Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SO AA/IS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bcsvit'inhastalığı nedeniyle geçen hafta yapılamayan toplantı yann Başkent Hastanesi'nde
Hastanede liderler zirvesiATKARA (CumhuriyetBürosu) - Baş-
»akaı Bülent Ecevit'in rahatsızlığıyla
roğınkşan Ankara gûndemi, 3aşkent
ZJni\îBİtesi Hastanesi'nde yan«ı yapı-
a c a l arvede masayayatınlacak.
Ee.it'ın hastahğı nedeniyle geçen
raftiyıpılamayan liderler zirvesi yann
Başlett Hastanesi'nde gerçekleştirile-
;ek. îrvede ulusal programda orta va-
leli «rcelıklerarasındayeralan AB'ye
j y u n yasalarının gündeme gelmesi bek-
leni>3i. Kopenhag ölçütlerinin gerçek-
leştitbnesini ıçeren uyum yasalan Tür-
kjye çnarahkayındaKopenhag'daya-
pılacık zirve nedeniyle önem taşıyor.
B u zr\ede, Tütkiye ile AB arasında tam
ü y e l k müzakerelerine başlaıup başlan-
• 'AB'ye uyum' gündemi, Kürtçe dil eğitimi ve yayuı ile ölüm
cezasının kaldınlmasına ilişkin tartışmah konular yann Başkent
Hastanesi'ndeki liderler toplantısında değerlendirilecek.
mayacağına karar verilecek. Koalisyon
ortaklan, ölüm cezası, Kürtçedil eğiti-
mi ve radyo-TV yayuıı konusunda uzun
süredir uzlaşı anyor. DSP. terör suçlan-
nın ölüm cezası kapsamına alınmama-
sı yönündeki tavnnı açıkça sergilerken,
diğer konularda küçük de olsa bazı çe-
kincelerini koruyor ve tartışmaların ol-
gunlaşmasmı bekliyor.
MHP, ölüm cezasının kaldınlmasına
karşı çıkarken, Kürtçe dil eğitimi ve ya-
ym konusuna kesin bir dille karşı çıkı-
yor. ANAP, hükümet içınde uyum yasa-
larının bir an önce gerçekleştirilmesini
savunan parti olarak dikkat çekiyor.
ANAP'hlar, Kürtçe dil eğitimi ve yayı-
nın ulusal bütünlüğe bir zarar vermeye-
ceğini, Avrupa'da ölüm cezasını mevzu-
atında bulunduran tek ülkenin Türkiye
olduğunu belirtirken, bu konularda olum-
lu adım atılmaması durumunda AB tre-
ninin belirsiz bir tarihe kadar kaçınla-
cağını savunuyor.
Hükümet ortaklan arasındaki bu an-
laşmazlığa karşın MHP. ölüm cezası ko-
nusunda TBMM'de kendileri dışuıda
oluşabüecek biruzlaşmaya karşı tavır al-
mayacağım açıkladı. Ecevit'in hastalı-
ğı nedeniyle geçen hafta ertelenen YPK
toplantısınm tarihi de belirsizliğini ko-
ruyor.
Liderler zırvesinde "vekâlet"
tartışmasının gündeme gelebileceği de
kulislerde konuşuluyor. MHP, vekâlet
istemini dıllendirmemekle birlikte, bu
yola gidilmesi durumunda görevin
DevletBahçeti'ye verilmesini istiyor.
Başbakan'ın rahatsızlığı, çay
üreticisini de etkiledi. 2002 çay sezonu
6 Mayıs'ta açılmasına ve 2 haftadan
beri çay ahmı yapılmasma karşın,
Bakanlar Kurulu toplanamadığı için
çay taban fiyatı belirlenemedi.
GOKÇEK DP'YE KATILDI
İstediğim an
partinin başkanı
olacağım
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
Büyükşehır Belediye
BaşkaıuMeüb Gökçek,
rüm belediye çalışan-
lanre seferber ettiği bir
salor toplantısıyla De-
mokrat Partı'ye (DP)
katıldı.
DP yönetımini bele-
diyedeki bürokratlany-
la doldurarak liderlıği-
ne hazırlayan Gökçek,
istedıği zaman partinin
genel başkanlığını dev-
ralacağını söyleyerek
"partiiçidemokrasian-
layışmT sergıledi.
"Melih Gökçek, "fi-
ilen DP'ye kaükbğmT
açıklamak amacıyla
dün Atatürk Spor Sa-
lonu'nda "GençBkŞö-
leni" adı altında bir et-
kinlik düzenledi.
Salonu doldurmak
için belediyenin tüm bi-
rimlerindeki çahşanlar
ile bağlı şirketlerdeki
görevlilere hafta için-
de sık sık çağnda bulu-
nuldugu öğrenildi. Ba-
zı çahşanlar, toplantı-
ya gitmeleri için örtü-
lü biçimde gözdağı ve-
rildiğini öne sürdü.
Geçen aylarda
"DP'nin saün ahndığn
na" ilişkin haberlere
sert tepki gösteren DP
Genel Başkanı İsnıet
Hacısalihoğiu. toplan-
tıda yaptığı konuşmada,
"Adnan Menderes'ten
kcndisine emanet olan
koltuğu ancakona layık
olan Melih Gökçek'e
vereceğini'' söyledi.
Daha sonra kürsüye
çıkan Gökçek de "Rah-
meth" babam da DP'Ky-
di. Ben baba ocağına
dönctüm. Haziran aym-
da, törenle pek çok ar-
kadaşımla resmen
DP'ye geçeceğim. Se-
çim tarihi ilanedifirMÖ-
mez, DP ilk kongresini
yapacak ve siderin des-
teğiile DPGend Başka-
nı olacağım" diye ko-
nuştu
BAŞKENT AMBLEMİ
Yargıdan 'Hiût
GüneşVne onay
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gök-
çek'in tüm tepkilere kar-
şın başkente dayattığı
kubbeli, minareli amb-
lemi, yüksek yargı da
reddetti.
BM Türk Derneği
Başkanı, avukat Rahmi
Kumaş'ın 7 yıldan beri
yürüttüğü hukuk müca-
delesi sonuçlandı. Rah-
mi Kumaş, Ankara 2.
Idare Mahkemesi'ne
başkentin sembolünü
değjştiren belediye aley-
hine iptal davası açmış-
n. tdare mahkemesi, bir-
biri içine girmiş kubbe,
minare, yıldız ve hilal
motifleriyle sanatsal açı-
dan da eleşririlere hedef
olan amblemi kabul
eden belediye karannı
ıptal etmişti. Bunun üze-
rine, büyükşehir beledi-
yesi yürütmenin durdu-
rulması istemiyle Da-
nıştay'a başvurmuştu.
Danıştay 8. Dairesi,
18 Haziran 2001 tari-
hinde belediyenin yü-
rütmeyi durdurma iste-
mini reddetmişti. Danış-
tay, 2 Nisan 2002 tarih-
li karanyla da Ankara
2. Idare Mahkemesi'nin
karannı onadı.
Başbakan Ecevit ve eşi keodini ziyarete gelen partUüeri pencereden selamladı. (Fotoğraf: AA)
Ziyaretçileri Rahşan Ecevit kabul ediyor. Kimse Başbakan'ı göremedi
EcevitTe görüşme yasağı
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Bülent Ecevit'i tedavi
gördüğü Başkent Üniversitesi Has-
tanesi'nde ziyaret edenler, eşi Rah-
şan Ecevit'le görüşebüiyor. Ziyaret-
çilerden DSP'liler de başta olmak
üzere hiç kimse dün Başbakan Ece-
vit'le görüşemedi.
Başbakan'ın tedavi gördüğü Baş-
kent Üniversitesi Hastanesi'ndeki
hareketlilik dün de sürdü. Sabah
saatlerinde hastaneden yapılan ya-
zıh açıklamayla Ecevit'in sağlık
durumuyla ilgıli bilgi verildi. Açık-
lamada, Ecevit'in önceki günden
daha iyi olduğunun "gözfcmlendi-
ğj" belirtildi.
DSP Genel Merkezi'nin önünde
toplanan Ankara il örgütüüyesi bir
grup da hastane önünde "moral
gösteria" yaph. Grup, genel mer-
kezden yürüyerek aynı cadde üze-
rindeki hastaneye geldi. "Doğru-
hıktan, dürüsthîkten ödün yok. Se-
niçokseviyoruz. Her zaman yanın-
dayız, DSP Ankara tl Örgütü" ya-
zılı dövizleri taşıyan partililer,
"Halkçı Ecevit Ecevit nerede blz
oradayız" sloganı attılar.
Başbakan Ecevit, partililerin al-
kışlı sevgı gösterileri üzerine eşi
Rahşan Ecevit ile hastanenin 7. ka-
tında bulunan odasınm penceresin-
de göründü. Odasının penceresin-
den partilileri selamlayan Ecevit'in
duygulandığı gözlendi.
DSP Grup Başkanvekili Emrehan
Hahcı ile genel başkan yardımcıla-
n Tavfiın İçli ve Zeki Sezer de has-
taneye gelerek geçmiş olsun dilek-
lerini Rahşan Ecevit'e sundular.
Iran Büyükelçiliği 1. Sekreteri
Hesamoddin Rafiee de büyükelçi-
nin geçmiş olsun mesajını iletmek
üzere hastaneye geldi.
Başbakan Ecevit'in doktoru Prof.
Dr. Turgut Züeli, hastane çıkışın-
da gazetecilerin sorulan üzerine,
kendisinin açıklama yapma yetki-
si bulunmadığının alütu çizdi. "Her-
kes her şeyi yaayor" diyen Prof.
Dr. Zileli, yazılanlara siyaset de
dahil "bulaşmak" istemediğini söy-
ledi. "Ben doktorum, Sajm Baş-
bakan da ha&ta" demekle yetinen
Zileli, Başbakan'ın odasında din-
lendiğini ve çalıştığını bildirdi.
Başbakan'ın tedavi olduğu Başkent Hastanesi'ne gelen DSP'nkr Ecevit lehine gösteri yapb.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(âdoruk.net tr
Hep Ankara dan, istanbul'dan
bakmaya, olup biteni Ankara
ve Istanbul'un gözünden gör-
meye alışkınız ya, Anadolu'ya
çıktığınızda, oralardan Istan-
bul'a ve Ankara'ya bakmak he-
tıen her gazeteci için keyifli,
ama sarsıcı gözlemlere dönü-
şür. Siyasetin başkenti ve eko-
nominin başkenti ile Anado-
lu'nun kentlerinin, kasabalannın
nabızlannın farklı attığını fark
eder ve şaşırırsınız.
Yıne başkentlerden "birine"
döndüğünüzde (ben genelltkle
Istanbul'a dönüyorum) ister is-
temez karşılaştırmalara girişir-
siniz ve bir kez daha şaşırırsı-
nız.
Samsun'da da öyle oldu.
Üstelik 19 Mayıs'tı.
18 Mayıs günü ve gecesi bo-
yunca Samsun'da, elbette gü-
nün özelliğinden dolayı şaşırtı-
cı bir kültürel, siyasal ve sosyal
etkinliklercümbüşü vardı. Ken-
tin hemen her alanında bir kon-
ser, bir toplantı, bir panel, bir
konferans, bir toplu eğlence
düzenlenmişti. Bayram birgün
once başlamıştı ve sahiden bay-
ramdı.
Samsun'dan Bakınca...
19 Mayıs sabahı havaalanı-
nın yolunu tutmadan küçük bir
kent turunda da aynı gözlem-
ler zenginleşerek sürdü. Daha
sabahın 8'inde sokaklar cıvıl
cıvıldı. Kent bayrama hazırlanı-
yordu.
Bırkaç saat sonra Istanbul'a
indik.
Koca kent tatile çıkmıştı. Çı-
kamayanlar da evıne sinmişti.
Sokaklardakilerse herhangi bir
pazargününün koşuşturması ya
da tembelliği içindeydiier. "19
Mayıs Gençlik Bayramı" sanki
Istanbullulann değil, törenler-
de görevli öğrencilerin bayra-
mından ibaretti.
"6u doğai" denebilir ve ek-
lenebilir: "Mustafa Kemal 19
Mayıs'ta Istanbul'a değıl, Sam-
sun'a çıktı. Elbette 19 Mayıs
Samsun'da farklı kutlanır."
Doğru galiba. En azından "b/-
raz" dogru.
Ama şu soru da doğru:
- 19 Mayıs 1919'da ilk adı-
mı atılan Kurtuluş Savaşı salt
Samsun'u mu kurtardı?
Bir kınama, hatta bir eleştiri
bile içermeyen "gözlemleri" bö-
lüşmeye çalışıyorum.
Fark, salt bayram kutlamala-
nndan ibaret değil. Fark. "Sam-
sun'da bayram kutlanıyor, Istan-
bul ve Ankara'da resmi tören
düzenleniyor" karşılaştırmasıy-
la sınırlı değil.
Alın siyaseti...
Istanbul'da, hatta yolunuz
düştüğünde siyasetin kalbinin
attığı "veri" kabul edilen Anka-
ra'da siyasete karşı bıkkınlıklar-
la örülmüş bir ilgisizlik hemen
her yerde karşınıza çıkar.
Oysa Anadolu'da (bu kez
Samsun'da) siyasete duyulan
şaşırtıcı ilgı hemen her yerde
karşı mızdaydı.
Konuk gittiğimiz Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği
(ÇYDD) lokalinde, yol boyu kar-
şılaştığınızvetanıştınldığınızkı-
şilerle ayaküstü sohbetlerde,
ÇYDD'nin düzenlediği Gençlik
Kurultayı için ülkenin dört bir
yanından Samsun'a akmış gen-
cecik öğrencilerle ayaküstü tar-
tışmalarda; boğucu sıcak bir
salondakı konferans boyunca
hiç fire vermeyen ilgi odaklan-
masında. akşam Samsunlu ar-
kadaşlarla yenen keyifli bir ye-
mekte (Ara not: Izgara Karade-
niz somonunu yerken ıki kez -
sahiden- parmaklarımı ısırdım),
yemek sonrası bir kahve içimı
için ve kadar uğranan TMMOB
Mimarlar Odası Samsun Şu-
besi lokalinde, gece yarısına
doğru bir kez daha aralarına
karıştığım, dans eden, şarkı
söyieyen, halay çeken, gıtar ça-
lan genç (hatta fazla genç) ço-
cuklarla konuşmalarda...
Ya hep siyaset konuşuldu ya
da söz sık stk siyasete geldi
dayandı.
Sosyal demokrat harekette-
ki çalkantılardan partileşmeye
yönelen "Atatürkçü hareketle-
rin" sahiden Kemaiizmi temsil
edipetmediklerine, Kemaiizmi
taşıyıp taşıyamayacaklarına;
ANAP'takı şiddetli kan kaybın-
dan MHP'nın şiddetli ıtibarkay-
bına; Ankara'da ve istanbul'da
güçlü Kemal Derviş fırtınalan
eserken burada adının hiç anıl-
mamasına: Mehmet AN Ba-
yar'ın DTP'nın başına geçişini
birinci sayfalara, köşe yazılan-
na taşıyan medya pompasına
karşılık Samsun gündüzünde
ve gecesinde, yaşamı siyase-
te kesmişlerin dahi "O kimdi
yav" diye içtenlikli sorulanna;
ÖDP'nin açmazlarından
CHP'nin aşamadığı tıkanıklık-
lara...
• • •
Farkı fark ettiniz mi?
Ben ettim.
Siyasal yaşamın üstüne ölü
toprağı serpilmişe benzeyen
Ankara, Istanbul sokakları ile
siyaset fokurdayan Samsun so-
kakları, lokalleri, kahveleri ara-
sındaki fark, elle tutulur gözle
görülür halde.
Bu "fark"ın anlamlandırılma-
sı. yorumlanması ve değerlen-
diıilmesi ise solun her kesimi,
hele hele kırk parçalı sosyal de-
mokrasi için önemli olsa gerek.
Ama bu, şurada kalan üç-
beş cümlelik yere sıkıştırılama-
yacak kadar önemli ve çetrefil.
Belki bir başka yazıda...
Adalet bu affın neresinde?
Yeniden genel kurul
gündemıne gelen af
tasarısı görüşmelerinın
tutanaklarından küçük bir
seçme:
Mustafa Kamalak (SP):
Bu yasadaki adaletsızliğe
örnek: Bir tanker mazotun
gümrükten kaçak olarak
girmesine yardımcı olan
bir kimse bu kanundan
ıstifade edemeyecektir;
ama, gümrük memurunu
öldüren bu kanundan
istifade edecektır.
Yasin Hatiboğlu (SP):
Ahmet Kimaya.
Sayın hocam. bu, suçateşvik değil
mi; ağır suça teşvik olmuyor mu?
Kamalak: Kar yahut fırtınanın
devirdiği kuru ağaçtan 40-50 kilo
odun kesıp ısınmak ıçın evine
götüren köylü, oımana zarar vermiş
sayıldığı için bu kanundan istifade
edemeyecektir.
Ahmet lyimaya (DYP): Anayasa
öyle diyor hocam.
Kamalak: Ama. orman koruma
memurunu ölduren, bu kanundan
istifade edecektir.
Hasan Gülay (DSP):
Kanunda kuru ağaç
yazıyor mu?
Kamalak: Yazıyor; kuru
ağaç...
Mustafa Geçer (SP):
Ağaçlar daha kıymetli
hocam!
Gülay: Orman
Kanunu'nun yeşil olması
lazım.
Kamalak: Bir kültür
vartığını yurtdışına
kaçıranlar bu kanundan
istifade edemeyecektir...
Yahya Akman (AKP):
ama kültür bakanını öldürse
edecektir.
Kamalak: Ama kültür bakanını kaçırıp
öldüren bu kanundan istifade
edebilecektır.
Hatiboğlu: Aman Tala/a kıymayın;
Talay'ı seviyoruz.
Kamalak: Allah korusun tabii, öyle bir
şeyımiz yok.
Mehmet Gözlükaya (DYP): Adalet
bunun neresinde?
Hatiboğlu: Yanı, şeytan bunun
neresinde der gibı bir şey...
SP ile TKP uzlaşamadı (!)
4 bine yakın seçmenin
bulunduğu Armutlu'daki seçım,
geçen hafta siyasi partilerin
önemli gündem maddesiydi.
SP'liler 335 oyla "zafer"
kazandıklannı anlatırken basına
yansımayan bir olay da ortaya
çıktı. Seçim bölgesinde
görevlendirilen milletvekilleri
Aslan Polat, Ahmet Cemil
Tunç ve Ömer Vehbi
Hatipoğlu; "uzlaşı mesajı
vermek amacıyla" Türkiye
Komünist Partisi'nin (TKP)
bürosuna girmiş. SP'lilerin
anlattığına göre; selamlarına
karşılık vermeyen TKP'liler,
uzatılan elleri de havada
bırakmış. Ortamdaki soğukluğu
gidermek isteyen Aslan Polat'ın
aklına, parti içinde sola yakın
söylemiyle dikkat çeken genel
başkan yardımcısı Mehmet
Bekaroğlu'nun adını kullanmak
gelmış. 'Biz Mehmet
Bekaroğlu'nun adamlarıyız"
diyen Polat'a, TKP'lilerin yanıtı
"Bekaroğlu'nu tanımayız. Bizim
sizinle işimiz yok" olmuş.
Milletvekilleri olayı anlattıktan
sonra Bekaroğlu da kendi
yorumunu yaptı:
"Onlar bizim fraksiyondan
değil!"
Tekelleşme karşıtı Cem
nasıl fikir değiştirdi?
Başkent gazetecilen, polıtıkacıların
"iktidarda başka, muhalefette
başka", "düz mılletvekiliyken
başka, bakan olduklarında başka"
düşündüğünü sayısız örnekle
bilirler. Bunlara son bir örnek,
medya patronlarına kamu
ihalelenne gırme ve tekelleşme
yolunu açan RTUK Yasası ile ilgili
olarak gündeme geldi. Dışışleri
Bakanı Ismail Cem, 1996 yılında
Yeni Türkiye dergisinde yer alan bir
yazısında şu değerlendirmeleri
yapıyordu: "Ülkemizde iletişim
düzeni, bazı stratejik noktalarda
zaaf işaretleh veriyor. Bunlardan
başlıca biri, tekelleşme
eğilimlerinin ve örneklerinin
giderek çoğalması. Tekelleşme,
iletişim olayının özüne yönelik en
büyük tehlike. Bu nedenle
iletişımi, dolayısıyla çoğulculuğu,
demokrasiyi konıyabilmek için
bütün dünyada önlemler alınıyor.
Medya gibi belirleyicı bir gücün az
sayıdaki kuruluşta odaklaşması
engelleniyor. Türkiye bu alanda
geri kalmış durumda. Hiçbir ciddi
yasamız yok. Buna karşılık
katıldığımız uluslararası
anlaşmalann, kurumlann gereği
olarak onlarınkine benzer yasalan
çıkarmak ve tekelleşmeyi önlemek
durumundayız. örneğin AB
gümrük anlaşması, tekelleşmenin
her alanda önlenmesini
gerektiriyor. AB'nin öngördüğü
şablon uyarınca hazırlanacak
yasalar, ülkemizdeki sorunu belihi
ölçüde çözecek. Daha da
demokrat bir medya istiyorsak,
ABD'nin kendi yayın dünyasına
uyguladığı tekel karşıtı yasalar
örnek ahnabilir." Aynı ismail
Cem'in, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in "Düzenlemeler,
tekelleşme ve kartelleşmeyi
önlemek biryana, dolaylı olarak
olanaklı kılacak niteliktedir. (...)
Tekelleşen ya da kartelleşen
görsel ve işitsel medya, bir
yandan ekonomik alanda haksızlık
yaratabilecek bir güce ulaşırken
öte yandan da haber alma
özgürlüğünü kısttiayabilecektir"
diye TBMM'ye geri gönderdiği
FTTÜK yasa tasansının altında
imzası var. Reel politikanın
değişmez kuralıdın Iktidann bir
bedeli vardtr, ödetirler!
'Çiller'in parmağı kaç oy?'
Partiler tarafından
olağanüstü önem
atfediien Izmir'in
Armutlu beldesindeki
seçimler sırasında
DYP'Iİ Ufuk
Söylemez yoğun
olarak çalıştı. Beldeye
sonradan göçen
yurttaşlan etkilemek
için Istanbul
Milletvekili Celal
Adan ve daha birçok
milletvekilini bölgeye
götürdü. Genel
Başkan Tansu Çiller
TansuÇiDer.
de Armutlu'daki seçim
çalışmalan sırasında ayak
parmağını kırdı.
Seçimlerde ANAP
birinci olurken DYP
beklediği başanyı
gösteremedi. DYP'Iİ
bir milletvekili
gazetecilere şu
değerlendirmeyi
yaptı:
"Bu seçimin bir
galibi yok, ama CHP
ile DYP kesim
mağlubu. Ufuk Bey
çok çalıştı.
Çalışmalar sırasında
genel başkanın ayak
parmağı bile kınldı, ama ancak
28 oy arttırabildik.'
Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
tbmmcum@ttnetnettr