17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
NtSAN 2002 S A L I » * * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 B 25 Samsun B 18 Mersin A 23 B 22 T-abzon B 20 Gıresun _B 13 Dıyarfaakır B 21 izâmir A 24 Ankara _B 14 Şanhurfa B 24 B 21 Mardin B 18 A 25 Eskişehir B 21 Siirt B 19 A 25 Konya A 24 Svas B 20 Hakkâri B 19 B 17 Van B 17 Antalya A 24 Kars Doğu Karadenız'ın ıç kesımlen ıle Doğu Anadolu'nun kuzey- doğusu sağanak ya- ğışlı, Mamıara'nın ioı- zey batısı çok bulutlu, dığer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcakiığı yurdun guney ve batısında ar- tarken dığer bolgelen- rnızde onemlı bir değı- şıklık olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Y Y Y Y Y Y B B 9 17 15 15 19 14 18 18 Münıh B 14 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB B B Y B B PB 14 16 27 16 21 19 22 22 19 Moskova Y 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire PB Y Y Y Y Y A 19 14 18 16 17 13 27 A 27 t ParçaJı bulutlu > Çok bulutiu , Yağmurtu Ç y L N C E L CÜİVEYT ARCAYÜREK •J JBaştarafı 1. Sayfada O ç oeş gün içindeki gelişmelerhertiangi bir Ba- tı iilkesinde -yaşanmazdı ya- yaşansaydı, en azın- d a n olaya neden olan Adalet Bakanı, hatta ve hatta Başbakan derha! ıstifa ederdi. Burası ne çare ve ne yazık ki Türkiye. Pişkin si- yasetçıler ülkesi! Öyle bir ülke ki Türfciye; skandalı yaratanlar is- tifa gereğini akıllarının ucundan bile geçirmedik- leri ni hareketleriyle, söylemleriyle göstermekten çeKinrnezler, duraksarrazlar. Istifaları gerektıren olayın ayrıntılarını gün be gün basın veriyor. Veriyor ama, "ortaya çıkan ya- sal boşluktan" kimlerin sorumlu olduğuna değin- miyor. Ovn dündür deyû bugün bugündür'ü baş tacı ediyor. Basın, demokratik bir rejimin içine sindi- rerneyecegi böylesi birrezaletin sorumluları üze- rine koruyucu bir şal örtüyor. Oysa, yaşamakta olduğumuz af yasası skan- dalına bu Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün öncülüğünde bu hükümetle, bu TBMM, Mec- listeki bu iktidar çoğuniuğu ile ulaştık. Geçen hafta ortalarında medyanın uyarılarına karşın (Kırcı ve Ağca gıbi namlı katilleri de kap- sayan) genişletilmiş özel af, Meclis'ten geçti. vasa geçen hafta perşembe günü alelacele Köşk'egönderildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önjnde 15 gün olmasına karşın vakit yitirmeksi- zinyasayı geçen hafta cumartesi günü Meclis'e gen gönderdi. Yasa, hem cezanın niteliğini değiş- tirniş, hem de cezadan indirim sağlar hale gel- mis, özel affa dönüşmüştü! Sezer'in vetosundan bir ikı saat önce; ülkemin vaıgeçilmez, ne etse ne yapsa dokunulmaz, - "Tcrkiş dimokrasinin" babalanndan- Başbakanı- miî Ecevit, "genişletılen affı 'içıne sindiremedi- ğin' hatta bugünkü noktalara gelen afserüveni- ne start veren eşi Rahşan Hanım'ın da 'büyük tep<i' gösterdiğini" söylemez mi? Crtalık allak bullak. Her kafadan bir ses. özel- liklf Adalet Bakanı H. S. Türk'ten kimi sesler çı- kıycr. Bakan'ın özrü kabahatinden büyük. Ne- derler mı, işte: Torkı'ş dîmokrasinin erdemi Eaşbakan'ın yasayı "hazmetmediğini" açıkla- maiindan hemen sonra, Bakan Türk, Cumhur- başonı'nın anayasaya aykırı hareket ettığini be- yarbuyurmaz mı? Yetinmedi; Anayasa Mahke- mea Başkanı gibi hareket ettiğini savlayarak - pansi olmayan, oy kaygısı bulunmayan- Sezer'i "pcaülizm yapmakla" suçlamaz mı? Fıkaaaat Bakan Türk'ümüz, Yüksek Mahke- meiin şartlı salıvermeyasasını özel aftan sandı- ğı goi anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bularak 6 ay (azıyla altı ay) içinde yeniden düzenlenmesi- ni içsren kararını hernedense savsakladı, savsak- ladı. (Şj anda deyim tam yerine oturuyor); yumurta kap/a gelince bir telaş tasarıyı hazırfatıyor, telaş- la Bkanlar Kurulu'ndan da geçiriyor, telaşla TB- MfVcien de... Cmhurbaşkanı'nın durumu görerek yasayı ve- to etigi gün (27 Nisan 2O02'de) 6 ay doluyor ve... yasi boşluk doğuyor, kimi illerde tahliyeler baş- lıyo Srumlusu kim bu skandalın? Sadece Türk mü' Yoksa başta Başbakan, hükümet mi? Tör- kiş ımokrasi de yok böyle skandallarda sorum- lu aamak, yok! Bkan yasal boşluğun tahliyelere yol açtığını anırsatanlan "çıkanlanlan toplamak zor değil" diy«yanıtladıktan sonra... Sorumlu aramak tam bir Lıstarılık değil mı, a benim canım efendim? Zten bana kalırsa özel affa karşı çıkan, baka- nı, hkümeti hatta TBMM'yi sürekli uyaran gaze- telesorumlu! YBaşbakan? Tepkilere neden olan tasannın haz andığını bakandan öğrenmemiş olsa, gaze- teleien okumuş olmalı. H/ır! Habersiz gibi. Sanki tribünden izliyor. Baknlar Kurulu'ndan imzasıyla geçiyor. Meclis korrsyonunda, genel kurulda DSP grubu deste- ğiyl-yasalaşıyor. Her şey gözü önünde olup bi- tiyo Başbakanım genişletilmiş affı "sindiremi- yor! Sindalın demokratik etik yanı araştırılacağı yere. dün Bakanlar Kurulu'nda ya da bakanlık- ta k başa şimşir tarak aranacağı haberleri do- laşt Sindalın boyu o denli büyük ki, hertürden ör- tü k;ük geliyor. ADTden Kıbrıs' paneli • İınbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşûnce Derği Ümranıye Şubesi bugün 'Kıbns Gerçeği ve Inyadaki Yeni Arayışlar' konulu bir panel düzeiyor. Mimar Sinarı Ünfversitesi Odüryıımu'nda (Fındıklı) saat 18.00"de başlacak panele konuşmacı olarak Devlet BaJo Şükrü Sina Gürel, Işçi Partisi Genel Ba^iu Doğu Perinçek ve îstanbul Üniversitesi tktîiFakültesi öğretün üyesi, gazetemiz yazan Pro9r. Erol Manisalı katılacak. HcsıHah operasyonu • ÎVRDİN (AA) - Terör örgütü Hizbullah'ın söz;<;V(ardin Bölge sorumJusu M.S.K.'nin göstüği yerde yapılan aramada, çok sayıda silah ve wmi ele geçirildi. Nusaybin ilçesi Zeynel M>iı Mahallesi'ndeki bir yerde yapılan aramada, X adfolaşnikof tüfek, 2 adet lav roketi, 3 adet üfeombası, 5 adet sis bombası, 4 adet el jorxsı ve 11 adet Kalaşnikof şarjörü bulundu. halinde resim dersleri verilir. w»>> Kafiı Gök gufüttülü Sezer: Barış kalıcı olmalı• Baştarafı 1. Sayfada Trabzon'da Zorlu Grand Ho- tel'de başlayan üçlü zirvenin açı- lış konuşmasmı yapan Cumhur- başkanı Sezer, BalkanJar'da oldu- ğu gibi Kafkasya bölgesinde de üç komşu ve dost ülkenin devlet başkanlannın her yıl bir donık toplantısında bir araya gelmesi- nin yararlı olacağui] düşündük- lerini belirtti. Sezer, soğuk savaşın sona er- mesiyle yıkıJan duvarlann, Azer- baycan ve Gürcistan'ın bağımsız ve egemen de\ietler olarak ulus- lararası toplumda hak ettikleri ye- ri almalanna yol açtığını ifade ederek şöyle konuştu: "Bununla birlikte Türki- ye'ye yeni ufukJar açmış, ülke- mizin dış politikasına Kafkas- ya ve Orta Asya'yı içeren yeni bir bovTit ekJeyerek Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan ara- sındaki ilişkilerin tüm Avrasya bölgesinin istikrarı yönünden daha iyi anJaşılmasına olanak sağlamıştır. Bu doruk toplantı- sına kaülan üç ülkenin de bi- rinci önceliği ve gereksinimi, banş ve istikrann kurulması, kalıcı duruma getirilmesidir. Bu toplantının amacı da dün- yada aynı bölgede yer alan ve benzer değerlere ve beklentile- re sahip ülkeler arasında ikiü ilişkilerimizi güçlendirecek ye- ni bir dayanışma ve işbirliği oluşturmaktır." Cumhurbaşkanı Sezer, değişi- min gerisinde kalmamak için ül- keler arasında güç birligine gidi- lerek ekonomik canlanmayı ve ortak gönenci birlikte yakalaya- bilmenin bir önkoşul olarak orta- ya çıktığına işaret ederek şöyle devam etti: "Toplumlar arasın- daki bağımlılik ilişkisine işaret eden bu anlayışı Güney Kaf- kasya yönünden değerlendirdi- ğimizde, ekonomik küreselleş- Ankara'da görevli general ve amiral eşleri, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvnkog- lu'nun eşi Olcay Kıvnkoğlu'nun başkanlığında, başkentteki tarihi yerlerin yanı sıra Anıtkabir'i de ziyaret ettiler. (Fotoğraf:KEREM GEZER) menin itici gücunü oluşturan enerji sektörünün yoğun ilgisi- nin Hazar Havzası'na odaklan- dığı ve sonuçta Bakû-Tiflis- Ceytaan Petrol Boru Hattı ve Şahdeniz Doğalgaz Boru Hattı tasanlannın bölgemizi dünya enerji haritasına yerieşrirdiği görülmektedir. Bu dönemde bir yandan ekonomik planda ortaya çıkan küreselleşrne ol- gusu ülkeler arasındaki ilişki- lerde belirleyici olurken diğer yandan suçsuz insanlan hedef alan 11 Eylül saldınları de- mokratik toplumlann üzerine kara bir gölge gibi düşmüştür." Azerbaycan Cumhurbaşka- nı HaydarAliyev ise uluslara- rası terör, örgütlü suç eylem- leri, uyuşturucu ve psikotrop maddelerin kanun dışı ticare- tı, silah kaçakçılığı ve insan ti- caretı ile mücadele alanında kabul edilen bürün önemli uluslararası anlaşmalara katıl- dıklannı ifade etti. Siyasi is- tikrann ana koşullanndan bi- rini, bölgesel güvenliğin sağ- lanmasının oluşturduğunu ifa- de eden Aliyev şunlan söyle- di: "Bu ise öncelikle bölgede mevcut olan ihtilafların ba- nş yoluyla çözümlenmesi ve bütün alanlarda çok yönlü işbirliğinin gerçekleştirilme- siyle mümkündür." Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze de Ha- zar Havzası'ndaki enerjinin nakli ve güvenliğinin önemi- ne işaret ederken "Bu neden- le Kafkasya 'yı banş ve istik- rar bölgesi haline getirme çabalanmız doğaldır" diye konuştu. Dünyada dolar tehlikesiANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Birleşmiş Milletler Tica- ret ve Kalkınma Örgütü'nün (UNCTAD) "2002 Ticaret ve Kalkınma Raporu", araJannda Türkiye'nin de yer aldığı geliş- mekte olan ülkelerin dünya tica- retinde paylannı arttırmasına karşın gelirlerini arttıramadığını ortaya koydu. UNCTAD'ın "2002 Ticaret ve Kalkınma Raporu" dün Bir- leşmiş Milletler (BM) Enfor- masyon Merkezi'nde Doç. Dr. Cem Somel tarafından açıklan- dı. Raporda, 11 Eylül sonrasın- daki ekonomik daralmanın istih- dam ve reel gelirlere etkisini sı- nırlamak açısından yalnızca ABD'nin tutarlı politikalar uy- guladığına dikkat çekildi. Rapor- da bazı önemli saptamalar özet- le söyle: lhracatla sömüriî: Birçokge- lişmekte olan ülke dünya ticare- tinde paynıı arthrırken dünya ge- lirindekı payını arttıramıyorsa, bu ticaret düzenini yeni baştan düşünmek gerekir. Gelişmekte olan ülkelerin ihraç malı üretimi tabii kaynak ve vasıfsız işgücü kullanınuna dayanmakta. Halen dünyada ihraç ürünleri üreten 10 işçiden 7'si düşük vasıflıdır. Ge- lişmekte olan ülkelerde ücret es- nekliğinin artması sayesinde fir- malar kâr marjlanndan fedakâr- hk ermeden fiyat rekaberine gi- rebilmekte. Bu metalann piya- salannda dışsatımcı ülke izdiha- mının artması, bu ülkelerin tü- münün dış ticaret dengelerinin bozulmasına ve verim artışının durmasına yol açmakta. Bu eği- lim kalkınma olanağını azaltabi- lir. Gelişmekte olan ülkelerde sı- nai ürün dışalunı, sınai ürün dış- satımından daha hızlı arttı. Türkiye'ye ihracat kıskacı: Artan sayıda gelişmekte olan ül- kenin ihracata dayah büyüme stratejisine yönelmesiyle ticaret sistemindeki basfalardan en çok etkilenecek olanlar, Türkiye gi- bi orta gelirli Larin Amerika ve Asya ülkeleri olacaktır. Çin'in ihracat rekabetinden en çok et- kilenecek ülkeler, Doğu As- ya 'daki ikinci kuşak yeni sanayi- leşen ülkeler ile Meksika ve Tür- kiye gibi orta gelir düzeyindeki diğer gelişen piyasa ekonomile- ri olacaktır. ODTÜ'den Doç. Dr. Cem Somel, Türkiye'nin gele- ceğini tekstile bağladığını anla- tırken rekaberin daha az olduğu ve teknolojiye dayah üretime yönelmesi gerektiğinin altını çizdi. Somel, aksi takdirde kat- ma değeri düşük ürünlerin ihra- catuıaTürkiye'nin mahkûm ola- cağı uyansında bulundu. Gelişmişlere çağn: Gelişmiş ülkelerde yüksek gümrük vergi- leri, ürünün işlenme derecesine göre yükselen gümrük vergi oranlan ve gümrük dışı engelle- meler, bu ülke piyasalanna giriş zorluklannı pekiştirmekte. Ge- lişmekte olan ülkelerin ihraç mallanna gelişmiş ülkeler piya- salannı açmah. Gelişmekte olan ülkeler ço- koluslu şirketlerin (ÇUŞ) ta- şeronu: Gelişmekte olan ülkele- rin son yıllarda ihracatlannı hız- la arttırdığı 3 ürün grubunda (bilgisayar, büro teçhizatı, tele- komünikasyon, ses ve video ci- hazlan, yan-iletkenler ve kon- feksiyonda) bu ülkeler çokulus- lu şirketlerin dünya üretim ağla- nnda emek-yoğun faaliyetlerini yapmaktadır. Ticaretin değeri, metalann katma değerini çok aş- makta. Dünya ticaretinin yüzde 30*u bu yoldan gerçekleşmekte. Üstelik bu üretim ağlannda stratejik üretim tesisleri üzerin- den çokuluslu şirketlerin kontro- lü daha da sıkı olduğundan, üre- timden sağlanan kazançtan as- lan payını çokuluslu şirketler alabümektedir. Çin ve Malezya gibi ağlara katılmakta başanlı ülkelerde bile katma değerin önemli bir kısmı yabancı firma- lann kâr hanesine yazılmakta. PKK AB 9 nin terör listesindeI Baştarafı 1. Sayfada Brüksel'deki Türk diplomatik kaynaklar, "temkinli olunması ve perşembe gününün beklen- mesi" gereği üzerinde duruyor- lar. AB kaynaklan, daimi temsil- cilerin konuyu uzun süredir tar- tıştıklannı, tüm başkentlerden onay alarak PKK'nin aduun lis- teye girmesine yeşil ışık yakıldı- ğını, önümüzdeki 3 gün içinde buna bir itiraz beklenmediğini anlatıyorlar. PKK'nin isminin, "son anda değişikük olamaz- sa", söz konusu listeye ahnma- sının 13 Mayıs'ta kesinleşmesi- nin ardından, bu örgütün AB ül- kelerindeki malvarlıklannın don- durulması, temsilcüiklerinin ka- patıhnası ve karşı mücadelede polisiye işbirliği ağu-lık kazana- cak. Yetkililer, terör örgütünün isim değiştirmesinin, pratikte bu mücadeleyi ne şekilde etkileye- cegini bilemediklerini ifade edi- yorlar. AB,ABD'nin 11 Eylül'de karşılaşhğı terör darbesinden sonra, karşı tavır alacağı terör ör- gütlerinin ve teröristlerin ilk lis- tesini belirlemiş, bu listenin 6 ay- da bir gözden geçirilmesini kararlaştırmıştı. Söz konusu ilk listede, Ankara'nın taleplerine rağmen, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin isimlerine yer veril- memişti. 0216 348 99 97 Solana ve DHKP-C görüşmesi BRÜKSEL (AA) - Türkiye'nin AB'nin terör örgütleri listesine dahil edilmesini istediği DHKP-C'nin Brüksel'deki "temsUcileri",AB Dış Politika ve Ortak Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile görüşe- rek "Türkiye hakkındaki şikâyet- lerini" dile getirdiler. Brüksel'de, Ispanyol yazar ve dip- lomat Salvador de Madariaga'nın anısını yaşatmak hedefiyle faaliyet gösteren ve AB Dış Politika ve Or- tak SavunmaYüksek Temsilcisi So- lana'nın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu "Madariaga Vakfı"mn bir kokteyline davet edilen DHKP-C temsilcileri, burada Solana ile gö- riiştü. DHKP-C temsilcileri 10 dakika sürdüğü belirtilen bu görüşmede So- lana'ya, "Türkiye karşıtı ve hapis- haneierdeki duruma ilişkin kam- panyalan hakkında bilgi verdikle- ri", Solana'nın ise kendilerine, "Tfirk yetkililerle görüşme sözü venöği'' belirtildi. Söz konusu gö- rüşmeye ilişkin fotoğrafta, Bahar Kimyongür ve Deniz Demirkspı isimiı kişilerin Solana ile "samimi konuşmalan" görüntülendi. Solana'nın, bu görüşmede kimler- le muhatap olduğunu bilip bilmediği kesinlik kazanmadı. Buna karşılık Kimyongür ve Demirkapı'nın, söz konusu davette "TAYAD Komitesi" (TutukluAileleri Ile DayanışmaYurt- dışı Komitesi) adına yaka kartı taşı- dıkJan belırlendi. Sirmen ve Doğan ANAP'a soğuk 1stanbul Haber Ser- visi - ANAP' lideri Me- sut Yılmaz'ın partiye kan verecek yeni isimle- ri transfer edeceği yo- lunda söylentiler yo- ğunlaştı. Yılmaz'ın başka par- tilere mensup başanlı belediye başkanlannı ANAP'a gehneleri için davet edeceği ve bunla- nn başında Gaziantep Belediye Başkanj Celal Doğan ile Kocaeli Bele- diye Başkanı Sefa Sir- men in bulunduğu da konuşuluyor. Doğan, şu ana kadar kendisini ANAP 'a çağı- ran bir davet almadığını söylerken kendisine böyle davet gelmesi ha- linde de cevabının o lum suz olacağını bildirdi. Sirmen de kendisine bir teklif gelmediğini be- lirtti. "Biam çizgimiz ve duruşumuz belli" diyen Sefa Sirmen, ne ANAP'la ne de soldaki yeni oluşumlarla bir il- gisi bulunmadığını vur- guladı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lerin temsilcileri olarak Rusya Devlet Başkanı Vla- dimir Putin. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursul- tan Nazarbayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Iran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi katıldı. Iki sıcak gelişme ışığında bölgeyi üç başlık al- tında ele alalım: Hazar'ın statüsü, Kafkaslar'ın geleceği, Türki- ye'nin durumu. Hazar zirvesi başansızlıkla sonuçlandı. 5 ülke- nin devlet başkanları Hazar Denizi'ni korumak ge- rektığini, aksi halde Aral'ın başına gelenin Ha- zar'da da yaşanabileceğinı söyledi. Hazar'ın sta- tüsünün eşitlik ve hukuk çerçevesinde belirlenme- sinin kaçınılmazlığından söz etti. Hazar bölgesi, yeryüzündeki bilinen petrol re- zervlerinin yüzde 18'ine sahip. Hazar'da en uzun kıyı Kazakistan'ın. 1917'de Sovyetler Birliği ve Iran masaya oturdular, Hazar'ı paylaştılar. 1991 'de Hazar'ın kıyısında 3 yeni devlet daha kurulunca işler değişti. Şimdi Iran ve Rusya eski statülerini korumak is- tıyor; Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan statünün yeniden belirlenmesinden ve paylarının kesinleşmesinden yana. Sorun 10. yılına girdi... Rusya ve Iran, Hazar'ın 'göl" statüsünde olmasını istiyor. Çünkü göl olur- sa, her ülke kıyısından itibaren Hazar'ın belli bir noktasına kadar kullanım hakkına sahip olacak. Ortada da genel kullanıma açık saha bulunacak. Bu sahayı da Rusya ve Iran sahip olduklan güçle aynca paylaşacak. Azerbaycan ve Kazakistan ise Hazar denizdir" diyor. Hazar zirvesine ev sahipliği yapan Saparmurat Türkmenbaşı, zirve sonunda yaptığı açıklamada iki noktanın altını çizdi: 1 - Çözülmesi gereken çok sorun var. 2- Şu aşamada ortak noktalar bulamadık! Kafkaslar'ın geleceği de ister istemez Hazar'la bütünleşmiş durumda. ABD, bölgeye Gürcistan ve Azerbaycan aracılığıyla girdi. Rusya da Kafkas- lar'a iki açıdan bakıyor: Kendi sınırları içindeki alan; sınırlan dışındaki, ama güvenlik sahası içindeki alan... Trabzon'da dün yapılan üçlü zirvenin iki hedefi vardı: Işbirliğini arttırma, güvenliği güçlendirme. Eğer Kafkaslar'da istikrarsızlık artarsa çevre ül- kelere bölgenin olanakları değil, sorunları paylaş- tırılır. Biz dahil herkes de kendine düşen payı alıri Çok seçenekli hatlar Türkiye'nin hedefi elbet sorunları değil, olanak- lan paylaşmak. Bunun somutlaşmış hedefi de Ba- kû-Tiflis-Ceyhan boru hattı. Türkiye, Gürcistan'la stratejik düzeydeki ilişki- lerini sağlamlaştırırsa iki büyük kazanım elde ede- cek: 1 - Boru hattının güvenliği. 2- Orta Asya'ya koridor. ABD, Hazar ve Orta Asya petrollerini tüketim bölgelerine taşima politikası oluştururken şu ilke- den hareket ediyor: Çok seçenekli boru hatları! Bunun Türkçesi şu: Iran-Basra Körfezi, Afganistan-Pakistan-Arap Denizi, Azerbaycan-Rusya, Azerbaycan-Gürcis- tan-Türkiye seçeneklerinin tümünü diri tutmalı- yım ki, biri olmazsa öteki devrede olsun. Her dem kazanan ben olayım! Bu bağlamda Türkiye, "Bakû-Tıflis-Ceyhan ke- sin, ABD de benim yanımda" rahatlığına kapıla- maz. En küçük olumsuzlukta bir de bakmış ki, öteki hatlar canlanmış, Ceyhan bekliyor! önümüzdeki dönemin en tehlikeli olasılığı ise şu: Kafkaslar'ın Ortadoğu'laşması! [email protected] Ermenilere PKK desteği ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Terör ör- gütü PKK'nin, 24 Ni- san'da düzenknen söz- de Ermeni soykınmını anma günü toplantılan- na destek verdiği kayde- dildi. Istihbarat birimle- ri, PKK'nin 24 Ni- san'ı Ermeni ve Süryani soykınm günü olarak gördüğü ve Ermenistan, ABD, Yunanistan gibi ülkelerde yapılan top- lantılara aktif katılım gösterdiği bildirildi. Birçok ülkede sözde soykınmını anma top- lantılanna Ermeni grup- lanyla birlikte katılan PKK'nin, Ermenis- tan'da yapılan törenler- de "Ermenistan Kürt- Ermeni Dostluk Der- neği" adına soykınm amtına çelenk bıraktığı belirlendi. Özgür Politi- ka gazetesinde de yer alan bir habere göre P- KK, 24 Nisan'da şu fa- aliyetlerde bulundu: • ABD'nin Kalifor- niya eyaleti yerel temsil- ciler meclisinin 24 Ni- san'ı soykınmı anma günü olarak ilan eden karar tasansının onay- lanmasında terör örgütü üvelerinin de etkili oldu- ğu kaydedildi. • Kürdistan Ulusal Kongresi'nin (KUK) yazılı bir açıklama yapa- rak Ermeni katliamını kınadığı, Türlderin 20. yüzyıldaki tarihlerinin katlıamlarla dolu oldu- ğu ve Türkiye Cumhuri- yeti'nin özür dilemesi gerektiği iddia edildi. • Süryaniler tarafin- dan kurulan Mezopo- tamya Özgürlük Parti- si'nin Süryani ve Erme- ni katliamı nedeniyle Almanya-Ausburg'da açlık grevi başlattığı be- lirtiliyor. • Terör örgütünün başta Atina olmak üze- re çeşitli Avnıpa kent- lerinde düzenlenen sözde anma törenlerine geniş olarak katıldığı biliniyor. Örgüt tarafin- dan yayımlanan "Kür- distan'ın Sesi, Kızıl Kürdistan, Göneş" ve "Özgür Kürdistan" dergilerinin nisan sayı- lannda da sözde soykı- nma ait yazılara yer ve- rildi. Buyazılarda Tür- kiye'deki Doğu köken- li yurttaşlann hâlâ cid- di bir katliam tehdidi altında olduklan savla- n işlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle