17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2002 SA 12 KULTUR [email protected] SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Amerikan 'Batı'sının sercesi<~s * ısAmerikantiyatrosunun 'ağır top' yazarlan arasına 6O'lı yıllarda ka- tılan Sam Shepard'ın 'Vahşi Baü' oyunu Ankara Devlet Tiyatro- su'nda sahnelendi. 'Vahşi Batı' (özgün başhğı 'GerçekBaü') Yıl- dınm Türkerın Türkçesiyle ve Işık Toprak'uı rejisiyle sunuluyor. 'VahşiBau' ülkemizde ilk kez Is- tanbul Beledıyesi Şehır Tiyatro- lan tarafindan sunulmuştu. Tunç VaJman ın sahnelediği, başrolleri- ıi Erol Keskin ve CüneytTûrer in >ynadığı bu yapun belleklerden jilinmemiştir Jkel ve uygar 'Baü'... Amerikanın 'Baü'sı iki karşıt ol- juyu çağnştınr. Öncelıkle, zen- ginyeraltı veyerüstü kaynaklany- k 'geçmiş'ın Avrupalı göçmenle- rinin gözlerinı kamaştıran, çiftçi- 1nin, maden arayıcılannın ve kov- toylann cenneti uçsuz bucaksız ükel 'Baö'yı. Aynı zamanda da, uç düzeyde teknolojiyle bezenmış, aşın boyutlarda kentİeştnış, birey- lerarasındakı sıçan yanşının aman- srzca sürdüğü 'şimdi'nın uygarBa- tı'sını Shepard oyununda şu soruyu so- nıyor: Bunlardan hangisi 'gerçek Baü'? Oyunun dramatik gerilimi bu sorunun yanıtsızlığına dayan- dınlmış. Yazann dramatik arenası 'aile oıtamı'dır. Tüm büyük trajedile- rin üstünde yapılandıgı 'afleiçişid- det' Shepard'ın pek çok oyunun- da olduğu gibi, 'Vahşi Baü' oyu- nunun da belkem:ğini oluşrurur. Ancak, Shepard'ın oyununda yer alan "afle" olgusu aynj zamanda 'Amerikan Düşü'nün (iyi bir iş, iyı bir ev, gerektiği kadar iyi ara- ba, iyi bir aile, bol çocuk ve düzen- li bir yaşam=toplumda iyi bir ko- num) vazgeçilmez koşullanndan biridir. Böyleee Shepard, evrensel düzeyde "trajik" olarak algılanan bir olguyu, "Amerikan Düşü"nün sentetikligini irdelemek için kul- lanmaktadır. Parodik bakış açısı 'VahşiBaü' oyunundaki aile, an- ne, baba ve iki yetişkin erkek ev- lattan oluşur. Uzam ve zaman kul- lanımı açısından bütünüyle 'gerçek- çi' bir çerçeveye oturtulmuş olan oyunun aile bireyleri 'parodik' bir düzlemde çizılmiştir. (Bu neden- le, oyunda 'gerçekçi oyuncuhık' öngöriilmelde birlikte, yer yer 'ya- şamdan büyük' vurgulara da ağır- lık verilır.) Anne 'şündi'nın kural- lanyla kuşatılmış 'uygar' Ameri- kalı kimhği ölçüleri içinde 'sente- tik'leşmıştir. (Ayşe AJansal An- ne'yi bu 'sentetik' tavn göstere- cek biçimde oynuyor.) Anne'nin 'uygar' dünyasında rutunamadı- ğı anlaşılan -sahnede görmediğı- miz- baba ise Amerikan kimliği- nüı artık yitıp gitiniş 'geçmiş'iyle bütünleşme özlemi içinde, ken- disıni kanunsuz-kuralsız 'çöl' ya- şanıırun 'doğal' sefillığıne terk et- miştır. Shepard, 'Amerikan dü- şü'nü bütünüyle olumsuzlayan bir J\. merikah yazar Sam Shepard 'ın ünlü 1 Vahşi Batı' oyunu, iki karşıt Amerikalı kimliği içindeki iki kardeşin buluştuğu ve çatıştığı bir dramatik ortamda yer alıyor. aile durumu çizerken. bir başka düzlemde de 'geçmiş'in ve 'şüıı- di'nin Amerikalı kimlıklerinin uyuşmazlığını sergilemektedir. Parodik bakış açısı, sahnede ya- şantılannı ızlediğimiz iki erkek evlat bagjamında da sürer. Lee 'uy- gar' Amerikalı kimliğine ulaşa- mayarak babasının yolundan git- miş, Austin ise annesüıın değerle- nni izleyerek 'şündi'nın Ameri- kası'na uyum sağlamışnr. Oyun, üd karşıt Amerikalı kimliği içindeki iki kardeşin buluştuğu ve çatıştı- ğı bir dramatik ortamda yer alı- yor. Lee "uygar" Amerıka'ya katıl- mak için bir fırsat yakalıyor: Bir film senaryosu yazacak. Oysa bu iş için gerekli eğitım ve beceriden yoksun. "Uygar" Amerika koşul- lan Lee'yi "kBönyor". Afi tpin,ir- kfltki' birkimlık sergıleyen 'çölser- serisi' Lee'yi tutarlı biçimde aynn- tılandırarak oynuyor. 'Uygar'tak- lıdi yaptıgı anlarda da oyuncu kim- liğıne çok rahat giydirmiş rolünü. Austin ise aldığı eğitimle, kur- duğu çekirdek aıleyle, işini rahat- ça yapabilmesıni sağlayan beceri- lenyle, 'uygar Amerikalı kimli- ği'nden kuşku duymadığı bir an- da, kardeşınin senaryosunun ken- disıninkıne yeğlendiğini öğreni- yor. Kendinı bildi bileli futsağı ol- duğu düzenın güvenilmezliğini görüyor ve düş kınklığı içinde Lee'nin 'ilkel'Amerikalı kimliği- nin kural tanımazlığına sığınma- ya çaüşıyor. HüseyinSoysalan oyun başındaki 'uygar' Austin'i adım adım dönüştürerek Lee'nin 'ilkel' konumuna getirmek zorunda. Bu değişimi gerçekleştınrken oyun- culuğunu duyarlı bir dengede tu- tuyor ve zoru başanyor. Sonuçsuz 'şiddet' ve trajedi' Ters yönde kimlik değiştirme çabasına gıren ıkı kardeşin, 'aç- maz'lannj aşma yolunda yaptıkla- n 'seçirn'ler birer 'seçenek' değe- ri taşımadığı için aralanndaki 'ça- öşma' sürüyor. Sahnede yavaştan başlayıp gitgıde yoğunlaşan so- nuçsuz 'şiddet' doruğa ulaşana dek... Shepard'ın "alaycı" bakış açısı "trajedi"ye teğet bir konuma geliyor. "Vahşi Baö" iki aktörün göze göz, dişe diş biroyunculuk sunma- smı gerektirir. Aktörler arasında- ki elektriklenmenin yok olduğu anda, "söz" işlevıni yitırir ve ge- nye bır "aktörier gösterisi" kalır. Oyunun ilk gecesindeki "gösteri do- zu" hıssedilebilirağıruktaydı. Oyu- nu bir kez daha izledim. Ali Ipin ve Hüseyin Soysalan, neredeyse bir dans ntmini anımsatan "iç de- vinim''i yakalamışlardı. Böyleee, bu çabşmasında aktör-yönetmenol- manın tüm ayncalıklanru değerlen- dıren Işık Toprak'ın, hıçbir aynn- tıyı rastlantıya bırakmayan titiz re- jisinın halda veriliyor. Işuı Mum- cu'nun dekora, Fahrettin Özen'in ışık tasanmına verdığı emeğın kat- kısı unutulmamalı. Oyunun dör- düncükışısi Saul"da doğal bir oyun- culuk sunan Aydın ÜnsaJ da... Sonuç olarak, ortaya konan yo- ğun çabanın aynı oranda verim al- dığı. düzeyli bir Devlet Tiyatrosu yapımı var karşımızda. BAŞARIUBtD DEVLETTİYATROSUY4PEVH-Sam Shepard'ın o>ıınu 'Vahşi Batı' ülkemizde ilk kez Istanbul Belediyesi Şehir Tîyafrolan tarafindan sahnelenmişti. Tunç Yalman'ın yönettiği. başrollerini Erol Keskin ve Cüneyt Türel'üi pa\laşüğı yapun uzun süre belleklerden silinmemişti. Oyun bu kez, Işık Toprak'ın rejisi ile Ankara Devlet Tiyatrosu'nca sahneleniyor. BaşroIIerde ise Ali Ipin ve Hüseyin Soysalan başanb bir oyunculuk sunuyor. ISTANBUL ŞEHÎR TÎYATROLARI'NDAN ÎKİYENÎ OYUN DAHA • Sezonu yeni oyunlarla kapatan Şehir Tiyatrolan'nda 'Beş Katlı Binanın Altıncı Katı'nı Can Doğan sahneye koymuş. Oyun, gündelik SDrunlar içinde sevmenin değerini vrırguluyor. Ali Taygun'un yönettiği ve bir îtfoliere uyarlaması olan *Vleraki' ise bir hastalık hıstasının trajücomik dırumunu yansıtıyor. Sezon biterken.. Kühür Servisi - Istanbul Şehir Tiyatrolan prdelerini iki yeni oyunla kapıyor. \zeri yazar Anar'ın, romanından aynı ad- haktardığı 'Beş Kath Binanın Altuıcı Kaü* aJı ovoında, günümüzün sorunlan içinde semenin değeri vurgulanıyor. 1960'lı yıllar- dAzerbaycan'da yaşanan biraşk öyküsünün aTİındaki toplumsal gerçeklere dikkat çeken 'leş Kath Binanın Aloncı Kati', bireyin top- lunsal ihşkıler ve düzen karşısındaki yerini scguluyor. Can Doğan ın sahneye koyduğu oyunda, Cııgiz Tangör, Sevil Alo, Ayşegül Devrûn, Scil Liuyol, Tuğrul Arseven, Murat Coşku- nr, Kahraman Acehan, Suphi Tekiner, Ha- siıe Eren, Mustafa Arslan, Iskender Bağcı- la Mldan Güreunan, Berna Demirer, Yıl- mz Me> daneri, Serhan Arslan, Caner Bü- gier ve Ceren Erginsoj' rol alıyor. Oyun 1- 5 Mayıs tarihleri arasında Üsküdar Musa- hipzade Celal Sahnesi'nde sahnelenecek. Hastalık hastasının trajikomik haS Bir başka yeni oyun, Mofiere'ın ünlü 'Le Malade Imaginaire' oyunundan Ahmet Vefîk Paşa'nın uyarfadığı 'Meraki'. 1-5 Mayıs ta- rihleri arasında Gaziosmanpaşa Sahnesi 'nde izlenebilecek oyun, çevresinın oyuncağı ha- line gelen bir hastalık hastasuıın trajikomik halini eksen alarak, temel korkulanmızı ve bu korkulan kullanarak insanlan sömüren çıkarcılan konu ediyor. Afi Taygun'un yönettiği 'Meraki'de Ka- muran Usluer, Ayşe Kökçü, Sevinç Erbulak, Esra Ede, MehmetÇerezcioğlu,Eraslan Sağ- lam, Metin Çoban, Tolga Yeter, Sükan Kah- raman,Hüsnü Demiralav,Ergün Işddar, Hik- met Körmükçü rol alıyor. KATtPOĞLU'NUN REStMLERÎNDE DENİZ, TEKNE VE ÎNSAN Bir merhaba esintisi Kültür Servisi - Harmony Sanat Galerisi'nde 13 Nisan'da başlayan Yusuf Katipoğlu resim sergisi, 2 Mayıs'ta kapanıyor. Katipoğlu, resimlerinde deniz, tekne, insan bileşkesini konu ediniyor. Sanatçı resimlerini, yaşamının kokusundan gelen fırtmayı, evrendeki ınsana dostça, samimi bir merhaba esintisi şeklinde göndermeler olarak niteliyor. Bertan Onaran. Katipoğlu 'nun sanatı için "Benim sanarta, sanatsal yortunda, dolayısıyla yorumcuda en se\diğim şeylerin başuıda alçakgönüOülük gelir: Kendi hünerüniz olmayan yeti, yeten şişinme değil. ö'mür boyu, güle oynaya, önce kendimize, sonra insan kardeşlerimize becerimizin üriinlerini armağan etmeye yaramahdn: Yusuf bunun en rutarfa örneklerindendir: Bir gün, bir an bile göremezsiniz, duyamazsınız herkesten üstün olduğunu, resim sanatında devrim yarattığını öne süren bir da\Tanışuu, sözünü. Tersine, sövleşirken belirttiği uzere, en çok sevip saydığı ustalardan Cihat Burak gibi, krvrak Karadeniz anlağı uyannca, herkesten önce hem kendisiyle, hem yaptıklanyla ince ince dalga geçebilme becerisini yitirmemiştir... Ustası Bedn Rahmı'nin yakmında yaşayamadun ne yazık ki, aına ailenin öbür yeteneğinin, Sabahattin Eyuboğlu'nun öğrencisi, dosru olma talihine erdim; Sabahattin Bey 'in evinde, düşünsel-yazjnsaJ ürünlerin yanında, duruk görüntüler, devingen görüntüler, bin rürfü sanatsal üriinün yanında, kı\ rak beyninin gereksinimlerini karşılamak üzere gerçekleştirüniiş, irili ufakh nnldaklar vardı; uzunlu kısalı iplere bağlanmış fürlü biçim ve renkteki nesneler saUanırdı e\ in dört bir yanında. Yusuf da aynı seviye tutubnuş bu an»; ayakta durmak'la yetinmeyen, nrıl nnl dönen semazenler yapıyor art arda; üçboyutluJar susu/luğuna gidermivor besbelü, dönenlerin resimlerini de yapmış, yapıyor..." diyor. 1941 Trabzon doğumlu Katipoğlu, Resimlerini, yaşamının kokusundan gelen nrnnayı, evnendeki insana dostça. samimi bir merhaba esintisi şeklinde göndermeler olarak tanımiayan Yiısuf Katipoğlu'nun resim sergisi 2 Mayıs'a kadar Harmony Sanat Galerisi'nde göriitebilir. DGSA Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nden 1968'de mezun oldu. Resim çahşmalannı bir süre eğitim kurumlanndaki görevıyle birlikte yürüten sanatçı, 1975'te Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galensi'ni kurdu ve 1978'e kadar bu galerinın yöneticiliğini üstlendi. Katipoğlu, Devlet Resim Sergisi dahil yurtıçi ve yurtdışında çok sayıda sergiye katıldı. Harmony Sanat Galehsi: Icadiye Cad. No: 70 Kuzguncuk/tstanbul. (0 216 333 21 67) YAZIODASI SELEVl ÎLERİ Gezfntilepi Baştan söyleyeyim: Günlerce sürebilirsala ta gezintileri. Ormanda, kırlarda. yeşil vadiler de gezinir gibi salatalardan salatalara çekip gi- debilirsiniz. Derin soluklar alın, içiniz annsın! Önce şu çiğ yaprakların, sebzelerin güzelli- ğine doyun: Kıvırcık salatanın yeşili, bir deniz köpüğünü andırarak, deniz köpüklerinden fırfırfı bir dan- tela olup çıkıyor. Az berisinde rokalar, daha koyu yeşilleriyle yeşilin bambaşka bir ayırtısı- nı sunuyoriar. Yeşilden gidersek, marul açılıp koyulaşıyor, lahana hafiften yeşermek isterken sararıyor, maydanozun yeşiliyle dereotununki de yanşı- yor ve nane sessizce kendi yeşiline bakılma- sını bekliyor. Salatanıza neden çiğ ıspanak doğramazsı- nız ki? Onun yeşili kök zümrütleri çağnştınr. Ye- şil biberler, Çengelköy'ün bademleri, kereviz saplan, tazecik üzüm yaprağı -Neden koymu- yorsunuz ki salatanıza? Çok yaraşır...-, yap- rak yaprak fesleğen, hepsi yeşilde uçuşup du- ruyor. Ama yeşille yetinmeyelirn. Şu kırmızı lahananın vişneçürüğünde han- diyse siyaha yol alan renk yelpazesi, usta res- sam elinden çıkma soyut bir resimdir. Yanı başında rendelenmiş havuç, kavuniçi- si ve sönük sarısıyla günbatımının şuruplu renklerinden bir alaca kesit sunar. Ona bir yer- lerden lacivertler, maviler bulmalı. Salatanıza ekleyeceğiniz çiğ mantarlar, sol- gun bozlannda, benek benek kahverengile- rinde kerevize akrabadır. Karnıbahar da üvey beyaz kardeşleridir. Hele şu kıpkırmızı domates!.. Siyah, yeşil zeytinler!.. Kırmızı turp!.. Haşlanmış yumurta dilimleri!.. Halka halka tatlı beyaz soğanlarl. Salata renklerindeki canlılık, dirilik git git göz yakacaktır. lyisi mi, tatlara, tariflere geçelim. Yeşil salatanın katıklısını da, katıksızını dase- verim. Katıksızının sosu ille zeytinyağı ve limon olmalıdır. Hadi bilemediniz, iki üç damla sirke. öyle mayonezli, hardallı soslann tat kaçıraca- ğını düşünürüm. Uydurduğum katıklı kıvırcık salatalar vardır: Yeşil yapraklan irice doğrayın. Soğanı halka hal- ka dilimleyin, birbirinden ayınn. Havucu ve sa- latalığı da incecik halkalar halinde kesin. Na- ne yapraklan atın. Beyaz turp nendesiyle kar- lar serpiştirin. Sosunuza -zeytinyağı ve limon- kalın öğütülmüş karabiber eklemeyi unutma- yın. Tuzu son anda serperseniz salata diri ka- lır... Uydurduğum lahana salataları da var, hem de ıspanakiı: Kırmızı lahanayı dilim dilim kesip, şerit şerrt ayırdınız. Tuzlu suda muhakkak bir iki saat bekletin. Biraz beyaz lahana, biraz ıspanakla kanştınn. Tuz, limon, zeytinyağından oluşan so- su dökün. Kanştırdıktan sonra maydanoz yap- raklanyla bezeyin. Beyaz lahanayı irice dildikten sonra tuzla ovun, yıkayın. Ekşi elmayı dilim dilim ekleyin. Zeytinyağı ve sirkeden oluşan sosla iyice har- manlayın. Yine bir ıspanak salatası: Ispanak yapraklannı irice kesin, rokfor pey- niri ufalayın, cevizi irice dövün; hepsini harman- layın. Zeytinyağı, hardal ve çok az limon su- yundan oluşan sosla kanştınn. Bu kez kereviz: Kerevizi rendeleyin. Zeytinyağı, hardal, dö- vülmüş sanmsak, bol limon suyundan oluşan sosla kanştınn. Buzdolabında mutlaka soğu- tun. Fransız yöntemi olmasına karşın rakının yanına çok yakışır. Söyledim size, salata gezintileri günler alır. Takvimde \z Bırakan: "Parfak menekşe rengi çıplak dallarda bir- kaç turuncu kızıl yaprak rüzgârda titreşiyor- du." Gao Xingjian, Ruh Dağı, Gülseren Oev- rim'in çevirisi, Doğan Kitap, 2002. BasKi-pesim atölyesi sergisi • Kültür Servisi - Gazi Selçuk yönetüninde 4 yıldan ben baskı-resim eğıtimi veren Borusan Kültür ve Sanat Merkezi bu çahşmalann üriinlerini sanatseverlerin beğenisine sunuyor. İTÜ Deneme Bilim Merkezi'nde 27 Nisan'da açılan baskj-resim atölyesi sergisi, 18 Mayıs'a kadar devam edecek. Linol baskı, ahşap baskı, strafor baskı, özgün baskı ve mono baskı gibi teknilderin kullanıldığı atölyede amaç, yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan müziğin plastik sanatlara çok uzak ounadığı gerçeğınden yola çıkıp 'iki disiplin arasında bir köprü kurulur mu?' sorusuna bir yanıt aramak. Atölyede müzisyenlenn ve aletlerinin siyah beyaz fotograflanndan çeşitli baskı teknikleri kullanılarak baskı resim elde ediliyor. 'Yalnız Adam Mustafa Kemaf • Kültür Servisi - Ali Tartanoğlu'nun 'Yalnız Adam Mustafa Kemal' adlı kitabı Öncü Kitap'tan çıktı. Yazar, kitapta Mustafa Kemal tarafindan kaleme alınan Söylev'i başka belgelerle pekiştirerek çözümlüyor. Tartanoğlu'na göre, Atatürk'ten sonraki kuşağın sadece bir Kuıtuluş Savaşı kronolojisi olarak gördüğü Söylev'e yeterince ilgi gösterilmediğini, bu ilgisizhğin de Atatürk'ün yalnız adam olarak nıtelenmesıni haklı çıkardığını düşünüyor.Yazann 'Irak - Saddam - Körfez', 'Baskın 'Basuı'uı mı?', "Kirli Gerçekler' (çeviri), 'Tarihçinin Toplumsal Sorumluluğu' (çeviri) adlı kitaplan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle