19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 "TEMMUZ 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0,212.512 44 97 -.Derviş, ekonomi için kare as istemiş... "Galiba rest cekecek! • ly^PKL t stanbul'dan H. Zafer Kars: "Yıllar önce Beyazrt'ta Kapaiıçarşı çjirişinin hemen solunda, Sahaflar Çarşısı'na girmeden hemen önce 'Hakkı Tarık Us Kütüphanesi' vardı. Batı Anadolu Kuvayı Milliye mensuplanndan, 1930'lu yılların Giresun mebusu, Vakit gazetesi yazan Hakkı Tarık Us'un gazete, dergi koleksiyonunu ve kütüphanesini bağışlamasryla oluşturulmuştu. Bir süre önce Hakkı Tarık Us'la ilgili bir araştırma nedeniyle kütüphaneye grttim. Tabelası indirilmişti. Giriş kapısı olması gereken yer ayakkabı-çanta esnafı tarafından kapatılmıştı. Sahaflardan ve esnaftan sorduğumda görevlinin yaklaşık iki yıldır gelmediği ve kütüphanenin kapalı oldugu yanıtını aldım. Acaba kitap ve dergiler ne oldu? Bir kütüphane oluşturacak denli değerli koleksiyon şimdi nerede? Bu kütüphanenin sorumlusu kimdi? Kültür eserlerimizi koruması gerekenler sorulara yanıt verebilirier mi?" K adınlar ve erkekler üzerine bir araştırma da- hayapılmış... "Kim araştırdıysa valla biz oku- maktan bıktık, onlar araştırmadan bıkmıyor" 1 1 diyor Istanbul'dan Hakan Kuntay... Kun- tay'ın ilettiği bu son araştırmanın sonuçları da kadın- lar ve erkekler üzerine yapılan her araştırmanın sonu- cu gibi oldukça ilginç: Kadın beyni, hacim açısından erkek beyninden da- ha küçük olmasına rağmen, genel kültür ve bilgi bi- rikimı konusunda kadınlar erkeklere yüzde 3'lük bir fark atıyor.. Bu anlamda çoğu kadının erkeğini boz- mamak ıçin ve bilerek "aptal"ı oynadığı ortaya çık- mış bulunuyor... Kadınlar "ayaklı radar" gibi davranıyor, erkekler on- lara yalan söylerken zorlanıyor. Kadınlarda vücut dili- ni, mimikleri, cümlelerin gızli anlamlannı algılama ye- teneği erkeklerin iki katı oluyor. Erkekler bir kadına kuryaparken sesini alçaltıyor, ka- dınlarsa yüksettiyor. Kadınlar yüksek sesle konuşma- Kadınlar yı ve sesli düşünmeyi seviyor, erkeklerse her ikisini de içinden yapmayı tercıh ediyor. Bu nedenle kadınlar er- kekleri "duygusuz, bencil yaratıklar" olarak görürken erkekler de kadınlan "sürekli kafa şişiren" olarak de- ğerlendiriyor. Kadın, sorunlannı birlikte olduğu erkeğe açınca kendini daha rahatlamış hissediyor. Erkek ise kadından duymak istediğı şeyi duyamayacağını bili- yorsa konuya hiç girmiyor... Konuşmak ve kelımeleri özenle seçmek, erkek bey- ninde özel bir yetenek değil. Bu yüzden kendilerini sözcüklerte ifade etmekte çoğu zorlanıyor. Hislerini sözcüklere dökemeyen erkeklerin en çok başvurdu- ğu yöntem, anlatmak istediklerini birebir ifade eden mesajlı kartpostallar göndermek oluyor... Çoğu kadının erkeğini terk etme nedeni ondan so- mut anlamda fazla bir şey alamaması değil, erkeğin onun duygularını anlayamadığını düşünmesinden kaynaklanıyor... Kadınlar iletışim kurmak için günde 2G bin kelime, mimik vejest kullanırken bu sayı erkeklerde 7 bini an- cak buluyor. Bu nedenle kadın, erkeği ile ne kadar çok konuşuyorsa o kadar seviyor... Erkek derisı kadın derisinden daha ince. Bu yüz- den kadınların kırışıklan erkeklerden fazla oluyor. Er- kekler dokunma duyusunun hassaslığını daha er- genlik çağında kaybediyor... Erkekler bir seferde sadece bir işi yapabiliyor. ör- neğin yolda haritaya bakmak için arabayı kenara çe- kip radyoyu da kapatıyorlar... Kadınların beyni iseay- nı anda birden çok işlem yapmaya daha uygun. Ör- neğin telefonla konuşurken televizyondaki diziyi izli- yor ve yemeğe bakabiliyorlar... Dünyadakı erkeklerin yüzde 20'sı kadınsı, kadınla- nn yüzde 10'u erkeksi beyin yapısınasahip bulunuyor. Hemen mal almayanı kara listeye almak! Istanbul'da yapı denetimı konusunda çalışan bir şirket... Şirketin mimari çizim için bilgisayar programına gereksinimi oluyor... Alman Nemetschek'in geliştirdiği Allplan FT adlı çizim programının isteklerini karşılayacağını düşünüyor/ar... Alman şirketinin Türkiye'deki temsilcisi Aluplan'ı arıyorlar...Temsilcı firma bir elemanını gönderip tanıtım yapıyor, programın fıyatını bildıriyor; yapı denetim şirketi de programı almaya karar verip ödeme planını sözlü olarak bildiriyor. Ancak bu arada ne oluyorsa Almanlann Türkiye'deki temsilcisi Aluplan, yapı denetim şirketine bir mesaj gönderiyor: "Bugünden itibaren firmanıza veya şahsınıza Allplan FT satın almak istediğinizde, güncel kampanya indirimleri veya taksitli ödeme "kolaylıkları geçerli olmayacaktır. Ancak liste fıyatlan ve peşin ödeme şartıyla satış gerçekleştirilebilir. Bu bilgi Türkiye'deki tüm bayilere gönderilmiştir. Firma ve kişi bifgileri Alman Nemetsche'e bildirilmiştir." Yapı denetim şirketi, bilgisayar programını alıp almama konusunda varsayalım ki karar verememiş ve hatta ülkenın ekonomik koşulları nedeniyle programı almaktan vazgeçmiş olabilir... Şirketi kara listeye almak... Sabıka dosyası tutar gibi fişlemek... Almanya'daki "patron"a ihbar etmek... Bunlar hoş şeyler değil... ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCİ İki Bakandan Ricalar Bugün, iki değerli bakanımızdan birer küçük ricamız var.. Tabii, kendimiz için degil, "ulusal uygarhğnnız" için... Hikmet Sami Türk'ten... Istanbul için yaşamsal önem taşıyan "içmesuyıı hav- zalannda" ÎSKİ'nin bazı "yö- nermelik oyuıüanyla" rant projelerine yeşil ışık yaktığı ve aynı bölgeleri yağmalayan "kent suçlusu" işgalcilere de siyasal beklentilerle "imar olanaklan" sağladığını artık herkes biliyor... Nitekim bu "hukuk ve biBm dışı" uygula- malara dayanak tutulan yönetmelikler için Mi- marlar Odası'nca açı- lan davalarda da "mahkemeler" hep ıptal karan veriyor, ama uy- gulanmıyor... Çünkü yargı- nın durdurduğu yönetmeliğin "beiKerini" yeniden yayun- layan tSKl, bu yöntemle hem hukuku hem de mahkemeleri süreki "atiatiyor"... tşte bu gibi durumlan sor- gularnakla görevli ve aynı mahkemelerin de bağlı oldu- ğu Adalet Bakanlığı. sanki başka yer kalmamış gibi şim- di de Anadolu yakasının iç- mesuyu havzasına "cezaevi" ınşa edecek... Buna yönelik haklı tepkile- ri yansıtan Yalçuı Bayer'e Adalet Bakanlığfndan gön- derilen açıklama ise "ISKİ iztn verdi, her şey vasal" \ şeklinde...( 11.06*2002, Hürriyet) Oysa o iznin dayana- ğı olan yönetmelik de halen "mahkemede" yargılanıyor... Adalet Ba- kanımız Hik- met Sami Türk'ten ri- camız, su havzamızda da "adaleti" gözetmesi ve gelecek kuşakiann yaşam kaynaklanna göz dikenlere, hukuka aykın bir yer seçimi- nin cezaevi projesiyle ortak olmaması... Yani, Istanbul'u yağmala- yanlar dururken IstanbuKun kendisini cezalandırmaması... Mustafa Taşar'dan... Sahbi ve "miman'' dışında bugüre dek aklı başında bir "'beğeaeni" çıkmayan Gök- kafes.l980'li yıllardaki *tu- rizrn atınmlanna koşulsuz destel" politikasının ürünü 31an larizmi TeşvikYasaa' na iayanlarak Dolmabahçe ya- Tiaçlanna o "azman" otel bi- nasıiçn "ayncahklT -nariaini aldı... Boğıziçi SİT'ini aarçabyan ve tarihi Taşbö'yı da hiçe ^ayaıbu tartışmalı ,zne *dur" diyen yarg iararlannı hep -*fîil durum" yaraaak atlatıp göğe likselme- ;ini amamla- Jıktirsonra, yı- <ımla kurtul- Tias iınBejoğ- hı iKeınden çıkartılıp Şişli il- çesüc bağlanıveren bu "şı- nıarl gökdelen" şimdi de •'kaı laı pazarlanıyor"... Üitiık bu pazarlamayı da Gökefes'in "birbölûmünü" Jevain " Vakrfbank" gibi bir •*de*" kuruluşu yapıyor... Yan. -evletten ayncalıklı i- Tiarzıni "otelyapmak" için alıp ı;nı imar olanağını "sa- tıhk >is katlan" için de kul- lanan Gökkafes'ten aslında bunun hesabını sorması gere- kenler. aynı suçun "ranönı" topluyorlar... Turizm Bakanımız Musta- fa Taşar'dan, aynı zamanda kendi imzasını taşıyan "turiz- me katkı belgesini" almış biri olarak daricarnız,Istanbul'un en değerli turizm zengin- liği olan kentsel peyza- jını ve dengelerini "kendine benzeten" bu heyulanın yargı tarafindan da tümüy- "hukukdjşı" sayıl- ması durumunda, o "satüan kaçak katlann" ne ya- pılacağını Va- kıflar Banka- sı'yla baş başa verip düşünme- si... Çünkü bu "iskân ruhsatsız" sahşlar, hâlâ Turizm Bakanlı- ğı'nın yargıda çoktan iptal edilen 15 yıl önceki "hukuka aykın imar iznine" göre yapı- hyor... Devleti temsil eden kurum- lar bu gibi yasadışı inşaatlan pazarlarsa, "arazi mafyasıy- la" artık kim başa çıkabilir ki?.. Oekincif? cumhuriyet.com.tr ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBJ SEMtH POROY semihpomyfnyahoo.com TARİHTE BUGÜN MÎJMTAZ ARIKAS BİR TENİS USTASI: BJORN BORG! ERTESİ YIL (İ3&O) BORG, KUPA/ KEZ PAHA ALARAK ULA- Ş1LMASI 6ÛC Si/? R.B/CORA SAN/'P OL/JCAKT// 8UGÜ*J,ÜMLÛ TEHİSÇİ 8JOBN BOJZG WIM8l£DON TENİS TUBUUV/tSIUDA 4-.K£2 ŞAMPİ- VOM OLDU. İS3+, 1336, /93? YIUABINO4 T&e KBKLBKDE BİRİNCİ Oİ/VJ İU&Ü REKOGU 42 Y/L SOAS&t KIWLtYOG;İSlı'£ÇU AMERİKALI RAKlgi /?OSCOG THNhJER'ij P'NAL MAÇIN&A,££7l£&^=şş^6-?, 6-1,3-6,6-3 VE 6-4 ALARAK KUPAYI Birhaç ipucu. delhi de fiğustos sopftda _ izdoh 01om_obiIfer Hazandırace TAKSİM'de ressama. sanatçıya, yabancıya uygun 110 m2, doğalgaz kombili, 3+1 balkonlu. Ayrıca çiçekli terası olan full eşyalı kiralık daire. (0533) 644 56 80 BEYDAĞ ASlJYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas-Karar: 2002 53-32 Karaman ili Merkez ilçesi Taşkale Ortacamii ma- hallesi cilt: 146, hane 49, birey sıra no: 67'de nüfiı- sa kayıtlı Mustafa ve Emel "kızı 16.07.1979 do- ğumlu Senem Açıkel'in nüfustaki Senem adının önüne Aslı adının eklenmesi suretiyle Senem olan adının Aslı Senem olarak tashihıne karar verilmiş- tir. 01.07.2002 Basın: 41748 Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde 19 Mayıs Cad. No: 8 Şrşli/İSTANBUL Tel:(0212)212 07 07(pbx) Faks: (0212) 212 68 35 Internet http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreter6tlcv.org.tr koordinator^tkv.org.tr PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU 'pnur' ve Aptallık' Üzerine Televizyondaki tartışmada sevgıli Oral Çalışlar, karşısıradaoturanAltemurKılıç'a, "Siz, Türkiye'nin Avnıpa Birtiği'ne girmesinden yana mısınız" diye sorup da "Evet!" yanıtını alınca, stüdyodaki tüm tar- tışmacılann gözleri MHP'liliğiyle bilinen bu yaşlı, mu- hafazakâr-milliyetçi gazeteciye çevrilmişti... Oral, al- dığı bu "kesin" yanıta şaşırmış, Altemur Kılıç'a üç so- ru dahayöneltmişti... Bu sorulara verdiği yanıtlardan ise muhafazakâr-milliyetçi gazetecinın ölüm cezası- nın kaldınlmasından yana olmadığını. Kürtlerin ana dilde eğitim görmelerine karşı olduğunu, Terörle Mü- cadele Yasası'nın düşünce suçlarını da kapsayıp kapsamaması gerektiğine ilişkin hiç kafa yormadı- ğını öğrenmıştık... Altemur Kılıç. "Avrupa Birfiği'ne girelim, ama ken- di kriterlerimizle girelim!" öiyen onurtuTürklerden bi- riydi... Birçok "sağ" ve "sol" Türk milliyetçısı gibi o da demokrasi ve insan haklarının Türkiye'yi bölün- meye. parçalanmaya, emperyalizme tutsak olmaya götürecek çok tehlikeli kavramlar olduğunu düşünü- yor, vatanımızın ve milletimizin geleceği adına Avru- pa Birliği'nın üyelik önkoşulu olan Kopenhag kriter- ierine şiddetle karşı çıkıyordu. Kanal 7'de canlı ya- yımlanan tartışmanın yönetıcısı Ahmet Hakan, Kı- lıç'ın yanrtlanndan sonraToktamış Ateş'e, 'Hocam, sizne düşünüyorsunuz" diye sorunca, ondan "Ben Avrupa Birfiği'ne girilmesinden yanayım, fakat be- nim de 'ama'lanm var... "yanrtını almıştı. Bu "ama"\a- rtn neier olduğu kendisine sorulduğunda ise Tokta- mış Ateş, "Sayın Kılıç'ın yanıtlannı duyduktan son- ra bunlan söylemeye korkuyorum doğrusu..." 6e- mişti. Gecenın belleklere kazınan en çarpıcı yanıtı da yi- ne sevgıli Toktamış'tan gelmiş, Ahmet Hakan. "Yok- sa Avrupa Birliği'ne karşı mısınız" diye bırkaç kez üs- teleyince, "Ben aptalmıyım kiAvrupa Birfiği'ne kar- şı olayım" diyerek noktalamıştı tartışmayı... Tufan Türenç'in açıkladığı gibi yeryüzündeki tüm ülkelerin bir yıl içinde elde ettıkleri gelirin toplamı 31 trilyon dolardı. Bunun 10 trilyonunu ABD, 8.5 trilyo- nunu Avrupa Biriiğı, 4 trilyonunu Japonya, 8.5 trilyo- nunu da geri kalan ülkeler üretiyordu. 210 mılyar do- lar borcu bulunan Türkiye'nin yıllık üretimi ise yalnız- ca 145 milyar dolardı. Uretimimizin düzeyi, borçla- nmızı ödeyecek rezervleri sağlayamadığından, yıllar- dır borcumuzu yeni borçlar alarak kapatmak kısır- döngüsü içinde debeleniyorduk. Bu kısırdöngü bir yerde kınlmadığı sürece daha birçok banka batacak, reel sektöre kaynak aktanmlan sağlanamayacak, iş- sizlik artacak, yaşam durmadan pahalanacak, haîk sürekli yoksullaşacaktı. Avrupa Birtiği'nin "onuriu" karşrtlan iseTürkiye'yi düzlüğe çıkartacak hiçbir eko- nomik ve sosyal proje sunmuyortardı bize. Yalnızca eleştiriyorlar, herkesin bildiği şeyleri yineliyoriar, ha- maset edebiyatı yapıyorlardı. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gi- bi kavramlar bir yana, Avrupa Birliği'ne üyelik, Tür- kiye'nin yıllık üretimi 8.5 trilyon dolar olan bir ekono- mik-siyasal-sosyal yapı içinde yer alması anlamına geliyordu. Hiç kuşkusuz ki. her şeyin bir anda deği- şivereceğı, düzeleceği, bızi hemen düzlüğe çıkarta- cak bir dönemeç değıldı AB, ama çok ciddi bir se- çenekti. Bunun önkoşulu olarak bizden, üyeliğeta- lip olan başka ülkelerden de istenen birtakım kriter- len' yerine getirmemiz istenmişti. Biz ise adam as- maktan, tutuklulara işkence yapmaktan, aykın dü- şünenleri ıçen atmaktan vazgeçmeyi; anadilleri Türk- çe olmayan yurttaşlanmıza kendi dillerinde eğitim hakkı tanımayı; Kıbns'ta dünyaca kabul edilebilir bir çözüme gitmeyi bir "onur sorunu" haline getirmiş- tik. Direnıyorduk. Kopenhag kriterlerinde öngörülen yasal değişikliklenn hiçbirini gerçekleştirmemiş, Tür- kiye Büyük Mıllet Meclisi'ni de yaz tatiline gönder- miştik. Ustelik insamn kanını donduran bırde RTÜK Yasası çıkartıp, demokrasımizi taçlandırmıştık. Hem hiçbir şey yapmıyor, hem de Avrupa Birli- ği'nin genişlemeden sorumlu komisyonunun başka- nı Günther Vemeugen gibi Avrupalı politikacılar bu tutumumuzu eleştırdiklerinde çok rahatsız oluyor- duk. Aslında biz ne istediğimizi pek bilemiyorduk galiba... Yoksa "onur" ile "aptallık" arasındaki bu yalpalamalanmızı başka türlü nasıl açıklayacaktık? e-posta:dkavukcuogluı superonline.com Faks:0212-72384 97 BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Çok yırtıcı bir köpekba- lığı cinsi. 2/ Kanşık renk- 3 li... Zevke ve dığı için ru- hunukendisi- 6 ne hizmet et- mesi karşıh- ğında şeytana satan efsane 9 1 2 3 4 5 6 7 8 kahramanı. 3/ "Ha- yır" anJamında kul- lanılan söz... Siper- siz şapka... Uzaklık işareti. 4/Engel... En kahn erkek sesi. 5/ Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzeri- ne bağladıklan kaluı çember bağ... "Ro- 8 main — " : Fransız 9 romancı. 6/Birine dokunsun diye söylenen söz... tlişkin, değgin. 7/Adlan sıfat yapan bir yapım e- ki... Bir mal ya da hizmetin piyasaya sürülmesi... Küçük mağara. 8/ Görünüşe göre olacağı sanı- lan... Büyük erkek kardeş. 9/Kütahya ilinde, lin- yit yataklan ve termik santrah ile tarunmış yöre. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Hiçbir devletle uyrukluk bağı olmayan kişi. 2/ Telefon sözü... Uğraştıncı, pürüzlü iş. 3/Eski Mı- sır'dagüneştannsı... Yağı alınmış sütten ya da yo- ğurttan yapılan peynir... Bir zaman birimi. 4/ Sa- çı dökülmüş olan kimse... Hatay ilinde bir ırmak. 5/Doğanın neden olduğu yıkım... "Aydın — " : Oyun yazanmız. 6/ Şarkının sert bir biçimde vur- gulandığı diskomüziküslubu... Sır. 7/Yugoslav- ya'nın plaka işareti... Kurşun borulann ağzını aç- mak için kullanılan ucu sivri takoz... tlaç. 8/Sıva yadaboyadanönceMirulankat... Düşünce. 9/Bir çeşit polis görevi görmek üzere bir limanın ağ- zında demirlemiş duran savaş gemisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle