Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
Başbakan Ecevit, Türkiye'nin Avrupa standartlannın önüne geçen düzenlemeler yaptığını belirtti
AB içinengelkalmadıtstanbul Haber Servisi - Başbakan
Bûknt Ecevit, Türkiye'nin önünde
Avrupa ile bütünleşme bakımından
hiçbir engel kalmadığını belirterek
"Bu dönemdeAvrupa BirtiğTnm (AB)
kapdan Türkiye'ye aralık değil tam
açtkdacaktn*" dedi. Türkiye'nin, AB
üyeliğinin bütün koşullannı yerine
getirdiğini belirten Ecevit şöyle de-
vam ettı: "Avrupa Birliği standarüa-
nnın da ötesine geçen yasal düzenk-
meleri büe yaprık. Onun için arük
AB'ninkapdan,tam üyetiğimizeaçü-
ma aşamasma gebniştir. Bu konuda
kiınseain kuşkusu olmasın. Türki-
ye'ye AB kapılan arûk arahk değil
tam açık olacakür."
11 ülkeden 900 şirketin katılımıy-
la, TÜYAP Fuar ve Kongre Merke-
zi'nde başlayan Uluslararası Bilgi ve
• îstanbul'da düzenlenen Uluslararası Bilgi ve îletişim Teknolojileri Fuan'nın açılışını
yapan Ecevit, AB sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin, AB
üyeliğinin bütün koşullannı yerine getirdiğini belirten Ecevit, "Türkiye'ye AB kapılan
artık aralık değil tam açık olacaktır" dedi.
tletişim Teknolojileri Fuan'nın (Ce- üyefiğhnizeaçüınaaşamasmagehniş- duğurahatsızlıktankaynaklanmışola-
tir" diye konuştu.bit Eurasia Bilişim 2002) açılışını ya-
pan Ecevit, akülü araçla fuar alanın-
daki standlan gezerek Türkiye Cum-
huriyeti Başbakanlık Standı'nnı açı-
lışını gerçekleştirdi. Yetkiülerden bil-
gi alan ve DSP standının da açılışını
yapan Ecevit, bilime, bilgiye ve ar-
ge'ye verilen önem arttıkça, Türki-
ye'nin AB üyeliğinin de çabuklaşa-
cağını öne sürdü. Ecevit, "Biz artık
AB'yetam üyeBğingerektirdiğibütün
koşuDan yerine getirdik. Baa konu-
larda daha da ilerisine geçilmiştir.
Onun için arük AB'nin kapılan, tam
'Kıbns ayn bir konu'
AB Komisyonu'nun genişlemeden
sorumlu komiseri Günter Verhe-
ugen'in, Türkiye'nin üyeliği ile ilgi-
li sözlerinin, toplumda sert tepkiyle
karşılandığını ve Verheugen'ın daha
sonra "yanhşanlaşıkhğııır söylediğı-
ni anımsatan Ecevit, Yunanistan'm,
patrikhane, ruhban okulu ve Kıbns'la
ilgili çıkışının da bu ülkenin Türki-
ye'nin AB kapısını bütünüyle açabi-
lecek duruma gelmiş olmasından duy-
bileceğini anlattı. Kopenhag kriter-
lerinin Kıbns konusunu içermediği-
ne dikkat çeken Ecevit, "Türkiye
AB'den yoksun kalamaz ama Avru-
pa da Türkhe'siz olamaz. Kıbns ko-
nusu Türkiye, Yunanistan ve tngflte-
re dışmdakj ülkeleri Ugilendirmez.
Kıbnskonuso,IûbnskTurkierieRum-
lar arasmdaki bir sorundur. Kıbns
konusunda bize kanşılmasını kabul
edemeviz" diye konustu.
Beyİikdüzü TÜYAP Fuar Merke-
zi'nde açılan Bilişim Fuan içinde ilk
kez bir siyasi partinin de standı yer al-
dı. DSP Istanbul 11 Başkanlığı tara-
findan düzenlenen stand, Başbakan ve
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ta-
rafindan açıldı. Açılış sonrasında
standda kısa bir süre dinlenen Başba-
kan Ecevit eşi DSP Genel Başkan
Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafindan
rozeti takıldı.
Havalimanında partililerin sevgi
gösterileri ve büyük bir araç konvo-
yu ile karşılanan Bülent Ecevit ve eşi
Rahşan Ecevit'e, DSP Grup Başkan
vekilı Emrehan Haba ile Devlet Ba-
kanı Z«ki Sezer ve bazı milletvekil-
leri de eşlik etti. Ecevit alanı gezer-
ken bir grup partili, "Devrimci Ece-
vit'', "Halkçı Ecevif sloganlan attı.
Fuar gezisi süresınce susroayan par-
tililerin bu davranışı, fuan izlemeye
gelenlerin de tepkisine neden oldu.
'îktidar olursak süreci tamamlanz'
Yılmaz: Reformlar
bize oy kaybettirditSTANBUL(ANKA)-ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Me-
sut Yıhnaz, parti olarak öncelıklerinin
AB'ye üye olmak ve reformlan ta-
mamlamak olduğunu söyledi. Yılmaz,
daha önce yapnklan reformlann ken-
dilerine popülarite ve seçim kaybet-
tirdiğini belirterek, "Yeniden iktidar
olursak matiyeti ne ohırsa olsun bu re-
fonn sûrecini tamamlanz" diye ko-
nuştu.
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı MesutYılmaz, CNN Türk'te
partisinin ekonomi programını anlanr-
ken, öncelikli iki hedeflerinin AB ile
aralanmış olan kapının olabildiğince
açılması ve yeni reform
düzenlemeleri olduğu-
nu bildirdi. Yılmaz, Tür-
kiye'nin AB ile bütünleş-
mesinin Türkiye'nin
ekonomik geleceğinin
yeni bir pespektife ka-
vuşması anlamına gel-
diğini belirterek, bunun
hem yabancı sermaye-
nin Türkiye'ye gelmesi
hem de reformlann ya-
pılması için gerekli oldu-
ğunu söyledi.
Yılmaz, bu nedenle
AB'nin Türkiye'nin ge-
leceği için en önemli de-
ğişüdik olacağını söyle-
di. Yılmaz, ikinci hedeflerinin ise dev-
lette ve siyasette yapısal reformlan
gerçekleştirmek olduğunu bildirdi.
Yılmaz, Türkiye'nin 1991 den beri ya-
şadığı ekonomik krizlerin, ekonomik
konjonktürden kaynaklanan nedenleri
olabüeceğini ancak sadece erken emek-
liliğin buna 70 milyar dolarlık bir kat-
kısı olduğunu bildirdi. Yılmaz, bunun
diğer kamu açıklan için de söz konu-
su olduğunu, kara deliklerin koalisyon
döneminde reform inancınınkaybedil-
diği 1991-1997 döneminde yeniden
JLSahaönce
yaptüdan reformlar
yüzündenoyve
popülarite kaybına
uğradıMannı öne
süren ANAP lideri
Mesut Yılmaz, yeniden
iktidana gelirlerse ne
pahasına olursa olsun
reformlan
sürvtürecelderini
belirtti.
hortladığını, Türkiye'nin her bakım-
dan baş aşağıya gittiğini söyledi.
Yılmaz, bugün bir seçim ortamına
girildiğini ve buna rağmen piyasalann
oldukça sakin olduğunu, bunun en
önemli üç nedeninin de Merkez Ban-
kası'nın bağımsızlığınm tam olarak
sağlanması, bütce disiphninin uygulan-
ması, faiz dışı gelirlerin tutturulması
ve Türkiye'de her şeye rağmen yapı-
sal reformlann devam ettirilmesi oldu-
ğunu bildirdi. Yılmaz, şöyle devam et-
ti:
"Türidye artık krizkre karşı geliş-
miş ekonomilerin sahip olduğu supap-
laıin önemli bir bölümüne ulaşnuşür.
Bugün tarminkâr bir
noktada nuytz, geleceğe
güvenfc bakan bir nokta-
da mrvTz? Değfliz. Çünkü
bu sürecimaleseftamam-
layamadık. Malesefyine
bir takun siyasi kaygdar
hakim olmaya başladı.
Ülke ekonomisini düze
çıkannak, Türkiye'nin
geleceğini güvence arana
alacakreformlan sürdür-
mek yerine ufak siyasi
kaygüar Türk siyasi ha-
yatma yön vermeye baş-
ladıNedenolduğunu an-
lamadan bir takun dedi-
kodıüarm,bir taknn riva-
yetkrinsonucundabir erken seçim or-
tamına kititlendik. Bu seçim Türki-
ye'nin ekonomik perspektifini de be-
Hrleyecek.'' Yılmaz, parti olarak hiçbir
zaman sadece günü ve yakın geleceği
gözetmediklerini, Türkiye'nin sorun-
lanna geleceğin penceresinden bak-
maya çalıştıklannı da belirterek. ''Da-
ha önce reformlann bize popülarite ve
seçim kaybettinnesine rağmen, yeni-
den iktidar olursak mahyeti ne olursa
olsun bu reform sûrecini tamamlanz*
diye konuştu.
ABrefennbıımyaşamageçirecekdüeokmete^
AB'nin reformlann uygulanmasına yaptığı vurgu etkili oldu
Aııaclilde yayına hazırhk
ANKARA (CuırıhııriyetBürosu)
- Devlet Bakaru AMDoğan, AB'nin
reformlan yeterli görmeyip uygula-
mayı vurgulamasmın Türkiye'ye
özgü olmadığını belirterek "AB'nin
1995 Madrid Zirvesi'nde aknğı ka-
rar uyannca, uygulama da Kopen-
hagKriten>rik^risindesayılmakta-
dff" dedi. AB reform yasalannın
yaşama geçirilmesi için 5 yönetme-
lik çıkanlacağını kaydeden Doğan,
anadilde öğretim için yönetmeliğin
son aşamaya geldiğini, anadilde ya-
ym konusunda da ilgili kurumlann
görüşlerinin beklendiğini açıkladı.
Bakanlar Kurulu'nca AB refonn-
lannı yaşama geçirecek düzenle-
meleri yapmak amacıyla oluşturu-
lan komisyon ilk toplantısını yaptı.
Devlet Bakanı Ali Doğan. Adalet Ba-
kanı Aysel ÇetikeL tçişleri Bakanı
Muzaffer Ecenüş ve Milli Eğitim
Bakanı NecdetTeİdn'denoluşan ko-
misyon, 2 saat süren toplantısında
anadilde öğretim ve yaytn ile azın-
lık vakıflannın mal edinmelerine
ilişkin çalışmalan değerlendirdi.
Devlet Bakanı Doğan toplantının
ardından yaptığı açıklamada,
AB'nin, reformlann uygulamaya
geçirümesini çok önemli bulduğu-
nu anımsatırken "Bu, Türkiye'ye
dönük bir uygulama değildir. 1995
Madrid Zirvesi'nde alınan karar
uyannca, uygıiama da KopenhagÖl-
çütkriiçerisinde savibnaktadır'' de-
di. AB reform paketinde uygula-
maya dönük düzenlemeler için 1
yühk süre öngörüldüğünü belirten
Doğan. ancak AB ile ilişkilerin için-
de bulunduğu durum nedeniyle bun-
lan çok kısa sürede çıkarmak zorun-
da olduklannı kaydetti.
Devlet Bakanı Doğan, anadilde
öğretim için hazırlanan yönetmelik
taslağı üzerinde son rötuşlann ya-
pılmakta olduğunu belirtirken ana-
dilde yayın konusunda da RTÜK'ün
başvurduğu ilgili kuruluşlann görüş-
lerini beklediğini kaydetti.
Doğan, azınlık vakıflanna ilişkin
reformlarda da ilgili kuruluşlann
katüımı ile Vakıflar Genel Müdür-
lüğü'nce çalışmalann sürdürüldü-
ğünün ve kısa zamanda bu çahşma-
lann sonuçlandınlabileceğini belirt-
ti. Cemaatvakıflan ile ilgili çalışma-
larda, vakıf yetkilileri ile görüşerek
onlann fıkirlerinin alınacağını anla-
tan Doğan, toplantıda ortaya konu-
lan konulann önemi gereğince ça-
lışmalann teknik düzeyde sürdürül-
mesinin kararlaştınldığmı söyledi.
AVRUPA'DAN
GURAYOZ
ImperiumAmericanum'
"Imperium Americanum", DerSp/ege/'in inter-
net sayfalarında yer alan uzunca bir makalenin
adıdır.
Severin Weiland, yazısında ABD'nin 11 Ey-
lül'den sonra artık daha açık tartışılmaya başlanan
ve güç kazanan konumunu böyle tanımlıyor. Da-
ha önceleri birtür küfür olarak kabul edilen "em-
peryalist" sözcüğünün, ABD'de de durumu layı-
kıyla anlatan bir söz olarak benımsendiğini orta-
ya koyan açık sözlü yayınlardan söz ediyor. We-
iland'ın makalesi bugünkü durumu sergiledikten
sonra, ABD karşısında Avrupa'nın durumunu da
değerlendiriyor. ABD'nin askeri bir güç olarak işe
el koyduğunu, Avrupa'nın ıse daha sonra temiz-
leme ve tamirat işleri ile görevlendirildiğini öne sü-
rüyor. Kısaca Avrupa'nın ABD'nin karşısına bir
başka güç olarak ortaya çıkmasının söz konusu
olmadığını yazıyor.
• • •
FrankfurterAllgemeine Zeitung'un Türkiye Tem-
silcisi Reiner Hermann ise hafta baş\nda yayım-
lanan "Irak, OPEC ve Petrol" başlıklı yazısında il-
ginç senaryolardan söz ediyor.
ABD açısından elverişli olan senaryo şöyledir:
Hızlı bir savaş sonunda Irak'ta ABD yanlısı bir
yönetım işbaşına gelir. Petrol milyonerieri elde et-
tiklen yeni yatınm olanaklan ile Irak'ın her biri 159
litre, 6 milyon varil olan petrol üretim kapasitesini
kısa zamanda üçe katlarlar. Irak'ta yeni yönetim
OPEC'ten ayrılma karan almak zorunda kalır; çün-
kü uzun yıllar süren savaş koşullan ve ambargo-
nun yaralarını sarmak için paraya gereksinimi var-
dır ve bu da OPEC içinde kalarak gerçekleştirile-
mez. Sonuçta 11 Eylül'den sonra ABD ile arasına
kara kediler giren Suudi Arabistan'ın Golf'teki et-
kisi zayıflatılır.
ABD saldırısından sonra oluşabilecek, ama ABD
için hiç de olumlu olmayan senaryo ise başka tür-
lüdür:
Savaş sonunda Irak'ta ve belki de tüm Ortado-
ğu'da kaos egemen olur. Petrol akışı durur. Sonun-
da petrol fıyaları belki de varil başına 50 dolara ka-
dar yükselir. Bu ise dünya çapında resesyon de-
melctir.
Reiner Hermann'ın daha başka faktörleri, örne-
ğin Rusya'nın rolünü de içeren makalesinde, 11
Eylül'den sonra Ortadoğu'da yeni düzenin kurul-
ması için düğmeye basıldığı belirtilmekte, sonuç
olarak petrol piyasasının ele geçirilmesi ve bu pi-
yasada OPEC'in rolünün azaltılmasının amaçlan-
dığının altı Özeilıkle ve gerçekçı bir şekilde çizilmek-
tedir.
• • •
Senaryoların ikisi de "gerçekçidir".
Her ikisi de beklenen gelişmeleri öngörüyor.
Hangisinin daha gerçekçi olduğunu ıse karşı kar-
şıya geldiklen anda anlayabileceğiz. ABD'nin em-
peryal hesaplan, her iki senaryonun çakışan nok-
talanndan daaçıkçaanlaşıldığı gibi bölgemizi, Or-
tadoğu'yu ateşe vermek üzeredir.
Ama belki daha genel sonuçlar çıkarmak ve Se-
verin VVeiland'ın vurguladığı Imperium Americanum
konusunda fikir yürütmek, ABD'nin yeni düzeni-
nin Ortadoğu ile sınırlı kalmayacağını, dünya ça-
pında başka düzenlemelerin de çoktandır uygu-
lama aşamasında olduğunu, Uzak Asya'da, Kaf-
kaslar'da, Latin Amenka'da ABD'nin emperyal
planlarının sertleşerek yurürlüğe konulduğunu ko-
nuşmak gerekecektır.
• • •
Emperyal plan, yalnızca petrolle ya da başka zen-
ginlik kaynaklanyla sınıriı değildir. Insan haklan ih-
lallerine, çevrenin alabildiğine kirlenmesine karşı
ayağa kalkmış insanlara ve uluslara karşı acıma-
sız ABD diretmesiyle de ilgilidir. IMF politikaları
nedeniyle borçları her geçen gün katlanan ülke-
ler, henüz Imperium Americanum karşısında uyan-
mış değıller. Üstelik Imperium Americanum, çok
güçlü bir konumdadır ve piyasada yalnız değildir.
Bu yeni dönemde, bızi de çok yakından ilgilendi-
ren hırslı paylaşım savaşının kurbanları paylaşan-
lar değil, paylaşılanlar olacaktır.
Sömürgecilik ve yeni sömürgecilik sona erdi.
Şimdi başka bir donemin içindeyiz. Emperyal güç-
lersilahlı ordulanylasaldırsalardageri dönüyor, et-
kin uluslararası kuruluşlanyla, tehdit ve şantajla, uz-
manlarıyla ve bulduklan "yerliler"\e politikalannı
sürdürüyoriar. Buldukları yerliler emperyal ideolo-
jik saldınnın etkin olabilmesi için ellerinden geleni
yapıyorlar.
(şte bu nedenle bugünün Imperium Americanum
karşıtı, neolıberal küreselleşme karşıtı politikalan,
başka türlü olmak zorundadır.
Başka türlü. Ama nasıl?
Kafa yormaya değmez mi?
DIŞİŞLERİ BAKANI GÜREL'DEN AB'YE UYARI.
Takvim verihnezse
üişkiler ohmısuz etkileııiı-
STRASBOURG (AA) - Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina
Gürel, Avrupa Birliği Kopenhag zirvesinde
tam üyelik müzakereleri için tak\im
verilmemesi halinde, Türkiye-AB
ilişkilerinin çok olumsuz etkileneceğini
söyledi. Gürel, Avrupa Birleşik Solu Grup
Başkanı Francis Wurtz ve
Yeşiller Grubu Başkanı Daniel
Cotan Bendit ile dün ayn ayn
görüştü. Gürel'in, görüşme
sırasında Avrupa
Parlamentosu'nu Kıbns
konusunda Rum kesiminin
etkisi altında kahnakla
suçladığı öğrenildi. Avrupa
Parlamentosu'ndaki dünkü
temaslannın ardından Gürel,
Brüksel'e hareketinden önce
bir basın toplantısı düzenledi.
TBMM'de ağustos ayı başında
kabul edilen reform paketine dikkati çeken
Gürel, tak\'im verilmemesinin Türk
halkında derin hayal kınklığı yaratacağını
söyledi. Gürel, AB kurumlannın tatilden
yeni döndüğünü, TBMM'deki reform
Şükrü Sina Gürel
çalışmalan hakkında aynntıh
değerlendirmeye sahip olmamalannın
normal olduğunu hatirlattı ve dün yaptığı
temaslarda muhataplanna bu reform
çalışmalan hakkında bilgi verdiğini ifade
etti. Gürel bir soru üzerine, takvim
verilmediği takdirde Türkiye'nin Avrupa
Güvenlik ve Savunma
Politikası (AGSP) ve Kıbns
konusunda engellemelere
gideceği yolundaki iddialann
asılsız olduğunu belirtti ve
bunlann birbirlerinden farklı
konular olduğuna işaret etti.
Dışişleri Bakanı, AGSP
konusunda Ankara belgesiyle
Türkiye için çözümün
sağlandığıru hatirlattı ve
Ankara belgesinin ilk halinin
değiştirilerek tekrar
Türkiye'nin önüne konulduğu
yolundaki haberlerin ise doğnı olmadığını
söyledi. Gürel, Kıbns ile ilgili bir soru
üzerine de, Rauf Dentaş'ın olumlu ve
yapıcı bir tutum sergilediğini ve kapsamh
çözüm için çalışmalann sürdüğünü söyledi.
DEVLET BAHÇELÎ'DEN İL BAŞKANLARINA:
Güneydoğıı^dakl oylannızı
artbrınaya çahşnı
EMÎNE KAPLAN
ANKARA - MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli aday
adaylan arasında 7 Eylül'de yapılacak
"eğflim yoklaması'' öncesinde partisinin ü
başkanlannı uyardı. Partililerden seçici
olmalannı ve kartvizit
adaylanna itibar etmemelerini
isteyen Bahçeli, "Şaibeli
adaylan çizerim. Birbirinizin
aleyhinde çahşmayTn" dedi.
Bahçeli, seçim barajının
düşürülmesinin mümkün
olmadığını bildirdi.
Bahçeli, dün partisinin il
başkanlanyla bir toplantı
yaptı. Toplantıda, il
başkanlanna "Türidye'nin
AB'ye üyeliği. hayal ve gerçek"
konulu sinevizyon gösterisi
yapıldı. Gösterimde, ANAP
lideri Mesut Yılmaz başta olmak üzere
siyasi parti liderlerinin daha önceki
yıllardaki açıklamalanyla bugünkü
görüşlerine yer veriîdi. Toplantıda. partinin
"Oyunu MHP'ye ver, oyunu boz" adlı
Devlet Bahçeli
seçim şarhsı da dinletildi.
II başkanlanndan eğilim yoklamasında
duygusal davTanmamalanru isteyen
Bahçeli, "Kızguıhkla hareket edip
milletvekülerini çizmeyin. Arkadaşlanmız 3
sene bmıuıca MecÜs'te ve hükümette
tecnıbe kazandılar. Eğer çizerseniz, yeni
gelecek arkadaşlar tecrübe
kazanmak için zaman
kaybederier. Hareketin
kıjTnetierine sahip çıkm" dedi.
tl başkanlanndan
Güneydoğu'daki MHP oylanru
arttırmalannı isteyen Bahçeli,
"Güneydoğu'ya dikkat edin,
eğer bölgedeki ovianmız
artarsa bu Verheugen'e en iyi
yanıt olur. Oradaki halkuı
kendileri gibi düşünmediğinin
kaıuO olur" görüşünü dile
getirdi. Gazetecilerin
sorulannı da yanıtlayan
Bahçeli, barajın düşürülmesi yönündeki
çalışmalann anımsatılması üzerine,
"Sürekti toplumu meşgul eden, sivasi
partilerin çahşma hmnı kesmeye çalışan
gayreüerden uzak kahnak lazun" dedi.
CDP Cenel Başkanı Özden.
Sıvas Kongresi
ulusça kutlanmalı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- Cumhunyetçi
Demokrasi Partisi
(CDP) Genel Başkanı
Yekta Güngör Özden,
Sıvas Kongresi'nin
Türk ulusunun tam
bağunsızhğrnı
dünyaya duyurduğunu
belirterek "Srvas
Kongresi, bütün
ulusça töreıuerk
kudamanuz gereken
ulusal bir gündür"
dedi. CDP Genel
Başkanı Özden, dün
Sıvas Kongresi'nin
83. yıldönümü
nedeniyle yayımladığı
mesajda: Kongre'nin,
Osmanlı saltanatına,
ulusal savaşın
meşruluğunu kabul
ettirdiğini belirterek,
bütün ulusça
törenlerle kutlanması
gerektiğini bildirdi.
Kongre'nin. himaye
altma girmeyi
kesinlikle reddettiğini
belirten Özden,
günümüz
siyasetçilerinin
A\Tupa Birliği ve
ABD destekli
ortaçağcı kafa
yapsıyla Türkiye'nin
batağa sürüklendiğini
savundu. Özden şöyle
devam etti:
"Uhıslararası
inşkikrde güçlünün
hakh sayıldığı, açgözhı
birsömürü,
çekememezlik ve kin
ortamının suregittiği
dünyamızda, gerçek
banşın uluslann
karşıhkb haklarına
saygıyla
sağlanabüeceğini
iddia etmesi yönüyle,
Sıvas Kongresi, - =
uluslararası çapta
törenlerle; biümsel,
sanatsal, ekonomik
fuar ve şölenlerle
kutlanması gereken
bir gündür."