18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2002 PAZARTESİ DİZİ 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın idamını 'günün şartlanna' bağlıyor... artlar öyleicapettiriyordu ya§ayla fielen clüm Türey KÖSE •3- Deniz Gezmiş ve arkada-şlan hakkında- ii ölüm cezasının görüşüldüğü dönemde AP sıralannın başında oruran Süleyman Demirel'in siyasal çizgisifcendisiniÇan- caya Köşkü'ne dek taşıdı. 1972'de idam- ara "evet" diyen Demire-1, bugün ölüm •rezasımn kaldınlmasındar» yana. Demırel Je 12 Mart dönemi idamlannı ve bugün 61üm cezası konusunda neler düşündüğü- aü konuştuk. Demirel'e sorulanmız ve yanıtlan şöyle: - 12 Mart döneminde idam cezaları- •ın infazı yönünde oy kullandınız. Bu- gün, bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Devirler değişiyor, bundan 30 sene ev- velin şartlan bugün yoktur. Başka şartlar vardır. Devirler sadece bizim ülkemizde değişmıyor, dünyada da değişiyor. Sonra. bugün dünya düne nazaran daha küçük- tür. iletişim, ulaşım devrimi dünyayı kü- çültmüştür ve dünyadaki siyasi olaylar birtakım korkulan, kaygılan ortadan kal- dırmıştır. Devlet çapında olan ideolojik kav- galar hemen hemen son bulmuştur. Faşizm, nasyonal sosyalizm, totaliter rejim, arkasından komünızm gibi toplum- lan zorlayan ve hürriyetçi rejimlerle kar- şı karşıya olan rejimler bugün etkisinı yı- tirmiştir. Bunlann saçtığı dehşet ortadan kalkmıştır. Bugünkü şartlan dünegötüre- rek düşünemezsiniz, çok yanlış olur. Ay- nca, Türkiye demokratik. laik, üniter bir devlet. Çatı bu. Demokrasinin birtakım imkânlarından yararlanarak üniter laik devlet zorlanmıştır. 1970'li yıllar anarşi yıl- lan, 80'li yıllann ortasmdan itibaren aşa- ğı yukan 2000'li yıllara kadar da terör yıllandır. Anarşi yıllannda 6 bin vatanda- şımız hayatını kaybetmiştir. Teröryıllann- da 40 bin vatandaşımız hayatını kaybet- miştir. Suikastlar, sabotajlar, herçeşit vah- şet cereyan etmiştir. Şimdi bunlann cera- yan ettiği bir Türkiye ile etmediği bir Tür- kiye farklıdır. - Bugün ölüm cezasının kalkmasmdan yanasınız... - Bir defa 1984'ten bu yana Türkiye ölüm cezalannı infaz etmiyor. Sanıyorum 125 tane dosya var. Bunlan pek edecek ha- li de yok. Bu zamana kadar etmediğine gö- re. bugünkü dünya şartlannda bunlan in- faz etmeye kalkarsa çok büyük patırtıya sebep olur. Şimdi, ceza intikam hissi için verilmez. îki sebebi vardır cezanın, kışi- yi ıslah edip topluma döndürme ve ceza- nın fonksiyonu odur. Ikincisi, müessir ib- ret fonksiyonlan var- dır. tdam ce- zasına geldi- ğiniz za- man, uygar dünya tüme yakınıyla idamı ceza olmak- tan çıkanyor. Çünkü bu geri dönüşü olma- dığı için intikamdır, deniyor. Yani huku- kun temel prensibine ters görüyor. İdam ceza olmaktan çıkınca tabii bunun arka- sında insan haklan beyannamesindeki ki- şinin yaşam hakkı en başta geliyor. Yaşam hakkını insanlann almaması ge- rektiğı kanaati var. Ama adam başkasının yaşam hakkını alrruş, tamam, ama top- lum onun yaşam hakkını alırsa o da gene intikam gibi oluyor. Benim bakışım, uy- gar dünya idamı ceza olmaktan çıkarmış- tır. Türkiye de bu dünyanın içinde yaşı- yor. Bugünkü küçülen dünya evrensel hu- kuka da gitmiştir. Bu, uluslararası hukuk- tan farklıdır. Evrensel hukuk dini, dili, ır- kına bakılmaksızın bütün insanlar hak- kmdadır. Ben insanlanma istediğim mu- ameleyi yapanm, size ne diyemezsiniz. Böyle bir dünyada idam cezasının kaldı- nlması dogaldır. - Türkiye'de bugün ölüm cezası Ab- dullah Öcalan bağlantıh olarak tartışı- lıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - O iş ayn. Burada istisnalar koyuyor- lar. Konsun mu konmasın mı, savaş esna- sında ihanet ya da ülkesi aleyhinde büyük suç işlerse gibi daha çok savaşa dönük şeyler. Hiç istisna olmasm, diyenler var. Bu, evrensel hukukun bir parçası haline gelmiş sayılabilir. Türkiye de idam ceza- sını kaldınyor zaten, kanun Meclis'te. Te- rörde ne yapacak onu Meclis'te görece- ğiz. O istisna olayını tartışacak, öyle gö- rünüyor. Geçmişe gelince, geçmişte o gün- kü şartlar içerisinde meclisler o kararlan almıştır. O şartlar yeniden gelse, meclis- ler gene o kararlan alır mı? Alır. '6 bin genç hlç uğruna glttl* - Cumhurbaşkanlığınız döneminde açık bir denıeç vermediniz ama "30 yıl bunun etkisini silemedik. Gençler bir hiç uğruna gitti..." diye bir değerlendirme yaptığınız yazıldı... - Doğru. Gençler hiç uğruna gittı, doğ- rudur. 6 bin tane genç insan öldü. - Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını kas- tetmediniz mi? - Hayır, hayır. Zaten o kimseler de anar- şi azmasın, daha çok kişinin hayatına mal olmasın diye... Kanun yapıcısı, yasama organı, o gün Türkiye'yi yönetenler öyle geldi.. O günleri unutmamak lazım, zaten Türkiye'deki rejim de o zaman olağanüs- tü birrejimdir. Parlamento aşılmıştır, muh- tıra ortaya çıkmıştır. tnsani tarafıru dü- şündüğünüz zaman insani tarafı binaena- leyh kimsenin karıncanın incinmesine ra- zı olmayız. Fakat, bir olay var. Hikmet-i idare, devletin bekası gibi kavramlar bi- zim geleneklerimizde vardır. Padişah- lar kardeşlerini, çocuklannı as- tırmıştır. - Pek gurur duyula- Süleyman Demirel: • '3-3 intikamı doğru değil. Menderes'i astıran o çocuklar değildi ki..' • 'Kanncanın incinmesine razı olmayız ama devletin bekası önemli' • Hükümetlerin, parlamentolann istemesiyle adam asmazlar • 'Uygar dünya idamı ceza olmaktan çıkarmıştır cak bir gelenek değil herhalde - Ama de facto. Kanuni Sul- tan Süleyman oğlu Mustafa yı boğdururken herhalde severek yapmadı, isteyerek yapmad Amayaptı. 'Menderes'i astıran o çocuklar değildi ki...1 - Sizin siyasal çizginiz bir başbakanını, iki bakanını idam sehpalannda kaybetti. Sonra, 12 Mart dönemin- de 3 gencin idamına onay verdiniz. Bu bir çelişki değil mi? Hayır. Çünkü biz parlamento üye- siyiz. Bizim te- ker teker yapa- cağımız işler kendimizi şu veya bu bi- çimde izam edebilir. Ama o günkü şartlarda parlamentonun Türkiye'deki düzeni ayakta tutabilmesi gibi çok önemli bir olaydır ve tabii ki ni- hayet bir parlamento şöyle karar verir, böyle karar verir. Parlamento 1972 'de öy- le karar vermişse, onun teker teker üyele- rini bugün suçlu tutmak fevkalade yanJış- tır. O günün şartlan onu gerektirmiştir. - Menderes ve iki bakanına karşılık Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının asıldı- ğı, o dönem "3-3" diye intikam çağrı- lan yapıldığı anlatılıyor. Bir intikam duygusu var mıvdı? - Hiçbir alakası yok. Orta yerde işle- dikleri suçlar var. Mahkemeden geç- miş, mahkeme karar vermiş. Niye ı onunla sınırlı tutulmuyor da, intikam r düşünülüyor. Aslında rahmetli Ad- nan Menderes'i, Fatin Rüştü Zor- lu'yu, Hasan Polatkan'ı asan, astıran o çocuklar değil ki. Onlar asıldığında o çocuklar daha ancak ilkokula falan git- miyordu. O günün şartlan, günün şartla- n dışına hiç çıkmamak lazım. Anarşiye gi- den Türkiye'de devleti o gün idare eden- lerin devleti ayakta tutabilmek için mah- kemesiyle, idaresiyle, her şeyiyle başvur- duklan bir tedbirdir. Hep ayru şeyleri söy- leyecek idiysek siz o zaman değişimi, dö- nüşümü dikkate almıyorsunuz demektir. 3O'lu4O'h yıllar aynı değildir. 20'li yıllar da aynı değildir. Türkiye'de hükümetlerin istemesiyle, parlamentolann istemesiyle insan asmazlar. Eğer kişinin mahkemeye bir diyeceği varsa, adli hata olmuştur fa- lan diye, o ayn mesele. Sizin önüme ge- tirdiğiniz mesele, Meclis bunu niye tas- dik etti, o günün şartlan öyle icap ettiri- yordu. '1972'de yapılan i$ mlllet adına olmuştur' - Ölüm cezalannın infazları askeri darbe dönemlerinde artıyor... Olağan dönemlerde pek infaz gerçekleştirilmi- yor... - Türkiye'de böyle dönemleri tam demok- rasi dönemleri saymak da o kadar kolay değil. 60 ihtilali, 12 Mart darbesi, arka- sından 80 darbesi. Yani çok partiye geçiş- te birtakım anzalar olmuştur. Türkiye'de çok partili demokrasiyi değerlendirirken bunun şahsına münhasır bir olay olduğu- nu çok iyi değerlendirmek lazım. 50 senede çok partili demokrasiyi yer- leştirmek o kadar kolay değil. Hele bizim gibi 624 senelik otoriter idareden çıkan ve ümmetten millete geçen bir ülkede bu pek kolay değil. Ama özel sualinize gelelim; o günün şartlan öyle icap etmiştir, öyle ya- pılmıştır. Bugün bunun ötesinde bir mü- lahaza yapılmıştır. - Ölüm cezalannın TBMM'ye geti- rilmesi de tartışma konusu. Bazı miJlet- vekilleri son sözü cumhurbaşkanımn söylemesi gerektiğini söylüyor. Bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz? - Şu anda zaten idamı kaldınyorsunuz. istisnalar için de bence Meclis'e gelmesi lazımdır. Suçlamak gerekiyorsa o zaman birilerini suçlarsınız. Bir kişi bu kadar ağır bir yükü kaldıra- maz. Istisnalan dahi olsa bir kişinin üze- rine o yükü bırakmamak lazımdır. Mille- tin hür iradesiyle seçilen her meclis mil- let adına iş görür. 1972'de yapılan iş de mil- let adına görülmüştür. - Şu anda tasarı TBMM'de. Size gö- re ölüm cezası tanıamen kaldırılmalı mı, yoksa istisnalar olmalı mı? - Olmalı. Terörden bu kadar sıkıntı çek- miş bir ülkede olmalı. Bu istisnalan dahi Meclis şöyle veya böyle halledebilir. Tür- kiye teröre hiç açık kapı bırakmamalı. - Ölüm cezasının kaldırılması konu- sunda görüş belirtenlerden bazıları "Önce Ocalan'ı asalım, sonra kaldıra- üm" diyor. Bu konuda ne düşünüyor- sunuz? - Türkiye AB'ye girmeye çalışıyor. AB'ye girmenin şartlarından birisi de AB 'nin kurumlanyla uyum içinde olmak- tır. AB'nin müktesebat dediği doküman- lar var, onlara uymak. Evrensel hukuku kabul ederseniz çağ- daş olursunuz. Şimdi AlHM Avrupa ku- rumlanndan biridir ve önemlidir. Türki- ye bunu kabul etmiştir. Şimdi bu hadise de bu mahkemeye gitmiştir. Bu mahkeme karar verecektir. Mahkemenin vereceği karan eğer Türkiye hiçe sayacaksa bu tak- dirde Türkiye'nin bir idam cezasının in- fazından öteye Avrupa'yla münasebetle- rini tanzimde sıkıntısı olacaktır. - Merkez sağdaki siyasetçiler bu ko- nuda biraz da seçmene mesaj niteliğin- de görüş belirtiyor... - Tabii günlük politikalarla insanlann ha- reket etmesi doğal. Aslında çok düşünü- lecek, taşınılacak bir konudur. 6 bin şehit vardır, 5 bine yakın da vatandaş var. Bu şehitler ülkenin her köşesmde. Bu şehitlenn aziz hatırası milletin gön- lündedır. Yalnız bunu yapanlara ne yap- mak lazımdır meselesini o aziz hatırayı dik- kate almadan bir neticeye bağlayamazsı- nız. Işin bir tarafı o, öbür tarafı da ülke- nin gelecekteki menfaatları fevkalade önemli. Gelecekteki menfaatlannın en ba- şında Türkiye"nin birliğini muhafazası gelir. Türkiye 'nin içhuzurunun muhafa- zasıdır. Türkiye öyle bir meseleyle karşı karşıya ki, parlamentosu, kamuoyu, bütün fertleri vicdanlannı akıllannı ıstırapları- nı, üzüntülerini beraberce ortaya koyup mu- hakeme yapmak durumundadır. Kamu vicdanı dediğim olay bu. Yalnız bunun Avrupa ucu olmasa belki meseleyi düşün- mek biraz daha kolay olur. Ama Avrupa ucunu düşünmeden Türkiye'nin hareket etmesinin Türkiye'nin yaranna olmayaca- ğı kanısındayım. 1922'den 1960'a idamlar 1922 yıhndan 1960 yılına dek TBMM tarafından onaylanan idam cezalannın dökümü şöyle: 1922:15, 1923:3, 1925: 3 (Şark îstiklal Mahkemesi karan ile idam edilenler ve Şapka Kanunu"na muhalefetten idam edilenler bu sayıya dahil değil), 1926:15 (tzmir suikasti sanıklan bu sayının dışmdadır) 1927:11, 1928:15, 1929: 12, 1930: 23, 1931: 25 -r Menemen olayı 28 (Toplam 53), 1932: 1, 1933: 8, 1934: 20, 1935: 32, 1936: 8,1937: 15 + Dersım olaylan 11 (Toplam 26), 1938: 15, 1939: 63, 1941: 38, 1942: 34, 1943: 27, 1944: 9, 1945: 8, 1946: 2, 1947: 16, 1948: 7, 1949: 6, 1950: 2, 1951: 1, 1954: 4, 1955: 6, 1956: 11, 1957: 7, 1959: 8, 1960: 6. 11 yılda 87 idam 27 MAYIS SONRASI İDAMLAR Bir dönem SHP Ankara Milletvekili olarak parlamentoda da görev yapan Kanıil Ateşoğullan'mn "Ölüm Cezası Bir fnsanlık Suçu" adlı kitabında yer alan verilere göre; 27 Mayıs 1960'dan 1972'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın idamına dek yapılan infazlann dökümü şöyle: • Nuri Boran, Bayram Çiçek, Mehmet Çekiç, Mehmet Polat, Mustafa Çelik, Yaşar Yuvarlak, Cemil Turan, Ali Ünver, Şirin Tenik, Durdu Sankaya, Hüseyin Sankaya, Bilal Kutluca, Yakup Gökmen. • Adli hükümlüler: Kazım Emekoğlu, Ahmet Buluk, Osman Aslan, Yakup Gökşen, Recep Güler, Hasan Doğruyol, Necmi Karataş, Mehmet Şenol, Mehmet Ak. • Politik hükümlüler: Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Adnan Menderes. • Adli hükümlüler • 1962: Kandemir Sipahipala. %/ 1963: Mustafa Karasu, Şükrü Uzunca, Abdülcebbar Yıldınm, Mehmet Çimen, Mehmet Çetin, Hamza Gülmez, Osman Taşdemir, Bahittin Yazıcı, Bekir Yılmaz, Mehmet Ali Yılmaz, Ali Kocatürk, Kemal Taşkesen, Ümmehan Bebek, Mustafa Kemal Kanca, Hüseyin Akca, Halil Özlem, Adem Akçay, Cemal Zambaklı, Ahmet Durer. Reşit Siyah, Mustafa Dilek, Hasan Kahyaoğlu, Ömer Aslan. • 1964: Mehmet Yeğenoğlu, Durmuş Çetinkaya, îzzet Sivaslı, Ali Ilgaz, Cafer Güİer, Zeki Özalp, Kadir Ceyhan, Süleyman Ağırbaş, Hasan Şeker, Bedih Kılıç, Ali Karahan, Bayram Kalpaklı, Mehmet Kül, Bayram AJbayrak, Recep Güngör Tanış, Hasan Şentürk, Kerim Özkan, Hasan Güney, Süleyman Bozkurt. • Politik hükümlüler: Fethi Gürcan (1964), TalatAydemir(1964) • Adli hükümlüler (1971): Kamıl Akman, Kemal Uluköylü, Ahmet Naıl Kır, Mehmet Karabaş, Nurettin Kahraman, Mahmut"Vfel, Faik Vartekli, Kadriye Partici, Hacı Ahmet Tonya, Hüseyin Bulut, Zekeriya Balcı, Mevlüt Balcı, Cemil Yıldız. • Politik hükümlüler: Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin Inan. (6 Mayıs 1972) YARIN: 12 Eylül döneminde idam kararlan nasıl verildi? Mehmet Ali Ağca'mn idamına "hayır" dlyen tek Danısma Mecllsi üyesi klmdi? idamlara oy verlp bugün pişman olan ve DSP sıralarında oturan milletvekili kim? Bahkçı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle