Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2002 PAZARTESİ
O L A l L ı A R V E t r O R L J ! Ş L . C J R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
MUMTAZ SOYSAL
Hasta Ulke
EĞRİ oturmadan da doğru konuşup kabul et-
melisınız ki, son günlerin en doğru sözünü AKP
Genel Başkanı söylemiştir. Sayın Erdoğan'ı sev-
seniz de sevmeseniz de beğenmeseniz, hatta
zararlı görseniz de Başbakan'ın rahatsızlığı ko-
nusunda şu söylediklerini doğru bulmaz mısınız:
"Birinsanın hastalığı üzenne konuşuppolitikaya-
pılmaz, ayıptır; konuşulması gereken, ülkenin
hastalığıdır."
Suçlanmaktan çekinmese, "Üstelik günahtır
da" diyebilirdi.
Ne var ki, ayıplığına ve günahlığına karşın yıl-
lardır yapılan bir hesaptır bu. Partinın içinde de
dışında da. Parti içlerinin ve dışının demokrasisi
hasta olmayan ülkelerde bu çeşıt hesaplann gün-
demlerı işgal etmesi düşünülebilir mi?
Q imdı yapılan "Başbakan 'a vekâlet mümkün mü"
Otartışmalannabakıp "Demekkı, anayasadabu
gıbı olastlıklar için kural koymak gerekiyormuş"
diye aşın bir hukukçuluk endişesıne de kapılabi-
lirsiniz. Oysa, normal partamenter sistemlerde
bu gibi kısa rahatsızlıklan pratik önlemlerie aşmak
kolaydır. Çünkü, bu sistemin ağırlığı tek kışide de
değil, Bakanlar Kurulu'ndadır.
Sistem, kimilerinin arada sırada önerdikleri gi-
bi bir başkanlık sistemi olsaydı, o zaman kesin
düzenlemeler gerekebilirdi. Nitekim Amerikalılar,
eskiden beri, "Başkan görevinı yapamaz duru-
ma gelırse..." diye başlayan ayrıntıiı duzenleme-
lere önem vermışlerdir. Anayasanın "Başkanın
yerine başkanyardımcısı geçer" kuralı yetmemiş,
1792 tarihli bir yasayla, "Aynı zamanda Senato
başkanı sayılan başkan yardımcısına da bır şey
olursa, sıra Senato başkan yardımcısınındır, onun
da başına bir şey gelırse temsilciler meclısi baş-
kanı geçıci olarak başkanlığı devralır" dıyen bır
kural konmuştur. Arkadan, Lincoln un öldurulme-
sinden sonra, bu sıra değiştırılip temsilciler mec-
lısi başkanı öne çıkanlmış, üstelik Senato'dan
sonra, kuruluş tarihlerine göre, dokuz bakanlığın
başındakilerde sırayasokulmuştur. Aynca, Ken-
nedy cınayetinin dedikodulan yüzünden, 1965'te
yapılıp 1967'de yürürlüğe gıren bir anayasa de-
ğişikliği, başkanın "görevyapamaz" durumagel-
diğine kimlerin, ne zaman, nasıl karar vereceği-
ni ve buna ilişkin itiraz yollarını aynntılanyla dü-
zenlemiştir.
Bunu da bır başka toplumun tarihsel parano-
ya hastalığı sayabilirsıniz.
Bizim ülkenin hastalığı ise yalnız AKP Genel
Başkanı'nın ima etmek ıstediği çift kültürel
kımlik ve bunun yarattığı kutuplaşmalardan iba-
ret değil. Bunlann ustüne bınen ağır ekonomık bu-
nalımlann tahnbatı ve toplumsal yapının zayıflığı
da var.
Insanlan zaten endişelendırmekte olan bu ge-
nel hastalık olmasaydı, Sayın Başbakan'ın rahat-
sızlığı dolayısıyla ülkenin ateşi bu kadar yukselır
miydi?
Çek Sorunu: Yanlış Israr Niye?
2
. Erdener YURTC AN, Ceza Hukuku ve Ceza Usul Hukuku Pmfesörü
lKasım2001 günüyıne küm,karşüıksızçekfaillerinikur- kara'dakâğıtkalemıönlerine alın-
bu sayfada yazdığım bir taran cansimıdidır...
yazıda, karşılıksız çekte Oysa...
hapis cezasının kaldınl-
masının satancalannı an-
lattnaya çahşnuşöm. Anlaşılıyor ki
sıyasal iktidar bu konuda kararlı-
dır, çüakû değişiklik tasansı
TBMM Adalet Komisyonu'nda
son şeklini alıyor. Bu demektir ki,
bu hafta tasan Meclis'ten geçe-
cek ve ticaret piyasasmda bir ka-
osu ve ükanmayı sahneye koyacak-
tır.
1985 yılından bu yana uygulan-
makta olan "ÇekYasası"karşılık-
sız çek suçunu çek yaratarak ve kar-
şılıksız çek keşıde edenlerı hapıs-
le cezalandırarak, çek kullananla-
n hızaya getınp, bir ticari ahşve-
riş sonucu çek alanlara da rahat bir
nefes aldırmışken, bu kez karşılık-
sız çek para cezası ile karşılana-
rak, çeke olan güven ve çekin ko-
ruması azaltılmaktadır.
Bu macera nasıl başladı? Tasa-
nyı hazırlayanlar tarafindan ka-
bul edilmese de, bunun altında ya-
tan temel neden, 2001 sonbahann-
da anayasada yapılan değışiklik-
le 38. maddeye eklenen bır hü-
kümdür. Buna göre, bir sözleşme-
den doğan borcunu yerine getire-
meyen kişıye hapis cezası venle-
meyecektir. Bugünhiçbir ülkenin
anayasasında yer almayan, tasan
Haklan Avrupa Sözleşmesi'ne ek
4 sayılı protokola girmiş bulunan,
Türkıye için geçerh olmayan bu hü-
1. Çekbir ödeme aracıdır. Birki-
şıye çek vermenın anJamı, param
bankada, oradan alabilirsin, bu
sözleşmeden doğan borcu ödeye-
memek değildir. Bu bır ahlaksız
davranıştır, çünkü muhatap alda-
tılmaktadır. Zaten karşılıksız çe-
kin uzun yıllar dolandıncılık ola-
rak cezalandırümasının nedeni de
budur. Bugün yasa karşılıksız çe-
ke 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ce-
zası öngörmektedir.
2. Tasanya göre karşılıksız çe-
ke para cezası verilecektir. Bu so-
nuç o kadar yanlıştır kı, kışinın
parası olsa zaten çekin karşüığını
ödeyecektır.
3. Çek tican pıyasada ülkemiz-
de senet gibi kullanılır, çünkü va-
deli çek keşide edilır. Oysa yasa
gereği çekte vade olmaz, banka
çeki gördüğünde ödemelidir. Ül-
ke gerçeği bu değıldır. Ticari plat-
formda vadesinden önce çeki ban-
kaya götürmek ve karşıhğıru iste-
mek ayıptır, tican geleneklere bir
ihanettır. Bu, kişinin piyasadan si-
linmesı anlamına gelır.
4. Durum böyle olunca, çek bir
vadeli ve taksitli alışveriş aracı-
dır. Bu ahşverişte satıcının güven-
cesi karşılıksız çekin hapisle ce-
zalandırılmasıdır. Oysa bu güven-
ce kaldınlmca, piyasa işlemez,
kimse çek almaz ve ticaret durur.
Nitekim, tasanyı hazırlayanlar An-
ca, Ulus ve Kızılay'da kimse çek
almamaya başlamıştır.
5. Tasannın gerekçesine göre,
karşılıksız çekten ötürüher yıl açı-
lan binlerce ceza davası asliye ce-
za mehkemelerini işlemez hale ge-
tirmişrir. Bunun önlenmesi ıçın
çözüm, çekte hapsi kaldırmak de-
ğildir. Hk akla gelenler bu suçu ic-
ra ceza suçu yapmak yetkıyi icra
ceza mahkemelerine vermektir.
Bır başka çözün, bu konuda kamu
davası yerine şahsı dava yolunu
seçmek olabilir. Bu durumda da-
vasını takip etmeyen şikâyetçinin
davası düşer. Adliye rahat nefes alır.
6. Bu açıdan Yargıtay'ın çek ko-
nusundaki yaklaşımının da ele akn-
ması uygun olur. Yargıtay ısrarla
karşılıksız çek suçunun bır cürüm
olduğunu bir kenara koyarak, suç
genel teorisinın aksıne yaratılmış
şekli suç kavramına dayanarak,
her karşılıksız çekte faıkn cezalan-
dınlmasının önünü açmaktadır.
Bu sonuç yanlıştır, çünkü Türk
Ceza Yasası'nın 45. maddesi cü-
rümde kastın aranacağını belırt-
miştır. Karşılıksız çek suçu da bır
cürümdür. Oysa Yargıtay kararla-
n, "çeki imzalayan öder" mantığı-
m yerleştırmıştir. Bunun sonucu
olarak da, çekten sonra iflas eden,
konkordato ilan eden kişiler dahi
çekten mahkûm olmaktadır. Bu
yanhş uygulamanın da çek konu-
sundaki değişiklikte "psyı" vardır.
7. Karşılıksız çek konusunda
adeta dokunulmaz olanlar banka-
lardır. Bugün bankalar, layık ola-
na da olmayana da çek karneleri-
ni dağıtırlar. Sonra bu kışüer yağ-
mur gibi çek suçu işlediklerinde,
yasada bankalar için öngörülan
"komik derecedekT para cezala-
n, bankalan hıç mı hıç sarsmaz; o
sistem yine işler. Ne hikmettir ki,
tasanda bu konuda bankalan "hi-
zaya" getirecekbir düzenleme yi-
ne yoktur.
8. Bu konu temel bir hukuk il-
kesinı anımsatır. 0 ilke şudur: Her
hukuknormu o ülkenin sosyal ger-
ceklerine uygunluk taşmıak zo-
rundadır. Bunun aksıne çözümler
iki sonuç doğurur. Birincisi bu
normlar uygulanma olanağını bu-
lamaz. îkincisi ise adil olmayan
sonuçlar yaratırlar. Konumuz yö-
nünden ıkınci sonuç geçerlıdir.
Bugün Çin"de ıkinci çocuğa sahip
olanlara 3 yıl hapis cezasının ve-
nlmesi sizce nasılyorumlanacatır?
Bence bir milyar üç yüz mılyon nü-
fusu banndıran bir toplum, bireyı
bu nedenle cezalandınrken çok
mu mutlu olmaktadır? Tabıı ki ha-
yır. Fakat ülkenin sosyal gerceğı
bu normu getirmeyi zorunlu kıl-
maktadır.
9. Öte yandan ceza normlan hiç-
bir zaman suç faihne altından köp-
rüler kurmaz, çünkü bu köprüler
kamu düzenini yerle bir eder. Bu
tasan yasalaşırsa -ki bu sonuç ya-
kın görünüyor- böyle bir altın köp-
rü çek faillerine sunuhnaktadır.
Son sözüm şudur: Hatadan dön-
mek erdemdir.
îstanbul Üniversitesi ve Kitaplık Gerçeği...
Pnof. Dr. Suat GEZGİN lletişim Fakültesi Dekanı
T!
Pişman Değilim
Şen Sahir Sılan'ın anılan
îletişim Yayınlan'nda çıktı.
\ ürkıye'nin en kök-
lü, en güçlü bilim
kurumuna saldın-
lartükenmiyor. Sü-
rekli belirsizlik yaratılmaya
çalışılıyor. Ne yazık ki yarat-
tıklan karanlıkta güneşi bal-
çıkla sıvamaya çahşıyorlar.
Övünçle belırtelım ki Îstan-
bul Üniversitesi üretimiyle,
uvgulamalanyla, toplumsal
gelişmeler hakkında göster-
diğı duyarlılıklarla dıkkat-
lerin üzerinde yogunlaştığı
bir kurum olmuştur. îstan-
bul Üniversitesi, başanlı bi-
limsel çalışmalanyla Türk
yüksekögrenimınin yüz akı-
dır. Görkemli öğretim yılı
açıhşlan, mezuniyet törenle-
ri, ulusal sorun ve çıkarlar-
da gösterdiği duyarlılıklan,
Îstanbul Üniversitesi çatısı
altında bulunmayı onur ve
gurur kaynağına dönüştür-
müştür.
Îstanbul Üniversitesi'nın
konumu, ne yazık ki olum-
lu bakış, destek ve ilgiyle
birlikte saldınyı da berabe-
rinde getirmektedir. Bilinen
odur ki hiçbiröğretim kuru-
mu, yükseköğretün kurumu
bu denli taraşmalann odagın-
da yer alıp saldınlara hedef
olmamıştır. Saldınlann bu
denli yoğun yaşanmasının
nedenlerinden bırisı başan,
öbürü de Îstanbul Üniversi-
tesi'nin üstlenmiş olduğu öz-
görevdir (misyondur).
Bir yükseköğretim kuru-
mu elbette cehalete, kara ce-
halete karşı mücadele \ ere-
cektir. Bir yükseköğretim
kurumu elbette ulusal çıkar-
lan gözetecek ve yücelte-
cektır. Bir yükseköğretim
kurumu elbette hakkı, hu-
kuku, ılkeyı, ıyiyi, doğruyu,
güzeli yüceltip toplumsal he-
İstek Vakfı Okulları
12 Yıllık Kesintisiz Eğitime Hazırdır!
ATAMIZIN BAŞLATTIĞI TÜRK RÖNESANSINI DEVAM ETTİRECEK NESİLLER YETİŞTİRİR
2002 - 2003 Öğretim Yılı Aday Kayıt Koşulları
ANAOKULLARI
4 - 6 Yaş (Başvuru sırasına göre mülakat ile)
ANASINIFLARI
6 Yaş (Başvuru sırasına göre mülakat ile)
İLKÖĞRETİM OKULLARI
1., 2., 3. Sınıflara (Başvuru sırasına göre mülakat ile)
4., 5., 6., 7. ve 8. Sınıflara (Başvuru sırasında Seviye Belirleme Sınavı ile)
LİSELER
Lise Hazırlık: Oiploma derecelerine ve Seviye Belirleme Sınavı ile
1., 2., 3. Sınıflara: Diploma derecelerine ve Seviye Belirleme Sınavı ile
Fen Liseieri: M.E.B. Merkezi Sınavı ile
Güzel Sanatlar: 25-26 Haziran 2002 Yetenek Sınavı ile
İstek Okulları
Tanıtım Günleri
• 25 Mayıs 2002 Saat: 13.00
•02 Haziran 2002 Saat 13.00
(Tanıtım günleri tarihi bütün
okullarımız için geçerlidir.)
Aday Kayıt İçin
Gerekli Belgeler
• Nüfus Cüzdanının aslı ile
önlü - arkalı fotokopisi
• 2 adet vesikalık fotoğraf
• Okuldan verilecek
başvuru dilekçesi
I s t a n b u l ' d a Size Yakın M u t l a k a B i r Okulumuz Vardır
İS1TK İSTANBUL EĞTTİM
HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İbrahimağa Mah Köftüncü Sk
Acıbadem/İSTANBUL
Tel. (0216) 326 34 14 (10 Hat)
Faks. (0216) 326 34 31
E-maıl: istek@istek.org tr
Web istekorg.tr
ACIBADEM OKULLARI
İbrahimağa Mah BağSok. 81010 Acıbadem
Tel: (0216)3255075-325 3096
Faks: (0216)325 9232
E-mail. acibadem@istek.org.tr
ATANUR OĞUZ OKULLARI
Mecıdiye Mah Şakır Kesebır Sk No.28
80690 Balmumcu
BEYKOZ KONAKLARI ANA OKULU
Soğuksu Mah. Beykoz Konaklan C/75
Paşabahçe
Tel
Faks:
0216) 539 02 50
0216)53902 51
Tel
Faks-
0212)21134 60-21134 61
0212 272 5210
E-maıl atanuroguz@istek.org tr
IELDE OKULLARI
BumanıyeCad RasimağaSk. 81200 Bağlartaşı
Tel (0216)333 0102-333 74 06
Faks- (0216İ 341 72 71
E-maıl: belde@ıstek org.tr
BİLGE KAGAN OKULLARI
Rorya Asialtı Nc 2 34810 Florya
Tel (0212)6632971-663 29 73
Faks. (0212)6632972
E-mail: bilgekagan@ıstek org.tr
KAŞGARLI MAHMUT OKULLARI
Eskı Edırne Asfaltı, Sultançırtlığı 34110
Gazıosmanpaşa
Tel. (0212)5941804-2941805
Faks. (0212)5941248
E-mail: kasgarlımahmut@ıstek org.tr
SEMİHA ŞAKİR OKULLARI
Bağdat Caa No: 246 Çiftehavuzlar
81030 Göztepe
Tel. (0216)3569092-3601218
Faks: (0216)385 2516
E-maıl semihasakir@istek.org tr
KEMAL ATATÜRK OKULLARI
TarabyaCad 80800 Tarabya
Tel.
Faks-
E-maıl
0212)262 42 57-262 75 75
0212)262 79 58
kemalataturk@istek.org.tr
ULUGBEY OKULLARI
Ataiar Cad. Yukarı Rahmanlar 81410 Kartal
Tel (0216)353 43 92-374 5029
Faks (0216)353 4088
E-maıl: ulugbey@istek.org tr
defler arasına yerleştirecek-
tir. îstanbul Ünrversıtesi ta-
rihi boyunca bu tutum ve an-
layışın öncüleri arasında yer
almıştır. Ulusal çıkarlan ha-
raç-mezat pazarlav an, satan
ülke düşmanlannınkarşısm-
da üniversıteler değil de kım
yer alacaktır? Din simsarla-
n ve sömürenlerinin karşısın-
da üniversıte değil de kım
yer alacaktır? îstanbul Üni-
versitesi'ne dönük saldınla-
nn temelinde bu onurlu kar-
şı çıkışı sindiremeyen "gûç-
süzier" vardır. tstanbul Üni-
versitesi"nin haklı ve onur-
lu karşı duruşu dün olduğu
gibi bugün de sürecektir.
Son günlerde îstanbul Üni-
versitesi'nin karşı karşıya
kaldığı haksız saldınlardan
bın de kütüphanelerle ilgıli
gerçekleştirdıği düzenleme-
lerdır. Anlatılanlann. ileri
sürülenlerin hiçbirinın ger-
çek payı yoktur. Bılgi edin-
meden, gerçekliği bulunma-
yan ve konunun tarafina baş-
vurulmadan basına yansıtı-
lanlar. bütünüyle birtercih so-
runudur. Görülüyor ki bu teT-
cih de ne yazık kı din sim-
sarlannın ve numaralı cum-
hunyetçilerin ekmeğıne yağ
sürmektedır. Türkıye'nın
içinde bulunduğu koşullar
gerçek anlamda yurtse\er
bir duyarhhğı gerekli kıl-
maktadır.
Ulusal ekonominin yaşa-
dığı sarsıntılar. özellıkle \1ik-
seköğretım kurumlannı de-
rinden etkilemıştır. îstanbul
Üniversitesi bu bılinçle ha-
reket etmektedir. Kütüpha-
nelerle ilgıli yapılan çalış-
ma da bu gerçekhğin biryan-
sunasıdır. Sınırlı koşullar ve
olanaklarakarşın. hiçbir ku-
rumun, kışinın, yurttaşın yük-
lenen bu sorumluluktan ka-
çınması olası değildir. îstan-
bul Ünıversitesı bünyesınde
bulunan kütüphanelere iliş-
kin sayısal döküm. gerçeği
daha behrgin kılacaktır. ts-
tanbul Tıp Fakültesı'nde top-
lam 10. Edebiyat Fakülte-
si'nde 17. Hukuk'ta 8, tkti-
sat'ta 6, Fen'de 5 tane kütüp-
hane var. Aynca enstitülere
bağlı 10,yüksekokullaraaıt
8 tane daha kütüphane var.
Elbette kütüphane sayısının
fazla olması ıyi, ancak işlev-
li ve güçlü kütüphaneler ol-
ması daha anlamlıdır. Ne ya-
zık kı son yıllarda kütüpha-
nelerimızın önemlı kan kay-
bına uğradığını behrtmek
gerekir. Bütçe sorunlan. ye-
tersizlikleri bu kadar geniş,
dağınık ve boyutlu yapılan-
maya izin vermiyor. Bu ya-
pılanmanın fakülte kitaplı-
ğıyla sınırlandınlması ve
merkez kütüphanenın daha
genış kıhnması sorunlann
doğurduğu bir sonuçtur. Bu
sorunlar karşısında îstanbul
Üniversitesi" nin kütüphane-
lere ılışkin uygulamasını "ki-
tap düşmanhğı''yla özdeş-
leştırmenın hangı zihinsel
çarpıklığın üriınü olduğu da-
ha net biçımde gunışığına
çıkmaktadır
îstanbul Ünhersitesi per-
sonel ravnrganhğına kârşı-
dır!
Kamu lcurumlannın birer
insan yığınağı haline dönüş-
mesı çağdaş yonetim anlayı-
şıylabağdaşmamaktadır. Ku-
rumlann etkın ve etkili ça-
lışma gucüne kavıışması hiç
kuşkusuz yeterlı ve gerekli
personel sayısıyla olasıdır.
Gereğinin üzennde bir istih-
dama gitmek uretimin dina-
mıtlenmesinden başka bır
şey değıldır îstanbul Üni-
versitesı bünyesinde bulu-
nan kütüphaneler de ne ya-
zık kı aynı sorunla karşı kar-
şıyadır. Bugüne kadaruygu-
lanan polıtikalar, sonuçta Îs-
tanbul Üniversitesi'nın çok-
lu ve karmaşık bır yapıya
dönuşmesine yol açmıştır.
Her akademik birimin ayrı
kütüphanesı. bugünün ko-
şullan içerisınde ka>Tiağının
da sorgulanmasını gerekli
kılmıştır. Görülmektedir kı
uzun yıllann bırikırru sonu-
cu sayısı artan kütüphaneler
berabennde personel voğun-
luğunu da getırmıştir. Oysa
mevcut personeluı rasyonel
kullanılması bır tercih değil,
zorunluluktur. Bu nedenle
sonuç şudur:
Bilgi ve bılim ulaşılabildi-
ği ve paylaşılabildıği ölçüde
değerkazanır. Önünde engel-
lerin ve sıkıntılann sıralan-
dığı bılgi ve bılim yolunun
ünıversitelere. üniversiteye
yaraşır bir tarafı yoktur. çün-
kü üniversıteler kamusal
alanlardır. Sadece öğrencıle-
rıne. personehne. öğretim
elemanlanna değil. halka,
halkın kullanımına açıktır.
Oysa Îstanbul Üniversite-
si'nin içinde bulunduğu çok-
lu ortam, kaynağa ulaşmada
giderek zorluklann yaşan-
masına yol açmaya başla-
mıştır. Birçok birimimizin
birikimlerini yetennce ve ıs-
tenıldiğı ölçüde serbest kul-
lanıma açamadığı gözlem-
lenmiştir Dola>ısıylakütüp-
hanelerin daha genış ve öz-
gür paylaşımını hedefleyen
bir yapılanma yerilecek ve
eleştınlecek bir uygulama
değildir. tstanbul Ünıversıte-
sı'nın bu anlamda atıl ve güç-
süz kalmış kütüphaneleri
merkez kütüphane çatısı al-
tında birleştirmeye uğraş ver-
mesı yadırganacak ve eleş-
tınlecek bir tutum değildir.
ÎstanbulÜnhtrsitesi Mer-
kez Kütüphanesi çağına >a-
raşırbir hizmet kununudur!
Banndırdığı tüm yapıtlar-
laeşsizbirkaynak gücüne sa-
hip merkez kütüphane bu
gücünü daha etkin ve verim-
li kullanmaçabasındadır. Da-
ğılmış birikımini ve gücünü
bir araya toplayarak güçlen-
mektedir. Sınırlannı zorla-
yarak daha geniş bir kaynak
kuşağı sunma amacındadır.
Nitekim elindekı yapıtlan
compact disklere aktararak
bılgiye htzlı ve kolay ulaşım
sağlamaya çalışmaktadır.
Hikmet ÇETİNKAYA
kadınlaryağmurvekuşlar
i . i v ı n c ı L ı.
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 7'
Deniz SOM
dere tepe anadolu
hertıangiblryercle-2
üm i£*a<Utı/>nMrda ve
<• u n i z i V A v ı n c ı
T e l : 0 2 1 2 - 5 1 2 4 2 !<•> F a k s : 5 1 2
hayata değer
katmak için.
YAZ PROGRAMIARI 02
Genel Ingılızce Programlan
ŞırkeCler ve Kuruluşlar Içın Ozel PrograTÜar
Iş Ingılızcesı Programlan
TOEFL-IELTS-FCE Sınavlanna Hazırlık Programian
Çocuklara Ozel Hafta Içı Gunduz Yaz Programlan
Bıre-bır Ingılızce Eğıtımlerı
Ev Hanımlarına Ozel Hafta Içı Gunduz Ingılızce Programları
Rumeli Cad. No:92 80220 Osmanbey tstanbul
Tel: (0212) 225 91 72 - 247 09 83 - 241 20 34
www.englishcentre.com
ATATURK GENÇLIGI
GÖREV BAŞINDA
Gokçe Fıraî ' 9 Wayıs ta
Atoturk çozumunu hcttrlam'ak
Cevnm yapıp vatanı ku
r
ta
r
mak
M Kema! Afatürk Somurgectlık ve
emperyalızm yeryuzunden yok olocok
llhan Selçuk Gard-op Atatu'kçjluğu
Doğan Avcıoğlu Istklolcıler, mıllıcıler,
öırleşınızl
Uğur Mumcu, Azız Nesın, M Alı Aybar'ın
Atatunt uzenne yozılon
Sunay Akın Atatürk'un heykelı bıie sırtnı Avrupa'yo donmuş
Zekerıya Temizel ile soyleşı
Vergı kaçınp, ekonomıde dınamızm yoratır dıvorlar
Alı Özsoy Hasto olan sadece Ecevıt mı?
Güne} Ayas Türkiye'yı AB de bolmeyecekse mm bolecek?
Nur Arslon Arafatsız Fılıs'in, Fılıstınsız Grtadoğu demek
Vahap Erdoğdu (Turk Solu 1967-69 Genel Yaym Yonelmenı)
TCrk Solu Ezılen halklorın antıemperyalıst mucodelesınm parçası
Istanbul. (0212) 293 72 92-245 61 30-292 73 00 WWW.tUrkSOİU.OfQ
Ankara: (0312) 232 46 22 lımır.(0232) 465 10 3"
1
Oanizli: (0256) 242 26 59 >-po«U: lurksolu@hctmaı com
4.sayı bayilerde 750.000 TL