Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2-4 EYLUL 2002 SALI
+
CUMHURİYET SAYFA
JV_ LJ L J J. U M\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Tiyatro edebiyat yapma sanatı olmaktan çıkmalı bir plastik, organik ve sözel görüntü sanatı olmahdır
Çocuklar ve Gençler
Kadıkö\ Halk tğitinı Merkezi bünyesindeki
Deneme Sahnesi'nde yetişen gençler sergi-
ledikleri her oyunda. hem oyuncu. hem de
vorumcu olarak varlıklannı kanıtlıvorlar.
HALUK ŞEVKET ATASEVTN
1971- 1980 yıllan arasmda ger-
çekleştirdiğimız Istanbul liseleri ti-
yatro örgütü (tLTÖ) Türk tiyatrosu-
na küçümsenmeyecek dönüşümler
getiren, hepimize dram sanatlannın
nasıl olması gerektiğini öğreten il-
ginç bir şenlikti.
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi
bünyesinde lcurduğumuz Deneme
Sahnesi'nde yetişen yetenekli genç-
lerimiz sergiledikleri her oyunda.
hem oyuncu, hem de yorumcu ola-
rak varlıklannı kanıtlamışlardır.
Onlar her şenlik boyunca tiyat-
ronun evrensel diliyle. birbirlerini
daha kolay anlamalan için kendi
olanaklannı kendileri yaratmışlar-
dır. Eğıtimin özünde insanı oluştu-
ran doğal duygulan işlevsel kılma
bilinci vardır. Bu bilinç topluma
aktarıldığında eğitim ereğine ulaş-
mış sayılır. Gençleri tiyatro yoluy-
la rutarlı uğraşlann içine sokmak
bu bilıncin temelini oluşturmak
demektir.
Plastik, organik, sözel sanat
Her şeyden önce tiyatro eğıtimi
düşünmeyi ve kendi kendini yargı-
lamayı öğretir. Tiyatrosal birikimle
donanacak lıseli, yüksekokullu
gençlerimizin yann seçecekleri
meslek kollannda da, olumlu ve ya-
pıcı bir düzeye ulaşacaklan açıktır.
En azmdan onlar "okumuş bağnaz-
lığının" ortadan kalkmasına yar-
dımcı olacaklardır.
Artık bilinmeli ki, tiyatro bir söz
söyleme, bir edebiyat yapma sana-
tı olmaktan çıkmalı, bir plastik, or-
ganik ve sözel görüntü sanatı olma-
hdır. Pekiyi, bu işi bale yapmıyor
mu? Elbette yapıyor, ne var ki bale
salt dans üzenne koreografik bir ör-
güleme işıdır. Örneğin balede dan-
sın yaptığı işi, operada da ses yapı-
yor, onlara bir de şiin eklersek insa-
nın ifade biçimi olan dans, müzik ve
şiir düzenini ele geçirmiş oluruz.
iyatro eğitimi düşünmeyi ve kendi kendini
argılamayı öğretir. Tiyatrosal birikimle donanacak
iseli, yüksekokullu gençlerimizin yann seçecekleri
meslek kollannda da, olumlu ve yapıcı bir düzeye
ulaşacaklan açıktır. En azmdan onlar (okumuş
bağnazlığınm) ortadan kalkmasına yardımcı
olacaklardır.
Koreografî sözcüğünün Türkçede
karşılığı "örgülem" sözcüğü olabi-
lir mi? Bu öneri, bana çocuklanmı-
zın çocukluk çağındaki yaşam ma-
cerasını anımsattı, macera diyorum,
çünkü çocuklar özellikle 6- 12 yaş
arasında bir meta olarak sömürülü-
yor. Hele TV kanallannda taklit ye-
teneği olan, biraz olsun düzgün
birkaç tümce kurup konuşan çocuk,
büyüklerin önem verdiği bazı ko-
nularda rastlantısal olarak hele bir
fikir yürütsün, hemen av arayan il-
gililer saldınya geçip onu yaka pa-
ça "Bu çocuk bir deha" sloganıy-
la ekranlara çıkanveriyorlar.
Gelsin peşı peşine sözleşmeler,
gelsin paralar... Belirli bir zaman
sonra çocuk. daha çocukluğunu ya-
şayamadan, örneğin türkücü Küçük
Emrah gibi, yıllarca metalaştınlmış
ve gerçekten de çocukluğunu yaşa-
yamamıştır; bunu kendisi de itiraf
etmiştir.
Çok kısa süreler ıçinde bunlann
hemen hemen tamamı yok olup git-
miştir. 6-12 yaş grubu çocuklar top-
lumsallaşma evTesine girdiklerinde,
toplumun bütün girdi çıktılarını öğ-
reniyorlar. Nasıl yalan söylenir, na-
sıl ince buluşlarla bankalar dolandı-
nlır, nasıl terör riizgârlan estirilir
memlekette... Böylece, devletten
partilere, partilerden politikacılara,
politikacılardan Meclis'e kadar, el
sıkmaktan güya nasırlaşmış ellerini
halka, sanki onlarla alay edercesine
boynu bükük gösteren diplomalı
bağnazlar, her şeyde olduğu gibi,
çocuklan da sömürerek maddi açı-
dan yaşamlannı zenginleştirirler.
Çocuklara dikkat...
Çocuk ise bürün aynk otlannı tak-
lit eder. çünkü 12 yaşmdan sonra
yavaş yavaş toplumsallaşacak ve ço-
cukluğu anılannda kalacaktır. Bun-
lar sadece bizim ülkemizde mi olu-
yor, hayır, bütün dünyada bütün ül-
kelerde bu sömürü düzeni, neredey-
se yasal bir yükümlülük içindedir.
Ne var ki, bu düzen bizlere son
derecede doğal geliyor. Ve çocuklar
için şölen başlıyor: "Bunlar, bugü-
nün küçükleri, yanmn büyükleridir,
onlar bizlerin devamı olacaklardır"
diyoruz \ e çocuklar için şiirler ya-
zıyor, şarkılar besteliyoruz. **Ba-
şaklardan kundağın/Bağ bahçe
solun sağınAızdızlar oyunca-
ğın/Ağlama güzel çocuk". Ağla-
masın da ne yapsın bu güzel çocuk..
Çocuk toplumsallaşma evresıne
girene kadar dramatik varhğının do-
ğasal bütünlügünü kuracak olan
oyunlan oynar. bu oyunlar çocuğun
içdüzenini dengede tutacak oyun-
lardır, çocuğa hareket, eylem ve ya-
şamsal tutarlılığı getirecektir.
Hepimizın bildiği, belkı de doğu-
mumuzla birlikte getirdiğimiz bu
oyunlardan bir kaç ömek verelim:
Elim sende, körebe, saklambaç,
kurtarmaca, köşe kapmaca vb. Ço-
cuk için en tehlikeli durumdur bu,
çünkü hem toplumsallaşmanın ge-
tirmiş olduğu çıkmazlar, hem de or-
ganik yapısıyla özdeş olan oyunlar
arasında, çocuklar bu çelişmenin
kurbanı olur. Ve gençlik yıllanna
gelince istek ve heyecanlarının rü-
kendiği yerde o da kendini köprü-
den aşağı atarak üıtihar eder.
Oysa o bir zamanlar çocukken
"evcilik oyunu" oynamıştır. Belki
baba rolünü üstlenmıştir. Parasızdır.
Eve mısafır gelmiştir. Hanımı kınk
kiremitlerden yaptığı tabaklan mi-
safırlerinin önüne koymuştur, mi-
safirlerden biri kahve istemiştir ama
evde kahve yoktur. Çocuklan gizli
gizli sigara içiyordur. Bu ay ev ki-
rasını ödeyememışlerdir. misafırler
gitmiş, artık akşam olmuştur.
Bu yazgı değişecek midir
n
Bunun
kolay bir iş olduğunu kimse düşün-
müyordur. Kimler kimleri kurtara-
caktır. O bilinen kişiler, çürümuş be-
yinleriyle kürsüye çıkıp da ne söy-
leyeceklerdir. Orhan Veli'nin dedi-
ği gibi: Neler yapmadık bu vatan
için/Kimimiz öldüVKimimiz nutuk
söyledik...
'3. Aya îrini Bach Günleri'nde Reinhard Goebel şefliğinde Musicia Antiqua Köln Grubu rüzgân
'O, sonsuzluğu müzikleyakaladı'
B
SEVİLAY KOÇOĞLl
"3. Aya İrini Bach Günleri" kapsamında dünya-
ca ünlü Musica Antiqua Köhı Grubu, St. Antuan Ki-
lisesi ile Aya İrini Müzesi'nde birer konser verdi.
Zorunlu olarak St. Antuan kilisesınde gerçekle-
şen ilk konserde Bach'm son eseri olan ve müzik ta-
rihinin en karmaşık yapıtlanndan bin olarak kabul
edilen "Füg Sanatı" ıcra edildi. Ancak konser sa-
lonunu dolduran dinleyiciler akustik açıdan konsere
elverişli olmayan bu salonda böylesine önemli bir
eseri oldukça kötü şartlarda dinleyebildiler. Aya tri-
ni'deki konser ise mükemmeldi.
Grubun şefi ve barok kemanın usta yorumcusu
Reinhard Goebel ile bır söyleşi yaptık.
- 21. yüzyılda yaşayan insanlar olarak yalnızca
barok müzik çalmak nasıl bir duygu? Bu tarz
müziğin çalımı için bu bir zorunluluk mu?
GOEBEL - Evet, sadece barok müzik çalmak ta-
mamen bu döneme yoğunlaşmak ve iyi bir icra için
zorunluluk. Ama Mozart, Beethoven çalanlar için
de aynı şey geçerli. Barok müzik bizim kültürümü-
zün bir parçası ve Almanya'da Bach, Haendel gibi
bestecilerle zirveye ulaşmıştır. Bizim açımızdan mü-
zik nota değildir, çalmdığında ortaya çıkar. Zaman
bir yerde önemli değildir. İyi müzikleri her zaman
çalmak gerekir.
Barok dönemin tınıları...
- Bach'ı, onun döneminin çalgılarıyla çalmanın
sizin için önemi nedir?
GOEBEL - Bizim için çalgıdan çok müzik önem-
lidir ve bu daha çok kafada gerçekleşir. Ancak barok
dönemin çalgılannı kullanmak artistik açıdan da
önemli. Bu çalgılann bir kısmı, örneğin klavsen, vi-
yola de gamba bugün olduklanndan tamamen farklı.
Bugünkü çalgılar, varsa da çok değişik tınılara sahip-
ler. Teknik açıdan bugünkü enstrümanlardan daha zor-
lar ve bu dönem konserler için biraz tehlikeli. Barok
dönemin tınılarını bilmek önemli, ancak unutmamak
gerekir ki müziği yapan çalgılar değil. insanlardır.
- tlk konserde seslendirdiğiniz Bach'ın 'Füg Sa-
natı' adlı eseri, ashnda herhangi bir çalgı için ya-
1
ach günleri
kapsamında iki
konser veren grubun
şefi Goebel, Bach 'ın
sonsuzluğu
çağrışîıran müziğinin
bugün bile yeterince
anlaşılamadığım
vurguluyor.
zılmış değildir. Bu düzenlemeyi yaparken nelere
dikkat ettiniz?
GOEBEL - Günümüzde 1.5 saatlik bu eseri kon-
serde çahnak dinleyicıyi biraz sıkabilir. Bundan do-
layı müziği değişik çalgılara böldük. Önce keman-
lar çalıyor, sonra araya klavsen giriyor... Füglerin ço-
ğu org ve klavsen için olmakla birlikte diğer çalgı-
lar için de yazılmıştır. Bizim için konser dinleyicisi-
ni canlı tutmak, dolayısıyla da çeşitlilik temeldir.
Bach yeterince anlaşılmıyor...
- Yaşadığı dönemde anlaşümayan Bach müziği,
günümüzde en üst değerlere ulaştı. Sizce Bach
müziğinin önemi nedir?
GOEBEL - Ben Bach'm bugün bile yeterince an-
laşıldığını sanmıyorum. Onun müziği çok karmaşık
ve farklı sonsuzluğun formülünü müzikle yakalamış
gibi. Bugün konserlerde Haendel. Telemann gibi
besteciler çok daha rahat dinlenebiliyor. Biz bugün
Bach'a hayranız, ama onu geçmişte yaşayanlardan
daha iyi anlıyoruz denemez.
- Barok müziğin günümüz çalgılarıyla çok
önemli icralan yapıldı. Örneğin Kanadalı piya-
nist Glenn Gould'un Bach yorumları büyük ilgi
gördü. Bn tarz yeni yonımlar hakkında ne düşü-
nüyorsunuz?
GOEBEL - Sanatçı çahnak istediğinde özgürdür.
Bahsettiğiniz yorumlar barok müziğin romantik yo-
rumlanydı. Asluıda modern olan biziz. Barok mü-
ziğin yapılış koşullannı keşfetmeye çalışıyoruz. Bu
müziği anlamanın, doğru ve yeni bir yorum yapma-
nın yolu buradan geçer.
- Aya trini'deki konserinizde Bach dışında onun
akrabası olan bestecilere de yer verdiniz. Bir de
Telemann var. Bach günlerinde böyle bir progra-
mı niçin seçtiniz?
GOEBEL - Bach'ın akrabalannm müziği onun
eğitiminin bir parçası. O ailesindeki müzisyenlere
büyük saygı ve hayranlık duyardı. Ancak zamanla
onlardan koptu. Bach o dönem büyük bir besteci ka-
bul edilmiyorsa önemli kabul edilenlere bir bakmak
gerekir. Bu bağlamda Telemann'ı da konser progra-
mınaaldık.
HALtL ALTINDERE 'Hard and Light' (1999)
rh+pozitif sanat yayın hayatına merhaba dedi
Pozitifsanat
pozitifdergiKültür Servisi - Nitelikli araştırma
yazıları ve iddialı dosyalanyla
plastik sanatlar dergisi rh+pozitif
yayın hayatına bugün başlıyor. Üç
ayda bir çıkacak derginin Genel
Yayın Yönetmeni Tevfik İhtiyar
Derginin amacı, plastik sanatlarm
neden bir çıkış yolu bulamadığı,
çarpık ekonomik düzende sanatın
yeri, evrenselliğin, özgünlüğün
tanımı, günümüzde devletin sanata
yaklaşımı ve nasıl olması gerektiği,
özel kurum ve kuruluşlann sanatla
ilgi düzeyi gibi konulara açıklık
getirmek ve düzeyli bir tartışma
ortamı yaratmak. Ismail Tunaü,
Abdülkadir Günyaz, Mehmet
Güleryüz gibi yazar ve sanatçılann
yazılannm yer aldığı ilk sayıda
aynca kapsamh bir sansür
dosyası da bulunuyor.
Dosyada Kaya Özsezgin'in
Türkiyede sanata baskı ve sansürün
süreçsel oluşumuna ilişkin
gözlemlerini yansıttığı ve
Tunalı'nm geçmişten günümüze
dünyada dinsel, düşünsel, ideolojik
ve sosyolojik alanda evrilen sansürü
büyüteç altına aldığı yazılannın
yanı sıra Meltem Kerrar'ın îş
Bankası Kibele Sanat Galerisi'nde
son dakika aksiliğine uğrayan
Harem'e Bakış sergisi
çerçevesinde sanata sansür
değerlendirmesi aynca
Güleryüz ve Mustafa Horasan, ile
konuyla ilgili yapılan
söyleşiler yer alıyor.
Günyaz'ın "12. Sanat Fuan'nı
Karşılarken" yazısının yanı sıra
sanat gündeminden kısa haberlerde
rh+pozitif in başlıklan arasında.
Sinema kırslan başlıyor
• Kültür Servisi - Sinematek'in düzenlediği
Film ve Senaryo Atölyeleri 12 Ekim'de
Ankara"da ve 19 Ekim'de Istanbul'da
başlayacak. tki aylık kurs süresince katılımcılar
kendi filmlerini de çekme olanağına sahip
olacaklar. Film Atölyesi kapsamında temel
sinema bilgileri teorık olarak anlatılacak.
Senaryo yazımı, sinema tekniği bilgisi, kamera,
kurgu ve çekim bilgileri dersleri uygulamalı
yapılacaktır. Senaryo Atölyesi'nde ise senaryo
yazım teknikleri, sınopsis, treatment, çekim
senaryosu, story-board, sinematografı,
kısa fihn, belgesel. dizi fihn, animasyon, klip
senaryosu, uyarlama, karakter yararma,
mizansen, türler, proje dosyası hazrrlamak
başlıklı dersler yer alacak. (Ankara için 0 312
490 29 32, îstanbul için 0 212 245 43 76)
Gerber'in kontrobasla dansı
• Kültür Servisi - Klasik ve çağdaş kalıplan
harmanlayarak yarattığı elektronik hnılarla
kendine has bir tarz yaratan Mich Gerber, Mavi
Jeans'in düzenlediği Babylon Gecesi Mavi
Müzik kapsamında 27 ve 28 Eylül'de
iki konser verecek. Gerber'e, davulda Gert
Stauble, klavyede Oli Kuster ve vokalde
Annette Zemp eşlik edecek. Klasik müzik
eğitimi alan sanatçı, avant-garde deneyimleri ile
teknolojinin ulaştığı noktalar arasındaki gizli
köprüleri keşfederek 'Mystery Bay' ve 'Amor
Fati' albümlenni hazırladı. Gerber, toplama
eserlerden oluşan 'The Endless String'
albümünün yam sıra, Jose Padilla (Gafe del
Mar) ve Imogen Heap (Urban Species) gibi
ünlü isimlerle yaptığı ortak çalışmalarla da
tanınıyor. Sanatçmın, konser sırasmda
çalggısının çerçevesinde yaptığı danslar
ve 200 yıllık kontrbasına adeta canlı bir
parrner gibi davranması, dinleyicilere teatral
bir gösteri sunuyor.
Zeki Müren anılıyor
• Îstanbul Haber Servisi - Türk sanat
müziğinin dev ısmi Zeki Müren bugün,
ölümünün 6. yıldönümü nedeniyle Türk
Eğitim VakiVnca Bodrum ve Bursa'da „,„„,„.,
konserlerle, yanşmalarla anılıyor. ,.„],,
Maddi desteğe ihtiyacı olan başanlı gençlere
eğitim imkânı sağlamak için mirasının bir !>)r)
bölümünü Türk Eğitim Vakfı'na (TEV)
bırakan Zeki Müren için beste, güfte, icra
yanşması, halka açık konserler düzenlenecek.
Bugün Bursa'da Karagöz Evi'nde halka açık
bir konser gerçekleştirilecek. Bodrum
Kaymakamhğı, TEV ve TSK Mehmetçik
Vakfi'nın katkılanyla da Kültür Bakanlığı
sanatçılan Bodrum Kalesi'nde konser verecek.
Zeki Müren adına düzenlenecek beste, güfte
ve icra yanşması da geleneksel hale
getirilecek. Zeki Müren'in vasiyeti üzerine
Bursa'da yaptınlan Güzel Sanatlar Anadolu
Lisesi de ocak ayında açılacak. Lisede müzik
ve resim eğitimi verilecek.
8. Avrupa Hlmleri Gezici Festivali
• ANKARA (A.A)- Avrupa Sineması'nm
seçkin örnekleri, 'Avrupa Filmleri Gezici
Festivali', 11-31 Ekim tarihleri arasında
sırasıyla Ankara, Bursa ve Izmir'de yapılacak.
Festivalde, yaklaşık olarak 30 uzun, 60 kısa
metrajlı film gösterilecek.
11-18 Ekım tarihleri arasında Ankara'daki
gösterimlerin ardından, festival, 18-24 Ekim
tarihleri arasında Bursa Tayyare Kültür
Merkezi"nde , 25-31 Ekim tarihleri arasında da
Izmir Sanat Merkezi'ndeki gösterimlerle
sürecek. Etkinlikte, bu yıl ilk kez
yer alacak olan 'Avrupa'dan Aşk Filmleri'
bölümünde, aşkı konu alan ve sinema
tarihine geçmiş yapıtlardan bir seçki
sunulacak. 'Türk Film Arşivinden" adlı diğer
yeni bölümde ise, Kodak ve Mimar Sinan
Üniversitesi Sinema - Televizyon Bölümü
işbirliğiyle yeni kopyalan hazırlanan ve
kopyalan olmadığı için gösterilemeyen eski
Türk filmleri gösterilecek.
Atıf Yılmaz'ın 1966 tarihli Sadri Alışık ve
Ayla Algan'ın başrollerinde oynadıklan 'Ah
Güzel îstanbul' ve Duygu Sağıroğlu'nun,
Fikret Hakan, Erol Taş, Selma Güneri ve
Tuncel Kurtiz'in başrollerinde oynadıklan
'Bitmeyen Yol'(1966) adlı yapımlan, bu
fihnlerden bazılan. Özel gösterim kuşağmda
ise, 'Yönetmen: Ömer Kavur' başlığı altında,
'Anayurt Oteli', 'Kınk Bir Aşk Hikâyesi' ve
'Gizli Yüz' adlı filmler izleyiciyle buluşacak.
Bu çerçevede Ömer Kavur'un sineması
üzerine bir de kitap yayımlanacak.
Masaldan aksiyona
• Kültür Servisi - 'Matrix\ 'Kaplan ve
Ejderha' fihnlerinin koreografî Yuen Wo Ping
ile anlaşmak üzere olan Walt Disney, 'Pamuk
Prenses ve Yedi Cüceler'in dövüş sahneleri
içeren aksiyon versiyonunu çekmeyi
düşünüyor. Senaryosu tamamlanan fihnin
konusu şöyle: 1890'lann sonlannda,
bir kadın 20 yıl ülkesinden uzak kaldıktan
sonra babasının cenazesi için ülkesi Hong
Kong'a döner. Üvey annesinin kendisine
karşı planlan olduğunu fark eden kadın,
Çin'e kaçar ve burada onun dünyanm
kaderini elinde tutan kişi olduğuna
inanan 7 Saho Lin rahibi tarafindan
koruma altına alınır.