18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SO AA/IS 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bcsvit'inhastalığı nedeniyle geçen hafta yapılamayan toplantı yann Başkent Hastanesi'nde Hastanede liderler zirvesiATKARA (CumhuriyetBürosu) - Baş- »akaı Bülent Ecevit'in rahatsızlığıyla roğınkşan Ankara gûndemi, 3aşkent ZJni\îBİtesi Hastanesi'nde yan«ı yapı- a c a l arvede masayayatınlacak. Ee.it'ın hastahğı nedeniyle geçen raftiyıpılamayan liderler zirvesi yann Başlett Hastanesi'nde gerçekleştirile- ;ek. îrvede ulusal programda orta va- leli «rcelıklerarasındayeralan AB'ye j y u n yasalarının gündeme gelmesi bek- leni>3i. Kopenhag ölçütlerinin gerçek- leştitbnesini ıçeren uyum yasalan Tür- kjye çnarahkayındaKopenhag'daya- pılacık zirve nedeniyle önem taşıyor. B u zr\ede, Tütkiye ile AB arasında tam ü y e l k müzakerelerine başlaıup başlan- • 'AB'ye uyum' gündemi, Kürtçe dil eğitimi ve yayuı ile ölüm cezasının kaldınlmasına ilişkin tartışmah konular yann Başkent Hastanesi'ndeki liderler toplantısında değerlendirilecek. mayacağına karar verilecek. Koalisyon ortaklan, ölüm cezası, Kürtçedil eğiti- mi ve radyo-TV yayuıı konusunda uzun süredir uzlaşı anyor. DSP. terör suçlan- nın ölüm cezası kapsamına alınmama- sı yönündeki tavnnı açıkça sergilerken, diğer konularda küçük de olsa bazı çe- kincelerini koruyor ve tartışmaların ol- gunlaşmasmı bekliyor. MHP, ölüm cezasının kaldınlmasına karşı çıkarken, Kürtçe dil eğitimi ve ya- ym konusuna kesin bir dille karşı çıkı- yor. ANAP, hükümet içınde uyum yasa- larının bir an önce gerçekleştirilmesini savunan parti olarak dikkat çekiyor. ANAP'hlar, Kürtçe dil eğitimi ve yayı- nın ulusal bütünlüğe bir zarar vermeye- ceğini, Avrupa'da ölüm cezasını mevzu- atında bulunduran tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtirken, bu konularda olum- lu adım atılmaması durumunda AB tre- ninin belirsiz bir tarihe kadar kaçınla- cağını savunuyor. Hükümet ortaklan arasındaki bu an- laşmazlığa karşın MHP. ölüm cezası ko- nusunda TBMM'de kendileri dışuıda oluşabüecek biruzlaşmaya karşı tavır al- mayacağım açıkladı. Ecevit'in hastalı- ğı nedeniyle geçen hafta ertelenen YPK toplantısınm tarihi de belirsizliğini ko- ruyor. Liderler zırvesinde "vekâlet" tartışmasının gündeme gelebileceği de kulislerde konuşuluyor. MHP, vekâlet istemini dıllendirmemekle birlikte, bu yola gidilmesi durumunda görevin DevletBahçeti'ye verilmesini istiyor. Başbakan'ın rahatsızlığı, çay üreticisini de etkiledi. 2002 çay sezonu 6 Mayıs'ta açılmasına ve 2 haftadan beri çay ahmı yapılmasma karşın, Bakanlar Kurulu toplanamadığı için çay taban fiyatı belirlenemedi. GOKÇEK DP'YE KATILDI İstediğim an partinin başkanı olacağım ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Büyükşehır Belediye BaşkaıuMeüb Gökçek, rüm belediye çalışan- lanre seferber ettiği bir salor toplantısıyla De- mokrat Partı'ye (DP) katıldı. DP yönetımini bele- diyedeki bürokratlany- la doldurarak liderlıği- ne hazırlayan Gökçek, istedıği zaman partinin genel başkanlığını dev- ralacağını söyleyerek "partiiçidemokrasian- layışmT sergıledi. "Melih Gökçek, "fi- ilen DP'ye kaükbğmT açıklamak amacıyla dün Atatürk Spor Sa- lonu'nda "GençBkŞö- leni" adı altında bir et- kinlik düzenledi. Salonu doldurmak için belediyenin tüm bi- rimlerindeki çahşanlar ile bağlı şirketlerdeki görevlilere hafta için- de sık sık çağnda bulu- nuldugu öğrenildi. Ba- zı çahşanlar, toplantı- ya gitmeleri için örtü- lü biçimde gözdağı ve- rildiğini öne sürdü. Geçen aylarda "DP'nin saün ahndığn na" ilişkin haberlere sert tepki gösteren DP Genel Başkanı İsnıet Hacısalihoğiu. toplan- tıda yaptığı konuşmada, "Adnan Menderes'ten kcndisine emanet olan koltuğu ancakona layık olan Melih Gökçek'e vereceğini'' söyledi. Daha sonra kürsüye çıkan Gökçek de "Rah- meth" babam da DP'Ky- di. Ben baba ocağına dönctüm. Haziran aym- da, törenle pek çok ar- kadaşımla resmen DP'ye geçeceğim. Se- çim tarihi ilanedifirMÖ- mez, DP ilk kongresini yapacak ve siderin des- teğiile DPGend Başka- nı olacağım" diye ko- nuştu BAŞKENT AMBLEMİ Yargıdan 'Hiût GüneşVne onay ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gök- çek'in tüm tepkilere kar- şın başkente dayattığı kubbeli, minareli amb- lemi, yüksek yargı da reddetti. BM Türk Derneği Başkanı, avukat Rahmi Kumaş'ın 7 yıldan beri yürüttüğü hukuk müca- delesi sonuçlandı. Rah- mi Kumaş, Ankara 2. Idare Mahkemesi'ne başkentin sembolünü değjştiren belediye aley- hine iptal davası açmış- n. tdare mahkemesi, bir- biri içine girmiş kubbe, minare, yıldız ve hilal motifleriyle sanatsal açı- dan da eleşririlere hedef olan amblemi kabul eden belediye karannı ıptal etmişti. Bunun üze- rine, büyükşehir beledi- yesi yürütmenin durdu- rulması istemiyle Da- nıştay'a başvurmuştu. Danıştay 8. Dairesi, 18 Haziran 2001 tari- hinde belediyenin yü- rütmeyi durdurma iste- mini reddetmişti. Danış- tay, 2 Nisan 2002 tarih- li karanyla da Ankara 2. Idare Mahkemesi'nin karannı onadı. Başbakan Ecevit ve eşi keodini ziyarete gelen partUüeri pencereden selamladı. (Fotoğraf: AA) Ziyaretçileri Rahşan Ecevit kabul ediyor. Kimse Başbakan'ı göremedi EcevitTe görüşme yasağı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit'i tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Has- tanesi'nde ziyaret edenler, eşi Rah- şan Ecevit'le görüşebüiyor. Ziyaret- çilerden DSP'liler de başta olmak üzere hiç kimse dün Başbakan Ece- vit'le görüşemedi. Başbakan'ın tedavi gördüğü Baş- kent Üniversitesi Hastanesi'ndeki hareketlilik dün de sürdü. Sabah saatlerinde hastaneden yapılan ya- zıh açıklamayla Ecevit'in sağlık durumuyla ilgıli bilgi verildi. Açık- lamada, Ecevit'in önceki günden daha iyi olduğunun "gözfcmlendi- ğj" belirtildi. DSP Genel Merkezi'nin önünde toplanan Ankara il örgütüüyesi bir grup da hastane önünde "moral gösteria" yaph. Grup, genel mer- kezden yürüyerek aynı cadde üze- rindeki hastaneye geldi. "Doğru- hıktan, dürüsthîkten ödün yok. Se- niçokseviyoruz. Her zaman yanın- dayız, DSP Ankara tl Örgütü" ya- zılı dövizleri taşıyan partililer, "Halkçı Ecevit Ecevit nerede blz oradayız" sloganı attılar. Başbakan Ecevit, partililerin al- kışlı sevgı gösterileri üzerine eşi Rahşan Ecevit ile hastanenin 7. ka- tında bulunan odasınm penceresin- de göründü. Odasının penceresin- den partilileri selamlayan Ecevit'in duygulandığı gözlendi. DSP Grup Başkanvekili Emrehan Hahcı ile genel başkan yardımcıla- n Tavfiın İçli ve Zeki Sezer de has- taneye gelerek geçmiş olsun dilek- lerini Rahşan Ecevit'e sundular. Iran Büyükelçiliği 1. Sekreteri Hesamoddin Rafiee de büyükelçi- nin geçmiş olsun mesajını iletmek üzere hastaneye geldi. Başbakan Ecevit'in doktoru Prof. Dr. Turgut Züeli, hastane çıkışın- da gazetecilerin sorulan üzerine, kendisinin açıklama yapma yetki- si bulunmadığının alütu çizdi. "Her- kes her şeyi yaayor" diyen Prof. Dr. Zileli, yazılanlara siyaset de dahil "bulaşmak" istemediğini söy- ledi. "Ben doktorum, Sajm Baş- bakan da ha&ta" demekle yetinen Zileli, Başbakan'ın odasında din- lendiğini ve çalıştığını bildirdi. Başbakan'ın tedavi olduğu Başkent Hastanesi'ne gelen DSP'nkr Ecevit lehine gösteri yapb. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(âdoruk.net tr Hep Ankara dan, istanbul'dan bakmaya, olup biteni Ankara ve Istanbul'un gözünden gör- meye alışkınız ya, Anadolu'ya çıktığınızda, oralardan Istan- bul'a ve Ankara'ya bakmak he- tıen her gazeteci için keyifli, ama sarsıcı gözlemlere dönü- şür. Siyasetin başkenti ve eko- nominin başkenti ile Anado- lu'nun kentlerinin, kasabalannın nabızlannın farklı attığını fark eder ve şaşırırsınız. Yıne başkentlerden "birine" döndüğünüzde (ben genelltkle Istanbul'a dönüyorum) ister is- temez karşılaştırmalara girişir- siniz ve bir kez daha şaşırırsı- nız. Samsun'da da öyle oldu. Üstelik 19 Mayıs'tı. 18 Mayıs günü ve gecesi bo- yunca Samsun'da, elbette gü- nün özelliğinden dolayı şaşırtı- cı bir kültürel, siyasal ve sosyal etkinliklercümbüşü vardı. Ken- tin hemen her alanında bir kon- ser, bir toplantı, bir panel, bir konferans, bir toplu eğlence düzenlenmişti. Bayram birgün once başlamıştı ve sahiden bay- ramdı. Samsun'dan Bakınca... 19 Mayıs sabahı havaalanı- nın yolunu tutmadan küçük bir kent turunda da aynı gözlem- ler zenginleşerek sürdü. Daha sabahın 8'inde sokaklar cıvıl cıvıldı. Kent bayrama hazırlanı- yordu. Bırkaç saat sonra Istanbul'a indik. Koca kent tatile çıkmıştı. Çı- kamayanlar da evıne sinmişti. Sokaklardakilerse herhangi bir pazargününün koşuşturması ya da tembelliği içindeydiier. "19 Mayıs Gençlik Bayramı" sanki Istanbullulann değil, törenler- de görevli öğrencilerin bayra- mından ibaretti. "6u doğai" denebilir ve ek- lenebilir: "Mustafa Kemal 19 Mayıs'ta Istanbul'a değıl, Sam- sun'a çıktı. Elbette 19 Mayıs Samsun'da farklı kutlanır." Doğru galiba. En azından "b/- raz" dogru. Ama şu soru da doğru: - 19 Mayıs 1919'da ilk adı- mı atılan Kurtuluş Savaşı salt Samsun'u mu kurtardı? Bir kınama, hatta bir eleştiri bile içermeyen "gözlemleri" bö- lüşmeye çalışıyorum. Fark, salt bayram kutlamala- nndan ibaret değil. Fark. "Sam- sun'da bayram kutlanıyor, Istan- bul ve Ankara'da resmi tören düzenleniyor" karşılaştırmasıy- la sınırlı değil. Alın siyaseti... Istanbul'da, hatta yolunuz düştüğünde siyasetin kalbinin attığı "veri" kabul edilen Anka- ra'da siyasete karşı bıkkınlıklar- la örülmüş bir ilgisizlik hemen her yerde karşınıza çıkar. Oysa Anadolu'da (bu kez Samsun'da) siyasete duyulan şaşırtıcı ilgı hemen her yerde karşı mızdaydı. Konuk gittiğimiz Çağdaş Ya- şamı Destekleme Derneği (ÇYDD) lokalinde, yol boyu kar- şılaştığınızvetanıştınldığınızkı- şilerle ayaküstü sohbetlerde, ÇYDD'nin düzenlediği Gençlik Kurultayı için ülkenin dört bir yanından Samsun'a akmış gen- cecik öğrencilerle ayaküstü tar- tışmalarda; boğucu sıcak bir salondakı konferans boyunca hiç fire vermeyen ilgi odaklan- masında. akşam Samsunlu ar- kadaşlarla yenen keyifli bir ye- mekte (Ara not: Izgara Karade- niz somonunu yerken ıki kez - sahiden- parmaklarımı ısırdım), yemek sonrası bir kahve içimı için ve kadar uğranan TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şu- besi lokalinde, gece yarısına doğru bir kez daha aralarına karıştığım, dans eden, şarkı söyieyen, halay çeken, gıtar ça- lan genç (hatta fazla genç) ço- cuklarla konuşmalarda... Ya hep siyaset konuşuldu ya da söz sık stk siyasete geldi dayandı. Sosyal demokrat harekette- ki çalkantılardan partileşmeye yönelen "Atatürkçü hareketle- rin" sahiden Kemaiizmi temsil edipetmediklerine, Kemaiizmi taşıyıp taşıyamayacaklarına; ANAP'takı şiddetli kan kaybın- dan MHP'nın şiddetli ıtibarkay- bına; Ankara'da ve istanbul'da güçlü Kemal Derviş fırtınalan eserken burada adının hiç anıl- mamasına: Mehmet AN Ba- yar'ın DTP'nın başına geçişini birinci sayfalara, köşe yazılan- na taşıyan medya pompasına karşılık Samsun gündüzünde ve gecesinde, yaşamı siyase- te kesmişlerin dahi "O kimdi yav" diye içtenlikli sorulanna; ÖDP'nin açmazlarından CHP'nin aşamadığı tıkanıklık- lara... • • • Farkı fark ettiniz mi? Ben ettim. Siyasal yaşamın üstüne ölü toprağı serpilmişe benzeyen Ankara, Istanbul sokakları ile siyaset fokurdayan Samsun so- kakları, lokalleri, kahveleri ara- sındaki fark, elle tutulur gözle görülür halde. Bu "fark"ın anlamlandırılma- sı. yorumlanması ve değerlen- diıilmesi ise solun her kesimi, hele hele kırk parçalı sosyal de- mokrasi için önemli olsa gerek. Ama bu, şurada kalan üç- beş cümlelik yere sıkıştırılama- yacak kadar önemli ve çetrefil. Belki bir başka yazıda... Adalet bu affın neresinde? Yeniden genel kurul gündemıne gelen af tasarısı görüşmelerinın tutanaklarından küçük bir seçme: Mustafa Kamalak (SP): Bu yasadaki adaletsızliğe örnek: Bir tanker mazotun gümrükten kaçak olarak girmesine yardımcı olan bir kimse bu kanundan ıstifade edemeyecektir; ama, gümrük memurunu öldüren bu kanundan istifade edecektır. Yasin Hatiboğlu (SP): Ahmet Kimaya. Sayın hocam. bu, suçateşvik değil mi; ağır suça teşvik olmuyor mu? Kamalak: Kar yahut fırtınanın devirdiği kuru ağaçtan 40-50 kilo odun kesıp ısınmak ıçın evine götüren köylü, oımana zarar vermiş sayıldığı için bu kanundan istifade edemeyecektir. Ahmet lyimaya (DYP): Anayasa öyle diyor hocam. Kamalak: Ama. orman koruma memurunu ölduren, bu kanundan istifade edecektir. Hasan Gülay (DSP): Kanunda kuru ağaç yazıyor mu? Kamalak: Yazıyor; kuru ağaç... Mustafa Geçer (SP): Ağaçlar daha kıymetli hocam! Gülay: Orman Kanunu'nun yeşil olması lazım. Kamalak: Bir kültür vartığını yurtdışına kaçıranlar bu kanundan istifade edemeyecektir... Yahya Akman (AKP): ama kültür bakanını öldürse edecektir. Kamalak: Ama kültür bakanını kaçırıp öldüren bu kanundan istifade edebilecektır. Hatiboğlu: Aman Tala/a kıymayın; Talay'ı seviyoruz. Kamalak: Allah korusun tabii, öyle bir şeyımiz yok. Mehmet Gözlükaya (DYP): Adalet bunun neresinde? Hatiboğlu: Yanı, şeytan bunun neresinde der gibı bir şey... SP ile TKP uzlaşamadı (!) 4 bine yakın seçmenin bulunduğu Armutlu'daki seçım, geçen hafta siyasi partilerin önemli gündem maddesiydi. SP'liler 335 oyla "zafer" kazandıklannı anlatırken basına yansımayan bir olay da ortaya çıktı. Seçim bölgesinde görevlendirilen milletvekilleri Aslan Polat, Ahmet Cemil Tunç ve Ömer Vehbi Hatipoğlu; "uzlaşı mesajı vermek amacıyla" Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) bürosuna girmiş. SP'lilerin anlattığına göre; selamlarına karşılık vermeyen TKP'liler, uzatılan elleri de havada bırakmış. Ortamdaki soğukluğu gidermek isteyen Aslan Polat'ın aklına, parti içinde sola yakın söylemiyle dikkat çeken genel başkan yardımcısı Mehmet Bekaroğlu'nun adını kullanmak gelmış. 'Biz Mehmet Bekaroğlu'nun adamlarıyız" diyen Polat'a, TKP'lilerin yanıtı "Bekaroğlu'nu tanımayız. Bizim sizinle işimiz yok" olmuş. Milletvekilleri olayı anlattıktan sonra Bekaroğlu da kendi yorumunu yaptı: "Onlar bizim fraksiyondan değil!" Tekelleşme karşıtı Cem nasıl fikir değiştirdi? Başkent gazetecilen, polıtıkacıların "iktidarda başka, muhalefette başka", "düz mılletvekiliyken başka, bakan olduklarında başka" düşündüğünü sayısız örnekle bilirler. Bunlara son bir örnek, medya patronlarına kamu ihalelenne gırme ve tekelleşme yolunu açan RTUK Yasası ile ilgili olarak gündeme geldi. Dışışleri Bakanı Ismail Cem, 1996 yılında Yeni Türkiye dergisinde yer alan bir yazısında şu değerlendirmeleri yapıyordu: "Ülkemizde iletişim düzeni, bazı stratejik noktalarda zaaf işaretleh veriyor. Bunlardan başlıca biri, tekelleşme eğilimlerinin ve örneklerinin giderek çoğalması. Tekelleşme, iletişim olayının özüne yönelik en büyük tehlike. Bu nedenle iletişımi, dolayısıyla çoğulculuğu, demokrasiyi konıyabilmek için bütün dünyada önlemler alınıyor. Medya gibi belirleyicı bir gücün az sayıdaki kuruluşta odaklaşması engelleniyor. Türkiye bu alanda geri kalmış durumda. Hiçbir ciddi yasamız yok. Buna karşılık katıldığımız uluslararası anlaşmalann, kurumlann gereği olarak onlarınkine benzer yasalan çıkarmak ve tekelleşmeyi önlemek durumundayız. örneğin AB gümrük anlaşması, tekelleşmenin her alanda önlenmesini gerektiriyor. AB'nin öngördüğü şablon uyarınca hazırlanacak yasalar, ülkemizdeki sorunu belihi ölçüde çözecek. Daha da demokrat bir medya istiyorsak, ABD'nin kendi yayın dünyasına uyguladığı tekel karşıtı yasalar örnek ahnabilir." Aynı ismail Cem'in, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "Düzenlemeler, tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemek biryana, dolaylı olarak olanaklı kılacak niteliktedir. (...) Tekelleşen ya da kartelleşen görsel ve işitsel medya, bir yandan ekonomik alanda haksızlık yaratabilecek bir güce ulaşırken öte yandan da haber alma özgürlüğünü kısttiayabilecektir" diye TBMM'ye geri gönderdiği FTTÜK yasa tasansının altında imzası var. Reel politikanın değişmez kuralıdın Iktidann bir bedeli vardtr, ödetirler! 'Çiller'in parmağı kaç oy?' Partiler tarafından olağanüstü önem atfediien Izmir'in Armutlu beldesindeki seçimler sırasında DYP'Iİ Ufuk Söylemez yoğun olarak çalıştı. Beldeye sonradan göçen yurttaşlan etkilemek için Istanbul Milletvekili Celal Adan ve daha birçok milletvekilini bölgeye götürdü. Genel Başkan Tansu Çiller TansuÇiDer. de Armutlu'daki seçim çalışmalan sırasında ayak parmağını kırdı. Seçimlerde ANAP birinci olurken DYP beklediği başanyı gösteremedi. DYP'Iİ bir milletvekili gazetecilere şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu seçimin bir galibi yok, ama CHP ile DYP kesim mağlubu. Ufuk Bey çok çalıştı. Çalışmalar sırasında genel başkanın ayak parmağı bile kınldı, ama ancak 28 oy arttırabildik.' Türey Köse, Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş tbmmcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle