25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12ŞUBAT2O02SAU HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN Uygarlıklar Doruğu Ne Doğurup Avrupa Biriiği ile Islam Konferansı Örgü tü üye- lerinin ortakdoruktoplantısı bugün Istanbul'da başlıyor. OzellikleTürk Dışişleri Bakanı Ismail Cem'in çok yoğun bir programının olacağı toplantı sı- rasında, çeşıtli ülkelerin bakanlan ikili yadaçok yanlı görüşmeler yapma olanağını bulacaklar. Ama sanınm toplantının önemi daha çok sim- geseldir. Bu simgesel sözcüğü, önemsizliği içer- miyor. Ancaktoplantıdan çıkacaksonucundoğ- rudan politik olmanın ötesinde, başkası veya öte- kıne anlayış göstenmenin, onu anlamanın ya da hiç değilse onunla banş içinde bir arada ya- şamanın zorunluluğunu göstermesi açısından önemlidir. Uygarlıklar doruğu için, Istanbul'un seçilme- si isabetlidir. Tarihin bu büyük kenti, her zaman Doğu ile Batı'nın kesişme noktası olmuştur. Dünyanın ilk medeniyetler sentezinin yine yal- nız Istanbul değil, Anadolu ya da kimilerinin de- yişiyle Küçük Asya olduğunu görüyoruz. Büyük fskender'in seferieri sırasında, lon ve Attik dünyasının Mısır medeniyet ile buluşma- sından doğan Hellenistik uygarlığının köşe taş- lanndan biri Iskenderiye ise öbürü de Anadolu olmuştur. Tarihi perspektif içinde bakılınca, Istanbul'un seçimindeki isabet kendiliğinden ortaya çıkıyor. ••• Olaya bu açıdan bakıp, Türkıye'nin laik Müs- lüman modeli ile fazlaca sınırlı kalmamaktaya- rar vardır. Kimileri Türkiye'nin laik modeli ile öbür Müs- lüman ülkeler için örnek oluşturabileceğini ile- ri sürüyorlar. Teorik olarak, geçerli olan bu görüşün, Islam dünyasının çoğunluğunu oluşturan devletlerin bugünkü durumlanna bakınca, pratikte, hiç de- ğilse şu anda pek yaşama geçirilebilir olama- yacağını görüyoruz. Keşke, tarih boyunca köprü ülke olmuş olan, ama şu anda Asya ile Avrupa'yı birbirine bağ- layan köprülerinin sağlamlığı tartışma götüren, Türkiye'nin laik düzeni Müslüman dünyası için gelecekte bir örnek oluşturabilse... Çünkü Is- lam ile demokrasinin çağımızda bağdaşması- nın koşuludur laiklik. Birzamanlar medeniyetler çemberinin en de- ğerli bölümünü oluşturmuş olan Islam dünya- sı "en hakiki yol göstericinin akıl olduğu" dö- nemleri de yaşamış olduğuna göre, Islam ile de- mokrasinin bağdaşamayacağını, Islamın laikli- ği kaldıramayacağını söyieyenlere hak vermek mümkün değildir. Ancak şu anda bu dünyanın çoğunluğunu oluşturan devletlerin toplumsal yapılannın bü- yük bir engel oluşturduğunu görmezden de ge- lemeyiz. ••• Olayı yalnız kültürler ve din açısından ele al- mak kadar, ötekine hoşgörü göstermenin, öte- kini anlamaya çalışmanın, onunla banş içinde bir arada yaşamanın yolunda adım atması ge- rekenin birtek taraf olduğunu düşünmek de yan- lış olacaktır. Batı'da, ötekine anlayışla yaklaşan, onunla ba- nş içinde yaşamaya yanaşan kişiler arasında, Bush'u ve yönetimini sayabilir miyiz? Berlus- coni'yi hoşgörülü bir lider olarak kabul edebi- lir miyiz? Kültürler arasındaki büyük çatışma olasılığı- nın ortaya çıktığı, yeryüzü imparatorluğunun başındaki Hınstiyan kişinin "Haçlı" sözcüğünü ortaya attığı zamanın ötekisi, ültra liberal küre- selleşmenin, kendi gelişmesi önündeki bütün engelleri hoyratça ortadan kaldırmaya çalıştığı zaman dilimi ile kesişmesi bir raslantı mıdır? Bu sorunun açık olan yanıtı, ötekine hoşgö- rü göstermenin artık yalnızca dinler sorunu ol- maktan çıktığını, aynı zamanda bir ekonomik so- run olduğunu da göstermiyor mu? ötekine, yani yoksula yaşam hakkı tanıma- yanlann dünyasında, dinler arası diyalog ne olursaolsun, banş içinde bir dünya düşünmek mümkün müdür? Yoksa Huntington, bu kavgayı bir dinler ça- tışmasına indirgeme kumazlığının ideolojisini mi oluşturmaya çalışıyordu? 'Sürgündekidevrimd' İbrnhim Sevimliöldü ERANKFLT?T(Cıını huriyet)-1980öncesi- nin en büyük sol hare- ketlerinden "Devrimci Yorun Avrupa'daki ön- de gelen isimlerinden tbrahimSevTmtlOŞu- bat Pazar günü Hanno- ver'de öldü. Yaklaşık 5 ay sonra ilk belirtikri ortaya çı- kan ve giderek ağırla- şan hastahğa yenik dü- şen Sevimli 'nin cenaze töreni, 16 Şubat Cumar- tesi günü, yaklaşık 15 yıldır yaşadığı Hanno- ver'de gerçekleştirile- cek. Konya'nın Seydişe- hir ilçesine bağh Kara- viranköyünde 1950 yı- lmda doğan tbrahim Se- vimli, 17 yaşından son- ra hep solda yer aldı... Ankara'da Gazi Eği- tim Enstitüsü'nde Türk- •"* Bölümü öğrencisiy- ken sosyalist öğrenci hareketinin ön saflann- da Dev-Genç'li olarak yeraldı. 1970'te Gazi Eğitim Enstitüsü Öğ- renci Birliği Başkanlı- ğı'nagetirildi. 12Mart faşist darbesinden son- ra tutuklandı. Sıkıyönetim Mahke- mesi 'nde açılan Anka- ra Dev-Gen Davası sa- nıklan arasında yer al- dı, 10 yıl hapse mah- kûm oldu. 1974 yılında çıkan af- la serbest kaldı, daha sonra enstitüyü bitire- rek öğretmen oldu. Öğretmen olarak ilk ve son görev yeri Sive- rek oldu, atanmasından üç ay sonra öğretmen- likten çıkanldı. 12 Eylül faşist dar- besinden sonra, 198 l'de Türkiye'den aynlarak Almanya'ya geldi. CIA Başkanı Tertnet, terör örgütleri arasında DHKP-C'ye yer verirken PKK'yi yok saydı ABD siyasallaşma oyununageldi• CIA Başkanı Tennet'ın Kongre'ye sunduğu raporda, mücadele edilmesi gereken terör örgütleri arasında PKK'ye yer vermemesi Ankara'da rahatsızhk yarattı. ABD'li diplomatlar ise ortada yeni bir listenin söz konusu olmadığını ve PKK'ye karşı yaklaşımlannın değişmediğini kaydettiler. ANKARA (Cumhurryet Bürosu) Tennet'ın ABD Kongresi'ne - CIA Başkanı George Tennet'ın, ABD'nin mücadele etmesi gereken terör örgütleri arasında DHKP-/ C'ye yer verirken PKK'yi yok sayması Ankara'da rahatsızlık yarattı. sunduğu rapor soru işaretlerine neden olurken ABD Büyükelçiliği yetkilileri PKK'ye karşı yaklaşımlannda bir değişiklik olmadığını vurguladılar. Cumhuriyet'in sorularuıı yanıtlayan ABD'li bir diplomat, ortada yeni bir terör listesinin söz konusu olmadığını belirtirken "Tennet'ın raporu, El-Kaide dışında da ABD hedeflerine saldında bulunabflecek terör örgütieriyle mücadele edilmesi gerektiğine işaret ediyor. DHKP-C de bunlardan biri. Orgütün bu yönde açıklama ve çağnlan var. Türkrve'de çeşitü saldın ghişimlerinin olduğu da gizh" değü" dedi. Buna karşın PKK'nin tarihinde ABD hedeflerine karşı hiçbir saldınsınm olmadığınm altını çizen ABD'li diplomat, "Bu yine de bizim yaİdaşunımızda bir değişiklik olduğu anlamma gelmemelL Açddadığumz terör listesi hâJâ geçerii ve burada PKK de yer abyor. Dahas, AB'deki dosüanmızı PKK'yi terör listesine almalan yönünde teşvik eden de yine bizdik" açıklamasım yaptı. Kongreye sunulan CIA raporunun basma sızmasınm ardından başkentte de ABD'nin PKK'ye karşı yaklaşımınrn değiştiği yönünde bazı yorumlar yapılmıştı. Bu değişim, ABD'nin PKK'nin siyasallaşmasına destek verdiği ve örgütü Ortadoğu planlanna dahil etmek istediği şeklinde yorumlanmıştı. Tansu Çiller: Demirel transferleri yuvaya dönüş olarak değerlendirdi ANAP'tan DYP'ye 7. ta-ansfer ANKARA (OımhuriyetBüro- sn) - ANAP'tan geçen hafta isti- fa eden eslri Başbakan, TBMM Başkanı Yüdınm Akbulut, tö- renle DYP'ye katıldı. DYP lide- ri Çiller, Adalet Partisi'nin (AP) 41. kuruluş yıldönümünün de kutlandığı törende, eski Cumhur- başkanı SüleymanDemirel'e yö- neüksıcakmesajlarverdi. Çiller, Demirel'in transferleri, "yuvaya dönüş" olarak değerlendirdiğini söyledi. Çiller, transferlerin ta- van hareketi olmadığını, partisi- ne gençlerve kadınlann akm akın • ANAP'tan istifa eden eski başbakan Yıldınm Akbulut, AP'nin 41. kuruluş yıldönümünde törenle DYP'ye katildı. geldiğini savundu. Geçen ağus- tos'taki büyük kongreden bu ya- na ANAP'tan istifa ederek DYP'ye katılan milletvekili sa- yıa 7'ye yükselirken 28 Şubat sü- recinde DYP'den istifa eden ba- zı eski milletvekillerinin "geri- yedönüş" için başvurduğu öğre- nildi. Akbulut'un DYP'ye katıhşı ile AP'nin kuruluş yıldönümü kutlamalan düzenlenen törenle gerçekleştirildi. AP'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle dün sabah saatlerinde DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, eski Cumhurbaşkanı Demirel'i ziya- ret ederek hem kutlamalara da- vet etti hem de Akbulut'un katı- hmını iletti. Demirel'in, kendisi- nin siyaset üstü konumunu gerek- çe göstererek kuruluş yıldönü- ANAPtan geçen hafta istifa eden eski başbakan ve TBMM başkanı Akbuhıt'a DYP rozeti takan Çiier, transferkrin tavan hareketi ohnadığuu, partisme gençlerve kadmlann akm akm geldiğuıi savundu. (AA) mü kutlamalanna kaülmadığı öğ- renildi. Törende konuşan Akbu- hıt, AP'de 10-12 yıl süreyle po- litika yaptığını belirterek hüîcü- mete yönelik eleştirilerini sua- ladı. Halkın iradesinin yönetime yansunadığını beürten Akbulut, Meclis'in IMF'nin istediği yasa- lan çıkarmakla meşgul olduğu- nu dile getirdi. Daha sonra Çil- ler, Akbulut'a rozet takarak üye- lik belgesini ımzaladı. Askeri müdahale nedeniyle merkez sağ- da DP ile başlayan hareketin bö- lündüğünü belirten Çiller, "Tür- kiye'nin kaderi bu davafleiç içe geçmiştir. Saym Akbulut bugün yuvaya döndü." diye konuştu. ANAPboşahyor ANAP'ın 7. Kongresi'nden bu yana partiden toplam 9 milletve- küi istifa etti. Istifacı milletvekil- lerinden 7'si DYP'ye katıhrken Içel Mületvekiü AB Er AKP'ye geçti. Eski Devlet Bakanı Meb- met AB trtemçeiflc de bağımsız olarak görevini sürdürüyor. DYP'ye katılan eski ANAP'lıla- rın adlan şöyle: Adıyaman Milletvekili Man- mut Bozkurt, Izmır Milletvekili SühaTamk, Trabzon Milletveki- li Eyüp Aşık, Giresun Milletve- kili Burban Kara, Tekirdağ Mil- letvekili Enis Sülün. Balıkesir Milletvekili Agah Oktay Güner ve Ankara Milletvekili Yıkhnm Akbulut. 28 Şubat sürecinde DYP'den is- tifa eden bazı eski milletvekille- rinin yeniden partiye dönmek amacıyla başvurduğu da bildi- rildi. AB ülkeleri ve ABD ile Rusya, Kafkasya ve Avrasya'da şubeler açacak CHP'den yurtdışına temsflcilik BAHAR TANRISEVER ANKARA-CHP, Avrupa Birliği (AB) üye- si ülkeler ile Isviçre, Norveç, Rusya, ABD, Kanada, Avustralya, KKTC, Kafkasya ve A\Tasya devletlerinde yurtdışı temsilcilikle- rikuracak. CHP'nin yurtdışı temsilcilikler açmasına ilişkin karar önceki gün yapılan parti mecli- si (PM) toplantısında alınî. Toplanhda Si- yasi Partiler Yasası'nda yapılan değişiklik uyannca hazrrlanan CHP Yurtdışı Temsilci- likleri Yönetmeliği görüşüldü. Yönetmeliğe göre, merkez yönetim kurulu (MYK) karan ile genel merkeze bağh olarak sürekli çalı- şacak yurtdışı temsilcilikleri oluşturulacak. Temsilcilikler, yurtdışmdaki Türk yurttaşla- n arasında CHP dayanışmasını arthracak, aday üye işlemlerini yapacak ve yurttaşlann seçimlere katılmalannı sağlayıcı çalışmalar- da bulunacak. Aynca temsilcilikler, yurttaş- lann yaşadığı ülkeler ve Türkiye ile ilişkile- rinde karşılaştıklan sorunlan saptayarak çö- züme katkı sağlayacak. Kadınlar ve gençler- le ilgüi çalışmalar da yürütülecek. Yurtdışı temsilcilikleri AB üyesi devletler ile lsviçre, Norveç, Rusya, ABD, Kanada, Avustralya, KKTC, Kafkasya ve Avrasya devletlerinde açılabilecek. En az 5, en çok 9 kişi taranndan kurulacak temsilcilikler tüm çahşmalannı genel sekreterliğin eşgüdüm, yönlendirme ve denetimi alnnda sürdürecek- ler. Çalışmalannı 3 ayda bir rapor halinde bil- direcekler. Aynca temsilciliklere bağh şube- ler kurulabilecek. Toplanhda CHP lideri Deniz Bavkal, 2002 yılına ilişkin değerlendirmelerini aktardı. Ekonominin tarihindeki en büyük daramıa- yı yaşadığına işaret eden Baykal, kendileri- nnı pek çok olayı önceden gördüklerüü söy- ledi. Baykal, kamuoyu araştırmalanna göre AKP'nin düşüşe geçtiğini, CHP'nin ise bü- yük bir yükseliş gösterdiğini bildirdi. 'Eğitime bûyûk darbe' CHP PM üyesi Mustafa Gazalcı da toplan- tıda. üniversiteleri paralı hale getiren yasa tasansını gündeme getirdi. Tasannın yasalaş- ması halinde paralı üniversiteye yoksul halk çocuklannın gidemeyeceğine işaret eden Ga- zalcı, "Tasanyla asd amaçlanan devletiyavaş yavuşyükseköğrenim işinden uzaklaştırmak, öğrencikri özel vakıfüniversitelerine gönder- mek, eğhimi özeDeştirmektir" dedi. ORF'nin taraflı yayını Avusturya devlet televizyonunun 'Kürdistan' inadı • ORF'nin, "Kürdistan-Tannlann Yaylası" adıyla yayımladığı programdan bir gün sonra da "Vahşi Kürdistan'dan Geçerken" adlı filmi yayunlaması Türklerin protestolanna neden oldu. VÎYANA (AA) - Tür- başlarhğı protesto eyle- kiye'nin Ağn ve Adıya- mine, Av'usturya'nın ya- manilleriçevresindeya- nı sıra Avrupa'mn çeşit- şayan halkın yaylayaşa- li ülkelerinden de yüz- nunı, "Kurtfetan-/Tan- lerce kişi katildı. nlann Yaylası" adıyla Avusturya Türk Der- yayımladığıiçinTürkle- nekleri Birlıği de (ATB) rin protestolanna hedef ORF Genel Müdürii Mo- olan Avusturya devlet te- nika IJndner'e yazdığı levizyonu ORF, bir gün bir mektupla, program- sonra da Alman yazar da Türkiye Cumhuriye- Karl May'ın romanın- ti'ninbirbölgesini"Iüir- danbeyazperdeyeakta- distan" olarak adlandır- rılmış "Vahşi Kürdis- malanru protesto ettik- tan'dan Geçerken" adlı lerini bildirdi ve progra- fılmi yayımladı. mın yayımlandığı gece Avusturya devlet tele- ORF Genel Merkezi'nin vizyonu ORF'nin, Tu- kapısınasiyahçelenkbı- rizmBakanlığıveBasın raktı. Yayın Genel Müdürlü- Avusturya ADDBaş- ğü'nden izin alarak ge- kanı Güçlü, Avusturya çenyılmayısayındaTür- Devlet Televizyonu kiye'ye gönderdiği bir ORF'nin, Türk vatan- ekip tarafindan hazırla- daşlanndan gönderilen nan programın, Türki- yüzlerce protesto mesa- ye'nin toprak bütünlü- jına rağmen programın günü hedefalan bir isim- isminidegiştirmedenya- le yayımlanmasına, Ba- yımlamasını ve özür di- sın Müşaviri Şazh'e Ku- İemek yerine ikinci gü- Idi ve Turizm Müşaviri nü aynı şeldlde "Vahşi FarukErol da sert tepki Kürdistan'dan Geçer- gösterdi. ken" adlı bir fihn ya- yımlamasını değerlen- dinrken "Avusturya, ken- djneuy-gungöriilenrolü- ORF program sorum- nü o\Tiamaktadır" dedi. lulan, kendilerini araya- Güçİü, anayasasında gü- rak tepkilerini dile geti- vence altına alınmış iki ren Kuleli ve Erol'a, dilde semtvetrafiklev- "Kürdistan" kelimesi- halan isimlerinin kaldı- nin, yazar Karl May'ın rüması için halk oylama- romanından sinemaya sına giden bir üîkenin, aktanlan "V'ahşiKürdis- Türkiye Cumhuriyeti'nin tan'dan Geçerken'' fil- bazı bölgelerini "Kür- minden dolayı A\ r ustur- dfctan" olarak ilan etme- yahlanndiüneyerleşmiş sine daha ciddi tepki gös- genel birkavTam olduğu- terilmesi gerekhğini söy- nu,siyasibiramaçlakul- ledi. lanılmadığını ileri sür- "TRT'nin de kabaca dü. Türkiye'nin Viyana değil, ama aynı inceGk- Büyükelçisi OmerAkbd te bir program hazırla- de, Avusturya Dışişleri yarakORPyeyanıtver- Bakanhğı nezdinde, mesi gerektiğmi" belir- programdanduyulanra- ten Güçlü, Türkiye'nin hatsızlığı dile getirdi ve 3 büyükelçiliğinin bu- Türkiye'nintepkisinires- lunduğu Avusturya'nın men üetti. Türkiye'den aldığı iha- Avusturya Atatürkçü lelerin de yeniden göz- DüşünceDemeği(ADD) den geçirihnesi gerek- BaşkanıErolGüçra'nün tigini vurguladı. 'Siyasi amaçia kullanılınad]' IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Noam Chomsky bugün Istan- bul'da. Dünyanın en büyük gazetesi olarak kabul edilen New York Times onun için şöyle yazmıştı: "Noam Chomsky, düşüncetennin gücü, yay- gınlığı, ilginçliği ve etkisiyle belki de yaşayan en önemli entelektüeldir." Pazar günü Chomsky'nin medya- nınyönlendiriciliği konusundaki konuş- mavetartışmalannı içeren "Rıza Üre- timi° belgeseli Bilgi Üniversitesi'nin Do- lapdere Kampusu'nda gösterildi. Chomsky'nin 50 yıllık mücadelesinin bir özeti olan fılm, ABD'nin içinde, onu eleştiren ve bu nedenle sürekli dış- lanan bir yaşamı da gözler önüne se- riyordu. Belgeselde, New YorkTimes'ın ken- disi hakkındaki "en önemli entelek- tt)e/"tanımı için şunlan söylüyor: "Evet, gazetede yayımlanan bu cümle, bir kitabımın arka kapağında yer aldı. Ama bakın, her zaman ihtiyatlı olmak gerek! Çünkü New York Times gaze- tesinden alınan bu cümlenin devamı şöyle: 'Durum gerçekten böyleyse, nasıl olur da bu adam Amerikan dış Amerika'yı Eleştiren Amerikalı politikası hakkında bu kadar korkunç şeyler yazabilir?' Bu ikinci cümleyi hiç yazmazlar. Ama aslında bu ikinci cümle olmasaydı, ben acaba yanlış birşeymiyapıyorum diye kuşkuya ka- pılırdım." • • • Chomsky işte böyle birisi. ABD medyasının yaptıklannı "nza üretmek" şeklinde tanımlayarak medyanın hal- ka nasıl evet dedirttiğini kanıtlıyordu. Bu konuda yazılmış yüzlerce maka- le, katıldığı yüzlerce açık oturum ve yazılmış sayısız kitabı vardı. Medya- yı eleştiren belgesel filmin özünü ya- zar şöyle açıklıyordu: "Bu fılm, esas olarak demokratik toplumlarda, dev- letin kuvvete başvurmadan ülke hal- kına karşıyönelttiğiince ideolojik bas- kıyı sergiliyor. Fılm, toplumda haber ve bilginin gücü ile bunların nasıl for- müle edildiğini ve dağıtmının nasılya- pıldığını anlatıyor." Chomsky, Vietnam Savaşı sırasın- da ABD yönetimini eleştiren aydınla- nn en önde gelenlerindendi. Bu ne- denle yapılan bir gösteri sırasında kı- sa süre için tutuklandı bile. Asıl kav- gayı ise Kamboçya'daki Pol Pot kat- liamının yayımlanması sırasında yü- rüttü. Çünkü aynı tarihlerde ABD des- teğindeki güçler Endonezya'nın Do- ğu Timor adasında benzer bir katli- am yapıyordu. Chomsky, medyanın olaylan nasıl çarpıttığını, bu iki olayın New York Times tarafindan nasıl yan- srtıldığı ömeğinden yola çıkarak orta- ya koyuyordu. New York Times, o dönemde Pol Pot ve Kamboçya katliamlan hakkın- da tek sütun üzerinden toplam 700 metrelik yazı yayımlamıştı. Aynı dö- nemde Doğu Timor'daki katliam üze- rine yazılmış yazılann toplamı tek sü- tun üzerinden yalnızca 22 santimdi. Chomsky buna benzer örnekleri ço- ğaltarak ABD basınının gerçeği nasıl tersyüz ettiğini gözler önüne serince CNN yetkilileri ona şu cevabı verdi- ler: "Gazetecilik, habercilik, televizyon- culuk zamanla yarışmaktır. Medyayı Chomsky'nin iddia ettiği gibi devlet, hükümet, askeri sanayi ya da mali odaklar filan yönetmiyor. Bizyöneti- yoruz. Zaman zaman ufak tefek ha- talar tabii oluyor, zaman yetmiyor, hızlı davranmak zorunda kalıyoruz. Ancak Chomsky işin tekniğini bilme- diği için teorik birtakım suçlamalar getiriyor." Chomsky bir sistemi, bir manipü- lasyonu eleştiriyordu. Bunun bir ha- ta olmadığını söylüyor ve üstelik işin tekniğini de bıldiğini vurgulayarak şun- lan belirtiyordu: "6u sizin ufak tefek dediğiniz hatalar sürekli olarak yapı- lıyorsa ve bir anlayış olarakyerleşmiş- se ben sizin iyi niyetinizden ve doğ- ruyu söylediğinizden kuşku duyanm. Amerikan medyası sadece Doğu 77- morkonusunda misinformation (ha- beri vermeyerek gizleme)ya da disin- formation (haberi tahrif ederek verip çarpıtma) yapmadı ki... Vıetnam'ı unuttunuz mu? Panama, Nikaragua, Granada baskınlannı?.. Körfez Sa- vaşı hep ufak tefek hatalar mı?" 11 Eylül olaylannın ardından, ABD içinden en sert eleştirileri yapanların başında yine Chomsky geliyordu. Chomsky'nin en temel özelliği, kendi devletini acımasızca eleştirebilmesi. Bu nedenle ABD kamuoyunda ona çok kızanlar oluyor. Bütün bunlara rağmen ona kimse "vatan haini" demiyor. Onu hâlâ ülkenin yaşayan en büyük ente- lektüeli kabul ediyorlar. ••• Chomsky, büyük bir bilim adamı. Or- han Bursalı önceki günkü yazısında onun bu yönünü çok güzel anlattı. Chomsky, aynı zamanda yeni dünya dü- zenini, kapitalist sistemi en sıkı eleşti- renlerden. Onu, bu özelliklerini bilerek izleyelim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle