Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12ŞUBAT2002SALI
HABERLER
Magazin haberler, Afganistan'da, kadınlann insan sıfatına sahip olmasına yardım etmiyor
Kâbil'devahşibatı yasalanTEKİNSÖNMEZ
KÂBİL - Klasik, vahşi western si-
nemasının bütün namlı oyunculan Kâ-
bil'de sanacaksınız, bu sokak ve cad-
de sahnelerini görecek olsanız eğer.
Ancak bir farkla ki bu sahnelerde, gök-
yüzünden vahiyler almış azizler veya
havariler, enli "patu"lannm altında,
kuvvetli vücutlarıyla zuhur etmişler-
dir. Tann adına yapılmış ya da Tann'dan
"icazet" alınarak yapılmış fiillerden
kimseler soru soramayacaktır böyle
durumlarda... Genel olarak çileci vü-
cutlarla hayata gülümseyen havariler
silinmişler de, sanki onlar içlerindeld
yiğitlik simgesi birer alter ego ile Kâ-
bil sokaklannda, savaş sonrası huşu
içinde gezinmektedirler...
Peld nereye gitti, bu sayılan on bin-
lerle açıklanan "basloa Taleban" üye-
leri? Insanlaratt
zuhn"üreva gören bu
delikanlı görüntüler. bu sakala, bıyığa
bürünüp son beş-altı yıl boyunca ve us-
telik kutsal kelam adına, özellikle ka-
dınlara kan kusturan bu veliler, bu ha-
variler nerede? Sadece yüzünün bir
parçasını gösterdi diye sokak ortasın-
da, "âlemeibret'' kurşunlanan kadın su-
retleri, Kâbil meydanlannda değil de,
insanlarm bilinç altında mı yaşandı,
diye bir soru işareti de belirebilir ka-
fanızda. Kâbıl caddelerini dolaşırsanız
eğer... "RjnTlannın altında, aşağı dog-
ru tutulmuş silahlann güvenliğine sa-
nnıp, kuvveth vücutlanyla bugün Kâ-
bil caddelerini arşınlayan kaç kişi, Kâ-
bil'de " Taleban terörü" diye adlandı-
nlan o baskıcı günlerde olaylara seyir-
ci kaldı gibisınden "Banh bir ayduT
olma hezeyanını da ıçinizde hissede-
bilirsiniz.
Taleban'ın arkasmdakller
"Taleban" maskesi altında Afganis-
tan'a sürülen bu insanlarm arkasında
kimler vardı? Daha ilk elde bir kadı-
nın, Bayan Butto'nun parmak izleri, kar-
şınıza çıkabilir Afganistan'da kadınla-
ra bu zulmü reva gören "Taleban"
maskesının arkasında...
Çünkü, Pakistan'dan yola çıkanlıp
Afganistan'a sürülen
tt
Talebeter''iri,
sadece "tslami Cihad" adına bu ülke-
yi istila etmedikleri ve bunda çok da-
ha başka nedenlerin bulunduğu iddi-
alanda var...
Ben Kâbil caddelerinde dilenen ka-
dınlarla dilenen çocuk fotoğraflan çek-
mek için Afganistan'a gelmedim...
Bunu yapan babayiğit gazeteciler
pekâlâ var ve bu konuda bir eksiklik
duyulmuyor medya arenasında...
Ben Kâbil meydanlannı tıklım tık-
lım dolduran bir insan hareketi üzeri-
ne sosyal gözlemler edinirken, top-
"¥" Tâhşi western sadece 'patu'lara sannmış, böylece yüzünü gizlemiş erkek
t/ fotoğraflanyla zuhur etmiş değil Kâbil'de. 'Batılı Medya' da vahşi western
f tarzında bir yol tutturmuş ve meslektaşlık rekabetine dayanamayan bir yapı
ile Afganistan'a gelmiştir. Afganistan kökenli kaç tane haber ve ne kadar insani
gerekçeler altında ve hangi doğmlarla, kime göre, ne adına sunulmaktadır?
Ozünde, korkusuz yanş rekabetine dayalı, en iyisini ulaştırma adına hareket eden
'gazetecilik,' bir gün bunu da analiz yapacak güçte olduğunu gösterecek...
lumdaki kadim insan eğılimınin işaret-
lerini de, bır gazeteci olarak görmek
istedim... Bu sosyal gözlemlerimde,
bu toplumun kadınaayndığı yeri de gör-
mek istedim... Taleban gitmiş! Taleban
bitmiş... Boş sözler bunlar...
Kadınlar söz konusu olduğunda, Ta-
leban genel olarak erkeklerin kafasın-
dan dışan çıkıp hayatı "zaptu rapt"
altına alabiliyor.
Halkı sllahsızlandırma
Mavili l
*çadiri''sine, bürüncek gibi
sannmış kadın görüntülennın. genel
manzaralar içinde bıle fotoğraflarla
belgelenmesi, bu ülkede daha uzun
yıllar engellenecektir. Vahşi western si-
nemasmın yırtıcı bütün hareketleriyle
zuhur eden erkek görüntüleri, bu kez
sadece "patu"ya sannmıştır. Ve "pa-
tu" böylece, o "naçiz" bedene tann-
sallıkla bağlaşık bir kutsaJlık, bir ru-
hanilik izlenimi \ ermiştir...
Kâbil'de bunlar, sosyal bır yapının
temehndeki özü, dün olduğu kadar bu-
gün de belli etmekte... Hatta, bu yapı-
daki özün, üstelık "Kadmlann esenti-
ği" adına yannı da sorgulayacağı izle-
nimi verdibana...
Bay Ataullah Bedeki "Banş Gü-
cü'nün, ahaliyi en kısa sürede silah bı-
rakmaya çağuması laznn. HaDa süah-
sızlandırma en önemtisidir_"
Bayan Mazari ise "Seçime hiie ka-
nşırsa veya bu böyle a nlaşılırsa. bu ül-
kede, Afganistan'da iç savaş çıkar."
Yann, öbürgün, Banş Gücü'ne bağ-
lı bir askerle, yabancı bir erkekle zina
yaptı, gerekçesi ile bir kadının "recm
edilınesr, taşa tutularak öldürülme
olayı Afganistan'da cereyan ederse,
tıpkı Bayan Mazari ile Bay Ataullah'ın
söyledikleri doğrulanır.
"Dikkat, herhangi bir medya orga-
nında bu iki yönde herhangi bir işaret,
bir haber, bir uyan var mıdır?"
Silahsıziandırma, vakit geçirilme-
den... "Ve". seçimde hile sonucu ıçsa-
vaşolasılığı...
Baslılc parası ve kadınlık
Evet bu ülkede. Afganistan'da "baş-
fck" parası alınmaktadır. tki, üç kadın-
la evliliğe "cevaz" veren yapının özü-
ne inmek, bu dünyasal yorumun fel-
sefesine eğilmek gerekir ve bu durum
buraya, Afganistan'a özel değildir.
Kadınlar ve "kadmhk" da bir dün-
ya nimeti olduğuna göre ve bütün kav-
galann, "dünya nimederinuT yeniden
ve bir daha. bir daha paylaşılması he-
ERKEKLERİN KAFASEVDAKt TALEBAN - Afganistan'da kadınlar söz konusu olduğunda, Taleban
genel olarak erkeklerin kafasından dışan çılap hayan "zapturapt" altına alabiliyor.
sabına dayandığına göre... Evet, Afga-
nistan'da da başlık parası var.
Evet, "başhk parasT, en az iki bin
dolardan yukan doğru tırmanıyor.
Afganistan 'da, Kâbıl 'de sürüsüne be-
reket "Baöh" kurumlar, Batı'dan ge-
len şirketler, işe aldıklan insanlardan
yüzde doksamnı erkeklerden seçerse,
kadınlann, "başuk parasT adı altında
satın alınması da sürecektir.
Bayan Vkzhma da bunu söyledı. yap-
tığı söyleşide "Baoh kurumlarkadm-
iara da iş versin Afganistan'da."
Buraya, medya-gazetecilik adına
gelmiş "Bati", haberi de tekelleştir-
miş. Ben, elimdeki disketi, (sarilitle
bağlantı kurma techizatım olmadığı
için) iki gün kapı kapı gezdırdim. Ün-
lü AP'nin Kâbil sorumlusu (Associate
Press), bakın neler dedi: "Biz dünya-
nın her yerine, sizin gazetenize de bu-
radan haber satmaktayız. bunun için
onlardan para abnaktayız, dolayısı ile
sizin zahmet edip buralara geünenize
ve buradan haber göndermenize ge-
rekyok." Hayır, komik değil. Düpedüz
sansürcü eğilimdir bu.
Yukanda, üç aynkişi ile yapüğım özel
söyleşilerde ortaya çıkan üç önemli
konudan hiçbirisi bu "medva agala-
n"nda yoktur.
Bir Japon TV şirketi, "Bu özel, kişi-
sel bir organdır, size yardımcı olama-
VE" dedi IHA ise "Tekniğimiz sizin dis-
kettekikrini göndermeyeeh erişli değil,
biz sadece fotoğraf gönderiyoruz"
Vahşi western sadece "panı"lara sa-
nnmış, böylece yüzünü gizlemiş erkek
fotoğraflanyla zuhur etmış değil Kâ-
bil'de. "Baülı Medya" da Vahşi wes-
tern tarzında biryol tutturmuş ve mes-
lektaşlık rekabetine dayanamayan bir
yapı ile Afganistan'a gelmiştir. Afga-
nistan kökenli kaç tane haber ve ne
kadar insani gerekçeler altında ve han-
gı doğmlarla, kime göre, ne adına su-
nulmaktadır? Özünde, korkusuz yanş
rekabetine dayalı, en iyisini ulaştırma
adına hareket eden "gazetecûık,'' bir
gün bunu da analiz yapacak güçte ol-
duğunu gösterecek... Magazin haber-
lerle yetinmek, buradaki aç çocukla-
nn karnını doyurmuyor...
"Çocuklara ayakkabı gönderDdL."
Magazin haberler, bu ülkede yedi-
den yetmişe silahlı aşiretleri bir iç sa-
vaşa sürüklemekten sakınmayacak...
"Pakistan sınınna yakın, Guney Af-
ganistan'daPeştun aşireder sflahh ayak-
lanma ile birbüierine gjrdüer-"
Magazin haberler. Afganistan'da,
kadınlann da erkekler düzeyinde insan
sıfatına sahip olması için yardım elini
uzatmıyor... Kadınlara da erkekler ora-
nında iş imkânı verebilen Batılı ku-
rumlar, sizler de Afganistan'a gidinız
lütfen...
Porlo Al^re'de neler oldu?CtîNEYTAKALES
Dünya ocak sonu-şubat başın-
da iki büyük küresel foruma ta-
nık oldu. Forumlardan biri Ku-
zey Amerika'da New York ken-
tinde, öteki Güney Amerika'da
Porto Alegre kentinde toplandı.
Uluslararası şirketlerin yöneti-
cileri, dünya ekonomisine hük-
meden ülkelerın önde gelen yö-
neticileri "neo-HberaI"küresel-
leşmenin ortaya çıkardığı so-
runlan Isvicre'nin Davos ken-
tinde masaya yatırmayı gele-
nekselleştirmişlerdi.
Butoplantı, 11 Eylül'de "sal-
dırrva uğrayan New York kenti
ile day^msma" nedeniyle New
York'a alındı. Buna karşıhk son
birkaç yıldır büyük bir gelişme
gösteren "küreseDeşnıe karşrt-
lan", Brezilya'nın güneyinde-
ki Rıo Granda del Sul'ün baş-
kenri Porto Alegre'de bir araya
geldiler. Porto Alegre'yi düzen-
leyenler, Davos'takilere inat,
buna "Dünya Toplumsal Foru-
mu" adını verdiler.
Porto Alegre'nin sol'u
Porto Alegre toplantısına ev
sahipliğı yapan Rio Grande del
Sul eyaletı, esas olarak tanmla
uğraşan yoksul bir nüfusa sahip.
Çe\Tesi gecekondularla kuşa-
tılmış kent on iki yıldan beri
sosyalist eğilimli Brezilya Işçi
Partisi tarafindan yönetiliyor.
1980'de kurulan bu "soJ" parti,
Porto Alegre'yi sosyal müca-
delelerin uluslararası plandaki
önde gelen platformuna dönüş-
türmeyi başardı.
Porto Alegre'de "küreseBeş-
~T\ orto Alegre'nin bu biçimiyle "her kafadan
#-*^ bir sesin çıktığı" bir garip forum olduğu
A. açık. Ancak bunun Davos'a ve Davos'un
simgelediği Amerikan çıkarlanna ve egemen neo-
liberal değerlere bir tepki olduğu da apaçık
ortada. Üstelik bu tepki hızla yayılıyor.
Ancak bunun Davos'a ve Da-
vos'un simgelediği Amerikan çı-
karlanna ve egemen neo-libe-
ral değerlere bir tepki olduğu da
apaçık ortada. Üstelik bu tepki
hızla yayüıyor.
Yenl slmalar
Türkiye basınında fazla yan-
kı buhnayan Porto Alegre Fo-
rumu uluslararası basında özel-
likle Avrupa basınında ve kimi
siyasal, toplumsal çevrelerde
büyük ilgi uyandırdı. Geçmiş-
te düzenlenen "küreselleşme
karştü" toplantılara damgasım
vuran çeşitîi "sol'' eğüımlerin ya-
nı sıra Avrupa'dan ve dünyanın
dört bir yanından çok sayıda si-
yasetçi ve kültür adamı bu top-
lantıya katıldı. Örneğin Fran-
sa, Davos'ta 3 bakanla temsil
edilirken Porto Alegre'de 6 ba-
kanla temsil edildi. Fransa Cum-
hurbaşkanlığı adaylanndan, an-
ti-liberal, küreselleşmeye eleş-
tirileryönelten cumhunyetçi Je-
an Pierre Chevenement'in ya-
m sıra Yeşillerin ve Troçkistle-
rin cumhurbaşkanı adayı da Por-
to Alegre'de boy gösterdiler. Pa-
ris Belediye Başkanı "eşdnsd"
RDenaloede oradaydı. Isviçre
Parlamentosu'ndan çok sayıda
milletvekili de Porto Alegre'ye
gitti.
me karşıdan" bir araya geidi-
ler. Esas amacı neo-liberal dal-
gaya karşı ^ophımsaL küresel,
teorik" bir alan yaratmak olan
Porto Alegre Forumu, ötekı "kü-
resefleşmekarşrtı'' eylemler gi-
bi, çok genış bir hoşnutsuzlar
yelpazesini bir araya getirdi.
Sol aydınlann, sendika ön-
derlerinin yam sıra, çok sayıda
çevreci, feminist, insan haİdan
sa\Tinucusu vb. kapsayan bu
yelpazedeki kişiler, bir arayışı
temsil ediyorlar. Başta ABD ol-
mak üzere büyük devletlerin ve
uluslararası tekelci sermayenin
denetimindeld "neo-liberal, he-
gemomaa küresefleşınecfliğrne
karşı, gerçekten liberal bir se-
çenek yaratmanın yollanm an-
yorlar. Diğer bir deyişle Porto
Alegre'ciler *ekonomi"ye kar-
şı "sosj'al'', "neo-Bberal küresel
bügiağlan"na karşı "liberal kü-
resel bilgi toplumu" seçenekle-
rinin alünı çiziyorlar.
Konu ArJantln
Bu yılki iki forumun da ko-
nusu Arjantin. Hem zenginler
hem de yoksullar bu sorunlu ül-
keye kendı açılanndan bıyopsi
yaptılar.
Porto Alegre'nin bu biçimiy-
le "her kafadan bir sesin çıkn-
gı" bir garip forum olduğu açık.
Porto Alegre'detoplananDün-
ya Toplumsal Forumu (WSF),
Davos'ta toplanan Dünya Eko-
nomık Forumu'na (WEF) bir
tepki olarak ortaya çıkn. Bilin-
diği gibi dünyanın önde gelen
''küresel'' şirketlerinin yöneti-
cileri, yaklaşık otuz yıldan be-
ri ocak ayında Isviçre'nın Da-
vos kentinde bir araya gelerek
sorunlannı tarüşıyorlar, sorun-
lanna çözümler anyorlardı.
Davos'a tepki hareketi, med-
yatik biçimiyle 1999 Kasım 'ın-
da Seattle'da Dünya Ticaret Ör-
gütü (WTO) dışişleri bakanla-
n toplanüsı sırasında başladj.
Bundan böyle belli başlı çok ta-
raflı toplantilarda, gösterilerle ve
bilgilendirme forumlanyla dik-
kari çekme âdeti doğdu.
Küresellesmeve tepki
Davos 2000'den birkaç gün
sonra Brezilyalı kuruluşlardan
iki sorumlu ile Fransa Attac (*)
kuruluşunun başkam bir karşı-
dünya ekonomik forumunun
yaratılmasını tartışmak üzere
bir araya geldiler. Onlara göre
söz konusu olan salt liberal kü-
reselleşmenin tartışılacağı bir
başka yer yaratmak değil. hem
Kuzey hem de Güney toplum-
lannın ortaya çıkardıİdan seçe-
neklerin dillendirileceğı, tecrü-
be değişimine olanak sağlaya-
cak bir ortam yaratmaktı.
(*) Attac bir yurttaşlarörgü-
tüdür. Fransızca: Associations
pour la Taxation des Transacti-
ons fınancieres pour 1'Aide aux
Citoyens Ingilizcesı: Advanced
Tradewars Tactical Assault and
Combat.
GÖRMEZDEN GELİNEN ZİSVE- Davos toplannsuıa
büyük ilgi gösteren ve bu toplanoyı değişik yönleri ile
kamuoyuna yansıtan Türk basını, Porto Alegre'yi
görmedikten geldL Mesafelerin uzakhğı ile
açıklanamayacak bu ügisizlik, oba oka, Davos rüzgâruun
Anadolu plâtosuna egemen olması ile izah edilebiür.
SALI
ORHAN BURSALI
Sırrı Erinç Hoca
Sım Erinç adını, bu toplum, belki ancak coğ-
rafya kitaplarından anımsayabilir. Ortaöğretimde
birkaç nesil, coğrafyayı onun kitaplanndan öğren-
dik. Ortaokul ve lise öğrencileri, okuduklan kita-
bın yazarının aslında birinci sınıf bir bilim adamı,
birinci sınıf bir araştırmacı ve birinci sınıf bir insan
olduğunu bilmiyorlardı, öğrenmemişlerdi..
Bugün de Türkiye toplumu ne yazık ki Sırrı Erinç
adını öğrenemedi. Geçen hafta sonu Sırn Hoca'yı
kaybettığimizde, gazetelerde kısa bir haber bile ola-
madı, tanıdıkları ölümünü gazete ilanlannda oku-
dular.
• • •
Sırn Hoca, Istanbul Erkek Lisesi'ndeyken, dil
yeteneği ve jeolojiye merakı olan pariak bir öğren-
ciydi. Liseyi bitirmeden zamanının ünlü yerbilim-
cileri ve coğrafyacıları ile tanışmıştı. "Jeolog ola-
caktım, kutuplara gidecektim, keşifler yapacak-
tım" diyecekti daha sonra. öğretmenleri, liseyi bi-
tiren bu genci elleriyle götürüp üniversite hocala-
rına teslim edeceklerdi. Eşzamanlı olarak hem
Coğrafya'yı hem de Yüksek öğretmen Okulu'nu
bitirdi.
Üniversite bu pariak öğrenciyi hemen kaptı ve
asistan yaptı. Doktora çalışması iklim-yer şekille-
ri ilışkisi ve buzullaşma üzerineydi. Kaçkar Dağla-
n'nın buzuf nıteliğini ortaya koydu. Bu incelerne,
bır saygın uluslararası dergide önemle yayımlan-
dı.
Daha sonra, Türkiye'de yayımlanmış en güzel böl-
gesel coğrafya kitabı olan Doğu Anadolu Coğraf-
yası krtabını yazdı.
Bu kitap, Doğu Anadolu'nun yapısal yerbilim özel-
likleri ve Van Gölü'nün sıkışma kökeni üzerine ori-
jinal gözlemlerle doluydu.
Karadeniz'in son iki milyon yıllık ıklim tarihi üze-
rine büyük bir sentez çalışması, arkadan geldi.
Bakın bilim o zamanlar nasıl yapılıyordu:
"Kaçkar Dağlan'nı ben tanıttım. O sırada Türki-
ye'de buzul olduğu bilinmiyordu... Trenle Erzu-
rvm'a gitmiştik. Ispir'e kadar yaklaşık 200 km. yü-
rûdük. Gece 2000 metre yükseklikte, otlann ara-
sında soğuktan titreyerek konakladık. Dağlan ya-
ya gezdik, resimler çektik ve herseferinde eve bit-
lenerek döndük. Eve geldiğimde kapıda soyunur-
dum hep. Eşim Vahide beni hamama, giysilerimi
de kazana sokardı".
Sım Hoca, pırpır uçağı ile Van'a gidecek, Van Gö-
lü'nde derinlik ve sıcaklık ölçmesi sırasında fırtı-
naya yakalanıp eşı ile bırlikte boğulma tehlikesi ge-
çirecek; ABD'de üniversitelerde ders verecek ve
orada da çeşitli araştırmalar yapacaktı...
Hoca, jeoloji ve coğrafyanın neredeyse bütün kol-
larıyla ılgılenen komple bır bilimciydi. Yer şekilleri,
dördüncü zaman jeolojisi, iklimbılim ve meteoro-
loji üzerine araştırmalar yaptı ve makaleler yayım-
ladı.
Istanbul Üniversrtesı bünyesinde Coğrafya ve De-
niz Araştırmalan Enstitüsü'nü 1980'li yıllarda ku-
ran Hoca'nın Jeomorfoloji, Klimatoloji ve Metod-
lan kitaplan uluslararası kalitede sayılmaktadır.
Dil yeteneği ile Almanca, Ingilizce, Fransızca ve
Rusçayı ve izleyecek kadar da Italyancayı öğre-
nen Hoca, coğrafyayı bütün bilimlerin anası ola-
rak görmüştür. Tabii, zamanın coğrafyasını..
• • •
Sım Erinç, son zamanlara kadar bilimsel çalış-
malardan kopmadı.
Gençliğınde kutuplara gidip keşifler yapma düş-
lerini kurmuştu.
Gerçi dünyada gezmedik çok az yer bırakmıştı
ama ölümünden önce hâlâ gönlünde "Büyük bir
araştırmaya, keşifgezisine katılmak isteği" yatıyor-
du. "Bu bana büyük heyecan veriyor" diyordu.
Kim bilir belki de şimdi öyle bir geziye çıktı!
Yoluaçıkolsun...
Kaynaklar Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı 777 (bu
cumartesi); TÜBİTAK Bilim Teknik, sayı 346
obursaliCg cumhuriyet.com.tr.
DUYURU
Devlet Tıyatrolan Vakfının 2001 >ılı Olağan Gene! Kurul
Toplantısı 27 Şubat 2002 tanhınde saat 14.00'te Vakıf Merke-
zı'ne aıt aşağıdakı adreste vapılacaktır.
Çoğunluğun sağlanmaması ciurumunda eksenyetle 04 MART
2002 tanhınde yine a>nı yerde vapılacaktır llgılılere duyuru-
lur
DE\XET TİYATROLARI VAKFI
YÖNETİMKLRLLl!
GÜNDE.M:
I.Açıhş,
2. Dıvan Başkanı \e Yarduncısının seçimı (Bır Yardımcı,
Bir Kâtip Cye),
3. Saygı duruşu,
4. 2001 yılı Faalıyet Raporu'nun okunması.
5. 2001 yılı Denetım Raporu'nun okunması.
6. Faalıyet ve Denetım Raporlan hakkında genel görüşme
\ e raporlann ıbrası,
7. 2001 yılı bütçesı ile 2002 yılı tahmini bûtçe hakkında
görüşme.
8. Oç yıllık görev süresinı dolduran Yönetım Kurulu için
3 asıl, 2 yedek uye ıcın seçım yapılması,
9. Oç yıllık görev sûresını dolduran Denetleme Kurulu için
2 asıl - 2 yedek üye seçımının yapılması.
10 Dılek veönenler.
11 Kapanış.
TOPLAVTI VERİ V E ADRESİ:
Necahbev Caddesi 88'6 Kızılav - ANKARA
KOÇARUİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo:2001 755
Alacaklı: Celal Yılmaz, Vekili Av. Şefîk Dedeköylü
Borçlu: Ali oglu Osman Aksoy
Borç Mıktan: 5.191.836. 000.-TL faiz ve masrafla-
n.
Takıp Dayanağı: 15.1.2000 tanzım, 20.5.2000,
30.6. 2000, 20.4.2000 vadeli toplam 2.680.000.000 li-
ralık üç adet bono.
Borçluya tebligat yerine kaım olmak üzere yapılan
bu ilandan ıtıbaren 10 gün içinde borcunu ödemesi,
ıtıraz veya şikâyeti varsa 5 gün içinde tetkik merciine
yaprnası, 10 gün içinde mal beyanında bulunması,
haksız imza inkânnda bulunur ise alacağm yüzde 4O'ı
oranında ınkâr tazmınatına mahkûm olacagı hususlan
ilanen tebliğ olunur 25.1.2002 Basın: 7329
Türkiye Gazeteciler Cemıyetmin yayınladığı günlük
Bizim Cazete
Ulke sorunlanna ılışkın raporlanyla, araştırmalanyla,
köşe yaalanyla, tarafsız haberienyle sivil toplumlann gazetesı.
Düzenli okumak için abone olun. Td: 0^12.51108 75