25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLUL 2002 SALI HABERLER Öğrenciye dayak olayı • GAZİANTEP(AA) - Gaziantep Valisi Erhan Tanju, Nesrin- Mehmet Abar îlköğretirnOkulu3. sınıf öğretmeni M.E'nin, 6 öğrencisini dövmesinin 'çok çirkin ve kınanacak bir davranış' olduğunu söyledi. "Öğrencilerin aldıklan raporlar 10 günün altında olduğu için cumhuriyet başsavcılığı kamu davası açamıyor. Kendisi de 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'na muhalefet etmediği için meslekten atılması mümkün gözükmüyor. Bu öğretmeni şimdilik o okuldan ahp başka bir okula göndereceğiz" dedi. Tunç'un anıtına çirkin saldırı • YALOVA (AA)- Yalova'nın Armutlu ilçesine bağlı Mecidiye Köyü Taz Dağlan'nda 3 yıl önce uçağının düşmesi sonucu yaşamını yitiren ünlü sanatçı Onno Tunç'un anısma Yalova Belediyesi'nce yapılan anıt, tahrip edildi. Yalova kent merkezindeki Panjin Parkı'nda bulunan anıtın üzerindeki 'Onno Tunç' yazısının zaman zaman tahrip edildiğini kaydeden belediye yetkilileri, ancak son saldında tüm yazılann kırılarak parçalandığuıı söylediler. Işçi emeklisi dertli • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler, dün Işçi Emeklileri Demeği Genel Başkanı Kazım Ergün başkanhğındaki işçi emeklileri heyetini kabul etti. Memur maaşlanna yapılan iyileştirmenin işçi emeklilerine de yapılması gerektiğini kaydeden Ergün, "Anayasanın eşitlik ilkesine uygun olarak hareket edilmeli ve öz evlat, üvey evlat muamelesi yapılmamalıdır. Emekliler arasındaki huzursuzluğun giderilmesi için intibak yasası bir an önce çıkanlmahdır" dedi. On Numara'tfa 16 talihli • ANKARA (AA)- 'On Numara Oyunu'nda kazanan numaralar, "2, 5, 7, 12, 14,19,23,26,27,31, 33, 34, 35, 45, 46, 47, 49, 64, 68, 72, 76, 80" olarak belirlendi. Bu numaralardan 10'unu bilen 16 kişi 4 milyar 11 milyon 400 biner lira kazandı. Çekilişte 9 bilenler 636 milyon 500 biner lira, 8 bilenler 33 milyon 700 biner lira, 7 bilenler 3 milyon 450 biner lira, 6 bilenler 500 biner lira, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler ise 400 biner lira kazandı. frafik teröpü: 33ÖIÜ • YurtHaberfcri Servisi - Yurtta dün meydana gelen kazalarda 33 kişi öldü, 44 kişi de yaralandı. Konya'nın Cihanbeyli ilçesinde meydana gelen trafik kazasmda, Antalya 1\ Genel Meclisi üyesi Mustafa Yüksel ve Alanya'ya bağlı Kestel Belediye Başkanı tsa Küçülmez'in de aralannda bulunduğu 6 kişi yaşamını yitirdi. Çelikel, fakirliğin önüne geçilmedikçe kaçak yollardan yurtdışına gidişin süreceğini söyledi GöçünnedeniyoksullukANTAIAA(Cumhuriyet Bürosu)- Tür- kiye'nin insan kaçakçıliğında transit ül- ke olduğunu belirten Adalet Bakanı Ay- sd Çelikel, "Fakirliğin önüne geçflmedik- çe, mutiaka kaçak yollardan yurt dışına giden insanlarolacakur" dedi. BM Mül- teciler Yüksek Komiserliği ile Adalet Bakanlıgı'nın ortaklaşa düzenlediği "Hâ- Idmler ve Savcılar İçin Mülteci Hukuku- na GirişSemineri", Adalet Bakanlığı 'nın Kundu'dakı sosyal tesislerinde başladı. Çok sayıda hâkim ve savcı, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı'ndan uzmanlann da katıl- dığı seminerde dünyadaki göç olgusu ve mülteci sorununun tartışılacağı 20 otu- rum yapılacak, 11 bildiri sunulacak. Açılışıta konuşan Adalet Bakanı Çe- likel, Türkiye'de göç olgusunun 1950'li yıllardan sonra başladığına dikkati çeke- rek, son 15 yılda ise Balkanlar ve Güney- doğu'dan yapılan kitlesel göçler olduğu- nu belirtti. Türkiye Çumhuriyeti'nin eko- nomik, sosyal ve sıyasi bakimdan kitle- • BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Gesche Karrenbrock, dünyada yaşanan mülteci sorunlannrn, hem siyasi çatışmalann hem de ekonomik zorluklann küreselleşmesinden dolayı, daha kapsamlı ve zor bir hal aldığını belirtti. sel göçten dolayı güç günler yaşadığını belirten Çelikel, "Müİeridenen grup,bir- takun siyasi basküardan dolayı ülkesini terk eden ve ülkesinin dipiomatik hima- yesmden yararlanmak istemeyen kişüer- djr" diye konuştu. Türidye'nin son 15 yıl- da başka birgöç olayı daha yaşadığını an- latan Çelikel, bunun kitlesel göç olayı ol- dugunu söyledi. Çelikel, bunlardan biri- nin Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Sözleşmesi'ne bağlı olanlar ile diğeri- nin bu gruba uymayanlar ve sözleşme- ye tabi olmayan ama kitle halinde orta- ya çıkanlar oldugunu vurguladı. Türkiye'ye 25 bin Boşnak geldiğini anlatan Çelikel, bunlann BM'nin söz- leşmesi kapsamında sığındıklannı be- lirtti. Çelikel, şöyle devam etti: a Bunlar stğjnmacL Çünkü siyasi se- beplerle ülkeierinden kaçryoriardı. ülke- lerine dönme amacındaydılar. Nitekim ülkeJerindeki olayiar düzdince geri döne- ceklerdi ve döndüler. Bu kişflerin bann- ması ve korunması için ekonomik zor- hıklan oian Türkiye,binlerceBalkan göç- menine kucak açü. Bunlar Tiirkhe'de çahşmakistrvoıianh. Ancak mevzuatbu- na izin vermedi. Bu göçle300 bin kişi Bul- garistan'dan geldi Türkiye onlara da ku- cak açü. Bulgaristan'da sorunlar bitince geri döndüler." Çelikel, Türkiye"nin sorunu olan bir başka kitlesel göçün de, Güneydoğu'dan göç oldugunu söyledi. Bunun Irak Sava- şı ile ortaya çıktığına dikkati çeken Çe- likel, şöyle konuştu. "500 bin insan geJ- dL Sunrlan zoria açarak bir yere yerleş- tLrDçbrdevletbunacevapveremezdL Tür- kiye, BM'nin desteğiyte bunu yapn. Gü- venüği tefadit eden terörist gruplar da bunlaria geldiği halde, Türkiye insani yaklaşımını terketmedl Bugün böyle bir tehuke gene olabinr. Bunlar nasü önlene- cek? Kitlesel göç, zor önlenen bir olaydır. Biz de BM'nin arava ginnesiyle önleye- bümk." Türbye'nin gelişmekte olan ve az ge- lişmiş ülkeler arasında bir köprü olduğu için bu konuda her zaman güç durumda kalacağını vurgulayan Çelikel, "Fakirti- ğmönünegeçimedikçemutiaka kaçakyot lardan yurt dışına giden insanlar olacak- ür. Türkiyebu konuda transit ülkedir" de- di. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Gesche Karrenbrock da konuşmasına, TJünyadayaşanan mül- teci sorunlannm, hem sryasi çaüşmalarm, hem de ekonomikzorluklann küreselleş- mesinden doiayı, daha kapsamhvezorbir hal aldığını. ve son yıllarda bu tür ha- reketlerdeendişeverici birarüş oiduğunun görüMüğünü" ifade etti. ÖLÜM ORUÇLAR1 18 kişinin eylemi sürüyor ALPER TURGUT F tipi cezaevlerindeki "tecrit uygulamalanna" karşı tam 23 aydır ölüm orucu eylemi sürdürülüyor. Bugün cezaevleri ve hastanelerde DHKP-C davasmdan 15, TKEP/Eden de 2 kişi eylemlerine devam ediyor. DışandaJd tek ölüm orucu eylemcisi ise durumunun ağırlaşması üzerine tahliye edilen Feride Harman... 3 tutuklu yakını ise destek amacıyla başlattıklan süresiz açlık grevini Alibeyköy'deki evlerinde sürdürüyorlar. Tutuklu ve hükümlü aileleri, sağhk problemleri nedeniyle 6 ay süreyle serbest bırakılan çocuklannın tedavileri tamamlanmadan tekrar F tipi cezaevlerine alındıklannı belirterek "Eviatlanmız hem fiziksel hem de ruhsal yönden yüam içinde_ AOelerini dahi taıumayanlar var. Tecrit bugüne dek iki kişinin intihar etmesinc. çok sayıda yakmnmzm da Bakırköy Ruh ve Sinir Hastahldan Hastanesi'ne sevk edflmesine neden oldu" diyorlar. Tutuklu ve hükümlü aileleri, aynca F tipi cezaevlerinde kalan yakınlan için belirli bir miktar para yatırabildiİderini anlatarak şunlan söylediler: "Sigara, gazete, elektrik ve su parasmı ödedikten sonra geriye yemek yemeleri için bir şey kabnryor. Çoğu aiknin maddi durumu da iyi olmadığı için hücrelerin elektriği veya suyu sürekfi kesflryor." Olüm orucu eylemi nedeniyle Korsokoff'a yakalanan doktor Metin Günay ise cezaevlerindeki su sorunu nedeniyle birkaç tutuklu ve hükümlünün tifoya yakalandığını söyledi. Malatya E Tipi Cezaevi'nde 423 gün önce ölüm orucuna başlayan Feride Harman (29), eylemine artık Alibeyköy'de devam ediyor. Adli Tıp Kurumu'nun raporu üzerine 6 ay süreyle tanliye edilen Harman, 20 kiloya kadar düşerken hareket edemediği için eylemini yatakta sürdürüyor. Ankara Niımune Hastanesi'nde kaldığı 5 ayhk süre zarfinda, çok sayıda arkadaşını yitırdığıni anlatan Harman, "Eytemimi F tiplerindeki tecrit kakhnhp tutuklu ve hükümhıkrin talepleri kabul edfimceye dek sürdüreceğim" diyor. Bir baba olarak kızının ölmesini istemediğini vurgulayan Asef Harman (61) ise şunlan söylüyor: 4 Eylemsırasında96 arkadaşmı kaybetti. Bırakması için onu zorlayamam. Çünkü tek Feride yok, yüzlercesi var." UEylül'de Ankara 'dan "Asya'dan Avrupa 'ya Emine Laval ve ottun kimliğinde tüm ezilenlere, haksızlığa uğrayanlara destek olmak için "yola çıkan Nazmiye Halvaşi Bolu 'ya ulaştu Halvaşi, yürüyüşünü İstanbul'da sona erdirecek. (AA) Halvaşi, 'recm' cezasını bekleyen Nijeryalı Emine Laval için yollarda Yaşatn için uzuıı yürüyüş BOLU(AA)-Nijerya'da evlilik dışı çocuk doğurduğu için "recm" cezasına çarptınlan Emine Laval'a destek amacıyla Ankara'dan yaşam yürüyüşü başlatan Nazmiye Halvaşi, Bolu'ya ulaştı. Ankara Ulus'ta bulunan eski ^ TBMM binasunn önünden . 18 J Eylül'de, Nijerya'da "recm" cezasının uygulanmasmı bekleyen Emine Laval'a destek için yola çıktığını beürten Nazmiye Halvaşi, "Asya'dan Avnıpa'ya Emine Laval ve onun kimliğinde tüm ezilen, haksızfağa uğrayanlar için yürüyonım. Ben bir yaşam yürüyüşçüsüyüm" dedi. Yürüyerek geldiği Bolu'nun Gerede ilçesinde trafik polisleri tarafindan karşılanan Halvaşi, Atatürk Türkiye'sinin yasalarla, kadınlann haklannı kullanma hakkını verdiğini belirtti. Halvaşi, şunlan söyledi: "Recm cezası Türkh'e'de yok. Bunu, dedem Ahmet Fevzi Erdem'in de yer akfağı TBMM'nin o flk önderi Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyuz. Emine Laval'a recm cezası uygulanmaması için Nijerja Adalet Bakam Kanu God\\in Agabı'ye ve diger ülkelerin adalet bakanlanna da mekrup yazdnn." Ankara'dan yola çıktıktan sonra her gün güneş batana kadar yürüdüğünü belirten Nazmiye Halvaşi, "Yol bovıınca vürüme sebebimi öğrenen kadınlann bana venüği destek beni muthı etti" dedi. Yürüyüşünü Istanbul Taksim'de bitireceğini söyleyen Halvaşi, "Recm, bir cmayettir, vahşettir. KabuDenOmesi, izlenmesi insanhk dışı bir olaydır. Her türtü cinaveti kmamak için de yürümeye devam edeceğun" dedi. G.D. 6 yıl önce gözaltında tecavüze uğradığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu Utanç ve töre nedeniyle sustum • 1996 yılında HADEP'te siyasi çalışma yürütürken gözaltına alındığını ve işkenceye maruz kaldığını anlatan G.D, yaşadığı tecavüzü utandığı için ve töreler nedeniyle yıllarca kimseye anlatamadığını söyledi. HtLALKÖSE GJX, Mardin'de HADEP Ka- dın Kollan Başkanhğı yapûğı dö- nemde gözaltında tecavüze uğ- radığını beürterek Mardin Cum- huriyet Savcılığı'na suç duyu- rusunda bulundu. 1996 yıünda HADEP'te siyasi çalışma yü- rütürken sürekli gözalüna alın- dığını ve işkenceye maruz kal- dığını anlatan G.D, yaşadığı te- cavüzü insanlardan utandığı için ve törelernedeniyle yıllarca kirn- seye anlatamadığını söyledi. G.D'nin hayatı 16 yaşınday- ken 21 Mart 1996 yılında göz- leri bağlanarak götürüldüğü pis kokulu birmekânda uğradığı te- cavüz sonucu bitmek bihneyen bir kâbusa dönüştü. Gözalünaakndıktan sonraya- şadıklannın etkisinden kurtula- mayan G.D, "Kendimlebirtür- lü banşamadım. Suçhılann >ar- gılanarak cezalandmhnalarnu istiyorum" dedi. TopiumsaJ Hu- kuk Araşnrma Vakfi'nda (TO- HAV) uzun süre tedavi gören G.D. başuıdan geçenleri şöyle anlatıyor "Orada dövmeve başladılar. Üzerimden lağım suyu döktü- ler. EDerinde dolaşörarak sözle taciz ettiler. Bense sadece çığhk aoyordum. Zorlayereyaarıldnn fld kişi koDanmdan tutuyordu. Sonra tecavüz ettfler" diye ça- resizliğini dile getirdi. Kendisine ajanlık teklifettik- lerini söyleyen G.D. başına da- yadıklan silahla, " Namusunu akhkcanınıdaahnz. Biz>iizler- cesini geberttik'" gibi hakarete maruz kaldığını ifada etti. G.D. daha sonra Mardin Emniyeti Te- rörle Mücadele Ekipleri'nce gö- zaltına alındığını burada da te- cavüze uğradığını ifade etti. Tecavüz hariç diğer işkence- ler nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen G.D, "devleü deviete mi şikâyet edi- yorsun" denilerek tekrar işken- ceye maruz kaldığını belirtti. TOHAVIRM Şorumlu Koor- dinatörü Veysel Ulgen'in hazır- ladığı raporda da "Cinsel işken- cenin psikolojik etkflerinin hâlâ sürdüğü" belirtildi. AlHMTSIlNVErU)ÎĞÎClZAI^RINÇOĞUKURTJMDAÖ Adli Tıp Kıırumıı para peşînde ŞULEKÖKTÜRK OğuzPolat Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, Avrupa însan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) giden 4 dosyadan 3'ünde adli tıp prosedürünün eksik uygulanma- sı nedeniyle Türkiye'nin ceza al- dığını söyledi. Polat, AÖTM'ye ödenen taz- minatlann yüzde 20'siyle Türki- ye'nin adli üp teknolojisinın ye- nilenebileceğini vurguladı. Ada- letin yerine gehnesi için Adh Tıp Kurumu'nun yılda 95 bin dosya- ya baktığını belirten Polat, "Ad- i Tıp Kurumu, adaktin hızh te- ceffisi için,bu dosyabra en krsaza- manda\amtvermeyeça]ışı\T»:F»- kat bu merkeziyetçi pon'tika,ya- ni bütün vakatorm İstanbul'da toplanmasınedeniylezororayor. Bu nedenle Türkiye'nin her ye- rinde sube flrm^ H t a var"dedi. Adli np uzmanhğmm önemli ve zor bir görev oldugunu anımsa- tan Polat, bu konuda çalışacak kişüerin çok iyi eğitim ahnası ge- rektiğini vurguladı. Adli Tıp Kurumu çahşmalan- nnı yetersiziğine dikkati çeken Polat, teknoloji eksikliği yanın- da insan kaynağının da çalışma- lann eksik olmasında rol oynadı- ğuıı belirtti. SAU ORHAN BURSALI Sadece "Doğu'da Geçep" Ne biçim bir siyagi hayatımız, basın hayatımız var farkında mısınız? 3 Kasım'da seçim karan var. Var mı yok mu? Seçim sanki yapılacak, sanki yapılmayacak. Partilenn bir kısmı, özellikle Meclis'in yüzünü görmeyecekleri kesin olan çökenlerie küskünler, hayatlarının büyük kumarlarından birini daha oynuyor. Seçimlen erteletecek her türlü entrıka, alavere-dalavere içınde zamanlarını geçiriyorlar.. Ne utanmazlık, ne arlanmazlık, ne yüzsüzlük... Ne onursuzluk... Niye başlan dik gitmesini bil- mezler de, milletin karşısında kendilerini her tür- lü çukura sokmayı göze alırlar... Meclis'te kalabilmek için bu ne yalvar yakar- hk... Onlann bu son manevralanyla, kusma dere- cesinde, niye uğraşıp dursun kamuoyu? • • • Hadi, bu seçilemeyeceklerin meydanlardan uzak kalmalannı ve bir bildirge bile hazırlamaya yanaşmamalarını, insani olmanın en büyük za- aflanndan biriyle açıklayabiliriz... Peki Meclis'e girebılecek partilere ne demelı? Nerede DYP'nin, nerede MHP'nin, nerede AKP'nin ve nerede CHP'nin seçim bıldirgeleri? Sadece DSP, yaşadığmız koca kaosu "Sessiz devrim" diye özetleyen bir seçim bildirgesi açıkladı... Buna da şükür mü diyelim... Bu ülkenin, bu milletin sorunlan mı yok? Hayatının en zor ekonomik sıkıntısının çem- berinden geçmeye çalışan ülke, yoksa burası değil mi... Yanıbaşımız savaş kokmuyor mu... Zevkten, refahtan, zenginlikten, huzurdan, sevgiden, iyilikten, banştan.. boğuluyor muyuz yoksa... Sorunlarımızın nasıl çözüleceğini nerede ve ne zaman tartışacaksınız? Yoksa, zaten sorunlann, boyunuzu bosunuzu aşan çözemeyeceğiniz konular olduğunun bilin- cıyle, ilk kez dürüst hareket ediyor ve bir sudan bir bildirge açıklamayı bıle gereksiz mi buluyor- sunuz... Meydanlara çıkan partilerin bir kısmı ise en alt sınıfın milliyetçi, ırkçı ve ekonomik yoksulluk duygularını kışkırtarak, asla yapamayacaklannı vaat ediyor; sokaklara karşı bu söylemleriyle Nazi propagandalannı çağrıştınyor. Sahte sözlerin ölçüsü kaybolmuş. CHP nerede? Baykal'ın seçim bildirgesi "Ke- mal Derviş" mi? Öyleyse, Kemal Derviş'in seçim bildirgesi ne- rede? Seçmen bakalım bu seçımden yüzünün akıyla nasıl çıkacak, çok merak ediyorum.. NOT: Tayyip Erdoğan'a getirilen hukuki kısıt- lamalar üzenne, dinsel kesimleri bir kenara bıra- kalım, "demokrat" ve "salt Avrupacı" bazı ke- simlerden yükselen bazı yorum ve değerlendir- meler, çifte standartlığın ve ilkesizliğin nasıl her kesimi tasallutu altına aldığını gösteriyor. Bazı yorumcular, YSK'nin kararını "Avrupa'nın be- ğenmediğini", "AB üyesi ülkenin yapacağı şey olmadığım", "Biradım daha geri düştüğümüzü" bildirdiler... Halkı, seçmeni, savaş şiirleriyle kışkırtmak, di- ni savaş silâhı olarak kullanmaya kalkışmak hangi özgürlük içine giriyor? Bir açıklasalar da bilgilensek... Tayyip Erdoğan gibi, arkasında 10"a yakın yolsuzluk davası olan bir siyasi lıde- rin, hangi Avrupa ülkesinde temizlenmeden seçmenin karşısına çıkabileceğini ve başbakan- lığı isteyebileceğinı, bir anlatsalar ve örneklese- lerdeögrensek... Üstelık aynı davalardan yargılanan bütün ar- kadaşlannı da milletvekili yaparak dokunulmaz- lık kazandırmaya çalışmanın "AB siyasetlerine uygun ahlak" yönünü de merak ediyorum. Yoksa Türkiye için istedikleri, sadece "Do- ğu'da geçer" bir demokrası ve siyasi ahlak diploması mı? obursalifa cumhuriyet.com.tr. Adalet Bakanlıgı Anketi Potis, 'susma hakkı'na karşı OZANYAYMAN IZMtR-CezaMuha- kemeleri Usulü Kanu- nu'nda(CMUK) yapıl- ması planlanan deği- şiklik öncesi polis mü- dürlerinin nabzını yok- layan ankete ilginç so- nuçlar yansıdı. C- MUK'un temel kaza- mmlanndan olan, "sa- mğm susma hakkı" an- kete katılan polislerin yansma yakını tarafin- dan "kabul edilemez olarak" nitelendirildi. Adalet Bakanhğı'nm birkaç ay önce yaptır- dığı, Türkiye genelin- den 679 polis müdü- rünün katıldığı anket- te, "Susma hakkının haürlatüması şüpheli veya samğm işleîdiği sa- nıİan suçun araşünl- masmı engeDer mi" so- rusuna 260 polis mü- dürü, "Evet engeDer" yanıtı verdi. Bu soru- ya 414 polis "EngeDe- mez" dedi. Polisin belirgin bir oranı da, sanığın avu- kat yardımı alması ko- nusuna karşı çıktı. "Avukatm gözara biri- mine gehnesi ve huku- kiyardundabuhınma- sı suçun araşürüması- nıengeDermi" sorusu- na 234 polis "Eveten- geüer". 413 polis ise "Birsakmcasıyoktur" yamtı verdi. Avukatın ifade ahna sırasmda hazu" bulun- masma 134 polis karşı çıkarken,5O9'uda "sa- kmcası olmadığı" yö- nünde görüş belirtti. Aym suçu işlediği sa- mlan kişüerin bir ara- ya konulmasuıa da po- lis müdürlerinin 59O'ı karşı çıktı. Bu soruya "Sahncasıyoktur " di- yenlerin sayısı 70 ola- rak belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle