Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1A3USTOS 2002 ÇAR^AMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15
^ Eylürde CRİ^'de konser verecek olan Önder kardeşler, bu yıl Echo Klassik Ödülü'ne layık görüldü
Once eser sonrayorumyyç.4 TEZER
Salonda Vivaldi'nin Dört Mev-
si«n':nın büyüleyici piyajıo tınıla-
n... Dinleyiciler, zaman ve adeta
biitün dünya bu sihirli parmaklann
tuşlarla dans edişiyle hipınotize ol-
muş. Piyanonun başında ise Fer-
han - Ferzan Önder kardeşler...
Etkileyici yorumlanyla tanınan
Ferhan - Ferzan Önder. yıllardır ül-
kemizi dünya klasik müzik plat-
formunda başanyla temsil ediyor-
lar. Ankara Devlet Konservatu-
van'ndan mezun olan ikiz kardeş-
ler, burslu olarak Viyana Müzik
Akademisi'nde ve Salzburg Mo-
zarteum'da çahşmalanna devam
ettiler. Dünyanın en önemli konser
salonlarında sayısız konser veren
Önder kardeşler, geçen yıl Vival-
di'nin 'Dört Mevsim'ini ikili pi-
yanoya uyarlayarak '4 El - 2 Piya-
no - 4 Mevsim' adlı bir albüm çı-
kardı. Buyıl Avrupa'nın en önem-
li müzik ödüllerinden biri olan Ec-
ho Klassik ödülünü karanan Ön-
der ıkilısi. 9 Eylül'de Cemal Reşit
Rey'de konser verecek. Sanatçıla-
ra konserde, Friedrich Philipp-
Pesendorfer ve Martin Kersch-
baum eşlik edecek.
Müzik yaşamınıza ilk adıımm-
zı nasıl attınız?
FERHA1N-FERZAN ÖNDER -
Müzik yaşamımıza küçük yaşlarda
ailemizin isteği ile Ankara Devlet
Konservatuvan'ndabaşladık. Aile-
de klasik müziğe büyük bir ilgi var-
dı. Bu nedenle ailemiz bizim mut-
laka bir müzik enstrümanı çalma-
mızı istedı. Böylelikle ilk müzik
derslerimizi konservatuvarda aldık.
Fkiz olmanın avantajı...
- Sizi Gühel-Sühel Pekinel kar-
deşlere benzetiyorlar...
ONDER - Şimdiye kadar gerek
yurtiçi gerekse yurtdışında biz ve
Pekinel kardeşler arasında çok kı-
yaslamalar yapıldı. Sanırım bunda
iki piyano ikilisinin de Türk ikiz-
leri olmasırun büyük rolü var.
- İkiz olmanızın müzik yaşanıı-
nıza katkılan neler oldu?
ÖNDER - Birbirimize gerek
okul yaşamında, gerekse özel haya-
tımızda her zaman çok destek ver-
mişizdir. Çok küçük yaşlarda kon-
serler vermeye ve yanşmalara ka-
tılmaya başladık. Bizim için bera-
ber piyano çalmak bir oyun gibiy-
di. Hiç sıkılmazdık. Her şeyi hep
beraber yapmak isterdik ve sanınm
bunun çok olumlu taraflan oldu
müzik yaşantımızda. Çok sevdiği-
niz bir şeyi (müzik) çok yakın ol-
duğunuz biriyle paylaşmak ve be-
raber bir şeyler yaratabılmek çok
zevk veren bir şey. Karakterlerimi-
zin çok farklı olmasına rağmen bir-
birimizi çok derinden hissedebili-
yoruz. Bu da çahşımıza çok olum-
lu bir şekilde yansıyor tabii kı. Kon-
serlerimizde bırbirimizi gözleri-
mizle çok rahathkla anlayabiliyor
ve hissedebiliyoruz. Umanz hep
böyle devam eder.
- Müziğe başladığımz zaman-
dan beri hedeflerinizde değişik-
likler oldu mu?
ÖNDER - Hedefler her zaman
yaş ve zamanla değişiyor. Çok kü-
çük yaşlarda büyük piyanistleri ör-
nek alıp onlar gibi olmak hep hayal
edilir. Ancak zamanla ya da müzi-
ğin içine daha derin girmeye ve ya-
kınlaşmaya başlayınca yaratmak ve
kendinizi bulmak ön plana çıkıyor.
Şimdiye kadar sanınm çok önemli
ve güzel başanlarımız oldu. Seyir-
ciyle iç içe olmak, konserlerde on-
lara bir şeyler verip müziği payla-
şabilmek bizim için önemli bir a-
maç. Hedefimiz daha çok dinleyi-
ciye ulaşmak ve müziğimızde daha
da yaratıcı olmak.
- Ya müzikalitedeki temel kri-
terleriniz?
ÖNDER - Önce eser sonra yo-
rumcu olmak...
- Geçen yıl '4 El - 2 Piyano - 4
Mevsim'' adlı bir albüm çıkardı-
nız. Aslı keman konçertosu olan
'Dört MevsimM ikili piyanoya
uyarlama flkri nasıl doğdu?
ÖNDER - Tamamen bir tesadüf.
Viyana'daki büyük bir kutlama için
bizden 2 piyanoda doğa ile ilgisi
olan bir eser istendi. Bulduğumuz
hiçbir eser bizi tatmin etmemişti.
Organizasyona küçük bir oda or-
kestrası ile Vivaldi'nin 4 Mev-
sim'ini çaldırmalannı önerdik. An-
cak mutlaka bizim çalmamız iste-
niyordu ve böylelikle eseri 2 piya-
noya uyarlama karan aldık.
Yeni albûm yolda
- Şu anda da eski ve çağdaş
Türk bestecilerinin eserlerini yo-
rumlayacağınız yeni bir albümün
hazırlığı içindesiniz. Besteciler ve
eserleri belli oldu mu?
ÖNDER - Besteci ve eserler be-
lirlendı. Ancak daha sonra açıkla-
ma yapmak istiyoruz. Yalnız şunu
söyleyelim, 2 genç Türk bestecimi-
ze yer veriyoruz. Fikir plak şirketi-
mizden geldi. Biz de çok ilgilen-
dik.
- Avrupa'nın en önemli müzik
ödüllerinden biri olan Echo Klas-
sik Ödülü'nü kazandınız...
ÖNDER - Echo Ödülü, Alman-
ya'nın çok değerli ödüllerinden bi-
ri. Bu ödülü almamız bizi tabii kı
çok sevindirdi. Aynca 2 Türk piya-
nisti olarak ödüllendirilmemiz çok
önemli ve gurur verici.
eçen yıl '4 El-2
Piyano-4 Mevsim' adlı bir
alhüm çıkaran Ferhan-
Ferzan Önder, "Çok küçük
yaşlardan itibaren konsere
gitnıe ahşkanlığını
geliştirerek iyi dinleyici
kitlesi yaratmamız lazım.
Dünya standartlarında
sanatçılanmız var. Ancak
Türkiye 'nin ne kadar büyük
ve kalabahk bir ülke
olduğunu göz önüne alırsak
maalesefbunu çokyetersiz
göriiyoruz " diyorlar.
- Geleceğe yönelik projeleri-
niz...
ÖNDER - Günümüz bestecile-
rinden gelen eserleri seslendirmek
istiyoruz. Plak çalışmaları var,
Amerika, Ingiltere, Japonya ve
Fransa'ya turneler düzenleyeceğiz.
- Türkiye'yi klasik müzik ala-
nında nasıl buluyorsunuz? Dün-
ya standartlarına ulaşabiliyor
mu?
ÖNDER - Türkiye'de klasik mü-
zik açısından büyük bir gelişme ya-
şanıyor. Önemli festivaüer ile çok
iyi ve kaliteli müzik getirilebiliyor.
Bu da daha çok dinleyici kitlesi çe-
kiyor. Gelişme için çok önemli. An-
cak kabiliyeth genç kuşağın yurtdı-
şına açılmasına destek vermek ge-
rekiyor. Çok küçük yaşlardan itiba-
ren konsere gitme ahşkanlığını
geliştirerek iyi dinleyici kitlesi ya-
ratmamız lazım. Dünya standartla-
rında sanatçılanmız var. Ancak
Türkiye'nin ne kadar büyük ve ka-
labalık bir ülke olduğunu göz önü-
ne alırsak maalesef bunu yetersiz
görüyoruz.
REMZÎ KÎTABEVt 'NDEN YENÎLER
Mücadele
ve varoluşKültür Servisi -
Remzi Kitabevi üç ye-
ni kitapla okurlanna
merhaba dedi. îlk kitap
araştırmacı-yazar Os-
man Öndeş'in, arke-
olojik bir talan hikâyesi-
ni anlattığı Bodrum'da
Yağma. Ondeş, kıtabıy-
îa 19. yüzyılda Türkle-
nn tarih bilincine sahip
olmadıklan ge-
rekçesiyle Av-
rupa imparator-
luklannmAna-
jolu'da giriş-
nkleri tarihi es-
er yağmacıh-
ğına ışık tutu-
yor. Karya
satrapı Kral
Vlausolos'un
dünyanın ye-
di harikası
arasında sayılan anıtme-
zan Mausoleum'un.
1852-1859 yıllan ara-
sında, Ingiliz arkeolog
Charles T. Newton ta-
rafından Bodrum'dan
sökülerek British Muse-
um'a, üstelik padişahın
izniyle taşındıgını be-
lirten kitap, akıl almaz
gerçekleri ve bu büyük
BODRUM'DA,!
YAGMA I
talanı ele alıyor.
Bir diğer kitap da ga-
zeteci Nursun Erel'in
görev anılannı ele aldı-
ğı Hamamböceği
Sendromu adlı çalış-
ması. Erel, beyazcamın
arkasında yaşananlara,
güç koşullarda verilen
habercilik mücadelele-
rini, zamanla yanşı ve
bir kadın
gazeteci-
nin acıma-
sız rekabet
ortamında
verdiği mü-
cadeleyi an-
latıyor.
Son kitap
Doğan Cü-
celoğlu'nun
kaleme aldı-
ğı Keşke'siz
Bir Yaşam İçin tleti-
şim DonanınılarT. Cü-
celoğlu kitabında he-
men hemen her insanın
ilişkilerinde yaşadığı
pişmanlıklan en aza in-
dirmek için kim oldu-
ğunu ve ne istediğıni
bilmek kadar, varoluşu
yaşamayı ve paylaşma-
nın önemini ele alıyor.
Emre Aracı
CRR'de
Kültür Servisi -
Borusan Oda
Orkestrası, şef
Emre Aracı
yönetiminde 2 Eylül
Pazartesi günü saat
20.00'de Cemal Reşit
Rey Konser
Salonu'nda
'Osmanlı
Sarayı'ndan Avrupa
Müziği' adh bir
konser verecek.
38. Uluslararası Tıp
Tarihi Kongresi
kapsamında
verilecek konserde,
Guatelli Paşa,
Donizetti Paşa,
Rossini, Charles
d'AJbert, Ömer
Paşa, Sultan
Abdüiaziz, Rıfat
Bey ve Sultan V.
Murat'ın yapıtlanna
yer veriliyor.
E,' rol Erdinç 'in
Gülsin Onay
e§liğinde Bilkent
Universitesi Müzik
ve Sahne Sanatları
Fakültesi
Yapımcılık
tarafından
hazırlanan
yoğunçalarlarında
Chopin den Ahmet
Adnan Saygun 'a
ve Bach 'a uzanan
müzikal bir hat
çiziyor.
Erol Erdinç'in üç yeni yoğunçaları bir sesli resim güzelliği niteliğinde
Chopin ve Saygun 'u dinlemek
ÖNDER KLTAHYALI
Erol Erdinç çok yönlü bir sanatçıdır.
Orkestra şefi ve piyanist olarak Bach'tan
caza uzanan geniş yelpaze içindeki yorum-
lan. dinleyeni mutlu kılar. Takdirle karşı-
ladığım bir etkinliği de bazı yoğunçalarla-
n müzik dünyamıza kazandırması, bu alan-
daki boşluğun doldurulmasına katkıdabu-
lunmasıdır. Sanatçmın bana ulaşan üç yo-
ğunçalanm, "Bilkent Universitesi Müzik
ve Sahne Sanatları Fakültesi Yapımcı-
lık" hazırlamış.
F. Chopin'in Op. 11 No. 1 mi minör ve
Op. 21 No. 2 fa minör piyano konçertola-
nnı içeren YÇ'de değerli piyanist Gülsin
Onay'ı, St. Petersburg Filarmoni Orkest-
rası eşliğinde dinliyoruz. Kayıt 2000 yılın-
da yapılmış, Ankara'da işlenerek çoğaltıl-
mış.
Chopin duygusallığı...
Yapımın sterefonluk açısından taşıdığı
güzelliklere, sağ kanal ile bir ölçüde orta
kanaldan ve ön yüzeyden işitilen piyano
egemendir Yaylı çalgılar, dinleme alanına
doyurucu biçimde dağıtılmış; fakat orkest-
ra yalnız olarak çaldığında bile piyanoya
kıyasla biraz geriden duyuluyor.
Yaylılann, özellikle eşlik sırasmda fazla
dolgun olmayan ve zayıf vibratolu bir ton-
la çalışı dikkati çekiyor. Üfleme çalgılar ise
geri planda. Gülsin Onay, her yönden abar-
tısız. ama Chopin duygusalhğını başany-
la yansıtan bir yorum sergiliyor.
Başka bir yoğunçalarda A. Adnan Say-
gun un Op. 34 birinci piyano konçertosu-
nu görüyoruz. Dinlediğimiz yorum, Er-
dmç'in 10 Haziran 2000 tarihinde St. Pe-
tersburg'da, kentin filarmoni orkestrası ile
verdiği dinletiden alınmış canlı kayıttır. Pi-
yano, sağdan ve ön yüzeyden duyuluyor.
Orkestra ise dinleme alanına oldukça iyi
dağıtılmış; ancak kimi müzikseverler, sol
kanalı biraz zayıf bulabilirler. Gülsin On-
ay, liriklikle devingenliği başanyla kaynaş-
tınyor.
Yapımda, Saygun'un Op. 39 üçüncü sen-
fonısi de var. Istanbul Devlet Senfoni Or-
kestrası, yapıtı 5 Ekim 1987'de Erdinç yö-
netiminde Prag'da seslendirmiş. Bence her
yönüyle doyurucu bir kayıt. Yorum ise ku-
sursuzluk noktasında. Saygun bu senfoni-
sinde bize, yaratıcı dehasının en başanlı
sayfalannı sunuyor. Özellikle ikinci bö-
lümde (Sostenuto Lertto), bestecinin ma-
kamsal yazısındaki güzelliğe, polifonluğu
kullanışındaki ustalığa hayranlık duyma-
mak olanaksızdır.
Erol Erdinç, aynı senfoniyi Bilkent Sen-
foni Orkestrası ile de seslendirmiş ve ka-
yıt 2000 yıhnda "Bilkent Konser Salo-
nu"nda yapılmış. Peki hangi orkestra da-
ha güzel çalıyor?
Viyolonselci Yoyoma'nın dediği gibi ya-
nşma düzeyindeki yorumlan kıyaslayıp
hangisinin daha üstün olduğunu belirle-
mek biraz haksızlıktır. Her iki orkestrayı da
keyifle dinliyoruz; ancak senfoninin Bil-
kent seslendirmesinde bazı teknik yanlış-
lara rastlanıyor.
Özellikle Erdinç'in epey hızh aldığı
üçüncü bölümde (Scherzo Vivo) bunlann
sayısı biraz daha artıyor.
Içrek bir felsefe söyleşinin doruğu...
Ne var ki Bilkent yorumunda kayıt, or-
kestranın dinleme alanına dağıtılışı, derin-
lik aldatmacasının yaratılışı ve gürlüklerin
dinleyici üzerinde bıraktığı çarpıcı etkiler
bakımından gerçek bir sesli resim güzelli-
ği taşımaktadır.
Aynı yapımda Saygun'un Op. 72 "Or-
kestra İçin Çeşitlemeler"i de yer alıyor.
Bestecinin bu yapıtında, zaten soyut olan
kısa bir temadan yola çıkılarak, içrek bir
felsefe söyleyişinin doruğuna vanlmakta-
dır.
Yapıtın sonlanna doğru orkestradan el-
de edilen esritici renkler, canlı bir seslen-
dırmedeki güzelliğe en yakın kalacak yol-
da yoğunçalara yansıtılmış.
Müzik dünyamıza kazandırdıgı bu üç yo-
ğunçalar nedeniyle Erol Erdinç'e teşekkür
borçluyTiz. Yapımlan bütün müzikseverle-
re salık veririm.
GUZELİNARDINDAN
BERTAN ONARAN
Süreyya Ayhan
Bilimsel bayrak yarışında Manc'la Freud'dan
sonra koşan Wilhelm Reich: "Sevgi, çalışma, bil-
gi canımızın temel direkleridir, dolayıstyla yaşama
onlann yön vermesi gerekir" demiş.
Süreyya Ayhanla öğretmeni-sevgilisi Yücel
Kop, Münih Olimpiyat Stadı'nda, Wilhelm Reich'ın
öldürülmekten kıl payı kurtulduğu ülkede, bütün
dünyaya en parlak biçimde kanıtladılar bu sozün
doğoıluğunu.
Çankırı'da Yücel'in Süreyya'daki doğal veriyi
sezmesiyle başlayan serüven. yurdumuzun bugün-
kü olanaksızlıkları, engellemeleri içinde, daha ön-
ceki unutulmaz sevi öykülerindeki gibi, olanaksızı
aşarak sürmüş gelmiş.
Yücel'in çağdaş olanaklarla kıyaslandığında is-
ter istemez sınırlı kalan bilgisi sevgisiyle kendinı
aşmış, somut bilgisinin ötesinde çalıştırmış Sürey-
ya'yı; o da, eldeki eğitim, sağlık, parasal yardım sı-
nırlannın hepsini zorlamış, birlikte olanaksızı başar-
mışlar, başardılar.
Ben spor dünyasında olmadığım için karşılaştık-
ları zorlukları, engellemeleri aynntılanyla bilmiyo-
rum elbet; ama bir ara sevdalarından ötürü gaze-
telere yansıdığı kadarıyla, Münih'te ya da başka s-
por alanlarında yanştığı, yanşacağı dünyalı kardeş-
ierinin bol bol yararlandığı desteklere kavuşturul-
mak şöyle dursun, cezalandırmak üzere öğretmen-
le öğrenci-sevgilısi birbirlerinden ayrılmıştı.
Onlar yılmamış besbelli-çok şükür:
Yücel Kop'un cezalandınlmasına, Gaziantep'ten
başka yere sürgün edilmesine ses çıkarmayan
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı, kazanılan sıradı-
şı başandan sonra, usunu başına devşirmiş gali-
ba.. yine buna da şükür, ya hiç toplayamasaydı?
Bugünkü gazetenin yazdığına göre, Spor-Toto Ku-
rumu, 2004'e dek Süreyya'yı desteklemeyi karar-
laştırmış.
Oysa bugün degil, dun, önceki gün yapılmalıydı
bu iş.
Yurdumun gözü kör, kulağı sağır.
Ancak altın madalyayla kafasına vurursan azıcık
gözü açılıyor.
Şimdi -umarım kısa sürmez- eller üstünde Sü-
reyya.. elde edilen başarının en az yansının yaratı-
cısı Yücel'den ses yok!
Yarışma dönüşü basılan resimlerden birinde,
göğsünü bir yabancı kuruluş adı-simgesi süslü-
yordu Süreyya'nın; hadi kamu kurumlarından vaz-
geçtik, özel kurum ve kuruluşların da -anamalcı,
dolayısıylatanıtıma bayılan bugünkü işleyişteri için-
de- Avrupalı, Amerikalı abilerine, ablalanna oranla
ne kadar çağdışı kaldıklannı vann siz hesaplayın.
Demek ki hortuma, soyguna, devlet eliyle kayır-
mayadayalı kazançlann baygınlığı içinde sözümo-
na benimsedikleri parasal düzenin bile gereğini ye-
rine getirmeye güçleri yok. Ne yazık!
Oysa, Münih Stadı'nda, Süreyya'nın göğsünde
adlarını dolaştırabilselerdi, soygunlardan kazan-
dıkları kadar büyük bir kâr elde edebılirlerdi.
Neyse, biz dönelim Süreyya Ayhan'a.
Bütün bu desteksizlik, sahipsizlık içinde, Anado-
lu çocuklannın, kızlı oğlanlı neler başarabılecekle-
rini çatır çatır gösterdi hem dünyaya, hem asıl bi-
ze!
Bu, Erol Manisalı'nın bıkıp usanmadan yinele-
diği görüşün de doğrulanması oldu bir bakıma: AB,
bu kadar olanaksızlık içinde böyle başarılar elde
edebilen Anadolu çocuklarını seve seve, gönül n-
zasıyla, güle oynaya bağrına basar, arasına alır mı?
Süreyya Ayhan'ın kız ve erkek kardeşleri, Avru-
pa'nın bütün alanlarında yanşlara girse, neler olur
tasarlayabiliyor musunuz?
Bu çocuklann hepsi kurala aykırı borç para alan
zavallı çapsız milletvekili gibi davranmaz ki: Pek ço-
ğu Süreyya'ya benzer kahr. Işte o zaman kara ka-
ra düşünür sözum ona uygar, ama aslında aman-
sız ırkçı Avrupalı!
Sevgih Süreyya, Atatürk yaşıyor olsaydı, daha
başından el üstünde tutulur, her türiü desteği gö-
rürdün canım!
Ve o eşsiz insan, elde ettiğin başarıdan sonra, in-
cecik sesiyle, bir kez daha haykırırdı bütün radyo-
lardan, televizyonlardan:
Ne mutlu Türküm diyene!
Müzisyenlerdefl banşa destek
• BERLtN (AFP) - Israilli orkestra şefı
Daniel Barenbaum yönetimindeki genç Arap
ve Israilli müzisyenlerden oluşan orkestra, 1
Ekim'de Staatsoper Operası'nda bir konser
verecek. Orkestra, konserde, Beethoven'ın 5.
Senfonisi'ni seslendirecek. 1999 yıhnda
kurulan orkestraya katılabibnek için Ortadoğu
sorununa savaşarak çözüm bulunamayacağı
görüşünde obnak gerekiyor. Barenbaum,
müzisyenler ve kültür insanlan olarak,
politikacılan beklemek yerine bir an önce
harekete geçmeleri gerektiğini vurgulamıştı.
Geçen yıl îsrail'de bir tabu yıkılmış, Richard
Wagner'ın eserlerinin yorumlandığı bir
konser verümiş ve orkestrayı Barenbaum
yönetmişti. Adolf Hitler'in en sevdiği besteci
olan Wagner, Nazi rejimi yandaşlan
tarafından da büyük ilgi görüyordu.
Akbank Caz Festivafi 2-12 Btim'de
• Kültür Servisi - Çağdaş cazın,
ülkemizdeki en önemli etkinliklerinin başında
gelen '12. Akbank Caz Festivali', 2 Ekim - 12
Ekim tarihleri arasmda, cazseverleri îstanbul
ve Ankara'da bir araya getirecek. Festivale
katılacak sanatçılar ve festival programı ise
eylül ayında düzenlenecek olan 'Akbank Caz
Festivali'ne Merhaba' partisiyle basına
açıklanacak.
BUGÜN
• NAZIM KÜLTÜREVt'nde saat 18.30'da
Andrey Tarkovskiy'in 'Solaris' adlı filminin
gösterimi. (212 245 04 81)
• İŞ SANAT'ta saat 12.00, r53fTve
Alejandro Gonzales Inarritunun
'Paramparça* adlı filmi izlenebilir.
(212 316 10 83)
• BEKSAV'da saat 15.00'te 'Şölen', saat
17.00'de 'Öykü Anlatımı
1
ve saat 19.00'da
'Otomatik Portakal' adh filmler
gösterilecek. (216 349 91 55)