17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2002 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Tek başına hükümet olan AKP, muhalefetteki CHP ile ilişki içinde çalışarak Türk toplumunun beklentilerine yanıt vermek durumundadır Meclis'in ilk işi hukukreformu olmalı Hukuka aykm yollarla delüelde edüemez Anayasanın 38. maddesine eklenen bir hükümle, hukuka aykın yollarla elde edilen delillerin yargılamada kullanılması ve hûkme esas ahnması engellenmektedir. Buhüküm, 1992 değişikliği üe CMUK'un 254. maddesine konulmuştu. Bu kez anayasa nonnu haline getirilmesi alkışlanacak bir adımdır. Sözü edilen ilke, çağdaş, insan haklanna saygılı, sanık/ davacı/davah güvencesine değer veren yargılamanın temelidir. Belirtmek gerekir ki, Batı ûlkelerinin anayasalannda ve yargılama yasalannda olmayan bu hükmü Türkiye 1992 reformu ile ilkin CMUK'ta hukuka ve hayata geçirerek önemli bir adım atmıştı. Bu kez bu ilkeyi anayasal temele oturtarak, birkaç adım daha öne geçmektedir. Burada bir noktanın altı çizilmelidir: Hukuka aykın delillerin yargılama dışına sürülmesi, anayasal bir ilke olunca, bu ilke tüm yargılamalarda kullanılacaktır. îster ceza, ister hukuk, ister idare, ister asker yargılaması olsun, sonuç değişmez. Bu ilkenin bir başka önemi şuradadır: însan onuruna ve hukuka saygılı devlete yakışmayan ceza yargılaması düzenlerinde, bir eylemle ilgili ceza sonışturması yürütülürken, failden yola çıkmak ve delile ulaşmak, sonra bu delillerle yargılama yapmak ve hükûm vermek söz konusudur. Bunun en kısa ve öz anlatımı, sanığın özgûr iradesini yok etmektir, falakadır, işkencedir. Çağdaş yaklaşım ise delilden işe başlamak, faile ulaşmakûr. Bu yol insana insan olarak değer vermek anlamını taşır. Bu kişi sanık olsa bile. Bir başka anlatunla, bu yöntem, hukuka aykın yol ve yöntemlerle delil elde etmeyi ve bunu yargılamada kuüanmayı yasaklamaktır. Ptof.Dr.ERDENERYURTCAN -1- tnsan dediğimiz varlık toplu halde yaşadığına gö- re insanlar arasında uy-uşmazhklann çıkması kadar doğal bir sonuç olamaz. Öte yandan devletle insanın (bu bağlamda: birey) da anlaşamadığı olaylar söz konusu olacaktır. Bu sonuçlar kadar doğal olan bir başka sonuç da şudur: Toplum (hukuki yapılanma- da: devlet) çatışmalann, uyuşmazhklann egemen ol- duğu bir yer olamaz. Toplumlann esenlik içinde ya- şamalan vazgeçilmez bir amaçtır. Bu nedenle uyuşmazhklann çözümü. toplumun banş. güven, isrikrar içinde yaşayabilmesi için şart- tır. Çözümden söz edildiği zaman, uyuşmazlığın son bulması, uyuşmazlığın taraflannın bu çözümle tat- min olmalan, tatminin gerçekleşmediği durumlarda, çözüme saygılı olunmasını zorunlu kılar. Işte adalet hizmeri üst kavramında açıklanmak is- tenen, devletin, tophımun esenliğinı sağlamak için, uyuşmazlıklan çözmek, bunun yollannı ve yöntem- lenni bulmak görevini üstlenmesıdir Adalet hızmeti ile yargılama hizmeri de yakın kav- ramlardır. Çoğu kez bu iki kavram eş anlamlı olarak kullanılmakta ıse de adalet hizmeri yargılamaya oran- la daha geniş bir alaru kapsar. Yargılamanın temel iş- levı uyuşmazlık çözmektir. Bu yönüyle yargılama ada- let hizmetinin bir parçasıdır. Fakat adalet hızmetinin içinde yargılamanın dışında da görevler vardır. Ör- neğin bir ülkede savcılıklann, mahkemelerin, icra dairelerinın, cezaevi ve rutukevlennın kurulması ve yönetimı, adalet hizmetı kapsamındadır, fakat yar- gılamanın dışındadır. Bu konuda ülkemiz yönünden yerleşik bir terim de "yargT tenmıdır. Yargi ile çoğu kez kastedilen ada- let hizmetıdir. Oysa yargı, uyuşmazlık çözmek gö- revini üstlenen mahkemenın ışidır. Yargılamanın bır kamu hizmeri olması, onun temel bir niteliğidir. Top- lumun temel gereksinmelenm karşılayacak edimler sunan ve ilke olarak ıdare tarafindan, sürekli, düzen- li, eşit ve genel bir şekilde yürütülen faaliyetlere ka- mu hizmeri adı verilir. Kamu hızmetinin aksama- daa gecikmeden. yavaşlamadan ışlemesi niteliğınin gereğidir. Yargılamanın işlememesi, geç veya kötü işlemesi halinde, toplum yaşamının ve ıç banşın ak- sayacağı ve giderek kargaşayayol açacagı tabüdir(bkz. Yarguama Düzeninde Kalite Raporu. 1998). Bunok- tada aşağıdaki sorunun sorulması kaçmılmazdır: Yargılama ve adalet mekanizması iyı ışliyor mu? Ceclken adalet. adalet değlldlr Bu sorunun cevabı, ülkemizde hukuk reformu is- teklerinin temelini oluşturmaktadır. Sürekli gündem- de yer tutan, toplumun her katmanında dile getırilen hukukta reform amacı, gerek yargılama gerek ada- J Kasım seçimîeri sonucu, TBMM'de önemli bir sayısal çoğunluk sağlayan AKP'den Türk toplumu olarak çok sayıda beklentimiz var. Bu doğal bir sonuç. Bu kez AKP tek başına hükümeti kurabilecek ve vasama faaliyeîine istediği gibi yön verecek güce erişmiş bulunmaktadır. Bu konuda CHP ile de işbirliğiyle önemli sonuçlara ulaşılması daha da kolaylaşacaktır. Bu yazıyı kaleme almamdaki temel neden, ülkemizde sürekli gündemde olan hukuk reformu konusunda, önemli gördüğüm noktalann altını çizmek, ülke olarakbeklentilerimizi sergilemektir. Bu bağlamda anayasadan başlayarak, yasalarda yapılması gereken ve gerçekten reform olma niteliği tasıyan değişiklikleri ele almakfaydah olacaktır. Adil yargılanma hakkının içinde, özellikle bağımsız bir yargıç önünde yargı- lanmak, savunma hakkından tümüyle yararlanmak ön planda yer alır. 'Ölüm cezasının kaldırılması 'nda tereddütler var Bu konuda anayasanın 38. maddesinde şunlan okuyoruz: "Savaş, çok yakm savaş tehdkii ve terör suçlan halleri dışında ölüm cezas verüemez." Türkiye Cumhuriyetı Devleti 1984 yılından bu yana ülkemizde uygulanmayan bu cezayı. yukandaki istisnalar dışuıda kaldırmıştır.Bu değişiklik "uyum yasaJan" adıyla amlan yasalar çerçevesınde çıkanlan 4771 sayılı yasada yerini almıştır. Ancak belirtmem gerekir ki, bu konu uygulamada bazı tereddütler yaratmıştır. Tereddüt, yasada da yer verilen ve ölüm cezası yerine daha hafıf bir cezanın uygulanmasının öngörüldüğü durumlarda, sanıklara nasıl bir ceza verileceği noktasında oluşmuştur. Ömek: Taammüden adam öldürme nedeniyle bir sanık hakkında ölüm cezasının verilmesini gerektiren bir olayda, sanık hakkında cezanın takdiren indırilmesi söz konusu ise, sanığa verilecek ceza müebbet ağır hapis mi olmalıdır. yoksa ölüm cezası kaldınldıgı için, bu suçun cezasının müebbet hapisten başlaması ile 30 yıl ağır hapis cezasuıa mı hükmetmek gerekecektir? Yasanın yazımı kuşkulann doğmasına neden ohnuştur. Bu konudakı son sözü Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi söyleyecektir. let hizmeri konusunda yapılması gerekenlerin çok ol- duğu, ahnacak mesafelerin yakın ya da uzak önümüz- de durduğunu anlatmak istemektedir. Aşağıda, bu ya- zının kapsamı içinde, aksaklıklan ve çözüm öneri- lerini sunmaya çalışacağım. Ancak işe bir saptama ile başlamakta yarar var: Bugün hukuk düzeninde, adalet hizmetinin görül- mesinde, yargılama mekanizmasının işleyişınde re- form istemeyen, iyileştirmelerde gecıkMğini ileri sür- meyen. çok yerleşik deyişiyle "Geciken adalet ada- let değOdir" söyleminin söz konusu olmadığı bir toplum yoktur. Bu iddiah bır saptamadır, fakat doğ- rudur. Kimilerinden daha az, kimilerinden daha çok, ama reform haykınşlan mutlaka her yerde vardır. 2001 Eklm Anayasa deglsllrtlğt TBMM'de anayasanın değiştirilmesi konusunda bir uzlaşma komisyonu oluşturuldu ve komisyonun üzerinde uzlaştığı çalışma sonucu 1982 Anayasa- sı'nın 37 maddesi değişurildi. Değişiklik Ekım 200l'de yürürlüğe girdi. tlk belirtilmesi gereken husus, bu degişikliklerin gereklilik ötesinde zorunluluk olduğudur. Başta temel hak ve özgürlükler olmak üzere. in- san Haklan Avrupa Sözleşmesi (tHAS) ile paralel- lik kuruknası kaçınılmazdı. Bu adımlann atılmış ol- ması sevindiricidir.Yakın incelemede birkaç nokta üzerinde durmakta yarar vardır. Üst aramanın yazıyla mümkün olması Anayasanın 20. maddesi değişnrildi. Böylece üst arama, özel kâğıtlan arama, konutta arama, olması gereken biçımde, öncehkle yargıç karan ile uygula- nabilecektir. Gecikmesinde sakınca bulunan durum- larda, yetkili merciin yazılı emn ile arama yapılabi- lecektir. Yetkili merci demek, savcı demek ya da 1999'da yüzde 18 oy oranı ile sağın liderliğine oturan MHP, 3 Kasım 2002'de yedi yıl öncesine geriledi Verdiğimiz sözleri yerine getiremedik • TBMM İdare Amiri Ahmet Çakar, seçim yenilgisini türban ve Öcalan'ın idamı gibi konularda sözlerini tutamamalanna bağladı. Çakar, 'Kendimizi kimseye anlatamadık' dedi. MHP 35 yıllık kalesinde bile düştü' j ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'nin 1999 ! seçimlerinde oy deposu olan Iç Anadolu illeri Kay- i seri, Aksaray, Nevşehir, Konya ve Niğde gibi iller- , de büyük oy kaybı yaşanırken en büyük düşüşün ya- j şandığı il, "MHP'nin 35 yılhk kalesT Yozgat oldu. î ANAP'tanMHP"yetransferolanYa^Okuyan,Ya- , lova'da oylan yüzde 4 arttınrken Güneydoğu'da az I da olsa partinin oylannın yükselmesi dikkat çekti. . 1999'da, Aksaray, Çankın, Çorum, Kayseri, Kırşe- hir, Konya, Tokat, Yozgat, Sıvas ve Niğde'de 1. sı- rada yer alan MHP, 3 Kasım'da birinciliği AKP'ye kaptırdığı gibi oy oramnda da büyük düşüşler yaşan- dı. MHP'nin oylannın yüzde 26 ile en fazla düştü- ğü il Yozgat oldu. Yozgat'ı, Çankın, Aksaray. Kay- seri izledi. Lider Bahçeli'nin memleketi Osmani- ye'de de AKP birinci çıktı. MHP, yalnızca 4'ü Gü- neydoğu olmak üzere Edirne, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli, Ardahan ve Yalova'da oyunu artnrabildi. EMtNEKAPLAN ANKARA-1999 seçimlerinde yaklaşık yüzde 18 oy- la tarihinin sıçramasım yaparak sağm zirvesine oturan MHP'nin saltanatı yalnızca 3.5 yıl sürdü.Devlet Bahçe- B'nin "tek başına iktidar" rüyasını AKP gerçekleştırir- ken, seçmen MHP'yi zirveden indirerek barajın alnna mahkûm etti. MHP kendi istediği 3 Kasım seçiminde, yüzde 8'lere yani 1995 seçimîeri seviyesine geri dön- dü. 57. hükümetin 2. büyük ortağı olmasına karşuı bek- lentilerini yerine getiremediği seçmen kitlesince sürek- ü eleştiriye uğrayan MHP'yi, Kemal Deniş, IMF ve AB'ye karşı yürüttüğü kavgacı çizgi de kurtaramadı. 3 Kasım'da seçimlerin yapılmasını öneren MHP, se- çimde beklenmedik bir tabloyla karşılaştı. Mıting alan- lannda "125 milletvekili yetmiyor, bana 290-300 millet- vekiB verin" diyen MHP'yi seçmen, baraj altında bı- raktı. MHP oylannın büyük bölümü AKP'ye kayarken Genç Parti. partinin baraj altında kalmasında etkili ol- du. Cem Uzan'ın yurttaşlıktan çıkanlmasına ilişkin ka- ramameye imza atmayan Bahçeli, seçimden sonra kur- maylanna bir itirafta bulundu: "Dışişleri Bakam Şükrü Sina Gürel, seçimden 15 gün öuceUzan'lailgili bazısomutkanıtvebelgelerlebana gd- dL Bdgeleri gösterip kararnameyi imzalayıp imzalama- yacağınıı sordu. Ben de" Bu aşamadan sonra imzalamam iıygun olmaz' dedim. Sanınm bu konuda hata yaptik." 'MHP, sözünû tutmadı' MHP'nin seçimde uğradığı yenilginin nedenleri ney- di? MHP, nerelerde hata yaptı? Bunlan parti içinde ve dışında etkin görevlerde yer alan isimlere sorduk. Eski tstanbul Milletvekili, TBMM Idare Amiri Ahmet Ça- kar, 1999'da ulusal duyarlıhklara önem veren kesimle- rin sorunlann çözümünü MHP'de gördüğünü, bunlann başında da türban sorununun geldiğini söyledi. Çakar, "Ama bizbu konuda ciddi bir çalışma gösteremedik. Söz verdiğimiz kesimlere mahcup olduk. Ve verdiği sözü ye- rine getiremeyen parti konumuna dûştük" dedı. Seçmenin partiye eksi puan vermesinin en önemli ikin- ci nedeninin de AbduOah Ocalan'ın idamı olduğunu an- latan Çakar şu görüşleri dıle getirdi: "Bağımsızyargı or- ganlannın vermiş olduğu karara herkesin sa>gılı otma- glazım.İkiortağımızınayakoyıınlanndansıyTihpidam dosyasının Meclis'e indirilmesini sağlayamadık. Bu MHP'nin 'olmazsa olmaz'ıydı. ama koalisyon adabına riayet edeceğiz diye bu konuda üzerimize düşen görevi yapamadıkr Af yasasının da partiye puan kaybettirdiğini ifade eden Çakar, hükümetin ekonomik kriz ve depremin al- tından kalkamadığım, bu nedenle de umut ohnaktan çıktıklaruıı söyledi. MHP'nin büyük idealleri olan bir parti olduğunu, ancak mevcut koşullann baskısı altın- da bu ideallerin boğulduğunu kaydeden Çakar, seçimin DSP Genel Başkanı BülentEcevit'in dediği gibi "top- lu intihar" olduğunu kaydetti. Seçim tarihi konusunda hata yapılmadığını, ancak gelişen koşullara göre tavır alınamadığını bildiren Çakar, "tcraaflanmızdan dola- yı bir tane muthı ülkücü yok" görüşünü dile getirdi. 'Hükümetten çekjlmeüydik' "MHP, hükümeteginneseydivada aynlmayı gerek- tiren çok ciddi nedenler \aşandığmda çekilmeyi bflsev- di, şimdi AKP'nin yerinde biz olurduk" diye konuşan Çakar, MHP'nin seçimde yenilgiye uğramasına karşın aldığı oyun küçümsenmemesi gerektiğini belirtti. Seçim sürecinde partinin tüm birimlerinin tam anla- mıyla görevlenni yapmadığım anlatan Çakar, partinin MHP'yiiktidara taşryan kesimlerin beklentilermin çok farkh olduğunu, ancak partinin bunlan karşıla^amadığını anlatan partililerin ortak göriişü: tktidann avantajını değeıiendiremedik. iktidar sürecinde yıprandığnu, verilen sözlerin yerine ge- tirilmemesinin örgütleri zora soktuğunu vurguladı. Ça- kar, "Biz ağır koşuüan, vatandaşunıza anlatamadık, kendi ülküdaşunıza bile anlatamadık'' dedi. 'Eğilim yoklaması hataydı' Eğilim yoklamasıyla hata yapıldığım kaydeden Ça- kar, şu görüşleri dile getirdi: "Iiste meselesi, bizi peri- şan etti. Temayül yoklaması yapmak zorunda değildik. Hadi yapüdı, bu kez de genel merkez isabetii olma>-an defişiklikler yapti.Bizgenelbaşkana yetkivermiştiL lis- teyi kendisi yapsaydı herkes buna razı olurdu. Temavül yoklamasından çıkan Iiste üzerinde çifte standart uygu- lamalar >*apınnca HEM vekffler, hem teşkflatiar küstü- riildü. Bu başansızhkta bunun da büyük etkisi oldu" Partinin oylannın büyük oranda AKP ve GP'ye kay- dığını anlatan Çakar, yüzde 8.4'lük oyun içinde yeni ge- len oylann da bulunduğunu söyledi. 'MHP, araziye uydu' MHP'den aynlarak BBP'yı kuran Muhsin Yaacıog- hı da, MHP'nin başansızlığını iktidardaki uygulamala- nna bağladı. MHP'nin sağladığı avantajı değerlendire- DÖRT İSÎM, BİR PARTÎ MHP ilk olarak 1969 seçimlerine girdi. Yüzde 3 oramnda oy alan MHP'nin lideri Alparslan Türkeş. bu seçimlerde ilk kez milletvekili seçildi. 1973 'te oy oranını yüzde 3.4'e yükseltirken Meclis'e 3 millet- vekili gönderdi. 31 Mart 1975 'te Süteyman Demirel başbakanlığuıdaki koalisyon hükümetinde MHP, bir başbakan yardımcısı ve 2 de\let bakanhğıyla tem- sil edildi. 5 Haziran 1977 seçiminde yüzde 6.4 oy oranını yakalayan MHP, 16 milletvekili çıkardı. MHP, yine Demirel başbakanlığında kurulan koalis- yon hükümetinde 5 bakanlıkla yer aldı. 12 Eylül'ün ardnıdan kapanlan MHP, "Muhafa- zakâr Parti" olarak siyasi yaşamını sürdürdü. Mu- hafazakâr Parti, 1985'teki birinci kongresinde "Mfl- Hyetçi Çalışma Partisi'' olarak adnıı değiştirdi ve 1987'de genel başkanlığnıa Alparslan Türkeş geti- rildi. 29 Kasım 1987 seçimlerinde yüzde 2.9 oranın- da oy alan MÇP'nin oyu, 26 Mart 1989'daki yerel seçimlerde yüzde 4.2 'ye ulaştı. 20 Ekim 1991 genel seçimlerinde RP ve IDP ile ittifak yaptı. 24 Aralık 1993 'te toplanan MÇP 4. Olağanüstü Kongresi 'nde partinin adı MHP olarak değiştirildi. 20 Aralık 1995'te yüzde 8.2 oy olan MHP, yüzde 10'luk seçim barajını aşamadığı için milletvekih çıkaramadı. Tür- keş'in 1997'deki ölümünün ardından gerçekleştiri- len kongrede DevktBahçefi, MHP'nin genel başkan- lığuıa seçildi. Bahçeli ile 1999 seçimlerine giren MHP, yüzde 18 oy oranıyla ikinci parti oldu ve Bü- lent Ecevit'in başbakanlığında kurulan koahsyon hü- kümetinin ikinci büyük ortağı oldu. onun emrinde çalışan kolluk ya dajandarma demek. Bu değişiklik de özgürlükçü bir yaklaşımdır. Anayasanın bu yaklaşımı sonucu "ırvıım yasala- n" çerçevesınde Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanu- nu'nda (PVSK) gerekli degışiklikler hayata geçiril- di. Ancak bu konuda bazı uygulama tereddütleri ya- şanmaktadır. Özellikle kolluğun önleyici kolluk gö- revini (suç öncesi görev-arama-tarama görevi) yap- üğı durumlarda yetkinin nasıl ve kimler tarafindan kullanılacağı tartışma yaratmış durumdadır. Ancak bu konuda ilkin, her yargılama önleminde olduğu gi- bi, öncelıkli yetkinin yargıçta olduğu noktasından hareket etmemizi gerektirir. Gecikmede sakınca du- rumlannda ise, mülki amirler (\ali'kaymakam) kol- luğa arama-tarama görevini vereceklerdır. Bu görev verilirken. bunun yer. zaman ve süre belirtilecek sı- nırlamalarla kullanuacagnıı dikkatten kaçırmamak ge- rekir. Gecikmede sakınca toplumun bugün içinde bulunduğu koşullar göz önüne alnıarak belirlene- cektir. Burada uygulanacak olan kriter, "iş işten geçme- den" önlemi uygulamaktır. Bu koşullar havalimanlann- da, spor karşılaşmalanmn yapıldığı ) r erlerde her zaman vardır. Öte yandan önleyici ara- manın bıreyin özgürlüğü ile kamu düzeninin kesiştiği bir noktada ortaya çıktğını unut- mamak gerekir. Bu nedenle bu ikı çıkann dengelenmesi şarttır. Konuya ne salt özgür- lükçü ne de salt kamu düze- ni yanlısı olarak yaklaşmak yanlış olur. Unutmamak ge- rekirki, arama-tarama insan- lann güvenliğini sağlamak, onlan suça karşı korumak için öngörülen biryöntemdir. mediğine dikkat çeken Yazıcıoğlu, MHP'nin fedakâr, idealist ve çok ezilmiş bir tabarun üstünde iktidara yük- seldiğini ifade etti. Yazıcıoğlu şu görüşleri dile getirdi: "MHP'yiiktidara taşryan kesimlerin beklentüeri çok- tu. Fakat \IHP kararfahğı, performansı ve dönüşümle- ri sağlayanıadL Şeker ve tütün A'asalan, Telekom konu- sunda EVIF da> atnıalan karşısında direnç göstermiş gi- bi gözükse de bir irade ortaya km amadılar. Bütün bun- lann bir karşıbğı olacakn, o da sandıkta ortaya çıkn." Yazıcıoğlu, idam ve AB uyum yasalan konusunda MHP'nin son 1-2 ay içinde farkh bir duruş sergilediği- ni, ancak 3.5 yıl boyunca suyun akışına kapılmış giden bir parti olduğunu bildirdi. MHP'nin son günlerdeki tu- tumunun halk tarafindan inandıncı bulunmadığına de- ğinen Yazıcıoğlu, "Çünkü,ufukta seçim göriindüğü za- man yapüan şe\1erin hiçbir inandıncıhğı olmaz" dedi. MHP'nin oylannın GP ve büyük oranda AKP'ye kay- dığuıı belirten Yazıcıoğlu, GP'nin yükselişini "medya vepropagandamn gücü" olarak nitelendirdi. Türkiye'de en çok satan kitabın "AMatmak" olduğuna işaret eden Yazıcıoğlu, aldatma ve aldatılmaya uygun hale getiril- miş bir toplumda Uzan gibilenn yüzde 7'lerin üzerin- de oy almasının normal olduğunu söyledi. Yargıç önüne çıkarma süreleri Bu sürelerkısalnldı. Bugün için anayasadan başlayarak yasalanmızda -aşamalı da olsa- 15 güne varan gözaltı süreleri vardı. Bu kadaruzun sürelerin insan Haklan Av- rupa Sözleşmesi'ne (ÎHAS) uygun olmadıklan kesin. Bu nedenle bu sürelerle paralel- lik kurmak zorunludur. Ül- kemizde yargıç önüne çıkar- ma süreleri yönünden söz konusu olan genel yaklaşım doğru değildir. Yargıç önüne çıkarma süreleri, asla birola- yın hazırlık soruşturmasını tamamlama süreleri değil- dir. Bu nedenle. kısa süreler- de soruşturma yapılamıyor eleştirilerinde hakhlık yoktur. Adil yargılanma hakfcı Anayasanın 36. maddesi- ne bu kavram eklenmiştir. Adil yargılanma hakkı tHAS'ın temel ilkelerinden biridir. Uyum sürecinde bu il- kenin anayasamıza girmesı son derece isabetlidir. Bu kavram aslında ceza yargıla- masmın tümüne egemenolan iflcedir. Yargüamının ilkanın- dan kesın hükümle sonuçla- nıncaya kadarbu hakka riayet şarttır. Bu hakkın içinde, özel- likle bağımsız bir yargıç önünde yargılanmak, savun- ma hakkından tümüyle yarar- lanmak ön planda yer alır. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle