Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Z2DAAY1S 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
•tfXETLERDEN
• Ç.vRŞI
\4.\C\ZALAR1, bu
yaz grnçlerle buluşacak
yeni «rkek giyim
mErkisı 'Pi'ninaykın
çizgibriyle sıra dışı bir
lcolekıiyon sunuyor.
• OYPA. saglıkh
t>eslerme ve doğal diyet
iirünlenyle tanınan
Ot£cı :1e başlattığı
kanpaıya çerçevesinde
diyet yapmayı
planla/anlara öneriler
sunuyor.
• BOSS HUGO BOSS,
mezunıyet heyecanı
yaşayan genç bayan ve
erkeklere bu özel
gecelennde farklı
şıklığın keyfini
yaşatıyor.
• METRO CASH &
CARRY'lerde bahar
sezonu cazip fiyatlarla
başladı.
• CHICCO, herçocuğun
ihtiyacına yönelik
çocuklann yaş gnıplanna
ve çocuğun gelişme
sürecine göre geniş bir
oyuncak çeşitliliği
sunuyor.
• ADlDAS'ın 2002
FIFA Dünya Kupası
reklam kampanyası tüm
dünya ile birlikte
Türkiye'de de başladı.
• FEDEX TÜRKÎYE,
Formula 1
organizasyonunun
Türkıye'de de yapılması
için başlatılan girişimlere
ciddi destek veriyor.
• YKM, Îlkbahar-Yaz
sezonu ürünlerini şimdi
peşın fiyaüna 6 taksitle
tûketicilerin begenisine
sunuyor.
• JOHNSON
DIVERSEY adh şirkette
Johnson Wax
Professional ve Unilever
temizlik ürünlerindeki
güçlerini birleştirdi.
• TUROB'un çeşıtli
merkezlerde
düzenleyeceği
"GeleceğinOtelcisi"
seminerlerinde yakJaşık
400 otel işletmecisı ve
\önetici eğitim görecek.
| GOLDEN KEY
BÖRDÜBET Oteh
Mainaris'te, tatiJde
özlenen, hayalleri
kurulan köy yaşantısı
sunıyor.
-tr
RNDA
DOVDURMA'nın yeni
szcn için hazırladığı
rîkJım kampanyasında
Dao dizisinin oyunculan
Dİ dıyor.
Enron'un başını çektiği birkaç şirket, olmayan elektriği satıp fiyat yükselterek yolsuzluk yaptı
ABD'de beyazenerjioperasyonuEkonomi Servisi - ABD ener-
ji endüstrisi Türkiye'deki "Bc-
yaz Enerji Operasyonu'' benze-
ri bir yolsuzluk operasyonuyla
çalkalaruyor.
Kaliforniya'da önceki yıl ay-
larca süren ve dünya piyasala-
nnda "Bberal enerjinin trafık
kazası7
" olarak nitelendirilen
elektrik kesintilerinin arkasın-
da ABD'nin eski enerji devi ba-
tık Enron fırmasının başını çek-
tiği enerji Fırmalannın kirli pa-
ra oyunlannın olduğu anlaşıldı.
Bir hafta içerisinde ABD
enerji şirketlerinin tümünün in-
celeme altına alınmasını geti-
• Enron'un enerji piyasasna yönelik gizli stratejileri ele geçirildi. Bir yıl önce
Kaliforniya milyarlarca dolarlık zarara sokan kriz sırasında, Enron'un yanı sıra Shell
Grubu'na ait Coral Energy, Powerex ve Reliant enerji gibi büyük firmalann da benzer
oyunJara başvurduğu iddia edildi.
ren "yolsuzluk zmciri", ABD di. "Şişman Çocuk", "Ölüm lanndabenzeroyunlarabaşvur-
mahkemelerince sürdürülmek-
te olan Enron soruşturması kap-
samında, 7 Mayıs'ta şirketin
enerji piyasasına yönelik gizli
stratejilerine ulaşılmasıyla baş-
ladı. Enron'un çeşitli "kodisiın-
toie" hazırladığı stratejilerle ol-
mayan elektriği satmış gibi gös-
terdiği ve eyalete yanlış bilgi
vererek serbest piyasadaki ener-
ji fıyatlannı yükselttiği öğrenil-
YıldızT, "Ktsa Ttot" gibi kod
isimlerin kullaruldığı piyasa
oyunlanyla şirketin milyarlarca
dolarlık kâr elde etriği belirtil-
di. Elde edilen belgeler, "karan-
bgı bflmeyen" Kaliforniya eya-
letini milyarlarca dolarlik zara-
ra sokan kriz sırasında, En-
ron'un yanı sıra Shell Grubu'na
ait Coral Energy, Powerex ve
Reliant enerji gibi büyük firma-
duğu iddia edildi.
Megavat para aklama
"Megavat karapara aklama"
olarak nitelendirilen iddilan
doğrulayan belgelere göre En-
ron, Kaliforniya eyaletinden
elektrik alıp bunu dışanya satn;
ardından yeniden satın alıp eya-
lete geri satrı. Firrna bu döngü-
yü sürekli olarak devam ettire-
rek enerji fiyatlannda manipü-
lasyon yarattı. Eyalet borsasrn-
da megavatbaşına 250 dolar ve-
rerek elektrik saön alan firrna,
bunu eyalet dışına en az beş ka-
tına sattı "ÖKim YıkfazT stra-
tejisiyle Enron •*aşmy1ildenme-
vi boşaitmakiçin enerjiyi nakle-
diyormuş" gibi gösterip aslın-
da bunu yapmadan eyaletin ba-
ğımsız sistem operatöründen iş-
lem için para alıyordu. "Yükle-
me hflea" stratejisiyle "boşalb-
lan enerji eyaletin bir başkaböl-
gesine aktâninuş" gibi göste-
rilerek 30 milyon dolar kâr elde
edilmesi planlanıyordu.
.5 MİLYAR DOLAR
Krizin Türkiye'ye
maliyeti yüksek
ANKARA (AA) -
Türkiye geçen yıl yaşa-
dığı krizde gayri safi
yurtiçi hasılasından
(GSYİH) 55.5 mılyar
dolar kaybederken
Ekonomik Işbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı
(OECD) üyesi 30 ülke
içindeki sıralamada 4
sıra birden geriledi.
OECD verilerini baz
alarak yapılan hesapla-
malara göre, 10.1 tril-
yondolarlıkGSYÎHile
ABD'nin ilk sırada yer
aldığı sıralamada, 2000
ve 2001 yıllarında ilk
10 sırada bir değişiklik
yaşanmadı.
Hollanda2001yıhn-
da Avustralya'yı gende
bırakırken Belçika da
sıralamada Isveç'in
üzerine çıktı.
En fazla düşen ülke
Sıralamada yeri en
fazla düşen ülke ise
Türkiye oldu. 2000 yı-
lında 30 ülke içinde
199.9 milyar dolarlık
GSYİH ile 16'ncı sıra-
da yer alan Türkiye.
2001 yılına gelindiğin-
de 144.4 milyar dolar-
lık GSYÎH ile 20'nci
sıraya geriledi.
ERGİ VE PRİM ÖDEMELERİ
Yeni şirketlere
kolaylık yok
ANKARA (ANKA) -
Şubat krizinden sonra
işyerlerini istihdamJan-
nı arttırmaya teşvik et-
mek amacıyla çıkanlan
vergi ve sigorta primi er-
telemesinden 30 Nisan
2001 'den sonra faaliye-
te başlayan işyerlerinin
yararlanamayacağı bil-
dirildi.
Maliye Bakanlığı, ek
istihdamı teşvik için uy-
gulanacak vergi ertele-
mesinin uygulama esas-
lannı bir tebliğle belır-
ledi. Başbakanlık'agön-
derilen tebliğe göre, ver-
gi ertelemesi, gelir ve
kurumlar vergisi 30Ni-
san 2001 tarihi itibany-
la faaliyette bulunan iş-
yerlerinde fıilen çalışan
işçilerin ücretlerinden
kesilen vergiler hakkın-
da uyguJanacak. Ertele-
menin kapsamına, işve-
renlerin Ocak-Nisan
2001 dönemine ait dört
aylık sigorta prim bord-
rolarında bildirdikleri
toplam işçi sayısı ile 1
Nisan 2002 tarihinden
31 Arahk 2002'ye kadar
yeni ışe aldıklan işçile-
re ödenen ücretler üze-
rinden kesilen gelir ver-
gisi ve primler giriyor.
Sendika teklifi kabule hazır ama patronlar masaya oturmadı
Lastikte îşverenin grev oyunu
Ekonomi Servisi - Lastik işko-
lunda üç fırmada süren toplusöz-
leşme uyuşmazlığında, işverenle-
rin iddiasının aksine sendikanın
teklif edilen zam oranlannı kabu-
le hazır olduğu, ancak işverenlerin
masaya oturmadığı bildiril-
di. Lastik-tş Sendikası, iş-
verenlerin kamuoyuna ve
hükümete "zam konusunda
uzlaşmazük sürüyor" imajı
verip durumu greve götür-
meye çalıştığım, asıl ama-
cın grev başladıktan sonra hükü-
metten iptal karan almak olduğu-
nu ifade etti. Sendika, ilanlarda,
sektörün sorunlannı aktararak
"Bunlara rağmen Araç Lastiği
Üreticileri imkânlannı sonuna ka-
dar kullandıklan tekfiflerini Las-
tik-İş Sendikası'na sunmuşlanür.
Buna karşuı grev karan alınmış-
ör" demişlerdi. Ilana göre, işve-
renlerbu yıl yüzde 36 orarunda üc-
ret zammı öngörüyorlar.
Brttiği zam oranlaruu kabule haa-
rtz. Bunu kendilerine de defalarca
ilettik, ancak ısrarla masa>a orur-
muyor ve grevi başiatmaya çahş»-
yorlar" dedi.
Geçen dönem yine benzer bir şe-
kilde grevin hükümet ta-
• tddialann aksine işçilerin teklif edilen raftndan iptal edildiğini
zammı kabule hazır olduğu, ancak hattrlatan Karacan «Şo
, , , , • . ı . ı anda grevm iptal edilmesi
ışverenın sosyal haklan iptal etmek ^ hökümedelörüştük-
amacıyla masaya oturmadığı belirtilıyor. krİBİ bfliyonız. $tol kara-
n aknnfaktan sonra Yük-
Lastik-Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Abduilah Karacan, ilanlara
yanıt verdi. Kamuoyunun yanıltıl-
maya çalışıldığını öne süren Kara-
can, "Grevyapma maksadı taşırru-
yoruz. Biz işverenin ilanlarda be-
sek Hakem Kurulu'na gidipbütün
maddelerimizi kökten değiştirme-
ye çauşacaklar. Amaçlan norm
maddelerimizi, sendikanınşimdrve
kadar aldığı sosyal haklan iptal et-
tirmek" dedi.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGtN YTLDIZOĞLU LONDRA
Batı'ya Doğru İki Adım DahaBir yıl içinde beş kez gonjş-
meyi başaran Bush ve Putin bu
hafta ıkı kez daha bir araya gele-
cek, geçen hafta imzalanan
M"tarihser anlaşmayı mühürle-
yecekler Bu gelışmeler, Putin yö-
netimindekı Rusya'nın, daha ön-
ce bu köşede dikkat çektiğımız
gibi 11 Eylül'den sonra ıvme ka-
zanan Batı'yla bütünleşme süre-
cinin güçlenerek devam ettığmı
gösterıyor. Bu bağlamda, Putin
Rusya'sının "Primakov Doktri-
ni" olarak bilınen çok kutupluluk
stratejısıni terk ettığı, ABD hege-
monyasını kabullendiği, kendıne
uluslararası hıyerarşı içine, 1. lig-
de bir yer bulmakla yetinmeye
karar verdiği söylenebilir. En azın-
dan şimdilik...
'Soğuk savaşın mirası
IHclde oldu' mu?
Geçen hafta ABD ve Rusya
nukleer başlıklarda büyük indinm
yapacak bir anlaşla imzaladılar.
Rusya NATO'nun karar mekaniz-
masında, veto yetkisi olmasa bi-
le, güçlü bir ses olma hakkı elde
etti. Bu iki anlaşma üzerine "So-
ğuk savaşın mirası da artık lıkıde
edildi" diyen Bush, bu hafta Pu-
tin'e Uzay Savaşlan Füze Kal-
kanı Projesi'ne katılmasmı öne-
recek.
Baba Bush "soğuk savaşı'' bi-
tırmışti, oğlu soğuk savaşın son
kalıntılarını da ortadan kaldınyor.
Baba, soğuk savaş brttiğıni açık-
ladıktan bir yıl sonra dünya ken-
dinı tarihın ateş yoğunluğu en
yüksek savaşının içinde bulmuş-
tu. Oğul, "soğuk savaşın mirası-
nın likide edildiğini" ilan ederken,
dış polrtika, Chaney, Rumsfeld,
Worfowitz, Hermitage, Perle
gibi soğuk savaş dinozoriarına
teslım edılmiş durumda. Anlaşı-
lan içerıksız söz etmek bir gene-
tik hastalık. Geçen haftakı anlaş-
malarabakınca, "galiba tedavisı"
de yok denebılır.
Toplam üç sayfalık anlaşmaya
göre Rusya ve ABD 2012 yılına
kadar bınlerce hükleerbaşlığı hiz-
metten çekecekler. Ne müthış bir
gelişme! Ancak, kımı gariplikler
de yok değil. Birincisi her ıkı taraf
da, istemezse 2012 yılına kadar
tek bir başlığı dahi sökmeyebilır-
ler. Denetım sürelerı bulanık.
1991 tanhliStart-1 Anlaşması'nın
500 sayfalık eki, bu üç sayfanın
sonuna eklenivermış. Ikincisı,
ABD çoktan çok başhklı nükleer
sılahlar savunma stratejisinden
uzaklaştı, düşük verimli "kullanı-
labilir"sılahiarfa, füze kalkanı pro-
jesine yöneliyor; cephaneliğinde-
kı başlıklann çok büyük bir kısmı-
nı nasıl olsa hizmet-
ten çekecektı. Diğer
bir değışle ABD açı-
sından yeni bir du-
rum yok. Rusya'ya
gelınce, Rusya za-
ten, uzun süredır bu
nükleer başlıklann
bakımının getirdığı
mali yükün altında
eziliyordu.Biryükten
kurtulacak, o kadar.
NOTA'dasozsahi-
biolmayagelince, bu
daha önemli, ama sunulduğu ka-
dar büyük bir gelişme değil. Bi-
nncisi bu anlaşmayla kurulacak
olan 20 kışılik Nato Konseyi için-
de Rusya'nın söz söyleme hak-
kı var ama kararları veto etme
hakkı yok. Gerçek NATO uyele-
rinin konseye, önceden kararalıp
öyle gelme olanakları da var.
ABD'nin zaten NATO iradesine
pek önem vermedığı, kendi çı-
karlanna göre tek taraflı olarak
davranmaya devam edeceği,
Rusya'nın NATO'da olmasına
pek aldırmayacağı da söylene-
bilir.
Avrasya nın sonu...'
Buraya kadar anlattıklarım bu
ıkı anlaşmanın ıkısınin de ıçenği-
nin medyada sunulandan çok
daha zayıf olduğunu gösteriyor.
Ama bu goruntunun yalnızca bir
kısmı. Örneğin Carnegie Endo-
wement Moskova merkezı dı-
rektörü Dmitri Trenin yeni ya-
yımlanan Avrasya'nın Sonü kıta-
bında (Carnegie Endovvement
02/04/2002), "500 yıldır Rusya
dunyanın büyük ve kendine ye-
terii bir kütlesi olarak var oldu"
dedikten sonra bugün Rus-
ya'nın, artık, Asya ve Avrupa'yı
içeren "büyük coğrafi/jeo-poli-
tik kütle üzerinde güç biriktirme
stratejisini terk ettiğini", Batı'yla
entegre olmaya başladığını vur-
guladı. Trenin'e göre bu, Rus-
ya'nın "birgün krizinden çıkarak
kendi 'doğal nüfuz alanında'ye-
niden egemenliğini kurabilece-
ğine ilişkin rüyanın da sonu."...
"Gerçek şu ki, Rusya açısından,
geriye dönecek üzerinde yeni-
den yükseleçek bir Avrasya ar-
tık yok. " Bir jeo-polrtik alan ola-
rak "Avrasya var olmaya devam
edecek ama artık birmerkezden
yönetilemeyecek."
Trenın'in saptamalan abartılı,
aceleci ya da doğru ama geçici
bir duruma karşılık gelen sapta-
malar olarak da görülebılir Ama
Putin'in Batı'ya yönelimını hızlan-
dırdığı da bir gerçek. Putin'in 11
Eylül günü Bush'u arayarak "Ya-
nınızdayız" demesi, 24 Eylül'de
yaptığı konuşmada, "terörizme
karşı savaşa * katıldıklarını açık-
ladıktan sonra, ABD'ye hava sa-
hasını açması, entelijans sunma-
ya başlaması. 3 Ekim'de NA-
TO'nun "yeni konseptiyle" işbır-
liği yapacağını açıklaması, 13
Aralık'taABD'nin Balistik Fuzeler
anlaşmasından çıkmasını so-
ğukkanlılıkla karşılayıp, "Biziteh-
dit etmez" demesi, 1 Mart'ta
ABD'nin Gürcistan'a giımesini
desteklediğmi açıklaması, bu
Batı'ya doğru yuruyüşün, yeni je-
opolitiği kabul etmiş olmanın işa-
retlerı olarak görülebılir.
Geçen hafta.
Council on Fo-
regne Relati-
ons'da ve Centre
forStrategicand
International
Studiesde Bush-
Putin zirvesine yö-
nelik iki panel ya-
pıldı. Carnegie
Endovvement
Rusya ve Avrasya
DırektörüAndrew
C. Kutchins'da
"Summit With Substance:
Creating Payoffs in an Unequ-
al Partnership başhklı bir "Polik
Bilgi Notu"yaytm\adı (Bkz: VVEB
siteleri) Bu panellerdeki tartışma-
lardan, Kutchins'in analizinden,
kimi başka yorumlardan, Duma
Dış Işleri Komitesi Başkanı Da-
nışmanı Vladimir Frolov'un yo-
mmundan aşağıdakı sonuçlarçı-
karılabilırsanınm.
Rusya açısından Avrasya pa-
radıgmasının ikincı plana itildiğı
ve Putin'in günün jeo-politik
"gerçekleri" gereği Batı'yla bü-
tunleşmeyı hfzlandırmaya çalıştı-
ğı söylenebilir. Bu Putin'in "Pri-
makov'' doktrini olarak bılinen
ABD hegemonyasını sınırlama
stratejisini izlemek, bu amaçla,
erginy«; tr.net
ABD'yi dengelemek amacıyla
Çin, Kuzey Kore, Küba, Irak
vb. gibi zayıf ve sorunlu ülkeler-
le yakınlaşmak yerine, Rusya'yı
Batı içine daha derin köklerle yer-
leştirmeyi seçtiğini düşündürü-
yor.
Batı'yla entegrasyon hedefi,
Rus sermaye çevrelerinın istek-
lenne de uygun. Hem bu çevre-
ler, hem de Putin bu yolla Rus-
ya'ya daha kolayyabancı serma-
ye çekebileceklerine, ülkenin
teknolojik temelinı yenileyebile-
ceklerine inanıyorlar. Ancak bu
yaklaşımın, ABD'nin hegemon-
yadan imparatorluğa geçme, tek
kutuplu bir "Pax Americana"
oluşturma girişiminin önünü aç-
tığı da bir gerçek.
ABD'nin hesaplarına gelince
bunlar, "teronzme karşı savaş"
gerekçesiyle başlatılan küresel
yayılma sürecine Rusya'nın mu-
halefet etmesini engellemek, krt-
le ımha silahlannın yayılmasını
engellemek. Çin'in bir büyük güç
olarak yükselmesıni dengele-
mek, küresel enerji akışının istik-
rarlı ve ABD denetımı dışına kaç-
madan sürmesıni sağlamak,
OPEC'İ dengelemek, Rusya
enerji üretimini genışletırken bu
genişlemenın içinde yer almak.
Rusya'nın Iran, Irak, Kuzey Kore
gibi ülkelerie olan özel ihşkilerin-
den faydalanmak. Rusya'yı da
katarak Füze Kalkanı Proje-
si'ni, gerçekleştirmek ve rakip-
siz, ulaşılamaz bir üstunlük düze-
yi oluşturmak olarak özetlenebi-
lir.
Ancak. Rusya bu entegrasyon
sürecınden gerekli kazancı elde
edemez, ekonomisi de yeniden
dağılmaya başlarsa, a) ABD/Ba-
tı karşı birtepki geliştirmeye, çok
kutupluluk stratejisine gen dön-
meye başlayabilir; b) daha da za-
yıflarveBatı'nın "yenidenpayla-
şım" masasına yatınlır. Yok, eğer
Putin'in stratejisi çok fazla başa-
nlı olursa... O zaman yine bakı-
nız, a şıkkı...
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Vazgeçilemeyen Belirsizlik
Belirsizlik, ekonomik karar alma süreçlerini çok
olumsuz etkiler. Ekonomi politikalarının önemli bir
amacı da belirsizlikleri gidermek; karar alıcılann,
olabildiğınce doğru bir biçımde önlerini görmele-
rini sağlamaktır. Plan ve programlar bu amaçla ya-
pılır. Uygulanmakta olan IMF programı da belirsiz-
likleri gidermeye çalışıyor. Türkiye ekonomisinin
enfîasyon, ulusal gelir, faiz, bütçe, dış ödemeler gi-
bi temel büyüklüklerı 2004 yılını da kapsayacak bı-
çimde saptanmış bulunuyor. Ancak. istikrar prog-
ramıyla geleceğı aydınlatma çabalanna karşın eko-
nomi belirsizlik ortamından kurtulamıyor.
Belırsizliğin kaynağı hükümettir.
Hükümeti oluşturan uç siyasal partinin ulkenin
geleceği açısından yaşamsal olan konularda anla-
şamadıkları görüluyor. Kıbns konusundan idamın
kaldınlmasına uzanan çok genış bir yelpazede ik-
tidar partileri birbirinden çok uzak, giderek karşıt
görüşler sergiliyor. Hükümetin, her bir parçası
önemli konularda ayrı yöne gidiyor.
Buna karşılık bu iktıdar sahıplerı, ulke için çok
olumsuz konularda çok iyi anlaşıyor. Rekabetçi pi-
yasa özlemini hergün yineleyen hükümetin, basın
yayında tekelleşmeye yol açacağına kesin gözüy-
le bakılan ve üstelik elektronık iletışıme bile sınır-
lama getırecek olan RTÜK Yasası'nı ısrarla ve ınat-
la çıkarması bunun son örneğıdır. Üstelik RTÜK
Yasası'nın bu yıl çok keskin virajlardan geçen Av-
rupa Birliği kurallarıyla da uyumlu olmadığı açıkla-
nıyor. Karanlık noktalan çok olan Af Yasası ile de
olağanüstü bir kargaşa ortamı yaşanıyor; hükümet
her önemli konuda halkımıza yalnızca belirsizlik-
ler armağan edryor.
Sürmekte olan belirsizlik ortamı son iki açıkla-
mayla iyice sarsıldı. İlk açıklama ekonomiden so-
rumlu bakandan geldı; K. Derviş, yapılacak birse-
çimin ekonomiyi olumsuz etkilemeyeceğini
açıkladı. Bu açıklamayı izleyen günlerde, IMF'nin
Türkiye gorevlisi J. Kahkonen de Istanbul'da TÜ-
SİAD yönetıcileriyle yaptığı toplantıdan hemen son-
ra neredeyse aynı sözlerı soyledi. Ekonomınin ar-
tık seçimle bıle sarsılamayacağının en yetkili ve
sorumlu kişilerceaçıklanıyorolması, ekonomi dün-
yasını rahatlatmalıydı. öyle olmadı. Ekonomi yeni-
den sisler içinde kaldı. Sonuçta, siyasal tartışma-
lar ve Başbakan'ın sağlığına ilişkin gelişmelere bağ-
lı olarak borsa düşüyor, dolar ve faız yükseliyor.
Komutanlan tarafından seçıme dayanıklı duruma
geldiğı açıklanan ekonominin, Başbakan'ın sağlı-
ğına ilişkin gelişmeler nedeniyle bu oranda sarsıl-
ması, aslında ıçinden çıkılmaz bir durum yaratıyor.
Doların TL fiyatının değişmesi, anında, milyarta-
nn kaybına ya da kazanılmasına yol açıyor. Benzer
bir kayıp olgusu borsa endeksindeki düşüşler için
geçeriidir. Faizlerin yeniden yükselme eğilimine gir-
mesi, bir-iki günde 7-8 puan birden artması, eko-
nomiyi çok olumsuz yönde etkıleyecektir. Faizlerin
yükselmesıyle, sürekli olarak borçlanan devlettril-
yonlarca lira zarara girecektir. Yine yüksek faiz, ya-
tınmcıyı mal ve hızmet üretimine yönelmekten cay-
dıracak, maliyetlere yansıyarak fiyat artışlarına yol
açacak ve kaynak kullanımlannı bozacaktır.
• • •
özellikle borçlanma, ıhale ve kadrolaşma uygu-
lamalanyla yarattığı olanaklardan yararlanan ke-
simler var olan hükümetin surmesinı istiyor, olabi-
lir. Ayrıca, kamuoyunu yanıltarak, dedikodu çıka-
rarak bu ortamdan çıkar sağlamak isteyenler her
toplumda bulunabilir. Türkiye halkı bu türdavranış-
lara, kanıksayacak kadar alıştırıldı. Siyaset ve bü-
rokraside gün geçmiyor ki yeni bir "komplo" pat-
lak vermesin. Bu türlerin, yani spekülatörlerin, et-
kisini azaltmanın yolu onlan güç odaklan diyerek
suçlamak değildir. Yapılması gereken, kamuoyu-
na Başbakan'ın sağlığı konusunda düzenli olarak
doğru bilgi vermektir. Toplumun buna hakkı var-
dır.
Belirsizlik ortamından çıkış, olabildiğince sancı-
sız olmalıdır. Bu konuda her gün bir dizi senaryo
yazılmaktadır. Aslında, yazılan her senaryo belirsiz-
liği biraz daha derinleştiriyor; var olan sisli havayı
ağıriaştınyor. Bundan kurtulmanın yolu, kısa bir
geçiş sürecini seçimle noktalamaktır. Ekonomi-
yi teslim ettiği bakandan seçim yapılabilir işareti
geldikten sonra hükümetin, seçimi engellemeye
gücü yetmez. Hiçbir hükümet, özellikle de duru-
mu belirsizleşen hükümet vazgeçilmez değil-
dir.
Ekonomi, hastalıktan yeni kalkıyor; en küçük bir
belirsizlik rüzgânna dayanamıyor. Asıl bu nedenle
ekonominin sağlığı için seçim gerek/yor. Bunca
ağır bunalımı aşan Türkiye bu bunalımı da seçimle
çözecektir. önemli olan belirsizlik ortamının en az
ekonomik ve toplumsal zaraıia atlatılmasıdır.
yakup@metu.edu.tr
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ
M Ü S E M
"YETENEK GELİŞTİRME'
PROGRAMLARI
Sanatın toplumU yakınlaşmasını amaçlayan "Herkes
için Sanat Programı çerçevesinde Vetcnek Gcliştirme
Atölycleri çalışma programı aşağıdaki gibidır.
RESİM-DESEN
HEYKEL
FOTOGRAF
SİNEMA
GRAFİK
SahPerşembe 13 3 0 / 1 7 3 0
15.30/ 1 7 3 0
Perşembe 13 30/17 30
Salı-Perşembe 15 3 0 / 1 7 3 0
Salı 18 00/21 15
Salı-Perşembe 18 00/21 00
Alöhelerde acılacak programlar, uygulamalı
çalışmalar \anında leorik dersler ve konuk Öğrerim
Cyelerinin katılımı ile destekleniyor.
Atölyeler en az 10 kışi müracaat etmesi durumunda
açılacaktır.
Başvuru Merkezi:
M.L. Cüzcl Sanatlar Fakıilkvsi
AcıbadciTi ' Isıarb
Tel 0 2 1 6 3 2 6 26 i~ Dahıh 1)6 ' M "
Not Bu ı!an Marmjrj ı.- :-sıtc*ı Dortcr Scnn3\C Islo'ncsı urafında ı