22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA HABERLER Başbakan Ecevit, Türkiye'nin Avrupa standartlannın önüne geçen düzenlemeler yaptığını belirtti AB içinengelkalmadıtstanbul Haber Servisi - Başbakan Bûknt Ecevit, Türkiye'nin önünde Avrupa ile bütünleşme bakımından hiçbir engel kalmadığını belirterek "Bu dönemdeAvrupa BirtiğTnm (AB) kapdan Türkiye'ye aralık değil tam açtkdacaktn*" dedi. Türkiye'nin, AB üyeliğinin bütün koşullannı yerine getirdiğini belirten Ecevit şöyle de- vam ettı: "Avrupa Birliği standarüa- nnın da ötesine geçen yasal düzenk- meleri büe yaprık. Onun için arük AB'ninkapdan,tam üyetiğimizeaçü- ma aşamasma gebniştir. Bu konuda kiınseain kuşkusu olmasın. Türki- ye'ye AB kapılan arûk arahk değil tam açık olacakür." 11 ülkeden 900 şirketin katılımıy- la, TÜYAP Fuar ve Kongre Merke- zi'nde başlayan Uluslararası Bilgi ve • îstanbul'da düzenlenen Uluslararası Bilgi ve îletişim Teknolojileri Fuan'nın açılışını yapan Ecevit, AB sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin, AB üyeliğinin bütün koşullannı yerine getirdiğini belirten Ecevit, "Türkiye'ye AB kapılan artık aralık değil tam açık olacaktır" dedi. tletişim Teknolojileri Fuan'nın (Ce- üyefiğhnizeaçüınaaşamasmagehniş- duğurahatsızlıktankaynaklanmışola- tir" diye konuştu.bit Eurasia Bilişim 2002) açılışını ya- pan Ecevit, akülü araçla fuar alanın- daki standlan gezerek Türkiye Cum- huriyeti Başbakanlık Standı'nnı açı- lışını gerçekleştirdi. Yetkiülerden bil- gi alan ve DSP standının da açılışını yapan Ecevit, bilime, bilgiye ve ar- ge'ye verilen önem arttıkça, Türki- ye'nin AB üyeliğinin de çabuklaşa- cağını öne sürdü. Ecevit, "Biz artık AB'yetam üyeBğingerektirdiğibütün koşuDan yerine getirdik. Baa konu- larda daha da ilerisine geçilmiştir. Onun için arük AB'nin kapılan, tam 'Kıbns ayn bir konu' AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Günter Verhe- ugen'in, Türkiye'nin üyeliği ile ilgi- li sözlerinin, toplumda sert tepkiyle karşılandığını ve Verheugen'ın daha sonra "yanhşanlaşıkhğııır söylediğı- ni anımsatan Ecevit, Yunanistan'm, patrikhane, ruhban okulu ve Kıbns'la ilgili çıkışının da bu ülkenin Türki- ye'nin AB kapısını bütünüyle açabi- lecek duruma gelmiş olmasından duy- bileceğini anlattı. Kopenhag kriter- lerinin Kıbns konusunu içermediği- ne dikkat çeken Ecevit, "Türkiye AB'den yoksun kalamaz ama Avru- pa da Türkhe'siz olamaz. Kıbns ko- nusu Türkiye, Yunanistan ve tngflte- re dışmdakj ülkeleri Ugilendirmez. Kıbnskonuso,IûbnskTurkierieRum- lar arasmdaki bir sorundur. Kıbns konusunda bize kanşılmasını kabul edemeviz" diye konustu. Beyİikdüzü TÜYAP Fuar Merke- zi'nde açılan Bilişim Fuan içinde ilk kez bir siyasi partinin de standı yer al- dı. DSP Istanbul 11 Başkanlığı tara- findan düzenlenen stand, Başbakan ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ta- rafindan açıldı. Açılış sonrasında standda kısa bir süre dinlenen Başba- kan Ecevit eşi DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafindan rozeti takıldı. Havalimanında partililerin sevgi gösterileri ve büyük bir araç konvo- yu ile karşılanan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit'e, DSP Grup Başkan vekilı Emrehan Haba ile Devlet Ba- kanı Z«ki Sezer ve bazı milletvekil- leri de eşlik etti. Ecevit alanı gezer- ken bir grup partili, "Devrimci Ece- vit'', "Halkçı Ecevif sloganlan attı. Fuar gezisi süresınce susroayan par- tililerin bu davranışı, fuan izlemeye gelenlerin de tepkisine neden oldu. 'îktidar olursak süreci tamamlanz' Yılmaz: Reformlar bize oy kaybettirditSTANBUL(ANKA)-ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Me- sut Yıhnaz, parti olarak öncelıklerinin AB'ye üye olmak ve reformlan ta- mamlamak olduğunu söyledi. Yılmaz, daha önce yapnklan reformlann ken- dilerine popülarite ve seçim kaybet- tirdiğini belirterek, "Yeniden iktidar olursak matiyeti ne ohırsa olsun bu re- fonn sûrecini tamamlanz" diye ko- nuştu. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı MesutYılmaz, CNN Türk'te partisinin ekonomi programını anlanr- ken, öncelikli iki hedeflerinin AB ile aralanmış olan kapının olabildiğince açılması ve yeni reform düzenlemeleri olduğu- nu bildirdi. Yılmaz, Tür- kiye'nin AB ile bütünleş- mesinin Türkiye'nin ekonomik geleceğinin yeni bir pespektife ka- vuşması anlamına gel- diğini belirterek, bunun hem yabancı sermaye- nin Türkiye'ye gelmesi hem de reformlann ya- pılması için gerekli oldu- ğunu söyledi. Yılmaz, bu nedenle AB'nin Türkiye'nin ge- leceği için en önemli de- ğişüdik olacağını söyle- di. Yılmaz, ikinci hedeflerinin ise dev- lette ve siyasette yapısal reformlan gerçekleştirmek olduğunu bildirdi. Yılmaz, Türkiye'nin 1991 den beri ya- şadığı ekonomik krizlerin, ekonomik konjonktürden kaynaklanan nedenleri olabüeceğini ancak sadece erken emek- liliğin buna 70 milyar dolarlık bir kat- kısı olduğunu bildirdi. Yılmaz, bunun diğer kamu açıklan için de söz konu- su olduğunu, kara deliklerin koalisyon döneminde reform inancınınkaybedil- diği 1991-1997 döneminde yeniden JLSahaönce yaptüdan reformlar yüzündenoyve popülarite kaybına uğradıMannı öne süren ANAP lideri Mesut Yılmaz, yeniden iktidana gelirlerse ne pahasına olursa olsun reformlan sürvtürecelderini belirtti. hortladığını, Türkiye'nin her bakım- dan baş aşağıya gittiğini söyledi. Yılmaz, bugün bir seçim ortamına girildiğini ve buna rağmen piyasalann oldukça sakin olduğunu, bunun en önemli üç nedeninin de Merkez Ban- kası'nın bağımsızlığınm tam olarak sağlanması, bütce disiphninin uygulan- ması, faiz dışı gelirlerin tutturulması ve Türkiye'de her şeye rağmen yapı- sal reformlann devam ettirilmesi oldu- ğunu bildirdi. Yılmaz, şöyle devam et- ti: "Türidye artık krizkre karşı geliş- miş ekonomilerin sahip olduğu supap- laıin önemli bir bölümüne ulaşnuşür. Bugün tarminkâr bir noktada nuytz, geleceğe güvenfc bakan bir nokta- da mrvTz? Değfliz. Çünkü bu sürecimaleseftamam- layamadık. Malesefyine bir takun siyasi kaygdar hakim olmaya başladı. Ülke ekonomisini düze çıkannak, Türkiye'nin geleceğini güvence arana alacakreformlan sürdür- mek yerine ufak siyasi kaygüar Türk siyasi ha- yatma yön vermeye baş- ladıNedenolduğunu an- lamadan bir takun dedi- kodıüarm,bir taknn riva- yetkrinsonucundabir erken seçim or- tamına kititlendik. Bu seçim Türki- ye'nin ekonomik perspektifini de be- Hrleyecek.'' Yılmaz, parti olarak hiçbir zaman sadece günü ve yakın geleceği gözetmediklerini, Türkiye'nin sorun- lanna geleceğin penceresinden bak- maya çalıştıklannı da belirterek. ''Da- ha önce reformlann bize popülarite ve seçim kaybettinnesine rağmen, yeni- den iktidar olursak mahyeti ne olursa olsun bu reform sûrecini tamamlanz* diye konuştu. ABrefennbıımyaşamageçirecekdüeokmete^ AB'nin reformlann uygulanmasına yaptığı vurgu etkili oldu Aııaclilde yayına hazırhk ANKARA (CuırıhııriyetBürosu) - Devlet Bakaru AMDoğan, AB'nin reformlan yeterli görmeyip uygula- mayı vurgulamasmın Türkiye'ye özgü olmadığını belirterek "AB'nin 1995 Madrid Zirvesi'nde aknğı ka- rar uyannca, uygulama da Kopen- hagKriten>rik^risindesayılmakta- dff" dedi. AB reform yasalannın yaşama geçirilmesi için 5 yönetme- lik çıkanlacağını kaydeden Doğan, anadilde öğretim için yönetmeliğin son aşamaya geldiğini, anadilde ya- ym konusunda da ilgili kurumlann görüşlerinin beklendiğini açıkladı. Bakanlar Kurulu'nca AB refonn- lannı yaşama geçirecek düzenle- meleri yapmak amacıyla oluşturu- lan komisyon ilk toplantısını yaptı. Devlet Bakanı Ali Doğan. Adalet Ba- kanı Aysel ÇetikeL tçişleri Bakanı Muzaffer Ecenüş ve Milli Eğitim Bakanı NecdetTeİdn'denoluşan ko- misyon, 2 saat süren toplantısında anadilde öğretim ve yaytn ile azın- lık vakıflannın mal edinmelerine ilişkin çalışmalan değerlendirdi. Devlet Bakanı Doğan toplantının ardından yaptığı açıklamada, AB'nin, reformlann uygulamaya geçirümesini çok önemli bulduğu- nu anımsatırken "Bu, Türkiye'ye dönük bir uygulama değildir. 1995 Madrid Zirvesi'nde alınan karar uyannca, uygıiama da KopenhagÖl- çütkriiçerisinde savibnaktadır'' de- di. AB reform paketinde uygula- maya dönük düzenlemeler için 1 yühk süre öngörüldüğünü belirten Doğan. ancak AB ile ilişkilerin için- de bulunduğu durum nedeniyle bun- lan çok kısa sürede çıkarmak zorun- da olduklannı kaydetti. Devlet Bakanı Doğan, anadilde öğretim için hazırlanan yönetmelik taslağı üzerinde son rötuşlann ya- pılmakta olduğunu belirtirken ana- dilde yayın konusunda da RTÜK'ün başvurduğu ilgili kuruluşlann görüş- lerini beklediğini kaydetti. Doğan, azınlık vakıflanna ilişkin reformlarda da ilgili kuruluşlann katüımı ile Vakıflar Genel Müdür- lüğü'nce çalışmalann sürdürüldü- ğünün ve kısa zamanda bu çahşma- lann sonuçlandınlabileceğini belirt- ti. Cemaatvakıflan ile ilgili çalışma- larda, vakıf yetkilileri ile görüşerek onlann fıkirlerinin alınacağını anla- tan Doğan, toplantıda ortaya konu- lan konulann önemi gereğince ça- lışmalann teknik düzeyde sürdürül- mesinin kararlaştınldığmı söyledi. AVRUPA'DAN GURAYOZ ImperiumAmericanum' "Imperium Americanum", DerSp/ege/'in inter- net sayfalarında yer alan uzunca bir makalenin adıdır. Severin Weiland, yazısında ABD'nin 11 Ey- lül'den sonra artık daha açık tartışılmaya başlanan ve güç kazanan konumunu böyle tanımlıyor. Da- ha önceleri birtür küfür olarak kabul edilen "em- peryalist" sözcüğünün, ABD'de de durumu layı- kıyla anlatan bir söz olarak benımsendiğini orta- ya koyan açık sözlü yayınlardan söz ediyor. We- iland'ın makalesi bugünkü durumu sergiledikten sonra, ABD karşısında Avrupa'nın durumunu da değerlendiriyor. ABD'nin askeri bir güç olarak işe el koyduğunu, Avrupa'nın ıse daha sonra temiz- leme ve tamirat işleri ile görevlendirildiğini öne sü- rüyor. Kısaca Avrupa'nın ABD'nin karşısına bir başka güç olarak ortaya çıkmasının söz konusu olmadığını yazıyor. • • • FrankfurterAllgemeine Zeitung'un Türkiye Tem- silcisi Reiner Hermann ise hafta baş\nda yayım- lanan "Irak, OPEC ve Petrol" başlıklı yazısında il- ginç senaryolardan söz ediyor. ABD açısından elverişli olan senaryo şöyledir: Hızlı bir savaş sonunda Irak'ta ABD yanlısı bir yönetım işbaşına gelir. Petrol milyonerieri elde et- tiklen yeni yatınm olanaklan ile Irak'ın her biri 159 litre, 6 milyon varil olan petrol üretim kapasitesini kısa zamanda üçe katlarlar. Irak'ta yeni yönetim OPEC'ten ayrılma karan almak zorunda kalır; çün- kü uzun yıllar süren savaş koşullan ve ambargo- nun yaralarını sarmak için paraya gereksinimi var- dır ve bu da OPEC içinde kalarak gerçekleştirile- mez. Sonuçta 11 Eylül'den sonra ABD ile arasına kara kediler giren Suudi Arabistan'ın Golf'teki et- kisi zayıflatılır. ABD saldırısından sonra oluşabilecek, ama ABD için hiç de olumlu olmayan senaryo ise başka tür- lüdür: Savaş sonunda Irak'ta ve belki de tüm Ortado- ğu'da kaos egemen olur. Petrol akışı durur. Sonun- da petrol fıyaları belki de varil başına 50 dolara ka- dar yükselir. Bu ise dünya çapında resesyon de- melctir. Reiner Hermann'ın daha başka faktörleri, örne- ğin Rusya'nın rolünü de içeren makalesinde, 11 Eylül'den sonra Ortadoğu'da yeni düzenin kurul- ması için düğmeye basıldığı belirtilmekte, sonuç olarak petrol piyasasının ele geçirilmesi ve bu pi- yasada OPEC'in rolünün azaltılmasının amaçlan- dığının altı Özeilıkle ve gerçekçı bir şekilde çizilmek- tedir. • • • Senaryoların ikisi de "gerçekçidir". Her ikisi de beklenen gelişmeleri öngörüyor. Hangisinin daha gerçekçi olduğunu ıse karşı kar- şıya geldiklen anda anlayabileceğiz. ABD'nin em- peryal hesaplan, her iki senaryonun çakışan nok- talanndan daaçıkçaanlaşıldığı gibi bölgemizi, Or- tadoğu'yu ateşe vermek üzeredir. Ama belki daha genel sonuçlar çıkarmak ve Se- verin VVeiland'ın vurguladığı Imperium Americanum konusunda fikir yürütmek, ABD'nin yeni düzeni- nin Ortadoğu ile sınırlı kalmayacağını, dünya ça- pında başka düzenlemelerin de çoktandır uygu- lama aşamasında olduğunu, Uzak Asya'da, Kaf- kaslar'da, Latin Amenka'da ABD'nin emperyal planlarının sertleşerek yurürlüğe konulduğunu ko- nuşmak gerekecektır. • • • Emperyal plan, yalnızca petrolle ya da başka zen- ginlik kaynaklanyla sınıriı değildir. Insan haklan ih- lallerine, çevrenin alabildiğine kirlenmesine karşı ayağa kalkmış insanlara ve uluslara karşı acıma- sız ABD diretmesiyle de ilgilidir. IMF politikaları nedeniyle borçları her geçen gün katlanan ülke- ler, henüz Imperium Americanum karşısında uyan- mış değıller. Üstelik Imperium Americanum, çok güçlü bir konumdadır ve piyasada yalnız değildir. Bu yeni dönemde, bızi de çok yakından ilgilendi- ren hırslı paylaşım savaşının kurbanları paylaşan- lar değil, paylaşılanlar olacaktır. Sömürgecilik ve yeni sömürgecilik sona erdi. Şimdi başka bir donemin içindeyiz. Emperyal güç- lersilahlı ordulanylasaldırsalardageri dönüyor, et- kin uluslararası kuruluşlanyla, tehdit ve şantajla, uz- manlarıyla ve bulduklan "yerliler"\e politikalannı sürdürüyoriar. Buldukları yerliler emperyal ideolo- jik saldınnın etkin olabilmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. (şte bu nedenle bugünün Imperium Americanum karşıtı, neolıberal küreselleşme karşıtı politikalan, başka türlü olmak zorundadır. Başka türlü. Ama nasıl? Kafa yormaya değmez mi? DIŞİŞLERİ BAKANI GÜREL'DEN AB'YE UYARI. Takvim verihnezse üişkiler ohmısuz etkileııiı- STRASBOURG (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, Avrupa Birliği Kopenhag zirvesinde tam üyelik müzakereleri için tak\im verilmemesi halinde, Türkiye-AB ilişkilerinin çok olumsuz etkileneceğini söyledi. Gürel, Avrupa Birleşik Solu Grup Başkanı Francis Wurtz ve Yeşiller Grubu Başkanı Daniel Cotan Bendit ile dün ayn ayn görüştü. Gürel'in, görüşme sırasında Avrupa Parlamentosu'nu Kıbns konusunda Rum kesiminin etkisi altında kahnakla suçladığı öğrenildi. Avrupa Parlamentosu'ndaki dünkü temaslannın ardından Gürel, Brüksel'e hareketinden önce bir basın toplantısı düzenledi. TBMM'de ağustos ayı başında kabul edilen reform paketine dikkati çeken Gürel, tak\'im verilmemesinin Türk halkında derin hayal kınklığı yaratacağını söyledi. Gürel, AB kurumlannın tatilden yeni döndüğünü, TBMM'deki reform Şükrü Sina Gürel çalışmalan hakkında aynntıh değerlendirmeye sahip olmamalannın normal olduğunu hatirlattı ve dün yaptığı temaslarda muhataplanna bu reform çalışmalan hakkında bilgi verdiğini ifade etti. Gürel bir soru üzerine, takvim verilmediği takdirde Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) ve Kıbns konusunda engellemelere gideceği yolundaki iddialann asılsız olduğunu belirtti ve bunlann birbirlerinden farklı konular olduğuna işaret etti. Dışişleri Bakanı, AGSP konusunda Ankara belgesiyle Türkiye için çözümün sağlandığıru hatirlattı ve Ankara belgesinin ilk halinin değiştirilerek tekrar Türkiye'nin önüne konulduğu yolundaki haberlerin ise doğnı olmadığını söyledi. Gürel, Kıbns ile ilgili bir soru üzerine de, Rauf Dentaş'ın olumlu ve yapıcı bir tutum sergilediğini ve kapsamh çözüm için çalışmalann sürdüğünü söyledi. DEVLET BAHÇELÎ'DEN İL BAŞKANLARINA: Güneydoğıı^dakl oylannızı artbrınaya çahşnı EMÎNE KAPLAN ANKARA - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli aday adaylan arasında 7 Eylül'de yapılacak "eğflim yoklaması'' öncesinde partisinin ü başkanlannı uyardı. Partililerden seçici olmalannı ve kartvizit adaylanna itibar etmemelerini isteyen Bahçeli, "Şaibeli adaylan çizerim. Birbirinizin aleyhinde çahşmayTn" dedi. Bahçeli, seçim barajının düşürülmesinin mümkün olmadığını bildirdi. Bahçeli, dün partisinin il başkanlanyla bir toplantı yaptı. Toplantıda, il başkanlanna "Türidye'nin AB'ye üyeliği. hayal ve gerçek" konulu sinevizyon gösterisi yapıldı. Gösterimde, ANAP lideri Mesut Yılmaz başta olmak üzere siyasi parti liderlerinin daha önceki yıllardaki açıklamalanyla bugünkü görüşlerine yer veriîdi. Toplantıda. partinin "Oyunu MHP'ye ver, oyunu boz" adlı Devlet Bahçeli seçim şarhsı da dinletildi. II başkanlanndan eğilim yoklamasında duygusal davTanmamalanru isteyen Bahçeli, "Kızguıhkla hareket edip milletvekülerini çizmeyin. Arkadaşlanmız 3 sene bmıuıca MecÜs'te ve hükümette tecnıbe kazandılar. Eğer çizerseniz, yeni gelecek arkadaşlar tecrübe kazanmak için zaman kaybederier. Hareketin kıjTnetierine sahip çıkm" dedi. tl başkanlanndan Güneydoğu'daki MHP oylanru arttırmalannı isteyen Bahçeli, "Güneydoğu'ya dikkat edin, eğer bölgedeki ovianmız artarsa bu Verheugen'e en iyi yanıt olur. Oradaki halkuı kendileri gibi düşünmediğinin kaıuO olur" görüşünü dile getirdi. Gazetecilerin sorulannı da yanıtlayan Bahçeli, barajın düşürülmesi yönündeki çalışmalann anımsatılması üzerine, "Sürekti toplumu meşgul eden, sivasi partilerin çahşma hmnı kesmeye çalışan gayreüerden uzak kahnak lazun" dedi. CDP Cenel Başkanı Özden. Sıvas Kongresi ulusça kutlanmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhunyetçi Demokrasi Partisi (CDP) Genel Başkanı Yekta Güngör Özden, Sıvas Kongresi'nin Türk ulusunun tam bağunsızhğrnı dünyaya duyurduğunu belirterek "Srvas Kongresi, bütün ulusça töreıuerk kudamanuz gereken ulusal bir gündür" dedi. CDP Genel Başkanı Özden, dün Sıvas Kongresi'nin 83. yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda: Kongre'nin, Osmanlı saltanatına, ulusal savaşın meşruluğunu kabul ettirdiğini belirterek, bütün ulusça törenlerle kutlanması gerektiğini bildirdi. Kongre'nin. himaye altma girmeyi kesinlikle reddettiğini belirten Özden, günümüz siyasetçilerinin A\Tupa Birliği ve ABD destekli ortaçağcı kafa yapsıyla Türkiye'nin batağa sürüklendiğini savundu. Özden şöyle devam etti: "Uhıslararası inşkikrde güçlünün hakh sayıldığı, açgözhı birsömürü, çekememezlik ve kin ortamının suregittiği dünyamızda, gerçek banşın uluslann karşıhkb haklarına saygıyla sağlanabüeceğini iddia etmesi yönüyle, Sıvas Kongresi, - = uluslararası çapta törenlerle; biümsel, sanatsal, ekonomik fuar ve şölenlerle kutlanması gereken bir gündür."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle