Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
-I-
CUMHURİYET 4 EYLÜL 2002 ÇARŞAME
HABERLER
SHP, HADEP, ÖDP ve EMEP seçimde tek bir parti çatısı altında toplanmak için uzlaştı
Soldakısmi ittifak sağlandıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-SHP. HADEP, ÖDP ve EMEP,
seçime tek parti çatısı altında gir-
mek için uzlaşma sağladılar. ÖDP
Genel Başkanı Uftık Uras, ittifak
konusunda bazı teknik detaylar kal-
dığını ve 1 -2 gün içinde ortaklık-
la ilgili açıkJama yapılacağını bil-
dirdi.
Baraj altında kalma tehlikesi ya-
şayan soldaki bu 4 parti, DEHAP
çatısı altında ve tek program etra-
finda ittifak sağlama konusunu tar-
tışıyor. Avukat Eşber Yagmurdere-
B de bu çerçevede solda bırlık çağ-
nsı yaparak ittifak arayışlanna des-
tek verdi. Solda birlik arayışlan
doğrultusunda SHP, HADEP ve
ÖDP arasındaki görüşme trafiği
hızlandı. HADEP ve ÖDP'lı yöne-
• ÖDP Genel Başkanı Ufiık Uras, seçime tek bir parti çatısı altında girmek
için "lokomotif partiler" HADEP, EMEP ve SHP ile görüşmelerde uzlaşı
sağlandığını ve 1-2 gün içinde ortaklıkla ilgili açıklamanın yapılacağını bildirdi.
ticiler 2 gündür SHP'yi ziyaret
ederken SHP Genel Başkanı Mu-
rat Karayalçın ve HADEP Genel
Başkanı Murat Bozlak da önceki
akşam bir araya geldiler. SHP, HA-
DEP, ÖDP ve EMEP arasında se-
çim ittifakı yapılması konusunda
ilkesel olarak anlaşıldığı yalnızca
detaylann görüşülmesine devam
edüdiği bildirildi.
AJevi temsilcfleri de katıldı
Görüşmelere Alevi-Bektaşi örgüt
temsilcilerinin de katıldığı iddia
edildi. Soldaki 4 partinin "tophım-
sal banşm sağlanması, yoksuflu-
ğun yenilmesi, tam istihdanun ger-
çekleştirilmesi ve devietin yeniden
yapılanması" gibi projeferin de
yer alacağı tek program etrafında
ittifak yapmalan öngörülüyor.
Alınan bilgiye göre SHP, HA-
DEP, ÖDP ve EMEP'ın, DEHAP
çatısı altında birleşmesi tartışılı-
yor. Yasal süresi içinde yetiştirile-
bilirse, DEHAP'uı adının değişti-
rilebileceği de belirtiliyor.
ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras,
seçime tek bir parti çatısı altında
girmek için "lokomotif partiler''
HADEP, EMEP ve SHP ile görüş-
melerde uzlaşı sağlandığını ve 1 -
2 gün içinde ortaklıkla ilgili açık-
lamanın yapılacağını bildirdi.
YağmurderelTden destek
Amaçlannın "Türldye'yiIMF'ye
testim eîden anlayışın karşısına, de-
mokratik ve öfkeli çoğunluğun se-
si olarak çıkmak" olduğunu anla-
tan Uras, ittifak konusunda bazı
teknik detaylar kaldığını söyledi.
Avukat Eşber Yağmurdereli de bu
kapsamda dün solda birlik çağnsı
yaptı. Seçimde solun temsilini sağ-
Iamanın asli görevleri olduğunu
belirten Yağmurdereli, zaman ge-
çirmeden solun temsilini yaşama
geçirecek bir seçim ittifakının ger-
çekleştirilmesini istedi. Soldaki
tüm partileri, demokratik kitle ör-
gütlerini ve kişileri bir araya gel-
meye çağıran Yağmurdereli, "De-
mokrasi göçlerini bir kez daha var
olan çad partisi aracılığıyla birleş-
meye ve geleceğimizi kurtarma yo-
lunda çaba sarf etmeye çağınyo-
rum" dedi.
Yağmurdereli'nin ardından bir
grup aydının da benzer şekilde sol-
da birlik çağnsı yapması bekle-
niyor.
LtSTE PAZARLIĞI SÜRÜYOR
DYP,BBPüe
anlaşmayolunda
• Pazarhklann başında BBP'nin DYP'den 20
kişilik kontenjan istediği, DYP'nin 10 kişi
önerdiği öğrenildi. BBP, gelinen noktayı dün
partisinin yetkili kurullannda değerlendirdi.
Pazarltklann, BBP'ye 10-15 arası bir kontenjan
tanınarak sonuçlanabileceği dile getirildi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller se-
çimlere, "Büyüksağ" pro-
jesiyle girme doğrultu-
sundaki arayışlannj hız-
landırdı. Bu kapsamda
BBP, ATP, LDP ve bazı
DP'lilerin DYP Listelerin-
den girmesi yönündeki
arayışlarsürüyor. BBPve
ATP ile ittifak yapma ko-
nusunda anlaşılmasına
karşın listeler konusun-
daki pazarlığın devam et-
tiği dile getirildi. DYP li-
deri Çiller'in Demokrat
Partili olan Ankara Bü-
yükşehir Belediye Baş-
kanı iMefihGökçek'e güç-
lü olduğu Ankara'dan,
BBPveATP'yedeülkü-
cü oylann yoğunlukta ol-
duğu bölgelerden konten-
jan verme düşüncesinin
ağırlık kazandığı ileri sü-
riildü. DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Hasan
Ekinci. AP tabanının ye-
niden yaratılması doğrul-
tusunda listelerini mer-
kez sağdaki isimJere aç-
tıklannı söyledi. İttifak
yolundaki anlaşmanın ba-
zı BBP'lileri rahatsız et-
riği öğrenildi.
3 Kasım erken seçimle-
rine biiyük sağ projesi ile
girmeyi hedefleyen DYP,
barajı aşma şansı olma-
yan küçükpartilerle pazar-
bklannı yoğunlaşürdı. Bu
kapsamda BBP ile daha
önce yapılan ve kesilen
görüşmelere yeniden baş-
ladı. Görüşmeler sonu-
cunda BBP'nin DYP lis-
telerinden seçime girme-
si konusunda uzlaşma yo-
lunun açıJdığı kaydedil-
di. Pazarlıklann başında
BBP'nin DYP'den 20 ki-
şilik kontenjan istediği,
DYP'nin lOkişı önerdiği
öğrenildi. BBP, gelinen
noktayı dünpartisinin yet-
kili kurullannda değer-
lendirdi. Pazarlıkların,
BBP'ye 10-15 arası bir
kontenjan tanınarak so-
nuçlanabileceği dile ge-
tirildi.
Gökçek'e tekBf
DYP aynca ATP, DP
ve LDP ile de görüşme-
lerini süıdürüyor. Görüş-
melerde ATP nin liste-
lerde 10 kişilik yer iste-
diği, DYP'nin ise önce 3
önerdikleri daha sonra 5
kişiye kadaryükselttikle-
ri öğrenildi. DYP'li kur-
maylann DP'ye, Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gök-
çek'in yerel seçimlerde
kendi partilerinden aday
olmayı, eşüıi de Anka-
ra'dan milletvekili adayı
göstermeyi önerdikleri,
bu yöndeki pazarlıklann
sürdüğü belirtildi.
DYP ile BBP ve ATP
arasındaki görüşmeler
sonucunda ittifak yapıl-
ması konusunda görüş
birliği sağiandığı, bun-
dan sonraki liste pazarhk-
lannın hafta sonuna ka-
dar sonuçlandınlmasının
beklendiği ifade edildi.
Çiller'in özellikle BBP
ve ATP ile anlaşma sağ-
lanması durumunda bu
partili adaylan ülkücü
oylann yoğun olduğu
bölgelerde MHP'nin kar-
şısma çıkarmayı planla-
dığı dile getirildi.
Propaganda gibi protesto
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Başkanvekili ve DYP Tunceli Millervekili
Kamer Genç, "TnnceB'ye hizmet
görürüTmediğT gerekçesiyle
Bayındu-hk ve Iskân Bakanlığı
önüne siyah çelenk koydu.
Genç, dün Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı
önünde yaptığı açıklamada, bakanhğın 57.
hükümet döneminde
Tunceli 'ye hiçbir hizmet vermediğini
savunarak "Tunceli karayollan çukurdan
geçilıııiyor
M
dedi. Her bakanm, devietin
imkânlannı kendi seçim bölgesine
götürdüğünü belirten Genç, şunlan söyledi:
"Defalarca söyledim, tek bir hizmet
getinniyorlar. KarayoUan'nın TÜPRAŞ'a 50
tribyon Bra borcn var. Halbuki bu 50 trihon
bütçeye ek ödenek konuldu, bakan kendi iüne
getirerek özel harcıvor. Böyle bir devlet
anlayışı sadece aşiretlerde olur. Bayindırhk
keyfî iş yapıyor, hizmetler ülkeye eşh
dağıtiJnıalıdır." Genç. protestosunun ses
getirip getirmeyeceği sorusuna karşılık da
"Anlayana bu büyük bir darbedir, bu bir
seçim propagandası değildir. Bu sözler her
bakanın kulağına küpe olsun, Bayuıdıriık
Bakam'nı istifaya davet ediyorum" diye
konuştu. (FotoğVaf: KEREM GEZER)
Onseçim
partiyi
karışürdı
Yurt Haberleri Servisi -
Tarihinde ılk kez önseçim
yapan DYP'de işler kanş-
d. Konya'daki milletveki-
lı aday adayı Adü Bayntdn-,
Muş Millervekili Mümtaz
Yavuz'un para gücüyle ön-
seçimde birinci sıraya çık-
tığını belirterek partiden
istifa etti.
DYPKonyamilletveki-
li aday adayı Adil Bayın-
dır ve Beyşehir ilçe örgü-
tü üyeleri partilerinden is-
tifa etti. Istifalara önseçim-
lerde birinci sırada yer alan
Mümtaz Yavuz'un neden
olduğunu ileri süren Bayın-
dır, "Bu adamın bazı dele-
gelereparaverdiğini ispat-
layacak 50 şahit bulurum.
Bu adamm 'TansuÇiller'in
alnndaki araba benim' de-
diğini duyan 10şahitbulu-
rum" ifadesini kullandı.
Giresun'da aday aday-
lan önseçimin iptalüıi is-
terken Ordu'nun Ünye ve
Çaybaşı ilçelerinin DYP
ilçe başkanlan, bir aday
adayı tarafindan tehdit edil-
dikleri iddiasıyla cumhu-
riyet savcılığına başvur-
dular.
Cem, ihracatçılann düzenlediği toplantıda partisinin ekonomi politikasını anlattı
YTP'den IMF programına ince ayar
Ekonomi Servisi - YTP Genel Başkanı Is-
mail Cem, IMF programuıda Türkiye'nin
imzasını taşıyan konularda imzanın aksüıi
yapmayacaklannı ancak yeniden düzenle-
meye gideceklerini söyledi.
Türkiye Ihracatçılar Meclisi'nin (TİM) 9
siyasi parti lideriyle düzenleyeceği "thra-
catçılarSoruyor, LiderierYanıthyor" toplan-
tı dızilerinin ilk konuğu Ismail Çem oldu. Dış
Ticaret Kompleksi'nde düzenlenen toplann-
da ihracatçılann sorulannı yanıtlayan Cem,
teknolojik gelişim, bilgi ve iletişim çağında
toplumlann yeni bir siyaset anlayışı oluştur-
duğunu söyledi. Ülkelerin artık kolektif ola-
rak yönetildiğini dile getiren Cem, bu or-
tamda Türkiye'nin ekonomisinin, ihracahnın
siyasi irade istediğini kaydetti.
Siyasi iradenin ohnadığı ortamda siyaset-
çinin de neyi nasıl yapacağını bilemediğini
vurgulayan Cem, Türkiye'de bir güven bu-
nalunı yaşandığını iddia etti. Devietin insa-
nuıa, insanlann da devletine güvenmediğini
söyleyen Cem, insanlann siyasetçiye de gü-
venmediğinin altını çizdi. Bu ortamda va-
tandaşlann da "tesümiyetçi" yaklaşım sergi-
lediğini ifade eden Cem, bununla beraber bir
rehavet ortamının yaşandığını belirtti.
"İktidar Programı'' adını verdikleri prog-
ramı ilk kez ihracatçılarla paylaşan Cem,
Türkiye'nin üretimsizlik, eşitsizlik ve işsiz-
lik problemi olduğunu yineleyerek "Biz bu-
nu kıracağK" dedi.
Avrupa Birliği'nde (AB) dış ticaret ataşe-
lerinin odalar birliği tarafından atandığuıı
vurgulayan Cem, bu konuyu da ele alacak-
lannı ifade etti. Cem, Hazine arazilerini 49
yıllığına yatınmcıya açmayı hedefledikleri-
ni anlatarak bu uygulamanın ABD'de BiD
CKntondöneminde biryıl uygulandığını söy-
ledi. Cem, IMF programı ile ilgili olarak
"IMFprogramında Türkiye'nin imzasını ta-
şıyanhususlardaoimzanınaksinibizvapma-
yacağız. Ama baa konulan ince ayar tabiri-
ni kullanıyorum' yeniden dözelteceğiz'' şek-
linde konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Kemal Erdoğan şaşkındı: "Biz
düşmanı kanadan bekliyorduk, deniz-
den geldi. Denize orkinos çiftliği kur-
maya karar vermişler. Üstelik bize
sormadan ve bizim rızamızı alma-
dan." Erdoğan, Bektaş, Balabanlı ve
Korubaşı köylerinin Su Ürünleri Ko-
operatifi Başkanı.
Istanbul Barosu Başkanı Yücel
Sayman, Assos yakınlanndaki koy-
.ann önüne orkinos çiftliği kurulma-
sına başlandığını söyledi. Rotayı Ça-
nakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı
Assos istikametine çevirdik.
Behramkale'den Gülpınar'a dö-
nüp Bektaş köyüne geldik ve Sivri-
ce mevkiine yöneldik. Cumhuriyet
gazetesinde yılla/dir ilanı çıkan Ça-
ğm Motel, Sivricp fenerinin yanı ba-
şındaydı, oraya yerieştik. Köylüler,
tatillen'ni yıllardır bu köyde geçiren Yü-
cel Sayman'a başvurmuşlardı. Balık-
çılar ve motelcilik yapan işletrneciler
endişe içindeydi.
•••
önce neyin ne olduğunu anlama-
ya çalışmışlardı. Çünkü orkinos çift-
Iğinin temeli daha 15 gün önce atıl-
nıştı. İlk bilgiler, bu çiftlikle ilgili izin-
lerin Ayvacık Kaymakamlığı ve Ça-
rakkale Valiliği'riice onaylandığı yö-
Aristo'nun Okulunda Suşi Mezesi
nündeydi. Tanm ve Köy Işleri Bakan-
lığı da uygundur demişti.
Evraklar ve onaylanma süreci, bu
işi yapanların çok hızlı hareket ettik-
lenni ve devlet bürokrasisinin büyük
desteğini gördüklerini kanıtlıyordu.
Orkinos çiftliği kurulmaya başlan-
mıştı, ama ortada bir kira sözleşme-
si bile yoktu. 12 Ağustos 2002 tarih-
li birbelge, MaliyeBakanhğı'na bağ-
lı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün,
bu projeyle ilgili şartname hazıriadı-
ğını gözler önüne seriyordu.
Ayvacık yöresi bürokrasisinin ve
Tanm ve Köy Işleri Bakanlığı'nın boJ
keseden atarak, denizdeki bin met-
rekarelik bir alanı bir yıllığına yalnız-
ca 1 milyar 800 milyona kiralaması-
nı Maliye Bakanlığı uygun görme-
mişti. Üstelik bu kurumlar 15 yıllığı-
na burayı kiralamaya da tereddüt-
süz "olur" vermişlerdi. Maliye Ba-
kanlığı bu süreyi de 10 yıla indirmiş-
ti.
12 Ağustos tarihli belge, yörenin he-
nüz Akuadem firmasına kiralanma-
dığını gösteriyor. Ortada ciddi birka-
nunsuzluk söz konusu. Henüz kira
sözleşmesi yapılmadan yöre idare-
cileri buraya çiftlik yapılmasına göz
yummuşlardı. Konuştuğumuzyetki-
liler, bakanlıkça verilmiş izin belge-
sini gördüklerini iddia ettiler. Ancak
Maliye Bakanlığı, bir kira sözleşme-
si yapılabilmesi için önce buranın
ihaleye çıkarılması gerektiğini belir-
ten bir şartname hazırlamıştı. Bu şart-
name yerine getirilmeden kimsenin
buraya birşey yapması mümkün de-
ğildi. Kamu malı daha kiralanmadan
tasarruf edilmişti ve idare bu kanun-
suzluğa engel olmak bir yana, des-
teklemişti.
•••
Köylüleri ve buradaki insanları asıl
endişelendiren konu, denize ve de-
niz ürünlerine yönelik tehditler. Ku-
rulan çiftliklerdedenizden yakaJanan
orkinoslar beslenecek. Bir kısım or-
kinos biz bu yazıyı yazarken önü-
müzden geçerek çiftliğe yerleştirildi.
Orkinoslann günde birtonayakın ölü
balıkla besleneceği söyleniyor. Ton-
larca yöre balığı orkinoslara yem olur-
ken, yenmeyenler dibe pislik olarak
çökecek. Orkinos burada üremeye-
cek. Yani tekertekerdenizden yaka-
lanacak ve burada yalnızca beslene-
cek. Bu yüzden bir süre sonra da
çoğalamadığı için nesli detükenebi-
lecek.
Bir başka sonuç ise burada oluşan
yeni dengelerin yöreye köpek balık-
larını çekeceği, bunun ise Karade-
niz'den gelen balık akınının yönünü
değiştireceği endişesi. Ozaman ba-
lık akını, Midilli'nin arkasından Yu-
nan karasularından geçecek ve bu-
ranın balıkçılan, ürününü kaybede-
cek. Motelciler ise denizdeki kiriiliğin
bu yörenin turizrn potansiyeline son
vereceği korkusu içinde.
Izmir'in Çeşme ilçesi yakınlannda-
ki lldırı Köyü açıklannda kurulan or-
kinos çiftliğinden gelen haberler, bu
yöredeki köylüleri ıyıce tedirgin etmiş.
Kdın balıkçılan, yemleme yapıldığın-
da tüm denizin yüzünün yağla kap-
landığını ve denize girenlerin mayo
ve vücutlarının yağlandığını anlat-
mışlar.
• • *
Bektaş, Koyunevi, Korubaşı, Ba-
labanlı, Sokakağzı dahil on köyün
halkı, yazdıklan birdilekçeyle kayma-
kamlığa başvuruda bulundular ve bu
yörede böyle bir çiftlik yapılmasını
istemediklerini belirttiler. Yücel Say-
man, köylüler adına önümüzdeki gün-
lerde çiftliğin yapımının durdurulma-
sı için bir dava açacak.
Babakale'den Behramkale'ye ka-
dar uzanan bu sahiller, Türkiye'nin en
bakir ve doğal sahilleri. Deniz pınl
pırıl, doğa sessizlik içinde. Burası
Aristo'nun 2000 yıl önce felsefe ders-
leri verdiği önemli birtarihsel SİT ala-
nı. Bu yörede kazı yapan Profesör
Ümit Serdaroğlu, bu alanda böyle
bir çiftliğin kurulmasının tarihi doku-
yu mahvedeceğini, birçok batığın
bulunduğu bu yöreyi tahrip edece-
ğini beiirrtiği raporunda, yapılanın
kanunsuz olduğunu vurguluyor.
Bu yazıyı Aristo'nun ders verdiği te-
pelere bakarak yazıyorum. Bu muh-
teşem tarihsel mekânı, Japonlara su-
şi meze yapılan orkinos balıktenna çift-
lik kurmak için yok etmeye kalkışmak
da ancak bizlere yakışırdı. Artık bu-
na dur demeliyiz.
Ayvacık Kaymakamı henüz kira-
lanmamış bu mekâna çiftlik kurul-
masına nasıl izin verdi, doğrusu çok
merak ediyoruz.
GLOBALPOLITİKÜLTÜI
ERGÎN YıLDıZOĞLU
Atlantiğin İki Yakası
Irak savaşına ılişkin tartışmalann ve Johannesbun
Zirvesi'nin bir kez daha ortaya koyduğu gibi, ABİ
ve Avrupa giderek birbirlerinden ayrı düşüyorlar
Bu aynlıklann, önümüzdeki yıllarcJa ne yönde gelişeref
nasıl bir siyasi şekıllenmeye yol açacağı henüz bell
değil. Ama bu sürecin, dünyanın ve özellikle de
halen bu iki gücün arasına sıkışan Türkiye gib
ülkelerin ekonomik ve siyasi geleceklerini giderek
daha geniş ölçekte etkileyeceği kesin.
ABD dış politikasında yeni bir
dönem
Gerıde bıraktığımız 10 yıl boyunca Soğuk Savaş
sonrası Yeni Dünya Düzeni'nin nasıl dacağını tartıştık.
ABD "çok taraflı dışpolitika" yaklaşımı içinde, tek
kutuplu bir dünya için gerekli ittifaklan ve askeri
dayanakları oluşturmaya çabalarken Avrupa,
ABD'nin giderektek taraflı davrandığından yakınıyor,
çok kutuplu bir dünya isteğini dile getıriyordu. Bush
hükümetinın yönetime gelmesiyle, 11 Eylül saldınsının
ardından, bu tartışmalar lyice yalınlaştı. ABD çok
tarafiılık iddılalarını bıraktı. Colin Povvell'ın, bu yıl
bir Roma ziyareti sırasında dedıği gibi "Dış politika
sorunlannı müttefiklenmizle tartışmz, onları doğru
pozisyonakazanmayaçalışınz. Olmazsa, biz kendi
doğru bildiğimiziyapanz" çizg/sini benimsedi.
Bu "Bildiğim gibi yaparım" yaklaşımı, salt 11
Eylül saldınsının getırdiği bir şokun, kızgınlığın,
suçlulan biran evvel yakalama arzusunun bir sonucu
değil. ABD'nin. dış politika yöneliminde daha Clinton
döneminde şekillenmeye başlayan köklü bir
değişıkliğin ürünüydü. Bu dış politikanın paramet-
relerı, 2001 Dört Yıllık Savunma Raporu'nda ortaya
konulmuş olmakla bırlikte, arkasındaki temel
varsayımı, Başkan Bush, hazıranda West Point
askeri akademisinde yaptığı ve Avrupalı devlet
yönetcilerinin saçlarını diken diken eden
konuşmasında açıkladı: II. Dünya Savaşı'nın
bitiminden bu yana ABD dış politikasını yönlendiren
iki doktrin -Sovyetler Birliği'nin genişlemesinin
sınırlanması, nükleersilahlarla gerçekleştirilebilecek
birsaldırının caydınlması- artık geçerlilığını yitirmişti.
Çünkü şimdi karşımızda devletsiz teröristlerle kitle
imha silahlarına sahip Saddam Hüseyin gibi
diktatörler vardı. Bush, konuşmasında, "önleyici
ilk vuruş hakkı" prensibini benimsedıklerini de
açıkladı. Böylece uluslararası ilişkilerde ABD
vizyonunun köklü birdeğişiklik geçiımiş olduğu en
yetkili ağızdan resmen açıklanmış oluyordu. Biz de
dahil birçok yazar. bu yeni yaklaşımı bir imparatorluk
eğilimi olarak yorumladı.
Çatıdaki çatlak giderek büyürken
Bu yeni yonelım, gelişmiş ülkeler (emperyalist
ülkeler de dıyebılirsiniz) arasında ortak bir küresel
yönetim oluşturma alanında ABD ve Avrupa'yı karşı
karşıya getiren dinamikleri hızlandırdı, bu ülkelergrubû
açısından bir küresel istikrarkurma olasılığını zayrflattı.
örneğin, küresel iklim değişikliklerine neden olan
etkenlerin sınırfanmasına ilişkin Kyoto Protokolü'nü
imzalamayan ABD, uluslararası savaş suçlularının
yargılanmasına, devletler üstü bir ceza hukuku
oluştuımayı amaçlayan Uluslararası Ceza Mahkemesi
Anlaşması'na da karşı çıktı. ABD, biyolojik silahların
yayılmasını engellemeyi amaçlayan denetim
anlaşmasına, doğada biyolojik çeşitliliği koruma
anlaşmasına da imza koymuyor. Johanesburg Zirvesi
boyunca ABD'nin Avrupa'dan tümüyle farklı bir
çizgiyi savunduğunu, tümüyle çokuluslu şirketlerin
yanında tutum alarak genetik besinlen'n kullanılmasını
yaygınlaştırmaya çalışırken yenilenebilir enerji
konusundaki gelişmelerı baltaladığını da gördük.
Geçen aylarda ABD, Ikinci Dünya Savaşı
sonrasında oluşturulan uluslararası güvenlik
sisteminin köşe taşlarını, Avrupa'nın tüm itirazlanna
ve uyarılarına karşın, teker teker sökmeye başladı.
örmeğin Balistik Füze Anlaşması'ndan tek taraflı
olarak çekildi, Deneme Yasağı Anlaşması'na
uymayacağını açıkladı.
ABD ile Avrupa arasındaki en önemli görüş
aynlıklanndan biri de Ortadoğu politikası. Bu yüzden,
Bush hükümetinin, Irak'ta rejim değişikliği projesi,
ABD'nin bölgede giderek daha çok Israil'in etki
alanına gırerek istikrarsızlığı daha da arttırdığını
düşünen Avrupa'da büyük kaygı yarattı. Önce
Chirac ve Scnröeder Bush'un Irak'a saldırma
planıyla aralanna mesafe koyarak bunun için öncelikte
bir BM kararı gerektiğini vurguladılar. Arkasından,
Isveç ve Ispanya da benzer bir tutum aldı. Nihayet
geçen hafta, ABD'nin Avrupa'daki en yakın müttefiki
Blair de operasyon için bir BM karannın gerekli
olduğunu belirtti. Bush yönetiminin iç tartışmalan
da Irak konusunda Avrupa'nın manevra alanını
genışleterek farklılıklarını daha açık bir biçimde dile
getirmesine yardımcı oldu. Böylece ABD ile Avrupa
arasındaki çatlak daha da büyüdü.
ABD ve Avrupa ittifakı II. Dünya Savaşı'ndan bu
yana dünya düzeninin çatısını oluşturuyor. ABD
hegemonyası, Soğuk Savaş dönemindeki iki bloklu
denge hep bu çatının altında bannıyordu. Soğuk
Savaş birtikten, ortak dış tehlike sorunu gündemden
kalktıktan sonra, uluslararası sistemin geleceğine
ilişkin ABD ilişkilerinde bir çatlak oluşmaya başladı.
11 Eylül saldınsının hemen arkasından görülen
ABD-Avrupa yakınlaşması, şaşırtıcı birhızda ortadan
kalktıktan sonra, şimdi uluslararası güvenlik
sistemınde, küresel yönetişimin aracı olan
anlaşmalardan Ortadoğu poltikalanna kadar çok
önemli alanlarda bu çatlak genışlemeye devam
ediyor. Geçenlerde Zbignievv Bzerzinski nin
CNN'de uyardığı gibi, ABD-Avrupa arasındaki
sorunlar bu günden çözülmeye başlamaz ve ABD
yoluna tek başına devam ederse, 10 yıl sonra dünya
kendini çok daha tehlikli bir kavşakta bulabilir.
Örtülü ödenek acıklaması
Özkan: Gerekli
bilgiler yanımda
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hüsa-
mettin Özkan, Başba-
kan yardımcılığı yap-
tığı dönemde örtülü
ödenekten usulsüzlük
yaptığı iddialanna kar-
şılık olarak "Gerekli
belgeve bilgileryanım-
da. Ecevit isterse açık-
lanm" diyerek mey-
dan okudu.
Ancak örtülü ödene-
ğe ilişkin her türlü iş-
lemin gizliliği nede-
niyle bu isteğe olumlu
yanıtın verilemeyecek
olması, Özkan'ın "si-
yasi mane>Tası" olarak
değerlendirildi. Öz-
kan'ın kayıtları bile
gizli tutulan örtülü öde-
nek harcamalannın
belgelerini yanında gö-
türmesi de soru işare-
ti yarattı.