19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T TEMMUZ 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ Ld J. LJ M\ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 Toplumumuzdaki kişilik bozgunundan tiyatromuz da payını aldı laturka bir selamREFİK ERDURAN Gelmış geçmış en büyük yazar sa- yılan Shakespeare sağken hasımlan tarafindan nelerJe suçlanmıştı, bılir misiniz? "Ayak takımına fazla ya- kın", "diplomasız", "kaba ve ba- yağı" olmakla! BunJan söyleyen üni- versıte kökenJi yazar takımı o günün "enteUeri" idı. Ama onlann iiriinle- ri çoktan unutulupgittı: kendi ınsanı- nın nabzını tutarak e\ rensel JaşjlıkJe- ri yakalayan usta ıse bugün de yaşı- yor. ••• Geleneksel gösterilerimiz dışında, dünya tiyatro sanatının kervanına çok geç katılan toplumumuz Muhsin Er- tuğrul'un sayesinde hızlı bır kuruluş atılımı gerçekieştırdı. Muhsin Bey, kendimıze özgü, Türk seyırcisiyle or- tak duygu dılıne sahip. düzey düşür- meden haJkla kaynaşabılmış bir tiyat- ro sanatı geliştırebılmemızı ilke edin- mişti. 0 yönde ılk görevın yazarian- miza düşfiiğünü söylerdı. Ömriinde tiyatroya gıtmemiş şaırlenmıze, hı- kâyecilerimıze. romancılanmıza bile "Neden oyun yazmıyorsun?" diye baskı yapardı adeta. Onun dönemın- de yetişen pek çok icracı da halkın sevgilisi oldu. Ayrı bir kulvann Na- şit Ozcan, İsmail Dümbüllü, Mu- ammer Karaca gib: yıldızlan bir an- lamda geleneksel gösterilenmızın çizgisıni sürdürürken yığınlarla kay- naştılar. Sonuçta tiyatromuzun gene- line şimdı "altın " diye andığımız dö- nemler yaşatıldı elbirliğivle. Sonra ne oldu0 Tanzımat mirası, "vabancı etkisine seve seve yenik düşme" hastalığımız nüksetti. Öza- lizmin toplumu sarrrasıyla hızlandı, sonunda kışilığimizı ezmeve başla- yıp toplumsal sağlığımızı bozdu. Göniil Ülkü ve Gazanfer Özcan çifti artık unuttuğumuz sakin, alçakgönüllii, sevecen, nüktedan, buram buram "bizden", eski İstanbul üslubunu yarım yiizyıldan beri sürdürüyor. Kendımize yabancılaştık düpedüz. Bugün gençlerimiz dilimizi bile doğ- ru dürüst konuşamıyor. Pek çoğu sırt- Iannda yabancı bayraklı gömleklerle dolaşmakta sıntarak. Radyolanmız- da "Onun aşkı bana extra large" gibi şarkılardangeçilmiyor. Ekranla- rımız sayesinde çoktan Ceyarlaşmış olduğumuzun farkında dahı değihz. Bu kişilik bozgunundan tiyatromuz da payını aldı. Yozlaşan medyanın musluk başlanndaki bilinçli-bilınç- sız kültür kompradorlan her ithal ma- lını cilaJayıp şık diye vitnnlere dizdı- ler. Yerli tükaka oldu büyük ölçüde. Sonuç: Sırf TV rekabetı gibi etkenler- le açıklanamayacak oranda, halktan kopukluk. Günümüzde o kopukluğu (eskıden "alafrangalık" dedif ımiz) Batılı gö- rünme hevesiyle sürdüren özel toplu- Juklanmız ya kapanıyor, ya da neyi destekledığini düşünmeyen şirket yö- neticilerinin himmetıyle güç bela per- de açıyor. Ödenekli tiyatrolanmız derseniz, otopark parasının yansı fi- yatına bilet satarak zaman zaman sa- lon dolduruyorlar ama. "Neyi niçin üretiyoruz, ürünlerinıiz topluma hangi özgün katkjyı sağlıyor?" di- ye kaygılandıklan yok. Bunun sonu- cunda da seyırciyle elektrikJı bağlan- tı yok, heyecan yok, coşku yok. Ne var? Yapılanın yetersizliğım için için sezen, kendinden hoşnut ol- mayan insanlann bıtmez tükenmez dedikodulan. böbürlenmeleri, çekış- melen. • • • Bu ortamda artık unuttuğumuz sa- kın. alçakgönüllü, sevecen, nüktedan, buram buram "bizden", eski îstan- bul üslubunu sevgıli eşi Gönül Ülkü ile birlikte yarım yüz yıldan beri sür- düren Gazanfer Ozcan dostumuz en değerlı bir uygarlık yadıgân gibi gö- rünü> r or gözüme. Sanata gelince... Eline su dökeme- yeceği sanatçılanmıza "alaturka" diye burun kıvıran biroyuncuya Ul- vi Uraz şöyle demişti: "Onlann çiz- gileri kalın olabilir. Ama Türk ri- yatrosu o çizgilerin incelmesivle ge- lişecek. Senden ise hiçbir şey ol- maz, çünkü çizgin yok." Ben de geçenlerde bir gazetecinin sorusunu yanıtlarken kimi tiyatrocu- lanmızın yerli oyun sahnelemekten korktuklannı söylemiştim. Gazeteye çektikleri faks mesajında "Biz Batı hayranıyız" diyen bir çift "ödlek" olmadıklannı ilen sürerek ateş püs- kürdüler. Ama göriişümde ısrar edı- yorum. Dört yazar kuruiuşumuzun yayımladıklan ortak bildınde belirt- tiklen gibi, "Bir oyuncumuzun sah- nede bir Türk bakkalını canlandır- ması yabancı kral rolü yapmasın- dan çok daha güçtür, çünkü seyir- cimiz o çabasındaki yetersizliği he- men yakalar." Türk oyun yazarlan ülkemizde ıt- hal malı yabancı ürünlerle, yurtdışın- da da başka ülkelerdeki meslektaşla- nyla kıran kırana yanşıyor ve yenık düşmüyorlar tyi dil bilen Batı tutku- nu oyunculanmız niçin hayranı ol- duklan yerlerde öyle yanşlara girmez de kendı "ikinci sınıf" ülkelennde medya şakşakçısı ayarlayıp "büyük başanlar" kazanmakla yetinırler? "Şıklık" ithalatçılığına tenezzül etmeyen, özentı çıkmazlannda boca- lamayan Gönül Clkü ve Gazanfer Özcan gibi katıksız değerlerimızj bağnma basıyorum. Alaturka bir muhabbetle! Elginkan Topluluğu, 50. kuruluş yılı kutlamalan nedeniyle Aya İrini'de özel koleksiyonunu sergileyecek Torihi mekânda tarihi musluklar NENA ÇALİDİS E.C A.'nın yaratıcısı Elginkan Topluluğu, 50. kuruluş yılı kutlamalan çerçevesinde \ 1-28 Temmuz tarihleri arasında Aya îrini'de 'Tarihi Mus- luk Koleksiyonu' başlıklı bir sergi açacak. Elginkan Holdıng AŞ Yöne- tim Sistemleri Müdürü Jülide Nemlioğlu sergiyi değerlendirdi. - Tarihi Musluk Koleksiyonu sergisi nasıl oluştu? JÜLİDE NEMLİOĞLU - Koleksıyonumuzun sahibi, E.C.A. Presdöküm Sanayı AŞ şirketimızdır. Musluk koleksiyonu oluşturmak, Rahmetli Başkanımız ile başlamış ve bugün de\Taldığımız, bizim için ma- nevi olarak çok değerli olan koleksıyonumuzdan bazı parçalan Elginkan Topluluğumuzun 50. ku- ruluş yılı nedeniyle bir sergi düzenleyerek hal- kımızla paylaşmak ıstedik. - Musluk seçimleri hangi kriterler doğrultu- sunda yapıldı? NEMLİOĞLU - Sergide yer alan musluklar, sergi tasanmını yapan Sayın Metin Deniz ve ta- rih danışmanlığmı yapan Sayın Nazan Ölçer ta- rafından tespıt edildi. Koleksıyonumuzda bulu- nan 405 adet musluğun yaklaşık 304'e yakını sergide yer alacak. Bunlar 15. yy.'dan başlayıp 20. yy. sonlanna kadar gelen değışik tipolo- jıdeki musluklar. - Tarihe tanıklık etmek anlamında önemli bir işlev üstlenen serginin Os- manlı ve Türk kültürünü yansıtma- sını nasıl vorumluyorsunuz? NEMLİOĞLU - Su, tüm medenı- yetlerin oluşmasındakı ve yaşamı- mızdaki en büyük etkendir. Mimar- lık tarihinde de su mimarisi her çağ- da büyük bir yer tutmuştur. Antik dönemlerden itibaren devletin ıle- n gelenleri kentlerin en göstenşli \e işlek yerlenne seçme bınalan yaptırarak suyun kutsallığı ile bir- likte adlannı yaşatmaya çahşmış- lardır. Su sesi terapıde de kullanıl- mıştır. Osmanlı döneminde su mimarisi- ne çok önem verildiğı gibi bu mima- nyi yansıtan ve su yoilannı gösteren ha- ritalaryapılrruştır. Su mimarisinin en gör- sel öğelerinden bıri olan havuz \ e fıskiyelerin Osmanlı döneminde kulla- nımı, dönemın zevkini yansıtan sanat eserleriyle günümüze taşınmıştır. "Musluk" denilınce bu aparatın kullandıldığı çeşme, sebil, şadırvan, ha- mam gibi su mimarisi ile ilgili yapılar hatıra gelmektedir. Osmanlı Impa- ratorluğu zamanında da birçok sokak çeşmesi yanında meydan çeşmesi geleneği, sebiller ve sakalar su kültürünün birer parçasıdır. Aynca, antik dönemden beri süregelen hamam alışkanlığı Anadolu'da önemli bir bo- yut kazanmıştır. Kültür tarihinde bir pencere açılıyor - E.C.A. bu sergi ile nasıl bir misyon üstlendi? NEMLİOĞLU - Kurucumuz merhum H. Ekrem Elgin- kan ın "ebedi müessese" olma amacı doğrultusunda Türk ekonomisinde, iş hayatında, iş ahlakı ve toplum kültürü normlannda degeryaratarak topluluğumuz bu günlere gel- di. Musluklann oluşum ve gelişimine eğilmek, çeşıtli dö- nem ve tipololojideki musluklan bir sergi konusu olarak sunmak. kültür tanhınde bir pencere açmak anlamına gelmektedir. Sergımızin konusu olan tarihi musluklan, Türkiyemizın bu alandaki önde gelen bir üretici kuruluşu olarak toplayıp bir koleksiyona dönüştürmek büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü teknolojik bir tasanma konu olan her bir ürün, şüphesız bir geçmişe da- yanmaktadır ve bu geçmiş. bazen yeni tasanmla- ra da ışık tutabihnektedir. Işte böyle bir misyo- nu üstlendik hep birlikte. Elginkan Topluluğu'nun 50. kuruluş yılını 10 Temmuz akşamı kutluyoruz. Sergimiz de 11 -28 Temmuz arasında Aya Irirü Müzesi'nde ücret- siz gezilebilir. - Sergiyi Türkiye'nin farklı kentlerine ta- şınıayı düşünüyor musunuz? NEMLİOĞLU - Elginkan Topluluğumu- zun 50. kuruluş yılı nedeni ile birtakım etkin- liklerde bulunduk, sergi de bunlardan biri. 50. yılımızı, E.C.A. şirketimizin sahip olduğu ko- leksiyonumuzu bir sergi ile pekiştirerek kutla- yalım fikrinden yola çıktık. Bu organizasyon, bizim sergi olarak ılk deneyimimiz. Öncelikle ılk deneyimimızi yaşayalım. Gelen seslere gö- re yolumuzu belirleyeceğız. Arzumuz diğer bü- >ıik şehirlerimize, okullarımıza sergimizı taşı- Caz Vapuru bugün kalkıyorî a Vapuru'nun konukları Coolbone New Orleans Marching Band' ile coşacak. Kültür Servisi - İstanbul Kül- tür ve Sanat Vakfı'mn (ÎKSV) düzenlediği, 20 Temmuz'a dek sü- recek olan 9. Uluslararası İstan- bul Caz Festivali, istanbullu caz- se\ erleri bir Boğaz turunda bir ara- ya getiriyor. Şehir Hatlan'na ait Barış Man- ço adlı "Caz Vapuru", bugün sa- at 11.00'de Kabataş Iskelesi"nden hareket edip daha sonra saat 11.30'da Kanlıca'ya uğrayacak. Festıvale katılan sanatçılann yanı sıra basın mensuplannı da ağırla- yacak olan Caz Vapunfnun son durağı ise Anadolu Kavağı. Bu yıl 39 topluluk ile 400"den fazla müzisyeni ağırlayacak olan festival kapsamında düzenlenen Boğaz turuna katılacak konuklar Anadolu Kavağı 'nda, Caz Vapu- ru'ndan Coolbone New Orleans Marching Band ın canlı müzikle- ri eşliğinde inecekler. Festival kap- samında 5 Temmuz Cuma günü Is- tiklal Caddesi'nde Istanbullulan festival havasına sokan Coolbone New Orleans Marching Band ile cazın coşkusunu Anadolu Kava- ğı'nda da devam ertırecek olan Caz Vapuru konuklan, saat 16.00'da Kanlıca üzerinden Kabataş'a geri dönecekler. The Doors' otuz yıl apadan sonra yine bir arada • LONDRA (BBC) - Bir döneme damgasını vuran 'Doors' topluluğu, liderleri ve solistleri Jim Morrison'ın ölümünden otuz yıl sonra bir araya gelerek konser hırnesine çıkacakJannj açıkladı. Topluluk, Amerika ve Avrupa'daki göstenler için Jim Mornson'ın yenne 1980'lerin tngiliz rock grubu The Cult'ın solısti olan Ian Astusbury'yi alacağını belırtti. The Doors grubunun elemanlan Ray Manzerek ve Robby Krieger, 1972'den günümüze dek ilk kez yeni şarkılannı eylül aymda Kaliforniyada dinleyicilerin beğenisine sunarken John Densmore'un ise sağlık problemleri nedeniyle katılamama olasılığının bulunduğu söylenıyor. 2003'e dek sürecek dünya turnesinden sonra grup üyeleri yeni kasetleri için stüdyoya girecek. Sinematek Derneği Sinema Yaz Okulu açıldı • Kültür Servisi - Sinematek Derneği Sinema Yaz Okulu hizmete girdi. 10'ar gün sürecek yaz okullannda, senaryo yazımı, film yapım süreci, ses. renk, objektifler, filtreler, kamera kullanırru, kurgu teknikleri. dekor, kostüm, aksesuvar, makyaj. film hileleri, fîlm incelemesi. yönetmenlik, oyunculuk ve dramaturji dersleri veriliyor ve film çekimi yapılıyor. Bir filmin çekim sürecini teorik ve pratık olarak anlatıldığı yaz okulunda çalışma sonunda tüm katılımcılar ortaklaşa olarak bir kısa film çekecekler. Bu yıl ki dersler 19-28 Temmuz tarihlerinde Olımpos'ta, 2-11 Ağustos tarihlennde Marmaris'te. 23-31 Ağustos tarihlerinde Bodrum'da, 7-15 Eylül tarihlerinde yatla mavi turda, 20-29 Eylül tarihlerinde Side'de yapılacak. (0 312 - 490 29 32) Uluslararası Altın Kanagöz Halk Dansları Yarışması • Kültür Servisi - Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı tarafından organizasyonu gerçekleştirilecek olan Dünya Halk Danslan Festival takvimınde yer alan, 16. Uluslararası Altın Karagöz Halk Danslan Yanşması 18 ülkenin katıhmıyla başhyor. Yanşma bugün saat 18.30'da Cumhunyet Alanı'nda düzenlenecek kortej yürüyüşüyle başlayıp saat 21.30'da Kültür Açıkhava Tiyatrosu'nda yapılacak resmi törenle de\am edecek. Etkinliğe; Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çad, Gürcistan, Irlanda. îtalya, Kore, KKTC, Makedonya. Meksika, Mısır, Polonya. Romanya, Rusya Federasyonu, Balkarya Cumhuriyeti, Slovakya, Türkmenistan, Venezüella ve Yunanistan'dan gelen topluluklar katılacak. Yaylı sazlar dörtJüsüne Kanada'dan ödiil • Kültür Servisi - Ozan ve Burcu Tuncanın, kemancılar Meredith Maddox ve Emily Hanna ile kurduklan 'Quartet Alla Turca' isimli yaylı sazlar dörtlüsü 30 Mayıs tarihinde NUMUS 2002 Chamber Competidon'da büyük ödüle layık görüldü. Kanada'nın Waterloo şehrinde yapılan ve sadece 1975 yılından sonra yazılmış yapıtlann yer alabildiği yanşmada ödül alan grup, NLHV1US tarafından gelecek sezon için bir konser ve Masterclass vermek üzere aynı şehre davet edildi. Kanadalı bestecinin bir eserini okumak ve besteciler için verilen workshop"da yer almak için davet edilen grup, ileride Türkiye'de de benzer çalışmalar yapmayı amaçlıyor. BUGÜN • BEKSAV'da 15.00. 17.00 ve 19.00'da Sedat Yılmaz'ın 'Kelepçe' filminin gösterimi. (0 216 349 91 55) • BEYOĞLU SİNEMASInda 'Ferruh Doğan anısına - Sinema Yazarlannın Seçtikleri-II' kapsamında Danis Tanovic'in yönettiği 'Tarafsız Bölge' filminin gösterimi. (0 212 251 32 40) • NÂZIM KÜLTÜREVf nde 15 30da Taviani Kardeşler'in 'Kaos', 19.30'da Milos Forman'ın 'Guguk Kuşu'" filminin gösterimi. (0 212 252 63 14) M BAŞKA KÜLTÜREVİ nde Ronıan Polanski'nin 'Rosemary'nin Bebeği^_= filminin gösterimi. (0 212 249 12 84) • ŞAHKULU SULTAN VAKFI EĞİTİM-KÜLTÜR KULÜBÜ'nde '4. Gençlik Günleri' kapsamında 13.00'te Ali Ekber Eren, 13.30'da Erensoy Akkaya, 14 OO'te Grup Ütay, 14.30'da Dertli Divani'nin konseri. (0 216 363 20 09)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle