Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2002 PAZAR
HABERLER
DUIVYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Öldiiren Aşk
Sevgili,
Sait Faik'in "öyle BirHikâye" adlı enfes öy-
<üsünde; yazar, Aksaray'da sinemadan çıktığın-
da, hava kararmış ve hafiften bir yağmur çise-
emeye başlamıştır ve tam o sırada, bağırışlar,
düdükler, "Yakalayın!.. Tutun!.." sesleri arasın-
da bir adam belirir karşısında.
- Sakla beni abi, polis peşimde diye yalvarır
kaçak.
- Peki, der yazar, atla cebime.
Adam küçülür, pire gibi olur, yağmurluğun ce-
binden içeri dalar ve ikisi arasında konuşma
başlar.
- Adın ne senin?
- Hidayet...
- Neden kovalıyor polis seni?
- Sevgili öldürdüm.
- Neden öldürdün Hidayet?
- Çok seviyordum be abi...
Gerçekten de, çok sever Hidayet yavuklusu-
nu. öyle ki, birisi kendisine bir yol soracak ol-
sa, önce düşünür Hidayet, "Acaba o olsaydı ce-
vapverirmiydi, verseydine derdi?" diyeve on-
dan sonra başlar konuşmaya.
Sevginin böylesi, sevdiğini öldürecek kadar
da marazidir.
* • •
Çok aşklar, sevdalar gördüm, tanıklık ettim, duy-
dum, okudum Sevgili. Ama diyebilirim ki, hiçbi-
ri bana, Hidayet'in "Neden öldürdün diye sorul-
duğunda, duraksamadan çok seviyordum beabi"
yanrtı verdiği sevgisi kadar çarpıcı gelmedi.
Hep düşünmüşümdür sevginin bu denlisi,
gerçekten sevdanın nesnesine mi yöneliktir,
yoksa öznesine mi diye.
Leyla ile Mecnun öyküsü de öyle değil midir?
Leyla'nın aşkıyla çöllere düşüp mecnun olan,
bugünkü gençlerin sade suya tirit küttürünün di-
liyle tırlatan Kays için artık aşkının nesnesinin
bir krymeti kalmamıştır, vuslat da değildir önem-
li olan, o artık kendi aşkına âşıktır.
Mecnun'un aşkında özveri ve diğerkâmlık söz
konusu olabilir mi?
O, tam tersine çıkarcı ve bencil değil midir?
Kays'ı mecnun eden aşk, yine de Hidayet'in-
ki gibi, nesnesini öldürme raddesine varmaz. Bel-
ki de varmamasının nedeni, öznenin nesne ile
ilişkiyi yitirip sevgiliden bağımsız, sadece eyle-
me yani sevgi olgusuna takılıp kalmasıdır...
• • •
Görüyorsun ki, fatrı zekâ gibi, fatn sevda (sev-
da fazlası) da tehlikeli.
Tahmin ediyorsundur, fatrı sevdanın günde-
me gelmesinin nedeninin Rahşan Ecevit'in, şu
anda Başbakan olan eşine duyduğu sevda ol-
duğunu.
Rahşan Hanım'ın dillere destan sevdası yü-
zünden, Bülent Bey 12 gün kınk kaburga ile gez-
miş.
Rahşan Hanım'ın, kendi gözü dışında her-
kesten kıskandığı eşini tftizlikle koruduğunu her-
kes bilir. O, politikacı kocasının iş arkadaşlan ve-
ya partidaşlarına bile her zaman kuşkuyla ba-
kar, onların bakışlarını gözaltına alıp, "Acaba
Bülent'e ne zaman, ne zarar verebilir?" diye sor-
gular, bu sessiz içsel sorguyu farkına varmadan
geçemeyenlerin siyasi yaşamları o anda sona
erer, kendileri gerçeği sonradan anlasalar bile...
Bu kez de Rahşan Hanım, Bülent Bey'in sağ-
lığı için doktoriarı bile sokmamış eve, on gün-
den fazla direnmiş, sonunda doktoriar medikal
bir 28 Şubat muhtırası ile metazori gitmişlerika-
metgâha da, Başbakan'ın damar iltihabı ve ka-
burga kırığı olduğu çıkmış ortaya...
Olay kimine göre acıklı, kimine göre gülünç,
kimine göre düşündürücüdür.
Ben zaten hep düşünmüşümdür, "Hanıme-
fendi'nin sevgisi, acaba bencil mi diğerkâm
mı?" diye.
Tabii kimsenin sevgisi, niteliği kimseyi ilgilen-
dirmez, ilgilendiımemelidirde. Hele heleseven
de sevilen de bu sevgiden hoşnut olduktan
sonra...
Kocasını vezir eden bir kadını eleştirmek de
bize düşmez.
Düşmez ama, bu tutkulu sevdanın bedelini mil-
letçe ödüyoruz.
Başbakan'ın herkesin malumu birsırdurumu-
na dönüşmüş olan sağlık durumu, piyasalan
altüst ediyor, borsa düşüyor, dolar ve faiz yük-
seliyor ve kaçınılmaz olarak, enflasyon beklen-
tisi etkileniyor.
Yani kocasını yıllar içinde kaç kez vezir etmiş
olan kadının aşkı ekonomiyi de rezil ediyor ve
bize de ağır bedeller ödetiyor.
Bu arada hemen belirtmeliyim ki, Kemal Der-
viş haklı, ekonomimize artık gerçekten bir şey ol-
maz. Rahşan Hanım'ın aşkına bile direnip, hak
ileyeksan olmayıp, bu öldüren aşkı küçük hasar-
la aöatan ekonomiyi inanın bana hiçbir şey yıkamaz.
CHP Cenel Başkanı Deniz Baykal:
Fiili bir boşbakana
ihtiyaç var
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-CHPGe-
nel Başkanı Deniz Bay-
kal, Cumhurbaşkanı'na
TBMM'yi fesih yetkisi-
nin tanınması gerekti-
ğini söyledi. Başbakan
Bülent Ecevit'in rahat-
sızlığına da değinen
Baykal, "Türidye'niıı,
füfi bir başbakana ihti-
yaa var" dedi.
Deniz Baykal, Vakıf
2000 tarafindan dün Hil-
ton Oteli'nde düzenle-
nen "DahatyiBir Yöne-
tim tçin Venickn Yapı-
lanma" konulu toplan-
tıda yaptığı konuşma-
da, Türkiye'nin yıllar-
dır iyi yönetilemediğini
ileri sürdü. Türkiye'de
siyasetin yeniden yapı-
landınlıp saygınlık ve
etkinliğinin arttınlması
gerektiğini belirten Bay-
kal, bunun için öncelik-
li olarak milletvekili do-
kunulmazlığının düşün-
ceyi açıklama ve siyasi
faaliyetlerle sanırlandı-
nlması gerektiğini söy-
ledi. Baykal, Ecevit'in
sağlık durumu ile ilgili
sorular üzerine de Ece-
vit'in başka bir bakana
vekâlet vermesi gerek-
tiğini belirtti.
Başbakan'ın rahatsızlığıyla ilgili senaryolardan Başbakan Yardımcısı sorumlu tutuluyor
ÖEcevit-Özkan kavgası büyüyorTÜREYKÖSE
ANKARA - Başbakan BülentEce-
vit'in hastalığının uzaması ve yeni-
den hastaneye yatınlmasının ardın-
dan DSP'de Genel Başkan Yardım-
cısı Rahşan Ecevit ile Başbakan Yar-
dımcısı Hüsamettin Ozkan arasın-
daki kavga su yüzüne çıktı. Rahşan
Ecevit, genel merkez kadrolannı öne
çıkarmaya başlarken yapılan açıkla-
malarda, üstü kapalı olarak Özkan'ın
hedef alınması dikkat çekti.
Başbakan Ecevit'in yeniden has-
taneye kaldınlması "DSP, seçime
Ecevit'Ie gidemez. Başbakan, önii-
müzdeki dönemde mutlaka hem ül-
keyi, hem de partisini gözeterek bir
• Başbakan Ecevit'in hastaneye yatınlmasının ardından DSP içinde Rahşan Ecevit-
Özkan kavgası iyice su yüzüne çıktı. Rahşan Ecevit'in ve genel merkez yönetiminin
Ecevit senaryolanndan Özkan'ı sorumlu tuttuğu dile getirildi. Rahşan Ecevit
kadrolanna, "iddialara yanıt verin" talimatı verdi.
karar almak zorunda" beklentisi-
nin büyümesine neden oldu. Ece-
vit'in "kadrolannıngeriplandakal-
dığı" açıklamasının hemen ardın-
dan, önceki gün genel merkezde ba-
sın toplantısı düzenleyen bazı parti
yöneticileri, "gerek dışandan, ge-
rekse içeriden körüklenen tüm tez-
gâh ve ruzaklara geçit vermeyecek-
ferini" söylediler. Açıklamadaki "içe-
riden" vurgusu, parti içındeki bazı
gruplann beklenti ve çabalanndan ge-
nel merkezin duyduğu rahatsızlığı
gösteriyor.
Basın toplantısı düzenleyen genel
başkan yardımcılan Tayfün İçli, Ze-
ki Sezer, genel sekreter yardımcısı
Süleyman Yağız, grup başkanvekili
Emrehan Hahcı ve genel sayman
MecitŞekercioğlu'nun Rahşan Ece-
vit'e yakrnlığına dikkat çekilirken;
toplantıda Hüsamettin Özkan'ın he-
def alındığı öne sürüldü.
Bu gelişmelerin ardrndan Rahşan
Ecevit genel merkez kadrolannı öne
çıkarmaya başladı. Yöneticilerin sü-
rekli genel merkezde bulunması ve
senaryo ve söylentilerle ilgili savla-
ra yanıt vermelerinin ıstendiği öğ-
renildi. Ecevifin sağlığı ile ilgili ola-
rak, Rahşan Ecevit'i hedef alan ha-
ber ve yorumlardan Hüsamettin Öz-
kan'ın sorumlu tutulduğu öğrenildi.
Genel Başkan Yardımcısı Tayfiın
Içli. Başbakan Ecevit'in sağlığıyla
ilgili gerekenlerin yapılmadığı değer-
jenjirmelerinin arkasında "Rahşan
Ecevit'i ve örgütü yıpratma çabala-
nnın" olduğunu söyledi. İçli. "tçi-
f^jededışınuzdadabirtakmıodak-
lar ayiardır Sayın Başbakanı, Sayın
Rahşan Ecevit'i ve örgütü yıpratma
çajışrnalannı sürdürüyordu. Son ya-
şananlar bu çabalann son versiyonu-
dur" dedı.
Ecevit'in dinlenmeye gereksini-
m i olduğunu vurgulayan Içli. "Dok-
torlar da söylüyor, kaburga kınğı al-
çrya almamaz, sadece dinknme ge-
rekiyor. Sayın başbakan. ayağında-
ki Utihap için hastaneye yaönldı. Sa-
vın Rahşan Ecevit de, Sayın Başba-
kanınuz da bunlan bUmeyen insan-
lar değü" diye konuştu.
Partinin dün yapılan 2. Olağan Kongresi 'nde görevi Sezgin'dendevraldı
DTP'de Bayar dönemi
SERTAÇ EŞ
ANKARA - DTP'nin 2. Olağan Kong-
resi 'nde Mehmet AB Bayar genel başkan-
lığa seçildi. Kongrede yapılan tüzük deği-
şikliği ile çarşaf liste yerine blok liste yön-
temiyle Genel Idare Kurulu (GlK) seçim-
leri yapıldı. Bayar'ın listesinde 11 eski yö-
neticiye yer verilirken, kamuoyu tarafin-
dan yoğun olarak tanınan kimsenin liste-
de yer almaması dikkat çekti. Bayar, DTP'de
siyaset yapmaya davet ettiği makul çoğun-
luğu iktıdara taşıyacağını belirterek "As-
la yalan söyleme>eceğim
r
' dedi.
DTP'nin 2. Olağan Genel Kurulu dün Ah-
met Taner Kışlalı Spor Salonu'nda ger-
çekleştirildi. Kongrede tek genel başkan
adayı olan Bayar, salona, görevi devraldı-
ğı tsmetSezgin ile birlikte geldi. Sezgin'in
veda konuşmasının ardından kürsüye çı-
kan Bayar. ilk kez bir partinin değişim is-
teklerine kulak verdigıni dile getirdi. Ko-
nuşmasında sık sık "makul çoğunluk" vur-
gusu yapan Bayar, "Yeni bir Türkiye için
makul çoğunhık tekrar siyasete dönmeli,
Türkiye ile ve Türkiye'nin geleceği ile bü-
tünkşmeli" dedi. Siyaset yaparken asla
popülist bir yaklaşımın içinde olmayaca-
ğuu belirten Bayar, şöyle konuştu:
"Aslayalan söyiemeyecegim. Asla yapma-
yacağnn işlerin sözünüvermeyeceğim. Alal
ve biümin gerekkrini inkâr etmeyeceğim.
Toplumnn ihtiyaçlannuı beürkdiği önceü-
ğe dikkat edeceğim. Bunu bir taahhüt ola-
rak söylüyorum."
Daha sonra yapılan seçimlerde 621 de-
lege oy kullandı. Bayar geçerli olan 594
oyun tamamını alarak genel başkan seçil-
di. 853 delgeden 232'si de oylamaya katıl-
madı. Bayar'ın hazrrladığı GlK listesi de
delinmeden kabul edildi. Bayar'ın eski ge-
nel başkanın kontenjanından 6 isime yer
verdiği öğrenilirken, kamuoyunun tanıdı-
ğı isimlere hiç yer vermemesi dikkat çek-
ti. GlK listesine 13 kaduıa yer veren Ba-
yar, eski GÎK üyeleri Hamdi t çpınarlar,
Jefı Kamhi, Gökberk Ergenekon, Mehmet
Batalh, Hulusi Turgut, Barlas Doğu, Ayse-
li Göksoy ve Muhtar Mahramh gibi isim-
leri listesine almadı. Seçimden sonra teşek-
kür konuşması yapan Bayar, "Oylarmız
benim namusumdur. Banatevdi ettigmizgü-
veninize layık ohnaya çalışacağun" dedi.
Bir grup DTP il başkanı. kongreden bir
gün önce eski Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e nezaket ziyaretinde bulundu.
Demirerin ziyaret sırasıda Bayar'ı övdü-
ğü öğrenildi. Bayar'ı, "ZekL. Yaşı küçük
ohnasay dı şimdi büyükelçi olurdu. Kendi-
si siyasete çok yatkrndır" diye anlatan De-
mirel'in, "O sizi uçunır" dediği dile geti-
rildi.
Eski DTP Genel Başkan Yardımcısı Üç-
pınarlar ise tüzük değişikliğine tepki gös-
tererek, DTP'nin parti içi demokrasiden vaz-
geçtiğini savundu.
BAŞBAKAN, EŞtNİ SAVUNDU:
Hastaneye
ben gitmedim
• Başbakan Bülent Ecevit, Rahşan Ecevit'i
hedef alan haberlere sert tepki gösterirken,
"ekonomi etkilenmesin diye" doktorlara
kendisinin başvurmadığmı söyledi.
DTP Genel Başkanı olan Bayar, salona görevi devrakbğı tsmet Sezgin ile birlikte geldi. (AA)
Kadrolu elemanlan Meclis ile Çalışma Bakanlığı'nda hizmet veriyor
SSK 'geçiş köprüsü' oldu
• Kadrosu SSK'de olmasına karşın TBMM'de çalışan ve tüm
ödemelerini SSK bütçesinden alanlar arasrnda Tayyip
Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Turhan Çömez de bulunuyor.
Ufuk Söyiemez'in danışmanı Ta-
nk Han Sevim de bulunuyor.
Personel yetersizliği nedeniyle
sigortalılara gerekli hizmeti sağ-
layamayan SSK'nin kadrolan,
birçok kurumun personel ihtiya-
cını karşılamak için kullanılıyor.
SSKkadrolanm kendi personel ih-
b'yacını gjdermek için kuUanan ku-
rumlann başuıda Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanlığı geliyor.
Kayıtlara göre, kadrosu SSK'de
bulunan 122 kişi, Çalışma Ba-
kanlığı'nda "geçici görevlendir-
HACER BOYAQOĞLU
ANKARA - Personel sıkıntısı
yaşayan SSK'nin kadrolu ele-
manlan, başta Çalışma ve Sosyal
Güvenhk Bakanlığı olmak üzere
TBMM ve Başbakanlık'ta istih-
dam ediliyor. Kadrosu SSK'de ol-
masına karşın TBMM'de çalışan
ve tüm ödemelerini SSK bütçe-
sinden alanlararasında AKP Ge-
nel Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan' ın Özel Kalem Müdürü Tur-
han Çömez ve DYP Milletvekili
me" adı altuıda istihdam edili-
yof. Kadro sıkıntısı nedeniyle is-
tedikleri isimleri Meclis bünyesin-
de çalıştıramayan birçok siyasi
de, SSK kadrolannı geçiş köprü-
sü olarak kullanıyor. Buna göre,
daha önce VakıfGureba Hastane-
si'nde Cerrahi Uzmanı olarak gö-
rev yapan Turhan Çömez, geçen
yıl içinde "geçici olarak"
TBMM'de görevlendirildi. Tüm
ödemeleri SSK bütçesinden ya-
pılan ve kadrosu SSK'de bulunan
Çömez halen Erdoğan"ın özel ka-
lem müdürlüğünü yapıyor.
DYP Izmir MilleUeküi Ufuk
Söylemez'in danışmanlığını ya-
pan Tank Han Sevim'in kadrosu-
nun da SSK'de olduğu belirtildi.
Petrol Ofisi AŞ Genel Müdürlü-
ğü'nde görev yapan Sevim'in kad-
rosunun SSK'ye aktanlmasının
ardından Söylemez'in kurum baş-
kanhğına başvıırarak geçici görev-
lendirme istediği kaydedildi. DSP
Samsun Milletvekili Şenol Kapn
cı'nın ebe hemşire kızı Özlem
Kapıanın da SSK kadrosunda
olmasına karşın, TBMM"de geçi-
ci görevlendirme adı altında istih-
dam edildiği belirtildi.
Başbakanlık Yüksek Denetle-
me Kurulu da (YDK), "SSK'de-
ldmevcutkadrolan, diğerkurum-
larda istihdam etmeyin" uyan-
suıda bulundu.
ANK\RA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
BülentEcevit, eşı Rahşan
Ecevit' in 13 gün boyunca
süren ınadı yüzünden has-
taneye gitmediği ve kınk
kaburga kemiği ile evde
kaldığı yönündeki iddi-
alara hasta yatağından sert
yanıt verdi. Ecevit, eşine
yöneltilen iddialann son
derece çirkin olduğuna
işaret ederek "Doktorla-
nmıza son günlere gelin-
ceye kadar yeniden baş-
vurmadığım doğnıdur.
Fakat bunun nedeni yeni-
den hastaneye başvur-
manı durumunda ekono-
miye zarar verecek senar-
yolar üretilebileceğini dü-
şünmemdir" dedi.
Ecevit, hem eşine yöne-
lik eleştirilere ilişkin açık-
lamayı hem de 19 Mayıs
Gençlik ve Spor Bayra-
mı mesajını kaleme aldı.
Sol dokuzuncu kabur-
gasında tra\Tnatik krnk ve
yumuşak doku zedelen-
mesi, sol bacağında trom-
boflebit saptanan Ecevit,
13 gün boyunca evinden
hiç çıkmaması ve doktor
kontrolüne gitmemesi ne-
deniyle yöneltilen eleşti-
rilere Basın Müşaviri Cem
Ava aracüığıyla yanıt ver-
di. Türkiye Cumhuriye-
ti'ninbaşbakanı olmasına
karşın hastaneye gitme-
mesi ve bunda eşi Rah-
şan Ecevit'in doktorlarla
inatlaşmasının etkili ol-
duğu yönündeki yorum-
lara tepki gösteren Ecevit,
"Bugünkü gazetelerden
banlannda çıkan yaym-
lar ve yorumlar her türlü
insafin dışındadır. Özel-
Kkle Rahşan Ecevit'e yö-
neMlen ithamlarson dere-
ce çirkindir" dedi. Eşi
Rahşan Ecevit'in yaşam
süresince kendisine her
türlü desteği verdiğini ve
yardımı yaphğuıı vurgu-
layan Ecevit, şu açıkla-
mada bulundu:
"Eşim ve yardımcım
Rahşan Ecevit'e benim
sağhk durumumla ilgili
yöneltilen ithamlar akıl
dışıdır. Benim ilk muaye-
nelerimden sonra değerH
doktoıiannuza son günle-
re getinceye kadar yeni-
den baş\ urnıadığını doğ-
nıdur. Fakat bunun nede-
ni yeniden hastaneye baş-
vnrmamdurumundaeko-
nomiye zarar verecek se-
naryolar üretilebileceğini
düşünmemdir. Nitekim
öyle ohnuştur. Bu arada 0-
ginç bir gözfemim de Rah-
şan Ecevit'e yöneltilen
haksız ithamlann tümü-
nün benzertiğidir.
1
'
Durumu iyi
Başkent Üniversıtesi
Hastanesi'nden yapılan
açıklamada da, Ecevit'in
dün sabah yapılan kontrol-
lerinde tedaviye olumlu
yanıt ahndığı belirtilirken
iyıleşme sürecinin başla-
dığının gözlemlendiği bil-
dirildi. Tedavinin planla-
nan süre içerisinde devam
edileceğine dikkat çeki-
len açıklamada, gelişme-
lere ilişkin bilgilerin ve-
rileceği kaydedildi.
Sabah saatlerinde Ece-
vit'i telefonla arayan
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, geçmiş ol-
sun dileğinde bulundu.
Sabah ve öğleden sonra-
ki ziyaretçı trafıği de sür-
dü. Ziyarete gelen bakan
ve milletvekillerinin has-
tane yönetimi tarafindan
karşılandıktan sonra ko-
nuk odasında ağırlandı-
ğı, Ecevit'le görüşemedi-
ği öğrenildi. Burada sa-
dece Rahşan Ecevit ile
görüşen bakanlann Baş-
bakan Ecevit'in sağlık du-
rumu hakkında bilgi al-
dığı kaydedildi. Doktorla-
nn bakanlara, "Ecevrt'in
7-8 gün içerisinde tabur-
cu olabileceğini"' bildiril-
diği öğrenildi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Başbakan Bülent Ecevit'in sağlı-
ğı Türkiye'nin geleceğini etkiler mi?
Borsa ve döviz fiyatlanndaki oyna-
maya bakılırsa ciddi olarak etkiliyor.
Sıkıntıyı fark eden Ecevit, "Sağlığım
iyi, ekonomiyi ve siyaseti sarsacak
bir durum yok" diye açıklama yapma
gereğini duydu.
Ecevit'in sağlık durumu, neden Tür-
kiye'yi etkiliyor? Bunun üzerindetar-
tışmak ve konuşmakta yarar olduğu
ortada. Birinci olarak, Ecevit'in hale-
fi yok. Partide bir ikinci isimden söz
etmek mümkün değil. Bunun sebebi
de, DSP'nin demokratik geleneklere
sahip bir parti olmaması. Diğer par-
tiler DSP'den farklı mı? Onlarda ikin-
ci bir isimden söz edilebilir mi? Edi-
lemeyeceği açık.
12 Eylül askeri darbesini gerçekleş-
tirenler, hazıriadıklan yasalaria siyasi
partileri de kışla düzenine soktular.
Siyasi Partiler Yasası, parti liderliğine
olağanüstü yetkiler tanıyor. Bu ne-
denle partiler, lideıierin tayinle istedik-
lerinı yükseltip, istediklerini yokettik-
Ecevit'i de Hapse Atmışlardı
leri biryapı içinde örgütleniyoıiar.
Bir partiden milletvekili seçilmek
tamamen liderin tercihine bağlı. Öy-
le milletvekilleri var ki, yaşamlannda
siyaset yapmamışlar, siyasetin ne ol-
duğunu bilmiyorlar. Seçilmelerinintek
nedeni genel başkanın bir gün onla-
n bir yerde görüp beğenmesi. Bazı-
lan var ki, onları görmüş bile değiller.
Başkan, başvuru dilekçesine bakı-
yor, hakkında istıhbarat raporlarını
okuyor ve karar venyor.
• • •
DSP'nin genel başkan yardımcıla-
rı var, başbakan yardımcısı var, fakat
sistem o kadar genel başkana bağlı
ki, onlar vekâlet kurumunu çalıştıra-
mıyoriar. Sesleri bile çıkamıyor. Bu bi-
rinci sorun. Ikincı sorun ise Turki-
ye'deki sivil sistemin zayıflığı. Askeri
darbelerle süreklı örselenen sivil siya-
si sistem çok kırılgan bir yapıya sa-
hip.
Siyasiler arasında meydana gelen
küçük bir anlaşmazlık bile sivillerin
alanının daralmasına neden olabili-
yor. Mesut Yılmaz'ın dünkü açıkla-
ması bu açıdan ilginçti. Yılmaz, "Bi-
rileri Başbakan'ın sağlığını bahane
ederek kendilerine pay çıkarmaya
çalışıyor" anlamında bir konuşma
yaptı.
Bu sözlerin arkasındaki mesajı oku-
mak zor değil. Yılmaz, siyaset dışı
güçlerin, krizden yararlanarak, siya-
si alanı darattmak istediklerini söyle-
meye çalışıyor. Gerçek şu ki; siyaset
dar alana sıkışmış durumda. Temel si-
yasi kararlar, Meclis dışında oluşuyor
ve birçok karar hükümete kabul etti-
riliyor.
• • •
Koalisyonun üç ayn partiden oluş-
ması, bu partilerden birinin milıtariz-
me uygun bir siyasi anlayışa sahip
olması, sivil alanın zayıflamasında et-
kin bir rol oynuyor. "Milli heyacan"a,
"AB içişlerimize kanşmasın" türünden
demokrasi dışı hamasete uygun bir
ortam Milli Güvenlik Kurulu'nun gü-
cünü arttırıyor. Başbakanın sağlığıy-
la sivil siyasi güçlerin ağırlığı arasın-
da bir kader birliğinin oluşması biraz
da bu yüzden.
• • •
Herkes Rahşan Ecevit'e kızıyor.
Sorun Rahşan Ecevit mı? Bir ülkenin
Başbakanı hastalanabilır, daha ağır
durumlarla da yüz yüze gelinebilir.
Ancak, o ülke demokratik bir üike ise,
iktidardaki partiler demokratik parti-
ler ise, gidenin yerinı yenisi alır ve so-
run çözülür. Birçok ülkede, o ülkenin
liderine bir şey olursa onun yennı ki-
min alacağı bile bellıdır. Örneğin
ABD'de başkan yardımcısı özel ola-
rak böyle durumlar için vardır.
Bizdeki sorun ise, demokratik olma-
yan siyasi ve ekonomik yapının gü-
ven vermemesi, istikrannı koruyama-
ması. Ecevit'in sağlığı bu çarpık ya-
pıyı gözlerönüne serdi. Sorunu böy-
le anlamadıkça derdin birisi bitecek
dığeri başlayacak.
Türkiye, istikrariı bir demokratik re-
jime kavuşamadı. Askeri darbelerin
yarattığı yıkımın ve bu yıkımın neden
olduğu otoriter yapının üstesinden
gelemedi. Iktidarlar da bu anlayışın
ağırlığını üzerlerinden atamadılar. Ece-
vit'in sağlığı bu ortam yüzünden si-
yasi ıstikrarı tehdit ediyor. Çünkü za-
ten bu ülkede siyasi istikrarın alt ya-
pısı yok.
Bütun mesele 12 Eylülcü sistem. Bu
sistem üzerimıze ölü toprağı gibi çök-
muş durumda. Unutmayın ki, 12 Ey-
lül Anayasası'nı hazırlayanlar Ecevit'i
bile hapse atmışlardı. Ecevit, onlann
kurduğu sistem içinde başbakanlık
yapıyor. Hastalanınca da herkes kor-
kuya kapılıyor. Gelin sistemi tartışalım.