17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
X NİSAN 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cezaevlerinden İ5 taliye daha • MUĞLA (AA) - Muğla I Tipi Kapalı Cezae\ i ile ü;e cezaevlerinden 65 lcşinın tahlîye edildiği bldiriJdı. Muğla E Tipı Ozaevı Müdürlüğü yrtkililerinden alınan blgiye göre, Anayasa rVahkemesı'nin karanna diyanılarak kapsama girea dtsyalann ağır ceza rruhkemesinde inrelendıkten sonra, Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'nden 60, Milas Cezaevi'nden 2, Ula Cezaevi'nden de 3 hüriimlü tahliye edildı. Bahçeli: 330 oy da bulunur • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün toplanan MHP Başkanlık Divanı'nda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Şartla Salıverilme Yasası'nın TBMM Genel Kurulu'nda 5'te 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerektiği yönündeki veto gerekçesini değerlendirirken "Gerekirse 330 oy da bulunur" dedi. Ecevtt: Türk, kaygıları giderdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bir grup partili milletvekili ile dün DSP Genel Merkezi'nde bir toplantı yapan Başbakan Bülent Ecevit, toplantının ardından gazetecilerin sorulannı yarutladı. Bir gazetecinin, "Af Yasası' nı içime sindiremiyorum' demiştiniz, ancak bugünkii (dünkü) Bakanlar Kurulu toplantısında yasanın aynen TBMM'ye gönderilmesi kararı çıktı" sözlerine Ecevit, "Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, aynntılı bilgiler verdi ve kaygılanrruzın giderilmiş olduğunu söyledi" yamtını verdi. DYP'den iki turlu seçim önerisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Amasya Milletvekilı Ahmet lyimaya, milletvekili seçimlerinin iki turlu yapılmasını sağlayacak değişikliği içeren yasa teklifıni TBMM Başkanlığı'na sundu. lyimaya'nın yasa önerisine göre, bir seçim bölgesinde seçime katılan seçmenlerin salt çoğunluğunu alan aday ilk turda seçilmiş olacak. Bunun gerçekleşmemesi durumunda en fazla oy alan üd parti ikinci turda yanşacak. __ •• • ••_•• Barış odıdu adaylan • HAOBEKTAŞ (AA) - Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde 16-18 Ağustos tarihleri arasında kutlanacak olan 39. Ulusal ve 13. Uluslararası Hacıbektaş Veli Anma ve Kültür Şenlikleri çerçevesinde verilen 'Uluslararası Hacı Bektaş \r elı Dostluk ve Banş Ödülü' aday adaylan belli oldu. Ödüle, Ali Doğan (Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfi Başkanı), Prof. Dr. Server Tanilli (yazar), Arif Sağ (Türk halk müziği sanatçısı), tlhan Selçuk (gazeteci- yazar) ve Necati Şahin (Avrupa Alevi Birlikleri Genel Sekreten) aday adayı olarak belirlendi. HJheyetinin ziyareti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Gazeteciler Federasyonu yöneticileri ile TGS Genel Başkanı Şükran Soner'in de aralannda bulunduğu heyet, Çahşma Bakanı Yaşar Okuyan'ı ziyaret etti. Okuyan, 212 sayılı yasanın gazetecilerin lehine bir düzenleme olduğunu belirterek "Mınimize edildiğinden yasaetkin değil" dedi. Sezer, Af Yasası'nı veto etmesini eleştiren Adalet Bakanı Türk'e yanıt verdi: i iyi okumamışTRABZON (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Af Yasası'nı veto etmesinin ardından mahkemelerin iptal karannın yürürlüğe girmesine göre işlem yapacaklannı söyledi. Sezer. iade karanna tepkı gösterenlerle ilgili olarak da "Karan eteştirenler herhalde iptal gerekçesini iyi okumamıslardır" dedi. Trabzon daki Türldye- Azerbaycan-Gürcistan üçlü zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Sezer, Trabzon Havaalanı'nda Içışleri Bakanı Rüşrii Kâzun YüceJen, Trabzon Valisi Adfl Yazar, Belediye Başkanı Asun Aykan tarafindan karşılandı. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur Ziyal'ın da eşlik ettiği Sezer, Trabzon Valisi Yazar ile makamında bir süre görüştükten sonra basın mensuplannın sorulannı yarutladı. Sezer, Af Yasası'nın iptal gerekçesinin açıklanmasından sonra, yeni bir yasa hazırlanması için 6 aylık süre tanındığını, ancak yeni düzenlemenin bu sürenin sonunda ortaya çıktığını belirtti. İptal karan yûrûriükte Düzenlemenin özel af niteliği taşımasmedeniyle TBMM'de 5'te 3 çoğunlukla kabul edilmesi gerektiğini ifade eden Sezer, bazı cezaevlerinden tahliyelerin başladığı ve uygulamada belirsizlikler olduğunun sorulması üzerine, "Mahkemeler iptal karannın yürürlüğe ginnesine göre işlem yapacaklarrhr" diye konuştu. Sezer, aralannda Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün de bulunduğu bazı kişilerin iade karanna yönelik eleştirilerinin anımsatıbnası üzerine de "Kendileri herhalde iptal karannın gerekçesini iyi okumamışlardır" dedi. 'Ecevit'e sorun' Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Bülent Ecevit' in RTÜK Yasası ile Af Yasasrnı içine sindiremediğine ilişkin sözleriyle ilgili soruya, "Bunu kendisine sorun" diye yanıt verdi. Sezer, daha sonra valilikten aynlarak askeri ganıizonu ziyaret etti ve garnizon şeref defterini imzaladı. Adalet Bakanı Türk: Kırcı kararını mahkeme verecek ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Adalet Baka- nı Hikmet Sami Türk, ül- kücü katiller Haluk Kmcı ile Mehmet AB Ağca'nın aftan yararlanıp yararla- namayacağına mahkeme- lerin kararvereceğini söy- leyerek net yanıt vermedi. Türk dün yeni Af Yasa- sı'yla ilgili kamuoyunu bilgilendirme amacıylaba- sın toplantısı düzenledi. İkinci Af Yasası'nın TBMM'de görüşülmeye başlandığı andan itibaren bazı gazetelerin "gerçek- leredaNanmay-anasüscki- dialarla kampanya" açtık- lannı öne süren Adalet Ba- kanı, bu kampanyanın ka- muoyunun yanlış bilgilen- dirilmesine yol açtığını söyledi. Adalet Bakanı, yasala- rın belli kışiler ıçin hazır- lanmadıgını, belli kişiler göz önünde bulundunıla- rak değerlendirilmediğini kaydederken "Eşraikilke- si, kanunlann herkes için aynı biçimde uygulanma- snu gerektirir" dedi. Mehmet Ali Ağca ve Haluk Kırcı'nın durumla- n hakkında bilgi veren Türk, "Mahkemderinver- mesigereken kararlan biz veremeyiz. Kimsede mah- kemelerin vermesi gere- ken kararlanvermeye kal- ktşmamalT diye konuştu. Bir gazetecinin "Haber- lerçftnktan sonra,hayırbu yorumlar yanhşo, deme- düıiz" sözü üzerine, Türk, "Çünkü ben hiçbirzaman mahkeme yerine geçerek kararvermekistemem, \e- remem de. Ama siz gaze- ted olarak kendinizde bu yetkryi gördünüz ve mah- keme yerine geçerek tah- tiyeyapünE" dedi. "Sizde MHP'yi memnun etmek için evetdedmiz" dıyen ga- zeteciye Türk. "Benim evet dediğim, sadece 36 yıl na- sd infazedilecekseonunun üzerinden indirim yapda- cagL Bu sözü söylediğim doğrudur ama sizin ona vermek istediğmiz anlam değUdn"" diye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Cüneyt Canver'in aıusına [email protected] NAP LİDERİ YILMAZ'DANECEVİT'E TEPKÎ: Sindirim sorunu tirajikomik skandal ANKARA (Cumhurfyet Bürosu) - ANAP lideri ve Başbakan Yardımcı- sı Mesut Ydmaz. Başbakan Bülent Ecevit'in Şartla Salıverilme Yasası'nı içine sindiremediğini söylemesini, "Tîrajikomik bir skandal" olarak ni- telendirdi. ANAP Genel Merkezi'nde dün ak- şam saatlerinde gerçekleştirilen MKYK toplantısında ilk önce Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Meclis'e iade ettiği Şartla Salıverilme Yasa Tasansı değerlendirildi. Alınan bilgiye göre, toplantınınbaşında affin geri gönderil- mesi ile ilgili ilk sözü alan Anayasa Komisyonu Başkanı Turhan Tayan, ka- nunlann seri şekilde çıkanlmasına kar- şın gerekli özenin gösterilmediğini vur- guladı. Komisyonlara "adeta abhıka uj'gulandığmı" belirten Tayan, Ecevit'e tepki göstererek "Çıkanhğıyasalaren çok geri dönen Mectis bizim Medisi- miz. Bundan sindirim sorunu çeken bi- risi sorumhıdur'' dedi. Tayan'a destek veren Mesut Yılmaz da. "Bumın böy- leobcağmı biz baştan gördük.Buskan- daldır. Butirajikomikskandakhr. Dik- kat çeken bir hakür" dedi. Toplannda, daha sonra Yargıtay Cum- huriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ- hı'nun kontenjan uyansına, partili hu- kukçular tarafindan hazırlanan yanıt metni de değerlendirildi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, Ka- nadoğlu ile zıtlaşmanın anlamsız ola- cağını yinelerken Kanadoğlu'nun uya- nsı doğrultusunda gerekli düzenleme- nin yapılmasını istedi. Tartışmalann sonucunda, hazuianan yanıtın Kanadoğ- lu'na sunulması benimsendi. UKUKÇULARIN AF YASASI YORUMU: Mahkeme kararı uygulanmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hukukçular, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye iade ettiği ikinci Af Yasası'yla ilgili karmaşanın hukuk dev- letiyle bağdaşmadığını vurguladılar. Prof. Dr. Zafer ÜsküL yüksek mahke- me karannın yürürlüğe girdiğine işaret ederek savcıhklann tahliye için yasa çıkmasını beklemesine gerek olmadı- ğını söyledi. "Ben cumhuriyet savcısı ofcam, du- nunlan uyanlan 6 ayönce bırakırdım'' diyen Prof. Dr. Doğan Soyaslan, iptal karan verildiği gün hükümlülerin dışa- n çıkması gerektiğini savundu. En yük- sek değerin özgürlük olduğunu kayde- den Doğan Soyaslan, kuşkuya yer ver- meyecek durumda olanlann, yasanın çıkması beklenilmedenbırakılması ge- rektiğini söyledi. Prof. Dr. Soyaslan, yaşanan kargaşarun hukuk devletinin ciddiyetiyle bağdaşmadığını belirtti. Soyaslan, yeni düzenlemenin de TBMM'den Cumhurbaşkanı Sezer'in işaret ettiğine uygun olarak beşte üç çoğunlukla çıkanlması gerektiğini kay- detri. Prof. Dr. Zafer Üskül, verilen 6 aylık sürenin dolduğunu ve Anayasa Mahkemesi iptal karannın yürürlüğe gir- diğini vurgulayarak karann uygulanma- sı gerektiğini söyledi. Savcıhklann, hükümlülerin dosya- lanna bakıp yorumla karara varabile- ceklerini belirten Üskül, "Buarada ya- sa çıkarsa, tabii ki, onun uygulanması gerekecek. Yasa çıksın diye beklenme- si söz konusu olarnaz. Anayasa Mahke- mesi'nin karannın uygulanmasızorun- luluğu var" diye konuştu. IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Mozaik. küçük renkli taşlan bir araya getirerek üretilen bir süslemesanatı. Irili ufaklı, renk alacası taşlar birbirleriyte uyum- lu bir bütunlük oluşturan fark- lılar'ın güzelliğini, zenginliğıni yansıtır. Sart taşlar değil. Farklılann bir aradalığı ülkeler ıçin de zengin- liktir. Farklı kültürler, farklı ge- lenekler, farklı duyariıklar, fark- lı dinsel inançlar, farklı ırklar ve birarada... Somürge ımparatorluklan bu zenginliğı eksik yaşadılar. Ya- şamın pek çok alanında aldı- lar ve vermediler. Aldılar ve bü- yük ölçüce ayn kaldılar. Mer- mer gibi. Tekdüze, tek renk, yalınkat. Gıdin tarihte büyük sömürge imparatorluklan kur- muş Batı Avrupa ülkelerine ba- kın. Hollanda'ya, Belçika'ya, Ingiltere'ye, hatta Fransa'ya. Imparatorluk sınırlan içindeya- şamış halkların, ırklann, inanç- ların izlerinı görürsünüz. Ama bir paylaşın, derinlemesine bir karşıhklı etkileşim yaşanmadı- ğını da kolayca fark edersiniz. Oysa Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun uçsuz bucaksız sınır- lan ıçinde kalan onlarca ve on- larca halkın yarattığı o hariku- lade mozaik, imparatorluğun Mozaik Mermer'e Çarpmca... kültürüne, dinsel inançlara kar- şı tavnna, geleneklerine yan- sır. Bu harikulade mozaiğin ya- şayan izleri bugün artık sade- ce Istanbul'da. Türkleriyle, Kürt- leriyle, Ermenileri, Yahudilerı, Rumları, Süryanılerı, Aramile- ri, Boşnaklan, Çerkezleri, Laz- ları, Arnavutları ile sayıca az ya da çok, baskın ya da kıyı- da köşede kalmış Istanbullu- lar "Türkiye Cumhuriyeti yurt- taşı" üstkimliği ile hâlâ bu zen- ginliği yansıtır. Artık epey silik, epey boynu bükük ve bıkıp usanmadan tahrip edilmesine rağmen... Renk alacası mozaiği mer- mere dönüştürmeye çabala- yanlara rağmen... (MHP'nin başbuğu Alparslan Türkeş e bir gazeteci bu halklar moza- iğinden söz ettiğinde aldığı ya- nıtı anımsıyor musunuz? - Ne mozayığı; mermer, mer- mer!..) • • • Hrarrt Dink, bir Ermeni yurt- taşım/zdır. Agos gazetesinin genel yayın yönetmenidır. Mes- lektaşımdır. Haaa, bir de arkadaşımdır. Bir mektubu var. Sizinle bö- lüşmek istediğım bir mektubu. Buyrun: "... bugün ülkemizdekiazın- lık vakıflannı tam bir yangın içine alan ve adına '36 Beyan- namesı' denilen sorvn hakkın- da sizi bilgilendirmeyi ev öde- vim olarak kabul ediyor ve il- ginize sunuyorum. Ermeni cemaatinin eğitim, kültür ve sosyal yaşantısını ve hepsinin üstünde de doğrudan vahığını tehdit altına alan '36 Beyannamesi' sorununa ilişkin son otuz yıllık süreç içerisin- de, cemaat temsilcilerimiz her fırsatta Ankara 'ya giderek dev- letin en üst makamlannı yazı- lı ve şifahi raporlarla bilgilen- dirdiler, çözümü konusunda devletin iradesini rica ettiler. Bu girişimlerbugüne değin karşılığını bulmadığı gibi, ak- sine Yargıtay'ın peş peşe al- dığı haksız kararlarla sorun, cemaatin başında sallanan De- mokles'in kılıcına dönüştü. Bu- güne değin '36 Beyanname- si' gerekçe gösterilerek 1936- 1970 yılları arasında bağış ya da satın alma yoluyla o günün yasallığı içinde edinilmiş otu- zu aşkın gayrimenkul, herhan- gi birbedel de ödemeksizin ce- maat vakıflannın elinden Yar- gıtay kararianyla geri alındı ve eski sahiplerine ya da Hazi- ne'ye intikal ettirildi. Ve yazık ki bu antidemokratik uygula- ma, hukuki bir tasarruf kisve- siyle halen pervasızca sürdü- rülüyor. Azınlıklann eğitim ku- rumları, genellikle yanı başla- rında bulunan kiliselerin vakıf yönetimleri tarafından idare edilir. Azalan nüfus ve artan ekonomikzorluklarbu okulla- nn geleceğini de tehdit ediyor. Azınlıklardevletten hemangibir yardım görmedikleri gibi, böy- le biryardımı talep de etmez, sadece kendi cemaat üyele- rinin yaptıklan mal-mülk ba- ğışıyla ayakta kalmaya çalışır- lar. Ne var ki 36 Beyanname- si uygulaması bu bağışlara en- gel olmakta, cemaatin can da- mannı kesmektedir. Ne yazık ki, Avrupa Birli- ği'nce Türkiye hakkında kale- me alınan llerieme Raporu'nda 'Hıristiyan kiliseleri, özellikle mülk sahıbı olma konusunda hâlâ zorluklarla karşılaşıyor' ifadesiyle bu sorunumuz da yer aldı. Ve biz üzüldük... Çünkü bizlerkendi sorunla- nmızın Türkiye dışında ele alın- masına, çözümlerin oradan önerilmesine hep karşı çıktık. Sonuçta hükümet, vakıflar- la ilgili bir yasa değişikliği ha- zıhayarak azınlık vakıflannın da mağduriyetini bir nebze gide- recek bu haksız uygulamaya son vermeye yeltendi. Ne var ki bu aşamaya da 'Azınlıklar bu yasayla sınırsız sayıda mal edinecekler' kaygısıyla hükü- met ortağı MHP çekince koy- du. Yasa tasansı şu anda bir alt komisyona havale edilmiş durumda. Insan haklanndan ve vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Nejat Arseven bu di- renci kırmakta zorlanıyor. Azınlık vakıflannın mülkedin- me haklannın önündeki en- gellerin kaldınlması ve bu ana- yasal hakkın devlet güvence- si altına aJınması, öylegörülü- yor ki siz demokrat aydınlan- mızın katkısı olmaksızın sağ- lanamayacak. Sorunu her zamanki duyar- lılığınıza sunuyorum." POLİTİKA GÜIVLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Yargının Gözii Kör mü?.. Yaşam boyu hapis cezasına çarptırılan Gülde- ren Baran'ın öyküsünu okuyunca ıçimden birşey- ler koptu... Gemlik'te denizi seyrediyordum... Çocuksu sevınçleri aradım bir süre... Bahar sulara, ağaçlara, ovalara vurmuştu... Rüzgârmorfıstanlı birzamanın içinde esıyordu... Uzaklarda parlayan bir beyaz çizgi sessiz çığ- lık oluyor, insan yüreğınde yeni coşkulan topluyor- du... Yaşamın ıçindeydik. Tüm sıkıntılara karşın mut- luiuğu yakalamaya çalışıyorduk... Acılarımızı unutmuş, gözyaşlarımızı silmiştik!.. Her şey buraya kadardı!.. Çevremizde olup bitenler, anlatılan öyküler bir- den hüzne ve acıya dönuşüyordu ansızın!.. Bahar sevincimiz bırden darmadağın oluyor, tüm düşlerimiz kaçıp gidiyordu... Gemlik'te denizi seyrederken Gülderen Baran'ı düşündüm... Genç bir kızdı!.. 17 Ağustos 1995... Istanbul Gaziosmanpaşa'da bir polis otosunun sılahla taranmasında gözcülük yaptığı savıyla Be- şiktaş'ta yakalanıp gözaltına alınmıştı... Gülderen Baran, on üç gün sonra DGM'ye çı- karıldı... Genç kız, DGM'de şu ifadeyi verdi: "Gözaltında kaldığım süre kaba dayak, soğuk suya tutma, ardından soğuk hava vererek kurut- ma, günlerce süren ters ve düz askı, askı sıra- sında ayağa ağırlık bağlama, cinsel organ dahil ol- mak üzere vücudun çeşitli yerlehnden kıl çekme, çarmıha germe, cinsel taciz, tecavüze yelten- me gibi eylemlerde bulunuldu. Bu işkence karşı- sında önüme konulan yazılı şeyleri imzaladım. Çünkü gözlehm bağlıydı..." • • • Gülderen Baran, DGM Adli Doktoru Cahit Al- kuş tarafindan muayene edilmiştı... Verilen rapor şöyleydi: "Yaklaşık on üç gün önce jınekolojik yönden travmaya bağlı olduğu düşünülen kanama, sağ ön kolda ve bileğinde sıynk, birsantim genişliğın- de halka şeklinde kolu çevreter nitelikte sağ bi- lek ekleminde hafif ödem görülmüştür." Bu rapor, Gülderen'in işkence gördüğünü bel- geliyordu... DGM bu rapora karşın Gülderen Baran'ı tutuk- ladı... Baran'ın tutuklanmasının ardından avukatı Gü- lizar Tuncer, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu!.. öykünün bundan sonrası bize hiç de yabancı gel- miyordu!.. Metin Göktepe ve 'Manisalı çocuklar' dava- sında gorülen olayların benzerı karşımıza çıkıyor- du... Işkenceci polisler ya bulunamıyor ya da mahke- meye getırılemiyorduL Avukat GülizarTuncer'in işkenceci polisler hak- kındaki suç duyurusu bir yıl sonra mahkemece önemsenmedı... Savcılık, 26 Haziran 1996'da beş polis hakkın- da TCY'nin 243. maddesi uyannca 'cürümü söy- letmek için işkence yapmak' suçundan Istanbul Altıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı... Ne var ki işkence yaptıklan savlanan polisler du- ruşmaya katılmıyordu... Cezaevinde bulunan Gülderen Baran ise yargı kararıyla Adli Tıp Kurumu'nca ikinci kez muaye- ne edilip rapor venldı: "Kollarında beşte üç oranında uzuv zaafı (kalı- cı sakatlık) oluşmuştur." • • • Sanık polislerin mahkemeye gelmemesi kar- şısında şu karara vanldr. "Teşhisin polislerin fotoğraflanndan yapılması- na..." Bu kez fotoğraflar gönderilmedi, tüm yazışma- lara karşın!.. Mahkeme heyeti 5 Mart 2002'de noktayı koy- du: "Davanın zamanaşımı nedeniyle oybihiğiyle or- tadan kaldınlmasına..." Çünkü aradan beş yıl geçmiş, zamanaşımı sü- resi dolmuştu... Gülderen Baran ise yaşam boyu hapse mahkûm olmuştu... DGM'de işkence ertikleri öne sürülen beş po- listen ikisi tanık olarak dinlenmişti... Gemlik'te denizi seyrederken bunları düşün- düm... Içimden bir şeyler koptu... Rüzgârmorfıstanlı birzamanın içinden artıkes- miyordu!.. Gerçekten yargının gözü kör müydü? hikmet.cetinkaya (cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA kadınlar yağrnurvekuşlar c u n ı z i i AY ı n c• T c l : ( » 2 1 2 - 5 1 2 4 2 I 1 ) F a k s : 5 1 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle