Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 ŞUBAT 2002 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Bir 'Persona non
Brata' Öykiisü
AB'nin Türkiyeternsilcisi Karen Fogg'un e-
mail yazışmalannın yayımlanması üzerine kimi-
lerinin istenmeyen adam ilan edilmesi ve geri çağ-
nlmasını istemeleriylegünderrtimizegiren "per-
sona non grata' kavramıyla ilgili, seksen yedi
yıllık bir olay geldi aklıma. Onuriu bir diploma-
tın davranışının orneği olan olayı sizinle paylaş-
mak isterim.
Birinci Dünya Savaşı'nın karanlık günleridir.
Doğuda, çeteler kurarak Ruslaria savaşan or-
dumuzu arkadar vuran ve sivilleri öldüren Taş-
naklar'ın önderiik ettiği Ermenilerin sürülmesi-
ne kararverilmişve karar yürüriüğe konmuştur.
Ama dünyada kıyamet de kopmuştur.
Bu sırada, Osmanlı'nın ABD Büyükelçisi, Po-
lonya asıllı Ahmet (Alfred) Rüstem'dir.
Ahmet Rüstem özellikle ingilizlerin soykınm va-
veylasıyla, Amerikan basınını da alet edip, Was-
hington'ı savaşın içine çekme manevralannı
sezmiştir.
Büyükekpi, 8 Eylül 1915 günü yayımlanan Was-
hington Star gazetesine, Ingiliz oyunlannı göz-
ler önüne seren bir demeç verir.
Ahmed Rüstem, demecinin bir kısmında ba-
kın ne diyor:
•••
"Gazetelere bakılırsa, Fransa'nın ardından
Ingiltere ve ABD kamuoyuna Türkiye'de Hıris-
tiyanlann öldürüldüğü masalını anlatıp gerçek-
le alakası olmayan korkunç bir yakın gelecek
tablosu çizerek ABD'nin Türk limanlanna do-
nanma göndermesi isteğinde bulunabilmesi
için bahaneler yaratmaya çalışılmaktadır. Tür-
kiye'de bazı kıyımlar yapılmış olduğunu, üzü-
lerek söyleyeyim ki, inkâr edemem. Ancak Er-
meni ve Manıniler Hıristiyan olduklan için de-
ğil, Osmanlı Devleti'ni içten yıkmaya uğraştık-
lan ve bu amaçlan uğruna Rusya, Fransa ve In-
giltere'den yardım aldıklan için saldınya uğra-
mışlardır.
Aynı kışkırtma karşısında dünyaya bir değil,
yirmi masum insan kıyımı orneği vermiş olan
Rusya acaba nasıl davranırdı? Ya ülkelerinin ba-
ğımsızlığı için savaşan Cezayihileh mağaralar-
da yakarak öldüren Fransa ne yapardı? Hindis-
tan 'daki karargâhlannda baskaldıran asilerikur-
şuna dizerek cezalandıran Ingiltere 'nin tutumu
ne olurdu?
Amerikan gazetelerinin büyük çoğunluğu, bu
konuda Ingiltere ve Fransa'nın yanında yeral-
dılar. Onlara Türklen suçlarken Amehka'da he-
men her gün meydana gelen linç olaylannı ve
FHipinler'deki bagımsız/ıksavaşçılanna yapılan
su tedavilehni hatıhatarak daha insaflı olmala-
n gerektiğini söylemeliyim.
Bir varsayım olarak diyelim ki, Amerika'yı is-
tila etmek için Japonlann zencilerie ittifaka gir-
dikleri meydana çıkmıştır. Acaba bu zencilerin
kaç tanesi sağ kalabilir ki, dünyaya neler olup
bittiğini anlatabilsinler?"
•••
Bu demeç ABD Dışişleri Bakanı Lansing'i çıl-
dırtır ve Başkan'a müracaat ederek büyükelçi-
nin istenmeyen adam ilan edilerek, sınır dışına
çıkanlmasını talep eder. Başkan daha insaflı
davranır, A Rüstem'in bir pişmanlık mektubu yaz-
masını ve olayın kapanmasını ister.
Sözü edilen istek elçiliğe iletilir. Ama onurlu bü-
yükelçi bunu geri çevirir ve şu mesajı gönderir
ABD Dışişleri Bakanı'na:
"Ekselans,
Bir basın mensubuna, 8 Eylül'de verdiğim
demeçle ilgili 12 Eylül tarihli notuma cevap teş-
kil eden 10 Eylül tarihli mektubunuzu almış bu-
lunuyorum.
Cevap olarak Sayın Başkanınıza bu konuda-
ki görüşlerine katılmadığımı ve bundan dolayı
hükümetime beni geri çağırması için talepte bu-
lunmasını arz ettiğimi bilmenizi rica ederim.
Ikihafta içinde Fstanbul'a hareketedeceğimi
bildiririm."
Ahmet Rüstem, Kurtuluş Savaşı sırasındaSı-
vas'a gelmiş, Mustafa Kemal'in yanında bir
heyet-itemsiliye üyesi gibi çalışmış, ilkTBMM'ye
Ankara Milletvekili olarak katılmış, birsüre son-
ra bu görevinden ayrılıp Avrupa gazetelerine
yazılaryazarak, milli davayı savunmuş, Atatürk
kendisine ölünceye kadar maaş bağlamıştır.
Sıvas Kongresi'nde Ahmet Rüstem'in yaptı-
ğı şu konuşma çok ilginçtir:
"Bizburada Cemiyetler Kanunu'na göre top-
lanmış birkurul değiliz. Bizim birdevrim kuru-
lundan başka bir kimliğimiz yoktur. Bu kimliğin
bize verdiği cüretle her şeyi yapabilihz."
öykü bu. Ahmet Rüstem'in anısı önünde say-
gıyla eğiliriz.
Alevi dernekleri:
Cumhuriyetin
kurucu unsuruyuz
Istanbul Haber Servi-
si - Almanya Alevi Bir-
lijderi Federasyonu Ge-
nel Başkanı TYırgut
Öker, Türkiye'de Alevi
inancının adına mahke-
me kararlan ile getiril-
mek istenen engellerin,
arzu edilen hoşgörü ve
banşı doğrudan etkile-
diğini belirtti. Öker, Ale-
vi derneğinin, Ankara
2. Asliye Hukuk Mah-
kemesi'nin karan ile ka-
patılması nedeniyle bu
inancı sürdürenlerin
Kurban Bayranıı'nı bu-
ruk yaşadığını ifade et-
ti. Ermişlı Eğitim Ta-
nıtım Dayanışma ve
Kültür Derneği (ER-
DER) Kurucu Başkanı
Mefamet AK Kayhan da
"Fuzuli'yi, Nesimi'yi,
Pir Sultan'ı, Karacaoğ-
lan'ı,Yunus Emre'yiyok
nm sayahnT dedi. Self,
Hof ve Çevresi Alevi
Kültür Merkezi'nden
yapılan yazıh açıklama-
da, Alevilerin Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucu
unsurlanndan biri oldu-
ğu vurgulandı.
MHP, ANAP'lı bakanın PKK'yle ilgili sözlerinin 'anayasal suç' olduğunu ileri sürdü:
Keçecileristifa etsinANKARA (Cumhııriyet Bürosu) -
ANAP'lı Devlet Bakanı Mehmet Keçe-
ciler' in "PKK'nin siyasette olması dağ-
da olmasuıdan iyidir, PKK'yi sandıkta
yeneriz" açıklaması tartışma yarattı.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan-
dır, Keçeciler'in anayasal suç işlediği-
ni ve sözlerini geri alrnaması durumun-
da istifa etmesi gerektiğini söyledi.
Mehmet Keçeciler ise sözlerinin PKK'ye
destek olarak algılanmasını hayretle kâr-
şıladığını belirtti.
Keçeciler'in PKK'yle ilgili açıklama-
lan siyasette yeni bir tartışma başlattı.
Keçeciler'e en sert tepki, hükümet or-
tağı MHP'den geldi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır, Keçeciler'in açıklamalannın bir
cümlesine bile katılmadıklannı, ama-
cını anlamakta da güçlük çektiklerini
söyledi. Bu açıklamalann çok yanlış ve
zarar verici olduğunu vurgulayan Şan-
dır, "Sayın Keçeciler, bu hükümetin bir
bakanıdır. Bu hükümetin bir bakanı ola-
rak PKK'nin siyasallaşmasına zemin
hazniaması kabul edilemez. Bunu mut-
laka hükümet içinde soruya dönüştüre-
ceğiz. Sa>ın Keçeciler'in ne demek iste-
digini, bunun şahsi fikiıieri mi yoksa
partisinin görüşü mü olduğunu sorma-
mızgerekir''dedi.
Keçeciler'in PKK terörünü Kürtlerin
legal birhareketiymiş gibi göstererek ana-
yasal suç işlediğini savunan Şandır, ana-
yasaya göre tüm yurttaşların eşit oldu-
ğunu; ırka, dine ve mezhebe dayalı par-
ti kurulamayacağının hükme bağlandı-
ğını söyledi. Keçeciler'in açıklamala-
nyla aynmcılık yaptığını kaydeden Şan-
dır, sözlerini geri almaması durumun-
da istifa etmesi gerektiğini belirtti.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ise
"PKK'yi sandıkta yeneriz" sözünün
PKK'ye destek olarak algılanmasına
hayret ettiğini kaydederek "Kastım
PKK değişmeden siyasete girsin
manasmda değil, değişshıler. Türkhe'nin
birliğini ve bütünlüğünü, anayasayı
kabul etsinlerve Siyasi PartüerYasası'na
göre seçimlere girsinler. Nitekim o tür
partiler var. PKK ile ilişkikri olduklan
için de kapaükhlar" dedi.
Keçeciler: Sözlerim
yanlış algılandı.
Çocuklara
armağan
TBMM Başkanı
Ömer Izgi, eşi Aysel
İzgi ile birtikte dün
Ankara
Sokaklannda
Çahşan Çocuklar
Merkezi'ni ziyaret
ederek
bayramlannı
kuttadıklan
çocuklara spor
ayakkabısı hedrye
etti. (Fotoğraf: AA)
PKK ada Türk siyasetinde yer alaıııaz
TBMM Başkanı İzgi, ölüm cezasının Avrupa Birliği'nde de bulunduğunu savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-TBMM Başkanı ÖmertzgL AB'ye
üye olan ülkelerin ceza yasalannda
ölüm cezasının bulunduğunu, Fran-
sa'nın üye olduktan 10 yıl sonra
ölüm cezasını kaldırdığını belirterek
Türkiye'nin AB'nin aldığı her ka-
ran kabul edemeyeceğini söyledi.
İzgi, dün Ankara Sokaklannda
Çahşan Çocuklar Merkezi'ni ziya-
retinde gazetecilerin ölüm cezası-
nın kaldınlması için anayasa deği-
şikliği gerekip gerekmediğini sorma-
lan üzerine, anayasada bazı suçlara
idam verilecegi yönünde bir hüküm
olmadığını, yasa değişikliğiyle terör
suçlan için de ölüm cezasının kal-
dınlabileceğini belirtti. Genelkur-
may 2. Başkanı Yaşar Bmükanrt ın
görüşünü nasıl degerlendırdığınin
soruhnası üzerine izgi, AB'ye üye
olan devletlerin ceza yasalannda
ölüm cezasının bulunduğunu, Yuna-
nistan'da sav'aş ve yakın savaş teh-
didi durumlannda ölüm cezası ve-
rilebildiğini, Fransa'nın da üye ol-
duktan 10 yıl sonra bu cezayı kal-
dırdığını söyledi. Izgi, Keçeciler'in
PKK ile ilgili açıklaması anımsatı-
larak yöneltilen soru üzerine de.
PKK'nin devletin birbölümünü ayı-
np ayn bir devlet kurmak için terö-
rist eylemlerle kendisini ortaya çı-
karan bir örgüt olduğunu vurguladı.
Bu tip bir örgütün siyasallaşamaya-
cağını belirten Izgi, "Bu gibi istek-
ler, Avrupa'nuı öteden beri istediği,
savaşla PKK'nin başaramadıgı ül-
kenin bolünmesi yönündeki Lstek-
lerin siyasal amaçlarla gündeme
getirilerek bir nevi bu bötgede fleride
yapiknaaduşünülensetf-determinas-
yona yol açacak düşüncelerdir. Bu
zemini Türk halkı asla onu isteyen-
lere vermeyecektir. PKKgibi terörist
eyiemü düşüncelerin si\ asal amaçla
Türk siyasal hayatmda yer almasi
mümkün değOdir
n
diye konuştu.
Belediye başkanından önde yer alacaklar
Başsavcı protokol
savaşını kazandı
ANKARA(ANKA)-Danıştay,
yargı mensuplannın devlet pro-
tokolündeki yerinin general, be-
lediye başkanı ve rektörlerden
önde olması yönünde son sözü-
nü söyledi.
Nevşehir Cumhuriyet Başsav-
cısı Işık Keskin Özbay'ın, yargı
mensuplannın protokoldeki sıra-
smın anayasada yCT alan güçler ay-
nhğı ilkesine ters düştüğü gerek-
çesiyleaçöğı iptal davası, Danış-
tay 10'uncu Dairesi'nce kabul
edilmişti. Başsavcılann, Ankara
dışındaki protokollerde, validen
sonra ve general-amirallerden ön-
ce yer aknasını gerektiren karar
Başbakanlık ve Içişleri Bakanlı-
ğı'nca temyiz edildi, ancak Da-
nıştay îdari Dava Daireleri Genel
Kuruhı da son sözünü söyleyerek
10'uncu daire karannı oybirhğjy-
le onadı. NevşehirBaşsavcısı Cte-
bay, hâkim ve savcılann illerde
valinin, ilçelerde ise kaymaka-
mın yanında yer alabilmesi için
NevşehirValiliği'ne basvurmuştu.
Ancak Valiük Ekim 1998'de
i
^et"
karan alınca, Başsavcı Özbay, bu
karara dayanak yapılan Ulusal ve
Resmi Bayramlarda Yapılacak
Törenler Yönetmeliği'nin Ek-1
hstesinin iptali için Danıştay'a
davaaçmışn.
I
Başkanlık seçimi 8 aydır yapılamıyor
Dctidar partilerinin
'Sayıştay' çıkmazı
EMİNEKAPLAN
ANKARA - Dctidar partıleri
arasında ortak bir isim üzerinde
anlaşma sağlanamadığı için Sa-
yıştayBaşkanlığı seçimleri 8 ay-
dır yapılamıyor. Başkanlık için
29 aday başvıırurken, DSP'nin is-
tediği isimler arasında yer alan
Başbakanlık Müsteşan Ahmet
Ş^ar adayhktan çekildi. ANAP,
BSteldn Ozdemir de ısrar eder-
ken; MHP, Sa>ıştay 1. Daire Baş-
kanı HasanHüseymTürkmen'in
başkanlığa getirilmesini istiyor.
Hükümet ortaklan arasında
Sayıştay Başkanhğı'na seçile-
cek isim üzerindeki uzlaşmaz-
hk sürüyor. TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nun şubatayı için-
de seçim yapması beklentisi de
anlaşmazhğm sürmesi nedeniy-
le gerçekleşemedi. Başkanlık
için TBMM'ye 29 başvuru ya-
pıldı.
Hükümet ortaklan arasında
anlaşma sağlanamaması üzeri-
ne Şağar ile eski Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlıgı Müsteşan
Uğur Tevfik Doğan adaylıktan
çekildi. DSP'nin de ANAP'ın
adayı Biltekin Özdemir'e sıcak
baktığı, ancak MHP'nin buna
karşı çıktığı belirtildi.
Melih Cökcek:
Tayyip'in•••• ••
onunu
keseceğizANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Merkez sağda yenı bir oluşum için 50
ilde nabız yoklayan Ankara Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Mefflı Gökçek ka-
nldığı toplantılarda AKP Genel Başka-
nı RecepTajyip Erdoğan ın sıyasi öm-
rünün sona ereceğini savunuyor. Gök-
çek'ın "Demokrat Parti'yi canlandır-
ma" projesi kapsamında, DYP veya
CHP ile seçim ittifakı arayışı da kulis-
lerde dile getiriliyor.
Sıyasi yasaklı Necmettin Erbakan ın
15 yıllık eskı müşaviri Fehnıi Çalmuk,
Milli Görüş kadrolanndakı çatışmanın
bazı aynnhlannı internet ortamındaki
habera. com sitesinde yazdı. Çalmuk'un
yazısına göre, Istanbul'da işadamlan
ve bürokratlarla bir araya gelen Melih
Gökçek, yeni oluşum çahşmalan ko-
nusunda şunlan söyledi: "FP kapabl-
madan önce yeni parti kurulması için
7 kişi kararverdik. FP'li 7 kişinin yanı-
na 7kişjdedeğişiksiyasipartilerden bu-
lunarakyenibirpartikunılacakn.Ama
ofanadLÇoğun- , _ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ _ _
luğunu FP'ffle-
rinotuşturduğu
birparti kuruj-
du. Ben Cemil
Çiçek Bey'in
ikinci adam ol-
ması için çok ıs-
rar ettim. Ta>-
\ipBe\\asakla-
nmca genelbaş-
kan Cemil Bey
olsun dedik.
Ama Tayyip
Be\
r
kabul eöne-
• Melih
Gökçek'in kapalı
toplantılarda,
"Tayyip Bey
yasaklanmca
genel başkan
Cemil Bey olsun
dedik. Ama
kabul etmedi.
Önleri
kesilecek"
dediği öğrenildi.
dLBeceremeye-
cekler. Önleri kesilecek~ AKP içindede
küskünler oluşnı."
Gökçek'in özellikle "devieti önem-
seyen, çanşmayan light İslam kimliği-
ni" öne çıkardığını savıınan eski Mil-
li Görüşçü Fehmi Çalmuk, bu siyasi kad-
rodaki aynşma konusunda ise şu yoru-
mu yaptı: "Demokrat Parti'yi merkez
sağa şemsiye yapma güişimi önümüz-
deki günlerde daha da artacak. Kulis-
lerde kulaktan kulağa taşınan yeni bir
strateji van Siyasal fslama ve onun par-
tilerine sistem geçit vermeyecek. Onun
için AKP ve SP, DP şemsiyesi altmda se-
çime girebilir. Bu hareketin 30 yılda
kendisine özgü gelişfirdigi ekonomik
moddin şimdi \ enüikçilerin safinda do-
lar ve mark saçmasuu si\asi aynşma-
nın yanındaki ekonomik aynşma>i da
gözden kaçırmamalıdır. Artik Molla
mücahitükten yorulaniann 'molla mü-
teahhit' obna vasnnı kullannıalarrzo-
runhı hale gehniştir."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
ABD'li gazeteci Daniel Peaıi'ün
elleri kelepçeli fotoğrafı, yaşadığımız
dönemin birözeti gibi. Gazeteci, mes-
leğini yapmak amacıyla savaş bölge-
sine girti. Savaş, onun tercihi değil-
di. O, gelişmeleri dünyaya aktarmak
istiyordu. ABD tarafından yıllarca ko-
runup kollanan Taleban ve onun Pa-
kistan'daki destekçisi radikal Islam-
cılar, gazeteci Pearl'ü kaçırıp boğa-
zını keserek öldürdüler.
Radikal Islamcılar, yoksul dünya-
nın öcünü alma gerekçesiyle New
Yorkta Dünya Ticaret Merkezi'ne sal-
dırdılar. Binlerce insan öldü. Bu sal-
dınya misilleme amacıyla bu kez
Bush, Afganistan'a saidırmaya karar
verdi. Yine binlerce insan öldü. Mes-
leğini yapmaya çahşan çok sayıda
gazeteci bu bölgede vahşice yok
edildi.
• • •
Gazeteci Daniel Pearl'ün ölumün-
den önce yaptığı son konuşmalar,
cinayeti işleyen örgüt tarafından ya-
yımlandı. Onun son anlan bir kaset
Ölüm Üzerinden Siyaset Yapmak...
halinde gazetesine yollandı. Daniel Pe-
arl'e, sorgucu katil "Yahudi misin?"
diye soruyordu. O da evet diye ce-
vaplıyordu. Acaba Yahudi olması,
onun ölümünü hızlandırdı mı? Radi-
kal Islamcıların, hâlâ dünyadaki
baş düşmanının Yahudiler olduğunu
düşünmeleri bunda bir rol oynamış
olabilır mi?
Pearl'ü kaçıran radikal dinciler, ABD
tarafından tutuklanan Taleban üyele-
rinin serbest bırakılmasını istemiş-
terdi. Yoksa Peaıi'ü öldüreceklerdi. Ya-
ni ölüm üzerinden siyaset yapıyorlar-
dı, tpkı ABD Başkanı Bush gibi. ölüm
satrancında daha çok masum insan-
lar yaşamlannı yitirmişlerdi. Bu kez de
aynı şeyler tekrarlandı. Bir gazeteci
ölüm üzerinden yapılan sıyasetin kur-
banı oldu.
• • •
Tansu Çiller de ölüm üzerinden
siyaset yapıyor. "Önce asalım, son-
ra idamı kaldınnz" diyor; bütün so-
rumsuzluğuyla, bütün maceracılığıy-
la ve siyasi öngörüsüzlüğüyle. Tan-
su Çiller, Öcalan ın asılması üzerin-
den, seçimlerde "idam"temasını iş-
leyen MHP'yi sıkıştıracağını ve koalis-
yonu zor duruma düşürerek prim top-
layacağını sanıyor. Bunun ciddiyeti-
ne kendisinin ne kadar inandığı çok
tartışılır. Ancak o, bu çıkışıyla top-
lumdaki intikamcı duyguları kışkırta-
rak siyaset yapmayı marifet sayıyor.
Bundan prim toplayacağını umuyor.
Ancak unutmayalım ki, ölüm üze-
rinden yapılan siyaset, yeniden ölüm
üretmekten başka sonuç vermiyor.
Dünya Ticaret Merkezi'ni vuranlar,
ölüm üzerinden siyaset yaptılar ve
yenı ölümler üretmekten başka bir
sonuç yaratamadılar. Daniel Pearl'ün
boğazına bıçak dayayarak onu vah-
şice öldürenler de aynı sonuçlan ya-
ratacaklar.
Tansu Çiller, ne yapacağını sanıyor,
o farklı bir sonuç mu elde edebilir?
öcalan'ın idamı konusunda yeni bir
intikam dalgası yaratsa ne olacak?
Bundan kim yarar görecek? Ortaya
çıkabilecek tablodan Tansu Çiller ne
elde edeceğini umuyor? Işin acı ya-
nı, Türkiye'de hâlâ ölüm üzerinden
siyasetin yapılabiliyor olması. Hâlâ
intikamcılıkla oy toplamanın mubah
sayılması.
• • •
Pearl'ün ölümü üzerine The Inde-
pendent'a bir yazı yazan Robert Fisk,
gazetecilerin birer hedef halıne gelme-
sini, gazetecilerin hataları açısından
eleştirel bir gözle ele alıyor ve şunla-
n söylüyor: "Nerede hata yaptık? Çü-
rüme Vietnam'da başladı sanırım.
Muhabirieryıllarca ordulanntn kimlik-
lerini taşıdılar. Heriki dünya savaşı sı-
rasında da muhabirler üniforma için-
deydi. Gazeteciler, bu tuhafalışkan-
lığı, savaşlarda hikâyenin bir parça-
sıolmayı. teatral bir rol oynamayıya-
vaş yavaş benimsediler."
Fisk, Pearl'ün ölümünden sorum-
lu muyuz diye soruyor ve şu cevabı
veriyor "Askerikıyafetleriçindeki mu-
habirlerin, aptal deniz piyadesi şap-
kasıyla Rodgers'/n, elinde tabancay-
lagezen Rtvera'n/n... Pearl'ün öldü-
rülmesini sağladığımızı söylemiyo-
rum. O, zalim kişilerce öldürüldü.
Ama bizler, asker üniformalan giyen
ya dayerel halkın kıyafetlerini benim-
seyenler, geçmişte hayatımızı koru-
yan tarafsızlık ve itidal zırhını deliyo-
ruz. Bu gidişe şimdi dur demezsek
eğer, casus olduğumuzu iddia eden
acımasızlar, bundan sonra başka
meslektaşlanmızı esir aldıklarında,
nasıl ayağa kalkabileceğiz ki?"
ölüm üzerinden siyaset yapmak
da gazetecilik yapmak da tehlikeli bir
oyun. Çünkü sonunda ölüm var...