25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2002 SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Bir 'Persona non Brata' Öykiisü AB'nin Türkiyeternsilcisi Karen Fogg'un e- mail yazışmalannın yayımlanması üzerine kimi- lerinin istenmeyen adam ilan edilmesi ve geri çağ- nlmasını istemeleriylegünderrtimizegiren "per- sona non grata' kavramıyla ilgili, seksen yedi yıllık bir olay geldi aklıma. Onuriu bir diploma- tın davranışının orneği olan olayı sizinle paylaş- mak isterim. Birinci Dünya Savaşı'nın karanlık günleridir. Doğuda, çeteler kurarak Ruslaria savaşan or- dumuzu arkadar vuran ve sivilleri öldüren Taş- naklar'ın önderiik ettiği Ermenilerin sürülmesi- ne kararverilmişve karar yürüriüğe konmuştur. Ama dünyada kıyamet de kopmuştur. Bu sırada, Osmanlı'nın ABD Büyükelçisi, Po- lonya asıllı Ahmet (Alfred) Rüstem'dir. Ahmet Rüstem özellikle ingilizlerin soykınm va- veylasıyla, Amerikan basınını da alet edip, Was- hington'ı savaşın içine çekme manevralannı sezmiştir. Büyükekpi, 8 Eylül 1915 günü yayımlanan Was- hington Star gazetesine, Ingiliz oyunlannı göz- ler önüne seren bir demeç verir. Ahmed Rüstem, demecinin bir kısmında ba- kın ne diyor: ••• "Gazetelere bakılırsa, Fransa'nın ardından Ingiltere ve ABD kamuoyuna Türkiye'de Hıris- tiyanlann öldürüldüğü masalını anlatıp gerçek- le alakası olmayan korkunç bir yakın gelecek tablosu çizerek ABD'nin Türk limanlanna do- nanma göndermesi isteğinde bulunabilmesi için bahaneler yaratmaya çalışılmaktadır. Tür- kiye'de bazı kıyımlar yapılmış olduğunu, üzü- lerek söyleyeyim ki, inkâr edemem. Ancak Er- meni ve Manıniler Hıristiyan olduklan için de- ğil, Osmanlı Devleti'ni içten yıkmaya uğraştık- lan ve bu amaçlan uğruna Rusya, Fransa ve In- giltere'den yardım aldıklan için saldınya uğra- mışlardır. Aynı kışkırtma karşısında dünyaya bir değil, yirmi masum insan kıyımı orneği vermiş olan Rusya acaba nasıl davranırdı? Ya ülkelerinin ba- ğımsızlığı için savaşan Cezayihileh mağaralar- da yakarak öldüren Fransa ne yapardı? Hindis- tan 'daki karargâhlannda baskaldıran asilerikur- şuna dizerek cezalandıran Ingiltere 'nin tutumu ne olurdu? Amerikan gazetelerinin büyük çoğunluğu, bu konuda Ingiltere ve Fransa'nın yanında yeral- dılar. Onlara Türklen suçlarken Amehka'da he- men her gün meydana gelen linç olaylannı ve FHipinler'deki bagımsız/ıksavaşçılanna yapılan su tedavilehni hatıhatarak daha insaflı olmala- n gerektiğini söylemeliyim. Bir varsayım olarak diyelim ki, Amerika'yı is- tila etmek için Japonlann zencilerie ittifaka gir- dikleri meydana çıkmıştır. Acaba bu zencilerin kaç tanesi sağ kalabilir ki, dünyaya neler olup bittiğini anlatabilsinler?" ••• Bu demeç ABD Dışişleri Bakanı Lansing'i çıl- dırtır ve Başkan'a müracaat ederek büyükelçi- nin istenmeyen adam ilan edilerek, sınır dışına çıkanlmasını talep eder. Başkan daha insaflı davranır, A Rüstem'in bir pişmanlık mektubu yaz- masını ve olayın kapanmasını ister. Sözü edilen istek elçiliğe iletilir. Ama onurlu bü- yükelçi bunu geri çevirir ve şu mesajı gönderir ABD Dışişleri Bakanı'na: "Ekselans, Bir basın mensubuna, 8 Eylül'de verdiğim demeçle ilgili 12 Eylül tarihli notuma cevap teş- kil eden 10 Eylül tarihli mektubunuzu almış bu- lunuyorum. Cevap olarak Sayın Başkanınıza bu konuda- ki görüşlerine katılmadığımı ve bundan dolayı hükümetime beni geri çağırması için talepte bu- lunmasını arz ettiğimi bilmenizi rica ederim. Ikihafta içinde Fstanbul'a hareketedeceğimi bildiririm." Ahmet Rüstem, Kurtuluş Savaşı sırasındaSı- vas'a gelmiş, Mustafa Kemal'in yanında bir heyet-itemsiliye üyesi gibi çalışmış, ilkTBMM'ye Ankara Milletvekili olarak katılmış, birsüre son- ra bu görevinden ayrılıp Avrupa gazetelerine yazılaryazarak, milli davayı savunmuş, Atatürk kendisine ölünceye kadar maaş bağlamıştır. Sıvas Kongresi'nde Ahmet Rüstem'in yaptı- ğı şu konuşma çok ilginçtir: "Bizburada Cemiyetler Kanunu'na göre top- lanmış birkurul değiliz. Bizim birdevrim kuru- lundan başka bir kimliğimiz yoktur. Bu kimliğin bize verdiği cüretle her şeyi yapabilihz." öykü bu. Ahmet Rüstem'in anısı önünde say- gıyla eğiliriz. Alevi dernekleri: Cumhuriyetin kurucu unsuruyuz Istanbul Haber Servi- si - Almanya Alevi Bir- lijderi Federasyonu Ge- nel Başkanı TYırgut Öker, Türkiye'de Alevi inancının adına mahke- me kararlan ile getiril- mek istenen engellerin, arzu edilen hoşgörü ve banşı doğrudan etkile- diğini belirtti. Öker, Ale- vi derneğinin, Ankara 2. Asliye Hukuk Mah- kemesi'nin karan ile ka- patılması nedeniyle bu inancı sürdürenlerin Kurban Bayranıı'nı bu- ruk yaşadığını ifade et- ti. Ermişlı Eğitim Ta- nıtım Dayanışma ve Kültür Derneği (ER- DER) Kurucu Başkanı Mefamet AK Kayhan da "Fuzuli'yi, Nesimi'yi, Pir Sultan'ı, Karacaoğ- lan'ı,Yunus Emre'yiyok nm sayahnT dedi. Self, Hof ve Çevresi Alevi Kültür Merkezi'nden yapılan yazıh açıklama- da, Alevilerin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu unsurlanndan biri oldu- ğu vurgulandı. MHP, ANAP'lı bakanın PKK'yle ilgili sözlerinin 'anayasal suç' olduğunu ileri sürdü: Keçecileristifa etsinANKARA (Cumhııriyet Bürosu) - ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçe- ciler' in "PKK'nin siyasette olması dağ- da olmasuıdan iyidir, PKK'yi sandıkta yeneriz" açıklaması tartışma yarattı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan- dır, Keçeciler'in anayasal suç işlediği- ni ve sözlerini geri alrnaması durumun- da istifa etmesi gerektiğini söyledi. Mehmet Keçeciler ise sözlerinin PKK'ye destek olarak algılanmasını hayretle kâr- şıladığını belirtti. Keçeciler'in PKK'yle ilgili açıklama- lan siyasette yeni bir tartışma başlattı. Keçeciler'e en sert tepki, hükümet or- tağı MHP'den geldi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Keçeciler'in açıklamalannın bir cümlesine bile katılmadıklannı, ama- cını anlamakta da güçlük çektiklerini söyledi. Bu açıklamalann çok yanlış ve zarar verici olduğunu vurgulayan Şan- dır, "Sayın Keçeciler, bu hükümetin bir bakanıdır. Bu hükümetin bir bakanı ola- rak PKK'nin siyasallaşmasına zemin hazniaması kabul edilemez. Bunu mut- laka hükümet içinde soruya dönüştüre- ceğiz. Sa>ın Keçeciler'in ne demek iste- digini, bunun şahsi fikiıieri mi yoksa partisinin görüşü mü olduğunu sorma- mızgerekir''dedi. Keçeciler'in PKK terörünü Kürtlerin legal birhareketiymiş gibi göstererek ana- yasal suç işlediğini savunan Şandır, ana- yasaya göre tüm yurttaşların eşit oldu- ğunu; ırka, dine ve mezhebe dayalı par- ti kurulamayacağının hükme bağlandı- ğını söyledi. Keçeciler'in açıklamala- nyla aynmcılık yaptığını kaydeden Şan- dır, sözlerini geri almaması durumun- da istifa etmesi gerektiğini belirtti. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ise "PKK'yi sandıkta yeneriz" sözünün PKK'ye destek olarak algılanmasına hayret ettiğini kaydederek "Kastım PKK değişmeden siyasete girsin manasmda değil, değişshıler. Türkhe'nin birliğini ve bütünlüğünü, anayasayı kabul etsinlerve Siyasi PartüerYasası'na göre seçimlere girsinler. Nitekim o tür partiler var. PKK ile ilişkikri olduklan için de kapaükhlar" dedi. Keçeciler: Sözlerim yanlış algılandı. Çocuklara armağan TBMM Başkanı Ömer Izgi, eşi Aysel İzgi ile birtikte dün Ankara Sokaklannda Çahşan Çocuklar Merkezi'ni ziyaret ederek bayramlannı kuttadıklan çocuklara spor ayakkabısı hedrye etti. (Fotoğraf: AA) PKK ada Türk siyasetinde yer alaıııaz TBMM Başkanı İzgi, ölüm cezasının Avrupa Birliği'nde de bulunduğunu savundu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TBMM Başkanı ÖmertzgL AB'ye üye olan ülkelerin ceza yasalannda ölüm cezasının bulunduğunu, Fran- sa'nın üye olduktan 10 yıl sonra ölüm cezasını kaldırdığını belirterek Türkiye'nin AB'nin aldığı her ka- ran kabul edemeyeceğini söyledi. İzgi, dün Ankara Sokaklannda Çahşan Çocuklar Merkezi'ni ziya- retinde gazetecilerin ölüm cezası- nın kaldınlması için anayasa deği- şikliği gerekip gerekmediğini sorma- lan üzerine, anayasada bazı suçlara idam verilecegi yönünde bir hüküm olmadığını, yasa değişikliğiyle terör suçlan için de ölüm cezasının kal- dınlabileceğini belirtti. Genelkur- may 2. Başkanı Yaşar Bmükanrt ın görüşünü nasıl degerlendırdığınin soruhnası üzerine izgi, AB'ye üye olan devletlerin ceza yasalannda ölüm cezasının bulunduğunu, Yuna- nistan'da sav'aş ve yakın savaş teh- didi durumlannda ölüm cezası ve- rilebildiğini, Fransa'nın da üye ol- duktan 10 yıl sonra bu cezayı kal- dırdığını söyledi. Izgi, Keçeciler'in PKK ile ilgili açıklaması anımsatı- larak yöneltilen soru üzerine de. PKK'nin devletin birbölümünü ayı- np ayn bir devlet kurmak için terö- rist eylemlerle kendisini ortaya çı- karan bir örgüt olduğunu vurguladı. Bu tip bir örgütün siyasallaşamaya- cağını belirten Izgi, "Bu gibi istek- ler, Avrupa'nuı öteden beri istediği, savaşla PKK'nin başaramadıgı ül- kenin bolünmesi yönündeki Lstek- lerin siyasal amaçlarla gündeme getirilerek bir nevi bu bötgede fleride yapiknaaduşünülensetf-determinas- yona yol açacak düşüncelerdir. Bu zemini Türk halkı asla onu isteyen- lere vermeyecektir. PKKgibi terörist eyiemü düşüncelerin si\ asal amaçla Türk siyasal hayatmda yer almasi mümkün değOdir n diye konuştu. Belediye başkanından önde yer alacaklar Başsavcı protokol savaşını kazandı ANKARA(ANKA)-Danıştay, yargı mensuplannın devlet pro- tokolündeki yerinin general, be- lediye başkanı ve rektörlerden önde olması yönünde son sözü- nü söyledi. Nevşehir Cumhuriyet Başsav- cısı Işık Keskin Özbay'ın, yargı mensuplannın protokoldeki sıra- smın anayasada yCT alan güçler ay- nhğı ilkesine ters düştüğü gerek- çesiyleaçöğı iptal davası, Danış- tay 10'uncu Dairesi'nce kabul edilmişti. Başsavcılann, Ankara dışındaki protokollerde, validen sonra ve general-amirallerden ön- ce yer aknasını gerektiren karar Başbakanlık ve Içişleri Bakanlı- ğı'nca temyiz edildi, ancak Da- nıştay îdari Dava Daireleri Genel Kuruhı da son sözünü söyleyerek 10'uncu daire karannı oybirhğjy- le onadı. NevşehirBaşsavcısı Cte- bay, hâkim ve savcılann illerde valinin, ilçelerde ise kaymaka- mın yanında yer alabilmesi için NevşehirValiliği'ne basvurmuştu. Ancak Valiük Ekim 1998'de i ^et" karan alınca, Başsavcı Özbay, bu karara dayanak yapılan Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'nin Ek-1 hstesinin iptali için Danıştay'a davaaçmışn. I Başkanlık seçimi 8 aydır yapılamıyor Dctidar partilerinin 'Sayıştay' çıkmazı EMİNEKAPLAN ANKARA - Dctidar partıleri arasında ortak bir isim üzerinde anlaşma sağlanamadığı için Sa- yıştayBaşkanlığı seçimleri 8 ay- dır yapılamıyor. Başkanlık için 29 aday başvıırurken, DSP'nin is- tediği isimler arasında yer alan Başbakanlık Müsteşan Ahmet Ş^ar adayhktan çekildi. ANAP, BSteldn Ozdemir de ısrar eder- ken; MHP, Sa>ıştay 1. Daire Baş- kanı HasanHüseymTürkmen'in başkanlığa getirilmesini istiyor. Hükümet ortaklan arasında Sayıştay Başkanhğı'na seçile- cek isim üzerindeki uzlaşmaz- hk sürüyor. TBMM Plan ve Büt- çe Komisyonu'nun şubatayı için- de seçim yapması beklentisi de anlaşmazhğm sürmesi nedeniy- le gerçekleşemedi. Başkanlık için TBMM'ye 29 başvuru ya- pıldı. Hükümet ortaklan arasında anlaşma sağlanamaması üzeri- ne Şağar ile eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlıgı Müsteşan Uğur Tevfik Doğan adaylıktan çekildi. DSP'nin de ANAP'ın adayı Biltekin Özdemir'e sıcak baktığı, ancak MHP'nin buna karşı çıktığı belirtildi. Melih Cökcek: Tayyip'in•••• •• onunu keseceğizANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez sağda yenı bir oluşum için 50 ilde nabız yoklayan Ankara Büyükşe- hir Belediye Başkanı Mefflı Gökçek ka- nldığı toplantılarda AKP Genel Başka- nı RecepTajyip Erdoğan ın sıyasi öm- rünün sona ereceğini savunuyor. Gök- çek'ın "Demokrat Parti'yi canlandır- ma" projesi kapsamında, DYP veya CHP ile seçim ittifakı arayışı da kulis- lerde dile getiriliyor. Sıyasi yasaklı Necmettin Erbakan ın 15 yıllık eskı müşaviri Fehnıi Çalmuk, Milli Görüş kadrolanndakı çatışmanın bazı aynnhlannı internet ortamındaki habera. com sitesinde yazdı. Çalmuk'un yazısına göre, Istanbul'da işadamlan ve bürokratlarla bir araya gelen Melih Gökçek, yeni oluşum çahşmalan ko- nusunda şunlan söyledi: "FP kapabl- madan önce yeni parti kurulması için 7 kişi kararverdik. FP'li 7 kişinin yanı- na 7kişjdedeğişiksiyasipartilerden bu- lunarakyenibirpartikunılacakn.Ama ofanadLÇoğun- , _ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ _ _ luğunu FP'ffle- rinotuşturduğu birparti kuruj- du. Ben Cemil Çiçek Bey'in ikinci adam ol- ması için çok ıs- rar ettim. Ta>- \ipBe\\asakla- nmca genelbaş- kan Cemil Bey olsun dedik. Ama Tayyip Be\ r kabul eöne- • Melih Gökçek'in kapalı toplantılarda, "Tayyip Bey yasaklanmca genel başkan Cemil Bey olsun dedik. Ama kabul etmedi. Önleri kesilecek" dediği öğrenildi. dLBeceremeye- cekler. Önleri kesilecek~ AKP içindede küskünler oluşnı." Gökçek'in özellikle "devieti önem- seyen, çanşmayan light İslam kimliği- ni" öne çıkardığını savıınan eski Mil- li Görüşçü Fehmi Çalmuk, bu siyasi kad- rodaki aynşma konusunda ise şu yoru- mu yaptı: "Demokrat Parti'yi merkez sağa şemsiye yapma güişimi önümüz- deki günlerde daha da artacak. Kulis- lerde kulaktan kulağa taşınan yeni bir strateji van Siyasal fslama ve onun par- tilerine sistem geçit vermeyecek. Onun için AKP ve SP, DP şemsiyesi altmda se- çime girebilir. Bu hareketin 30 yılda kendisine özgü gelişfirdigi ekonomik moddin şimdi \ enüikçilerin safinda do- lar ve mark saçmasuu si\asi aynşma- nın yanındaki ekonomik aynşma>i da gözden kaçırmamalıdır. Artik Molla mücahitükten yorulaniann 'molla mü- teahhit' obna vasnnı kullannıalarrzo- runhı hale gehniştir." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com ABD'li gazeteci Daniel Peaıi'ün elleri kelepçeli fotoğrafı, yaşadığımız dönemin birözeti gibi. Gazeteci, mes- leğini yapmak amacıyla savaş bölge- sine girti. Savaş, onun tercihi değil- di. O, gelişmeleri dünyaya aktarmak istiyordu. ABD tarafından yıllarca ko- runup kollanan Taleban ve onun Pa- kistan'daki destekçisi radikal Islam- cılar, gazeteci Pearl'ü kaçırıp boğa- zını keserek öldürdüler. Radikal Islamcılar, yoksul dünya- nın öcünü alma gerekçesiyle New Yorkta Dünya Ticaret Merkezi'ne sal- dırdılar. Binlerce insan öldü. Bu sal- dınya misilleme amacıyla bu kez Bush, Afganistan'a saidırmaya karar verdi. Yine binlerce insan öldü. Mes- leğini yapmaya çahşan çok sayıda gazeteci bu bölgede vahşice yok edildi. • • • Gazeteci Daniel Pearl'ün ölumün- den önce yaptığı son konuşmalar, cinayeti işleyen örgüt tarafından ya- yımlandı. Onun son anlan bir kaset Ölüm Üzerinden Siyaset Yapmak... halinde gazetesine yollandı. Daniel Pe- arl'e, sorgucu katil "Yahudi misin?" diye soruyordu. O da evet diye ce- vaplıyordu. Acaba Yahudi olması, onun ölümünü hızlandırdı mı? Radi- kal Islamcıların, hâlâ dünyadaki baş düşmanının Yahudiler olduğunu düşünmeleri bunda bir rol oynamış olabilır mi? Pearl'ü kaçıran radikal dinciler, ABD tarafından tutuklanan Taleban üyele- rinin serbest bırakılmasını istemiş- terdi. Yoksa Peaıi'ü öldüreceklerdi. Ya- ni ölüm üzerinden siyaset yapıyorlar- dı, tpkı ABD Başkanı Bush gibi. ölüm satrancında daha çok masum insan- lar yaşamlannı yitirmişlerdi. Bu kez de aynı şeyler tekrarlandı. Bir gazeteci ölüm üzerinden yapılan sıyasetin kur- banı oldu. • • • Tansu Çiller de ölüm üzerinden siyaset yapıyor. "Önce asalım, son- ra idamı kaldınnz" diyor; bütün so- rumsuzluğuyla, bütün maceracılığıy- la ve siyasi öngörüsüzlüğüyle. Tan- su Çiller, Öcalan ın asılması üzerin- den, seçimlerde "idam"temasını iş- leyen MHP'yi sıkıştıracağını ve koalis- yonu zor duruma düşürerek prim top- layacağını sanıyor. Bunun ciddiyeti- ne kendisinin ne kadar inandığı çok tartışılır. Ancak o, bu çıkışıyla top- lumdaki intikamcı duyguları kışkırta- rak siyaset yapmayı marifet sayıyor. Bundan prim toplayacağını umuyor. Ancak unutmayalım ki, ölüm üze- rinden yapılan siyaset, yeniden ölüm üretmekten başka sonuç vermiyor. Dünya Ticaret Merkezi'ni vuranlar, ölüm üzerinden siyaset yaptılar ve yenı ölümler üretmekten başka bir sonuç yaratamadılar. Daniel Pearl'ün boğazına bıçak dayayarak onu vah- şice öldürenler de aynı sonuçlan ya- ratacaklar. Tansu Çiller, ne yapacağını sanıyor, o farklı bir sonuç mu elde edebilir? öcalan'ın idamı konusunda yeni bir intikam dalgası yaratsa ne olacak? Bundan kim yarar görecek? Ortaya çıkabilecek tablodan Tansu Çiller ne elde edeceğini umuyor? Işin acı ya- nı, Türkiye'de hâlâ ölüm üzerinden siyasetin yapılabiliyor olması. Hâlâ intikamcılıkla oy toplamanın mubah sayılması. • • • Pearl'ün ölümü üzerine The Inde- pendent'a bir yazı yazan Robert Fisk, gazetecilerin birer hedef halıne gelme- sini, gazetecilerin hataları açısından eleştirel bir gözle ele alıyor ve şunla- n söylüyor: "Nerede hata yaptık? Çü- rüme Vietnam'da başladı sanırım. Muhabirieryıllarca ordulanntn kimlik- lerini taşıdılar. Heriki dünya savaşı sı- rasında da muhabirler üniforma için- deydi. Gazeteciler, bu tuhafalışkan- lığı, savaşlarda hikâyenin bir parça- sıolmayı. teatral bir rol oynamayıya- vaş yavaş benimsediler." Fisk, Pearl'ün ölümünden sorum- lu muyuz diye soruyor ve şu cevabı veriyor "Askerikıyafetleriçindeki mu- habirlerin, aptal deniz piyadesi şap- kasıyla Rodgers'/n, elinde tabancay- lagezen Rtvera'n/n... Pearl'ün öldü- rülmesini sağladığımızı söylemiyo- rum. O, zalim kişilerce öldürüldü. Ama bizler, asker üniformalan giyen ya dayerel halkın kıyafetlerini benim- seyenler, geçmişte hayatımızı koru- yan tarafsızlık ve itidal zırhını deliyo- ruz. Bu gidişe şimdi dur demezsek eğer, casus olduğumuzu iddia eden acımasızlar, bundan sonra başka meslektaşlanmızı esir aldıklarında, nasıl ayağa kalkabileceğiz ki?" ölüm üzerinden siyaset yapmak da gazetecilik yapmak da tehlikeli bir oyun. Çünkü sonunda ölüm var...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle