Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 TIVIMUZ 2002 PAZAF CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Strvet Kocakaya, çocukluğunun geçtiği sokaklan müziğiyle anlattığı bir albüm hazırladı
Duvarlarda gizlenen öykülerKA\İCE TUNCER
S e r e t Kocakaya, çocukluğunun geçtiği
sokJdarın duvarlannın şarkılannı yaptı.
Şarnlannda öykü anlatmayı seviyor
zateı. Ilk albümü "Keke" de babasını,
"KIZava''da bır düğün öyküsünü
anlamıştı. "Duvar Şartalan"nda Doğu ve
Güısydoğu Anadolu'dan yanlanna bırkaç
eşy< alıp umutlannı da ceplerine koyup
Çukırova'ya gelenlerin öykülerinı
müzgiyle anlatıyor. Kocakaya'yla o
r e n k i sokaklan, sevincin, hüznün, hayata
bakşın yansıdığı o duvarlan ve
öykilerini konuştuk.
O sckaklarda yaşayan diğerleri gibi
menleketlen Bıngöl'den yola çıkıp önce
Dıyzrbakır'a, sonra Antakya'ya. daha
s o n n da Mersin'e göç etmişlerdi. Babası
ne iş olsa yapıyordu. 2 ay çalışıp 5 ay
otumyordu. Hacettepe Üni\ ersitesi
Mühsndislık Fakültesı Bilgısayar
Mühendislığı Bölümü'nü kazanınca
Kocckaya'ya Ankara yolu göründü.
Müz k de yaşamına girmışti bır kere.
Önce bağlama. sonra gitar ve besteler.
1999'da yaptığı "Keke"yle kazandığı
popülarite 2000'de yaptığı "KiZava"yla
sürdü. Şarkılannın bu Kürtçe adlan Kürt
sanatçı olarak tanımlanmasıne neden
oldu.
Sanatçının Kürt'ü. Türk'ü yolc
Oysa Servet Kocakaya böyle
sınırlamalarla anılmaktan hoşlanmıyor:
"Sanatçının Kürt'ü, Türk'ü yoktur ld.
Ben Kürtçe üretim yapan bir sanatçı
degilinı. Türkçe konuşuyorum, Türkçe
üretiyorunı. Kürtçe de konuşmak
isteyebilirim. Konserlerimde Türkçe de
söylüyorum Kürtçe de. Ben hissettiğim,
olmasını istediğim hayallerimL
unıutlarımı, beni tarif eden her şeyi
yaşamak istiyorum. Sanatçının bir
tanımlamayLa bir yerlere konulması
yanlıştır. Sanatçı üretir. düşünür, yeni
olanın peşinde koşar. Destanlan birkaç
cümle Ûe anlatmaya çabşır. Çok estetik bir
cümlc kurar, bir destanı tarif eder."
Duygulara tanıklık etmek, onlan
anlamak, gruplardan ayn durup bir
grubun dığer gruba baktığı gibi
bakmamak, yani farklı olmak yalnızlığı
getırmış: "Hem Âşık Mahsuni'yi anlayıp,
hem Cıwan Haco'yu anlayabilmek. Hem
Pink Floyd'u anlayıp hem Ahmet Kaya'yı
dinlemek insanlara garip geliyor. Hep
isimlendirmelerin, şekülerin altında
ezilmiş benim gibi bir nesil var. Uzayda bir
nokta olmanın farkında olamıyor insanlar.
Bu ülkenin futbol takınıınm Dünya
Kupalan'nda ilk zanıanlarda yaşadığı
yalnızlığı kaç kişi fark edebildi. Aslında
kendimi tanıamcn yalnız hissetmryonım.
Ülkemizde düşünen, bir yürüyüşü olan
insanlar etkisiz hale getirildi. geri planda
tutuldu. Benimle röportaj yapryor olmanız
benim için bir şanstır. Kendimi ifade
edebiliyorum. Popüler bir çıloşım oldu.
Ama bunu y aşayamayan, benden çok daha
iyi üretimler yapan, saygı duyduğum pek
çok insan var ve böyle şanslan yok."
Kocakaya, şarkılan isminın önüne geçmış
bır sanatçı. "Keke"yı çok kişi bilır. ama
bestecisi ve yorumcusu bilinmez.
Başka şarkıcılann sesinden popüler
AJafanatçının Kürt'«, Türk 'üyoktur ki. Ben Kürtçe üretim yapan bir sanatçı değilim.
Türkçe konuşuyorum, Türkçe üretiyorum. Kürtçe de konuşmak isteyebilirim.
KonseHerimde Tüı-kçe de söyliiyorum Kürtçe de. Ben hissettiğim, olmasını istediğim
hayallerimi, umutlanmı, beni tarif eden her şeyiyaşamak istiyorum. Sanatçının bir
tanımlamayla biryerlere konulması yanlıştır. Sanatçı üretir, düşünür, yeni olanın
peşinde koşar. Destanlan birkaç cümle ile anlatmaya çalışır. Çok estetik bir cümle
kumr, bir destanı tarifeder.
olduğu içın bestelerin Servet
Kocakaya'ya ait olduğu bilinmez.
Haluk Levent'le ünlenen "Dağlar" şarkısı
gibi "Bu çok hoş bir şey. Her şarkı benim
bir başka ismimdir. Benim bestelerinı
kadar isminı var. Birilerini mutlu etmeye
çalışırken bilc ben mutlu olmalıyım.
Ezgilerie öyküler, masallar anlanyorum.
Ezgileri bu anlamda araç olarak
kullanıyorum. Yazdığun bir şarkı sözünün
dinledikten sonra besteler: "Onlann bir
şeyler anlatmaya çalıştığını hissediyordum.
Hikâyeler anlafıvor onlar da. Onlann da
duvarlan var ama benimki gibi değil.
Onlannki yıküması gereken duvarlar
benimkilerse yıkılnıaması gereken, üstüne
yazı yazdığunız duvarlar. Farklı yerierde
doğduk ama aynı şeyleri analnyoruz.
Onlar da uzayda bir nokta olduklaruun
'nlann bir şeyler anlatmaya
çalıştığını hissediyordum. Hikâyeler anlatıyor
onlar da. Onlann da duvarlan var ama benimki gibi değil.
Onlannki yıhlması gereken duvarlar benimkilerseyıhlmaması
gereken, üstüneyazı yazdığımız duvarlar. Farklı yerierde doğduk
ama aynı şeyleri anlatıyoruz. Onlar da uzayda bir nokta
T*T olduklannınfarkındalar.
KJ lkemizde düşünen, biryürüyüşü olan insanlar etkisiz hale
getirildi, geriplanda tutuldu. Benimle röportajyapıyor olmanız
benim için bir şanstır. Kendimi ifade edebiliyonım. Popüler bir
çıhşım oldu. Ama bunuyaşayamayan, benden çok daha iyi
üretimleryapan, saygı duyduğumpek çok insan
var ve böyle şanslan yok _.
ezgisi o sözlerin en doğal ezgisidir. Müzikal
anlamda yeni bir soluk getirmiyorum, bu
konuda bir iddiam yok. Ama bakışlannu,
şarkı sözlerini, öykülerimi iddialı
buluyorum."
Plnk Floyd etklsi
Pınk Floyd'u ünıversite yıllannda
dınlemış ve etkısınde kalmış. "Keke"yi
Pink Floyd'un "Hey You" şarkısını
farkındalar."
Kocakaya'nın "Duvar Şarkılan'' albümü
de öykülerle dolu. "Piro" şarkısının
öyküsü bır başka şarkının öyküsüyle ıç
ıçe: "Piro, pirden gelir. Arif olan, saygı
duyulan kişi anlanundadır. İlk
albümümde Güleysa diye bir şarkım
vardL Murat suyuna kapılmış bir genç
kızuı hikâyesiydi. Bu hikâyeyi bana annem
anlatmışfı. Piro'yla birkaç karşılaşmıştık.
Beri görünce ağİardı. Güleysa'yı
dinledikçe kaybettiği kızını hatuiadığuu
söylemişti. Onun hikâyesidir. Kızını
kaybeden bir Dersimlinin hikâyesidir. Ben
de gazeteci gjbiyim yanL Yani 5 N-l K'yi
seviyorum. insanlar öyküde bu sorulann
y anıtını bulabilnıeü. Keke nerede? Bingöl
dağlannda. Ne oldu? Şu oidu, Keke kim?
Babam, ne zaman: Tabii ki bu zaman."
Yeflenl için sarkı
"Berfin" şarkısını yeğeni için yazmış.
Ginştekı "Kaçibaçi kambalaçi/Hokus
pokus simsalami" tekerlemesini
çocukken çalıştığı lunaparktakı
sihırbazdan duymuş. "Diyarbakır
Surlan" ıse bir asker kaçağının öyküsü.
Asker kaçağı otobüsle memleketine
giderken bır kıza âşık olur ama
jandarmaya yakalanır.
Askerliğini tamamladıktan sonra sevdiği
kızı bulup evlenir:
"Diyarbakır'dan otobüsle giderken 3
roman çocuk biner. Keman, darbuka ve
kanun çalarlar. Bir otobüs yolculuğunun
şarkısı böyle tınladı. Çok rahat bir rock
şarkısı da olabilir, senfoni de yapabilirsiniz.
Biraz da harcadığınız paraya bağlı bu,
doğanıza bağlı değil."
Kocakaya'nın "Duvar Şarkılan''
albümünde Ahmet Kaya'nın etkisi açık
bir şekilde hissediliyor: "Normaldir,
çünkü duvarlannı tarif ertiğun sokakta
Ahmet Kaya'yı çok dinlemiştim.
'Silmeyin duvarlan/Üstünde
yazanlan/Tırnağıyla
kazanlan/Görmeliydi genç kızlar'
diyorum. Duvara yazı yazanJardan söz
ediyorum. Ahmet Kaya da onlardan
biriydi."
"Duvar Şarküan"nda kulağımıza gelen
"arabesk sesler o şenlikli sokaklann
dünyasıru anlatmak ıçindi: "Osokağm
gerçeklerini yansrtüm. Bu albüm o yüzden
birçoklanna arabesk gelebilir. Köy-kent melezi
bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Orada
düğünlerde elekrobağlama ve acetn kemanı
çahnıyordu. Türk'ü. Kürt'ü, Arnavut'u o
romanlann çalgılamla düğünlerini vaparlardı.
Böyle yerde hiçbir rock grubu geüp düğünlerde
çalmadL Düşünsenize, Anadolu'da bir düğünde
herkesin kafa salladıgını. Bildigim coğrafyalan
anlaoyorum. En çok nereyi bitiyorsam, en çok
nekr beni etküiyorsa, zortuklan, hüznü
anlatmak hoşuma gküyor."
Kocakaya'nın müzığınde yaşadığı
kararsızhk da, aldığı farklı kültürlerden
olmalıydı. Önce Çukurova, sonra
Ankara'da üniversite. Duyduklan,
sevdikleri, etkilendıkleri: "Kararsızhk
yok, çok net Ama bu albümler denemedir.
Benim tarzım şudur deyip
hiçbir şeye sığmmak istemiyorum. Aman
arabesk mi yapnm diye bir korkum yok.
Elektrobağlamayı sevmiyoruz, elektro -
gitan neden seviyonız. Böyle de bir
tutuculuk var. Ben elektrobağlamayı
seviyorum. Arif Sağ zamamnda kullandı.
Şimdi kullanmıyor bir ilkesi var. Yaşı,
birikimi onu başka bir yere götürdü. Ben
de günün birinde Arif Sağ gibi ilkelerimi
netleştirip finali öyle yapmak isterim. Ama
finale kadar kendimi bir şeylerin içine
hapsedip yalan dolan şeyler yapmak
istenüvorum."
GÖRÜŞ
ABDULLAH TEKİN*
'Gezsen Anadolu'yu'
Uçak, Van Gölü'nün mavi ile yeşil arası
sularına değecek boyutta alçalıp Van Ha-
valimanrnayönelirken Van Kalesi'nin üze-
rindengeçti. Uçaktan bakıldığındagörke-
mini yitirmiş gibi duran kalenin çevresini kır-
mızı çatılı evler almaya başlamış. Urartu uy-
garlığının bu önemli başkenti birçok kültü-
rü birbirine ekleyerek bugünlere ulaşmış-
tır kuşkusuz ve görkemli kale bunun en iyi
tanığıdır.
Van'dan Tatvan'a doğru ilerleyen otobü-
sün soğutucusu düzenli çalışıyor, çalınan
müzik rahatsız edici boyutta değil ve ser-
vis elemanı güleryüzle hizmet ediyor. Pırıl
pırıl otobüste sigara, cep telefonu yasağı-
na herkes uymuş. Van'ın yanıbaşındaki il-
çesi Edremit, Vangölü'nün kıyısında elma
bahçeleriyle kaplı şirin bir ilçe. Urartuların
izlerini taşıyan su kanalları Edremit'teki en
görkemli anıtlardan biridir. Bu kanalı Urar-
tu Kralı Menua, Asur Kraliçesi Semira-
mis adına yaptırmıştır. Edremit sahili, yü-
zenler ve piknik yapanlarla dolu. Onları iz-
lerken insan birşiirin artık unutulmayayüz-
tutmuş dizelerini anımsıyor kırık dökük:
"Sen ne güzel bulursun, gezsen Anado-
lu'yu,
Dertleri unutursun, gezsen Anadolu'yu,
Belki şifa bulursun, gezsen Anadolu 'yu."
Otobüsün göl kıyısını izleyerek yol aldı-
ğı noktada, bir de karşı kıyıdaki Süphan Da-
ğı karla kaplı olarak ortaya çıkınca insan
ister istemez bu dizelere koşut bir yakla-
şımla güzellikleri paylaşmak ve şu çağrıyı
yapmak istiyor: Atlayın bu otobüslerden bi-
rine ve gelin bu coğrafyayı görün.. Van Gö-
lü'nün sodalı sulannda yüzün, Artos Dağı'nın
dibindeki Gevaş'ın karşısındaki Akdamar
Adası'nda bulunan zarif kiliseyi görün.
Nemrut kraterine çıkmaya çalışın. Marma-
ra Denizi'ndekilere oranla daha küçük gi-
bi gözüken martıların coşkusuna katılın.
Ellerinde tırpanla ot biçen kadınların çalış-
malarına katılın, onlarla dostluk kurun. Ya-
nında kavak ağaçlarının göze çarptığı şi-
rin derenin kenarında küçük bir piknik ya-
pın, buz gibi sularla tanışın.. Bu yüksek
yaylalar, havası ve suyu ile sizi diriltecek,
canınıza can katacaktır. Atlayın bir otobü-
se ve bu bölgeyi muhakkak görmeye ça-
lışın.
Nairi Denizi olarak anılan Van Gölü'nün
karşı kıyılannda pembe kümbetleriyle ün-
lü Ahlat'taki görkemli anıt mezarlar ve bi-
rersanat eseri olan mezartaşlan ölüm hak-
kındaki kara düşüncelerinizi aklayacaktır.
ÖmerLütfiGöksel,1952yılındayayım-
ladığı küçük bir kitapçıktaki "açık mektu-
bunda" Hikmet Feridun Es'e seslenir ve
"Esme başka diyardan esme inceden in-
ce, I Dolaş Anadolu 'yu kavuş ye 'se sevin-
ce" der.
Sizler de bir süre için ülkenin içinde bu-
lunduğu "fetret" dönemi izlenimini veren
boşluğun yarattığı ağır sorunları bir kena-
ra bırakmaya ve bir otobüse atlayıp farklı
bir coğrafyaya merhaba demeye çalışın. Van
Gölü'nün sodalı serin suları sizi kısa bir za-
man için de olsa sorunlardan uzaklaştınp
aklayacaktır.
Çevrede, yolda, işte, okulda, yönetimde,
medyada "velhasıl" yaşamın akışı içinde,
günden güne artan boyutta gözlenen kir-
liliklerden kurtulup durulanmak ve arınmak
için bu çağrıya kulak yermelisiniz...
*Öğr. Gör. Akdeniz Üniversitesi
StNEMACILARA MÜJDE
Yabancılar için
çekim kolaylığı
ANKARA (AA) -
Türkiye'de film çek-
mek isteyen yabancı
film şirketlerine uygu-
lanan bürokratik işlem-
ler azaltılacak.
Yabancı film şirket-
lerine çekim izni ve-
rilmesi için yaklaşık
ıki ay süren prosedürün
azaltılması konusun-
da çalışmak üzere Ge-
nelkurmay, MİTMüs-
teşarlığı ve ilgili ba-
kanhklann temsilcile-
rinin katılımıyla bir ça-
lışma grubu oluşturul-
du.
Türkiye'de çekilmek
ıstenen Armageddon,
Tom Raider 2 gibi ün-
lü filmlerin, Türki-
ye'deki bürokratik en-
geller yüzünden baş-
ka ülkelerde çekildi-
ğini gören Kültür Ba-
kanlığı. Türkiye'nin
tanıtımı açısından bü-
yük önemi olan bu fir-
satlann bir daha kaçı-
nlmaması için konu-
nun taraflannı bakan-
lıkta topladı.
Bazı komşu ülkele-
rin yabancı film şir-
ketlerine bazı teşvik
edici ayncalıklar tanı-
dığı ve yasal prosedür-
leri olabildiğince azalt-
tığı anımsatılan top-
lantıda, bugüne kadar
Türkiye'nin içinde bu-
lunduğu terör ortamı
nedeniyle bazı haklı
gerekçeleri olabilecek
bu prosedürlerin, Tür-
kiye'nin girdiği huzur
ortamı dolayısıyla
azaltılması, hatta kal-
dırılması görüşü dile
getirildi. Toplantıdata-
nıtıma katkısı olabile-
ceği düşünülen film-
lerin çekimleri için teş-
vik edici ortam yaranl-
ması gerektiği konu-
sunda görüş birliğine
vanldı.
Yabancı film şirket-
lerinin izın işlemlerinı
kolaylaştıncı ne gibi
yasal düzenlemeler ya-
pılabileceği ve bu pro-
sedürlerin ne şekilde
azaltılabileceği konu-
lannda çalışma yap-
mak üzere bir grup da
oluşturuldu.
KADIKÖY'DE FESTİVAL
Belgeselfllm
günleri başlıyor
TemsiliNasrettin HalitAkçatepeBu yıl 43'üncüsü düzenlenen Akşehir Nasrettin Hoca Şenliği'nde
göle maya çabndı. Konya'nm "gühnecenin başkenti" olarak
anılan Akşehir tlçesi'nde, her yıl Nasrettin Hoca'yı anmak ve
onu genç kuşaklara tanıtmak amacıyla 5-10 Tenımuz tarihleri
arasmda düzenlenen şenlikte göle maya çalma görevi tiyatro
sanatçısı Halit Akçatepe' nindi. Temsili olarak Nasrettin Hoca'yı
canlandıran Akçatepe Akşehir Gölü'ne yoğurt çaJdıktan sonra
bahk aro. Akşehir Belediyesi, Akşehir Nasrettin Hoca ve
Turizm Derneği'nin işbirtiği ve Kültür Bakanhğı'nın katkılany la
düzenlenen şenKk kapsanunda tstanbul'dan Akşehir'e trenle
kültür ruru yapıldı. Şenlikte Kısa Metrajh Komedi Film
Yanşması'na katılan yapıtiar ücretsiz gösterilecek. Bu arada
Akşehir Nasrettin Hoca Şenliği kapsanunda düzenlenen
"Hocanın Kavuğu Altında Buluşalım" programı için hazuianan 2
metre 20 cm yüksekliğindeki de\' kavuk şenlige katılanlann
ilgi odağı oldu. (Fotoğraf: AA)
İSTANBUL(ANK4)
- Belgesel Sinemacılar
Birhğı (BSB) ile Kadı-
köy Beledıyesi Kadıköy
Gençlik Merkezi'nin
(KGM) birlıkte düzen-
lediğı "Ayışığı Belgesel
Fîtm Günleri'' başlıyor.
BSB ile KGM'nin or-
taklaşa düzenlediği "Ayı-
şığı Belgesel FOm Gün-
lerT 12-17 Temmuz
2002 tarihlerinde Kadı-
köy Gençlik Merkezi
Amfitiyatrosu'nda baş-
layacak. Belgesel me-
raklılan 21.00-23.30 sa-
atleri arasında Türkiye,
Almanya, Filistin, Fran-
sa, Ingütere, îsrail ve ts-
veç'ten toplam 21 belge-
sel filmi ızleme firsatı
bulacak. Etkinliğin bı-
rinci gününde gösteri-
lecekfilmlerdenilki Mai
Masri'nin yönettiği
"Düşlenn ve Korkula-
nn Suurian" olacak.
Belgesel film, Şatila
mülteci kampındaki ço-
cuklann yaşama sanlış-
lannı anlanyor.
Enis Rıza'nın yönet-
tiği "AvnhğmVurduHü-
zün" belgeselı uluslann
politik çıkarlanndan,
halklann nasıl etkilendi-
ğini, yurtlanndan ayn-
lan ınsanlann acılannı,
hasretlerini ve hüznünü
anlatıyor. İlk günün son
filmi olan Nazmi Ulu-
tak'ın "Başmakiııist''ı
bir kuşağın ve sınema-
lannın teker teker yok
oluşuna tanıklık eden
ehliyetli bir başmakinis-
tin gözüyle, yitirilen bir
mesleği ayışığında per-
deye yansınyor. Etkinlik
boyunca belgesel izle-
yicisiylebuhışacak diğer
filmler arasında, usta
belgeselci StefanJarl'ın
yönetmenlığini yaptığı
"Onurlu Yaşam", Vari-
ety Moszynski ve Jean
LucCohen'in*Che'nin
Arkadaşlan-Bolivya'ya
Dönüş", ŞehbalŞe'n-
ynrt'un "Adige", Kim
Longinotto ve Barrie
Vmce'nin "İran Isuhi—
Boşanma".Mustafa Ün-
lü'nün "Akdenizli"
filmleri yerahyor. Film-
lerücretsiz ve elektronik
altyazı ile sunulacak.