Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
:26 ŞUBAT 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Telskom Yasası
Anıyasa
fflahkemesi'nde
• ANKARA
(Cunhumet Bürosu) -
Danştay5.Dairesi,
Telekom'un
özeüeştirilmesine yönelik
olank çıkanlan yasanın.
Telekomünikasyon
Kunımu'na ilişkin
personel düzeniemelerini,
iptal istemiyle Anayasa
Mahkemesi'ne götürdü.
Danıştay, sayılan giderek
artan kurul yapılanna
ilişkin örnek oluşturacaJk
karanyla, 'kamu kurumu
nitelıği' taşıyan kurullann,
anayasal ilkeler
doğrultusunda
örgütlenmesi gerektiğini
bildirdi.
Trillo'nun gündemi
A6SP
• ANKARA (ANKA) -
AB Başkanı îspanya'nın
Savunma Bakanı Federico
Trillo'nun Yunanistan
ziyaretinin ardından bugün
Ankara'da yapacağı
görüşmelerde AGSP
sorununu da ele alacağı
öğrenildi. Milli Savunma
Bakanı Sabahattin
Çakmakoğlu'nun konuğu
olarak Ankara"yı ziyaret
edecek olan Trillo,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu ve Başbakan
Bülent Ecevit'le de
görüşecek. îspanya'nın,
AGSP konusunda Türkiye
ile Ingiltere ve ABD
arasında vanlan
mutabakatı Atina'nın
reddetmesi üzerine ortaya
çıkan sorunu çözmeye
çalışacağı ifade ediliyor.
Batmaıfda silahh
salrtrı
• BATMAN/KONYA
(AA) - Batman'da silahlı
saldınya uğrayan bir kişi
öldü. Petrolkent Mahallesi
Zübeyde Hanım
Caddesi'nde yûriiyen
Sadık Esirti (37), kimlijŞi
belirsız kişi veya kişilerin
silahlı saldınsına uğradı.
Olayla ilgili soruşturmaya
başlandı. Bir ihban
değeriendiren Konya
Karatay îlçe Emniyet
Müdurlüğü ekipleri,
Ismail Yıldız'ı, suikastlar
için kullanılan bir adet
kalem tabanca ve 6 adet
mermıyle birlikte
yakaladı.
TAIvTdan diyaloga
destek
• HaberMerkezi-
Türlave Araştırmalar
Merkzi (TAM) ile Sutter
YayuKvleri grubu
tarafcdan düzenlenen
gelercksel bayram
törereıde Türk ve Alman
konuıiar 'toplumlararası
diyakga destek' için bir
arayageldiler. 'Bizim
Eyaletimiz Kuzey Ren
Vestfilya' projesi
kapsmında düzenlenen
etkimkte konuşan TAM
direkârü Prof. Dr. Faruk
Şen, 'Türk göçmenlerin
kültirel değerlerinin
tanıraası önyargılan
azaİGcak" dedi.
Hermahalleye
kooteyner
• İSIANBUL(AA)-
îstarrul'daki 762 mahalle
ile 11 köye, içinde olası
bir aette Uıtiyaç
duyucak malzemeleri
buîıran konteynerler
yerlenrilecek.
KoiKynerlerde, seyyar
ayddatma lambası,
jeneıtör, delici ve kıncı
alettr. hidrolik kriko
takra. kürek, çapa,
kazra. battaniye, enkaz
eldreni, ameliyat eldiveni,
toz îiaskesi, lambah baret,
maba, emniyet şeridi,
ika: elegi, katlanabilir
secfc su bidonu, matara
ve km çadın gibi
mabmeleT yer alacak.
Düettme
• 1" Şubat 2002 tarihli
gazeemizin 7. sayfasında
yaydanan "Susurluk
sedmı aşamadık" başlıklı
hahde Başbakanlık
raçctörü Kutlu Savaş'ın
adiüitlu Aktaş olarak
dizjııştir. Düzeltir, özür
dilez
MHP: Bizim dışımızda uzlaşma sağlanırsa Başbakan Ecevit bedelini öder
îdam MGK'ninkaranANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümet ortaklan ara-
sında idamın kaldınlması ko-
nusundaki tartışma sürerken
MHP kurmaylan, MGK'de
sağlanan uzlaşma sonucunda
terör suçlannın ölüm cezası
kapsamında bırakıldığını be-
lirttıler. Abdullah Ocalan'a af
yohınu açacak ya da bölücü te-
rörün siyasallaşmasına zemin
hazırlayacak hiçbir düzenle-
meye askerin sıcak bakmaya-
cağını kaydeden MHP yöne-
ticileri, "Tersi durumda ken-
dilerini inkâr etmiş olurlar"
görüşünü dile getirdiler. MHP
kurmaylan, AİHM'nin Öca-
lan konusundaki karannı bir
iki ay içinde vereceğini,
AB'ninbu nedenle ısrarcı ol-
duğunu savundular.
Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanrt' ın
ölüm cezasının savaş, yakın sa-
vaş ve terör suçlannda korun-
masının gerekli olduğu yö-
nündeki görüşünü hükümete
ilettiği haberlen, idam tartış-
masına yeni bir boyut kazan-
dırdı. MHP kurmaylan. ko-
nuyla ilgili olarak "Bu konu-
da bize gelen bir bilgiyok. An-
cakÖcalaıTa af yohınu açacak
ya da bölücü terörün siyasal-
laşmasına zemin hazırlayacak
hiçbir hukuki düzenlemeye as-
ker sıcak bakmaz. O zaman
kendflerini inkâr etmiş olurlar.
Sıcak bakmavacaklannı da
• MHP yöneticileri, terörist Abdullah Öcalan'a af yolunu açacak ya da
bölücü terörün siyasallaşmasına zemin hazırlayacak hiçbir düzenlemeye
askerin sıcak bakmayacağını vurguladılar.
Bakan Doğru, MHP'nin tavrını yineledi
•• ••
Once Abdullah Ocalan asılmalı
Devtet Bakanı Doğrn.
TOKAT (Cumhurhet) - Dev-
let Bakanı ReşatDoğru, "Abdnt-
lahOcalanasdmadan idamınkal-
dınimasınıistemm)ruz" dedı. To
kat Büyük Otel'de basın toplan-
tısı düzenleyen Reşat Doğru, te-
rörün ülkedeki ekonomik krizin
en büyük nedenlerinden biri ol-
duğunu belirterek şöyle konuş-
tu: "100 müyar doiar gibi büyük
bir rakama sebep olan hain Ab-
dullah Ocalan yakalaıunış ve ba-
ğunsız mahkemelerce yargılan-
nuşûr. Bu adama verilrnesi gere-
ken ceza,idam olarak karaıiaşö-
nhnışür. Şmuhye kadar Türk ta-
rihinde, devietini böbnek isteyen
berkese gereken ceza verilmiştir.
O adam şu anda cezasını çekiyor
ama inşallah önümüzdeki gün-
lerdeTürkmflktimnisteöJdoğrul-
tusundacezasıverüecektirve asıl-
masıgerekmektedûf idamın kal-
dınlmasının, kısa sürede yapıla-
cak işler içinde olmadığını belir-
ten Doğru. "Bu konu, orta vade-
degörüşülmesi gereken bir konu-
dur. Şunu unutmamak lazım ki,
35bin insanımızı şehiteden PKK
ve elebaşıa Abdullah Ocalan'dır.
O asdmadan idamm kakhnhna-
sını istemrvoruz" dedi.
ifade ediyorlar zaten. Asker.
bu üikenin geleceğinin korun-
masrvia sorunılu.Onlann eün-
de de bilgilervar. PKK ve HA-
DEP'inörgürJenmesinin altm-
dadtşkayııaklıbötücülükama-
cının olduğunu görüyoriar"
görüşünü dile getirdiler.
Anayasa değişikliğinin üze-
rinden 4 ay geçmeden yeni is-
temlerin gündeme getırilme-
sine dikkat çeken MHP'liler.
AlHM'nin Öcalan'la ilgili ka-
rannı bir, bir buçuk ay içinde
vereceğini kaydettiler. MHP'li-
ler, "O süre dolmadan Tüıid-
ye'nin üzerinde demokratik-
leşme,ABn
yegirme,Kopenhag
kriterieri ^bi tarumlarm arka-
smda Türktye'ye bazı şeyleri
dayatryorlar. Bunu anlryonız,
anlamamazhktan gelenlerle
işüniz yok" dediler.
MHP Genel Başkanı Dev-
let Bahçeli'nin, "MHP dışın-
da ölüm cezasının kaldrntma-
sınaonay verm^sjnin". iktidar
partilerinin tamamen serbest
olduklan anlamına gelmedi-
ğini kaydeden MHP kurmay-
lan, bu mesajda meydan oku-
manın da olduğunu belirtti-
ler. MHP'nin TBMM'deki uz-
laşmalara kesinlikle seyirci
kalmayacağını vurgulayan
MHP yöneticileri, Başbakan
Bülent Ecevit'in MHP dışm-
da hiçbir partiyle samimi ve
kahcı bir uzlaşma temin ede-
meyeceğini sa\-undular.
MHP kurmaylan, "Parti-
miz dışında bir uzlaşma sağ-
lansa bile bu istismar edilir.
Eğer ediürse bedel öder, bunu
da Sa>ın Başbakan çok i\i bi-
hyor. Başbakan, 312. madde
konusunda yanhş yapıldığmı
anladL Genel başkana hak\er-
diğini açıkladı. Oradan "bızı
yanılttılar" anlanuçıkryor.Sa-
ymMesut Yılmaz'uı iprvie bir
yerevanlamayacağını herkes-
ten çok daha i\i bifiyor" görü-
şünü dile getirdiler.
Anayasal kurumlar
dikkatli ve duyaıiı olmab
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Ufuk Söylemez, Büyüka-
nıt'ın görüşlerinin anımsatıl-
ması üzerine, Türkiye'nin bö-
lünmez bütünlüğü konusunda
tüm anayasal kurumlann dik-
katli, duyarlı ve işbirliği için-
de olması gerektiğini söyledi.
Hükümetin, Türkiye'nin 30
bin insanının canınakıyan ağır
bölücü tehdidin bertaraf edil-
mesi konusundaki duyarlüığı-
nı AB'ye anlatması gerektiği-
ni kaydeden Ufuk Söylemez,
"Hükümetin, AB ile gerçekçi
müzakereter yapması bekle-
nirdL Ancak AB'ye velMFye
kayıtsız şartsız teslinı olan bu
zihniyetin ulusal çıkarlan sa-
vunmada yetersiz kaldığını
görmekten özüntü du-
vuyorum" diye konuştu.
H A K P A R l i d e r l n e g ö r e K ü r t l e r a z ı n l ı k d e ğ i l , b l r l n c l s ı n ı f v a t a n d a ş
Fırat: HADEP, PKK'nin piyonu
tLHANTAŞCI
ANKARA - Bu ay içinde kurulan
Hak ve Özgürlükler Partisi'nüı genel
başkanlığına seçilen, eski DYP Millet-
vekili Abdülmefik Fırat, HADEP'e al-
ternatif olarak kurulduklan savlanna
karşı çıktı. Fırat, PKK'yı ima ederek
"HADEP'in arkasindaki güçyasauaşıp
legal bir dunıma gelince haÜyle siyasi
hayaDsonaerecektir" dedi. Fırat, "Kürt-
lerin bu üikenin birinci suuf ve asil va-
tandaşlan" olduğunu vurgulayarak
azınlık olmadıklannı söyledi. Fırat.
"Hem Kürt realitesinden bahsedecek
hem Kürt dihyle eğhimi yasaklayacak-
sınız.AmaKürtçeısukçâlabilirsinizdi-
yeceksrnb. Bu Demirelci mantridasorun-
lan çözemezsiniz" diye konuştu.
HAKPAR Genel Başkanı Abdülme-
lik Fırat, partisinin önceliğini, sorunla-
ra yaklaşımlannı ve hedeflenni Cum-
huriyet'e değerlendirdi.
Fırat. partiyi kurma gereksiniminin
doğuşunu, "Birçok parti kuruldu. Dü-
zenin itimadına layık ohnayanlar tasfi-
ye oklu, layık olanlar ise yaşamaya de-
vam etmektedirier. Çoğunlukla kurulan
partileri sistemin ortaklan olan şöhret-
K kişiler veya iktidara ortak olmak için
giiçlü gruplar kurmuşlardır. Bizim ha-
reketimiz ise despotizmden ve totaliter-
Bkten mağdur olan ezikn ve uğraş ve-
ren her kesimden bireyterin bir araya
gelerekkurduğu siyasibir partidir'' söz-
leriyle açıkladı. Aktif siyasetin içinde
yer alanlann ve "özeDikle Kürt köken-
Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Fırat PKK siyasallaşınca HADEPMn
kapanacağına inanıyor. Fırat'a göre HADEP kendine verDen görevi yürütüyor.
K" politikacılann yaşanan olumsuzluk-
lara seyirci kalamayacağıru kaydeden
Fırat, "KendOerini devletin sahibi ola-
rak gören güçlerie. Kürt sorununun ye-
gâne sahibi kendilerini görmek heve-
sinde bulunan güçler arasındaki çaüş-
mada en büyük yıkım ve felaketi Kürt
kökenü \atandaşlanmız çekmekteydi-
ler, çekmektednier. îştc bizler bu sıkm-
tı veçdanazlara çare buhnakiçin bir ara-
ya gelen ve yola koyulan insarüanz" de-
di.
Program ve tüzüklerine bakıldığrnda
kitle partisi oldukJannın açık olduğu-
nu belirten Frrat, Türkiye'deki demok-
ratik güçlerie tam dayanışma içinde ha-
reket edeceklerini, Türkiye'nin, de-
mokrasinin gereklerinden yararlanma-
sı için azami gayret sarfedeceklerini an-
lattı.
HADEP piyon
Partilerinin HADEP'e alternatif ol-
madığını kaydeden Fırat. sözlerini şöy-
le sürdürdü:
"Partimiz,birçok yönüyle bütün par-
tilere alternatif teşkil etmektedir. An-
cak alternatifliğimizi HADEP'e indir-
gemenin alnnda sisteme bağh güçlerin
sinsi ve iyi niyetii ohnayan kurnazhkla-
n yatmaktadır. Türkiye Cumhurryeti
vatandaşı olan berkese ve her kesime hi-
tap eden bir siyasi partidir. HADEP'in
kendi iradesini kuüanarak siyaset yap-
nğuu söylemenin gerçeği yansıtmadığı-
nı herkes biüyor. Arkasmdaki güçyasal-
laşıp legal bir dunıma gelince haüyle
HADEP'in siyasi hayatı sona erecektir.
tleriki günlerde nasıl bir nüsyon yülde-
neceğini kestirmek çok zordur."
Atatürkçûler gelmeli
Tanhte hiçbir ulus devletin başka bir
ulusu asımilasyona tabi tutmadığını
kaydeden Abdülmelik Fırat, şu değer-
lendirmeyi yaph:
"Mustafa Kemal Atatürk, Amasya
Beyannamesi'nde, Erzurum,Srvaskong-
relerinde,onlardan sonraki beyanlann-
da Kürt-Türk kanJeşBği veonlann müş-
terek de\1etinden söz etmektedir. Bir
kısun siyasiler, askeri ve srvil bürokrat-
larAtanİrk'esevgflerinisunarakonutan-
nsaDaşünrcasuıa kucakiamalanna kar-
şın sö\1e\1erini ve düşüncelerini u>gu-
lamaya koyma>ıp aksini yaparak üstü-
nü örtmektediiier. Gerçek Atatürkçû-
ler ne zaman sahaya çıkacak. roDerini
oynacaklanhr diye bekliyoruz. Brralo-
lan yerden tekrar başlay abiBriz."
Abdülmelik Fırat kimdir?
ŞeyhSait'intorunu. Ailesi I925'ten
ıtibaren pek çok kez sürülen Fırat, ilk
kez I957"de yaşını büyüterek DP mil-
letvekilioldu. 1960'ta Yassıada'dayar-
gılandı. 12 Mart ve 12 Eylül'de kendi-
si ve ailesinden birçok kişi gözaltına
alındı. 1991 'de Erzurum'dan DYP mil-
letvekili seçildi, ancak daha sonra is-
tifa etti.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Bayram kaçamağında bü-
tün gazeteleri elden geçire-
medim. O yüzden 'gözüm-
den kaçmış olabilir" parante-
zinealaraksöylemeliyim: Mer-
kezsoldakonumlanmış11 si-
yasal önder Stockholm'de 22
Şubat'ta bir araya geldi.
Onemli birtoptarrtıydı ve Cum-
huriyet dışında Türkiye med-
yası bu haberi sayfalarına ak-
tarmaya değer bulmadı. En
azından "manşete taşınacak
haber" değeri biçmedi.
Oysa önemliydi.
Önemini sonuç bildirgesin-
de aramayın. Filistin sorunu-
na banşçıl çözüm bulunması
yönündeki karardan, kara Af-
rika'yı kasıp kavuran AIDS'e
çözüm bulunmasına, Zimbab-
we ile AB arasındaki diploma-
tik ilişkilerin dondurulmasına
kadar bir dizi karar elbette
önemlidir. Ama bu "doruk"un
önemi daha derinlerde.
Adına ister "Dünya Sosyal
Demokratlan Konferansı" de-
yin, ister "Üçüncü Yol", ister
"MerkezSof, ister "Iktidarda-
ki Sosyal Demokrat Partile-
rin Buluşması" deyin. Bu do-
ruk, dünyada ABD'nin çizdi-
ği (11 Eylül'den sonra dayat-
ttğı) yol dışında bir arayışın
somutlanmasıdır. Henüz bit-
Stockholm'de Bir Arayış
memış, belki hiç gerçekleşe-
meyecek ya da "fare doğuran
dağ"a benzeyecek bir arayı-
şın...
Yeni başlamadı. Arayışın
ipuçlan taa 1989'a, "Duvar"\n
yıkıldığı günlere uzanıyor. Du-
var, salt sosyalist sistemin,
Sovyetler Birliği merkezli
"blok"un tepesine yıkılmadı.
Sosyal demokrat hareketi de
ister istemez etkiledi.
O günlere kadar. dünya sos-
yalist sisteminin Komintem (=
Komünist Enternasyonal'in kı-
sa adı. Dünya Komünist Par-
tisi), Kominform (= Dünya Ko-
münist Partiler Danışma Örgü-
tü) duraklarından geçerek ve
grtgideetkisizleşerek "Dünya
Komünist Partileri Konferans-
lan"na indirgenen uluslarara-
sı örgütlenmesine karşı sos-
yal demokratlar da "Sosya-
list Enternasyonal"\e yanıt ve
birlik aramışlardı.
Yürümedi. Yürümediği gibi
gitgide hantallaştı, örümcek
bağladı; adı şanlı, kendi gös-
teımelik bir örgütlenmeye dö-
nüştü.
Başını Avrupa sosyal de-
mokratlannın, özellikle Alman,
Fransız ve ispanyol sosyal de-
mokratlarının çektiği bir ara-
yış "Sosyalist Enternasyonal"\
ortadan kaldırmadan ama onu
simgesel bir örgütlenme ola-
rak sınırlayıp daha işlevsel ve
daha geniş bir örgütlenme
modeli üstünde yoğunlaştı.
Floransa Konferansı bunun
iikadımıoldu. İki yıl kadarön-
ce (şu anda tam tarihini bulup
buraya yazma olanağım yok)
Berlin'de toplanan "Iktidar-
daki Sosyal Demokrat Parti-
ler Doruğu" bu yönde atılan
en önemli adım oldu. Yeni Ze-
landa'dan Arjantin'e, Kana-
da'ya, Peru'ya, Avustralya'ya,
Güney Afrika'ya kadar çok
geniş bir coğrafyayı kucakla-
yan ve elbette temelini Avru-
pa sosyal demokratlannın tü-
münün oluşturduğu bir örgüt-
lenme modeli o dorukta biraz
daha biçimlendi.
Üç gün önce toplanan
Stockholm Doruğu bu yönde
yeni bir adım. 11 Eylül sonra-
sına rastlamasıyla çok da
önemli bir adım.
Cumhuriyet'ten Şadi Teke-
lioğlu ve Gürhan Uçkan ar-
kadaşlarımızın ayrıntılı habe-
ri (24 Şubat 2002 - Cumhuri-
yet)tartışılan konulann kapsa-
mı hakkında yeterli bilgi veri-
yor.
Tartışılan konular kadar ka-
tılanlar da önemli ve ilgi çeki-
ci. Ola ki gözünüzden kaç-
mıştır. Katılanları bir kez daha
aktaralım:
Göran Persson (Isveç Baş-
bakanı), Tony Blair (ingilte-
re), Gerhard Schröder (Al-
manya), Jean Chretien (Ka-
nada), Helen Clark (Yeni Ze-
landa). Fernando Henrique
Cardoso (Brezilya). Ricardo
Lagos (Şili), Thabo Mbeki
(Güney Afrika), Lionel Jos-
pin (Fransa), Aleksander
Kvvasnievvsky (Polonya), An-
tonio Gutarres (Portekiz).
Nedir bu arayışın temeli?
Çok kestirmeden söyleye-
lim: Serbest piyasa ekono-
misi ile sosyal devleti uz-
laştırmak!
Bu mümkün mü?
Bence hayır.
Ama bu işler "bence"yle,
"bana göre"yle olmuyor. San-
cılı, actlı süreçlerte de olsa so-
mutlanması, yaşamın içinde sı-
nanması gerekiyor. Arayışın
özü bu. Zaten sosyal demok-
rasi de kapitalizmin kurallan ile
sosyalizmin hedeflerini aynı
potada eritme iddiasının si-
yasal örgütlenmesi değil mi?
Floransa merkezli olarak ku-
rumlaştınlmaya çalışılan "lle-
ri Politikalar İçin lletişim Ağı"
da, her yıl bir araya gelmesi ön-
görülen (ve bir araya gelen)
"llerici Liderler Dorukları" da
bu arayış ve iddianın siyasal
düzlemdekı yansımalan.
Tamam. Türkiye bu toplan-
tılarda yok. Paramparça fo-
toğraflyla bu toplantılarda yer
alması için bir neden de yok.
Ama unutmayalım ki bu ara-
yış aynı zamanda Avrupa Bir-
liği'nin arayışıdır. O birlik ki
anayasasında ekonomik sis-
tem olarak "serbest piyasa
ekonomisi" yazar ve o birlik ki
uzun süren sosyal demokrat
iktidarlar sırasında ete kemi-
ğe bürünmüş "sosyal dev-
let"\n de anayurdudur.
Yani Stockholm Doruğu'nda
(da) gireceğimiz ya da girme-
yeceğimiz ya da giremeyece-
ğimiz Avrupa Birliği'nin "nasıl
bir Avrupa yaratacağı" ve o
Avrupa'yı dünya için bir mo-
del olarak nasıl önerebilece-
ği tartışılıyor.
önemli değil miymiş?
POIİTİKA GÜI\LÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
PKK SiyasallaşırsaL.
1994 yılıydı...
Güneydoğu kan gölüne dönuşmüştü. Bir yan-
dan PKK. öte yandan Hizbullah, Güneydoğu'yu
yaşanmaz hale getirmişti...
Abdullah Ocalan, Suriye'den buyruklar veriyor,
PKKterörü Güneydoğu'da öğretmenleri öldürüyor-
du. Bu sıradaokullar kapanıyor, köyler boşaltılıyor-
du...
Işin Ugınç yanı Türkiye, PKK vahşetini Avrupalı
dostlarına bir türlü anlatamıyordu...
Neden yazıyorum bunları?
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler önceki gün
bıraçıklamayaptı...
Dedi ki:
"PKK'nin dağda olmasındansa siyasette olma-
sı iyidir..."
Bu bir görüş!..
Zaten Keçeciler'in bu görüşüne pek çok siyasi
partiden tepki geldı...
Kimi siyasiler, Keçeciler'in görüşünü oldukça ra-
dikal buldular; kimileri Keçeciler'in boş konuştu-
ğunu söylediler...
PKK uzun süredir siyasallaşma aşamasında; üs-
telik Avrupa'da adını değiştirip siyasal zeminde
politika yapmak için harekete geçtiği de bilinen bir
gerçek...
Peki Türkiye böyle birtartışmanın ıçine girerken
Avrupa başkentlerinde olup bıtenleri, özeliikle Al-
manya'nın öteden beri PKK'yi dağdan indirip si-
yasal harekete katmaçabasını görmüyor muydu?
Bakın 27 Eylül 1996'daAlmanya'nın Bonn ken-
tinde (o zaman başkentti) Scheich Said Stifhung
(Şeyh Said Vakfı) kurulmuştu...
O yıllar hem PKK hem Hizbullah belası Türkiye'nin
başındayken tarikatlann siyasi partiler (ANAP, DYP,
RP) üzerinde etkinliği de bir gerçekti...
• • •
PKK, on beş yıl süren çatışmada Avrupa'nın
desteğini aldı...
özellikle Almanya bu destekte birinci sıradaydı.
O nedenle 1996'da Şeyh Said Vakfı kuruldu...
Şeyh Said Vakfı kurucu üyelerinin adlannı anım-
satalım:
Ali Homan Ghazi (başkan), Abdurrahman Du-
re (sayman), Adnan Dindar (yazman), Angelika
Graf (Alman Parlamento üyesi), Hans Bransc-
hedt, Heinrich Lummer (eski Berlin Eyaleti Içiş-
leri Senatöru), Chriastoph Monzel (yayımcı)...
Ne demiştik?
1994 yılında Güneydoğu'da kan gövdeyi götü-
rüyordu...
Şeyh Said Vakfı'nın kurucu üyesi (o zaman de-
ğil) Heinrich Lummer, Surrye'ye gitti ve Abdullah
öcalan'la uzun bir görüşme yaptı...
Lummer, öcalan'a şöyle dedi:
"PKK'nin dağdan inip siyasallaşmasını birkaçyıl
içinde gerçekleştirin!.."
Kimdi bu Lummer?
Almanya Federal Parlamentosu'nda Dış llişkiler
Komisyonu üyesiydi ve uluslararası gizli servisler-
leyoğun ilışkisi olduğu söyleniyordu...
Peki Şeyh Said kimdi?
1925 yılında Diyarbakır'ın Şiran köyünde Kürt
isyanını başlatan birtarikat lideri!..
Üstelik Kürtleri din adına ayaklandıran, Mistan
ve Botan aşıretlerini arkasına alan bir şeyh!..
• • •
1996 yılında Bonn'da kurulan Şeyh Said Vakfı'nın
amacı neydı?
Almanya'dayaşayan Kürtlenn din eğitimiyle il-
gilenmek, Kürdistan'dakı savaş kurbanlanna eko-
nomik yardımda bulunmak, PKK'nin siyasallaş-
masına zemin hazırlamak, Türkıye'de ve yurtdı-
şında yayımlanan Islamcı gazete, dergilere eko-
nomik katkı yapmak, Kürtlerin kültürel kimlikle-
rini, kendi dillerini geliştirmek için Türkiye üze-
rinde baskıları yoğunlaştırmak...
Bu biroyunun parçası...
Bence Türkiye'de her şey tartışılmalı, konu-
şulmalı...
Ama dün unutulmamalı!..
Türkler ve Kürtler bu coğrafyada yüzyıllardır ya-
şıyorlar!..
Onlar bırbirlerinden kopamazlar!..
Türklenn Kürtlere; Kürtlerin Türklere gereksini-
mı var!..
Barışa, demokrasıye gıden yol PKK'nin siyasal-
laşmasıyla değil, Türk ve Kürt emekçilerinin, ay-
dınlannın sol bir partinin çatısında toplanmala-
ndır!..
Eğer tartışma bu noktaya çekilirse ne Türk ne
de Kürt şovenıstlerinin söyleyeceği söz olur!..
O zaman da hiçbir Avrupalı, Türkiye'de biri An-
kara, diğeri Diyarbakır olmak üzere "İki başkent
var" diyemez; hiçbir siyasi de Kürtleri sömürmek
için "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" diyerek ucuz
politika yapamaz...
hikmet.cetinkaya" cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
IRTICANIN KARA YÜZÜ
Tüm Dağrtımlarda ve Kitapçılarda
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212—512 42 19 Faks: 512 11 72