10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA -I- CUMHURİYET 4 EYLÜL 2002 ÇARŞAME HABERLER SHP, HADEP, ÖDP ve EMEP seçimde tek bir parti çatısı altında toplanmak için uzlaştı Soldakısmi ittifak sağlandıANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-SHP. HADEP, ÖDP ve EMEP, seçime tek parti çatısı altında gir- mek için uzlaşma sağladılar. ÖDP Genel Başkanı Uftık Uras, ittifak konusunda bazı teknik detaylar kal- dığını ve 1 -2 gün içinde ortaklık- la ilgili açıkJama yapılacağını bil- dirdi. Baraj altında kalma tehlikesi ya- şayan soldaki bu 4 parti, DEHAP çatısı altında ve tek program etra- finda ittifak sağlama konusunu tar- tışıyor. Avukat Eşber Yagmurdere- B de bu çerçevede solda bırlık çağ- nsı yaparak ittifak arayışlanna des- tek verdi. Solda birlik arayışlan doğrultusunda SHP, HADEP ve ÖDP arasındaki görüşme trafiği hızlandı. HADEP ve ÖDP'lı yöne- • ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras, seçime tek bir parti çatısı altında girmek için "lokomotif partiler" HADEP, EMEP ve SHP ile görüşmelerde uzlaşı sağlandığını ve 1-2 gün içinde ortaklıkla ilgili açıklamanın yapılacağını bildirdi. ticiler 2 gündür SHP'yi ziyaret ederken SHP Genel Başkanı Mu- rat Karayalçın ve HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak da önceki akşam bir araya geldiler. SHP, HA- DEP, ÖDP ve EMEP arasında se- çim ittifakı yapılması konusunda ilkesel olarak anlaşıldığı yalnızca detaylann görüşülmesine devam edüdiği bildirildi. AJevi temsilcfleri de katıldı Görüşmelere Alevi-Bektaşi örgüt temsilcilerinin de katıldığı iddia edildi. Soldaki 4 partinin "tophım- sal banşm sağlanması, yoksuflu- ğun yenilmesi, tam istihdanun ger- çekleştirilmesi ve devietin yeniden yapılanması" gibi projeferin de yer alacağı tek program etrafında ittifak yapmalan öngörülüyor. Alınan bilgiye göre SHP, HA- DEP, ÖDP ve EMEP'ın, DEHAP çatısı altında birleşmesi tartışılı- yor. Yasal süresi içinde yetiştirile- bilirse, DEHAP'uı adının değişti- rilebileceği de belirtiliyor. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, seçime tek bir parti çatısı altında girmek için "lokomotif partiler'' HADEP, EMEP ve SHP ile görüş- melerde uzlaşı sağlandığını ve 1 - 2 gün içinde ortaklıkla ilgili açık- lamanın yapılacağını bildirdi. YağmurderelTden destek Amaçlannın "Türldye'yiIMF'ye testim eîden anlayışın karşısına, de- mokratik ve öfkeli çoğunluğun se- si olarak çıkmak" olduğunu anla- tan Uras, ittifak konusunda bazı teknik detaylar kaldığını söyledi. Avukat Eşber Yağmurdereli de bu kapsamda dün solda birlik çağnsı yaptı. Seçimde solun temsilini sağ- Iamanın asli görevleri olduğunu belirten Yağmurdereli, zaman ge- çirmeden solun temsilini yaşama geçirecek bir seçim ittifakının ger- çekleştirilmesini istedi. Soldaki tüm partileri, demokratik kitle ör- gütlerini ve kişileri bir araya gel- meye çağıran Yağmurdereli, "De- mokrasi göçlerini bir kez daha var olan çad partisi aracılığıyla birleş- meye ve geleceğimizi kurtarma yo- lunda çaba sarf etmeye çağınyo- rum" dedi. Yağmurdereli'nin ardından bir grup aydının da benzer şekilde sol- da birlik çağnsı yapması bekle- niyor. LtSTE PAZARLIĞI SÜRÜYOR DYP,BBPüe anlaşmayolunda • Pazarhklann başında BBP'nin DYP'den 20 kişilik kontenjan istediği, DYP'nin 10 kişi önerdiği öğrenildi. BBP, gelinen noktayı dün partisinin yetkili kurullannda değerlendirdi. Pazarltklann, BBP'ye 10-15 arası bir kontenjan tanınarak sonuçlanabileceği dile getirildi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller se- çimlere, "Büyüksağ" pro- jesiyle girme doğrultu- sundaki arayışlannj hız- landırdı. Bu kapsamda BBP, ATP, LDP ve bazı DP'lilerin DYP Listelerin- den girmesi yönündeki arayışlarsürüyor. BBPve ATP ile ittifak yapma ko- nusunda anlaşılmasına karşın listeler konusun- daki pazarlığın devam et- tiği dile getirildi. DYP li- deri Çiller'in Demokrat Partili olan Ankara Bü- yükşehir Belediye Baş- kanı iMefihGökçek'e güç- lü olduğu Ankara'dan, BBPveATP'yedeülkü- cü oylann yoğunlukta ol- duğu bölgelerden konten- jan verme düşüncesinin ağırlık kazandığı ileri sü- riildü. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Hasan Ekinci. AP tabanının ye- niden yaratılması doğrul- tusunda listelerini mer- kez sağdaki isimJere aç- tıklannı söyledi. İttifak yolundaki anlaşmanın ba- zı BBP'lileri rahatsız et- riği öğrenildi. 3 Kasım erken seçimle- rine biiyük sağ projesi ile girmeyi hedefleyen DYP, barajı aşma şansı olma- yan küçükpartilerle pazar- bklannı yoğunlaşürdı. Bu kapsamda BBP ile daha önce yapılan ve kesilen görüşmelere yeniden baş- ladı. Görüşmeler sonu- cunda BBP'nin DYP lis- telerinden seçime girme- si konusunda uzlaşma yo- lunun açıJdığı kaydedil- di. Pazarlıklann başında BBP'nin DYP'den 20 ki- şilik kontenjan istediği, DYP'nin lOkişı önerdiği öğrenildi. BBP, gelinen noktayı dünpartisinin yet- kili kurullannda değer- lendirdi. Pazarlıkların, BBP'ye 10-15 arası bir kontenjan tanınarak so- nuçlanabileceği dile ge- tirildi. Gökçek'e tekBf DYP aynca ATP, DP ve LDP ile de görüşme- lerini süıdürüyor. Görüş- melerde ATP nin liste- lerde 10 kişilik yer iste- diği, DYP'nin ise önce 3 önerdikleri daha sonra 5 kişiye kadaryükselttikle- ri öğrenildi. DYP'li kur- maylann DP'ye, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gök- çek'in yerel seçimlerde kendi partilerinden aday olmayı, eşüıi de Anka- ra'dan milletvekili adayı göstermeyi önerdikleri, bu yöndeki pazarlıklann sürdüğü belirtildi. DYP ile BBP ve ATP arasındaki görüşmeler sonucunda ittifak yapıl- ması konusunda görüş birliği sağiandığı, bun- dan sonraki liste pazarhk- lannın hafta sonuna ka- dar sonuçlandınlmasının beklendiği ifade edildi. Çiller'in özellikle BBP ve ATP ile anlaşma sağ- lanması durumunda bu partili adaylan ülkücü oylann yoğun olduğu bölgelerde MHP'nin kar- şısma çıkarmayı planla- dığı dile getirildi. Propaganda gibi protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanvekili ve DYP Tunceli Millervekili Kamer Genç, "TnnceB'ye hizmet görürüTmediğT gerekçesiyle Bayındu-hk ve Iskân Bakanlığı önüne siyah çelenk koydu. Genç, dün Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, bakanhğın 57. hükümet döneminde Tunceli 'ye hiçbir hizmet vermediğini savunarak "Tunceli karayollan çukurdan geçilıııiyor M dedi. Her bakanm, devietin imkânlannı kendi seçim bölgesine götürdüğünü belirten Genç, şunlan söyledi: "Defalarca söyledim, tek bir hizmet getinniyorlar. KarayoUan'nın TÜPRAŞ'a 50 tribyon Bra borcn var. Halbuki bu 50 trihon bütçeye ek ödenek konuldu, bakan kendi iüne getirerek özel harcıvor. Böyle bir devlet anlayışı sadece aşiretlerde olur. Bayindırhk keyfî iş yapıyor, hizmetler ülkeye eşh dağıtiJnıalıdır." Genç. protestosunun ses getirip getirmeyeceği sorusuna karşılık da "Anlayana bu büyük bir darbedir, bu bir seçim propagandası değildir. Bu sözler her bakanın kulağına küpe olsun, Bayuıdıriık Bakam'nı istifaya davet ediyorum" diye konuştu. (FotoğVaf: KEREM GEZER) Onseçim partiyi karışürdı Yurt Haberleri Servisi - Tarihinde ılk kez önseçim yapan DYP'de işler kanş- d. Konya'daki milletveki- lı aday adayı Adü Bayntdn-, Muş Millervekili Mümtaz Yavuz'un para gücüyle ön- seçimde birinci sıraya çık- tığını belirterek partiden istifa etti. DYPKonyamilletveki- li aday adayı Adil Bayın- dır ve Beyşehir ilçe örgü- tü üyeleri partilerinden is- tifa etti. Istifalara önseçim- lerde birinci sırada yer alan Mümtaz Yavuz'un neden olduğunu ileri süren Bayın- dır, "Bu adamın bazı dele- gelereparaverdiğini ispat- layacak 50 şahit bulurum. Bu adamm 'TansuÇiller'in alnndaki araba benim' de- diğini duyan 10şahitbulu- rum" ifadesini kullandı. Giresun'da aday aday- lan önseçimin iptalüıi is- terken Ordu'nun Ünye ve Çaybaşı ilçelerinin DYP ilçe başkanlan, bir aday adayı tarafindan tehdit edil- dikleri iddiasıyla cumhu- riyet savcılığına başvur- dular. Cem, ihracatçılann düzenlediği toplantıda partisinin ekonomi politikasını anlattı YTP'den IMF programına ince ayar Ekonomi Servisi - YTP Genel Başkanı Is- mail Cem, IMF programuıda Türkiye'nin imzasını taşıyan konularda imzanın aksüıi yapmayacaklannı ancak yeniden düzenle- meye gideceklerini söyledi. Türkiye Ihracatçılar Meclisi'nin (TİM) 9 siyasi parti lideriyle düzenleyeceği "thra- catçılarSoruyor, LiderierYanıthyor" toplan- tı dızilerinin ilk konuğu Ismail Çem oldu. Dış Ticaret Kompleksi'nde düzenlenen toplann- da ihracatçılann sorulannı yanıtlayan Cem, teknolojik gelişim, bilgi ve iletişim çağında toplumlann yeni bir siyaset anlayışı oluştur- duğunu söyledi. Ülkelerin artık kolektif ola- rak yönetildiğini dile getiren Cem, bu or- tamda Türkiye'nin ekonomisinin, ihracahnın siyasi irade istediğini kaydetti. Siyasi iradenin ohnadığı ortamda siyaset- çinin de neyi nasıl yapacağını bilemediğini vurgulayan Cem, Türkiye'de bir güven bu- nalunı yaşandığını iddia etti. Devietin insa- nuıa, insanlann da devletine güvenmediğini söyleyen Cem, insanlann siyasetçiye de gü- venmediğinin altını çizdi. Bu ortamda va- tandaşlann da "tesümiyetçi" yaklaşım sergi- lediğini ifade eden Cem, bununla beraber bir rehavet ortamının yaşandığını belirtti. "İktidar Programı'' adını verdikleri prog- ramı ilk kez ihracatçılarla paylaşan Cem, Türkiye'nin üretimsizlik, eşitsizlik ve işsiz- lik problemi olduğunu yineleyerek "Biz bu- nu kıracağK" dedi. Avrupa Birliği'nde (AB) dış ticaret ataşe- lerinin odalar birliği tarafından atandığuıı vurgulayan Cem, bu konuyu da ele alacak- lannı ifade etti. Cem, Hazine arazilerini 49 yıllığına yatınmcıya açmayı hedefledikleri- ni anlatarak bu uygulamanın ABD'de BiD CKntondöneminde biryıl uygulandığını söy- ledi. Cem, IMF programı ile ilgili olarak "IMFprogramında Türkiye'nin imzasını ta- şıyanhususlardaoimzanınaksinibizvapma- yacağız. Ama baa konulan ince ayar tabiri- ni kullanıyorum' yeniden dözelteceğiz'' şek- linde konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kemal Erdoğan şaşkındı: "Biz düşmanı kanadan bekliyorduk, deniz- den geldi. Denize orkinos çiftliği kur- maya karar vermişler. Üstelik bize sormadan ve bizim rızamızı alma- dan." Erdoğan, Bektaş, Balabanlı ve Korubaşı köylerinin Su Ürünleri Ko- operatifi Başkanı. Istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Assos yakınlanndaki koy- .ann önüne orkinos çiftliği kurulma- sına başlandığını söyledi. Rotayı Ça- nakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Assos istikametine çevirdik. Behramkale'den Gülpınar'a dö- nüp Bektaş köyüne geldik ve Sivri- ce mevkiine yöneldik. Cumhuriyet gazetesinde yılla/dir ilanı çıkan Ça- ğm Motel, Sivricp fenerinin yanı ba- şındaydı, oraya yerieştik. Köylüler, tatillen'ni yıllardır bu köyde geçiren Yü- cel Sayman'a başvurmuşlardı. Balık- çılar ve motelcilik yapan işletrneciler endişe içindeydi. ••• önce neyin ne olduğunu anlama- ya çalışmışlardı. Çünkü orkinos çift- Iğinin temeli daha 15 gün önce atıl- nıştı. İlk bilgiler, bu çiftlikle ilgili izin- lerin Ayvacık Kaymakamlığı ve Ça- rakkale Valiliği'riice onaylandığı yö- Aristo'nun Okulunda Suşi Mezesi nündeydi. Tanm ve Köy Işleri Bakan- lığı da uygundur demişti. Evraklar ve onaylanma süreci, bu işi yapanların çok hızlı hareket ettik- lenni ve devlet bürokrasisinin büyük desteğini gördüklerini kanıtlıyordu. Orkinos çiftliği kurulmaya başlan- mıştı, ama ortada bir kira sözleşme- si bile yoktu. 12 Ağustos 2002 tarih- li birbelge, MaliyeBakanhğı'na bağ- lı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün, bu projeyle ilgili şartname hazıriadı- ğını gözler önüne seriyordu. Ayvacık yöresi bürokrasisinin ve Tanm ve Köy Işleri Bakanlığı'nın boJ keseden atarak, denizdeki bin met- rekarelik bir alanı bir yıllığına yalnız- ca 1 milyar 800 milyona kiralaması- nı Maliye Bakanlığı uygun görme- mişti. Üstelik bu kurumlar 15 yıllığı- na burayı kiralamaya da tereddüt- süz "olur" vermişlerdi. Maliye Ba- kanlığı bu süreyi de 10 yıla indirmiş- ti. 12 Ağustos tarihli belge, yörenin he- nüz Akuadem firmasına kiralanma- dığını gösteriyor. Ortada ciddi birka- nunsuzluk söz konusu. Henüz kira sözleşmesi yapılmadan yöre idare- cileri buraya çiftlik yapılmasına göz yummuşlardı. Konuştuğumuzyetki- liler, bakanlıkça verilmiş izin belge- sini gördüklerini iddia ettiler. Ancak Maliye Bakanlığı, bir kira sözleşme- si yapılabilmesi için önce buranın ihaleye çıkarılması gerektiğini belir- ten bir şartname hazırlamıştı. Bu şart- name yerine getirilmeden kimsenin buraya birşey yapması mümkün de- ğildi. Kamu malı daha kiralanmadan tasarruf edilmişti ve idare bu kanun- suzluğa engel olmak bir yana, des- teklemişti. ••• Köylüleri ve buradaki insanları asıl endişelendiren konu, denize ve de- niz ürünlerine yönelik tehditler. Ku- rulan çiftliklerdedenizden yakaJanan orkinoslar beslenecek. Bir kısım or- kinos biz bu yazıyı yazarken önü- müzden geçerek çiftliğe yerleştirildi. Orkinoslann günde birtonayakın ölü balıkla besleneceği söyleniyor. Ton- larca yöre balığı orkinoslara yem olur- ken, yenmeyenler dibe pislik olarak çökecek. Orkinos burada üremeye- cek. Yani tekertekerdenizden yaka- lanacak ve burada yalnızca beslene- cek. Bu yüzden bir süre sonra da çoğalamadığı için nesli detükenebi- lecek. Bir başka sonuç ise burada oluşan yeni dengelerin yöreye köpek balık- larını çekeceği, bunun ise Karade- niz'den gelen balık akınının yönünü değiştireceği endişesi. Ozaman ba- lık akını, Midilli'nin arkasından Yu- nan karasularından geçecek ve bu- ranın balıkçılan, ürününü kaybede- cek. Motelciler ise denizdeki kiriiliğin bu yörenin turizrn potansiyeline son vereceği korkusu içinde. Izmir'in Çeşme ilçesi yakınlannda- ki lldırı Köyü açıklannda kurulan or- kinos çiftliğinden gelen haberler, bu yöredeki köylüleri ıyıce tedirgin etmiş. Kdın balıkçılan, yemleme yapıldığın- da tüm denizin yüzünün yağla kap- landığını ve denize girenlerin mayo ve vücutlarının yağlandığını anlat- mışlar. • • * Bektaş, Koyunevi, Korubaşı, Ba- labanlı, Sokakağzı dahil on köyün halkı, yazdıklan birdilekçeyle kayma- kamlığa başvuruda bulundular ve bu yörede böyle bir çiftlik yapılmasını istemediklerini belirttiler. Yücel Say- man, köylüler adına önümüzdeki gün- lerde çiftliğin yapımının durdurulma- sı için bir dava açacak. Babakale'den Behramkale'ye ka- dar uzanan bu sahiller, Türkiye'nin en bakir ve doğal sahilleri. Deniz pınl pırıl, doğa sessizlik içinde. Burası Aristo'nun 2000 yıl önce felsefe ders- leri verdiği önemli birtarihsel SİT ala- nı. Bu yörede kazı yapan Profesör Ümit Serdaroğlu, bu alanda böyle bir çiftliğin kurulmasının tarihi doku- yu mahvedeceğini, birçok batığın bulunduğu bu yöreyi tahrip edece- ğini beiirrtiği raporunda, yapılanın kanunsuz olduğunu vurguluyor. Bu yazıyı Aristo'nun ders verdiği te- pelere bakarak yazıyorum. Bu muh- teşem tarihsel mekânı, Japonlara su- şi meze yapılan orkinos balıktenna çift- lik kurmak için yok etmeye kalkışmak da ancak bizlere yakışırdı. Artık bu- na dur demeliyiz. Ayvacık Kaymakamı henüz kira- lanmamış bu mekâna çiftlik kurul- masına nasıl izin verdi, doğrusu çok merak ediyoruz. GLOBALPOLITİKÜLTÜI ERGÎN YıLDıZOĞLU Atlantiğin İki Yakası Irak savaşına ılişkin tartışmalann ve Johannesbun Zirvesi'nin bir kez daha ortaya koyduğu gibi, ABİ ve Avrupa giderek birbirlerinden ayrı düşüyorlar Bu aynlıklann, önümüzdeki yıllarcJa ne yönde gelişeref nasıl bir siyasi şekıllenmeye yol açacağı henüz bell değil. Ama bu sürecin, dünyanın ve özellikle de halen bu iki gücün arasına sıkışan Türkiye gib ülkelerin ekonomik ve siyasi geleceklerini giderek daha geniş ölçekte etkileyeceği kesin. ABD dış politikasında yeni bir dönem Gerıde bıraktığımız 10 yıl boyunca Soğuk Savaş sonrası Yeni Dünya Düzeni'nin nasıl dacağını tartıştık. ABD "çok taraflı dışpolitika" yaklaşımı içinde, tek kutuplu bir dünya için gerekli ittifaklan ve askeri dayanakları oluşturmaya çabalarken Avrupa, ABD'nin giderektek taraflı davrandığından yakınıyor, çok kutuplu bir dünya isteğini dile getıriyordu. Bush hükümetinın yönetime gelmesiyle, 11 Eylül saldınsının ardından, bu tartışmalar lyice yalınlaştı. ABD çok tarafiılık iddılalarını bıraktı. Colin Povvell'ın, bu yıl bir Roma ziyareti sırasında dedıği gibi "Dış politika sorunlannı müttefiklenmizle tartışmz, onları doğru pozisyonakazanmayaçalışınz. Olmazsa, biz kendi doğru bildiğimiziyapanz" çizg/sini benimsedi. Bu "Bildiğim gibi yaparım" yaklaşımı, salt 11 Eylül saldınsının getırdiği bir şokun, kızgınlığın, suçlulan biran evvel yakalama arzusunun bir sonucu değil. ABD'nin. dış politika yöneliminde daha Clinton döneminde şekillenmeye başlayan köklü bir değişıkliğin ürünüydü. Bu dış politikanın paramet- relerı, 2001 Dört Yıllık Savunma Raporu'nda ortaya konulmuş olmakla bırlikte, arkasındaki temel varsayımı, Başkan Bush, hazıranda West Point askeri akademisinde yaptığı ve Avrupalı devlet yönetcilerinin saçlarını diken diken eden konuşmasında açıkladı: II. Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana ABD dış politikasını yönlendiren iki doktrin -Sovyetler Birliği'nin genişlemesinin sınırlanması, nükleersilahlarla gerçekleştirilebilecek birsaldırının caydınlması- artık geçerlilığını yitirmişti. Çünkü şimdi karşımızda devletsiz teröristlerle kitle imha silahlarına sahip Saddam Hüseyin gibi diktatörler vardı. Bush, konuşmasında, "önleyici ilk vuruş hakkı" prensibini benimsedıklerini de açıkladı. Böylece uluslararası ilişkilerde ABD vizyonunun köklü birdeğişiklik geçiımiş olduğu en yetkili ağızdan resmen açıklanmış oluyordu. Biz de dahil birçok yazar. bu yeni yaklaşımı bir imparatorluk eğilimi olarak yorumladı. Çatıdaki çatlak giderek büyürken Bu yeni yonelım, gelişmiş ülkeler (emperyalist ülkeler de dıyebılirsiniz) arasında ortak bir küresel yönetim oluşturma alanında ABD ve Avrupa'yı karşı karşıya getiren dinamikleri hızlandırdı, bu ülkelergrubû açısından bir küresel istikrarkurma olasılığını zayrflattı. örneğin, küresel iklim değişikliklerine neden olan etkenlerin sınırfanmasına ilişkin Kyoto Protokolü'nü imzalamayan ABD, uluslararası savaş suçlularının yargılanmasına, devletler üstü bir ceza hukuku oluştuımayı amaçlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi Anlaşması'na da karşı çıktı. ABD, biyolojik silahların yayılmasını engellemeyi amaçlayan denetim anlaşmasına, doğada biyolojik çeşitliliği koruma anlaşmasına da imza koymuyor. Johanesburg Zirvesi boyunca ABD'nin Avrupa'dan tümüyle farklı bir çizgiyi savunduğunu, tümüyle çokuluslu şirketlerin yanında tutum alarak genetik besinlen'n kullanılmasını yaygınlaştırmaya çalışırken yenilenebilir enerji konusundaki gelişmelerı baltaladığını da gördük. Geçen aylarda ABD, Ikinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan uluslararası güvenlik sisteminin köşe taşlarını, Avrupa'nın tüm itirazlanna ve uyarılarına karşın, teker teker sökmeye başladı. örmeğin Balistik Füze Anlaşması'ndan tek taraflı olarak çekildi, Deneme Yasağı Anlaşması'na uymayacağını açıkladı. ABD ile Avrupa arasındaki en önemli görüş aynlıklanndan biri de Ortadoğu politikası. Bu yüzden, Bush hükümetinin, Irak'ta rejim değişikliği projesi, ABD'nin bölgede giderek daha çok Israil'in etki alanına gırerek istikrarsızlığı daha da arttırdığını düşünen Avrupa'da büyük kaygı yarattı. Önce Chirac ve Scnröeder Bush'un Irak'a saldırma planıyla aralanna mesafe koyarak bunun için öncelikte bir BM kararı gerektiğini vurguladılar. Arkasından, Isveç ve Ispanya da benzer bir tutum aldı. Nihayet geçen hafta, ABD'nin Avrupa'daki en yakın müttefiki Blair de operasyon için bir BM karannın gerekli olduğunu belirtti. Bush yönetiminin iç tartışmalan da Irak konusunda Avrupa'nın manevra alanını genışleterek farklılıklarını daha açık bir biçimde dile getirmesine yardımcı oldu. Böylece ABD ile Avrupa arasındaki çatlak daha da büyüdü. ABD ve Avrupa ittifakı II. Dünya Savaşı'ndan bu yana dünya düzeninin çatısını oluşturuyor. ABD hegemonyası, Soğuk Savaş dönemindeki iki bloklu denge hep bu çatının altında bannıyordu. Soğuk Savaş birtikten, ortak dış tehlike sorunu gündemden kalktıktan sonra, uluslararası sistemin geleceğine ilişkin ABD ilişkilerinde bir çatlak oluşmaya başladı. 11 Eylül saldınsının hemen arkasından görülen ABD-Avrupa yakınlaşması, şaşırtıcı birhızda ortadan kalktıktan sonra, şimdi uluslararası güvenlik sistemınde, küresel yönetişimin aracı olan anlaşmalardan Ortadoğu poltikalanna kadar çok önemli alanlarda bu çatlak genışlemeye devam ediyor. Geçenlerde Zbignievv Bzerzinski nin CNN'de uyardığı gibi, ABD-Avrupa arasındaki sorunlar bu günden çözülmeye başlamaz ve ABD yoluna tek başına devam ederse, 10 yıl sonra dünya kendini çok daha tehlikli bir kavşakta bulabilir. Örtülü ödenek acıklaması Özkan: Gerekli bilgiler yanımda ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hüsa- mettin Özkan, Başba- kan yardımcılığı yap- tığı dönemde örtülü ödenekten usulsüzlük yaptığı iddialanna kar- şılık olarak "Gerekli belgeve bilgileryanım- da. Ecevit isterse açık- lanm" diyerek mey- dan okudu. Ancak örtülü ödene- ğe ilişkin her türlü iş- lemin gizliliği nede- niyle bu isteğe olumlu yanıtın verilemeyecek olması, Özkan'ın "si- yasi mane>Tası" olarak değerlendirildi. Öz- kan'ın kayıtları bile gizli tutulan örtülü öde- nek harcamalannın belgelerini yanında gö- türmesi de soru işare- ti yarattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle