Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3/YFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 2002 ÇARŞAMBA
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus®cumhuriyet.com.tr
AÇI
MUMTA2 SOYSAL
Sola Deırlet Kuşu mu?
ATLANTİK c elerınden gelmış bır goçmen
kuşun seke s e e sektıkten sonra CHP yakın-
lanna tonmuş jması kımılennde oyle bır bay-
'amsevıncı /aratı kı, sormayın Neredeyse, Ke-
-ralıst devntnle-ı yaprrıış bır partının yıllardır
oekledıgı sıhırlı zeçjnek '7/üera/so/"uyutmaca-
sıymış da, o deger değmez ıktıdar yolları açıla-
Dakmışgıbı
Acaba?
Yoksa, ıdeolok açıdan yarım yuzyıldır boca-
ayan bır partınr kafa kanşıklığına yenı bır un-
sur mu eklenme<tedır?
CHP'iın trajedısı devrımcılığını yıtırış, daha
iogrusu devrırrcılıgını çok partılı demokrasıy-
e bagdaştıram£/ış yanında, ulusal bağımsızlık-
cılıktan jzaklaşs değıl mıydı9
Konu, Turkıy-gıbı bırulkede "so/"unnean-
lama gelmesı gerektığını de ıçeren denn ve
cok boyutlu bırrartışma konusudur
Kemalıst d e v m , Kulturel ve sosyal yanı eko-
nomık yanından daha ağır basmakla bırlıkte,
duzen değışıklığnı amaçlaması açısından bal gı-
bı bır 'sol" harekettı Ama Anadolu Ihtılalı'nı
eynı çağın Sovyet Ihtılalı'nden ayıran en belır-
çın ozellık, bır uljsal bağımsızlık ayaklanışı olu-
şuydu Yalnız Is-klal Harbı değıl, saltanatla hı-
lafetın yıkılması ve butun o "ınkılâplar" dızısı, hal-
kın yenı bır 'ulus" olarak bağımsızlaştırılması-
n, hurafelerden \e hatta ekonomık uyuşukluk-
tan kurtanlarak bağımsız duşuncenın dınamız-
mıne kavuşturul-nasını amaçlamış değıl mıdır?
CHP'nın trajedısı, Ikıncı Dunya Harbı sonra-
s ndan baş!ayara<, o dınamızmı yıtınp dış reçe-
telere kendını teslım edışte yatar
Bu aynı zamanda, Turkıye'dekı "merkez
sol 'un da trajedsıdır
ımdı Dunya Bankası gorevlısı bır IMF uy-
gulayıcısının CHP saflarına yakınlaşması,
sö*n yılların Erdal Inönü'lerı, Karayalçın ları,
Baykal'larının ardından, o partıye ne kazandı-
racaktır? Blair'cılığın kayıplarını gen almanın
yolu bu mudur
7
Ybksa, Pamuk'lann, AHan'la-
rın, kurtuluşu Dervış'lerde arayanların Ikıncı
Cumhurıyetçılığınden sılkınmek ve ulusal ba-
ğımsızlığın ıvmesmı sol duşuncenın duzen de-
ğıştırıcı programlanyla bağdaştırmak mı?
Sol elbette ınsanlığın evrensel değerlerını ve
teknolojının yenılıklennı halk yığınlarına kazan-
dırmayı amaçlar Ama, herkesten once kendı hal-
kına Gerçekçılığın koşulu bu olduğu gıbı, ev-
rensellık adına kureselleşmecı yenı somuru do-
laplannın donduğu dunyada kendı ınsanını ko-
rumanın yolu da budur
ÎSTANBUL
ALEVt-BEKTAŞÎ
KURULUŞLARI BİRLİĞİ'NDEN
18 Ağustos 'ta Hacı Bektaş Törenlen dö-
nüşü Tarsus'ta 37 canımızı kaybettık
Hepımızın başı sağolsun Yaralılanmıza
acıl şıfalar dılıyoruz. îçımıze düşürdük-
len ateşı hıç söndürmeyeceğız. Onlan hıç
unutmayacağız
KATILAN KURUMLAR:
Kartal Cemevi Vakfı, Karacaah-
metSultan Derneği, Şahkufu Vak-
fı, Garip Dede Türbesi, Erikli Baba
Türbesi, Gazi Cemevi Vakfı, Hacı
Bektaş Veli Kültür Derneği, Ana-
dolu Bilim Kültür Cem Vakfı, San-
gazi Cemevi, Hacı BektaşVeli Der-
neği Sultançiftliği, Hak-Ev Aydın-
lıköy Cemevi, Adalar Cem Vakfı,
Alevi-Bektaşi Eğitim Kültür Vakfı,
Okmeydanı Cemevi, Pir Sultan Ab-
dal Kültür Derneği, Darıca Ana-
dolu Görgü Derneği, Mudurnu-
tepe Cemevi, Çenedağ Cemevi
Toplum Düzenini Oluşturan Güçler...
Prof. Dr. Abidin KUMBASAR
G
ereksınımlenru do-
ğal kaynaklardan
doğrudan sağlayan
ılkel, kuçuk ınsan
topluluklannda en
ıyı a\ lanan, en guçlu bıreyın du-
zenı sağladığı sanılmaktadır En
guçlü olanın çevresınde, özelhk-
le karşı cınsten olanlann daha çok
sayıda toplanması sonucunda en
guçluden ureyen kuşaklar, ınsan so-
yunun evnmının de yonunu sap-
tamıştır Avcı ve toplayıcı olarak
yaşayan Atalarımızın doğal ko-
şullar nedenıyle buyuk topluluk-
lar oluşturması duşunulemezdı
Kanıt olarak bugun de yer kure-
nın az sayıdakı yorelennde yaşa-
yan av cı ınsan topluluklannın ay-
nı duzende yaşadıklannı gormek-
teyız
Insanlığın ılk buyuk devnmı
olan tanm devnmıyle yerleşık du-
zene geçışten sonra toplumda bır-
lıkte çalışıp, bırlıkte uretıp pay-
laşma kurallan oluştu Sıte toplu-
luklannda zaman zaman ılk de-
mokrası yonetımlerıru. olıgarşı v e
anstokrat yonetımlen. bazen de
"Zorbalann hiçbir kural tanıma-
daatophımukişiseJçıkarlannıgö-
zeterekyönetimi" djye nıteleyebı-
leceğımız, tıranlıklan gormekte-
yız Ürerım toplumlanndan tanm-
İa uğrasanlar. koklu ve gıderek ım-
paratorluklar boyutuna ulaşan,
uzun sure varlığını koruyabılen, ge-
nış alanlarda etkın olabılen yone-
tımleroluşturmuşlardır Başkabır
tur üretım toplumu sayabıleceğı-
mızhayvancılıkla uğraşan toplum-
larsa, goçebelıkten tam olarak kur-
tulamamışlar, uretım yanında ta-
lan ve zorbalıgı da yaşama şeklı
olarak koruyan, bazen çok buyuk
boyutlara varsalar da gorece kısa
omurlu ve bıreysel erke dayanan
yonetımlen aşamamışlardır
Butun ılkçağ ve ortaçağ toplum-
lannda duzen, en guçlu olan tek bu-
yurgan ya da onun yetkılı kıldık-
lannca sağlannuş, ınanç somuru-
sunden etkın olarak yararlanılmış-
tır Bu gerçeğı en yalın olarak, as-
lında kendısı de dın adarru olan
JeanMesHer (1664-1729) dıle ge-
tırerek " İnsanlan baskı altmdatut-
mak ve güçsüzJeştirnıek için din-
ler, inanç sömiırusü aracı olarak
kuflanümıştır'' demıştır Yuz yıl-
lar boyunca krallar "Rex gratia
Def\ Tann'nın ınayeüyle kral olan.
dıye tanımlanarak egemen olmuş-
lar, davraruş v e sozlen yonetım v e
yasa olarak benımsenıp, yargı er-
kı de dın adamJan ve kral ya da go-
revlendırdıkJen tarafindan, ege-
menlenn çıkarlanna yarayacak şe-
kılde uygulanmıştır
Tanhte ılk kez Ingıltere de, 1215
yıhnda Kral'ın erkıne karşı parla-
mento ve halk dırenerek "Magna
Charta" ıle Kral'ın, yurttaşın oz-
gurluğu ve kışısel malı uzennde-
kı yetkısını kaldıran belgeyı elde
ettıJer Boylece toplumda, toplu-
mun ısteğıne uygun yasal duzen
sağlanmasının ılk adıînJan atıldı
Izleyen yıllarda Ronesans'ın sağ-
ladığı uyaruş ve bıhmsel gelışme-
ler toplum uzenndekı kılıse bas-
kısını gıdererek dınsel reformlara
yol açtı Bır ılen aşama olarak İn-
gıltere'de, 1628 yılında Kral'ın
yetkılennı daha da sınırlayıp ya-
sal sureçtengeçılmeksızın kûnse-
nın suçlanamayacağını, cezalandı-
nlamayacağuu ve halka karşı or-
dunun kullanılamayacağını belır-
ten "HaklarBildirisi" (Petıtıon of
Rıghts) yayımlanarak yonenmde,
yonetılenlenn gucu pekıştınldı
Bunu ızleyen ve 1689 yıhnda ya-
yunlanan "Haklar Yasaa" (Bıll
ofRıght) ıle de hıçbır yasanın Kral
tarafından yururlukten kaldınla-
maması, parlamentonun ıznı ol-
madan vergı v e asker toplanama-
ması, yasal sureçten geçmeden
kımsenın tutuklanamaması guven
altına alındı
Mutlak egemene karşı halkın
guçlenmesıne uyumlu olarak
1776'da Amenkan Kongresı'nce
kabul edılen "Bağımstdık BUdir-
gesi" \ e 1789'da Fransız Devnmı
sonucunda yayımJanan "İnsan ve
\tattaşHaklanBadirisr ıle de la-
ık toplum duzenıne geçılerek ya-
sama yurutme ve yargı dınsel bas-
kıdan da kurtuhnuş oldu Boyle-
ce Montesqueu'nun (1689-1755)
toplum düzenmı sağlayan guçler
olarak nıteledığı yasama, yurut-
me ve yargının bırbınnden bağım-
sız olmasının ılk adımlan atıldı Bı-
rey ve toplumun haklan guven al-
tına ahnarak demokrahk yonetım-
lere geçışın yollan açıldı
Sonrakı yuzyıllarda büımdekı
hızlı ılerleme ve teknolojının ge-
lışmesı "Endüstri De\Tİmi"mn
gerçekleşmesıne yol açtı Boyle-
ce toplumda yenı ve her şeyı etkı-
leyen bır gucun, sermaye olarak ta-
nımladığımız parasal gucun, sınır
tanımayan, acımasız ve her enge-
h aşan egemenlığı gehştı Endust-
n Devnmını ılk gerçekleştıren
uluslar aşın zengınleşme tutku-
suyla, doğayı, ınsanı ve emeğı so-
murerek kendı yararlanna olan
duzem korumak ıçın kanlı savaş-
lara neden oldular Banş sozunu
dılden duşurmedıklen halde en ol-
durucu sılahlanmanın onderlen
oldular Egemen guçler yuzyıllar-
dır gıderek yoksullaşıp açlıktan
olenlen gormezhkten gelmekte-
ler Gunumuzde sılahlanma ıçın
bır yılda harcandığı soylenen se-
kız yuz mılyar dolann sadece kırk
mılyanyla sayılan yuz mılyonla-
ra varan açlar doyıırulabılecek-
ken, dunya zengınlen buna yanaş-
mamakta, yenı somuru pazarlan
oluşturarak gen ulkelenn yetenek-
sız, ışbırhkçı ve çıkarcı yönetıcı-
lennı ulkelenne ıhanet ıçın kul-
lanmaktalar
Gunumuzde parasal guç, top-
lumda duzenı sağlayan erkler ola-
rak bıldığımız yasama, yürûtme
ve zaman zaman yargıyı da etkı-
sı altına aldığı ıçın toplumlarda
guven duygusunun sarsıknasına
yol açmakta ve bıreysel ısyanlar-
la oluşacak çılgınlıklara ortam ha-
zırlamaktadır Son ellı yılda ula-
şılan ıleOşım olanaklannı da gıde-
rek artan etkınlıkle denetrm altı-
na alarak tekelleşen parasal guç,
gen kalmış yorelerde yeteneksız
yönetıcılere çıkar sağlayarak, bı-
hnçsız kıtlelen ıstedıklen şekılde
şartlandınp tum yerkureyı somur-
mektedır Geçmıştezorlakoleleş-
tınlen fakır toplumlann insanlan
gunumuzde olum tehlıkelenyle
dolu yollardan geçmeyı goze ala-
rak, gonullu kole olabılmek ıçın can
atmaktalar Benzer şekılde gen
kalmış ulkelenn kışıhksız ve çıkar-
cı yonetımlen de kurruluşu gonul-
lu somurge olmakta gormekteler
Sorunlann çozumu ıçın, tum
yerkurenın gerçek aydınlanndan
oluşacak guçlu ve yansız bır ku-
rulca, sorunlarele alınarak, tum ın-
sanlığa uygulanacak çağdaş eğı-
tımın. nufiıs ve sağlık denenmının,
etkın bır sılahsızlanmanın ve pa-
rasal gucun tum ınsanlığın yara-
nna kullanümasının gerçekleşnnl-
mesı sağlanmalıdır Uygarlığın bır
tanımı da "Doğadaldvetophımlar-
daki başıboş guç \e değerlerin de-
netinı alüna alınması ve tum in-
sanlığın yaranna olarak kuUaml-
masKÜr" Zengınvemutluolduk-
lannı sanan toplumlann aşılmaz sı-
nırlar koyarak mutsuz çoğunluk-
tan kendılennı soyutlamalan, an-
cak geçıcı bır onlem olabılır, ama
sonsuza dek onlan koruyamaz,
uygar toplumlar olarak nıtelen-
meleruu sağlayamaz Tanh, en-
şılmez varlıklara ve guce ulaşmış
toplumlann yıkılış hıkâyelenyle
doludur Yıkımdan kurtulmak ve
hep bırldcte mutlu bır dunyada ya-
şayabılmek ıçın, parasal gucun ve
ıletışım tekellennın yerkure bo-
yutunda, yasama, yurutme ve yar-
gıyı etkılemesının onlenmesı, et-
kın olarak denetım altına alınarak
toplum duzenının yenıden sağlan-
ması kaçuulmazdir
Adli Yanılgı Üzerine...
Ertuğnil KAZANCI Eğıtımcı-Hukukçu
-t- nsanlık tanhı, toplum-
I sal yaşam surecındekı
X. çeşıtlı uygulamalar-
dan doğan ılgınç kavTam-
lan arar, çıkanr "Adü ya-
nılgı" (hata) deyımı de
bunlardan bınsı ve bızce
ençarpıcısıdır "Adafcfve
tt
yamlgı
r
' aslında yan ya-
na gelmemesı gereklı soz-
cuklerdır Çunku adalet
terazısı, hukuksal hak da-
ğılımını karar durumuna
gehnrken, tartarak ve ya-
nılgıya duşmeksızın den-
geyı sağlamalıdır
Adlı yanılgı nedır
7
Ge-
nel bır tanımla, adaletın
adlı bır sonuca ulaşmayıp
hakkı teslım edememesı-
dır Bununladakalmayıp,
gıdenlmesı olanaksız ye-
nı haksızlıklar yaratması-
dır Kamu vıcdanını ya-
ralayan ve çoğu kez yıllar
sonra ortaya çıkan yanıl-
gılann onulmaz umarsız-
hklara yol açtığı bılınır
Insanlığın adalet aygıtı
elıyle uzuntulere suruk-
lenmesı ıse başlı başına
bır yıkımdır
Gudumlu bu- kamu du-
zenının parçası olanlann
dışında hıçbır gerçek hu-
kukçu, dunyanın neresın-
de olursaolsun nesnel ada-
letın gerçekleşmesıne sırt
çeviremez Adlı yanılgıla-
nn yaşanmaması ıçın el-
den gelen çabayı gostenr
Ama kamt (delıl goster-
me), tarut (ıspat yuku), ta-
nık, bılgı, belge ve bulgu
akışındakı ınceleme, araş-
tırma ve değerlendırme
kımı kez elde olmayan ya-
rulgılarla sonuçlanabılır
Bu durum son derece ay-
nksı olmalıdır
TotaHterrejimlerinbu-
yurgan çerçevesiııde tut-
sak edilmiş ulkelerde hu-
kuk kurumunun kendisi
de esasmda bir tutsakOr.
Adalet, adeta kötü bir
o> uncakür. Bunun çok dı-
şında bazen, her fürlü de-
mokratik koşullann var
olduğu demokrasüerde b\-
ACIKAYBMIZ
TÜRK İŞÇİ HAREKETİNİN BÜYÜK LİDERİ,
DEĞERLİ GENEL BAŞKANIMIZ
HALİLTOVÇ19 Ağustos 2002 tarihinde
Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Merhum için 21 Ağustos 2002 tarihinde
saat 10.30'da TURK-İŞ Genel Merkezi önünde bir tören
düzenlenecektir. Merhum, Kocatepe Camii'nde öğle
namazını takiben Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa
verilecektir. Acımız büyüktür
Allah rahmet eylesin.
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU
ie;özensizhkkr, kamuo>iı
etki ve tepkifcri. basm-ya-
yın organlannın vönlen-
dinneieri ya da srvasal er-
kin gücünden çeldnmeler
adli vanılgılan çoğattan
başkaca etkenler olarak
görüJebiür.
tki AVTI Öykü: Nâzırn
Hikmet sanatçılığının ya-
nı sıra yaşamındakı çeşıt-
lı boyutlarla da gundeme
gelmektedır Şaınn başlı-
ca dramlanndan bın ıse
Bursa'dakı on ıkı yıllık
haksız cezalandırma su-
recıdır 1938 tanhlı yar-
gılamanın kamt gosterme
yonunden oturduğu hu-
kuksal zemın yıllardır tar-
tışıJmaktadır "HarpOku-
hı öğrencilerini ayaklan-
mava laşkutmak" suçla-
masının soyut ve çelışkı-
lerle dolu oykusu zaman
ıçınde gozler onune senl-
mıştır Suçlamanın esası
çıkmamış ama, Bursa Ce-
zaevı'ndekı yaşam Nâ-
zım 'ın canıru çıkarmıştır
Bursa Cezaevı, eskı de-
yımle, "netamefi"bıryer-
du- Bır adlı yanılgı sonu-
cunda aynı yerde çıle çe-
kenlerden bmsı de benım
buyukbabamdır Mehmet
İneroğlu Kafkasya'dan
Turkıye'yegelmıştır Ba-
tumludur Anadolu Kurtu-
luş Savaşı'nda gozu pek
tutumuyla dıkkat çekmış
ve zamanla Kemalıst rejı-
mın etkın yerel sıyasetçı-
lennden bın olmuştur Gu-
nun bınnde beklenmeyen
bır olayın ıçmde kendısı-
mbulur
Yakın sandığı bır tanıdı-
gı bırtabancaemaneteder
Ama bu sılah. nıtelığı bı-
lınmeyen kanlı bır olayda
kullanılmıştır ineroğlu,
olay eylemcısının (faılı-
nın) yanıltıcı ele vermesıy-
le \e katıl suçlamasıyla
tutuldanır Idam ıstemıy-
le yargılanır Nâzım Hık-
mefın yarbğı Bursa Ceza-
e\ ı ona da zından olmuş-
tur
Turlu savunmalara kar-
şın ıdam yolu gorurriır
Ama bır rastlantı sonucu.
yabancı dılle yapılan bır
konuşmaya tanık olan bu-
yuk amcamızın zaman ge-
çırmeden çe\Tedekı kara-
kola başvurmasıyla asıl
suçlu ve yardakçılan ya-
kalanır Dava kaldınhnış,
buyukbabam ıdam sehpa-
sından kurtanlarak artık
sahvenlmıştır
Ölumcul zaturree ıse,
kabcı bır cezaevı anısı ola-
rak sağlığmı alıp gotur-
muştur Bursa Cezaevı'nın
ıkı suçsuz sakınının oy-
kulen bır bakıma ayrudır
Bınsı, çelışkıierle dolu
bır bıldınm (beyan) sonu-
cu, oburu ıse tasarlanmış
suç yuklendırmesıyle yıl-
lannı zındanda geçırmış-
lerdır Her ıkısı de beden-
ce ve ruhça yıpranarak
çıktıklan cezaevı surecın-
den sonra kısa omurlu ol-
muşlardır Anlaşılan odur
kı. her ıkı olayda da araş-
tırma ve ınceleme, adale-
tın dağıtımı açısından ye-
tersızdır Savunmalar ge-
reken cıddıyetle değerlen-
dınhnemıştır Adlı yanıl-
gılar, karar aşamasında te-
melsız savlara konu olarak
doğmuşlardır
Bir irdeleme: Yargı er-
kının olağanustu bır ozen-
le yenne getınlmesı ge-
reklıdır Çunku konusu ın-
sandır "Hukukun ustün-
lüğü" ılkesı, yargısal uy-
gulamada bu- anlama ka-
vuşur Uluslararası duzey-
de saptanmış gerçekhr kı,
adlı yanılgılann başında,
sahtecı tanık bıldınmle-
nyle, onursuz v e dayanak-
sız ele vermelerden oluşan
haksızlıklar zıncın bazen
çok etkılı olmaktadır
"Muhbir (ele veren)" ıle
'İanık" neredeyse esas tu-
tulmakta ve sanık eğer suç-
suzsa bıle çetın koşullar-
la sav aşımda bırakılmak-
tadır Sav, devlet erkırun
guç ve gorkemıyle ağır-
lık taşımakta, kımı abar-
tılı "iddianameler(öne sü-
rümler)" duzenlenebıl-
mektedır Bazı dev let uy-
gulamalannda gorulen gu-
v enlık soruşturmalannda.
sabıkasızlık belgesı yet-
memekte aynca, "Haİda-
nızda şinıdive kadar dıı-
zenlemniş bir iddianame
var mıdır'' sorusu anaya-
sal hukuk devletı olçutle-
nne aykın olarak yer ala-
bılmektedır
Savunma ıse yontem ye-
tersızlığı, vekâlete dayalı
durumda maddesel varlık
gereklılığı ve kanıt ve ta-
nıt olgulan yukuyle zor-
da kalabılmektedır Sav-
savunma eşıtlığı ve denge-
sı, mahkeme salonlannda
bıle çogu ulkede şekıl açı-
sından olsun sağlanmak-
tador "Bö>1e Bir Dünya"
adlı yapıtında Bflgesu Ere-
nus'un kalemıyle "düşün-
cesuçusanığı'' GükinÇay-
hgil, ulkemızdekı mahke-
me salonlannm gorunu-
mune ılışkın tepkısını şoy-
le ortaya koyar "Benim
burada,sizlerin o yüksek-
Kkte obnanız vahuzca bir
marangoz yaıulgm değiL
avnı zamanda toplumsal
birj-arulgıdırr
Halk deyunıyle "kuru
0101^", yanı adlı yanılgı
kavramı, adaletın uzenn-
dekı golgesını tumuyle
çekmehdır Gozaltı,tutuk-
lama ve karar aşamalann-
da, bıhmsel yaklaşımlı,
mutlak nesnel, kuşku ve
çelışkıyı kesınhkle taşı-
mayan tanık bıldınmlen ve
tartışılmaz kanıt ve tanıt
bulgulany la pekıştınlmış
bır ozenlı çerçeve esas tu-
tulmalıdır Adalet gıbı ın-
san hak ve hukukunu
onursal çerçevede koru-
yup kollamakla yukumlu
bır kurumun yamlgılara
duşmesı v eya duşurulme-
sı soz konusu olmamalı-
dır
Aynı esaslar kolluk gu-
cu ıçın de geçerlıdır Yar-
gısal erk, bınbır dosyamn
kalabalıklığında "zaman-
stzhk" sorunuyla boğuşa-
rak bulanık sonuçlara v ar-
mamahdır Etkılenmeme-
lı, sav saklanmaya duşme-
melı ve her karann kurul-
masında çok cıddı bır
onemseme gostermelıdır
"Bursa'ıun ufak tefek
taşlan" unlu v e çok neşe-
h bır turkudur Buna kar-
şın belleğımızdekı Bursa,
bızım bıldığımız ıkı "ma-
smn" ınsanın adlı yanılgı-
lar sonucu omurlennın tor-
pulendığı bır "Dre>-
fus'lar" kenhdır Bılındı-
ğı gıbı Fransa'da suçsuz
yere yıllarca cezaevınde
kalmış ve unlu romancı
Emile Zola'mn kamuoyu
oluşturmasıyla davası ye-
mden bakılarak salıvenl-
mış Dreytus, adlı yanılgı-
nın evrensel orneksemesı-
dır
Sozumuzun sonu odur
kı, guzel Bursa'nın olum-
suz anılışlarla tanhsel ve
kentsel değen orselenmez
Yalnızca, yazımızdakı
konuya ıkı omekle zemın
oluşturrnuştur
PENCERE
Bu Erken Seçim
Dalaveresi Ne?••
Bır ulkede IMF programı uygulanmaya başladı
mı halkın anası ağlar, kaç kez laboratuvar deneyı
yapıldı, toplumun çoğunluğu dıbe vurdu
"Arjantın, Brezılya, Uruguay bunun en gerçek-
çı kanıtları Ulkeyı sosyal ve ekonomık felakete
surukleyen IMF'nın onermış olduğu polıtıkalarAr-
jantın'de halkı gunluk yaşamında sefaJete suruk-
luyor 1998 knzınde IMF yardımını kabul eden En-
donezya karanndan dolayı bın pışman " (Le Mon-
de, 14 Ağustos 2002)
ABD'nın hegemonyasındakı IMF'nın eskı Başkan
Yardımcısı Josep Stiglıtz vurguluyor
"Endonezya, Tayland, Rusya, Kore, Brezılya ve
Arjantın1
Altı yıldan az bır surede altı başarısızlık
çok fazla! IMF programlan yoksulluk, ışsızlık gı-
bı konularia ılgılenılmeden, sırfbutçe dengesı ve
enflasyon nsklerıyle ılgılenıyor"
Turkıye kaç yıldan ben IMF programlanyla ce-
belleşıyor, bu yolda once Cottarelli, daha sonra
Kemal Derviş meşhur oldular
Sonuç?
Işsızlık ve yoksulluk arttı
Herkes burnundan soluyor
Pekı, tam bu sırada, IMF Programı sonuçlanma-
dan, kım ıcat ettı erken seçım manfetını'?
•
Erken seçım ne ışe yarayacak?
Seçım AKP ıçın tezgâhlanmış gıbı
Tayyip'e yarayacak1
Iktıdardakı uçlu koalısyonu oluşturan partıler IMF
uğruna zokayı yedıler
Yasaklanmış Necmettın Erbakan'a dayanan
Saadet Partısı açmazda
Tansu Çiller, muhalefette bıraz palazlansa da ba-
rajın kıyısında dolaşıyor
CHP, Kemal Dervış'le bırlıkte oyunu arttırsa da
ne yazar^
AKP denenmemış partı kımlığıyle, IMF progra-
mının altında kalıp ezılmış varoşların sesını dıle ge-
tınyor
Anketlere gore malı goturecek Tayyıp
Pekı, sonra ne yapacak
9
Hıç'
Karmaşadakı toplumu kargaşaya surukleyecek,
ıktıdarda boluk borçuk partılerle koalısyon yapa-
cak, Turkıye bu faturayı çok pahalıya odeyecek
•
"Seçım Yasası" bır felaket
Lıder sultası suruyor
YTP daha kendını bulamamış, orgutunu oluştu-
ramamış, DSP kundaklanmış, merkez sağ tuken-
mış, solun aklı bır karış havada kanat çırpıyor
Seçım sankı AKP ıçın tezgâhlanmış
Tayyıp'ın ekmeğıne tereyağı surmek ıçın sankı
Meclıs'tekı çoğunluk ışbırlığı yapmış..
Akıl akıl
Gel polıtıkacıya takıl
•
Boluk porçuk partılerle, kendını bılmez lıderler-
le IMF'nın gudumundekı bır ulkede, yuzde 20'lık
dıncı partının ıktıdara geçmesı ıçın yuzde 80'ın
seyrettığı bu erken seçım dalaveresi nedır?
OÇYÜZ YILLIK GECfKME
ERDAL İNÖNÜ
( ) Medyada sayfaları ve
ekranları tamamen dolduran
sıyaset haberlerının ve
lıderlerının genellıkle ve
çoğunlukla geldı gıttı, ıncır
çekırdeğı haberlennden
sıkılıyorsanız, Inonu'nun
kıtabını elınıze alınız
Belkı partı ve lıderlerden
neler talep etmenız
gerektığı konusunda bırçok
ıpucu bulursunuz.
Orhan Bursalı, 13 08 2002 / Cumhunyet
Çatalçeşme Sok Muhlar A\kın Işhanı
No 19 1 Cağaloğlaistanbul
Tel (2I2)S12->1 91emaıl ubukeıaısbank net tr
TİRE ASLİYE HUKUK (İŞ)~
MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 1999 108 Esas ~
2002 150 Karar
Davacı Bağ-Kur Genel Mudurluğu tarafından,
davalıiar Ahmet Kaş ve arkadaşlan aleyhıne açılan
alacak davasının vapılan yargılaması sonunda,
Davalı H Husevın Çetınkaya aleyhıne açılan da-
vanınreddıne.
Dığer davalılar ale>hıne açılan davanın kabulu
ıle 106 263 265 -TL'nın 23 7 1996 tanhınden ıtı-
baren yasal faızıyle bırlıkte davalılar Ahmet Taş,
Ismaıl Demirkıran ve S Ahmet Başıboş'tan muşte-
reken ve muteselsılen tahsılı ıle davacıya venlme-
sıne,
5 738 250 -TL harcın davalılardan tahsılıne,
10 627 000 -TL vekâlet ucretınm davalılardan
alınarak davacı vekıhne venlmesıne
Davacı tarafından yapılan 72 255 000 -TL yar-
gılama gıdennın davalılardan alınarak davacı vekı-
hne venlmesıne karar venlmıştır
Davalı H Husevın Çetınka>a ve Ismaıl Demırkı-
ran'a adreslen meçhul olduğundan karann ılanen
teblığıne karar venlrruştır
7201 sayılı teblıgat kanununun 28 ve muteakıp
maddelerı geregınce karann ılanen teblığıne, hu-
kum fıkrasının ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun son-
ra muhataba teblığ edılmış sayılacağı ılanen teblığ
olunur Basm 51145
N4ZİLER KİTAPIAR1SOKAKLARA YAKMAK
IÇlN YIĞIYORDV KORSAN, HAKSIZ
KAZANÇ ÎÇPJ YIĞIYOR İKlSlNÎN DE
GORUNUMUIĞRENÇ*
Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği
(BESAM)