25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 6 ŞUBAT 2002 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 ŞtRKETLER • PENTtyeni karnpanyasıyla, 'Penti Cotton' çorap alan herkese, bir çift 'Penti Havlu Terlik' hediye ediyor. • CASTROL, Ford Grubu'na bağlı Premier Automotive Group ile madeni yağ alanında işbirliği anlaşması imzaladı. • EXPRESS KARGO, Fedex tarafindan verilen President's Club ödiilüyle, en başanlı hizmet ortağı seçildi. • MtLKA,mart sonuna kadar çoklu paketlerin içınden çıkacak olan Şampiyon Kartlan'yla çocuklara arrnağan ve yepyeni oyun imkânlan sunuyor. • LAFARGE'da Türkiye Başkanlığı'na Erdoğan Pekenç atandı. Bu değişiklikle Pekenç, 1989'danbu yana başkanhğa atanan ilk Türk oldu. • ATLASHALI, çocuklar için ürettiği hahlarla, koleksiyonuna bir yenisini daha ekledi. • SANA, tereyağı ve saf bitkisel yağlann birleşmesinden oluşan Creme Bonjour'u piyasaya sürdü. • OPET, müşteri memnuniyetini arttırmak için yürüttüğü kalite çahşmalan çerçevesinde, 9 ay ıçerisinde 2 bin 645 stasyonu denetimden geçirdi. • BONUSMASTER CARD, 30 Nisan'a kadar yürütülecek kampanya kapsamında îoplam 15 kişiyı Dünya Kupası Türkiye- 3rezilya maçuıa jötürecek. • CEYLANESTER- CONTINENTAL, iıafta içi düzenlediği Fondü Promosyonu'nda tsviçre'nin geleneksel yemeklerini müşterilerinin beğenisine sunuyor. • DHL, Havada GümrükÇekim bizmetiyle, gümrük belgelerini elektronik ortamda düzenleyip gümrük idarelerine önceden transfer ederek işlemleri hızlandınyor. • GAGGENAU, Gezici Acil Servis hizmeti kapsamında, tam donanıınlı aracıyla tstanbul'daki müşterilerine teknik destek sunuyor. • PHIUPS, 1 Mart- 15Nisantarihleri arasuıda Azur 4000 ütü alanlara, narenciye sıkacağı hediye ediyor. • MODERN TEKSTtL, 2.5 milyon dolarlık yatınmla makine parkını yenileyerek üretim kapasitesini yüzde 45 oranında arttırdı. Deprem, ekonomik durgunluk ve vergiler derken ikinci ev almak zihniyeti kayboldu Büyükkenüeremlakçöplüğü II II II II <|U ıı n ıı ıı <| n II H M II ıı ıı n ıı • Ust üste yaşanan ekonomik krizler ve depremler gayrimenkulü yatınm aracı olmaktan çıkanrken büyük kentlerde boş ev sayısı her geçen gün daha da artıyor. Ekonomi Servisl -Yakm bır zamana kadar en sağlam yatınm aracı olarak gö- rülen gayrimenkulün pabucu dama atıl- dı. Büyük maddi kayba yol açan dep- remlere ve üst üste yaşanan krizlere, ar- tan vergilerin eklenmesi gayrimenkulü yatınm aracı olmaktan çıkanrken bü- yük kentlerin emlak çöplüğüne dönüş- me riski de arttı. Istanbul Emlak Komisyonculan Oda- sı Başkanı Sabri Ateş, son 2 yıldır gay- rimenkulün yaunm aracı olmaktan çık- tığını ve ikinci ev zihniyetinin kaybol- maya başladığını söyleyerken Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Rıza Kay- maka, deprem sonrasında başlayan em- FnATLAR 2000 YILİNA GORE Yl ZDF 4 ARTTI Semt Erenköy'tST. Bostancı/İST. ŞaşkınbakkallST. Ümraniye/ÎST. Çankaya/ANK. DikmenANK. Alsancak'ÎZM. Alcancak/İZM. BornovalZM. Büyüklük 95 m^ 125 m2 160 m2 200 tn2 100 m2 100 m2 70 m^ 90 nfi 95 m2 Fiyat (bin TL.) 95.000 36.500 100.000 65.000 32.000 24.000 25.000 70.000 25.000 lakten uzaklaşma eğiliminin ekonomik durgunluğun uzaması ile hız kazandığı- nı ve işyerlerinin kapanmasıyla da özel- likle büyük kentlerde boş ev sayısının her geçen gün arttığını dile getirdi. Tek yaşayanın yanma kiraa Ateş, 2001 sonunda gayrimenkul de- ğerlerinin 2000'e göre ancak yüzde 3-4 oranında arttığı değerlendirmesini ya- parak durgun olan piyasanm son vergi- lerle daha da yoğunlaşacağını belirtti. Gayrimenkulün, depremve ardından ge- len ekonomik krizlerin etkisiyle son 2 yıldır yatınm aracı olmaktan çıküğı- nın altını çizen Ateş, arük kimsenin ikin- ci konutu almayı düşün- mediğini anlattı. "Herkes önceden ba- şunı sokacak bir dairem olsun, bir de kira getiri ge- tirecekevalayımdiyedü- şünürdü. Günümüzdeise yaürun amaçh ikinci ev zihniyeti kaybolmaya başladr dedı. Başta tstanbul olmak üzere büyük kentlerde boş konut sayısının her geçen gün arttığını, apartmanlarda en az 2-3 dairenin boş olduğunu belirten Ateş, "Hayatpahahhğınedeniyleevten- dflderi halde aileleriyle oturan genç çift- ler ik yanlanna kiracı alan tek yaşayan- lann sayKi her geçen gün arnyor. Kent- te mevcut konutiann yaklaşık yüzde 20'si boş" diyerek, yine Istanbul başta olmak üzere büyük kentlerin artık em- lak cenneti olamayacağını, hatta bu kentlerin emlak çöplüğü haline gele- ceğini savundu. Gayrimenkulün yatınm aracı olmak- tan ilk deprem sonrası çıktığına dikkat çeken Rıza Kaymakcı, ekonomik dur- gunluğun uzun sürmesinin de evlerin boş kalmasına yol açtığını belirtti. Özel- likle büyük kentlerde işyerlerinin ka- panması ile merkezlerde oturan vatan- daşlann kenar semtlere taşındıklannı, ancak boş kalan evlere alıcı bulun- masında zorluk çekildiğini dile getiren Kaymakçı, gayrimenkulün yatınm ara- cı olmaktan çıkması konusunda dığer emlak uzmanlannın aksine, verginin önemli bir rol oynamadığını savundu. "tkinci ya da üçüncü evi kira geliri ya da yaürun aracı olarak alabilecek kişiler birkaç yüz mflyonluk verghi ödemekte zorlanmazlar" diyen Kaymakcı, bu du- rumun tamamen piyasanm durgunlu- ğundan kaynaklandığınnı altını çizdi. Merkezden kenar semtlere Reha Medin Emlak Hizmetleri Genel Müdürii Reha Medin de emlak vergile- rinde artışı öngören değişiklikle ev, dük- kân veya arsanın kâğıt üzerindeki fiya- tmın gerçek değerinden çok daha fazla gösterileceğıne dikkati çekerek "Dola- yısıylapiyasa değeri,beyannamedeğeri- nin alünda kalan mülk sahipleri çok zor duruma düşecek. Vergideki artış, var olan probtemleri kadayacak" dedi. GÜNEY KORE'DE ÖZELLEŞTİRMEYEİSVAN - Güney Kore'de kamu elinde buhınan enerji ve doğalgaz şirketlerinin özefleştirilmesine karşı yürütülen grev ve eylemkr sonucu kamu hizmetlerinin yansı durdu. 16 bin işçinin kaühnııyla yürütülen grev, devlet tarafindan "yasadışr ilan edildL Güney Kore Başsavcıhğı, grev h'deıierinden 37 kişinin tutuklanmasmı isterken petrol istasyonlarmı korumaya alan güvenlik güçleri, sendika Bderlerini de bir katedralde suaşürdı. Ancak girişimler, eylemleri durduramadı. Dünyanm ikinci büyük doğalgaz ithalatçısı konumunda buhınan ülkede, doğalgaz sektöründeki 2 bin işçinin yüzde 85'inin yürüttüğü grev ise anlaşmanm sağlanması sonucu sona erdirildL Güney Kore rıcaret Bakanuğı ile sanayi, enerji ve doğalgaz sektöründeki çahşan kamu işçileri sendikasuun, doğalgaz sektörünün özeDeştirme süreci ve bu süreçte, kamu işçilerinin özefleştinneye en az müdahalede buhuıması konusundaki detaylan göriişeceği kaydediIdL Bu arada, Tîcaret, Endüstri ve Enerji Bakanı Sbin Kook- Hwan, grevler nedeniyle yapnğı açıklamada, "Enerji endüstrisindeki yeniden yapılandırma bir grevle durdunılamayacaknr" dedi Shin Kook-Hvvan, hükümetin, Kore Elektrik ŞirketTnin de özeueştirumesini kapsayan özelleştirme programında ödün vermeyeceğini söyledi. Maliye'nin itirazı Belediye gelirlerine IMF engeli SERTAÇEŞ ANKARA - Yerel Yönetimler Ya- sa Tasansı ile belediye ve U özel ida- relerinin geürlerinde öngörülen aru- şın ancak 2005 yıhndan sonra yaşa- ma geçiribnesi gündeme geldi. Mec- lis îçişleri Komisyonu'nda görüşme- leri süren tasannın 5. bölümünde ye- rel yönetimlerin gehrleri yeniden dü- zenleniyor. Ülke genelinde toplanan vergi gelirlerinden belediyelere akta- nlacak olan miktann da Maliye Ba- kanlığı taraftndan illerin nüfiıslanna göre dağralmasını sağlamak amacıy- lalllerBankası'ndakibelediyelerhe- sabına yatınhnası gerekiyor. Tasan- nın TBMM Îçişleri Komisyonu'nda- ki görüşmeleri sırasında Maliye Ba- kanlığı'm temsilen gelen bürokratlar sık sık itiraz ederek yerel yönetimle- re aktanlması düşünülen bu payın 2005 yılından sonra uygulamaya ko- nulmasını istedi. Komısyonda hükü- meti temsilen bulunan îçişleri Baka- nı Rüştü Kaznn Yücekn ile komisyon üyeleri bu itirazlan dikkate almadilar. Bürokratlar, 2005 yılına kadar IMF ile uygulanan program nedeniyle bü- tün vergilerin planlandığım, bu ne- denle yeni aktanmlann programa za- rar vereceğini savundular. Bürokrat- lann uyansının tçişleri Komisyo- nu'nda dikkate alınmamasına karşın Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu yönde tasanya bir hüküm konulaca- ğı ve yerel yönetimlerin gelirlerinde bekledikleri artışın 3 yıl daha ertele- neceği dile getirildi. T7 LERİN SATIŞ HAZIRLIĞI Jet hızıyla özelleştirıne •Son niyet mektubunda bu yıl, Türk Telekom, Tekel, Türkiye Şeker Fabrikalan, THY, Erdemir, EUAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ ve kamuya ait arazilerin özelleştirilmesine ilişkin tüm hazırlık çalışmalannın tamamlanması taahhüt ediliyor. ANKARAC\A)-Türkiye, Uluslara- rası Para Fonu (IMF) tarafindan onaylanan son niyet mektubunda Türkiye, özelleştirilmeleri için tek- nik hazırlıklan tamamlanmış olan TÜPRAŞ ve POAŞ'ın özelleştirihııe- sinin yam su-a 2002 yılında Türk Te- lekom, Tekel, Türkiye Şeker Fabrika- lan AŞ, THY, ERDEMİR, EUAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ ve kamuya ait ara- zilerin özelleştirilmesine ilişkin tüm hazırhk çalışmalannın ta- mamlanmasını taahhüt ediyor. Son niyet mektubunun özel- leştirme çalışmalanna ilişkin taahhütler bölümünden derle- m'len bilgilere göre, mart ayı sonuna kadar halka arzı taah- hüt edilen POAŞ için ihaleye çıkıhna- sıyla ilk sözünü yerine getiren Türki- ye, TÜPRAŞ 'taki devlet hisselerini yüzde 50'nin altına düşürecek halka arzı da 2002 yılı Haziran ayı sonuna kadar gerçekleştirecek. Tekel planı Niyet mektubuna göre, özelleştirme idaresi, piyasa koşullan elverdiği an- da, THY'nin birincil halka arzını ger- çekleştirmeye hazır bulunuyor. Türk Telekom için özelleştirme iha- le komisyonu atanırken özelleştirme planmm Nisan 2002'de Bakanlar Ku- rulu tarafindan kabul edihnesinin sağ- lanacağı ifade ediliyor. Bu ikinci göz- den geçirme için de ön koşul teşkil ediyor. Mektupta, Tütün Kanunu'nun ka- bulüyle önkoşulu yerine getirüen Tekel için eylül ayı sonuna kadar, Tür- kiye Şeker Fabrikalan AŞ için 2002 Mayıs ayına kadar özelleştirme planı- nın kabul edileceği ifade ediliyor. Te- kel ve Şeker Fabrikalan'nda özelleş- tirme öncesi, Dünya Bankası desteğiyle bir yeniden yapılan- dırma projesi yürütülmesi ön- görülüyor. Mektupta 2002 yılı Mart ayı- na kadar, Enerji Bakanlığı'nın özelleştirilecek elektrik varuk- lanna ilişkin bilgileri vereceği, doğal- gaz dağıhm şirketlerinin, Özelleştir- me Idaresi'ne devrinin 2002 yılı Mart ayına kadar tamamlanacağı belirtili- yor. Özelleştirme idaresinin, lisansla- n ETİ Holding'den devTalmır almmaz, portföyünde bulunan ETİ Krom AŞ, ETİ Elektrometalurji AŞ, ETİ Gümüs AŞ'nin satış çalışmalamu başlatmaya hazır olduğu ifade ediliyor. Mektupta. özelleştirme idaresinin, portföyündeki ERDEMİR ile turizm ve gübre üretim varlıklan ile küçük ve orta ölçekli şirketlerin satış çalışmala- nna devam edeceği de bildiriliyor. ss- PT UZMANLARI RAPOR HAZIRLADILAR Şeker için 2 senaryo • DPT'nin raporunda şeker sektöründe özelleştirme sonrası duruma ilişkin iki senaryo ortaya konurken, kapanması gerekli fabrikalar, muhtemel üretim açığı ve gelecek yıllara ilişkin tüketim ihtiyacı açıklandı. ANKARA (AA) - DPT uzmanlan, şeker sektöründe özelleştirme son- rası duruma ilişkin iki senaryo orta- ya koyarken kapanması gerekli fab- rikalar ve muhtemel üretim açığını hesapladılar. DPT uzmanlanndan Taylan Kıyuıaz tarafindan hazn-lanan "Şeker Politikalannda Yeni Yönefim- ler ve Türidye" başhklı çahşmada, geçen yû yürürlüğe giren yeni Şeker Kanunu'nun amaçlan anlatıhrken eleştirilere de yer verildi. Şekerde özelleştirmenin, da- ha önce tanm sektöründe alt- yapılan hazırlanmadan ger- çekleştirilen, Süt Endüstrisi AŞ ve Et Balık özelleştirmesi- ne benzememesi ve şeker üre- timinin devamlılığımn sağlanması gerektiği belirtildi. Üretim yflzde 17 düşecek ~ Birinci senaryoya göre, kapanma- sı beklenen fabrikalar Adapazan, Al- pullu, Elazığ, Kars, Malatya ve Su- surluk olarak belirlendi. Bu fabrika- lann kapanması nedeniyle mevcut pancar işleme kapasitesinin yüzde 21, pancar üretiminin de yüzde 17 oranında azalacağı hesaplandı. Bu koşullarda, kamuda şeker üretiminin yüzde 13, fabrikalann sağladığı istih- damın da yüzde 20 oranında düşece- 4- - ği öngörüldü. tkinci senaryoda da gerekli yatınm ve rehabilitasyonun yapüması koşuhty- la faaliyete devam edebilecek fabrika- lann devre dışmda kaldığı bir durum üzerinde duruldu. tstihdam yanya inecek Bu senaryoda, ilk senaryoya ek ola- rak Ağn, Ankara, Çarşamba, Erciş, Er- zurum, Muş ve Uşak şeker fabrikalan- nın da kapanacağı hesaba katıl- dı. Toplam 13 fabrikanın de\Te dışı kalmasıyla işleme kapasite- sinin mevcuda oranla yüzde 40 oranında azalacağı, yine bu böl- gelerde pancar üretilmediği var- sayımıyla pancar üretiminin de yüzde 32 azalacağı belirlendi. Bunun sonucunda kamunun şeker üretiminin yüzde 29, fabrikalardaki istihdamın da yüzde 50 düşeceği hesaplandı. Çahşmanın son aşamasında da ele alınan senaryolann üretim-tüketim dengesine etkileri irdelendi. Şeker tale- binin 2000-2010 döneminde yılda or- talama yüzde 1.8 artacağı hesabı ve ka- panan fabrikalar sonrası özel sektör da- hil oluşacak şeker üretim ortalamalan- nın aynı kalacağı varsayımıyla, şeker üretim açığının 2005 yılı için birinci se- naryoda 150 bin ton, ikinci senaryoda ise 400 bin ton olabileceği öngörüldü. İŞÇtNİNEVRENÎNDEN ŞÜKRAN SONER Seçenek Siirt'te üç katlı bir modern mağazanın açılış tö- reninde balonlar dağıtılınca çocuklar birbirine gir- miş. Büyüklerinin erzak kapmak için yaşadıkları itiş kakışlann acımasız bir benzeri yaşanrnış. Balonlar için kapışan çocuklardarıezilenler, yaralananlar ol- muş. Mağazanın açılışına gönderilen çiçeklen ise hem çocuklar hem de büyükler yağmalamış. Balon, çiçekyüzü göremeden büyümüş çocuk- lar ve büyüklerin fiziksel olduğu kadar duygusal açlıklannı yansıtan olayın haberi, bayramın kısır gündeminde, kurban, idam, Karen Fogg tartışma- lannın arasında biraynkotu gibiydi. Çok sıcak, gü- zel güdülerden beslenen insanın, çocuğun balon ve çiçek özlemi, kurbanlar üzerinden yaşanan vah- şet, ilkellik refleksleri, idam ve Fogg tartışmasında bir taraf olarak yapılan ucuzsiyasetgösterileri.. na- sıl ilişkilendirilebilirier ki? Oysa ayınmında olsak da olmasak da, hepsinin arasında çok sıkı bir neden sonuç ilişkisi, bağ var.. Çocuklan balonu, çiçeği eline alamadan, yok- sunluk içinde büyümüş ülkenin insanlan, kurban bayramında kurban keserken binlercesi kendi bir yerlerini keserek yaralayabiliyor, on binlerie hayva- nı işkence yaparak ancak kurban etmeyi becere- biliyorlar. Yasaklamalar bir işe yaramıyor, kentler mezbahane görürrtüsünden kurtulamıyor. Ete has- ret değil, alabiliyor olsa da psikolojik doyumsuz in- sanlar, sadece yürüyüş, bir temiz hava alma me- kânı olan sahil şeridinde bile, mangallan sıralayıp duman altında, kesilen kurbanlann etlenni miğde- ye indirmeyi en keyifli bayram eğlencesi olarak gö- rebiliyoriar. Çocukların bir balon kapmak için birbirlerini itıp kakmadıkları, kurbanın kurban gibi kesildiği bir dü- zeni yakalamak öyle sanıldığı kadar kolay değil. Belki özenirseniz balonlan çocuklan kapıştırmadan da dağıtrnanın bir yolunu bulabilirsiniz. Ama çok şey değişmez. Elinde balonu, ara sokağa koşturan bir küçük çocuğu gören balonsuz bir büyük çocuk mutlaka çıkacak, yoksunluğun öfkesi ile kaba güç kullanarak elinden kapacaktır. Türkiye, gelirdağılımı çarpıklığında, kriz bahane, fırsat bu fırsat acımasızca katlanarak yaratılan iş- sizlikte, ücretlerin aşağı çekilmesinde almış başını giderken... Sağlık, egftim, üretim yatınmlartna, bü- tün sosyal ve insanı gözeten politikalara sırt çevril- miş, IMF, Dünya Bankası dayatmasında borcun borçla ödenmesi, ucuza dış pazarlara açılma ek- senindeyol alırken.. Idamı, Karen Fogg olayını seçeneksiz, anlamsız bir kısır döngüde, eksende tartışmamak olası mı? Ideolojik eksen, ülke insanı üzerindeki sonuçlan yok sayılarak sanki demokrat olmak ölçüsü "AB'nin yanında ya da karşısında, idamdan yana ya da kar- şısında olmakla" sınırlı bir kısır tartışmadır gidiyor. AB üyeliği pazariığmda belki de Türkiye'nin en anlamlı kozu olabilecek Gümrük Birliği'ni, rüşvet boyutunda AB'ye teslim etmiş Çiller, son krizde IMF dayatmalarını noktası virgülü ile onaylamış Bahçeli yoksulaşmasını, ezilmesini arttırdıklan kit- leleri uyutmak üzere idamda şahin kesiliyorlar. Ay- nı ideolojinin, sosyo-ekonomik politikalan savun- culuğunda aynı ölçülerde şahin Yılmaz, karşı cep- hede hem idama karşı çıkıyor hem de AB'nin en sı- kı yandaşlığına oynuyor. Ne gariptir ki, Islamı siya- sette kullanmayı ilke edinmış, Saadet ve Ak Parti liderteri demokrasi öncülüğü, AB çizgisinde gerıde olmadıklan gösterisinden geri kalmamaya çalışıyor- lar. Türkiye'nin yoksullaşması, yoksunlaşmasının, gerçek ekonomik, sosyal, toplumsal AB standart- lanna kavuşmasını katletmiş politikalann, ortak sa- hipleri, Türkiye'yi AB'nin ortağı değil arka bahçe- sinde bir yerlere sürükleyenler, kendilerine göre si- yasette var olabilmek üzere, birinin ak dediğine di- ğeri kara diyerek horoz dövüşü ile ayakta kalmayı seçiyoriar. Akla kara gibi birbirinin zıddı görünen bu ayınmın, farklı çizgilerin gerçekçi bir anlamı var mı? Arala- nnda gerçekten ideolojik anlamda, ülkenin, bu ül- kede yaşayan insanlann kaderini değiştirme yo- lunda, düzene ilişkin bir farklılık var mı? Karen Fogg'un gizli kalması gereken yazışmala- nnın içeriği neyi sergiliyor? Siyasilerimiz, aydınlan- mız "AB'den yana ve karşısında olanlar" olarak sı- nıflandınlmışlar. Türkiye'den yapılması istenenler, dayatılanlar için AB'den yana olanlardan yarartan- manın startejileri geliştiriliyoımuş. "AB'den yana, ya da karşısında olmak" gibi bir seçenek, çizgi olabilir mi? Karen Fogg'un yaklaşı- mı, AB'nin Türkiye'ye bakışı, ya da çıkarları açısın- dan elbette olabilir. Ama Türkiye'nin penceresin- den, çıkarlanndan bakıldığında olsa olsa, "AB, zen- gin kuzeyin sosyal, ekonomik, kültürel standartla- nnın bu ülkede yaşayan insanlariçin yaratılabilme- si" gibi bir seçenek, çizgi olabilir. O zaman da AB'li olabilmenin yolu, AB'nin bize dikte ettirdiklerinden çok, ülkenin çıkarlarının, ülke insanlarının yararının olduğu ölçülerde, çizgide geçerlidir. sukransoner@yahoo.com Turkiye-ABD ortaklık Komisyonu ABD ile ekonomi masaya yatınlıyor ANKARA (Cumtau- riyet Bürosu) - Türk ta- rafına Dışişleri Bakanlı- ğı Müsteşan Uğur Zi- yal'ın, ABD tarafına da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Alan Lar- son'un başkanlık edece- ği Türkiye-ABD Eko- nomik Ortaklık Komis- yonu bugün ve yarm ilk toplantısını gerçekleşti- recek. Başbakan Büfcnt Ece- vit'in 14-18 Ocak 2002 tarihlerinde ABD gezi- sinde gündeme getirdi- ği taleplerin masaya ya- tınlacağı toplantı önce- sindeTOBBveTÎM,20 ABD'li parlamenterin imzaladığı mektubu, ABD Dışişleri Bakanı CoHn Powefl' a göndere- rek öncelikli talebi ter- cihli ticaret anlaşması olarak ortaya koydular. TOBB Başkanı' Rifat Hisarcıkhoğlu. komis- yon toplantısında gün- deme gelecek temel ta- lepleri, "tercihü ticaret anlaşması, gümrük oranlannuı eşidenmesi, nrtetikli sana>i bölgeleri oluşturulmasL, ABD'li yatınmcdann Türki- ye'yi tercih etmesi ve tu- rizm" olarak sıraladı. Tercihli ticaret anlaş- ması çerçevesinde ABD menşeli hammaddeler kullanılarak üretilecek ürünlerin ABD pazan- na gümrük vergilerin- den muaf olarak girme- sinin sağlanması isteni- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle