26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 HAZİRAN 2002 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr EVET /HAYIR OKTAYAKBAL Biraz Ayıp Olmuyop mu? Kanuni Sultan Süleyman olduğunde gun- lercehabersaklanmış Ordu seferdeymış Pa- dışahın bo/le bır anda yaşamını yıtırdığı habe- n kanşıklıkyaratırmış Her zaman devlet/n baş/ndakılerın hastalığı, olumu, bır gız perdesıyle ortulur Tarıhte orneğı çok'. Fransa Ojrnhurbaşkanı Mıtterrand ıkıncı kez cumhurbaşkanı olduğunda muhalıflerı başka- nın kanser olduğunu duyurmuşlar, devlet yone- tımının bır hasta adama venlmesını onlemek ıs- temışlerdı Yedı yılı acılar ıçınde geçıren Mıt- terrand, gaevı bıtıp ayrıldığında saklanan ger- çek ortaya çıktı. Mrtterrand'ın ozel hekımı bu ger- çeğı /ıllarca sakladığı ıçın ağır eleştınlere uğra- dı Oysa başkanın hastalığı, onun dunya ve ul- ke ışlerınde başarılı olmasını onlememıştı1 Herkes anırnsar ABD Başkanı Roosevelt 1932'de başkan seçıldığınde felç hastasıydı Yuruyemıyordu, tekerleklı sandalyede oturu- yordu. Ust uste dortkezadayoldu, seçıldı, hat- ta Ikıncı Dunya Savaşı'nda da ulkesını ustalık- layonettı Kımsede ağır hastalığı oten bınnın ABD gıbı buyuk bır devletı yonetme sorumluluğu ta- şımasını eleştırmedı Bugun Franklın Roose- velt, ABD'nın gelmış geçmış en buyuk başkan- lanndan bırı sayılır Herkes hasta olabılır Hele bellı bır yaşa gel- mış olanlar1 Bıitent Ecevit'ın sağlık durumu da yıllardır saklandı iyı mı oldu' Işın başında ger- çek açıklanabılse hem sağlığı açısından, hem de bırdenbıre patlak veren ağır hastahk gerçe- ğının toplumda yaratacağı turtu tepkılen once- den onlemek açısından çok daha yararlı olmaz mıydı? "Hastasın aynl, goreve yapışma" gıbı sozler eleştın sayılmaz! Terbıye dışıdır Hele Tayyip gı- bı kendını bılmez kışıler, bır an once ıktıdan ele geçırmek hırsıyla "Iktıdara gelmekıçın papaz bı- le olurum" dıyenler en azından ınsanlık dışı sa- yılmalıdır Turk ulusunun yaşamındayerı olan bır polıtıkacının hastalığı, yaşlılığı ıle eğlenmeye kalkışmak bılmern bo>le davrananlara ne kazan- dınr? Gunu gelınce herkes hastalanır, herkes zor çalışır hale duşer' Ağır bır kanser hastalığıyla çarpışarak on dort yıl Fransa'yı yoneten Mıtterrand, on dort yıl ABD başkanlığını yapan Roosevelt gorevlerını basa- nyiasurdurmedılermı'' Bulent Ecevit'ın yurume- sı, konuşması mı onemlı, yoksa duşunsel gu- cunu koruması m ı ' B yazısıyla sık sık gazete- cılere yolladığı rnesajiar hıç de kafa yorgunlu- ğunu gostermıyor 9 Varsın bellı bır sure otura- rak hatta yatarak yurt ışlerıyle ılgılensın 1 Bugun- ku koşullarda Ecevıt'ır başbakanlıktan ayrılma- ması, ayrılmasından çok daha yararlıdır Elbet Turkıye Ecevıtsız de yaşamını surdure- cektır O gelır, bu gıder bır şey değışmez 1 Ama bırçalkantı, bır kanşıkıktır Ecevıt'ten sonrası Tayyıp'ler, Mesut'lar. Tansu'lar, Bahçeli'lerhep bıldığımız, tanıdıQımız ınsanlar Hepsı sağlık- lı! Ama yıllardır bu "sağlıklı" polıtıkacılar top- luma ne kazandırdı? Ayıptır, çırkındır, utanç vencıdır 1 Yaşamının en az ellı yılını yurt ve ulus hızmetıne adamış bır kışıye, durustluk, aydnlık, bılgelık gıbı dona- nımları ıle hep saygıya anılacak Bulent Ece- vıt'e, sağlıklar dılemeknepımız ıçın bır gorev ol- malıdır T.C. YÜKSEKÖCRETtM KURULU ÖĞRE>Cİ SEÇME VTE YERLEŞTİRV1E MERKEZİ BAŞKANLIĞI'NDAN 1 Anne veva baba_si ışı\eva gorevı nedenıyle vurt- dıştnda bulundugu sırada, irtaoğrenımlennı bu ulkele- nn lıse veya dengı meslek okullannda vapan oğrencı- ler ıçın vuksekogretım ktrumlanmızın Turk Dılı ve Edebı>atı Turk Dılı -ve Ecbbı>an Oğretmenlığı Tanh Tanh Oğretmenlığı, Coğraya, Cografya Oğretmenlığı llahıyat tlkoğretım Dın Kiltûru ve \h\ak Bılgısı Oğ- retmenlığı Rehberhk \e Pîikolojık Danışmanlık, Işıt- me Engellıler Ogretmenlı|ı Zıhın Engellıler Oğret- menlığı Alman Dılı \e Edebıyatı Almanca Oğret- menlığı Fransız Dılı \e Idebı>atı Fransızca Oğret- menlığı lngılız Dılı ve Edebıvatı Ingılızce Oğretmen- lığı, Smıf Oğretmenlığı Tırızm Işletmecılığı ve Otel- cılık, Konaklama tşletmeclığı Konaklama tşletmecı- lığı Oğretmenlığı. Seşahat şjetmecıiıgı Seyahat Işlet- mecılığı ve Tunzm Rehbclığı Sevahat Işletmecılığı ve Tunzm Rehberlıgı Ogrernenlığı Radyo Sınemave Televızvon Gazetecılık. halkla tlışkıler ve Tanıtım programlannda TC Yuksekoğretım Kurulu'nca a>n- lan 954 kışılık kontenjana oğrencı seçmek amacı>la Yurtdışında Çalışanlann Çccuklan Içın V ukseköğretı- me Gınş Sınavı (YÇS ) vapLacaktır Bu sınava baş\uru koşjlları 2002 VÇS Kılavu- zu'nda ver almaktadır 2 Sınav 14 Temnmz2O(2 tanhmde Turkıve'de ^n- kara ve Almanja'da Köli şeıırlerınde japılacaktır 3 Sınavla ılgılı aynrtılı blgı ıçeren Kılavuz ıle Baş- vurma Belgelen 3-14 Hazran 2002 tanhlennde (a) karyağdı Sokak No 28, /j}ağıayrancı - Ankara ad- resındekı OSYM Ankara BJOSU veva (b) Turkıye"nın vurtdışı temsılcılıklenndelı eğıtım ataşelıklen veya eğıtım muşavırlıklennden s^âlanabılecektır llgılılere duyurulur OSYM BAŞKANLIÖ Basın 1758 MERZİFON AJSLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No 002 47 Davacı Sebıha Ozkan araindan da\alı Yaşar Ozkan levhıne mabJcememıze açılın boşanma davasında da- a dılekçesı ve duruşma gmu tum aramalara rağmen ıdresı tespıt edılemeyetı Gunuşhacıkov ılçesı Artıka- ^at Mahallesı nufüiuna kaııtlı Katn ve Emıne oğlu 9^9 doğumlu Yaşar Ozkan ı teblıg edılememış olup, uruşmanm 02 07. 2002 gu_ü »aat 9 00 a bırakıldığı, >ellı edılen gun ve saatte mihkemede hazır bulunma- ıgı veya bır vekıl tarafındar temsıl edılmedığı takdır- e tahkıkat ve yargılama a oklugunda devam oluna- agi ve hukûm veriieceğı ıfıtır olunarak teblıgat yenne eı,erlı olmak üzere ılan clunır Basın. 32338 ISlZtLER KİTAPLARI S0A.<KLARA YAKMAK ÎÇÎN -7ĞIYORDU KORSA\ MKSIZKAZANÇİÇİN 1ĞIYOR İKİStNlNDE G0RUNUMU1ĞRENÇ' lOJm \e Edebivat Esen Sıhipleri Meslek Biriiği (BESAVI) Küreselleşme ve Yerelcilik... Dr.SemaPİŞKİNSÜT Toplumcu Demokratık Partı Genel Başkanı A\dın MılleUekılı M erkezı yönetı- mokrasi kuiturunun geüşmesine mınsorunlanve yerel yonetım- lenn güçlendı- nlmesı, Turkı- ye'nın son yıllarda en çok tartışı- Ian konulan arasında yer almak- tadır Bu tartışmalar kımı zaman \ enmsız ve ışle\inı yenne getıre- mezbır konuma suruklenmış olan merkezj yönetimin yenıden yapı- landınlması ıstemlen, kımı za- man yerel yonetımlerle ılgılı ola- rak hazırlanmış yasa onenlen, kı- mı zaman da sorunlann her yon- den buyuk bır yoğunluğa ulaştı- ğı buyuk kentlenmızın, en başta da Istanbul'un bu durumuna ço- zum arayışlan kapsamında ya- şanmaktadır Öte yandan, dunya- da bu>oık bır yaygınlık kazanan küreselkşmenin, bu alandakı et- kılen de açıkça kendısını goster- mektedır Hazırianan Yerel Yone- tım Yasa Tasarısf nın parlamen- toya getınlme olasılığının bulun- ması ve Istanbul ıçın ozel yasa çıKanlması yonundekı onenlenn kamuoyunun gundemıne getınl- mesı, bugun ıçın konuya ılışlan go- ruşlenmızı açıklamamız açısın- dan uygun bır ortam yaratmışhr Yerel yonetımler. rîalkın yerel ve ortak gereksınmelennı çoğun- lukJa yerel kaynaklardan karşıla- yan, yaşam duzeyını arttırmayı onune hedef olarak koyan, bu ış- levını seçılmış yerel yonetıcıler- le ve organlan elıyle yenne getı- ren, yonetım surecınde, halkın kanlımını gerçekleştıren bır orgut- lenme bıçımıdır Yerel yonetım- ler aynı zamanda, halkı doğrudan ılgılendıren etkınlıklerde bulun- duklan, karartannı büyiik ölçu- dedemokratık yöntemlerie akfak- lan için ya da aldüdan ölçüde de- de son dereceonemB katkılar vap- maktadırlar. Sorunlann çozumunde küre- selleşme surecınde yaşananlar ıle uygulananlar, bütun bu kuramsal tanımlamalardan daha çok yol gostencı olabıhr Çunku, gunu- mûzde "yerefcifik", bır eğıhm ol- manın da otesınde yaşanan bır gerçeklıktır Bu nedenle merkezi yönetimin sonınJannın çözüfane- si, yerel vönetimJerin etkin kdın- ması. dernokrasinin ve KadJımın guçlendırilmesi çabalannm. ye- relcin'k anlayışı Ue kanştınlma- masmda ve onun dışında ek ahn- masmda buyuk varar vardır. Bu farkı ortaya koyduktan son- ra yerelcılıfı, tümuyle kuresel- leşmenın etlası altında gelışen bır akun olarak tanımlayabılınz Kü- reselleşmenm, yerelcılığı ozen- dıren ozellıklere sahıp olduğu da çok açık olarak gozlemlenmekte- dır Küreselleşme surecınde bır yandan ulkelenn her alanda bu- tunleşece|ı soylemı one çıkanl- makta, ote yandan da uygulama- da yalnız ulkeJerkarşı karşıya ge- tuılmekle kalınmamakta, ulkele- nn ıçınde farklı bolgeler de bır- bırlenne rakıp konuma getınl- mektedır Gıderek (hatta) ulkeler \ e bolgeler arasındakı acımasız ya- nşmanın yanında, farklı bolgele- nn buyuk kentlen arasında da *dünya kenti" olabılme yonunde yoğun bır rekabet ortamı yaratıl- maktadır Butun aynştıncı akımlarda ol- duğu gıbı yerelcilikte de öne ÇH kan, çıkarahk ve benciHik obnak- tadır Gunumuzde yerelcilik, ar- tık doğrudan doğruya yerel çı- karlara dayalı bencılîık uzennde yukselen bır ıdeolojıyı ıfade eder duruma gehıuştır Bunun en açık kanıtı, yerelcıhguı genellıkle zen- gın bolge ya da ıllerde ortaya çık- masıdır Bugun her ulkede bu te- melde yerelcılık akunlan gorul- mekte, zengın bolgeler ya da ıl- lerkendılennı daha yoksul bolge ya da ıllerden ayırma eğılımlen- ne gırmektedırler Bu durumun yaşanmakta olan en iyı orneğı ıse İtalya"da Umberto Bossi lıderlı- ğınde yukselen Kuzey Ligası ha- reketıdır Kuzey Ligası, "flreten zengin Kuzey'in Roma bürokra- sisi ve tembei Gıineyiüer tarafin- dao sömürüktüğü" ıddıası ıle ltal- ya'dan aynlmak ıstemekte, Po Ovası'nda 1943'teMnssofini'nın kurduğu "Saio Cumhuriyeti''nın bır taklıdı olan "Padanya Cum- hurr>eti"nı kurmayı amaçlamak- tadır Kuşkusuz bu durum öpık bır sosyal Darvenızm anlayışı olup, hedeflenen, guçlu olanın ayakta kalmasıdır Yerelcılığın savunuculan, bu yaklaşımlannı, yerel yapılann ya da beledıyelenn yurttaşlara ya- kın olması nedenıyle daha de- mokratık olduğu gerekçesıne da- yandırmaktadırlar Ancak tum toplumsal yapılann butunleşmek- te olduğu bır sureçte, bu- bolge- nın ya da ılın toplumsal kaynak- lan hakkında venlecek kararla- nn, aynı ulkede yaşayan ınsanla- nn tumûnu ılgılendırmesı gerek- tığı gerçeğını gormezden gelmek- tedırler Bugun Istanbul, sahıp ol- duğu ekonomık olanaklan \e bı- nkımı nedenıyle otekı ıllere go- re tartışılmaz ustunluklere (a\ an- tajlara) sahıptır Istanbul'un sa- hıp olduğu bu ka>Tiaklann kulla- nımının yalnızca tstanbul'da ya- şayanlara aıt olduğunu ıddıa etme- nın, demokrasıyle de herhangı bır ılgısı soz konusu değıldır Soru- na bu açıdan bakıldığmda, yerel yonetımlenn ozerklıklennın art- tınlmasının tek başına demokra- tıkleşme anlamına gelmeyeceğı de son derece açıktır Son donemde yapılan tarhşma- larda ya da gundeme getınlen onerılerde ıkı konu behrleyıcı olup. uzennde dıkkatle durulma- sı gerekır Bınncısı, yerel yonetımlenn ya da Istanbul'un yönetırmnı guç- lendınnek ıçın ongorulen özeıii- Bğin bovTitunun nereye kadaruza- nacağıdır Eğer ongorulen ozerk- lık, ıdan ozerklığın yamnda sı- nırsız bır malı ozerklığı, yanı \ er- gı koymayı. toplanan vergılenn \e elde edılen tum gehrlerm o bolgede ya da ılde kullanılması- nı ongoruyorsa, bu durumun bel- lı bır sure sonra ulkede ekonomik temelde bir böhicu dalga \arat- ması kaçuıılmazdu- Boyleceetnık \e mezhep temehnde aynştınl- maya çalışılan ulkede bır de eko- nomık temelde aynştırma gun- deme gelebıhr Ikıncı konu ıse yerel yonetımlenn çahşmalann- da kamuyaranru mı on planda tu- tacaklan, yoksa bır tıcan ışlerme gıbı davTanarak yalnızca hızmet- len değıl, sahıp olduklan tum kay- naklan da kâr amaçh olarak mı kullanacaklandır Dolayısıyla ye- rel demokrasıyı yalnızca yerel yo- netımlenn seçımıyle sınırlı go- ren anlayışlar. çağımızın demok- rası anlayışının nasıl kı gensındey- se demokrasıyı ıçermeyen bır ozerkleştırme anlayışı ya da ye- rel yonetımlen yalnızca bır ışlet- me gıbı goren yaklaşımlar da son derece sakıncalıdır Tartışmalarda ve kamuoyuna açıklanan onenlerde bu ıkı konu uzennde yetennce durulmamak- tadır Oysa bu ıkı konu, nlusal bü- tunluğıi korumak. bolgeler arası dengesizJigi gidennek \e kamu ya- ranru gerçekleştirmek açısından yaşamsaJdır. İnsanoğlu ve Çevre Prof. Dr. İlhamİ KİZIROĞLUHacettepe Vnıversıtesı Oğretım U\esı Y ann Dunya Çevre gunu, insa- noğlu tarafindan bılmçsızce kul- lamlan doğanm olumsuz tepkı- lennın, gozler onune senldığı ulusal ve kuresel çevre durum değerlendı- nhnesmın ortaya konduğu bır gun olmaJı- dır Yerkurenm akcığerlen olan tropık or- manlann, nasıl % e kımler tarafindan yağma- landığının \ e bunun ınsanlık ıçın ne anla- ma geldığmın ortaya konması gerekır In- sanoğlununl8 yy'danbenmevcutorman- lann yuzde 23 'unu yok ettığını ve bunun da yılda 11 mılyon hektar orman varlığına denk geldığının bılınmesı gerekır Her yıl dunya- da yok edılen orman \arlığı, Turkıye'nın tum orman varlığı olan 20 mılyon hektarlık ala- nın, yuzde 55"ı demektır Sız bu yazımı okurken geçen 5 dakıkalık zaman surecın- de, uç Ataturk Onnan Çıfthğj buyukJuğun- de bır tropık ormanm yok olduğunu bılıyor musunuz 9 Bunun hesabını kımlenn vermesı gerek- tığı ıle ılgılı bır bılgınız var mı9 Bu duru- ma sessız kalınmaması ıçın neler yapılma- lıdır Dunya ulkelennı yonetenlenn, bu so- rulara yanıt vermesını kım sağlayacaktır9 Orman varlığı bır ulkenm dınamık gele- ceğıdır Orada yaşayanlann kalbıdır O ne- denle kalbın sağlıklı çalışması gerekır Onun ışlevsellığını surdurmesmde hepımız so- rumluluk taşınz Ormanlan olan bır ulke- de, doğadakı uçuncu derece den yanığı ıle eşdeğer olan erozyon tehlıkesı yok denecek kadar azdır Ormanlık arazılerdekı yıllık toprak erozyonu mıktan hektar başına sa- dece 0 004 - 0 02 ton olurken, sualı ekım yapılan veya boş arazılerde, bu mıktar 40- 290 tonu bulur Yapılan araştırmalarda uze- nnde çok az bıtkı ortusune sahıp olan, çıp- lak arazılerde yılda 3 5 mılyar ton ust top- rak su akışı ıle bır mılyar ton toprak da ruz- gâr erozyonu ıle tasınarak kullanılamaz du- ruma gelır Tanmsal alanlara ozgu onjınal ve bır cm 'lık toprak tabakasmm 10 000 yıl- da oluştuğu dıkkate alımrsa, bu kaybuı ne demek olduğu çok iyı anlaşılmış olur Oy- sa hepımız bılıyoruz kı, toprak örtusü bir ekosistem olarak, insanoğhınun var olabil- mesi için en temel oğedir. Toprak, insan ya- şamınıdüzenkme \edesteklemeişlevini ûst- lenir. Bu işlevleri \erine getirmede, insanoğ- lunun onu hor kullanmama zorunluluğu vardır. Oysa insanoğlu topragı sürekHve ar- tan bir biçimde vok etmek için eünden gele- ni yapmakta \e kendi >asamını dfizenJeme işkvini ortadan kaldırmaktadır. insanoğlu çevreye \erdığı olumsuzluk- larla, sadece toprağın doğal yapısını bozmak- la kalmaz, oksıjen ve başka bazı yaşamsal elementlenn kaynağı olan ve bızımle koz- mık çevre arasında tampon gorevı yapan atmosfenn de ekolojdc yapısını bozar At- mosfer, çoğu katı kozmık parçacıklan dun- ya yuzeyıne ulaşmadan yutar Ozon taba- kası, morotesı ışınlann yaklaşık yuzde 75'ını durdurur Floroklorohidrokarbon gazmın artan bır şekılde kullammmm sonucu ola- rak. son yıllarda ozon tabakasında yol açı- lan delınmelen nedem ıle bu ışınlar kolay- ca yerkureye ınebıhnekte ve ozellıkle deri kanseri riskini arttmnakta'dır Yapılan en son gozlemlerden Antarktıka'nın yaklaşık 30 km uzennde ozon tabakasında Amen- kakıtası kadar bır delık belırlenmıştır Eğer böyle giderse 2020 >innda ozonun yoğunlu- ğu \iizde 15-20azalmışolacakör. Bundan da yine en fazla tanm ülkeleri olumsuz etkile- necek ve zamanJa eknıek yapacak buğuay bile >efiştirilemez duruma gehnecektir. Dunyadakı canlılan banndıran farklı eko- sıstemlerde, karbondıoksıt, azotdıoksıt, me- tan, kloroflorohıdrokarbon gıbı gazlann do- ğal taşınırlık smınm aşmalan ıle dunya sı- caklık dengesı bozulacaktır Adı geçen gaz- lar, guneşten gelen kısa dalga boylu ışınla- ra geçırgendır Ancak uzun dalga boylu ışın- lan emer ve yansıtarak dunyanın ıklımının değışmesıne yol açarlar Sera gazlan dıye bılınen bu gazlann artışı kuresel ısınmaya neden olur Son yıllarda yerkurenın ortala- ma sıcaklığında 0 3-07 derecelık bır artış olmuştur Durum gunumuzdekı duzeyde seyrederse, yanı ozellıkle CO2 uretımı dur- durulmazsa, dunya ıklımı de olumsuz yon- de etkılenecektır Yuzyılın başı ıftban ıle yapılan gozlem ve değışımler. bundan sonrakı yanm yuzyıllık donemde, dunyanın 1 5 - 4 5 derece kadar ısınacağını ve bu da tath su kaynaklannm yuzde 95"ını bunyesınde banndıran buzul- lann enmesıne \ e deruz sevıyesınm 20-140 cm yukselmesıne neden olacaktır Bunun sonucunda, başta ABD'nın sahıl kentlen olmak uzere, bırçok kent ve ulke su taşkın- lan ıle ortadan kalkacaktır Bu sonucu ya- şamamak ıçın, en son Fas'ın Marakeş ken- tınde geçen yıl yapılan Dunya îklım Kon- feransında, .\BD dışuıdakı obur ulkeler, CO2 uretımınde 2012 yılına kadar, 1980 oncesı duzeye ındınme gıdılmesuıı onayla- yarak, çevxe koruma bağlamında, onemlı bır adım atmışlardır Ancak ABD anüasmaya taraf olmamayı surdururse, kanımızca bu- nun gerçekleşme şansı çok zayıf olacaktır Dunya çevre gemısı.ınsanoğlunun çevre- sındekı olumsuz baskı ve uygulamalan ıle batmlırken, tum msanlığı da bırhkte denı- zın dennlıklenne çekecektır Bundan hıçbır ulke kendısını kurtarama- yacaktır Her yıl 5 Hazıranlann Dunya Çe\- re Gunu olarak lcutlanması ıstenıyorsa, çe\ - reye karşı daha bılınçlı ohnak zorunluluğu- nu tum ınsanlann ve ozellıkle onlan yone- tenlenn hıssetmesı ve ona gore davranma- sı gerekır E peyce once Cumhunyet gazetesını elıme alınca 1 sayfada "SamklarDışar- da - Farura, Operasvon \apa- nan başhğı gozume çarpmıştı Haber, Beyaz Enerjı Operasyo- nu'ndan soz edıyordu Bu yol- suzlukla ılgılı tum sanıklar ser- best bırakılmış, operasyonu yu- nıtenler suçlu bulundugu ıçm ya kızağa alınmış ya da surul- muş Obur yolsuzluklarda da aynı durum olmadı mı 9 ' Hangı yol- suzluk davası sonuçlandı ve han- gısınde suçlular ceza gordu kı1 Susurluk davasında kamyon şo- fbrunden başka kım suçlu bulun- du 9 Yolsuzluklann aydınlanma- sına ışık tuttuğu ıçm şofbr suç- lu1 Çarpacak başka otomobıl bulamadı mı9 1 Enerjı Bakanı Cumhur Ersü- mer'm ıstıfasmı ne Mesut Yıl- maz ne de Bulent Ecevit ıstedı Mesut Yılmaz savunmaya bıle kalktı, 'askerierk'ıkarşısmaal- Bu Ne Biçim Adalet! Neclâ TÜRKEL Bıyoloj, Oğretmem dı Bulent Ece\ıt'e gelınce. ger- çekten çalıp çırpmadı. hıçbır yolsuzluğa adı kanşmadı Sıya- sılenn ıçensınde en durustu dı- yebıhnz Ama, yolsuzluğa adı kanşan- lan, çalıp çupanlan aklamakla meşgul' Bakanlar ne yaparsa yapsm, ıster de\ let hazınesını soysun, ıster hazıne arsalannı ele geçırsın, ısterse banka hor- tumlasın, yeter kı ıstıfasmı \e- np bakanlıktan aynlmasın \e koahsyon bozuhnasın Ecevit, Korav Aydnı'ın ıstıfasmı da en- gellemışh KorayAydın hem ba- kan maaşı alacak hem de dep- remzedelere ev yaparak para ka- zanacak Ohneâlâ 1 Neredeo bolluk 9 ' Bu ne bıçım adalet 9 Bu ne bı- çım Turkıye 9 Yolsuzluğa adı ka- nşanlar, banka horrumlayanlar. devlet malım çalanlar, halkı so- yanlar ellennı kollanru sallaya- rak dolaşmakta, çaldıklan para yanlannakârkalmakta Heledış ulkeye kapağı attı mı, kurtuldu demektır Kaçışı engellenmedı- ğı gıbı, bulunamamaktadır, ya- nı bır tur koruma altındadır' Zamanaşunma uğrayıncaya de- ğın dış ulkelerde sefa surer, son- ra ısterse ulkesıne tertemız ola- rak gen donebıhr' Hatta mıllet- vekılı bıle seçılebılır Hapıslerde yatanlar kımler 9 Nefsıne hâkım olamayıp ekmek çalan, baklava çalan ganbanlar, eğıtımde ozerklık ısteyen. kı- taplannın daha ucuz satılması- nı ve eğıtımın parasız olmasını ısteyen oğrencıler, ucret artışı ısteyen memur ve ışçıler, duşun- celennı kâğıt uzerıne doken ya- zarlar, çızerler Bunlara hapıs- te bıle ınsanca yaşam yasak Baskı var, dayak var, ışkence var Buyuk çapta hırsızlık ya- panlar. banka hortumlayanlar, yolsuzluklara adı kanşanlar şa- yet hapse duşecek olurlarsa, ko- nuk muamelesı gormekte, tele- \ ızyon karşısında, cep telefonu \ e tabancası cebınde keyfederek gununu doldurmaktadır 2 çocuklu bır aılenm ayda 911 mılyon gelın varsa yoksulluk sı- nınnda demektır Bırakın 911 mılyonu, ayda 307 mılyonu bı- le bulamayan bır dılım ekmeğe muhtaç bırçok aıle var MılletvekıllerL Mechs çaösı al- tında bır araya gelınce, hemen maaşlan ıçm bır ıyıhk duşunu- yorlar1 "BizinıaJdığımızmaaşm yirmide birini bile bulamayan birçok yurrtaşunız \ar. Onlan düşünelim* 1 dıyen yok Hıç mı yuzlerı kızarmaz. hıç mı vıc- danlan sızlamaz1 PENCERE Orhan Kemal'in jkbal Kabvesi..' 'Orhan Kemal Roman ödulu' bu yıl Selim lle- ri'ye AKM'de yapılan coşkulu bır torenle verıldı AKM'nın koca salonunu gençler tıklım tıklım dol- durmuşlardı, on sıralarda -medyanın değıl- ede- bıyatın ve sanatın değerlerı oturuyorlardı llk sozu alan Kultur Bakanı Istemihan Talay bır gerçeğın altını çızdı "- Orhan Kemal yalnız edebıyat sanatındakı yaratıcılığını halka yansıtmakla kalmamış, en bu- yuk kultür varlığımız olan Turkçemızı tum ozgun- luğuyle gelecek kuşaklara aktaran bıryazar olmuş- tur" "Komunızm tehlıkesı" gudulenmesıyle korleş- tınlmış sıyası ıktıdartarın, devlet adına Orhan Ke- mal'in canına okuması, geçmışlerde kalmıştı, Ta- lay doğruyu, guzelı, çağdaşlıgı dıle getınyordu Bır omur boyu romancının yaşamıyla ozdeşle- şen Nuriye Oğutçü yanımda oturuyordu, çaktır- madan yan gozle baktım, Nunye Hanım'ın gozle- nnde mutluluk parıltısı çakıyordu Konuşmalardan sonra Nunye Hanım, odulu Se- lım llen'ye verdı Selım llen, geçmışı edebıyatla geleceğe bağla- yan bıryazar; Cumhunyet'tekı koşesınde kalem sa- hıbı, Orhan Kemal Odulu ıçın bırebır • Nurer Uğurlu'nun kıtabı elımde "Orhan Kemal'in Ikbal Kahvesı" Ikıncı baskısı çıktı Kahve Orhan Kemal'in ya- şamında belkı evınden çok yer tutuyor Masalan mermerden, aynaları tozlu, çaylan bu- ruk eskı kahveler Kahvehane Hapıshane Ikısı arasındakı gıllıgışlı çaprazda yaşanan gel- gıtlerle kınlmış, dokulmuş, tukenmış, yok olmuş hıçleşmış mılyonlarca kışı arasında kendısını na- sıl kurtarabılmış Orhan Kemal? Bır raslantı Mahpusane unıversıtesınde Nâzım Hıkmet'ın kursusunde doktorasını vermış Reşit Oğütçü.. Orhan Kemal olmuş Nâzım'a rastlamasaydı? Kım bıltr? • Bugun ortalama uç yıl eğıtımle kendı kendısını kurtarmak ıçın çırpınan mılyonlann hal-ı pur me- lalı seçkınlenmızı ılgılendınyor mu? Yok olup gıdenlerın arasında -fırsat bulsalardı- kım bılır neler yaratıp uretebılecek yeteneklerın kaç kışı olduğunu hesaplamak olanağı var mı? Acımasız bırdeğırmenın taşı ınsanlanmızı oğu- tup yok edıyor Dunden bugune farkımız şu Bugun bu durumu doğal sayıyoruz, yıtıp gıden ınsanımızı duşunen, dınleyen ben gelsın 1 • Tanhımızde matbaa yoktu, gazete yoktu, resım yoktu, heykel yoktu, roman yoktu' 'Bıreycılık' tezgâhından geçmeden, 'toplumculuk'a ozen- dık 1 Orhan Kemal bu çelışkılı fırtınanın yarattığı olağanustu yazar kımlığıyle edebıyatımızda roma- nın ozgun bır orneğı 'Ikbal' ne demek? Hayatında 'ıkbal'm yalnız kahvehanesını gore- bılen Orhan Kemal'e borcumuz buyuk Ancak ganptır Bız ona odul veremedık, ama, o o/umunden sonra yazarianmıza odul dağıtıyor Deniz SOM dere tepe anadolu hertıangi tnr yerde-2 u n i z i V A v ı n c ı L ı K Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 II 72 BOZCAADA SULH HUKUK MAHKEMESİSATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Dosya No 2002 6 Satış Çanakkale ılı Bozcaada ılçesı Cumhun\et Mahal- lesı 125 ada 8 parseldekı ortaklığın batı^ suretı ıle gı- denlmesıne karar venldığınden Bu parselle ılgılı 1 batışının 08 07 2002 tanhınde saat 11 30 ıle 11 45 arası 2 satışının ıse yıne gerek duvulduğunda 18 07 2002 tanhınde saat 11 30 ıle 11 45 arasında yapılmasına karar venlmış ve bu dava- da adresı bellı olmayan davalılar Aspasva Hovarda \e Elenı Kondu )a satış gunlennın teblığtne aıt olmak uzere ılan olunur Basın 32354 Turiaye Gazetecıler Cemıyetı nın yayınladığı gunluk Bizim Gazete Ulke sorunlanna ılışkın raporlanyla araştırmalanyla, koşe yazılanyla tarafsız haberlerıyle sıvıl toplumlann gazetesı Duzenlı okumak çn at»ne olun. Te<: 0.212.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle