Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 6 ŞUBAT 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11
ŞtRKETLER
• PENTtyeni
karnpanyasıyla, 'Penti
Cotton' çorap alan
herkese, bir çift 'Penti
Havlu Terlik' hediye
ediyor.
• CASTROL, Ford
Grubu'na bağlı Premier
Automotive Group ile
madeni yağ alanında
işbirliği anlaşması
imzaladı.
• EXPRESS KARGO,
Fedex tarafindan
verilen President's Club
ödiilüyle, en başanlı
hizmet ortağı seçildi.
• MtLKA,mart
sonuna kadar çoklu
paketlerin içınden
çıkacak olan Şampiyon
Kartlan'yla çocuklara
arrnağan ve yepyeni
oyun imkânlan
sunuyor.
• LAFARGE'da
Türkiye Başkanlığı'na
Erdoğan Pekenç atandı.
Bu değişiklikle Pekenç,
1989'danbu yana
başkanhğa atanan ilk
Türk oldu.
• ATLASHALI,
çocuklar için ürettiği
hahlarla, koleksiyonuna
bir yenisini daha ekledi.
• SANA, tereyağı ve
saf bitkisel yağlann
birleşmesinden oluşan
Creme Bonjour'u
piyasaya sürdü.
• OPET, müşteri
memnuniyetini
arttırmak için yürüttüğü
kalite çahşmalan
çerçevesinde, 9 ay
ıçerisinde 2 bin 645
stasyonu denetimden
geçirdi.
• BONUSMASTER
CARD, 30 Nisan'a
kadar yürütülecek
kampanya kapsamında
îoplam 15 kişiyı Dünya
Kupası Türkiye-
3rezilya maçuıa
jötürecek.
• CEYLANESTER-
CONTINENTAL,
iıafta içi düzenlediği
Fondü
Promosyonu'nda
tsviçre'nin geleneksel
yemeklerini
müşterilerinin
beğenisine sunuyor.
• DHL, Havada
GümrükÇekim
bizmetiyle, gümrük
belgelerini elektronik
ortamda düzenleyip
gümrük idarelerine
önceden transfer
ederek işlemleri
hızlandınyor.
• GAGGENAU,
Gezici Acil Servis
hizmeti kapsamında,
tam donanıınlı aracıyla
tstanbul'daki
müşterilerine teknik
destek sunuyor.
• PHIUPS, 1 Mart-
15Nisantarihleri
arasuıda Azur 4000 ütü
alanlara, narenciye
sıkacağı hediye ediyor.
• MODERN
TEKSTtL, 2.5 milyon
dolarlık yatınmla
makine parkını
yenileyerek üretim
kapasitesini yüzde 45
oranında arttırdı.
Deprem, ekonomik durgunluk ve vergiler derken ikinci ev almak zihniyeti kayboldu
Büyükkenüeremlakçöplüğü
II II II II <|U
ıı n ıı ıı <| n
II H M II
ıı ıı n ıı
• Ust üste
yaşanan
ekonomik krizler
ve depremler
gayrimenkulü
yatınm aracı olmaktan
çıkanrken büyük kentlerde
boş ev sayısı her geçen gün
daha da artıyor.
Ekonomi Servisl -Yakm bır zamana
kadar en sağlam yatınm aracı olarak gö-
rülen gayrimenkulün pabucu dama atıl-
dı. Büyük maddi kayba yol açan dep-
remlere ve üst üste yaşanan krizlere, ar-
tan vergilerin eklenmesi gayrimenkulü
yatınm aracı olmaktan çıkanrken bü-
yük kentlerin emlak çöplüğüne dönüş-
me riski de arttı.
Istanbul Emlak Komisyonculan Oda-
sı Başkanı Sabri Ateş, son 2 yıldır gay-
rimenkulün yaunm aracı olmaktan çık-
tığını ve ikinci ev zihniyetinin kaybol-
maya başladığını söyleyerken Emlak
Müşavirleri Odası Başkanı Rıza Kay-
maka, deprem sonrasında başlayan em-
FnATLAR 2000 YILİNA GORE Yl ZDF 4 ARTTI
Semt
Erenköy'tST.
Bostancı/İST.
ŞaşkınbakkallST.
Ümraniye/ÎST.
Çankaya/ANK.
DikmenANK.
Alsancak'ÎZM.
Alcancak/İZM.
BornovalZM.
Büyüklük
95 m^
125 m2
160 m2
200 tn2
100 m2
100 m2
70 m^
90 nfi
95 m2
Fiyat (bin TL.)
95.000
36.500
100.000
65.000
32.000
24.000
25.000
70.000
25.000
lakten uzaklaşma eğiliminin ekonomik
durgunluğun uzaması ile hız kazandığı-
nı ve işyerlerinin kapanmasıyla da özel-
likle büyük kentlerde boş ev sayısının
her geçen gün arttığını dile getirdi.
Tek yaşayanın yanma kiraa
Ateş, 2001 sonunda gayrimenkul de-
ğerlerinin 2000'e göre ancak yüzde 3-4
oranında arttığı değerlendirmesini ya-
parak durgun olan piyasanm son vergi-
lerle daha da yoğunlaşacağını belirtti.
Gayrimenkulün, depremve ardından ge-
len ekonomik krizlerin etkisiyle son 2
yıldır yatınm aracı olmaktan çıküğı-
nın altını çizen Ateş, arük kimsenin ikin-
ci konutu almayı düşün-
mediğini anlattı.
"Herkes önceden ba-
şunı sokacak bir dairem
olsun, bir de kira getiri ge-
tirecekevalayımdiyedü-
şünürdü. Günümüzdeise
yaürun amaçh ikinci ev
zihniyeti kaybolmaya
başladr dedı.
Başta tstanbul olmak
üzere büyük kentlerde
boş konut sayısının her
geçen gün arttığını, apartmanlarda en
az 2-3 dairenin boş olduğunu belirten
Ateş, "Hayatpahahhğınedeniyleevten-
dflderi halde aileleriyle oturan genç çift-
ler ik yanlanna kiracı alan tek yaşayan-
lann sayKi her geçen gün arnyor. Kent-
te mevcut konutiann yaklaşık yüzde
20'si boş" diyerek, yine Istanbul başta
olmak üzere büyük kentlerin artık em-
lak cenneti olamayacağını, hatta bu
kentlerin emlak çöplüğü haline gele-
ceğini savundu.
Gayrimenkulün yatınm aracı olmak-
tan ilk deprem sonrası çıktığına dikkat
çeken Rıza Kaymakcı, ekonomik dur-
gunluğun uzun sürmesinin de evlerin
boş kalmasına yol açtığını belirtti. Özel-
likle büyük kentlerde işyerlerinin ka-
panması ile merkezlerde oturan vatan-
daşlann kenar semtlere taşındıklannı,
ancak boş kalan evlere alıcı bulun-
masında zorluk çekildiğini dile getiren
Kaymakçı, gayrimenkulün yatınm ara-
cı olmaktan çıkması konusunda dığer
emlak uzmanlannın aksine, verginin
önemli bir rol oynamadığını savundu.
"tkinci ya da üçüncü evi kira geliri ya da
yaürun aracı olarak alabilecek kişiler
birkaç yüz mflyonluk verghi ödemekte
zorlanmazlar" diyen Kaymakcı, bu du-
rumun tamamen piyasanm durgunlu-
ğundan kaynaklandığınnı altını çizdi.
Merkezden kenar semtlere
Reha Medin Emlak Hizmetleri Genel
Müdürii Reha Medin de emlak vergile-
rinde artışı öngören değişiklikle ev, dük-
kân veya arsanın kâğıt üzerindeki fiya-
tmın gerçek değerinden çok daha fazla
gösterileceğıne dikkati çekerek "Dola-
yısıylapiyasa değeri,beyannamedeğeri-
nin alünda kalan mülk sahipleri çok zor
duruma düşecek. Vergideki artış, var
olan probtemleri kadayacak" dedi.
GÜNEY KORE'DE ÖZELLEŞTİRMEYEİSVAN -
Güney Kore'de kamu elinde buhınan enerji ve doğalgaz
şirketlerinin özefleştirilmesine karşı yürütülen grev ve
eylemkr sonucu kamu hizmetlerinin yansı durdu. 16 bin
işçinin kaühnııyla yürütülen grev, devlet tarafindan
"yasadışr ilan edildL Güney Kore Başsavcıhğı, grev
h'deıierinden 37 kişinin tutuklanmasmı isterken petrol
istasyonlarmı korumaya alan güvenlik güçleri, sendika
Bderlerini de bir katedralde suaşürdı. Ancak girişimler,
eylemleri durduramadı. Dünyanm ikinci büyük doğalgaz
ithalatçısı konumunda buhınan ülkede, doğalgaz
sektöründeki 2 bin işçinin yüzde 85'inin yürüttüğü grev
ise anlaşmanm sağlanması sonucu sona erdirildL Güney
Kore rıcaret Bakanuğı ile sanayi, enerji ve doğalgaz
sektöründeki çahşan kamu işçileri sendikasuun, doğalgaz
sektörünün özeDeştirme süreci ve bu süreçte, kamu
işçilerinin özefleştinneye en az müdahalede buhuıması
konusundaki detaylan göriişeceği kaydediIdL
Bu arada, Tîcaret, Endüstri ve Enerji Bakanı Sbin Kook-
Hwan, grevler nedeniyle yapnğı açıklamada, "Enerji
endüstrisindeki yeniden yapılandırma bir grevle
durdunılamayacaknr" dedi Shin Kook-Hvvan, hükümetin,
Kore Elektrik ŞirketTnin de özeueştirumesini kapsayan
özelleştirme programında ödün vermeyeceğini söyledi.
Maliye'nin itirazı
Belediye
gelirlerine
IMF engeli
SERTAÇEŞ
ANKARA - Yerel Yönetimler Ya-
sa Tasansı ile belediye ve U özel ida-
relerinin geürlerinde öngörülen aru-
şın ancak 2005 yıhndan sonra yaşa-
ma geçiribnesi gündeme geldi. Mec-
lis îçişleri Komisyonu'nda görüşme-
leri süren tasannın 5. bölümünde ye-
rel yönetimlerin gehrleri yeniden dü-
zenleniyor. Ülke genelinde toplanan
vergi gelirlerinden belediyelere akta-
nlacak olan miktann da Maliye Ba-
kanlığı taraftndan illerin nüfiıslanna
göre dağralmasını sağlamak amacıy-
lalllerBankası'ndakibelediyelerhe-
sabına yatınhnası gerekiyor. Tasan-
nın TBMM Îçişleri Komisyonu'nda-
ki görüşmeleri sırasında Maliye Ba-
kanlığı'm temsilen gelen bürokratlar
sık sık itiraz ederek yerel yönetimle-
re aktanlması düşünülen bu payın
2005 yılından sonra uygulamaya ko-
nulmasını istedi. Komısyonda hükü-
meti temsilen bulunan îçişleri Baka-
nı Rüştü Kaznn Yücekn ile komisyon
üyeleri bu itirazlan dikkate almadilar.
Bürokratlar, 2005 yılına kadar IMF
ile uygulanan program nedeniyle bü-
tün vergilerin planlandığım, bu ne-
denle yeni aktanmlann programa za-
rar vereceğini savundular. Bürokrat-
lann uyansının tçişleri Komisyo-
nu'nda dikkate alınmamasına karşın
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu
yönde tasanya bir hüküm konulaca-
ğı ve yerel yönetimlerin gelirlerinde
bekledikleri artışın 3 yıl daha ertele-
neceği dile getirildi.
T7
LERİN SATIŞ HAZIRLIĞI
Jet hızıyla özelleştirıne
•Son niyet mektubunda bu yıl, Türk Telekom, Tekel, Türkiye
Şeker Fabrikalan, THY, Erdemir, EUAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ ve
kamuya ait arazilerin özelleştirilmesine ilişkin tüm hazırlık
çalışmalannın tamamlanması taahhüt ediliyor.
ANKARAC\A)-Türkiye, Uluslara-
rası Para Fonu (IMF) tarafindan
onaylanan son niyet mektubunda
Türkiye, özelleştirilmeleri için tek-
nik hazırlıklan tamamlanmış olan
TÜPRAŞ ve POAŞ'ın özelleştirihııe-
sinin yam su-a 2002 yılında Türk Te-
lekom, Tekel, Türkiye Şeker Fabrika-
lan AŞ, THY, ERDEMİR, EUAŞ,
TEDAŞ, BOTAŞ ve kamuya ait ara-
zilerin özelleştirilmesine ilişkin tüm
hazırhk çalışmalannın ta-
mamlanmasını taahhüt ediyor.
Son niyet mektubunun özel-
leştirme çalışmalanna ilişkin
taahhütler bölümünden derle-
m'len bilgilere göre, mart ayı
sonuna kadar halka arzı taah-
hüt edilen POAŞ için ihaleye çıkıhna-
sıyla ilk sözünü yerine getiren Türki-
ye, TÜPRAŞ 'taki devlet hisselerini
yüzde 50'nin altına düşürecek halka
arzı da 2002 yılı Haziran ayı sonuna
kadar gerçekleştirecek.
Tekel planı
Niyet mektubuna göre, özelleştirme
idaresi, piyasa koşullan elverdiği an-
da, THY'nin birincil halka arzını ger-
çekleştirmeye hazır bulunuyor.
Türk Telekom için özelleştirme iha-
le komisyonu atanırken özelleştirme
planmm Nisan 2002'de Bakanlar Ku-
rulu tarafindan kabul edihnesinin sağ-
lanacağı ifade ediliyor. Bu ikinci göz-
den geçirme için de ön koşul teşkil
ediyor.
Mektupta, Tütün Kanunu'nun ka-
bulüyle önkoşulu yerine getirüen
Tekel için eylül ayı sonuna kadar, Tür-
kiye Şeker Fabrikalan AŞ için 2002
Mayıs ayına kadar özelleştirme planı-
nın kabul edileceği ifade ediliyor. Te-
kel ve Şeker Fabrikalan'nda özelleş-
tirme öncesi, Dünya Bankası
desteğiyle bir yeniden yapılan-
dırma projesi yürütülmesi ön-
görülüyor.
Mektupta 2002 yılı Mart ayı-
na kadar, Enerji Bakanlığı'nın
özelleştirilecek elektrik varuk-
lanna ilişkin bilgileri vereceği, doğal-
gaz dağıhm şirketlerinin, Özelleştir-
me Idaresi'ne devrinin 2002 yılı Mart
ayına kadar tamamlanacağı belirtili-
yor. Özelleştirme idaresinin, lisansla-
n ETİ Holding'den devTalmır almmaz,
portföyünde bulunan ETİ Krom AŞ,
ETİ Elektrometalurji AŞ, ETİ Gümüs
AŞ'nin satış çalışmalamu başlatmaya
hazır olduğu ifade ediliyor.
Mektupta. özelleştirme idaresinin,
portföyündeki ERDEMİR ile turizm
ve gübre üretim varlıklan ile küçük ve
orta ölçekli şirketlerin satış çalışmala-
nna devam edeceği de bildiriliyor.
ss-
PT UZMANLARI RAPOR HAZIRLADILAR
Şeker için 2 senaryo
• DPT'nin raporunda şeker sektöründe özelleştirme sonrası
duruma ilişkin iki senaryo ortaya konurken, kapanması gerekli
fabrikalar, muhtemel üretim açığı ve gelecek yıllara ilişkin
tüketim ihtiyacı açıklandı.
ANKARA (AA) - DPT uzmanlan,
şeker sektöründe özelleştirme son-
rası duruma ilişkin iki senaryo orta-
ya koyarken kapanması gerekli fab-
rikalar ve muhtemel üretim açığını
hesapladılar. DPT uzmanlanndan
Taylan Kıyuıaz tarafindan hazn-lanan
"Şeker Politikalannda Yeni Yönefim-
ler ve Türidye" başhklı çahşmada,
geçen yû yürürlüğe giren yeni Şeker
Kanunu'nun amaçlan anlatıhrken
eleştirilere de yer verildi.
Şekerde özelleştirmenin, da-
ha önce tanm sektöründe alt-
yapılan hazırlanmadan ger-
çekleştirilen, Süt Endüstrisi
AŞ ve Et Balık özelleştirmesi-
ne benzememesi ve şeker üre-
timinin devamlılığımn sağlanması
gerektiği belirtildi.
Üretim yflzde 17 düşecek ~
Birinci senaryoya göre, kapanma-
sı beklenen fabrikalar Adapazan, Al-
pullu, Elazığ, Kars, Malatya ve Su-
surluk olarak belirlendi. Bu fabrika-
lann kapanması nedeniyle mevcut
pancar işleme kapasitesinin yüzde
21, pancar üretiminin de yüzde 17
oranında azalacağı hesaplandı. Bu
koşullarda, kamuda şeker üretiminin
yüzde 13, fabrikalann sağladığı istih-
damın da yüzde 20 oranında düşece-
4- -
ği öngörüldü.
tkinci senaryoda da gerekli yatınm
ve rehabilitasyonun yapüması koşuhty-
la faaliyete devam edebilecek fabrika-
lann devre dışmda kaldığı bir durum
üzerinde duruldu.
tstihdam yanya inecek
Bu senaryoda, ilk senaryoya ek ola-
rak Ağn, Ankara, Çarşamba, Erciş, Er-
zurum, Muş ve Uşak şeker fabrikalan-
nın da kapanacağı hesaba katıl-
dı. Toplam 13 fabrikanın de\Te
dışı kalmasıyla işleme kapasite-
sinin mevcuda oranla yüzde 40
oranında azalacağı, yine bu böl-
gelerde pancar üretilmediği var-
sayımıyla pancar üretiminin de
yüzde 32 azalacağı belirlendi. Bunun
sonucunda kamunun şeker üretiminin
yüzde 29, fabrikalardaki istihdamın da
yüzde 50 düşeceği hesaplandı.
Çahşmanın son aşamasında da ele
alınan senaryolann üretim-tüketim
dengesine etkileri irdelendi. Şeker tale-
binin 2000-2010 döneminde yılda or-
talama yüzde 1.8 artacağı hesabı ve ka-
panan fabrikalar sonrası özel sektör da-
hil oluşacak şeker üretim ortalamalan-
nın aynı kalacağı varsayımıyla, şeker
üretim açığının 2005 yılı için birinci se-
naryoda 150 bin ton, ikinci senaryoda
ise 400 bin ton olabileceği öngörüldü.
İŞÇtNİNEVRENÎNDEN
ŞÜKRAN SONER
Seçenek
Siirt'te üç katlı bir modern mağazanın açılış tö-
reninde balonlar dağıtılınca çocuklar birbirine gir-
miş. Büyüklerinin erzak kapmak için yaşadıkları itiş
kakışlann acımasız bir benzeri yaşanrnış. Balonlar
için kapışan çocuklardarıezilenler, yaralananlar ol-
muş. Mağazanın açılışına gönderilen çiçeklen ise
hem çocuklar hem de büyükler yağmalamış.
Balon, çiçekyüzü göremeden büyümüş çocuk-
lar ve büyüklerin fiziksel olduğu kadar duygusal
açlıklannı yansıtan olayın haberi, bayramın kısır
gündeminde, kurban, idam, Karen Fogg tartışma-
lannın arasında biraynkotu gibiydi. Çok sıcak, gü-
zel güdülerden beslenen insanın, çocuğun balon
ve çiçek özlemi, kurbanlar üzerinden yaşanan vah-
şet, ilkellik refleksleri, idam ve Fogg tartışmasında
bir taraf olarak yapılan ucuzsiyasetgösterileri.. na-
sıl ilişkilendirilebilirier ki? Oysa ayınmında olsak da
olmasak da, hepsinin arasında çok sıkı bir neden
sonuç ilişkisi, bağ var..
Çocuklan balonu, çiçeği eline alamadan, yok-
sunluk içinde büyümüş ülkenin insanlan, kurban
bayramında kurban keserken binlercesi kendi bir
yerlerini keserek yaralayabiliyor, on binlerie hayva-
nı işkence yaparak ancak kurban etmeyi becere-
biliyorlar. Yasaklamalar bir işe yaramıyor, kentler
mezbahane görürrtüsünden kurtulamıyor. Ete has-
ret değil, alabiliyor olsa da psikolojik doyumsuz in-
sanlar, sadece yürüyüş, bir temiz hava alma me-
kânı olan sahil şeridinde bile, mangallan sıralayıp
duman altında, kesilen kurbanlann etlenni miğde-
ye indirmeyi en keyifli bayram eğlencesi olarak gö-
rebiliyoriar.
Çocukların bir balon kapmak için birbirlerini itıp
kakmadıkları, kurbanın kurban gibi kesildiği bir dü-
zeni yakalamak öyle sanıldığı kadar kolay değil.
Belki özenirseniz balonlan çocuklan kapıştırmadan
da dağıtrnanın bir yolunu bulabilirsiniz. Ama çok
şey değişmez. Elinde balonu, ara sokağa koşturan
bir küçük çocuğu gören balonsuz bir büyük çocuk
mutlaka çıkacak, yoksunluğun öfkesi ile kaba güç
kullanarak elinden kapacaktır.
Türkiye, gelirdağılımı çarpıklığında, kriz bahane,
fırsat bu fırsat acımasızca katlanarak yaratılan iş-
sizlikte, ücretlerin aşağı çekilmesinde almış başını
giderken... Sağlık, egftim, üretim yatınmlartna, bü-
tün sosyal ve insanı gözeten politikalara sırt çevril-
miş, IMF, Dünya Bankası dayatmasında borcun
borçla ödenmesi, ucuza dış pazarlara açılma ek-
senindeyol alırken..
Idamı, Karen Fogg olayını seçeneksiz, anlamsız
bir kısır döngüde, eksende tartışmamak olası mı?
Ideolojik eksen, ülke insanı üzerindeki sonuçlan
yok sayılarak sanki demokrat olmak ölçüsü "AB'nin
yanında ya da karşısında, idamdan yana ya da kar-
şısında olmakla" sınırlı bir kısır tartışmadır gidiyor.
AB üyeliği pazariığmda belki de Türkiye'nin en
anlamlı kozu olabilecek Gümrük Birliği'ni, rüşvet
boyutunda AB'ye teslim etmiş Çiller, son krizde
IMF dayatmalarını noktası virgülü ile onaylamış
Bahçeli yoksulaşmasını, ezilmesini arttırdıklan kit-
leleri uyutmak üzere idamda şahin kesiliyorlar. Ay-
nı ideolojinin, sosyo-ekonomik politikalan savun-
culuğunda aynı ölçülerde şahin Yılmaz, karşı cep-
hede hem idama karşı çıkıyor hem de AB'nin en sı-
kı yandaşlığına oynuyor. Ne gariptir ki, Islamı siya-
sette kullanmayı ilke edinmış, Saadet ve Ak Parti
liderteri demokrasi öncülüğü, AB çizgisinde gerıde
olmadıklan gösterisinden geri kalmamaya çalışıyor-
lar. Türkiye'nin yoksullaşması, yoksunlaşmasının,
gerçek ekonomik, sosyal, toplumsal AB standart-
lanna kavuşmasını katletmiş politikalann, ortak sa-
hipleri, Türkiye'yi AB'nin ortağı değil arka bahçe-
sinde bir yerlere sürükleyenler, kendilerine göre si-
yasette var olabilmek üzere, birinin ak dediğine di-
ğeri kara diyerek horoz dövüşü ile ayakta kalmayı
seçiyoriar.
Akla kara gibi birbirinin zıddı görünen bu ayınmın,
farklı çizgilerin gerçekçi bir anlamı var mı? Arala-
nnda gerçekten ideolojik anlamda, ülkenin, bu ül-
kede yaşayan insanlann kaderini değiştirme yo-
lunda, düzene ilişkin bir farklılık var mı?
Karen Fogg'un gizli kalması gereken yazışmala-
nnın içeriği neyi sergiliyor? Siyasilerimiz, aydınlan-
mız "AB'den yana ve karşısında olanlar" olarak sı-
nıflandınlmışlar. Türkiye'den yapılması istenenler,
dayatılanlar için AB'den yana olanlardan yarartan-
manın startejileri geliştiriliyoımuş.
"AB'den yana, ya da karşısında olmak" gibi bir
seçenek, çizgi olabilir mi? Karen Fogg'un yaklaşı-
mı, AB'nin Türkiye'ye bakışı, ya da çıkarları açısın-
dan elbette olabilir. Ama Türkiye'nin penceresin-
den, çıkarlanndan bakıldığında olsa olsa, "AB, zen-
gin kuzeyin sosyal, ekonomik, kültürel standartla-
nnın bu ülkede yaşayan insanlariçin yaratılabilme-
si" gibi bir seçenek, çizgi olabilir. O zaman da AB'li
olabilmenin yolu, AB'nin bize dikte ettirdiklerinden
çok, ülkenin çıkarlarının, ülke insanlarının yararının
olduğu ölçülerde, çizgide geçerlidir.
sukransoner@yahoo.com
Turkiye-ABD ortaklık Komisyonu
ABD ile ekonomi
masaya yatınlıyor
ANKARA (Cumtau-
riyet Bürosu) - Türk ta-
rafına Dışişleri Bakanlı-
ğı Müsteşan Uğur Zi-
yal'ın, ABD tarafına da
ABD Dışişleri Bakan
Yardımcısı Alan Lar-
son'un başkanlık edece-
ği Türkiye-ABD Eko-
nomik Ortaklık Komis-
yonu bugün ve yarm ilk
toplantısını gerçekleşti-
recek.
Başbakan Büfcnt Ece-
vit'in 14-18 Ocak 2002
tarihlerinde ABD gezi-
sinde gündeme getirdi-
ği taleplerin masaya ya-
tınlacağı toplantı önce-
sindeTOBBveTÎM,20
ABD'li parlamenterin
imzaladığı mektubu,
ABD Dışişleri Bakanı
CoHn Powefl' a göndere-
rek öncelikli talebi ter-
cihli ticaret anlaşması
olarak ortaya koydular.
TOBB Başkanı' Rifat
Hisarcıkhoğlu. komis-
yon toplantısında gün-
deme gelecek temel ta-
lepleri, "tercihü ticaret
anlaşması, gümrük
oranlannuı eşidenmesi,
nrtetikli sana>i bölgeleri
oluşturulmasL, ABD'li
yatınmcdann Türki-
ye'yi tercih etmesi ve tu-
rizm" olarak sıraladı.
Tercihli ticaret anlaş-
ması çerçevesinde ABD
menşeli hammaddeler
kullanılarak üretilecek
ürünlerin ABD pazan-
na gümrük vergilerin-
den muaf olarak girme-
sinin sağlanması isteni-
yor.