23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF* CUMHURİYET 4 EYLÜL 2002 ÇARŞAMBA 14 J V U L J I . U - t \ kutturCacumhuriyet.com.tr 'Kuzuların SessizliğV ile Oscar kazanan ünlü oyuncu yeni filmi 'Gizli Ortak' ile sinemalanmızda GallerKralı Sir Hopkins...• Shakespeare ve benzeri klasik yapıtlar konusunda uzman olan Anthony Hopkins 1990'lardan bu yana daha çok uçan, eğlenceli yapımlarda oynuyor. ASLISELÇUK Sir Anthony Hopkins. Joel Schu- macher'in yönettiği *Rad Company" (Gızli Ortak) filmindeki deneyimli CIA ajanı rolüyle yenıden sinemala- nmızda. Sınemaya 1967'degiren, 1990'la- ra dek filmlennde cıddi, ağırlıkJı, dramatik yanı belirgın karakterleri üstlenen oyuncu, artık bu tür rolle- rin onu biraz sıktığını, daha eglence- li, uçucu, serüvenci kimliklere bürün- mek istediğini açıklamasının ardın- dan, rol seçımlerinde köklü bir de- ğişikliğe de yöneldı. 1991 'den ben çok başanlı yorumlanyla ızlediğimız yo- ğun rollerinin yanı sıra uçan, eğlen- celi yapımlarda, The Mask of Zor- ro. Desperate Hours, Bad Company gibi filrnlerde izlemeye başladık onu. 31 Arahk 1937'de Port Talbofta (Güney Galler) doğan Hopkins, Car- diff Drama Koleji'ni bitırip eğitimi- ni Londra'daki Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi'nde tamamladı. 1960'lann sonundan 1970'lerin ba- şına dek, Shakespeare ve benzeri kla- sik yapıtlar konusunda uzmanlaştı. 1974'te Broadvvay'de sahnelenen Anthony Hopkins son filmi 'Gizh* Ortak'ta deneyimli bir CIA ajanını canlandınyor. "Equus" oyununda rol almak ıçın ABD'ye gelen Hopkins, on yıl bo- yunca bu ülkede kaldı. Böylece hem ABD, hem de lngiltere'de çalıştı. Uzun metrajlarda, TV filmlennde. ti- yatro oyunlannda oynadı. Jonathan Demme'nin yönettiği "Kuzulann SessizliğT (1990) filmindeki psiko- pat seri katıl Hannibal Lecter rolü Hopkins'e en iyi erkek oyuncu Os- car'ını getirdı. Oysa Hopkins senar- yoyu okumadan önce Kuzulann Ses- sizliği'ni uyumadan önce çocuklara anlatılan bir masal, öykü gibi algıla- mış. "Senaryo bitince de insanyaşamın- da böyle bir rolü ancak bir kez can- landınr, diye düşündöm. Yamyam psikhatrist Hannibal karakteri benim için tam bir piyango oldu. Hepimiz- de var olan insanın o karanhkyönü- nü yansıtan birini canlandırmak~ En derinlerde saklı duran bu yırucılık kanımca bizhn aynı zamanda en ya- raöatarafinuzı da oluşturuyor. Bu ka- ranlık ve kötücül yanımızı tümiiyle yadsırsak hem yıkicı, hem de yahtri- mış bir yaşam sürmeye mahkûmuz demektü:" Dr. Hannibal Lecter'ı na- sıl yorumladığı konusunda Sir Hop- 7 EYLUUDE ALANYA'DA Anadolu'da Selçuklu Çağı Sanâtı Kültür Servisi - Yapı Kredi Kültür Merkezi, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanan 'Alaeddin'in Lambaa: Anadolu'da Selçuklu Çağı Sanaü' sergisi, 7 Eylül'de Alanya"da bir Selçuklu yapısı olan Kızılkule'de açılacak. Anadolu coğrafyasında silinmez izler bırakan Anadolu Selçuklu dönemini inceleyen sergi, daha önce de 3 Ekim - 28 Aralık 2001 tarihleri arasında tstanbul'da Yapı Kredi Kültür Merkezi, Vedat Nedim Tör Müzesi'nde açılmıştı. 'Alaeddin'in LambasT, Istanbul'daki sergiden farklı bir tasanmla Selçuklu kenti olan Alanya'da ve 1226da Alaeddin Keykubad tarafından yaptınlmış olan anıtsal bir yapı olan Kızılkule'de yeniden sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Grafık tasanmını Ersu Pekin'ın yaptığı serginin metinleri, Türkçe ve Ingilizce olarak hazırlandı. Istanburdaki sergiden farklı olarak iki ayn bölümden meydana gelen sergide, günlük hayatlannda kullandıklan tabaklar, tepsiler, havanlardan başlayıp aynalara, kemer tokalanna, yaptırdıklan anıtsal yapılardan, iç mekânlarda kullandıklan çini süslemelere kadar Selçuklulan tanıtan pek çok zenginlik yer alıyor. Girişinde Anadolu Selçuklulannın en önemli hükümdan Alaeddin Keykubad'uı simgesel bir portresi bulunan sergi pazartesi hariç her gün saat 08.00-12.00/13.30-17.30 arasında gezilebilir. (0 212 252 47 00) Gaudi anılıyorKültür Servisi - îspanya'nm en ünlü tniman Antoni Gaudi'nın 150'inci doğum yıldönümü olan 2002 tüm dünyada Gaudi Yılı olarak kutlanıyor. İstanbul'da geçen yıl kurulan Cervantes Enstıtüsü de bu uluslararası kutlamalar çerçevesinde Gaudi . konulu bir konferans ve fotoğraf sergisi düzenliyor. 13 Eylül 2002 Cuma günü Cervantes Enstitüsü'nde saat 20.00'de başlayacak konferansı. Ispanyol fotoğrafçı Marian Mar verecek. tspanyol mimar, tasanmcı, kent planlamacısı ve mistik Antoni Gaudi'nın eserlerini, kendi çektiği fotoğraflar eşliğjndeki konuşmasıyla tanıtacak olan Marian Mar, fotoğrafçılığa 1999 yılında bir New York ziyareti sırasında başladı. Marian Mar 1978 yılında Bilbao'da Deusto Üniversitesi bilgisayar bölümünden mezun olduktan sonra 2000 yılında tanınmış îspanyol fotoğrafçı Joan Iriarteden fotoğrafçılık kurslan aldı. Siyah- beyaz, renkli ve dijital fotoğraflar çeken Mar, fotoğrafçılık okullannda ve diğer bazı merkezlerde fotoshop, web sitesi tasanmı ve dijital görüntüleme dersleri veriyor. Marian Mar'ın çektiği fotoğraflardan oluşan Gaudi sergisi 20 Ekim tarihine kadar Cervantes Enstitüsü'nde hafta arası gezüebüecek. kins şunlan söylüyor: "Oyunumuiz- leyicminbeklentisinin tam tersi yönün- de getiştinüm. Aşm devinim yerine du- rağanbğL, neredeyse kıpırtısızhğıyeğ- ledim. Avınasakûrmayı bekleyen bir kedi, bir aslan gibi sinerek dıîrdum. Ne kaşınu, ne gözümü oynattun, böy- leükle izleyenler iyice gerildL Bu ro- lümk yine de böylesine büyük bir ba- şanyıbeklemiyordum doğrusu. (Ku- zulann Sessizliği, Disc 2/ Labiren- tın Içinde, Yön: J. Schvvarz, MGM Home Video-Tiglon.) Hele Oscar ka- zanmayı hiç beklemiyordum. Malta Şahini, To Have and Have Not gibi sonuçta bu film de iyi filmler katego- risinegirhor. Ama eninde sonunda bu bir film, bir yanılsama. Ben de bu ya- mlsamanm bir parçası olmaktan ke- yifliyim.'' 'Hep pis bir herifdm' "Red Dragon"da (Kızıl Ejderha) üçüncü kez Hannibal'ı canlandıran Hopkins, Hannıbal'ın baştan çıkan- cı niteliğini yitirmeksizin rolünü on kat daha kötü, tehlikeli kılabilmek amacıyla yoğun bir çalışmaya girdi- ğini, sonuçta Bret Ratner ile çok sa- yıda tekrar çekim yaptıklannı belir- tiyor. "Kötüolmak,kötülükdenince de aknma hemen kanşnğun kavga- lar geüyor. Ben doğrusu hep pis bir heriftHn" diyor Galli oyuncu: "Yer- yüzünde işini sessizce yapan mih on- larca insan var. Medyada oyuncu de- nen heriflerin, kanlann kıçlanna, başlanna, sacma sapan konuşmala- nna değinen pek çok ar\m okuyor ya da dinüyorsunuz ve kimi zaman kendi kendinize, defolun yahu başı- nuzdan, kendi kerhanenize dönün, diyorsunuz. Oyuncular bence genet- Blde feJakettiplerdir,ben de felaket he- rifin tejdyinu" Ingiliz tiyatrosunun en büyük ak- törü ve duayenı Sir Laurence OHvt- er'nin korumasında tiyatroya adımı- nı atan Hopkins, o yıllarda bile film- lerde oynamaktan başka bir iş yap- mayı düşünmediğini belirtiyor: "Sa- vaş sırasında insanlarm tek kaçış yo- lu, sığmaklan sinemaydL Gary Co- oper'ın, John Wayne'in oynadığı kov- boy filmleri, westernler beni adeta büyülemişlerdi. 15 yaşındavken. bir cumartesisabahı doğduğum kentPört Talbotta ünlü sinema ve tiyatro oyun- cusu Rıchard Burton'la karşılaşüm. Bizinı evimizin birkaç sokak ötesin- de büyümüştü o da. Hemen gidip Burton'dan imza istcdim. Eve doğru dönerken, arabasnla yanımdan geç- ti. Kansı Sybil de beni eli> le selamla- dL O an kendi kendime şöyie dediğt- nıi açıklıkla anımsıyorum: Burayı terketmelhim, onun gibizenginve ün- lü olnıaüyım, sinema yıldızlanyla ta- nışmabyım." Sanata karşı daima ilgim vardı Oyunculuk yapmanın olağanüstü aynksı bir yaşam biçimı olduğunu vurgulayan Hopkins, mesleğiyle il- gili hiçbiryanılsaması olmadığını da belirtiyor. "Oyunculuk felsefem şu- dur: Tekstini iyi bflmek, odaklanmak ve işe koyulmak. Çocukken tam bir salaküm, fakat sanata karşı daima 3- gim vanh. Bu mesleğe nasıl başladı- ğum sorarsanız... Bunalım dönemin- de, Amerika'yi bir uçtan öbür uca geçen, içleri oradan oraya sürükle- nen adamlarla dohı kamyonlarvar ya- Ben de sanki onlardan biriydim, ken- dimi onlar gibi hissediyordum. Ser- serinin tekiyken, iskambil oynayan bu delikanhlara yanaşıp acaba size kanlabilir miyim, derdim. Sonunda onlara sakız gibi y apışOm, hiçbir za- man da kamvondan inmedim._" McCannva 'Panltının Bu Yakası' ve Akçura ^nın 'Uzun Metin Sevenlerden misiniz?' adlı kitaplan Om Yayınlan'ndan çıktı Geçmiş sorgulaması ve amblemlerin kaynakları Kültür Servisi - Colum McCann'in New York'ta tünellerde yaşayan evsizleri anlattığı 'Panltının Bu Yakası' adlı romanı Om Yayınevı tarafından yayımlandı. Yuva, geçmiş gibi kavramları sorgulayan, bizi saran karanlıklardan nasıl kurtulabileceğimizin yollannı arayan 'McCann', ustalıkla kurguladığı, sıkmayan bir dille yazdığı kitabı ile okuru şaşırtıyor. 'Panltının Bu Yakası', ABD'nin modernleşme sürecinin başlangıcı olan 1920'lerde New York Metrosu tünellerinde işçilerin çalıştığı günlerden başlayarak 1990'lann sonunda bu tünellerde evsizlerin yaşadığı günlere kadar gelen yetmiş senelik bir dönemi anlatıyor. 'Panltının Bu Yakası' üzerinde dört yıl çalışan McCann. bir buçuk yılını da New York'ta evsizlerle birlikte geçirmiş. Yazar, romanın belkemiğinı oluşturan New York Metrosu tünellerine, çoğu evsizlik, terk edilmişlik ve bağımlılıkla boğuşan karakterlerinin içinde biraz iyimserlik olmazsa, onlan bekleyen tek şeyin yenilgi olacağını düşünüyor. 'Sandhog' adlı ilk romanından sonra 1998'de yayımlanan 'Panltının Bu Yakası' başansının bir rastlantı olmadığını kanıthyor. 'Panltının Bu Yakası', New York Times Book Revievv, Los Angeles Times ve Boston Globe tarafından 1998 yılının en iyi romanı olarak seçildi. Gökhan Akçura'nm hazırladığı 'Ivır Zı\ir Tarihi' dizisinin üçüncü kitabı 'Uzun Metin Sevenlerden misiniz?' de Om Yayınevi'nden çıkan bir diğer kitap. Daha önce bu diziden yayımlanan, kadın mevzulannı inceleyen 'Unutma Beni' ve eğlence hayatımıza eğilen 'Gramafon Çağı' adlı kitaplann ardından çıkan 'Uzun Metin Sevenlerden misiniz?' reklamlardan önce sesin ve işaretlerin geldiğini belirttikten sonra, amblemler ve logolann kaynaklanm araştırıyor. Türkiye'nin Osmanh'dan bu yana önemli reklam verenlerini ele alan yazı, 'Uzun Metin Sevenlerden misiniz?'deki diğer çalışmalara genel bir giriş niteliği taşımakta. DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇİ Rüzgâplı Şiirler Yazın en güzel günlerindeyiz. Doğa insanlardan fark- lı işliyor. Kendine özgü düzeni kolay değişmıyor. Iş- te yaz mevsımi de kızgınlıklannı attı üzerinden. Uy- sal bir sevgili gibi olgun, dizimizde yatıyor. ilkbahardan bu yana coşup köpüren doğa en be- reketh döneminde: Hasat, bağbozumları sürüyor. Leylekler erkenden dönüyorlar geldikleri yerlere. Oy- sa daha tadılacak nimetlerı var toprağın. Kırlangıç- lar, bağbozumlannda kaynatılan şıraları içmeden yo- la çıkmazlarmış. Hatta bir söz vardır, kırlangıç için, "Ştrayı içer, leyleğı geçer" denir. Yaz şiirleri geçiyor akhmdan, halkın öfkesinden korkuya kapılmış siyasilerin odalanmızı karartan gö- rüntüleri arasında. Oktay Rifat'ın Çobanıl Şiirleri'm unutamıyorum. Yıllar boyu Ege'nin doğasından, insanından biriktir- diklerini nasıl inanılmaz ustalıkla şiirlere dönüştürü- şünü... llhan Berk'in Bodrum çevresinın dağını ta- şını, otunu sapını, şiir yaratısının vazgeçilmez bir un- suru görup her kitabına oralardan şiirler taşımasını... Bedri Rahmi den "Can Eriği", "Karadut", Ülkü Ta- mer'in şiirinden Antep'in narı, Yaşar Miraç'ınkinden Karadeniz'in mısırı, fındığı taşar. Birkaç yıl once Foça'ya yerleşen Süreyya Berfe de şiirinın yelkenıni Ege rüzgârıyla doldurmayı ba- şardı. Gençlik ve tazelik kokan yeni şiirleriyle okur- lan mutlu etmeyi sürdürüyor. Geçen yıl yayımlanan ve 2002 Behçet Necatigil Şi- ırödülü'nü kazanan Nâb/ga'dan sonra şimdi deSe- ni Seviyonım yayımlandı. Seni Seviyonım, şairdeki aşk, doğa ve yaşam patlamalarının şiire dönüştüğü bir yaprt. Insana özgü en temel duyulardan bıri olan aşk, Sü- reyya Berfe'nin şiirlerinde bir yandan doğa, öte yan- dan da bütün insani özelliklerle harmanlanarak güç- lü bir şaırin rengârenk bakışı ve duyuşuyla yeniden yorumlanıyor. Şairin dünyayı aşkla algılayışı, insanlarm iç dün- yalarına giden yolları da kolaylıkla açıyor. Hayat, in- san, bütün canlılar, dünya ve evren üstüne okurlar- la dertleşmeyı, insani heyecanları paylaşmayı deni- yor. Bunu yaparken olağan şeylerden şiirin olağanüs- tülüğüne ulaşarak hayatın küçük ayrıntılarından na- sıl şiire gidilebileceğıni de gösteriyor. Kitapta yer alan "Dört Mevsım" adlı bolümdeki çok sayıda şiir ise mevsimler ustüne dizelerle kurulmuş bir senfoni izlenimi veriyor. Şair, tıpkı besteci gibi bütun çalgıların-seslenn çalacağı-söyleyeceği dize- leri tek tek yazmış. O sesleri ve imgeleri algılamak ise okura kalıyor. Seni Sevıyorum'daki şiirler, türiü karmaşalar ve çal- kantılar içinde yaşamak zorunda kalan günümüz in- sanına durup. hayatın asıl amacı üstune yeniden düşünme fırsatı yaratıyor. Herkesin ufku ermez bizim yakınlığımıza uzaklığımıza da. Ne diyeyim bana harcadığın, harcayacağın iyi zamanın çok olsun Gelincık gelincik kokunca rüzgâr iri yağmur tanelerinı ışıldattıkça güneş sana doyamryorum. • - - • tfısekck" superonline.com Lee Thompson yaşama veda etti • LOS ANGELES (AP) - Aralannda 'Cape Fear'/The Guns of Navarone", ve 'Planet of the Apes'in de bulunduğu 50'den fazla filme imza atan başanlı Ingiliz yönetmen J. Lee Thompson kalp yetmezliğinden, 88 yaşında öldü. 'St. Ives' ve '10 to Midnight' ve ' *—' 1989'da çekilen 'Kinjite' adlı filmlerde yardımcı yönetmen olarak göre%* alan Pancho Kohner, birlikte çahştıklan süre boyunca yönetmenlik adına kendisinden çok şey öğrendiğini belirtti. Thompson, aynca Gregory Peck ile 'Cape Fear'da, 1978'de .\nthonyQuinn'le- The Greek Tycoon'da, Yul Brynner ile 1962'de 'Taras Bulba' ve 1963'te 'Kings of the Sun" adlı filmlerde birlikte çalıştı. Kolayca kategorize edilemeyen bir yönetmenlik edimine sahip olduğu, otoritelerce kabul edilen Thompson" ın "London's West Side'da sahnelenmiş iki tane de oyunu bulunuyor. 1961 'de 'The Guns of Navarone' filmi ile Akademi Ödülleri'ne aday gösterelen Thompson, 1974"te 'Huckleberry Finn' adlı müzikalı de sahneye koymuşru. Tım Burton'dan Batman müzikali • Kültür Servisi- 1930-40'h yıllann çizgi- romanını, 1989 yılında ilk defa bir görsel şölene, 'Batman' adında fantastik bir filme dönüştüren Warner Bros şirketi. üstün adama gösterilen ilgi sonucunda serüveni sürdürmüş ve 1992 yapımı 'Batman Dönüyor' ile hayranlannı memnun etmişti. Yıl 2002. Batman'in yönetmeni Tün Burton bu kez 'Batman: -The Musical'i sahneye koyarak şansını Broad\vay'de arayacak. Gösterinın müziklerini besteleyen Jim Steinman, Tim Burton'ın bunu yapmayı kabul etmesinin kendisini çok heyecanlandırdığını, yaklaşık bir yıldır Batman'i nasıl müzikalleştirebileceklerini düşündüğünü, Tim'in orijinal filmini izledikten sonra ne yapmalan gerektigini birden anladıklannı belirtti. 15 milyon dolara gerçekleştirilecek gösteri 2004'te başlıyor. "Emek Kenti Zonguldak' sergisi • Kültür Servisi - Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (ZOKEV) düzenlediği Nazım Baysal Fotoğraf Projesi içinde yer alan 'Emek Kenti Zonguldak' başlıklı fotoğraf sergisi Almanya'da açılacak. Alsdorf Maden Müzesi Derneği'nin düzenli olarak gerçekleştirdiği 'Avrupa Günleri' etkinlikleri kapsamında 6 Eylül'de açılacak sergide 11 fotoğrafçının 40 fotoğrafi yer aJıyofc=F Ruhr havzasını içine alan bölgede iki hafta sürecek etkinlikler arasında Zonguldak madencilerinin üretim koşullannı ve Ankara yürüyüşlerini konu alan dia ve video gösterileri de ızleyicılere sunulacak. (0 372 252 17 59)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle