Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2002 PAZAF
DİZt
Otel yakılıyor, kara adamlar doymuş, uykuya dönüyor, o gece ve ertesi sabah cinayetin asıl başları Sıvas'tan kaçıyor
Aydınlığın çevresindeki karanlık-4-
ŞÜKRLGÜNBüLUT
Dr Antropolog
F
üz metre ötesi vilayet.
Vali de odasında tutsak.
- Pir Sultan zaten bizim
kültürümüzden değil.
Böyle bir laf duyuyorum. Kendimi
birden dört sakallının ortasında Pir
Sultan'ı savunurken buluyorum.
Kültüriimüzün önetnli büyükJerini
sayıyorum: Yunus, Pir Sultan, Kara-
caoğtan, Ruhsati, Veysel
- Pir Sultan'ı onlarJa bir mi tutuyor-
sun? Pir Sultan, Yavuz Sefim'e isyan
etti.
- Yavuz öldüğünde Pir Sultan belkı
doğmamıştı. Belki çocuktu. Ya\ijz'a
nasıl isyan eder?
Dördü birden nefretle bakıyor.
- Sen Şarkışlalı mısın?
- Şarkışlalıyım.
- Sen dün dışardan gelenler-
densüı. Sen nerdeydin?
Birisi bir omuz vuruyor. Sen-
deliyorum. Metamet Ali, "Gel
abi" diyor. Uzaklaşıyoruz. Öte-
de birileri yine çeviriyor.
- Senın bastonun da güzelmiş.
- Güzeldir.
Hiçbir şey yapma olanağımız
yok. Ankara cevapsız. Sıvas, bu
katliam güruhu dışında sessiz.
Bir oteldeki aydınlığın çevresin-
de on büı karanlık. Mehmet Ali.
arabanın kapısını açıyor.
Önce, dış dünyaya karşı milli iriban-
mızı koruma işine girişiyor. Bu "mil-
li itibannuz" nedense öteden beri or-
taçağ işı katliamdan, talandan hiç ör-
selenip tınmaz ama, Madımak'ta "şe-
riat hükümlerinin yerine getirilişi''nin
fotoğraflanndan fena halde ıncinir.
Yirminci yüzyıhn sonunda, içerde
bir ortaçağ despotluğu yürüt, özgür
düşünceye, gerçeğe. aydınlığa, bili-
me, sanata, felsefeye. güzelliğe... düş-
man ol, dışardan ıtibar kolla. Evren-
de böylesine ikiyüzlü bir yer ve yöne-
tim var mıdır?
Becerikli kolluk güçlerimiz, katli-
amın fotoğrafını çekmeye yeltenenle-
ri parmak ısırtacak bir çabuklukla or-
tadan kaybediyor. Artık sokaklan fu-
zuli işgal eden kalabalığı dağıtmayı da
gönlü ister oluyor. Havaya bırkaç ku-
rusıkı... Ortalık tertemiz, sütliman.
kollannı sallayarak Sıvas'tan kaçıyor.
Ne bir barikat, ne bir işlem. ne bir ara-
ma... Sıvas'ın baglantı yollan açık tu-
tuluyor. Iç ve dış hiçbir yolu kesilip
kontrol yapılmıyor.
Hlçblr yerde kontrol yok
Nerden mi bilıyoruz? Otelden kur-
tulan bir kışiyle katliam gecesinin er-
tesi günü elimızi kolumuzu sallayarak.
Sıvas caddelerinden geçtik. Hani o sı-
rada Sıvas'ta sokağa çıkma yasağı var-
dı? Incir çekirdeği şeyler için ne zart
zurtlarla uygulanan bu yasaklar (ne-
lerini yaşadık), bu caniler ıçın yoktu.
Kenti serbestçe geçtik, garajlara git-
tik, biletimizi aldık. Sorup soruşturan
yok... Ankara otobüsüne bindık.
Otobüs yanm saat kadar doluşu bek-
ledi. Bir Allah ınkulugelipde "Kim-
meçhul cinayeder"in ardındakı cesa-
retlendirici güç, Madımak katliamı ile
asıl suratını ortaya koymuşrur. Bu
"güç", yönetimdır: En ince, en saklı
bir aydınlık kıvılcımını hemen sapta-
yıp oracıkta söndüren. egemen sınıfin
tekerine azıcık dokunan kişılen ner-
de olursa olsun bulup müebbet karan-
lıklarda zincırieyen ya da öldüren (bu
yönteme Türkıye'de "yargısızinfazya
dayerindeinfaz"denıyor) yönetim, sa-
yısı onbinleri aşan faili meçhul cina-
yetin sorumlusudur.
Katillerin en kanlılan. istediklen
zaman ellerinı kollannı sallayarak
yurtdışına kaçabilmektedır.
Pasaport engeli. karanlığın canileri
ıçin değil, aydınlığın düşünür ve sa-
natçılan ıçin vardır.
Yönetimimizın bu aydın yakımında
hangi taraftn yanında olduğu en üst ma-
ortaya çıkmıştır. Suçlu odur. Büyütü-
lecek bir durum yoktur. Yakanlar tah-
rik edilmiştir. Önemli değıl.
Bu sözlerdekı saçmahğa varan den-
sizlikler, kaytarmaca ve yuvarlama-
lar, yönetimin, yakanlan nasıl koru-
duğunu gösteriyor.
Çiller, "Devlet oradadır" demiş.
Doğrudur. Yönetim oradaydı ve ora-
da 37 insan öldürüldü. Oradaydı da...
ne içın oradaydı? Yakılmayı önlemek
için miydı?.. Yoksa?..
"Srvas'taydı. Bir koluyla büinçli se-
yirci. bir koluyla tahrikçi, bir koluyla
orada kundakçıvdı" ıHaluk Gerger.
Aydınlık, Temmuz 1993).
Emnıyet güçleri, Madımak'tan bir-
kaç ay sonra Ankara da haklan ıçin yü-
rüyüş yapan de\ let memurlanna reva
gördüğünün bınde birinı bu canilere
uygulasaydı, katliamı önlerdi. Madı-
'Baflınr. caflınralderlercH'
Öldüreceğiz, keseceğiz laflan-
na karşın yine de bir şey yapacak-
lannı sanmıyorum. Yirminci yüz-
yılın sonunda, Sıvas kenfinin or-
tasında, bir otelde, bu kadar insa-
na göz göre göre kimse bir şey ya-
pamaz diye düşünüyorum. "Biraz
sonra dağtbrbtr." Mehmet Ali'ye
öyle diyorum. Bugüne dek böyle-
si nice kalabalıklar görmüştük. Ba-
ğınr, çağınr giderlerdi.
Ankara 'da biryerieri aramak için
eve geliyoruz. Telefonun başına
geçiyorum. Bahar umutla: "Şûk-
rü Abi, biryerleretelefonet" diyor.
Düşünüyorum. "An kıam, nere
var ki" Ama bunu Bahar'a söyle-
miyorum. Öylesine saf ve güven-
ü.
Köy Işleri Bakanlığı'nda bırlik-
te çahştığım Sıvas Milletvekili
Azimet Köylüoğlu'na telefon edi-
yorum. Azimet yok. Yüksel, Sıvas
Milletvekili Ziya Haüs'ı anyor.
- fçerdekileri göz göre göre öl-
dürecekler. Bir şey yap. Polis, so-
kağı kessin, üç yüz kişiyi kordon
altına alsın. Diğerleri dağıiır. Böy-
le yapsınlar. Onlar polisi sarmışlar.
Polis onlan sarsın.
Ankara'da Ziya Halis çırpınıyor ama
kimsenin kımıldamaya niyeti yok.
Artık karanlık basmıştır. Biz telefon-
larla didişirken, onlar, bidonlarla ben-
zinler getiriyorlar. Arabalan de\irip ya-
layorlar. Sonra otel salonu ile yukarda-
ki asma katın perdelerini tutuşturuyorlar.
Bir itfaiye arabası geliyor. Gericiler
arabayı durduruyor. Yangın yukanlara
doğru tırmanıyor. Coşuyorlar: "Auahıı
ekber™ Cebennem ateşL. Kitabm dedi-
ği günkr oluyor_." dıye zıplayarak ba-
ğınyorlar.
Saat20.30. Oteldeki insanJardan 35i
yakılıp öldürülüyor. Yaralılar daha çok.
Öldürülenlerden 33'ü Pir Sultan et-
kinliği için gelen yazar ve sanatçüar.
tkisi de otelde çalışanlar.
Yönetimin vazlveti
Madımak'ta kıyım bitip, içerde ya-
kılacak sanatçı ve düşünür kalmadığı
anlaşılınca yönetim güçleri canlamyor.
*Jk<
' . * • » .
^ • r
^ . ^ ^ ' -
>
Atatürk büstü olaylar yatışüktan sonra artık eski
yerindedeğfldL (Fotoğraf: CUMHURİYET ARŞtVl)
^ Sıvas katliamının tanığı anlatıyor
'Yirminci yüzyıhn sonunda, Sıvas
kentinin ortasında, bir otelde, bu kadar
insana göz göre göre kimse bir şey
yapamaz diye düşünüyordum.'
^ 37 insan öldürüldü "Çiller, Devlet
oradadır' demiş. Doğrudur. Yönetim
oradaydı ve orada 37 insan öldürüldü.
Oradaydı da... ne için oradaydı?
Yakılmayı önlemek için miydi?.."
Bir dakikada otelin önü boşalıyor.
Otel, güvenlik güçlerimizin emin el-
lerinde orda tek başına yanaduruyor.
Yanınayanaşmak "kesinfiklejasaklır''.
Bu tür yasaklan bozanlara devletimiz
haşindir: Düdükler, coplar, tekmeler...
Ne hikmetse, gözler önünde sekiz sa-
at süren katliam, yönerimimizin yasak-
lar listesine girememişrir. Gün boyu,
içerdekilerin yalamı için görevli sü-
rüye dokunmayan yönetim, yakım bi-
tip, milli itıbanmızı da bir iyice güven-
ceye alınca, işe yaramayan kuru kala-
balığı dağıtıveriyor.
'Sen safl. ben selamet'
îşi tam kıvamında bitirip görevleri-
ni bihakkın yapmamn gönül rahatlı-
ğıyla birer ikişer çeJdlip, ellerini oğuş-
turarak yataldanna giriyorlar. Sen sağ
ben selamet.
Otelyakılıyor. Kara adamlardoymuş,
uykuya dönüyor. O gece ve ertesi sa-
bah, bu cinayetin asıl başlan, ellerini
siniz, nereye gidiyorsunuz" demedi.
Otobüs kalktı. Sıvas çıkışmda kontrol
olur diye umutlandık. Yok... Yolda?
Yok... Ankara girişinde? Yok... Iner-
ken? Yok... Ankara gan içinde? Yok...
Indik, evlerimize dağıldık. Ne soran,
ne eden... Katillere böylesine rahat
tüyme olanağını kim verdi? Yönetim
vermedi mi? Erçakmak denen Refah-
lı belediye üyesi; 78 yaşındald Aziz Ne-
sin'i itfaiye merdivenlerinden aşağı
savuran, yumruklayıp tekmeleyen ki-
şi... O ölüm kalun anında, en büyük
birkaç yazar ve düşünürümüzden bi-
ri olan Nesin için "AsıJöleceko,geber-
tin! O insan değil hayvandır!.." diyen
ve demır kancalarla öldürmeye çah-
şan kişi... Bu kişi o merdivenin dibin-
de, o kadar polisin gözü önünde nasıl
tüyer? Sıvas"tan nasıl çıkar? Türki-
ye'den nasıl çıkar? Yönetimin gönlü
kiminle. açık değil mi? Yan tutuşu,
caninin sırtını okşayışı...
1980-1993 Büyük Vurgun Döne-
mi 'nde başlayan ve yoğunlaşan "faiK
kamlardakilenn sözlerinden de belli:
Tansu Çiller (Başbakan):
"Alınan tünı önlemlere rağmen, 31
vatandaşımız, Allah'uı rahmetine ka-
vuşmuştur. Kendilerine sabır diliyo-
rum.'' (S'edense ölü sayısını azaltıyor.
Ölüye de sabır diliyor).
"Bir şeyi yakmak, illa içine girmek-
le mümkün değiL Dolmısıvla bu vaıı-
mışür. Tutuşturulmuş ve yakjbrken,
insanlar dumandan boğulnıuşfur.
r
"Oteli kuşatan vatandaşlann tümü-
ne bir şey olmanuşür.
r
"*Olay, oteldekilerin bogulmasıyla
ortaya çıkmışûr."
"Devletoradadır."
çiller: Devlet oradadır
Sonra. bu başbakan. oteli de zaten
katliamcılann değil, otel sahibmin si-
gortadan para almak için "bizzatyak-
tığı"nı ılan ediveriyor.
Içişleri Bakanı (Mealen).
Olay, Aziz Nesin'in tahnki sonucu
mak'ta kılını kıpırdatmayan; hoşgörü-
Iü. sırt sıvazlayıcı, kolaylaştıncı olan
yönetim, katliamı protesto toplantıla-
n üstüne nasıl da şahinler gibi çulla-
nıp dağıttı. 10 Temmuz 1993"te Ma-
dımak'ı protesto yürüyüşü yapan ün-
lü ozan Aşık Vejsel Şaüroğlu'nun oğ-
lu Bahri öğretmeni Mersin'de bula-
rak, nasıl da gözaltına aldı!.. fstek me-
selesi.
Yönetimin gönlü, \nrguncunun, ka-
ranlığm, gerinin, haksızlığın. sömür-
genin, zorbanın, yalancının, uvoıtucu-
nun, bilimdışımn, ilkelliğin, kötü ni-
yetin, düşük karakterin ve bunlara
benzer her şeyin yanında...
Ileriye, aydınlığa, emeğe, hakka, bi-
lime, sanata. felsefeye, iyiye. doğru-
ya, güzele ve bunlara benzer her şeye
hınçlı...
Asıl sorun bu... En küçük pınlrıya
kurşunla karşıhk veriyor. En azından
çevirip tahta copla kafasını, gözünü par-
çalıyor. Karanlığın ıse hep sırtını sı-
vazlıyor. Çünkü sadece karanlığa ve
cehalete dayanıyor.
Oy hesaplannı ona göre yapıyor.
Eğıtimde aydınlık kanallannı tıkıyor.
Arap kültürü kulluk,
öldürüm ve talandıf
Madımak kıyımından sonra değişik
tepkiler oldu.
Bir bölük. bunu yapanlann "ger-
çekJVIüslüman" olduklannı söyledi ve
katliamı onayladı.
Bazıları bunu yapanlann "gerçek
Müslüman*
1
olamayacaklannı düşün-
dü.
Bu "gerçek.Müslümanhk'' mesele-
si toplumu epeyi uğraştırdı. Biz de
soruyonız: "GerçekMüslüman" Ma-
dımak 'ta olduğu gibi adam öldürebi-
lirmi?
Nedirgerçek Islam? Gizlı bir şey de-
ğil bu. "Gerçek İslam", Kurandaya-
zılanlardır.
Yani her Müslümana farz olan-
lardır. Aşağıdaki ayetlerin anla-
mı Dıyanet Işleri Başkanlığı çe-
virisinden alınmıştır:
Kuran'a göre:
• Erkekler kadınlardan bir de-
rece üstündür (Bakara ' 228).
• Kayan yıldızlar. söz aşıncı
ruhların başına atılan taşlardır
(Saffat/6-10).
• Ay ve güneş birbiri ardınca
döner (yani Kopernik sistemi yan-
lıştır).
• Allah, ılk önce Âdem'i süz-
me çamurdan yaratmıştır (Mü 'mi-
nûn 12). Aynca Ha\'va"yı da ya-
ratmıştır. Onlar için evrim geçi-
rerek oluşma yoktur (Yani Dar-
\vin teorisı yanlıştır). (Bu çamur-
dan yaratılma Islamdan çok ön-
ce Eski Mısır'da da vardı.
Ortadoğu Din Kültürü adlı ki-
tabımızın 353. sayfasında, îs-
lamdan 2500 yıl önce, Firavun
Tannsı Khenemu'nun çömlekçi
çarkında insan yapmasını gösteren bir
eski Mısır resmi var. 4000 yıl kadar
önceki Mezopotamya efsanelerine gö-
re de tann, insanı çamurdan yaratmış-
tı. Kuran, çevredeki bu efsaneleri ki-
tabageçirmiş.)
• Gökler yedi tanedir (Mülk 3) ve
üsrümüzde tavan gibidirler (Enbiya /
30-fsra '44). Gökierin ağırlığı kutsal
varlıklarabındirilmiştir(Mü'min/ 7).
O yüzden direksiz dururlar. (Ya da
başka bir yerde) Allah gökleri rutuyor.
Düşmesinler diye (Hacc / 65). Gök-
ler, çatlayabilen (Mülk / 3), yanlabi-
len (Infitâr 1). parça paça düşebilen
(Isrâ / 92), önceleri yere yapışık olan
(Enbiya ' 30) tavanlardır. Yıldızlar
kandildir (Mülk 5) ya da onlar, ka-
ranhkta insanlar yollannı bulsunlar
diye oluşmuştur (En'am ı 97). (Yani
günümüz astronomi ve kozmolojisi
yanlıştır. Çünkü astronomi. alttan tu-
tulan, tavana benzer yedi kat gökler ve
insana yol bulması için yaratılmış yıl-
dızlar vs. öğrehnez.) (Zaten bütün bu
yazılanlar da, Kuran 'dan önceki çev-
re halklann efsane ya da ilkel bilgile-
ri ıdi. Kuran bunJan almış.)
• Evren, altı gün içinde yaratılmış-
tır(A'raf 54). Bir hadise göre toprak
cumartesi, dağlarpazar. ağaçlarpazar-
tesi, hayvanlar perşembe ve Âdem de
cuma günü ikindiden sonra yaratıldı
(Müslim. e's-Sahih. Kıtabu Sıfatı'l-
Munâfıkîn, luran Dursun, Din Bu I,
1990: Istanbul. Kaynak, S. 201). (Yi-
ne gökbilim yaniıştır.
Çünkü o, evreni milyarlarca yıllık
sürekli bir oluşum olarak görür.
Bilim, hay^anlan ve insanı bir gün-
de, şimdiki biçimiyle oluşmuş olarak
değil. miryonlarca yıllık bir evrimin so-
nucu olarak görür.)
SÜRECEK
» BİR KUPANIN ARDINDAN
• ÜNİVERSİTEA.Ş.
• MHP'NİN KRİZİ
• SENTETİKSOLCULÜK
• ISTANBUL'A YENİ KÖPRÜ MÜ?
• fŞ YASASf DAYATMASI
• KIBRfSTA UMUT
Adalet Agaoğfu, Adnan Genç, Ahmet insei,
Aziz Çelik, Bafış Erten, Bölent Forta,
Cüneyt Akman, Feza Kürkçüoflu, Gülay Batur,
Gütten Kazgan, Hayri Kozanoğlu, Ismall Gülgeç,
Kemai Can, Kemat Gökhan, Mustafa Sönmez,
Ofuzhan MUftüoglu, Saruhan Oluç, Tan Morgül
veUfukUras...
Temmuz • Ağustos
sayısı ÇIKTJİ
SANDIKLIASLİYEHUKUK MAHKEMESt'NDEN
Esas \o 2002 226
Davacı Kara>ollan Genel Müciürlüğü vekıli tarafmdan davalı Hasan Altaş \e Meh-
met Ali Altaş aleyhine açılan kamulaştırma bedelimn tesbıtı \e tescıl da\asında \erilen
tensip ara karan uyarınca; Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 22 02 2000 tarih ve
2000-8 sayıh karan ile Afyon ili. Sandıklı ılçesi. Ece mahallesı 38 pafta. 324 ada, 108
parselın 465.59 yüzölçümlü tarla \asfındakı taşmmazın 11.23 m2'lık kısmjnın
157.220.000.-TL bedeJ takdıredılmek suretıvle kamulaştınlmasına karar venlmiştır
Kamulaştırma satın alma usulö ıle >apılamadığından. kamulaşnrma bedehnın tesbıtı
ve taşınmazın idare adına tescıli talebıvle vukanda esas numarası belırtılen dava açıl-
mıştır. Keyfiyet 2942 sayıh Kamulaştırma Kanunu'nun 10 4. fıkrası gereğınce ilan
olunur Basırr 414
7
6
TUNCELİASLİYEHLTOIK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2002 166
Da\acı Mehmet Demirel tarafmdan açılan gaıplık davasının yapılan açık duruşma-
sı sırasmda verılen ara kararı gereğınce: -
Davaya konu Tunceli merkez Atatürk mahallesi nüfusuna kayıtlı Mehmet kızı
1974 d.lu ve 1992 yılında Fırat Üniversıtesi Tunceli Meslek Yüksek Okulu'nda öğ-
rencı ıken okuldan aynlan ve nereye gırtığı belli olmayan \e o zamandan ıtıbaren
kendısınden haber alınamavan Aysun Demırel'ın TVlK'nun 322 maddesı gereğince
Aysun Demirel hakkında bılgısı olan kımselenn bu bilgıleri ılanın vayımlandıgı ta-
nhten itıbaren 6 ay içinde mahkememıze bıldınlmesı ılanen tebliğ olunur. 17.6.2002
Basın: 41236
MUĞLA ASLfYE HUKUK MAHKEMESİNDEN
EsasNo: 1999 438
Karar No: 1999 614
Yargıç: Neşe Emniralıoğlu 29419
Yazman: Aytekın Ünlü 822
Davacı: Müzejyen Ata
Vekilı: Av. Yılmaz Clkü, Muğla
Davalılar: 1- Malıye Hazınesi. Muğla
Vekıli: Av. Melıh Gazi Demırcioğlu - Av. Neşe Dokumacıoglu, Muğla. 2- Muğla
Beledıve Başkanlığı. Muğla
Vekilı: A\. \evzat Sançoban. Muğla
3- Mehmet kızı Habıbe
4- Veli kızı Farma
5- Velı oğlu .AJımet
Dava: Tapu ıptalı \e tescil
DavaTanhr 17.10.1996
Karar Tanhı: 20.12.1999 _ ^ ^ « = - = = -
Davacı vekıli tarafmdan davalılar aleyhine açılan bu davanın yapılan duruşmalan
sonunda; Açılan davanın reddine. 378.000 TL. eksık harcın davalılardan alınmasına,
yargılama giderlennm davacı üzerinde bırakılmasına karar venlmış. olup, verilen ka-
rar davalılardan .Mehmet kızı Habıbe. Veli kızı Fatma \e Velı oğlu Ahmet'ın adresleri
bilinmediğınden ışbu kararın 7201 sayılı teblıgat kanununun 28-31. maddeleri
gereğınce yayınlandıgı tarıhten 15 gün sonra davalılara tebliğ edilmiş sayılacagı teb-
liğ ve ılan olunur. 23.05. 2002 Basın: 33561