartışılmaması gereken hu- sus, gelir vergisi sistemin- de eskiye dönüşün sosyal hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmadığı gerçeğidir. Vergi mükelleflerinin yak- laşık yansının kayıt dışı kal- masınm bir başka sonucu, devletin dolaylı vergilere yönelmesidir. Dolaylı ver- gilerin dargelirli yurttaşla- ra olan olumsuz etkisi bili- nen bir gerçektir. Kara parayla savaş güç- leşir: Gelir Vergisi Yasa- sı'nda eski düzenlemele- re, bu kez oto-kontrol ve güvenlik düzenekleri de ol- maksızın geri dönülmesi, esasen eski düzenlemele- rin sonucu olan kayıt dışı- lığı daha da özendireceğin- den, gerçek kişilerin gelir- lerinin büyük bölümü ver- gilendirilmemiş kazanç olarak kalacaktır. Bu du- rumun "kara para" ile sa- vaşımda olumsuz etki ya- ratacağı açıktır. HUKUKUN EGEMENLİĞÎ DERNEĞtNDEN AKP'YE: Haklı ve içten değîller ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz, AKP hükümetinın Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlannın yargı denetimine açılmasına ilişkin eleştirilerinin haklı ve içten olmadığını vurguladı. Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Erdem Akyüz, dün yaptığı açıklamada, AKP hükümetinın YAŞ kararlanna ilişkin açıklamalannı eleştirdi. Akyüz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararlannın da yargı denetimi dışında olduğunu belırterek "Adil yargılanma hakkuıı savunduğunu ileri süren iktidann Adalet Bakanı • Hukukun Egemenliği Derneği, YAŞ kararlannın yargı denetimine açılması yönünde açıklamalarda bulunan AKP hükümetine HSYK kararlannın da yargı denetimi dışında olduğunu hatırlattı. ile Müsteşan da bu kurulun üyesidir. Bu kişiler kendi bulunduklan kurula tanınan ayncalık karşısında ses çıkarnıadan yetkûerini kullanırken, bir diğer kurulda muhalefet şerhi vermeleri ve adalet adına uğraş verir gibi görünmeleri içten ve samimi olarak kabul edilemez" dedi. Adil yargılanma konusunda milletvekilinden bürokrarına kadar uzanan birçok engel varken. ülkenin savunması ile ilgili üst kurul kararlannın eleştiri konusu yapılmasının da kabul edılemeyeceğini belirten Akyüz. "Dış banşın tehlikede olduğu günlerde gündeme getirilmesi uygun da değUdir" dedi. AKP HÜKÜMETtNDEN 3 VALt ÎÇtN KARAR Adayhğm soııu merkez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti 3 Kasım seçimlerinde CHP'den aday adayı olan Giresun Valisi Aü Haydar Oner, MHP'den aday olan Kınkkale Valisi Behiç Çelik ve ANAP'tan aday olan Düzce Valisi Fîkret Güven'i merkeze çekti. Hükümetin valiler kararnamesine ilişkin çahşması sürerken 3 vali merkeze alındı. Valililerin merkeze çekilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu karan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafindan onaylanarak dün Resmi Gazete'de yayınlandı. Atatürkçü kımliğiyle tanınan Giresun Valisi Ali Haydar Öner, 3 Kasım seçimlerinde CHP'den aday adayı olmuş ancak sıralamaya girememişti. • Merkeze alınan valiler arasında kamuoyunda Atatürkçü kimliğiyle tanınan ve 3 Kasım seçimleri öncesinde CHP'den milletvekili adayı olan, ancak sıralamaya giremeyen Giresun Valisi Ali Haydar Öner de bulunuyor. Öner'e 2001 yılında ADD tarafindan "Yılın Atatürkçüsü" ödülü venlmışti. Vali Ali Haydar Öner, Giresun Kalesi'ndeki Topal Osman Ağa anıt mezannda bulunan Osmanlıca yazılann silinmesi olayının ardından şeriatçı basın tarafindan yoğun eleştiriye rurulmuştu. 3 Kasım seçimlerinde ANAP'tan aday olan Düzce Valisi Fikret Güven de merkeze alınan valiler arasında bulunuyor. Seçimlerde MHP'den Mersin milletvekili adayı olan Behiç Çelik de merkeze alındı. Içişleri Bakanhğı yetkilileri, kararla ilgili olarak "Bugüne kadar hiçbir dönemde bir siyasi partiden aday olan valiler eski görevlerinde kalmadılar" açıklamasını yaptılar. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] [email protected] Yapılan biraraştırmayagöre, dünya- nın en mutsuz milletlerinden birisi Türk- ler. Geleceğe ilişkin iyimser umutları taşımak açısından da durumumuzun pek pariak olduğu söylenemez. Bu ka- dar umutsuz olan bir millet, tabii ki tep- kilerini en net şekilde seçimlerde gös- teriyor. Onlara bu kötü hayatı yaşartı- ğını düşündüğü iktidar partilerini birer birer tasfiye ediyor. Düşünebiliyor musunuz, son iki se- çimde bir önceki seçimde oy verdiği par- tilerin hiçbirine oy vermeyerek onlan mahkûm etti. Dünün pariak ve başan- lı partileri DSP ve MHP, bugün parla- mentoda yok. İki önceki seçimin ikti- dar ortaklan Tansu Çiller ve Necmet- tin Erbakan artık siyaset dışında kal- dılar. Halk durumdan memnun değil. Bu nedenle kendi fikri sorulursa tepkisini sandıkta dile getiriyor. Halka söyleye- cek fazla bir şey yok. Seçim sonuçla- n ortaya çıkınca halkın neden böyle oy Yeni Yılda Karşımıza Çıkacaklar kullandığı üzerine çeşitli yorumlar ya- pılıyor. Bu yorumlardan birisi de halkın yüzde 60'ına yakınının en fazla ilkokul mezunu ya da okuma yazmayı çat pat bilen ya da bilmeyenlerden oluştuğu şeklinde. Böyle bir halkın kullandığı oyun da böyle olacağı söylenmek is- teniyor. Bir bakıma doğru olan bu saptama, bazı yönlerden de yanlış. Şu son se- çimleri düşünelim, bu halk kime oy ver- seydi? Çok iyi seçenekler vardı da halk mı anlamadı? Evet bu halkın eğitim dü- zeyi düşük. Muhafazakâr partileri ço- ğunlukla tercih ediyor. Ancak yine de kendi ölçüleri içinde bir sağduyuya sa- hip. En azından kimi cezalandırması gerektiğini biliyor. • • • Gelelim şu andaki manzaramıza. Kıbrıs sorunu Denktaş'ın çözümsüz- lüğüyle bugünlere kadar geldi. Türki- ye Cumhuriyeti'ne egemen olan güç- ler de kayıtsız şartsız Denktaş'ı destek- lediler. Iktidanyla muhalefetiyle böyle bir tercihte bulundular. Kıbrıs Türkleri ise uzun zamandan beri Denktaş'ın çö- zümsüzlük siyasetini doğru bulmuyor- du. Aslında KıbnsTürklerinin geçmişta- rihine doğru bir yolculuk yaparsanız, Denktaş muhaliflerinin nasıl tasfiye edil- diklerinin acı öykülerini de bulabilirsi- niz. Bu ülkeyi bu kadar kötü yönetenle- rin Kıbrıs'ta doğru bir iş yaptığına na- sıl inanabilirsiniz? "Millidevletsiyaset- teri" adı verilen veyıllardır değiştirilme- si gereken bir dizi konu önümüzde du- ruyor. Bu değiştirilemez konulann her şeferinde de birnedene dayandırılıyor. Örneğin Milli Güvenlik Kurulu'nun ya- pısı; böyle bir yapının demokratik bir ül- kede olmaması gerekir. Fakat, "Türki- ye'nin özel koşullan" öne sürülerek bu konu gündem dışına çıkarılıyor. YÖK de aynı şekilde; "şeriat tehlikesi" ge- rekçesiyle Kemal Gürüz, modern üni- versite anlayışının temsilcisi olarak ba- zı çevrelerde kabul görüyor. Peki "şe- riat tehlikesi" yokken bu YÖK yine var- dı. Hatta bu "tehlikeyi" kışkırtan ku- rumlardan birisi, belki de YOK'tü diye- biliriz. Aynı şey RTÜK için de geçerli. Bir yasaklama kurumu olarak RTÜK de "bizi birilerinden kurtarma misyonu" ta- şıyanlardan. Habire kurtarılıyoruz. Kur- tarılmaktan dibe vurduk. Şimdi birile- rine sormak istiyorum, bu sistemden bu kadar neden memnunsunuz? Çok de- mokratik ve özgüriükçü olduğu için mi? Adam başına milli gelirimiz yükselip dünya standartlarına ulaştığı için mi? Işsizlik ortadan kalktığı için mi? Yoksul- larla zenginler arasındaki açı azaldığı için mi? ••• Belli ki, bunların hiçbirisi doğru de- ğil. Bu ülke kötü durumda. Ekonomik olarak, siyasi olarak, sosyal olarak ba- tıyoruz. 0 kadar fazla borç batağı için- deyiz ki, ABD'ye hayır diyecek gücü bi- le kendimizde bulamıyoruz. 0 zaman bu sistemin neyini savu- nuyoruz? Neden sürekii bir koruma ve kollama duygusu içindeyiz? Bu sis- temden halkın ne çıkan var? Yeni bir yıla giriyoruz. Halk artık bek- lenti içinde bile değil. Işte en tehlikeli- si bu. Önümüzdeki sorunların hepsi, bütün haşmetiyle duruyor. Bunlann çö- zülmesini istemeyenler ise olağanüs- tü bir gayret gösteriyor. Fakat, çözüm- süzlüğün temsilcileri, statükocuların işi de giderek zoriaşıyor. Hepinize, umutlaria dolu, çözüm- lerle dolu yeni bir yıl diliyorum. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Yanım Kalmış İşler Yılı 2002, hem 2001'den devraldığı küresel sorun- lan yalnızca çözmekte başarısız kaldı. hem de bun- lara yenilerini ekledi. 2003'e çok yüklü ve bir o ka- dar da tehlikeli bir gündemle giriyoruz. Ekonomik 2002, önceki yıldan devraldığı küresel resesyo- nu aşamadı. Hem resesyon tamamlanamadığı için ekonomik 'toparlanma' çok cansız ve kararsızdı, hem de 2002'de ekonomik durgunluğa bir de def- lasyon (fiyatlarda talep yetersizliğinden düşüş eği- limi) eklendi. Veriler, dünya ekonomisinin 2002'de bir kronik yavaş büyüme dönemine girdiğini gös- teriyordu: (i) Dünya ekonomisi toplam tüketim eğilimi, faz- la sermayenin yatırılabilirliği açısından ABD'ye ba- ğımlılığından 2002 yılında da kurtulamadı. (ii) 1990'larda ABD ekonomisinden başlayıp dünya eko- nomisinde yaygınlaşan, sonra da teker teker pat- lamaya başlayan spekülatif köpükler, arkalarında büyük bir kapasite ve nakit sermaye fazlası bırak- tılar. 2002 bunlan temizleyemediği için yeni ve güç- lü bir ekonomik toparlanma henüz gündemde de- ğil. Üstelik 2003'e, patladığı takdirde çok daha geniş çaplı zarar verecek, gayrimenkul ve kredi kö- pükleriyle giriyoruz. (iii) Ekonomik toparianmayı za- yıflatan etkenlerden biri de petrol fiyatlarıydı. 2002, 2001 'den devraldığı yüksek petrol fiyatını korudu, yıl kapanırken yeni bir fiyat artışı dalgasına şahit oldu. Yılın son günü petrolün varil fiyatı, 2000'den bu yana ilk kez, 33 doları geçti. (iv) Bir önceki yıl Arjantin ve Türkiye krizleri, "çevre ülkelehnin" mer- kez ülkelere bağlanma modeli olarak dayatılan IMF politikalarının artık işlemediğini, hatta terstep- tiğini göstermişti. 2002, yeni bir model getirmedi- ği gibi, IMF'nin dogmatik dayatmalan sorunları ağırlaştırarak, yeni kriz olasılıklarıyla birlikte özel- likle Latin Amerika'da (Türkiye'de de) 2003'e dev- retti. (v) 2002'ye uluslararası sermaye hareketle- rinde bir yavaşlamaya girmiştik. 2002'de biraz abartarak, adeta yaprak kımıldamadı diyebiliriz. Hatta uluslararası doğrudan yatınmlarda net bir ge- rileme görüldü. Ancak 50 milyar dolar yabancı ya- tırımla, Çin'in bir istisna olması aynca ilginç bir ge- lişmeydi. (vi) Serbest piyasa modelinin, sermaye- nin kendi kendini denetleyebileceğine ilişkin en önemli varsayımı 2002 yılında ABD'de patlak ve- ren Enron, VVorldCom, United Airlines and Glo- bal Crossing gibi şirketlerin krizleriyle bir kez da- ha iflas etti. 20 yıl sonra ilk kez "düzenleme gere- ğinden" söz edilmeye başlandı. özetle 1980'den bu yana egemenliğini sürdü- ren ABD merkezli uluslararası ekonomik "düzen", 2002'de artık yerini hemen her alanda düzensizli- ğe bıraktı. "Küreselleşme" olarak bilinen mali ser- maye genişlemesi dönemi 2002 yılında sona erdi. Bu, kapitalızmin yapısal krizine cevap olarak üre- tilen, bir süre için, en azından merkez ülkeler açı- sından işler gibi görünen modelin iflas etmesiydi. Mc Donalds'ın kurulduğundan bu yana küresel sa- tışlarının ilk kez 2002 yılında gerilemesi, bu gerçe- ğin anlamlı bir göstergesiydi. Böylece ABD kapi- talizminin parlaklığını yitiren yıldızları listesine Co- ca Cola, Disney, Gap ve Nike'den sonra Mc Do- nald's da eklendi. Siyasi ABD kapitalızminin yıldızları solgunlaşırken, Pen- tagon analistlerinden Franklin Spinney'in vurgu- ladığı gibi, 11 Eylül'den sonra anıden yükselen ABD sempatisi de kısa sürede sönerek, yerini kü- resel düzeyde bir ABD düşmanlığına bırakmaya baş- lamıştı. Nisandan bu yana birçok kamuoyu yokla- ması, dünya halklarının ABD'nin politikalarını an- layamadığını, askeri girişimlerinden korktuğunu gösteriyordu. Tüm dünyada 38.000 örnek üzerin- den yapılan tarihin en geniş kamuoyu yoklaması (Pew Global Attitudes Project) "korkutucu bir ABD düşmanlığının virüs gibi yayılmakta olduğunu " or- taya koydu. Bu alanda da sembolik gelişme ya- şandı: Kuzey Kore'nin nükleer alanda ABD'ye ka- fa tutmaya başladığı bir anda, Güney Kore'de ulusalcı - sosyal demokrat ve Kuzey'le yakınlaş- ma politikasını sürdünmekten yana Roh Moo, ABD karşıtı oylarla devlet başkanı seçildi. Uluslarara- sı Stratejik Çalışmalar Enstitüsünun yayımla- dığı VVashington Ouarterly nın Kış 2002-03 sa- yısında, bir araştırma, ABD düşmanlığının artık Gü- ney Kore toplumunun tüm tabakalarında kemik- leştiğini saptıyordu. ABD, 2002 Eylülü'ndeyeni bir dış politikayla, "ön- leyici vuruş prensibini" benimsedi, Irak'ın işgal edilmesiyle başlayacak ve tüm bölgeyi yeniden düzenlemeyi amaçlayan birsürecin tettğini çekti. Bu yüzden, 2003 yılı boyunca ABD askeri operas- yonlarını arttırırken, küresel düzeyde ABD karşıtı duygulann keskinleşmeye devam etmesi beklene- bilir. Büyük bir olasılıkla 2003 yılı biterken, ABD li- derliğini, Joseph Nye'nin terimlerini ödünç alırsak, "yumuşak gücünü" yitirdiğinden, artık tümüyle "sertgüce", şiddet araçları üzerindeki tekeline da- yanarak dayatmaya başlamış olacak. Belki de gelecekte tarihçiler, 2003'ü, ABD'nin ola- ğan bir hegemonyacı ulus-devlet olmaktan çıkıp (ama Hart ve Negri'nin öngörülerınin aksine) kü- resel "kapitalizmin devleti" düzeyine yükselme sü- recinin tamamlandığı yıl olarak görecekler. Ama 2003, küresel kapitalizmin temellerinin sarsıldığı, "/cürese//eşme"sürecininbittiği, uluslararası çeliş- kilerin,ulus devlet inisiyatiflerinde 2001 ve2O02'de başlayan canlanmanın güçlendiği bir yıl da olacak. Birbiriyle çelişen bu iki eğilim ise hayra alamet de- ğil, kötü günlerin habercisi. Özellikle Türkiye bü- yük bir savaşa taraf olmaya hazırlanırken... HADEP il yöneticileri Kayıp protestosuna 15'eray hapis cezası ALİBtLGtLt SÖRT - HADEP Si- lopi llçe Başkanı Serdar Tanış ve sekreter Ebube- kir Deniz'in 25 Ocak 2001 'de gözaltında kay- bolmasını protesto eden ve aralannda Siirt II Ör- gütü yöneticilerinin de aralannda bulunduğu 40 kişiden 10'nuna "hrin- sizgösteri yapüklan''ge- rekçesiyle reryd3'eray hapis cezası \erild. Siirt Asliye Ceza vlah- kemesi'ndeki durLçma- da HADEP II Ba;kanı Ahmet Konuk, ve parti yöneticileri Abdırah- man Taşçı, Abdılları Gök, Aysel Adar, ledri Polat, Emin Baru; M. Enün Kaneş, Murnettin Timurlenk, Süleynan Yaş, Ahmet Destar 1 er yıl 3"er ay hapis «eza- sına çarptınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle