12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2002 PA2AR DtZt Hepimizin 'yaşam değerleri' vardır, bilincinde olmasak da yaşamımıza bu değerler yön gösterir Duygusal zekâ eğitimiverilmeli Gençleriıniz,aileleruesorunlar. G ünümüzün gençliğinin yaşam değerlerinde 'tüketim toplumunun değerleri' ağırbasıyor. Oysa, geçmiş dönem gençlerinin yaşam değerlerinde "üretim toplumunun değerleri' ağır basmaktaydı. Böyle bir değişim olunca da 'yaşam değerleri', daha çok şeye sahip olmak, daha çok şeyi elde etmeye yöneldi. Tl T e için yaşıyoruz? Bu sorunun ya- l \ l mtınıaçık olarak düşünmeyiz, ama J. V soru hepimız içın çok önemlidır. Gerçekten de "neiçinyaşıyoruz"? Bilmem. dünyaya gelmişiz bir kere. yaşayıp gidiyo- ruz. Insan niçin mi yaşar° Hayatını kazanır, evlenir. çocuklan olur. onlar içın yaşar. Ben e\ latlanm ıçin yaşıyorum. Cnlü olmak istiyorum. Televızyonlara çıkayım. herkes beni tanısın. Amerika'da yaşamak istiyo- rum. Hedefim bu. Çok param olsun. Ra- hat yaşayaytm. her şeyim lüks olsun iste- rim. Başkasına muhtaç olmadan yaşamak benim tek isteğım. Hedeflerim var, onlar için yaşamak istiyorum. Hiç düşünmedim. însan yaşarken bunu düşünür mü? • • • Hepimizin "yaşam değerierT vardır, bi- lincinde olmasak da yaşamımıza bu değer- ler yön verir. anlam katar. Bu değerler her toplumun yaşam kültürüyle oluşur. bu kül- türün değişimiyle de değişir. "Hayanmız TESTMAKİNESİÖĞRENCÎLER- tlköğretimdenbaşlayarakKsesonuna kadar 'testmakineleri' durumuna getirilen öğrenciler, küçük yaşlardan itibaren üstkrine yüklenen stresi göğüslenıeye çalışmaktadır. ve Değerlerimiz" adlı kitabımda bu kunu- yu ıncelemıştim. Bir nokta konumuzla çok ilgilıdir. Günümüzün gençliğinin yaşam değerlerinde "tüketim toplumunun değer- leri" ağır basıyor Oysa. geçmiş dönem gençlennin yaşam değerlerinde "üretinı toplumunun değerleri" ağır basmaktaydı. Ne yolla olursa olsun basarmak Böyle bir değişim olunca da "yaşam de- ğerleri". daha çok şeye sahip olmak, daha çok şeyı elde etmeye yöneldi. Bu da "ne volla olursa olsun başarmak" hedefini ön sıraya koydu. - Bunun önemi nerede? - Okullann en çok onem verdiği başan ölçütü. -sına\iardaenyüksekbaşarr\ısağ- lamak" oldu. Ilkögretim okullannda "lise giriş sınavlarr, liselerde "üniversite giriş sınavlan" okullardaki eğıtimın en büyuk başan ölçütü oldu. Öğrenciler de ılköğre- tımden başlayarak lise sonuna kadar "test makineleri" durumuna getirildiler. - Bunun yanlışı ne kı? - Bunun yanlışı, eğitimin bu tek hedefe yönelerek asıl eğitimin amacının göz ardı edilmesidir. Eğitimin asıl amacı, "Bflgh/i gereken yerde ve zamanda kullanabifcn. düşünce gücü artıruş, duygu dünyası ol- gunlaşmış, sosyal becerileri gefişmiş, sorun- lannı çözme yetisi kazannuş insan yetiştir- mek"tir. Kâğıt üstünde bu amaçlann ya- zılı olmasına karşın en ıyi okullar bile bu amansız yarışa katılmaktan başka yol bu- lamamışlardır. Öğrenciler de durumu kav- rayınca ya bu yanşa katılarak o stresi gö- ğüslemeye çalışmakta ya da "aroknasılolur- sa" diyerek kadere boyun eğmektedirler. Karakter ve klsillk oellslml Ama asıl önemli nokta bu hayhuy için- de "karakter ve kişilik eğitimi"nin bir ya- na bırakılmış olmasıdır. Okullar öğrenci- lerinin "kanuttervekişflikgelişimi" ile uğ- raşmamaktadır. Öğrenci \ehleri de okul- lardan böyle bir şey bekJememektedir. An- cak bir sorun çıkarsa veliler ayağa kalka- rak "Okulda neler yapıhyor" diye sormak- tadırlar. Yoksa, öğrenci anne babalannın okullardan beklediği en önemli hedef. "ken- di çocuklarmın en üstün başanva ulaşma- a"dır. - Peki. okullar ne \apabılır° - Okullar tek kulvarda yanşmaktan v az- geçmekzorundadır. Öğrencileri lise sınav- lan için, üniversite sına\ lan için hazırla- nırken onlan "düşünselve duygusal olgun- laşma" alanında da yetiştırmelıdırler. Bu da "duygusalzekâ" eğitimi ile yapılabilır. Akademlk zekâ veterli değll - Yani. öğrencilere "duygusal zekâ" eği- timi yapılmasını mı önenyorsunuz' 1 - Evet. Okullanmızda sadece "akademik zekâ" hedefli eğıtim > apıyoruz. o da ya- nm yamalak. Akademik zekâ eğitimi sa- yısal ve sözel alan eğitimidır. Oysa "duy- gusal zekâ" eğitiminın programında şu ko- nular yer alacaktır: YÖRET VAKFI 4 özel okul psikolojik destek istedi / ntihar olaylanyla gündeme gelen Alman Lisesi ve Üsküdar Amerikan Lisesi ile önleyici çalışma yapmak isteyen ttalyan ve St. Joseph liseleri, YÖRET Vakfı'ndan uzman desteği alacak. FtGEN ATALAY lstanburdaki okullarda. son iki yılda 25 intihar ya da intihar girişimi. 18 şiddet olayı, 40 hastalık ve ölüm yaşandı. YÖRET Vakfı. okullarda yaşanan krizlerin etkilerinin en aza indirilmesi için "Okullarda Acil Durum Psikolojik Destek Projesi"ni oluşturdu. Vakıf. ilk aşamada Alman Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi, İtalyan Lisesi ve St. Joseph Lisesi'ne uzman desteğinde bulunacak. Vakıf yetkilileri, Istanbul tl Milli Eğitim Müdürlüğü, ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlen \e üniversitelerle işbırliğinde hazn"lanan projenin gerekçesini şöyle açıkladılar: "Okullarda acil durumlar doğal afetlerle sınırü değildir. İstanbul ilinde son iki yılda vaknmıza ulasan. okullarda yaşanan acil durumlar olarak sıralaşabileceğimiz 25 intihar ya da intihar girişimi, 18 şiddet olayu 40 hastalık ve ölüm ohnuştur. Ciddi bir araştırma yapıldığı takdirde, olaylann bu rakamın çok üstünde olduğu görühîr. Okulda yangm çıkmasL, bir öğrenci ya da öğretmenin ölümü, öğrencikrin doğnıdan maruz kaldığı ya da şahit olduğu şiddet olavlan da insanlan duygusal olarak yoğun bir şekikle etküemekte ve acil dunımlara özel psikolojik destek çahşmalanna ihtiyaç duyulmaktadir." 13 okulda krlz YÖRET Vakfı'ndan Nazan Ürkmez'in verdiği bilgilere göre. 2000-2001 öğretim yılında 13 okulda knz yaşandı. Bu olaylann içinde, şiddet, kuduz, intihar, intihar ginşimi, doğal ölüm ve kaza bulunuyor. Okullardaki bu tür olaylara hazırlıklı olmak amacıyla oluşturulan -Okullarda Acil Durum Psikolojik Destek Projesi" çerçevesmde rehber araştınna merkezlennde görevli 40 psikolojik damşman eğitıldi. Bu uzmanlar, kendı bölgelenndeki okullarda herhangi bir knz yaşandığmda hemen destek vermeye gidecekler. SATANİZM YtNE GÜNDEMDE -1999 yıtanda Ortaköy'de bir gcnç lazm şeytana kurban edümeshle gûndemegelen satanizmAlmanLisesiöğrencisiLaraFalay'mintiharetmesinin ardındanyinetartişılıyor. Giyim ve tarzlan nedeniyle polis tarafından gözaltına alındılar Gençler hedef olduALPERTURGUT Lise öğrencisi Lara Falaym inti- hannın satanizmle ilişkilendirilme- si ve olayın medyada geniş yer bul- ması, giyim ve tarzlan nedeniyle insanlann "hedeP haline gelmesi- ne yol açtı. Polis operasyonlan so- nucu gözaltına alman çok sayıda kişi "satanist" ol- madıklan için serbest bı- rakılırken, iletişim uz- manlan. medyadayeralan haberlerin "yüaa" değil "yapKi" olması gerekti- ğini belirttiler. Kadıköy. Bakırköy, Or- taköy. Taksim ve Beşiktaş gibi genç- lerin yoğun ilgi gösterdiği cafeler ve barlar. kolej öğrencisi Lara Fa- lay'ın intihanndan sonra "satanist operasyonlan" adı akında basılma- yabaşlandı. 1999 yılında Ortaköy'de bir genç kızın "şeytana kurban edü- mesinin" ardından da benzeri ope- rasyonlar yaşanmıştı. Siyah giyi- nen, uzun saçlı, dövmeli. piercing takan, sakallı gençler, satanist olduk- lan iddiasıyla gözaltrna alınıp "gü- nah keçisi" ılan edibnişlerdi. Satanistleri yakalamak adı altın- da yapılan operasyonlar nedeniyle • Satanistleri yakalamak adı altmda yapılan operasyonlar nedeniyle rockerler, heavy metalciler, black metalciler, death metalciler, punkçular ve anarşistler hedef haline geldi. rockerler, heavy metalciler, black metalciler, death metalciler, punk- çular ve anarşistlerin hedef haline geldiğini belirten 16 yaşındaki ko- lej öğrencisi KJS., "Medyabizinıar- jinal insanlar olaraktanıtrvor. Sata- nizmle uzaktan vakından alakamız olmadığı halde giyimlerimiz ve tar- zunız nedeniyle suçlanıyoruz" diye konuşuyor. Sadece lstanbul"da binlerce FRP oyuncusu olduğunu belirten üni- versite öğrencisi Zafer Tokmak. son intihar olayından sonra "FRP- satanizm-tntihar" üçgeni kuruhna- sının kendilerini zan altında bu:ak- tığmı söyledi. Satanist ar- kadaşlannın olduğunu, ancak onlann "intihar et- mek" veya "kurban tö- renidüzenlemek" gibi gi- rişımlerinin bulunmadı- ğını öne süren Y.K. ise şöyle konuşuyor: "Suçlu ^e\ a suçsuz nasıl ayırt edi- lecek. Bir insanın satanist olduğu nasıl anlaşılacak.Şe\1an, 13. Cuma, BlairCadısı, Kötü Ruh, Omen, Stig- mata gibi filmlerin vcd'lerini ve dvd'krini evlerinde bulunduranlar ve korku filmlerine gidenler gözal- üna mı alınacak?" • Duygulanrun farkında olmak. • Empatikyaklaşım. (Başkalarınınne dü- şündüğünü, ne duyduğunu anlamak.) • İletişim kurma becerisi. • Kendini kontrol edebilme. • Grup çalışması yapabilme. • Yanlışını kabul edebilme, kendine nes- nel bakabilme. • Sevgiyı. saygıyı bilme. • Sorumluluk taşıma yetisi kazanma. • Sorun çözme becerisi kazanma. Yanılışı kabul etme ekslkllfll Görüldüğü gibi "duygusal zekâ" eğiti- minde amaçlanan hedefler. hem kendimiz- de hem de çocuk ve gençlerimızde eksik- lığini en çok duyduğumuz konularda ulaş- mak istediğimiz hedeflerdir. Gözlemlerim. bizim toplumumuzda "akademikzekâ" eksikliği olmadığıru, an- cak "du\gusal zekâ"da çok önemli eksik- likler olduğunu gösteriyor. Bir örnek ver- mek gerekirse. toplumumuzda "yanhşını kabul edebilme, özür dileme, yanİışını bir daha yapmama"nın çok eksik olduğunu. çok zor yapılabildiğini. bunu yapmamak içın de insanlann kendisinden başka her- kesi suçladığını görmemiz yeterlidır. Onun içın de böyle bir eğitim toplumumuz içın yaşamsal önemdedir. Erlşklnlerln efllttlmesl - Yalnız çocuklar ve gençler mi? Eriş- kınlerin de eğitilmesi gerekmiyor mu? - Elbette ve özellikle toplumumuzdaki erişkinlerin de bu konularda eğitilmesi çok önemli. Şu son olaylara bakınız. Hiç kim- se kendisinde. kendi kurumunda eksıklik- ler olduğunu, yanlış yapmış olabileceğini kabul etmıyor. Başkalannı çok rahat. çok kolay eleştinyoruz. ama iş kendi yanlışını görmeye gelınce orada duruyoruz. Yanlı- şımızı kabul etmeyi kendimızin aşağılan- ması gibi algılıyoruz. Bu. çok önemli bir \anlıştır. Gerçeklenn üzeri de böylece ör- tülmüş oluyor. - Okullar başka neler yapabilir? - Okullar öncelikle etkin bir "sağhkbi- rinü" kurmalıdır. "okul hekünKği" ka\Ta- mı ülkemızde bilinmiyor. "Okul hekimi'', öğrencilerin bedensel ve ruhsal sağlıklan ile yakından uğraşan bir hekimlik dalıdır. "Rehberlikve psikolojik daruşmanhk" ser- visi de önemi anlaşılmaya başlanmış bir hiz- mettırve okullanmızda kurulmaktadır. An- cak daha etkin çalışmalar yapılması gere- kiyor. Özellikle de okullann velılerle da- ha yakın çalışma yapmalan doğrudur. Ebevevnlerin yaklaşımı - Ebevenlerin yaklaşunı nasıl olmalı 0 - Bu konu çok önemli. Anneler babalar çelişkili duygular içinde kalıyorlar. Bir yandan sorunlanyla karşı karşıya gelmek- ten çekiniyorlar. hem suçluluk dujoıyorlar. hem de yalnız kalıyor. ne yapacaklannı bi- lemiyorlar. "Sorunlu çocuk"lan olmayı kabul etmek istemiyorlar. çünkü bu du- nımdan suçlanmaktan çekinıyorlar. öte yandan karşılaşabilecekleri durumlardan korkuyorlar. Öfke duyuyorlar, çünkü beklentilennin boşa çıkmasına kızıyorlar. Bu karmaşık durum da nesnel olmalannı engelliyor. As- lında aileler de çaresiz ve onlara yardım edil- mesi gerekiyor. Bu yardımı da yetkili ku- rumlann organize etmesi gerekiyor. Clke- mizde "sosyal destekkurumlan" bu konu- larda hiç etkin değıl. Okullar da "aik eği- timi"programlan ile velilerine yardımcı ola- bilirler %e bunu yapan okullanmız \'ar. An- cak bu çalışmalar sistemli değil ve yeterin- ce etkin olamıyor. Medyanın durumu - Medyanın rolü de önemli değil mi? - Çok önemli. Son olaylarda da bu rol ortaya çıktı. Medyada çok farklı tutumla- ra rastlanıyor, ancak baskın tutum. olayla- n haber ağırlıklı ve reyiing kaygısının ağır bastığı bir sansasyon yayıncılığı olarak gö- rünüyor. Her olayda "özel haber bulma" ve "obyın bflinnıeyen yanı"nı açıklama ça- bası gazetecilik etiğinin çiğnendiği bir ya- nşa dönüşüyor. Yetennce incelenmeden ve araştınlmadan yapılan yayınlarda kişi- sel haklar çiğneniyor. yapılan yorumlarda kişiler. kurumlar, aileler suçlanıyor. Yayı- nın arkasından hiçbir şeyin düzeltilme ola- nağı yok, suçlanan suçlandığıyla kalıyor. Klşlsel hakların çlğnenmesl - Ne yapılabilır 0 - Konunun yetkili kurumlarca incelen- mesi gerekir. Bu haberlerin yayınuıda ko- nuyla bir uzmanm denetimi koşulu kona- bilır. yanıt ve açıklama hakkı gündeme ge- lebilir. Kişısel haklann çiğnenmesinden daha önemhsi bu yayınlann toplum üze- rindeki etkısidir. Çünkü bu tür yayınlar in- sanlan etkileyerek olaylann genişlemesi- ne de yol açabilir. - Son söz nedir 0 - Birbirimizı anlamak. birbirimizle ya- şamayı öğrenmek. birbırimize destek ol- mayı bilmek. Doğru yaşama kültürünü bul- mak ve bunu bilinçle paylaşmak. Keşke ya- pabilsek. BİTTİ TARTIŞILAN OKUL Alman LisesVnde öğrencilik yapmak A lman Lisesi'nin / l Türkiye'deki - / J L geneleğitim sisteminden farklı bir sistemi olduğunu ifade eden eski mezunlardan Ö., okulun intiharlarla direkt değil, ancak dolaylı yoldan ilgisi olabileceğini söylüyor. İPEK YEZDANt/ÖZKAN GÜ\ r EN Alman Lısesi'nde önceki yıl intihar eden Ceylan Konuk'la bir süre önce intihar eden Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi Lara Fatay olayında "küit isinT olduğu iddia edilen E.T'nin yakın arkadaşı ve Alman Lisesi mezunu Ö.. lisesine yöneltilen eleştirilerin "haksız" olduğunu düşünüyor. Ö.. Ceylan Konuk'un intihannın ardından E.T"nin çok üzüldüğünü ve kendisıne sanlıp ağladığını anlatıyor. Ö. E.Tnin kendisine, Ceylan'ın intihan uzun zamandır düşündüğünü \e kendisinin bunu en fazla "geciktirebildiğini" söylediğini belirtiyor. 'Boşluğa düşûyorlar' Alman Lisesi'nin Türkiye'deki genel eğitim sisteminden farklı bir sistemi olduğunu ifade eden Ö., okulun intiharlarla direkt değil ancak dolaylı yoldan ilgisi olabileceğini söylüyor. Lisede öğrencilere "Deriniemesine sorgulamanın %e irdeiemenin öğretildiğini" ifade eden Ö., "Kendikrinde \e> a ailelerinde sonınlan olan bazı gençler bu şekilde hayatı da çok deriniemesine sorgulavıp boşluğa düşebilivorlar. Ama sonuçta bu okulla ilgili değiL kişinin kendisinde bitecek bir olajdu-'' diyor. Ö.. Ceylan'ı lise üçüncü sımftayken tanıdığını. ancak samimi olmadığmı söylüyor. Ceylan'ın belli sorunlan olduğunu ve tedavi gördüğünü bildiğini belirten Ö., Ceylan'ın intihanyla ilgili "satanizm" iddialanyla ilgili ise "Satanizm nedir ben bilmi\ttrum. Ceylan'ın da satanist falan olduğunu sanmıyorurn. bu iddiayı bizim okuUa sadece medya bağdaştırdı" diye konuştu. Bir annenln mesajı Alman Lisesi'nde öğrenim gören bir anne. intihar eden Ceylan Konuk'un ailesine yazdığı mesajda şöyle diyor: "Lara Falay'ın ölümünden sonra çocuklanmızın neden böyle bir \olu seçtikleri üzerine çok düşündüm. Benim okulda okuduğum dönemde bir grup öğrenci, bugünün bu altkültürüne çok benzeyen bir soyut OTende yaşıyordu. Zararsız gibi gözüken "joint", hap içmeler. sonra bazüarının buna ek olarak LSD'yi denemesL. Okul yöneriminin bundan hiç haberi yoktu. O zaman ne bilgisayar vartü. ne de chat Ama Alman Lisesi bir adaydı adeta! Bugün bakınca en tehlikelisinin başıboşluk, 'Ben kimim? Hayartan ne bekliyorum? Yerim ne olacak? Hayaftn anlamı nedir?' gibi sorulaıia yapayalnız olma hali olduğunu görüyorum. Şimdi ben oghımu 'en i\i' şekilde büyütmeye çahşırken özellikle bir devlet okulunda okutmorum. Çünkü bu özel okul dejenerasvonuna girmesin, kafası allak bullak olmasın. sorunlanm bizimle pa>1aşsın isti>orum. Gençlerdeki boşluk duygusu inanıhnaz yoğunlaştı. Bugün pozitif, anlamJı bir hedef bulmak kola> mı? Gençlerin gittikleri barlaruı atmosferi ne kadar karanhk \e negatif enerji dolu. Belki gerçekten şehir dışmda yaşamahyız arhk. Doğada, temiz havada, basit ama dürüst, adam gibi uısanlarla."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle