25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ŞUBAT 2002 PAZAR + CUMHURİYET SAYFA L J l \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Unlü fotoğrafçı Felix Nadar'm 'Büyük Portreler'i Fransız Kültür Merkezi'nde sergileniyor IşMabütünleşenkimlikler Tarık AlVden 'HumeynV Operası ENGİNAŞKEN TORONTO-ABDge- zisı sonrası Toronto'da CBC TV'ye çıkan Tank Ati, Ayetuflah Humey- ni'yi tema seçen bir ope- ra üstünde çahştığını bil- dirdi. Oxford öğrenimli Ttiî'nin New York'ta Co- oper Union Tiyatro- su'nda, 'Irak' adlı bir o- yun geçen yıl sahnelendi. Ali bu sıralar 'Shadows Of The Pomegranate-Nar Ağacının Göigeleri', 'The BookOfSaladin-Sdahad- din'in Kitabı' ve "The Stone Woman-Taş Ka- dın" adlannda 3 roman üstünde çalışıyor. Siyasal ve toplumsal içerikli 12 kitabı olan Tank Ali'nin çok yakında îngiltere'de Verso Yayırüan'ndan 'The Clash Of Funde- mantalism: Crusades, Ji- had end Moderniry-Kök- tendinciliğüı Çarişmaa: Haçh Seferleri, Cihat ve Çağcühk" adlı yapıtı çıka- cak. Son Almanya gezi- sinden izlenimler anlatan Tank Ali, Münih'ten Londra'ya uçarken kendi- sine Münih'te bir kitapçı- nın armağan ettığı, 'Kari Marx On Sukide-Karl Marx Intihar Üsrane' ad- lı kitabı koltuğu altında gören polislerce gözaltına alındığını söyledi. Sorgu- lama sırasında. Almanpo- lislerinin "11 Eylül sonra- sı bu rür Idtaplarla geziye çıkılmaz'" dıye azarladığı yazar, daha önce röportaj yaptığı Münih Belediye Başkanı'na telefon etmek istediğini söylemesinın ardından serbest bırakıldı ve Londra'ya uçmasına izın verildi. KAYAÖZSEZGİN Fotoğraf, teknolojinin ürettiği "genç" bir icat olsa da, geçen yüzyılın başlanna uzanan buluş döneminı, "fotoğrafinfarihönce- si" olarak nıtelemek. onun yapı- sal kimliğıyle de örtüşüyor. Niepce'den Daguerre'e ve Na- dar'a uzanan bu dönem, oldukça ılginç öyküleri ve hızlı bir geliş- me gösteren ardıl oluşumlan açı- smdan bakıldığında, modern ça- ğın ilginç bir olgusudur. Nadar, kendisinden önce tt fotografi''ye gönül vermiş olanlan, bu dalın "primitifleri'' olarak tanımlar 1900'de kaleme aldığı "Ben Fo- toğrafçıyken" adlı anılar kitabın- da. Aradakı kısa zaman arahğını hesaba katmazsanız, Nadar'ı da bu öncüler kuşağı içine alabılır- sınizelbet. 1826'daNıepce, ilkel yöntemlerle ilk fotoğraf karesını çekmışse de gerçek adı Fetis To- urnachon olan Nadar da, 1852 'de kardeşı Adrien'le Paris'te, Saint-Lazare Sokağı'nda ılk fotoğraf atölyesıni açmış, ondan kısa bır süre sonra, 186O'ta nak- lettiği Capucınes Bulvanndaki yerinde, fotoğraf meraklılanrun yoğun ilgisi altın- da, çevreye hizmet vermeye başlamıştı. O tanhlerde tuzlu baskı yöntemını dev- reye sokmuştu Nadar. İlk hava fotoğraf- lannı çektıkten sonra, ıslak kollodıon ne- gatıflenyle albüminli baskılar gerçekleş- tırme aşamasına geçmıştı. Artık günün adamıdır. Pans halkı, ken- dı çehrelenni beyaz kart üzerinde saptan- mış görüntüsüyle görebilmek içın, onun srüdyosuna yönelmekte, bıraz hayret, bı- raz da merak içgüdüsüyle, o zamana ka- dar sadece aynaya yansıyan biçimiyle, bır bölümü de rassamın fuvalinde tanık olduklan çızgılerle tanıma olanağı bul- duklan çehrelerinın bu yeni görünrüsü karşısında, belkı de gerçek kimliklerinı görmenın heyecanını yenmeye çahşıyor- lardı. Nadar. anılar kitabında, srüdyosu- na fotoğraf çektirmek ıçin gelen müşte- rilerin tepkilerine değinir. Bu müşterile- Nadar. Balzac'tan George Sand'a, Ddacrois'dan Courbet'ye dönemin ünlii isimkrinin portrelerini çekti. rin bir bölümü, srüdyodan memnun ay- nlırken bır bölümü sonuçtan hiç de hoş- nut değıldir. Ilk kez fıziksel yapılaruıa, bır teknık araç aracılığıyla dışandan ba- kan bu kişiler, ola ki, aynadakı görüntü- lerinden oldukça farklı şeylerbuluyorlar- dı bu fotoğraflarda. Ama Nadar, bir şa- irin sözündekı haklılığı \ıırgulamaktan geri kalmayacaktır: Aptallık ınsanlara özgüdür. 'Poz veren' ünlüler Sıradan ınsanlan bır yana bırakalım; Nadar'ın fotoğrafhanesıne uğramayı alışkanlık haline getırmış ve onun ob- jektifine girmiş olan dönemin yazarlan, düşünürlen ve sanatçılan ne düşünmüş- lerdi acaba? Onlardan da farklı tepkıle- rin geldığını tahmüı etmek zor olmasa gerek. Örneğın BaJzac, fotoğrafın yansıt- tığı bu dünyaya, teknolojı karşısındaki olumsuz görüşlerinin de etkısiyle, hiç de iyimser bır gözle yaklaşmıyordu. Özel- likle "daguerreotype" fotoğrafa tepkisi- nı açıkça dıle getirmekten çekinmiyordu. Nadar bu durumu, başkalannda da tanık olduğu gıbı, onun fazla kilolu bedenıne bağlamakta haklıydı belki de. Nadar'ın 1850'li yıllann ortalannda çektiğı sanatçı, yazar ve düşünürlerin portre-fotoğraflanndan oluşan, ilginç ve oldukça kapsamlı bır sergi "Nadar'ın Büyük Pbrtrelerr adı altrnda, şu günler- de, Istanbul Fransız Kültür ıMerkezi Ga- lensi'nde sergileniyor. Baudelaire'den George Sand' a, Gerard de Nerval'den G. Rossini'ye, DeJacrofc'dan Corotve Coor- bet'ye, Hugo'dan T. Gaurier'ye bir dizı portreyı ıçeren ve Nadar'ın yakın çevre- sındekı dönemın ayduılannı, "gerçek" çehrelenyle fotoğraf karelerine taşıyan görüntülenn oluşturduğu bu sergı, tam anlamıyla bir portreler galensi nitelığin- dedır. Onun da ötesınde, bugün zamanın karanlığına ve dolambaçlı dehlizlerine kanşmış olan, ama isımlenyle hep ayak- ta kalmayı başaran, yaşamlanyla da "bo- bem" biratmosfen kımliklerine yedirmış olan bu üst düzeydeki ınsanlara, salt bu insan yönlenne yakından bakmamıza olanak vermektedir bu fotoğraflar. Nadar'ın titiz objektifi karşı- sında poz verirken bu yazar ve sanatçılann büyük bir bölümü, bakışlannı objektiften uzak bir yere kaydınyorlar, bır bölümü de ınadına objektife çakılı tutuyorlar gözlerim. Nietzsche'mn "üstün insan" tanımına hak verircesine, duruşlanna özel bir ayncalık ka- tıyorlar; örneğin birkaçı, ellenni Napolyon usulü, yeleklerinin ıçi- ne sokmakla, bu yaratıcı ve dü- şünsel ayncalığın bir göstergesi- ni yansıtmış oluyorlar. Fotoğraflar neye tanık? Kendı canına kıymasından, çok değil birkaç gün önce çekil- miş fotoğrafmda Gerard de Ner- val'ın objektife dikilmiş olan kaskatı bakışlan, trajik olgunun ışaretlerinı mı taşıyordu? Başka bir deyışle Nadar, böyle acı bir olayın öncesine tanıklık ettıği- nin farkında mıydı acaba? Bu sorunun yanıtını, biz bugün Nerval'uı bakışlannda ve tavırlannda anyorsak ya da kendimizi böyle bır ara- yışa kurguluyorsak, bıze bu olanağı Na- dar'ın tanımış olduğunu nasıl unutabi- hrız? Sergide bir elini şakağına dayamış dalgın bakan Victor Hugo'nun fotoğra- fıyla, onu ölüm döşeğinde gösteren fo- toğrafı konulmuş. Ama aradaki zaman diliminın akışı silinmiş, iki görünfü bir- bırine kodlanmış sanki. Nadar, bu port- re görüntülen saptadığı yıllarda. fotoğ- rafı, kendi deyişiyle "olağanüstü bir ke- şif, en üstün zekâlan meşgul eden bir bi- Hm, en basiretli ruhlan bfleyen bir sa- nat" olarak görüyordu. Fotoğrafta her şeyin kolayca öğrenıleceği karusmday- dı. Öğrenilemeyen şey ıse, gene kendi deyişiyle "ışıkduygusu''ydu. Kuşkusuz öyle, ama portre fotoğraflarda onu da aşan değerler bulunduğu kuşku götür- müyor. (Sergi, löŞubat 'a kadargörülebilir.) Amelie 'nin soundtrack'i BAFTA 'nın güçlü adayı LONDRA (BBO- Ametie'nın uluslara- rası alanda başansı sürüyor. Yönetmen Je- an-Pierre Jeunet'nin filmi Fransa'da ge- çen yılın en popüler sinema yapıh oldu, a- ma film > r urtdışuıda da büyük ilgiyle kar- şılandı Geçen yılın en iyı yabancı filmi dalında Altın Küre'ye aday olan film, bu hafta Ingiltere'de Bafta Ödülleri'ne 7 dal- da aday göstenldi. Bunlar arasında filmin Yann Tiersen tarafindan yapılan soundt- rack'i de bulunuyor. Yann Tiersen'in soundtrack'i Fransız besteciye eleşnrmenlenn verdiği olumlu notlann yanı sıra geniş bir hayran kitlesi de kazandırdı. Chanson'lann bir kanşımı, özel olarak yazılan parçalar ve Tiersen'in önceki dört albümünden toplanan malze- me ve tüm yapıtlan Tiersen'in Mkhad Nyman'ın en iyı dönemıyle karşılaştınl- masına neden oldu. Fransa'nın dışında Şarküteri gıbı film- lenyle tanınan Jeunet, Tiersen'in müziğıni bır gün araba kullanır- ken duymuş ve tüm yapıtlannı dınlemek ıstemiş. Ardından Amelie'nin müziklerinı yapması- nı önermış. Besteci anlatıyor "O sırada son albümüm L'Âbsente üzerinde çaüşıyordum \e çok za- manım olmadığını söviediin. Ön- ceki albünılerimden malzeme top- lamaya başladı ve ben de bazı ye- ni parçalar ekledim." Sonuçta ortaya çıkan müzık, oyuncak pıyano ile daktilo gibi birbirin- den apayn enstrümanlann kullanıldığı bir müzik olmuş. Londralılar 5 Şubat'ta Ame- lie filminin müziğinin canlı performansa nasıl dönüştürüldüğünü görecek. Tiersen ve grubu Royal Festı\ al Hall'da komedyen Neil Hannon'la birlıkte sahne alacak. Tiersen' in Hannon'la ışbırliğı yıllar ön- Tüm dünyada ilgi\ie izknen Amelie, Yann Tiersen'in >apOğı soundtrack'rvle de beğeni kazandL cesine dayamyor. Hannon, birlikte çalış- hğı müzisyenler arasında (bunlara Ute Lemper ve Tom Jones da dahil) en uyum- lusunun Tiersen olduğunu belirtiyor. Tiersen, JaneCampion un 'Piyano' ad- lı filminin muzıklennı yapan Mıchael Ny- man'lakarşılaşnrıldı. 'ĞaryahMkhad Ny- man* olarak adlandınlmak onu üzmemiş, ama insanlann böyle ifadeler kullanma- masını yeğledığini söylüyor. Eleştırmenlerse Tiersen'in müziğinin türlerin ötesinde olduğunu belirtiyor. A- ma o şöyle diyor: "Müziği tarumlamak benim işim değü Bir sanatçı yarabcı he- yecam korumak için türleri umursama- mahdır.'* TOKER YAYINLARI'NDAN 25Ocak-2Mart2002 Yapı Kredı Kıiltur Merkezı Sennet Çıfter Araşnnna Kütuphanesi Sergi Salonu İSMET İNÖNÜ Cumhuriyet Dönemi 'Türk Hikâyesi' Kültür Servisi - Ahroet Özdemir'in 'Cumhuriyet Dönemi Türk Hikâyesi' adlı kitabı, Toker Yayınlan nın 'Türk Klasikleri /100 Büyük Edip Şair' dızisı kapsamında yayımlandı. Başvuru kitabı niteliğindeki 'Cumhuriyet Dönemi TürkHikâyesi'nde. SaitFaikten Yaşar Kemal'e, Sabahattin AB'den Vüsat O. Bener'e, Orhan Kemal'den Bekir Yddız'a,Hulki Aktunç'a 108 yazann hayatı, eserleri, eserlerüıden birer örnek ve verdiği mesajlar ele alınıyor. Özellikle günümüz yazarlannı seçerken çok zorlandığını belirten Ahmet Özdemir, kitabı için, u Yazm hayatma hikâye ile başlayacak olanlar için bu hikâye antolojisi, kendilerini befli bir oigunluğa ulaşûracak bir karşuaştmna kaynağı olabilecektir sanıyorum. Heryazarai kısa bir biyografinin yer ahnası, bazı hikâyelerin sonuna kısa açıklamalann konulnıası, merakhlan ve öğrenciler için, Cumhuriyet Dönemi Türk Hikâyesi'nin arü değerierinden biri oldu* 1 diyor. Defterlerle Bir Yaşam KÜLTÜR SANAT YAYINCIUK YAPI KREDI KÜLTÜR MERJCEZİ lstitUI Gaddc-s., No. 285 80050 Beyoga Bu sezgı Yapı Kredı Kulnir Sanat Yayıncıûic A Ş taraimJ2n ^ apı n Kredı Bıfnlr«ı A.Ş ıç»ı d HEY UMUT Hey umut! Nasıl da yeniden sanyorsun, bizi hayata defalarca. Karanlığın esir aldığı hayatımıza, yine sen doğarsın, apaydınlık. Ve bir bakışta görürüm seni Kutup yıldızı gibi. Yüreğimizi denizlere taşır, Enginlere ulaştırırsın. Yeni dünyalar açarsın. Hiç bıkmadan her seferinde, Ve biz! Sanlırız sana Toprağa atılan tohum gibi. ATİLA OĞUZ İLKBAHAR Umuilanm, Kuru yapraklar misafi Dökülür bir o yana, bir bu yana Umutlanm, Yel değdikçe titrer Başka diyaıiara savrulur zaman zaman Savrulurken acı çekmem Acı çekmem, bilmediğim insanlar çiğneyip geçerken Ama sen Ama sen Yanımdan geçerken Gülme yiizüme Cahildir umutlanm Bilmez sevmediğini Çiçekler açar... GÜLHAYATAYTEKİN OSETtE • !BŞT'nınŞubat20O2 programmda değişiklik yapıldı. Haldun Taner'in "Sersem Kocanın Kurnaz Kansı' başlıldı oyım, Tomas Fasulyeciyan rolünü oynayan Savaş Dinçel'in ayağındaki rahatsızlık nedeniyle ertelendi. 'Sersem Kocanın Kurnaz Kansı'nın yerine Halit Ziya Uşaklıgil'in yazıp, Hakan Altıner'in yönertiği "Aşk-ı Memnu'nun sahneleneceği öğrenildi. •HAROLD Pinter kanser. Ingiliz oyun yazarlan Harold Pinter'ın yemek borusu kanseri olduğu biîdirildi. Daih Telegraph gazetesi, 71 yaşındaki Pinter'ın kemoterapi tedavisi gördüğünü yazdı. Gazete, hastalığına rağmen ünlü yazann çalışmalanna yoğun biçimde devam ettiğini belirtti. National Theatre'da (Liusal Tiyatro) bu aym sonunda. Pinter'ın kısa hikâye ve müzikli gösterilerle küçük oyunlardan oluşan iki oyununun sahnelenmeye başlanacağı bildiriliyor. •AYTEN Timuroğlu'nun resim sergisı 18 Şubat tarihine dek Ankara Başak Sıgorta Sanat Galerisı'nde sanatseverlerle buluşuyor. Bu sergisinde son dönemde yaptığı •fotopentür" yapıtlan yer alan sanatçı, figüratif yağlıboya resımlerinde portre çalışmalanna ağırlık veriyor. Timuroğlu, 1985 yılında Sanatyapım Kayıhan Keskinok atölyesınde başladığı resım çalışmalannı 1991 yılındanberi kendi atölyesinde sürdürüyor. Sanatçının amacı ise kendi sözcüklenyle. '"Gökova'yı, denizi, balıkçılan, kısaca tüm doğayı tuvallerıme yansıtarak üretmek ve insanhğın ortak güzellıklerine katkıda bulunmak..." (0 312 41723 19) • UÇAN Süpürge Kadın Festivali Kısa Film Öykü Yanşması sonuçlandı. 'Namus' teması üzerine 'komedi' türünde kaleme alınan 16 eser arasından Ayşe Betül Bilgiç'in çalışması birinci seçildi. 'Kadın Olursam' adlı kısa film öyküsü ile birinciliği elde eden Bilgiç, 'Küçük Namussuz' adlı çalışması ile de ikinci seçildi. Üçüncülüğü, Beyza Gültekin ve Reşide Gürses'in 'Babasının Kızı' adlı kısa film öyküsü kazandı. • OYUNCULARIN hayali 2004'e ertelendi. TOBAV Genel Başkanı ve Devlet Tıyatrolan Genel Müdür Yardımcısı Tamer Levent, sahne sanatçılan için ıstenen 'Yetki Yasası'nın 2004 yılına ertelendiğini söyledi. Tamer Levent, sahne sanatçılannın 657 sayılı Devlet Personel Yasası'na tabi olmamalan gerektığini belirtti. Levent, sahne sanatçılannın özel yasaya tabi olmalarının bir hak olduğunu söyleyerek bu hakkı almadan konunun kapanmayacağına işaret etti. BUGUN • İSTANBUL AKM'de saat 11 30da Kültür Bakanhğı lstanbul De\ let Klasik Türk Müziği Korosu'nun konseri. Şef: Ender Ergün. Solistler: Çetin Körükçüoğlu, Hacer Tısoğlu (kanun), Sermet Kutluğ (\iyolonsel). (0 212 251 56 00) • CEMAL REŞTT REY'de saat 17.00'deAkbankOda Orkestrası'nın konseri. Şef: Cem Mansur. Solist: Ahmet Kanneci (gitar). (0 216454 15 55) • tSTANBLX AICV1 SİNEMA SALONU'nda saat 13.00, 15.30 ve 19.00'da Jim Sheridan'ın 'Sol Ayağım' filminin gösterimi. (0 212 251 56 00) • SAÜH ZEKİKOLAT KÜLTÜR EYİ'nde saat 15.00'te Hasan Pulur'un söyleşisi. (0 216 449 18 84) • IŞ SANAT'ta saat 12.00 - 14.15 arasında 'Asterix Sezar'a Karşı' adlı filmin gösterimi. (0 216 45415 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle