28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2002 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Dr. Bütent Alirıza, 11 Eylül sonrası Amerikan halkının saldırıfobisiyle yaşadığını söyledi S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU [email protected] ABD 'nin Afganistan'dansonra sırayaIrak'ı soktuğu kesinlik kazanıvor gibi. Irak da, 11 Eylül'den sonra ABD'deiyice ayaklanan ö'ç olma duygular~ının boy hedefi olacağa benziyor. Öteyandan Washington 'ın Moskova 'yla son aylarda balayı yaşıyor olması da pekçokülkeyi tedirgin etmeye başladı. Hele de G-7zenginler kulübünün Rusya 'yı bünyelerine kabul etme e0limine girdikten sonra bu ülkeye ordusunu modernleştirmesi için 20 milyar dolar ödeme kararı alması da ciddi tedirginliklereyol açıyor. Rıısya, öyle görünüyor ki, bölgemizde ABD için gitîikçe artan bir stratejik önem kazanıyor. Eski düşmanlar, So\yetler Birliği 'nin dağılmasından sonra, galibayeni dostlar oluyorlar. Yine de bekleyip görnıekgerek Dünyada çok hızh değişen konjonktür bakalım birkaç ay sonra bu yeni dostluğun sağlamlaşmasına izin verecekmi? Öteyandan bölgede Türkiye 'nin durumu ve oynayacağı rol var. ABD 11 Eylül sonrasında Müslüman dünyaya nasıl bakıyor? îkiyıl kadar önceki bir konuşmamızda bana, ABD 'nin Yeşil Kıışak kartı geri îepti" diyen, merkezi Washington daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi (CSIS) Kajkasya ve Türkiye Program Direktörü Dr. Bülent Alirıza, bu seferki konuşmamızda, "ABD 'nin, îslam dünyasıyla, zatenpekde sağhklı olmayan ilişkileri, 11 Eylül sonrası tamamıyla sağhksız hale gelmiştir " görüşüneyer verdi. Savaşın ikinci cephesi - lyi de, terorizm 11 Eylül'den önce yok muydu? Pek çok ülke terorizmden çekmedi mi? Türkiye 18 yti boyunca teröre karşı savaş vermedi mi? - Gerekçe ne olursa olsun eylem te- rörist eylemidir. Aynı şey başka yerier- de de oldu. Ama o gerekçeleri anlamak lazım. ABD, bu geTekçeleri daha önce ihmal ettiği ve tslam dünyasında ken- disine yönelik husumetin boyutlannı tam anlamıyla tespit edemediği, bunun belirtilerini de istihbarat sistemi kaçır- dığı için 11 Eylül ABD'yi grogi hale ge- tirdi. Operasyon o kadar geniş kapsam- h ve görkemlıydi k i bir çırpıda bınler- ce kişinin ölmesi, îkiz Kuleler ve Pen- tagon'un televizyondan anında izlen- mesi ABD'de sistemi o kadar şoka uğ- ratmış ki Amerika'da bunun ciddiye alın- ması ya da abartılmaması imkânsız gi- bi görülmelidir. Fakat burada başka bir nokta daha var: ABD kendisine vuru- lan darbeye kendisi de cevap verirken bu terorizm bataklığını kurutmaya yöne- lik adımlan atmazsa 11 Eylüllerin tek- rarlanması kaçmılmazdır. ABD zaten kendisine yönelik tehdidin devam etti- ğini kabul ediyor. Burada Ortadoğu po- litikası, tslam dünyasındaki yoksullu- ğu anlaması daha önce İslam dünyasın- da demokrasiyi derteklememesinin ge- tirdiği stkıntılar, Arap dünyasında müt- tefik gibi gördüğu bazı ülkelerin kendi halkına yaptığı baskının oluşturduğu bir tepki var. Suudi Arabistan'da Kraliyet sis- teminden memnun olmayanlar o siste- mi destekleyen ABD'ye vurmak isti- yorlar. Bütün bu noktalann ABD siste- mi tarafindan sağlıku bir biçimde algı- lanması, terorizme karşı kendisini savu- nurken ve terorizme karşı söz konusu 60 ülkeye saldmya geçmişken aynı zaman- da terorizm bataklıgonı da kurutması la- zımdır. Ama bunu ne kadar başanlı bir biçimde yapıp yapmayacağı şu anda belli değil. - Sizce önümüzdeki dönem kısa ya da orta vadede neler olur? - Vadeyi kestiremeyiz kd. Şu anda bir savaşın içine girmiş gibiyiz. ABD, ken- disine yapılana tepki göstermekte ve bunu küresel bir biçimde yapmakta ka- rarlı. Ona saldıranlar ise saldırma se- beplerinin halen geçerli olduğuna inan- maktadırlar. Kaldı ki ABD'nin onlara karşı saldmya geçmesi de onlar için ye- ni unsurlar yarahyor. O yüzden kısa, or- ta ya da uzun vadeyle ilgili bir şey söy- lemek çok zor. - Peki, sizce bu konuda ne gibi se- naryolar üretilebilir? - Şöyle söyleyebiliriz: Her şeyden ön- ce ABD'nin uluslararası terorizme kar- şı ikinci bir devlete savaşı genişletıp ge- nişletmeyeceği sorusu var. - Yani Irak mı? - Yani Irak... Başka ülkelere, Örneğin Filipinler'e asker yerleştirdi. Aynca Gür- cistan ve Yemen'de de aynı şeyi yaptı. Başka ülkelerde de ABD sessiz sedasız karşı saldınya geçti. Ama Afganistan'da yaptığı gibi açık bir biçimde rejimi de- ğiştirmeye yönelik, kendisine kötülük ya- pabilecek bir ülkeye terorizmle savaş çerçevesinde saldınp saldırmayacağı kı- sa vadedeki en önemli soru. Bu çerçe- vede tabii ki birinci aday ülke Irak. Irak'a karşı bir operasyon yapması durumun- da bu savaşı daha da genişleteceği ve bu- nun küresel sistemi dahada sarsacağı bel- li oluyor. A\Tupalılann buna karşı çık- ması, Türkiye'nin bu konudaki çekin- celerini belirtmesi, Arap dünyasında ABD desteği sayesinde kendilerini ko- ruyabilen rejimlerin bile çekincelerini koymalan çok önemlidir. Birinci adımı 11 Eylül'e karşı haklı bir tepki olarak gorenler de var. ABD, "Bana vunüdu, ben de vunJum" diyor. Ama ikinci adımın 11 Eylül'den 10 ay ya da bir yü sonraya atılması, bu kam- panyanın çok daha genişleyeceğinin bir göstergesi olacaktr. Hatta ABD'nin so- rumsuzca davTandığı yolunda tepkilere de yol açtı ve açmaya devam edecek. Şu anda ABD yönetimi her şeyi gö- ze alacağını açıklıyor. Ama ABD'nin bu- nu göze alması durumunda müttefikle- ri bu savaşta nerede durduklannı yeni- den gözden geçirmeye mecbur kalacak- lar. ABD, "Ya benimfcsin ya da degasin" çizgisiyle bütün müttefiklerini zor du- rumdabırakıyor. ABD'nin kendisini sa^" vunması saldırgana yönelikti. Ama as- lında buna küresel Batı medemyeti kar- şıydı. ABD, "Hepimiz bu saflarda savaş- mabyız" diyor. Bunun ne derece geçer- li olduğunu hep birlikte göreceğız. YoksuHukveOrtadoğu1 1 sorunu teronzmı korukluyor § t • # • t -11 Eylül'den sonra ABD 'nin Müslüman dün- yaya bakışmda bir farklıhk gözlemliyor musu- nuz? Aynca sizinle ikiyıl kadar önceki konuşma- mızda bana, "ABD 'nin Yeşil Kuşak Projesi geri tepti" demiştiniz, O zamanki bu değerlendirme- nizi bugün nasıl tahlil ediyorsunuz? ALİRIZA-11 EylüJ'den önce Yeşil Kuşak Teori- si'nın sakıncalannı ve o konudaki ABD stratejısi- nin ne kadar tehlikeli olduğunu önceden görmüş ol- mak bana hiçbır zevk vermiyor. Entelektüel açıdan benı hıç memnun etmiyor. çünkü ABD'yle İslam dün- yası arasındaki ilişkiler "medenryetler çaüşması" değilse bile ona benzer bir gerginliği getirmış ve is- lam dünyasıyla ABD arasında daha önce zaten sağ- hklı olduğunu söylemek mümkün olmayan ilişki- ler tamamıyla sağlıksız ve çarpık ha- le gelmiştir. Bunun da nasıl, ne şe- kilde ve kimin tarafindan düzelti- lebıleceği de belli değil. Bu durum- da. hemen hemen iki yıl önce yap- tığunız söyleşıye atıfta bulunursak, o dönemde bile ilişkılerin iyi ol- madıklan belhydi. El Kalde ve Taleban - O dönemde nasıl belliydi? - ABD, zamanında komünizme karşı İslam kartını kullanmak isti- yordu. Bunu Afganistan'da başan- lı bir biçimde gerçekleştirdı. Ama Afganistan kaynaİdı bir saldın 11 Eylül'de ABD'yi can evinden vur- duğu için Washington, Afganis- tan'a dönüp orada kendisine saldı- ran El Kaide ve onu destekleyen Taleban hükümetine savaş ilan et- ti. Üstelik de üzerinden ne kadar a\ geçmiş olmasına rağmen orada bıt- memiş bir savaş var. Bu savaşın 60'ın üzerinde ülkede devam ettı- rilebileceğı Bush yönetimi tarafin- dan belirtiliyor. Aynca da Bush yö- netimi, kendisine yöneltilen bu sal- dın yüzünden islam dünyasına kar- şı çok "senophobic" (yabancı düş- manlığı içinde), çok şüpheci, kork- tuğu için kendisinin de onu korkutmak ihtiyacını duy- duğu çok gergin bır ilişkiler dizısi başlattı. - Sizce bu ilişkiler dizisinin oluşturduğu dönem nasıl ya da nerede biter? - Şu an için bunu söylemek, tahmin etmek hiç müm- kün değil. - Demin, U ABD 'yle tslam dünyası arasındakiiliş- kiler medeniyetler çatışması değilse bile ona ben- zer bir gerginliği getirmiştir" dediniz. Peki, me- deniyetler çatışabilir mi? Çünkü, son örneklerden görüyoruz, devletler artık pragmatikyaklaşımlar içindeler... - Ben medeniyetler çatışması olduğunu söylemi- yorum. Çünkü Samuel Huntington'ın çızdiği o şe- maya uymayan, beklenmedik bir savaş görüyoruz. ABD, ikinci Dünya Savaşı'nda Pearl Harbor'da ken- disini can evinden vuran bir saldınya hedef olmuş- tu. Şimdı, 11 Eylül'deki saldın islam dünyasından geldi. Ama bu, islam dünyasından herhangi bir dev- letın kendisine yönelttiği bir saldın değil. Ama İs- lam dünyasından kaynaklandığı da bir gerçek. 'Savaşın llginç safhasındayız' - lyi de bu gerçek mi, yoksa sanal bir düşman- hkmı? - Bir saldın oldu. Hepsi değişık Müslüman ülke- lerden olmak üzere 19 İcişi uçaklara binmiş ve New York ve Washington"da güçlenm ABD'ye karşı kul- lanmış. Ama bunu İslam dünyası yapmadı; islam dünyasının ürünü olan o 19 kışi yaptı. ABD, bu saldınya tepki gösterirken bunlann Müs- lüman köktendinciler olduklannın tespit edildiğini, bunlann Afganistan'da üslendiklerınin öğrenıldiği- ni söylemiş ve bunlan orada yok etmek, köklerinı kurutmak için de saldmya geçti. Saldınya hedef olan Afganistan, ama bu, Afga- nistan Müslüman olduğu için, Taleban şeriatçı bir hükümet olduğu için yapılmadı. Çünkü daha önce de Taleban yönetimiyle ABD arasında bir ilişki var- dı. Necibullah sonrası rejimin Islami boyutlan ol- duğunu biliyordu ve kendisi desteklemişti. Ama on- dan sonra Afganistan'da Taleban'ın durumu istismar ederek göreve gelmesini de kabullenmişti. Hatta onunla ihşkıye girip boru hatlannı da konuşmuştu. Bütün bunlardan sonra da ABD uzun bır süre artık o bölgeye bakmadı bile. Burada bir şeyin altını yeniden çızmek ıstiyorum. ABD Afganistan'a Müslüman olduğu için değil, kendisine yöneltilen El Kaide saldmsı Afganistan kaynakh olduğu için savaş açtı. Üstelik de bu sava- şın çok ılgınç bir safhasına girdik. Uluslararası te- rorizme karşı savaş diye Başkan Bush'un tanımla- dığı bir dönemde Afganistan'dan sonra yine halkı- nın çoğunluğu Müslüman olan bazı devletlenn de bu sa\aşta hedef olabilecekleri belirtiliyor. Her ne kadar Kuzey Kore, Iran ve Irak'la birlikte şer cephesine eklenmış ıse de Washıngton'da açık- ça Irak konuşulmaktadır. Iran'la ilişkiler, beklenı- len iyileşmeyi sağlayamadığı için ilende Iran'ın da hedef olabileceğine dairhem Washington'da hem de Iran'da kuşkular dile getiriliyor. Bellrslzlik döneml - Peki, bu kadar belirsizlikler içinde hiçbir şey netlik kazanamıyor mu? - Işin en tehlikeli boyutu da şu: Hedef belli olma- dığı için savaşın ne kadar süreceği, nasıl sürdürüle- ceği ve en önemlisi de, ne zaman sonuçlandınlabi- diğinin hesabını sormak için. ABD'dekı dış ve iç is- tihbarat örgütleri şu anda suçlu, en azından ihmal- kâr olarak göstenliyorlar. Nereden bakılırsa bakıl- sın, 11 Eylül ABD için tarihinin en kötü olaylann- dan binsidır. - Anlaşıldığı kadarıyla böyle bir terörist saldı- nnın olabileceğine, bütün uyanlara karşın ihti- mal bile vermediler... - Aslında ıhtimal vermeleri için çok neden vardı. Ama sistem, inanılmaz bir bılgi toplama yeteneği- ne sahip olmasına karşın analizinin zamanında ya- püamaması nedeniyle eylemı engelleme kapasite- sini kullanamamıştır. Daha önce de belirttiğim gi- bi, 11 Eylül'den sonra göstenlen aşın tepki ABD'nin dış politikasına damgasını vurdu. Bu yenı dönem- Dr. BÜLENT ALÎRIZA 1952, Lefkoşa doğumlu. Kıbrts 'ta 1963 teki kanlı aiaylann anhndanpek çok Kıbnslt TürkgibiAlinza ailesi de Londra 'ya göç etü. Yükseköğrenünini Londra Üniversitesi tktjsat ve Siyasal BilgüerFakültesi'nde tamamladı. Doktorasını, Türkiye'nin NATO'yagirişidönemiyle ilgiliolarak OxfordÜniversitesi'ndeyaptL 1983 ten sonra KKTC'nin Washington temsikiliğini kurdu ve ilk temsilci olarakgörev aldt. Daha sonra IVashington 'da dünyaca tarunmıs düşünce üretim kunûiislanndan (think tank) CamegieEndotvement'ta Türkiye konusunda çahşû. Şimdi, yine Washington 'dakiStratejik ve Uluslararası Araşürmalar Merkezi'nde TürkiyeveHazar bölgesiyle ilgiliçahşmalanyürütiiyar. leceği belli olmayan bir döneme girdik. - Pek çok ülkenin devlet ve hükümet başkanla- rı, zamanında ABD yönetimine, bir terör saldırı- sıyapdacağını haberaldıklannı büdirdiklerini, ama ciddiye ahnmadıklannı açıkladılar. Sizce ABD yönetimi ya da ilgili makamları bu ihbarları ne- den ciddi kabul etmediler? - Içlerinde Mısır' ın da bulunduğu ülkelerden böy- le bir saldınnın olabileceğine dair ABD'ye böyle bir sinyal ve uyan geldi. Şu anda ABD Kongresi'nde- ki haber alma komıtelennin konuyu enine boyuna kurcalaması nıye ABD'nin böylesine gafıl avlandı- ğının \ e bu kadar büyük bir faturanın neden öden- de Başkan Bush, "Ya bizimlesiniz, ya bizim karşı- mızdasmız, terorizmi banndıran da teröristtir'* di- yor. Bunun, İslam dünyasına karşı bir savaş olma- dığını devamlı vurguluyor. Fakat. hem kendisi, hem yönetimi, hem de ABD halkı 11 Eylül saldınsının islam dünyasından kay- naklandığını sürekli vurguladığı için şu anda ABD'nin kendisi, olabılecek başka bir saldınyı engellemeye çalışıyor. Fakat bir tarihçi olarak, böylesine geniş kap- samh, geniş hedefli savaşlardan başanlı sonuç alın- masının çok zor olacağını düşünüyorum. Çünkü kimin terörist olup olmadığını Washing- ton'da oturup tespit etmek kolay değildir. Şu anda Afganistan'da El Kaide ve Taleban diye terörist aranmaktadır. Fakat, ABD'ye karşı husumet içinde olan kişıler toplum içinde kaybolup daha kolay gün- ler gelmesini beklemektedirler. Fırsat bulunca yeniden ABD'ye karşı eylem dü- zerüeyeceklerinden de hıç kuşku yoktur. Daha da öte- si, bu kışileri terorizme sevk eden nedenler ortadan kaldınlmadan da terorizmin kökü kurutulamaz. Yoksulluk sorunu - Sizce bu kişileri terorizme sevk eden sebepler neler? - Yoksulluk, Ortadoğu sorunu gibi... Bunlann ba- şanlı biçimde istismar edilmelen yüzünden teroriz- mi üreten bataklığı kurutamadığı sürece ABD'nin tslam dünyasında devamlı düşmanı olacaktır. Bunu hem ABD'deki güçlenn engellemesi hem de bulunduklan yerlerı bulup temizlemeleri lazım- dır. Temizledikleri teröristlerin yenni alacak olan kı- şilerin de saptanıp bunlann da temızlenmeleri zo- runludur. Gördüğünüz gibi bu sonsuz bir savaştır. ABD bü- tün süper devlet olanaklanna rağmen bu savaşı son- suza dek zor sürdürebılir. 100 operasyonun 99 "u başanlı olsa bir tanesi ABD'ye yine pahahya mal olabilir. - Yani bu, ABD 'de çok büyük bir kaynak isra- fına mı yol açacak? - O kesin. Üstelik ABD halkı şu anda ikinci bir saldın fobisiyle yaşıyor. ABD yönetimi de bunun bilincinde. Ona karşı önlemler de alıyor. Fakat. de- vamlı olarak uyanlarda bulunarak bu savaşın kolay kolay bitmeyeceğinı ve ikinci bir saldınnın gelme- si olasılığı bulunduğunu açıklıyor. 11 Eylül'den önce bildiğimiz Amerikan hayâfı ar- tık bitmıştir. ABD halkı da bunu bıliyor ABD. dün- yanın en güçlü devleti, süper gücü olduğunu bildi- ği ıçın kendisine karşı yapılana küresel bır savaşla cevap veriyor. Bu küresel savaş girdiğimiz yeni bin- yıla damgasını vurdu. Daha önce de belirttiğim gi- bi, bu savaşın ne zaman bıteceğı de belli değildir. VVashington Moskova yakınlaşması - Dünyada ikinci kutbu oluştu- racağına kesin gozüyle bakılan Şanghay Sekizlisi sizce bu durum- da ne gibi bir tavır alır? -11 Eylül'den önce Rusya, Çin ve Orta Asya'da İslam köktendincili- ğinden canlan yanan ülkeler, bu ko- nuda işbirliği yapacaklannı beyan etmişlerdi. 11 Eylül'den sonra ABD de kendisini zımnen onlarla aym saflarda buldu. Böylece savaşı sürdürebilmek için onlann arka bahçelerinde, onlann da desteğiyle Afganistan'daki savaşı yürüttü. O ülkelerden en önemlisi olan Rusya'yla şimdilerde, bildiği- niz gibi, çok daha yakın ilişki içine girdi. 11 Eylül'ün etkisini tespit et- mek için vakit daha çok erken. Bir tarihçi olarak bunun üzerinden za- man geçmesi ve eğilimlerin ve akım- lann daha açık bir biçimde ortaya çıkması gerektiğine inanıyorum. Bazı eğilimler belli. - Yani, bu eğilimler neler? - Yani, ABD kolay kolay bu sava- şı bırakmayacak. ABD'ye karşı olan- lar da kendi savaşlannı bırakmaya- caklar. Şımdılik bu savaş sonsuza dek sürecek gibi görünüyor. En azından vadesini saptamak mümkün değil. Ikincisi, ABD, tek süper devlet olduğu dönemde, eskiden rakibi olan Moskova'yla, boyutlan belli olmayan bir yakınlaşma sürecine girdi. Bu süreç de damgasını sade- ce Orta Asya ve Kafkaslar'a değil, aynı zamanda küresel uluslararası ilişkilere vuracaktır. 0nun da nere- ye kadar gideceğini bilmiyoniz. Ama ben ABD'nin Orta Asya'da kalmak istediğine pek manmıyo- rum. - lyi de hâlâ Orta Asya 'da değil mi? - Evet de, kendisine yönelik sal- dın Orta Asya'dan kaynaklandığı için oraya gitti. Ama ben Orta As- ya'ya kalıcı nedenlerle gittiğine inanmıyorum. înanmadığım başka bir nokta da oradaki enerji kaynak- lannın kendisi için hayati önemde oluşudur. Ortadoğu'daki enerji kaynaklan ABD için çok daha önemlidir. Çün- kü oradan bu enerji kaynaklannı ta- şımak daha kolaydır, maliyeti daha düşüktür. Ortadoğu'daki Arap ül- keleri, başta Irak olmak üzere, ABD için çok daha önemlidir. ABD'nin Orta Asya'ya gitmesi- nin en önemli nedeni, Afganistan'dan kaynaklanan saldınya tepki göster- mek ve oradaki bataklığı kurutmak- tı. O bölge Rusya'nın, Çin'in arka bahçesi. Onlar bu durumu nasıl kul- lanacaklar? Bunu da hep birlikte göreceğiz. - ıSfe bir deşu görüşü savunuyor- sunuz: Türkiye hiç heveslenme- sin. Güney Kajkasya 'daya da çev- re bölgede hiçbirşansıyoktur. Çün- kü ABD zaten o bölgenin jandar- malığını Rusya 'ya vermiştir. - Rusya zaten o bölgeyi arka bah- çesi olarak tanımlamış. Kimsenin ona bir şey vermesine gerek yok. Ay- nı şeyi özellikle Kazakistan, Ukray- na ve Beyaz Rusya için söylemek mümkün. Buna Kafkasya'yı da ek- lerseniz Rusya, Sovyetler Birliği'nin dağılmasmdan sonra da bu bölge- lerde söz sahibi olmak istediğini be- lirtmişti. ABD, Soğuk Savaş döneminden sonra Türkiye'yle özellikle Avras- ya enerji koridorunu gerçekleştirmek için bölgedeki Rusya'nın tekelini kırmak, Iran'ı da bunun dışında bı- rakmak istiyordu. Fakat, artık Rus- ya'mn tekeli ABD için eskisi kadar önemli değil. Çünkü Rusya artık ABD'nin Orta Asya'ya girmesine yardımcı olan, onunla istihbarat pay- laşan, "Seninle aynı düşnıana kar- şı savaşıyoruz" diyen bir ülke. Üstelüc Rusya, Başkan Bush'un giderek kişisel ilişki içine girdiği bir başkana sahip olan bir devlet. Bu- na ne ortaklık, ne ittifak demek mümkün. Ama ikisme benzer t a ^ raflan olan bir bağlantı var aralann- da. Üstelik aynı ortak düşmana kar- şı çarpışan iki devlet konumunda- lar. Bu iki devletin Kafkasya'daki iş- birliklerinin ne olacağını yine hep birlikte, zaman içinde göreceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle