25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet trr»iyaz Sahibi: CUMHURrYET VAKFI ad«a* tLHAN SELÇUK GenelYayınYönetmeni: tbrahim Yüdız • Yazıışlen Müdürü: Sa- limAlpaslan •Sorumlu Müdür: Fikret hkiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara tstihbarat: CengizYıldınm • Ekonomı ÖzlemYü- Yayın Kurulu: İlhan Selçuk zak#Kültür Egemen Berköz 9 Spor: Abdülkadir (Başkan). EmreKongar(Danış- Yücelman • Makaleler Sami Karaören • Dü- man), Orhan Erinç, Hikmet zeltme: Abdullah Yazıcı • Bılgı-Belae: Edibe Buğ- Çetinkaya, Şükran Soner, tb- ra • Yurt Haberlerr Mehmet Faraç • AvrupaTem- rahim Yıldız. Orhan Bursalı, sücısı: Güray Öz Mustafa Balba\, Hakan Kara. Ankara Temsilcısi Mustafa Balbav Ataturk BuKan No: 125,Kaf4.BakanlıMar-Ankarafel 4195020(7hat), Faks: 4195027 • Izmir Temsılcisı: Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352 S. Z3 Tel: 4411220. Faks: 4419117 • Adana Temsılcisı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S No-1 Kat 1, Tel. 363 12 11. Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü. Erol Erkut 0 Koordinatör Ahmet Korulsan • Mu- hasebe Bülent Yener 0 Idare: Hüseyin Gürer • Satış. Fazilet Kuza REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • GeDel Mü- dur GölbİD Erduran 0 Koordinatör Reha Işıtman 9 Getıel MüdûrYrtL: Sevda Çoban • Fınansman Müdûrii: Çetin Erdoran Tel 0212 514 (T 53 - 513 84 60-61. Faks-0212 513 84 63 YayımlıyvD: ^enı Gün Haber A ansı Basın ve\a\ıncılık A Ş. Baslu: Sabah Yavnaiık A Ş Tiırkocağı Cad 39 41 Cagalogiu 34334 Istanbuİ PK 246 • Sırkecr 34435 tstanbul Tel: (0 212) 512 05 05 (20 hall Faks (0 2121513 85 95 26ŞUBAT2002 Imsak: 5.09 Güneş: 6.37 Öğle: 12.24 tkindı: 15.26 Akşam: 17.59 Yatsı: 19.19 (r U N C E L CÜNEfT ARCAYÜREK • Saftarafı 1. Sayfada Koaiîyon hükümetinin aylardr başarıyla sürdür- dü^usıyaset! B t siyasetanlayışı bayram cemiyor seyran de- miycr Scr örnek ortada: Başbakai ile AB ülkelerin- den ;ok Avruoalı olan ANAP ıderı Yılmaz idam cezssnı benzerı bir uygularna ıle sonuca bağla- may a çalışıyorlar. H CRJmet iç ndeki çelışen gö-uşlerin kamuoyu- nu çiskına çevırmesi, iki ortaö hiç mi hiç ilgilen- dirrnyor. O Udar ki, üç beş ay önce tirlikte açıkladıkla- n rnetnden bugün kesin bir Jönüş yaptıklarını anırrsatan sö/lemleri duymazıktan geliyorlar. Ulısal Program'da Başbakan'la Yılmaz'ın bu- günkj gerekçelerine ters düştn idam konusun- daki /azırnlar ıkı ortağı artık baglamıyor. A B nin idarr cezasının kaldırı masını orta vade- de koşullar arasına aldığını urutmuş görünüyor DSP İ3ANAP. Idarn konusunun AİHM'nın Öcalan'la ilgili ka- rarından sonraya bırakıldığını ifade eden ortak görü^ ;öp sepetine. Bat'dakileraen sonra ıçimizcteyeşeren yeni da- yatmacılar Başbakan'la, Yardıncısı Yılmaz! "Kısa vade dolmadan orta vadedeki idam ko- nusunu gündeme getirmekiçir hangi amaç" gü- dülüycr? Ya da; üçay önce idam cezas îartışmalarını so- na erdrmek için anayasada yaoılan (38. madde) değişHik şimdi neden yok saylıyor? O rraddeki;savaş, çokyakınsavaştehdidi.te- rörsuçiarı "dışında" kalan suçlardan idam ceza- sını kaldırıyor. İdarr cezası lukümet progranında ve protoko- lündevar mı, yok mu? Bu sarulara yanıt aranmıyor. Başbakan'la her dairn Tiutlu bir yardımcısı tarafndan ne orta va- de ne başka bır şey, hatta ne ae anayasanın 38. maddesi anımsanıyor. Varsa yoksa idam cezasının bugün, acilen, he- men, sliratle kaldırılmasını istiyor, başka bir şey demiycrlar. Başoakan, o denli hızlı ki, Ö^alan'ın ipe gön- derileceğini seçimden önce vaat ettiği içın ıdamın kaldırı rnasına direnen MHP'yi güya mazur görü- yor, hatta koruyucu bir önlem cuşünüyor. MHP'yi dışlayıp muhalefetle işbirliği yaparak i- dam cezasını hemen kaldırmayı sahneye koyu- yor! Sorduk bir kere... Muhalefetle bütünleşerek312. maddeyi istedi- ği gibı Meclis'ten geçirdikten sonra, aynı yola başvuruyor. Ama bu kez MHP'den, "Anlaşmazlıkkonulanbir liste haline gelirse, koalisyon ora göre şekillenir" diye başlayan (tabiı muhalefetleişbirliğini giderek bir huy haline dönüştürmeye yönelen Başba- kan'a) bir uyan gelınce.. iyi bakımdan, bol balık yemekten, kortizonlu ilaç alrtıaktan yanakları -kırk bır kerre maşallah- tombulaşan Ecevrt'im- den tam yol tornistan: "Bahçelı haklı" "Uy anam uy, ne güzel oluyor 180 kilometre hız- la giderken" birden fren yapması! Bir de şu sözü var ki Ecevit'in; nereye varmak ıstediği pek anlaşılmıyor. Bilinen lafları arasına sıkıştırdıŞı, idam cezasıy- la ilgili gelişmelerı anlatırken (Hürriyet'e özel de- meç-24 Şubat 02) birden söyleyiverdiği şu cüm- le: "AB için herkoşulu yapmak şart değil" diyor. Peki ama Başbakan'ım, AB için her dayatma- yı yerine getirmek bir koşul değilse, Ulusal Prog- ram'a koyduğunuz orta vadede ele almayı vaat ettiğiniz idam cezasını, 'yoksa AB'ye giremeyiz' teranesiyle güya kaldıracağız da kaldıracağız di- ye bugün dayatmanızın âlemi ne, mantığı ne? AB'ye üyelik söz konusu olunca sorgusuz su- alsiz ne isterlerse vermeye ve yspmaya hazır hü- kümet başkanına bu soruyu yöneltmenın bir an- lamı yok ya... Üstelik yanıt alamayacağımızı bile bile! YDK'den bakanlara şaibeli atama uyansı ANKARA (ANKA) - Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, özelleştirmeden so- rumlu eski Devlet Ba- kanı Yüksel Yalo- va'nın 1 yılönceyaptı- ğı bir atamayı örnek göstererek kamu kuru- luşlan üst yönetimleri- ne daha önce çeşitli usulsüzlük iddialartna hedef olmuş ve yargıla- nan kişilerin getirilme- mesini istedi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun TBMM KÎT Komisyo- nu'na sunduğu, Türki- ye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) 2000 yılı raporunda, 30 Mart 2001 tarihınde TÜP- RAŞ Yönetim Kuru- lu'na yapılan bir atama üzerinde duruldu. Ra- porda özelleştirmeden sorumlu eski Devlet Bakanı Yüksel Yalo- va'nın 30 Mart 2001 ta- rihlioluru ile TÜPRAŞ Yönetim Kurulu üyeli- ğine Müjdat Balı'nın atandığı belirtildi. YDK raporunda Yüksel Yalova tarafin- dan TÜPRAŞ Yönetim Kurulu'na atanan Müj- dat Balı hakkında, geç- miş yıllarda kuruluşta genel müdür yardımcı- sı ve yönetim kurulu üyesi olarak çalışırken devlet tahvili alımlaruiT da TÜPRAŞ 'ı zarara uğratacağı yönünde ih- barlar yapıldığı anım- sahldı Dıbarlar üzerine Ha- zine kontrolörlerince hazırlanan 4 Kasım 1991 tarihli soruşturma raporu sonucu Balı'nın Başbakan onayıyla TÜPR^AŞ'tan uzaklaş- tınldığı kaydedilen ra- porda, söz konusu bü- rokratın yargıda aklan- dığı ve Danıştayca gö- revine iade edildiği de belirtildi. Raporda şöy- le denıldi: "Yargı ka- ran gereğince boşta geçen süredeki kayıp- ları nedeniyle İ9.8 milyar lira ödenen söz konusu kişinin iş ak- di, çalışmalarından yeterİDce yararlanıl- mayacağı ve bu ba- kımdan hizmetine ih- tiyaç duyulmadığı ge- rekçesiyle, yönetim kurulunun 18 Mart 1998 tarihli kararıyla feshedilmiş. Başba- kanük'ın6Martl998 tarihli oluru ile de yö- netim kurulu üyeli- ğinden alınmıştır." YDK, Müjdat Ba- lı'nın basında "Beyaz Benzin" operasyonu olarak adlandınlan ve tstanbul DGM tarafin- dan yürütülen soruştur- ma çerçevesinde tutuk- suz olarak yargılanan- lar içinde yer aldığını belirtti. Derfler bu yıl da yeralüna indi Haber Merkezi - Yurt çapın- da toplam 2 milyon küçük ve büyükbaş hayvan kesilerek 400-450 trilyon liralık bir gelir elde edilmesi beklenen Kurban Bayramı'nda bu yılda kurban derisi ve bağırsağı, irticai ku- rum, yurt ve vakıflann eline geçti. Yurt genelinde her rürlü önlemin alındığının açıklanma- sına karşın, THK'nin yurt gene- linde yetkililerinin verdiği bil- giye göre, kurban derisi ve ba- ğırsağı toplamada istenilen sa- yıya ulaşılamadı, deri yeraltına indi. Ankara \e Istanbuİ başta olmak üzere birçok ilde yapı- lan ihbarlar sonucu binlerce de- riye el konuldu. THK'nin yurt genelindeki yetkilileri, emni- yetten yeterli ilgiyi göremedik- lerini açıklamasına karşın THK Genel Sekreteri Bican Erçakır. polisin sokak sokak dolaşması- mn mümkün olmadığını belir- terek "Birçok kurum ve kişi, önemli bir ekonomik değer olan kurban derisi ve bağırsa- ğının peşinde. Ancak yine de beklediğimiz rakamlara ula- şacağımızı sanıyoruz" dedi. İSTANBUL: "THK Büyük- çekmece Şubesi Başkam Ha- Bm Bölükbaşı, geçen yıl 3 bin 800 küçükbaş, 560 da büyükbaş hayvan derisi toplamalanna karşın, bu yıl 3 bin 200 küçük- baş, 480 büyükbaş hayvan de- risi toplayabildiklerini söyledi. ŞOFÖRLERİN KORKULU RÜYASI-Yurtdışına gidebilmek için çeşitli yollan deneyen kaçakların, şim- di de park halindeki TIR'ların dorsesine girip sınırı geçmeye çalışması. şoförlerin korkulu rü>ası oldu. Özellikle Vunanistan'da. insan kaçakçılığı suçunun cezasının 7 >ıldan başlaması, TIR sürücülerini te- dirgin etti. tpsala Sınır Kapısı'ndan Yunanistan'a giriş yapacakTIR araçlarının sürücülerinin gümrûk muayene memurlarına, araçlarım iyice kontrol etmeleri yönûnde istekte bulunduklan bitdiriML Kadın ve çocuk ticareti yapanlara 1 kat daha fazla ceza verilecek Insan kaçakçıhgına savaş EBRUTOKTAR ANKARA - Batı ülkelerine yasadışı yollardan girmeye ça- lışan göçmenlerin geçiş merke- zi haline gelen Türkiye'de, ya- sal boşluklar nedeniyle insan kaçakçılığımn önlenememesi üzerine bir yasa tasansı hazır- landı. tnsan kaçakçılığı ile ka- dın ve çocuk ticaretinin "örgüt- lfi suçlar" kapsamına alındığı yeni tasanda, bu suçlara teşeb- büs tamamlanmış suç sayılır- ken, göçmen kaçakçılığından elde edılen kazanca da el konul- ması öngörüldü. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından hazırlanarak bakanlann imzasına sunulan ta- san, özellikle fuhuş, insan ka- çakçılığı ve çocuk ricareti ile sa- vaşım anlayışı ile hazırlandı. Tasan ile insan kaçakçılığı ve ticareti; 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Müca- dele Yasası ile Türk Ceza Yasa- sı'nın (TCY) "cürüm işlemek için teşekkül meydana getir- mek" suçlan kapsamına alındı. Tasannın getirdiği düzenleme- ler şöyle: • Göçmenlerin Türkiye'den çıkmasını ya da Türkiye'de ka- labilmesini sağlamak için sah- te kimlik ya da seyahat belgele- ri hazırlayanlar, bağımsız suç işlemiş olarak sayılacaklar. Bu suçlara teşebbüs de tamamlan- mış suç gibi cezalandınlacak. • Göçmen kaçakçılığı suçuna iştirak ermemesine karşm, bu göçmenlerin yasal olmayan yollarla yurtdışına çıkanlmala- nnı ya da yasal koşullara uy- maksızm Türkiye'de kalmalan- nı sağlayanlara da ceza verile- cek. • Kadın ve çocuk kaçıran, on- lan zorla çalıştıran, fuhuşa ve beden organlanndan bazılanmn verilmesine zorlayan kişilere ağır cezalar verilecek. Suçu oluşturan yardımcı eylemlerde de mağdurun nzası yok sayıla- cak. 18 yaşını doldurmayan ço- cuklann zorla bir başka yere gö- türülmeleri, kaçınlmalan ve sevk edilmeleri halinde ise ce- zalar ağırlaştınlacak. THK Ümraniye Şubesi Sayma- m Saadet Yddırun ise Kuran kursu ve camilerin bu yıl çok iyi organize olarak kurban de- risi topladıklannı söyledi. ANKARA: Altındağ'da bir depodan kamyona kurban deri- si yüklendiği yönündeki ihban değerlendiren emniyet güçleri, 38 kişiyi suçüstü yakaladı. Bu kişilerden 3'ünün kaçak deri toplama olayıyla ilgisi saptanır- ken 35 'inin hamal olduğu belir- lendi. Sorgulamada, bu kişilerin derileri işlenmek üzere Bolu Gerede'de bu- lunan bir deri fabrikasına götürmek istediklerini söyledikleri kaydedildi. IZMİR: THK Izmir Şubesi bu yıl 120 bin kur- ban derisi topladı. îzmir ve ilçelerinde gerçekle- şen bu oranın geçen yıla göre yüzde 30 az olduğu bildirildi. THK îzmir Şu- besi Başkam Hami Gür- tuna, kaçak deri topla- yanlar hakkında 2860 sa- yılı Yardım Toplama Ka- nunu'na mualefetten ya- sal işlem başlatıldığını kaydederek "Izmir'de Eşrefpaşa'da ve Kesta- ne PazarTnda yer alan iki dinci dernek, yurt- taşlann ihbanyla dene- tim altına alındı ve so- nuçta 200 kaçak deriye el konuldu" diye konuş- tu. DtYARBAIOR: THK Diyarbakır Şubesi Başka- nı Atakan Aydın, kent genelinde kesilen kurban sayısınm yaklaşık 25 bin olduğunu, ancak sadece 900 deri toplayabildikle- rini bildirdi. Atakan, "Şe- hit Aileleri Derneği ve Kuran kurslan, bizden çok deri topladı" dedi. KONYA: Kaçak yol- lardan kurban derisi top- lamaya çalışan 2 kişi ya- kalanırken, 29 küçükbaş, 7 de büyükbaş hayvan de- risi ele geçirildi. tZMIT: THK tzmit Şubesi Saymanı tbrahim Balyan, ihbar sonucu ya- kalanan kaçak toplanmış 595 deriye de el konuldu- ğunu kaydetti. GtRESUN: Dereli ve Tirebolu ilçelerinde izin- siz toplanan 76 kurban derisine el konuldu. Ölüm cezası sandığa sıkıştıI Baştarafı 1. Sayfada tarafından yeterli bulunma- mıştı. AB, özellikle "terör" koşulunun maddeden çıkanl- masını istiyor. Hükümetin MHP kanadı, AtHM sürecinin tamamlanmasınm ardından Öcalan'ın cezasımn infaz edil- mesini, sonra da idamın kaldı- nlması görüşünde ısrarmı sür- dürüyor. Ancak AlHM süreci tamamlanmasa bile Türki- ye'nin Öcalan'ı asamayacağı kaydediliyor. Cumhuriyefin sorulannı yanıtlayan Prof. Dr. Bakır Çağlar, AtHM'nin Öcalan'ın adil yargılamp yargılanmadı- ğını araştırdığım belirterek Türkiye'nin, ölüm cezasımn infaz edilmeyeceğine ilişkin verdiği moratoryumun hükü- meti "bağlayıcı" olduğuna işaret etti. Moratoryum, 1984 yılında dönemin hükümeti ta- rafından Avrupa Konseyi'ne verilmişti. Türkiye, bu mora- toryumla verilen ölüm cezala- nnın infaz edilmeyeceği ga- rantisini vermişti. Mahkemeden bağımsız dü- şünülse bile bu moratoryuma Türkiye'nin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Çağlar, "Bu tür moratoryumlar, devletlerin uluslararası say- gınlığı konusunda çok ciddi göstergelerdir. Hem ulusla- rarası polirik forumlarda hem de yargısal forumlarda, bir filkenin güvenilirliği ve sayginlığı açısından göster- gedir. AB'ye girme sürecinde olduğu iddia edilen Türki- ye'nin reform çahşmalan, bu moratorvnmdan geri dönül- düğünde her şey biter" dedi. 'Sandık için' Prof. Dr. Çağlar, AİHM'nin Türkiye lehine karar vermesi durumunda bile infazın ger- çekleştirilmesinin moratoryum çerçevesinde mümkün olma- yacağını kaydetti. Hükümet içindeki idam uzlaşmazlığının kamuoyuna yönelik olduğunu belirten Çağlar, "Sandığa oy- nanıvor. Biraz da o boyuruy- la düşünmek lazım. Hükü- met ortaklan seçim barajı- nın altına düştü. Olüm ceza- sı bazı partilere ya oy kazan- dıracak ya da kaybettirecek. Çünkü, terör nedeniyle duy- gusallaşmış, milliyetçilik duygulan yükselmiş toplu- mun karannın nasıl çıkacağı konusunda bilgi sahibiler" dedi. Yargılamanın yenilenmesi yönünde AÎHM 'nin karar ver- mesi durumunda yapılacakla- ra ilişkin Çağlar, şunlan söy- ledi: "Sosyalist Parti vaka- sında, Anayasa Mahkeme- si'nin önüne geldi. Mahke- me,Türk hukuk mevzuatına göre, yeniden yargılamanın mümkün olmadığına karar verdi. Hazırlanan '2. demok- rasi paketinde" yargılamanın yenilenmesi koşulu getirili- yor. Buna iriraz eden yalnız- ca Türkiye ile Fransa vardı. Fransa, Hakkar vakası ne- deniyle yargılamanın yeni- lenmesini reddettiği için AİHM'de nıahkûm olmuştu. Bu karardan sonra Fransa parlamentosu yasa çıkanp yargılamanın yenilenmesini kabul etti. Yargılamanın ye- nilenmesini kabul etmeyen yalnızca Türkiye kaldı" diye konuştu. Prof. Dr. Çağlar, yar- gılamanm yenilenmesine iliş- kin tasanrun yasalaşması du- rumunda, Öcalan'ın yeniden yargılanacağını kaydetti. Avrupa'da tamamen kalkıyor tstanbul Haber Servisi - Avrupa Konse- yi Bakanlar Komitesi'nin ölüm cezasının mutlak olarak kaldınhnası karan 2003 yılı başında yürürlüğe girecek. Böylece Avrupa Konseyi üyesi ülkelerde "İzlanda'dan Be- ring Boğazı"na kadar geniş bir coğrafyada ölüm cezası yasaklanmış olacak. Istanbuİ Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğ- retim üyelerinden Prof. Dr. Senıih Gemal- maz, ölüm cezasının "mutlak olarak" ya- sak kapsamına alındığını belirtti. Gemal- maz, Avrupa Konseyi Bakanlar Komite- si'nin 21 Şubat 2002 tarihindekabul ettiği "tnsan Haklannın veTemel Özgürlükle- rinin Korunmasına îlişkin Sözleşmeye Ek Ölüm Cezasının Kaldınlmasına Dair Protokol No.l3"ün bsa sürede onaylana- cağına dikkat çekti. Prof. Gemalmaz, 13 numarah protokole göre ölüm cezasının kesin olarak yasaklan- dığnu ifade ederek "Yaşam hakkı, kesin, dokunulmaz, mutlak hak olarak kabul ediliyor. 3 Mayıs 2002 tarihinde onay için imzaya açüacak olan protokol kısa süre- de onaylanacaktır. 2003 yılı başında da yürürlüğe ginnesi bekleniyor" dedi. Pro- tokolün yalnızca kıta Avrupası'm değil, İz- landa'dan başlayarak Rusya'nın Bering Bo- ğazı'na kadar büyük bir nüfus bölgesini ve coğrafyayı ilgilendirdiğini anlatan Gemal- maz şöyle devam etti: "13 numaralı pro- tokol, ölüm cezasının kaldınldığını, hiç kimseye bu cezanın verilemeyeceğini ve i- dam edilemeyeceğini düzenliyor. Daha önce kabul edilmiş olan ve Türkiye'nin onaylamadığı AtHS'ne ek 6 numaralı protokole göre 'bir devlet, yasalannda, sa- vaş veya yakın savaş tehlikesi zamamnda işlenmiş olan fiiller için ölüm cezasını ön- görebiliyor'du. 'Bu cezanın koşullan, ancak yasayla belirlenir' şeklinde bir istisna yer alıyordu. 13 no. lu protokolle artık istis- na yok. Kesin olarak ölüm cezası yok," Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin ikin- ci maddesine göre yaşam hakkının mutlak bir hak olduğunu vurgulayan Gemalmaz, "Aynı maddede 'yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürii- lemez' şeklindeld istisna da kaldırılmış olacak. Sonuç olarak sözleşmenin 2. mad- desinde yer alan 'yaşam hakkı' mutlak ke- sin ve dokunulmaz bir hak haline gele- cek" dedi. Prof. Dr. Gemahnaz, savaş zamanında da- hi ölüm cezası kaldınldığından idam ceza- larmın artık hiç uygulanmayacağını ve "ya- kın savaş tehlikesi zamanında bile ölüm cezası öngörülmeveceğini" söyledi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Kurulu'nca kabul edildi. 24 Mart 2001 'de de Ulusal Program (UP) Resmi Gazete'de yayımlanarak yü- rürlüğe girdi. Program üç ana vadeden oluşuyor: Kısa, orta, uzun... Kısa vade 1 yıl, orta vade 3 yıl, uzun vadenin önü açık... 22 gün sonra, yani 19 Mart 2002 Salı günü kısa vade doluyor. Eğer verdiği sözlere sadık, güvenilir, kararlı bir ülke olduğumuzu iddia edıyorsak, o gün, AB ne der ne demez diye düşünmeden, takkeyi önümüze koymamız ve bir yılın muhasebesini yapmamız gerekiyor. Bu muhasebeyi öncelikle kim yapacak? Hükümet... Temel sorumluluk onda. Ortakların AB'ye bakışı nasıl? DSP, "Geçmişte farklı tartmıştık, şimdı gelecekAB'ye tam üyelikte, ama olmazsa da dünyanın sonu değil" di- yor. ANAP, "Bu konuda 60-70''liyıllarda hata yapıldı, 80'li yıllarda biz tam üyelik başvurusu yaptık, şimdi ardını ge- tireceğiz, kurtuluş AB'de" diyor. MHP, "AB'ye tam üyelik artık devlet politikasıdır, bu- na katılıyoruz, bu alandaki adımlar MHP'ye rağmen de- ğil, MHP ile biriikte atılıyor" diyor. Bu yelpazeden uzlaşma çıkar mı? Çıkar... Ancak taraflar sürece sandık deliğinden baktığı için fazla bir şey göremiyor. Sandık deliğinın açısı da atgöz- lüğünden dar! Ulusal Plan darattılıyor ~ Soralım: - AB'ye siyasi partilerimiz mi girecek, Türkiye mi? Bu da soru mu demeyin, Ankara'daki tartışmalar o ka- dar dar bir zeminde yapılıyor ki akla ister istemez bu so- ru geliyor. Konu neredeyse şu zemine indirgendi: Idamı kaldırırsak ve Kürtçe yayına izin verirsek AB'ye gireceğiz. Bunlar, olmazsa olmaz temel koşullar! Eğer önümüzdeki dönemde de konuyu salt bu alan- da tartışırsak işımiz zor demektir. Girişte vurgu yaptığı- mız UP'nin kısaca aynntılanna girelim: 795 sayfalık iki ciltten oluşuyor. Birinci cilt, bizim ulu- sal planımızı içeriyor, ikinci cilt AB müktesebatının liste- sinden oluşuyor. Birinci ciltteki ulusal plan 6 anabölüm- den oluşuyor: Giriş, siyasi kriterler, ekonomik kriterler, üyelik yüküm- lülüğünü üstlenebilme yeteneği, müktesebatın uygu- lanmasına yönelik idari kapasite, reformların mali açı- dan global değertendirilmesi. Fırtınalar kopardığımız idam ve dil, 16 maddelik siya- si kriterferin iki maddesi... Bu iki konuda sağduyu şunu gerektiriyor: - Evet, dünyada idam var. Ama bizim üyesi olmak is- tediğimiz AB'de yok. Diyelim ki bir kulübe üyesiniz, ko- şullardan bıri kravat takmak. Ya o kravatı takacaksınız, ya üye olmaktan vazgeçeceksiniz. Şunun da altını çize- lim, idam orta vade sözümüz. - Türkiye'nin eğitim dilı Türkçe. Bundan vazgeçilemez. Içinden geçtiğımiz terör süreci, terör örgütünün hedef- lerini diri tutması, bu konudaki hassasiyetin dahadaart- masına neden oluyor. Ama bir kişinin anadilini kendi olanaklarıyla öğrenmesi ve bu dilde yayın yapmak iste- mesi engellenmemeli. Yayının içinde suç unsuru olur- sa, o da yargının görevi... Ancak asıl vurgulamak istediğimiz, UP'nin bu iki ko- nudan çok daha geniş bir yelpaze olduğu. İdam ve dil tartışması AB'ye engelse, yolsuzluk değil mi, enflasyon değil mi, gelir uçurumu değil mi, siyasetteki sulta anla- yışı değil mi, çirkin kentleşme değil mi, tarım politika- sızlığı değil mi? AB süreci, salt siyasilere bırakılmayacak kadar ciddi bir konu. Askeri, üniversitesi, iş âlemi, çalışmayaşamıy- la ortak bir ruh yakalamalıyız. Yoksa bu kısa vadeler, kısa devre yapacak! ankcum@ttnet.net.tr Dısarıdan atanana 4 kat ücret Türkbank'ta maaş çarpıklığı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo- nu'nun >oizde 80'den faz- la hissesine sahip olduğu Türkbank'ta dışandan atanan yöneticilere fahiş ödemeler yapıldığı orta- ya çıktı. Türkbank hisse- darlan, bankanın Dene- tim Kurulu üyelerine gönderdikleri yazılarla, verilen yüksek ücretlere dikkat çekerek, Yüksek Planlama Kurulu'nca be- lirlenen limitlerin uygu- lanmasmı istediler. Kamuda en yüksek üc- ret 2.5 milyar lirayı aş- mazken, Türkbank'ta üst düzey yöneticilere 10 milyar lira ile 4 milyar li- ra arasında değişen yük- sek ücret ödemeleri yapı- lıyor. Alınan bilgiye göre Genel Müdür tsmet Tu- ğul'a 10 milyar 153 mil- yon lira, Akdeniz Bölge Müdürü Yaşar Şerifoğ- lu'na 4.9 milyar lira, Mevduat ve Bankacılık Hizmetleri Müdürü Re- ha Köylü'ye 4.6 milyar lira ödeniyor. Emekliliği dolmuş olmasına karşın yüksek maaşlarla Türk- bank'ta istihdam edihne- ye devam edenler de şöy- le: Ticaret Faktoring Ge- nel Müdürü Hüseyin Kurucu'ya 6 milyar lira, Menkul Kıymetler Mü- dürü Hüseyin Aladağ'a 4.8 milyar lira, tstanbul Bölge Müdürü Tekin Gürlek'e 4.8 milyar lira, Satın Alma ve Levazım Müdürü Hayrettin Kan- cal'a 4.7 milyar lira. Bu ödemelerin içinde 4 ma- aş ikramiye, diğer sosyal haklann dahil olmadığı- na dikkat çekilirken, emekli olduktan sonra yüksek ücretlerle yeni- den sözleşmeli olarak bankada işe başlatılanlar da şöyle sıralandı: "Nejat Hinginar, Me- tin Birsen, Şükrü Er- kan, Yılmaz Kaleli, \ursen Çekmegil,Aytül Alkuşlar. Müfıde Arpa- oğlu." Bir Türkbank his- sedannm Denetim Kuru- lu üyelerine gönderdiği mektupta, bankamn ser- mayesinin yüzde 51 'den fazlasımn kamuya ait ol- duğu anımsatılarak "Sendikalı olmayan kapsamdışı personel ile banka dışından atanan çalışanların ücretleri devlet memuru maaşla- nna ve Yüksek Planla- ma Kurulu limitlerine endekslenmesi gerekir" denildi. Türkbank denetçileri- ne gönderilen bir yazıda da, devlet tarafından ata- ma yöntemiyle göreve getırılen genel müdürlük yöneticilerine. devlet bankalannda çalışan eşit görev ve düzeydeki yö- neticilenn 2-3 kat üzerin- de keyfi maaş uygulama- sı yapıldığı belirtilerek fazladan verilen ücretle- rin geri alınması, bu üc- ret uygulamalanndan do- layı bankayı ve devleti zarara uğratanlar hakkm- da gereken işlemlerin ya- pılmasının "kamu göre- vi" olduğu vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle