13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S4YFA CUMHURİYET 6 EKİM 2002 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt StRMEN Yaz Sinemaları ANTALYA - Sevgili, Gözünü açtığında yağmuria karşılaştığın, "Yaz bi-ti görüyorsun!" diyen bir günden, birden on bin rretreye havalanıp bir saat sonra tekrar masmavi bir goğe, guneşe, uzatmalan oynadığının farkına var- san bile yenıden yaza dönmenin keyfini yaşadım An- taıya'da. /ıllardır süren Antalya Film Festivali'ne ilk katılı- şırn. -estivallerin ön 70211 görkemli gösteriler, arkayü- zü ise keyifli bir karmaşadır. Eski dostlaria d a karşılaştım burada, en eskisi ise tanışıklığımızın yanm yüzyılı aştığı, artık benim kentimde tarihe karışan, çocukluk ve gençlik yaz- larmızda seçkın yeri olan yaz bahçe sineması ol- du. Bırzamanlann deniz kenti istanbul'da bahçe si- nenalan, bahçelerle birlikte televızyonun çıkışının da etkisıyle tarihe kanştı. Bıldiğım kadarıyla, hâlâ sayfiye yeri özelliğini ko- rumakta olan Büyükada'da kaldı kentin tek bahçe sineması. Arabalarla gidilip, büyük alanlarda dev ekranlar- dafilm seyrediien Drive in dedikleri türden açık ha- va sınemalannın ABD'de hâlâ var olup olmadığını da bilmıyorum. Onlardan birine, 23 yıl önce bir kez gitmiştim. • • • Yazsınemalanm içinde.Eskişehır'deKöpnjbaşı'na doğru giderken, Porsuk kıyısındaki şimdi adını unut- tuğum sinemanın ayn bir yeri vardı. Oradayerli Tarzan filmini izlemıştim. Çekiç atma- da Türkiye şampîyonu olan Tamer (Toma) Bal- cı'nın oynadığı film, Belgrad ormanlarında çekil- mişti ve biz bacaksızJar, bizim de bir Tarzanımız var diye çok sevinmiştik. 0 günlerde çocuklann en önemli oyuncaklan ara- sında, kurşundan döküldükleri için kurşun asker diye adlandırılan askerier vardı. Ama özellikle Ka- dıköy Bahariye meydanının kıyısındaki köhne bak- kal dükkânındasatılan birde kurşundan dökme, ün- lü narasını atmak üzere, elini ağzına, yanağına koy- muş büyük boy bir Tarzan vardı ki, fiyatı yirmi beş kuruş olduğu için hiçbirimiz alamaz, gidip gidip ona bakmaklayetinirdik. Uzun süre onu kimsenin alamaması iyi oldu, çün- kü böylelikle bütün çocuklar, zaman zaman gidip ona bakar ve alabileceğimiz günü düşleyerek avu- nurduk. 0 sıralarda bizler hepimiz, erik ağaçlannın dalla- nna tırmanan küçük birer Tarzan'dık ve komşu ve- ya konuk kızlannı bizimle aynı oyunda Jane'i oyna- maları için ikna etmek amacıyla ne diller dökerdik... Bizim Bademaltı sokağında, Madam Kalyopi'nin kuleli kâgir binasının karşısındaki 14 numaralı evi- mizin bahçesinde, üzerine tırmandığımız erik ağa- cından başka bir de köşede bulunan ve artık kulla- nılamaz hale gelmiş olan bir eski çamaşırhane var- dı ki, damını korsan gemisi olarak kullanırdık. Burnumdaki çarpıklık, bizim korsan gemisinden tepe aşağı düşmemin ürünüdür. Ve kanlar içinde, annemin koşa koşa götürdüğü Nejat Bey'in eczanesinde, sonradan dost olacağı- mız şair-yazar dostum Melih Bey'in bana iğne yap- masın diye elini ısırdığımı anlattığında, artık yaşım elliye varmıştı. • • • Filmlerin pek rahat olmayan tahta sandalyeler üzerinden seyredildiği, bol çekirdek çıtlatılıp, 0 za- manlarCola'nınyerinitutan, amaonun kadarmeb- zul tüketilmeyen, Ankara veya Çırçırgazozlannın içil- diği yaz sınemalannda, zamanla filmlerin yanı sıra göz koyduğumuz ve belki de kendilerinin göz koy- duğumuzdan haberieri bile olmayan dilberler veya anne babalannın yahut da teyze veya halalannın ya- nında bizlere ancak yan gözle bakan yaz aşklan- mız olan, etek altına jüpon giyen genç kızlar da yü- regimızi hoplatır oldular. Onlar için kıştan gördüğümüz filmlere yeniden gider, yakınlannda bir yere oturmaya çalışır, beyaz- perdeden çok sevdalılanmızı gözlerdik. Eylül başlannda havalarserinlemeye başlayınca, afıyle sırtımıza attığımız kazağımızı giymeye başlar- dık.. onlar yani yaz aşklanmız ise san, mavi veya nar- çiçeği rengi hırkalarla gelirlerdi. Sonra, yağmurlar da başlayınca, yaz cennetinin sonuna geldiğimizi anlar, kentin karşı yakasındaki yatılı okulun, bana hiç de hoş gelmeyen görüntüsü ruhumu kaplar, hüzün yavaş yavaş benliğime ege- men olur ve sonbahar yağmuru ile birlikte Süreyya Bahçesi, Şaşkınbakkal Kulüp ve Çınar bahçe sine- malan, kısa ömürlü yaz aşklanmızla birlikte, bitive- rirlerdi. Romanya'da yakalandı DHKP-C'li Genç Türkiye'yegetirildi ALPERTURGUT Romanya'da gözal- tına alınan cezaevi fi- rarisi Semih Genç, îs- tanbul 'a getirilerek sor- guya alındı. DHKP/C'ninRoman- ya sorumlusu olduğu savlanan Genç, "tstan- bul'da lavf silahı>1a ya- pılan saldınlan orga- nize etmek" ve "Kara- deniz'de gerilla örgüt- lenmesi gerçekleştir- mek" iddiasıylaaranı- yordu. Romanya polisince yakalanan Genç, önce- ki akşam THY'nin ta- rifeli uçağıyla Istan- bul'a getirildi. Istanbul Terörle Mücadele Şu- be Müdürlüğü ekiple- rine teslim edilen Genç'in sorgusunun bir-iki gün daha süre- ceği belirtildi. Emni- yetyetkilileri,DHKP- C'nin Romanya so- rumlusu olduğu öne sü- rülen Genç'in yurtiçi ve yurtdışındaki bağ- lantılan ile eylemleri- nin belirlenmesine ça- lışıldığını, sorgusunun ardından Istanbul DGM'ye se\'k edilece- ğini açıkladılar. Bayrampaşa Ceza- evi'nden 18 Temmuz 1994'te TKP (ML) TtKKO ve Devrimci Sol davası tutuklu ve hükümlüsü 7 kişi, infaz koruma memuru kıya- feti giyerek firar etti. Genç de bu firarilerin arasındaydı. Genç'le birlikte firar eden Me- te Nezihi Alöııay Tun- celide, îbrahim Yalçın istanbul'da, MuratGüI ise Ankara'daki ope- rasyonlarda yaşamla- nnı yitirdiler. Ecevit, bu partiyi kuranlann laik demokratik rejimle bağdaşamayacağını herkesin bildiğini söyledi AKP gerçekkimliğini saldıyor• AKP'nin seçime giderken hemen hiçbir görüş dile getirmediğini belirten Ecevit, "Çünkü gerçek düşüncelerini açıklarlarsa, kamuoyunda güç durumda kahrlar" dedi. ANKARA (AA) - Başbakan Bû- lent Ecevit, kanldığı bir televizyon programında yine Kemal Derviş'i eleştirdi. Ecevit, "Birnoktadanson- ra kendisini ekonomiden çok tatsız bir şekilde siyasete vermeye başladı. Bu, bende hayal lankhğı uyandırdı"" dedi. Başbakan Ecevit, Flas TV'de ya- yuılanan "23. Saaf programında son gelişmelere ilişkin sorulan yanıt- ladı. Ecevit, 57. hükümetin özellik- le ekonomide yıllardır ihtiyaç duyu- lan bütün yasal düzenlemeleri gerçek- leştirdiğuıi belirtti. Ancak bunlann se- meresini almadan seçimlerin günde- me geldiğini anlatan Ecevit, enflas- yonun düşmeye, dışsanmın ve üreti- min de canlanmaya başladığını söy- ledi. Ecevit şöyle devam etti: "Aldığımız tedbirler tarnşılmryor. 'işte hayatı pahalılaştırdımz' filan deniyor. Fakat 'bu tedbir yanlış' de- nemiyor. Biz adım adını ekonomiyi düzJügeçıkarmayabaşladık.0bakım- dan viedanımız rahat. Halkın çekti- ği sıknralardan dola>ı elbette büyük üzüntü çekhorduk ama bunlar yakın geçmişin bize devrettiğı sorunlar." Ecevit, ekonomisi krize düşen her ülkenin IMF ve Dünya Bankası'nuı desteğine ihtiyaç duyduğunu söyle- di. Bu alandaki deneyimi dolayısıy- la Kemal Derviş'i Türkiye'ye çağır- dığını anlatan Ecevit, "Bir noktadan sonra kendisini ekonomiden çok tat- sız bir şekilde siyasete vermeye baş- ladı. Bu, bende hayal kınkhğı uyan- dnTh" diye konuştu. Bir soruyu yanıtlarken de "Eğer 3 Kasını'da yapılacak seçimlerde hal- kunız bize umduğum dcsteği verirse ben çok başanh bir çahşma dönemi. uygulama dönemi yapabüeceğimize inanıyorum" diyen Ecevit, DSP'nin iktidara gelmesini istemeyenlerin ka- muoyunu telkin altmda tutmaya ça- lışhğını söyledi. Ecevit, "Sohınbirleşmesiyohında gelen önerikri eiddiye almadmız mı? Bir çaü altmda toplanmak gerekiyor muydu" sorusu üzerine, düşünce tu- tarlıhğına büyük önem verdiklerini, bu sayede güçlendiklerini, bu neden- le ittifak yapmayı doğru bulmadık- lannı vurguladı. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'ın solda birleşme için yaptığı öne- rilerin anımsatılması üzerine Başba- kan Ecevit, "Sayın BaykaTmbizeyö- neltüği telkinler ashnda aşagılayıcı davramşiardı. Bunlan ashnda solda büieşmenin somut kanıdan olarak görmek mümkün değiT diye konuş- tu. Ecevit, solun toparlanması olası- lığını değerlendirirken "Soldan sola büyük farklar var. O bakundan bu mümkün değü" dedi. AKP'yi niçin rejim açısından teh- like olarak gördüğüne ilişkin soruyu yanıtlarken de Ecevit şunlan söyle- di: "Bu partiyi kuranlann laiktiğe çok uzak durduklan. laik demokra- tik rejimle kolay bağdaşamayacakla- n, ashnda herkesin bikügi fakat bir- çok kknsenin bflmezden gekfiği bo- ger- çek. O partiyi kuranlann tavnian, üsluplan belK. Bunlan saklamadılar. Şimdi de seçimlere giderken hemen hiçbir görüş dile getirmiyorlar. Çok suskun haldder. Çünkü gerçekdüşün- celerini açıklarlarsa kamuoyunda güç durumda kahrlar. Tabii haklandır, kendi gerçek görüşlerini de terketme- ye mecbur degillerdir ama saklama ihtiyacını duyduklanna inanr>orum. Bunda da şaşüacak bir şey gör- müyorum.'* İsmail Cem: Seçüme yaşı25'e inecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-YTP seçim bildir- gesini bugün açıklayacak ve tüm adaylannı kamu- oyuna tanıtacak. Bildirge- de, "Yeni Türkiye iktidan- nın temel hedefleri" vurgu- lanırken U IMF ile yapdan programm kimi ırv^ulama- lan Türkhe'nin gerçekleri, çalışan kesimler ve üretici- lerin ihü'yaçlan doğrultu- sunda yeniden de ahnarak ince ayar >apuacakbr" de- nildi. YTP Genel Başkanı Is- mail Cem, ikndarprogram- lannın 7 temel hedefini "kendisiyle banşık, akdcı, verimli, büyüyen, adaletn, eşit vatandaşına güvenen, kişilikli, dürüst yönetflen, saydam, kadını ve erkeği eşit Türkiye'' diye sıraladı. Bugün saat 13.00'teBil- kent Otel'de acıklanacak YTP'nin "tktidar Progra- mı"nda yer alan bazı vaat- ler şöyle: j^Devlet yeniden yapı- landınlacak. Bakanlık sa- yısı 22'ye inecek. V Seçilme yaşı 25'e in- dirilecek, baraj en çok yüz- de 5 olacak. ittifak yasağı kalkacak, seçimlerde halka tercih hakkı tanınacak. Mil- letvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ola- rak sınırlandınlacak. «^ Bir uygarlık projesi olan AB'ye Türkiye'yi biz taşıyacagız. j ^ IMF ile yapılan prog- ramın kimi uygulamalan Türkiye'nin gerçekleri (fa- kirleşme, işsizlik gibi) ça- lışan kesimler ve üreticile- rin ihtiyaçlan doğrultusun- da yeniden ele alınarak in- ce ayar yapılacak. Cem, yaptığı yazılı açıklamada, seçimin en iddialı partilerinden biri olduklannı belirtti. Cem, "Malum sh aset çe\Tesmin en büvük kozu olan oyiar bölünür kandırmacasının etkisi kaimamışor. Bilakis, bu gktişle, asıl YTP oviannı öteki partinin böleceği anlaşılnıaktadır" dedi. İĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇİN 12 yıl önce öldürülmüştü Doç. Bahriye Uçok anıhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-îslam tarihi bilgini Doç. Dr. Bah- riye Üçok, öl- dürülüşünün 12. yılında anı- hyor. Cumhu- riyetçi Demok- rasi Partisi Ge- nel Başkanı Yekta Güngör Özden, Üçok'un ölüm yıldönü- münde tüm siyasi parti- lerin laikliğe bağlılık an- dı içmelerini istedi. Cumhuriyet ve Ata- türkçülük düşmanlann- ca 12 yıl önce hain bir saldınyla katledilen aka- demisyen Üçok, bugün etkinliklerle anılacak. Üçok'un ölüm yıldönü- mü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Özden. Üçok'u gerçek öldüren- lerin hâlâ bulunamadığı- na dikkat çekti. Bahriye Üçok. Üçok gibi de- ğerlerin öldürül- mesinde, de- mokrasi düş- manlığı yapan siyasi örgütlerin veonlannkamu- sal mevkilere yerleştirilmiş uzantılannın bi- rinci derecede payı olduğunu belirten Yekta Güngör Özden şunlan söyledi: "Özeffilde, demokrasi, Avnıpa Biıüği ve Kopen- hang öiçütieri sözcükleri- ni ağıdanndan düşürme- yen partiler ve siyaset adamlaruun, demokrasi şehidi Bahriye Üçok'un ölüm yıldönümünde, la- ikliğe bağhhk andı içme- leri. demokrasi\çonunte- mcK olan laiktik düşman- hğma hiçbir hoşgörii gös- terilmeyeceğini ulus önünde açıkça bUdirme- leri gerekir.'' DYP Genel Başkanı şimdi de, ne sağla ne de solla koalisyonu düşünmediklerini söyledi Çfller CHP'den de vazgeçtîYtrSUFÖZKAN tZMİR - DYP Genel Başka- m Tansu ÇiDer, koalisyonu ka- falanndan tümüyle çıkardıkla- raıı belirterek "Hiçbir parnyle koalisyonu düşünmüyoruz. Ne sağla,ne soDa. Her ikisinin de sı- kuıtüan var. DYP tek başma ik- tidara gefccek" dedi. Çiller, "Sa- ğa bakıyorsun, başbakanı olma- yan bir ekoL Ne olacağı belli de- giL Sola bakıyoruz, Türkiye'yi buraya getirnüş dördüncü or- takorada. Derv^orada" diye ko- nuştu. Ülkenin çok büyük sıkıntısı olduğunu belirten Çiller, parti- sinin il başkanlığında şunlan söyledi: "Tekçıkjş DYP'dir. Sfesmiz. Si- zin gücünüz ve bizim gücümüz- le, biıükve berabertik içinde ya- pamav^cagımız bir şey yoktur. Sinndir gibi geçeceğiz. Bir ay boyunca tüm paıtOuer her şeyi bir kenara bırakarak omuz omuza mücadele etmelL D\T çok ciddi bir vüksetiş tren- dine girecek. Yakmda yeni ka- muoyu araşörmalan yeniden gündeme geiecek." Herkes el birliğiyle çahşacak. Önemli olan dışa karşı el birfi- ğiyie mücadele etmektir. Eğer eksik varsa. yanbş var- sa; olabiUr ama netice itibanv- la biz oradavız. Bu tür savaşlar- da içe dönük değil dışa dönük olarakdüşüneceğiz. Sonradoğ- DYP üderi il merkezinden ay- nlırken bazı partili kadmlar, "kendfleriyle topland yapılma- d^ı" iddıasıyla tepki gösterdi- ler. Seçim çalışmalannda her yere kendilerinin koştuğunu be- lirten kadınlar, "Genel başkanı- nuzı bizden kaçmnaym" dedi- • DYP lideri Çiller, Aliağa'da CHP ilçe örgütü binasındaki gençlerin sırtmı dönerek protesto ettiği konuşmasında, "Sağa bakıyorsun, başbakanı olmayan bir ekol. Ne olacağı belli değil. Sola bakıyoruz, Türkiye'yi buraya getirmiş dördüncü ortak orada. Derviş orada" dedi. Izmir'in "Kırat'ın Kaka" ol- duğunu kaydeden Çiller, bura- da en önemli sorunun 'güç bir- Bği' olduğuna dikkat çekerek şu görüşleri dile getirdi: "Biz bugün herkesi kucaklar- ken kendi aranuzda ayn gayn- mızın olması mümkün değildir. rulan tekrar konuşacağız ara- nuzda. Bugün yanuşlan konuş- ma zamanı değildir. Bugün, sa- dece dışanva karşı >apacağumz mücadelede güç birliği içinde el ele olma zamanıdır. Türkiye, kurtuluş savaşına doğru süriîk- leniyor. Tek aftematifDYP'dir.'' ler. Çiller, helikopterle geldiği Aliağa'da az da olsa moral bul- du. Yaklaşık 100 araçlık konvoy- la Aliağa Demokrasi Meyda- nı'na giren Çiller, Turgutlu Be- lediyesi Mehteran Takımı ve partililerin yaphrdığı lokmalar- la karşılandı. Çiller, CHP ilçe ör- gütü binasındaki gençlenn sır- tmı dönerek protesto ettiği ko- nuşmasında, ağırlıklı olarak yi- ne CHP ve genel başkanı Bay- kal'a yüklendi. Tüm girişimle- rine karşın Baykal'ın kendisiy- le TV programlannda tartış- maktan kaçhğını öne sürdü. Çil- ler, kendisine sırtını dönen CHP'h gençlere seslenerek "Si- zin huzurunuzda kaçan genel başkanlan da\et edrvorum. Gel- sinler, ka\ naklannu projelerini açıklasuüar. Savın Ba\1^al,panel- lerden, televizyon programla- rmdan,Uğur Dündar'm progra- mından kaçmasm. Gelsin hesa- bmıversin"dedi. Çiller, bu arada Kemal Der- viş'i de eleştirerek "Bir 0 sol- dan bu sola geçiyor. Altı oka ta- kılmış gidrvor. Oklann da ne- reye saplanacağı beffi değü" di- ye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com CNNTürk'te önceki akşam Soru- Cevap programında Yavuz Baydar'ın konugu Hasan Cemal'di. Hasan Ce- mal, Kuzey Irak'tatoplanan Kürt Par- lamentosu'na ilişkin gelişmeleri de- ğerlendiriyor ve olası birABD müda- halesi halinde bölgede neler olabile- ceğini yorumlamaya çalışıyordu. Böl- gedekı Türkmenlerın haklarının Tür- kiye açısından çok önem taşıdığını da özellikle vurguluyordu. Bu konuşması sırasında "soydaşı- mız Türkmenler" deyişini kullandı. Yavuz Baydar programm akışı içinde Hasan CemaPe sordu, "Türkmenler için soydaşımız dediniz, Kürtlersoy- daşımız değil mi?" Bu soru Yavuz'un mu aklına geldi, yoksa izleyicilerden binsi tarafından mı yöneltildi kaçırdım. Hasan Cemal, soruya şaşırdı, cevap vermekte zoriandı. Zor bir soruydu. Gerçekten ben de o sorudan son- ra düşündüm: Kuzey Irak'taki Türk- menler bizim soydaşlarımız mıydı? Kürtler soydaşımız değil miydi? Bir- den aklıma MHP'den istifa eden Ba- Kürtler ve 'Soydaşımız Türkmenler 9 kan Profesör Doktor Abdülhaluk Çay'ın söyledikleri geldi. Çay, sanı- rım doktorasını Kürtlerin Türk oldu- ğu tezi üzerine yapmıştı. Bir televiz- yon programında da bu tezlerini ay- rıntısıyla anlatmıştı. Türkiye'de çok uzun zamandan beri öne sürülen tezlerden birisi "Kürt- lerin dağ Türkleh olduğu, karda yü- rürken ayaklan 'kart, kurt' diye ses- ler çıkardığı için" onlara böyle den- diğiydi. Hatta buna benzer düşün- celer resmi tezler olarak da savunul- muştu. Bu arada köprülerin altından çok sularaktı. Kürtler kendi kimlikle- rini ciddi bir siyasi mesele olarak ka- muoyunun gündemine taşıdılar. Aşırı milliyetçı eğilim, bu kimlikta- lebini hiçbir zaman kabul etmedi. Son olarak AB'ye uyum yasaları içinde çıkanlan anadilde eğitim ve yayın ko- nusu da hâlâ tam anlamıyla bir so- nuca bağlanmış değil. MHP'nin bu ko- nularda direndiği ve mümkün oldu- ğunca Kürtçe eğitimini ve Kürtçe ya- yını anlamsız hale getirmeye çalıştı- ğı biliniyor. ••• Saddam sonrası Kuzey Irak ko- nusu, Türkiye'nin olduğu gibi bölge ülkelerinin de sıkıntısı olarak günde- me geliyor. Kuzey Irak'ta bir Kürt dev- leti kurulması, Türkiye'nin yanında Suriye'yi, Iran'ı ve Irak'ı ilgilendiriyor. Böyle bir devletin bölge ülkelerınde yaşayan Kürtleri de etkileyeceği dü- şünülüyor. Bu konuda henüzyarala- n soğumamış bir dönemden geçen Türkiye en fazla duyarlılık gösteriyor. ABD, böyle bir devlete yeşil ışık yakar mı? Bunu tahlil etmek gerekir. ABD, bütün bölge ülkelerini kızdıra- cak ve özellikle de Türkiye'yi kızdıra- cak bir girişimde bulunabilir mi? De- neyimli diplomat llter Türkmen bu konuda şunlan söylüyor: "ABD'nin böyle biroluşumu desteklemesi için hiçbir neden yok. ABD niçin jeopo- litiğine bu kadar önem verdiği bir Türkiye'yizayıflatmaya kalksın? Tür- kiye'yi bir tarafa bırakalım, kendi çı- karları ve zaaflan açısından bölgede ioprak bütünlüğü ilkesine sımsıkı sa- rılmış Arap ülkelerinin tümünü niye karşısına alsın?" llter Türkmen bir başka endişesini de şöyle dile getirıyor: "Kuzey Irak'ta bölgesel meclis kurulması nedeniy- le ABD'den önce müdahale tasav- vurları ise umanm fanteziden ibaret- tir! Maceraya ihtiyacımız yok." ön- ceki gün toplanan devletin zirvesi de anlaşıldığı kadarıyla bu konuda da- ha temkinli davranmayı tercih ediyor. • • • Sonuç olarak bugün Türkiye'yi yö- neten kadro, Irak'a birABD müdaha- lesınden yana olmadığını açıkça vur- guluyor. Savaş yerine barışçı yön- temlerte sorunun çözülmesinı istedi- ğini net bir şekilde dile getiriyor. AB ülkeleriyle Türkiye'nin ve Arap ülke- lerinin tutumu ABD'nin bir savaş çı- karma konusundaki eğilimini frenle- yicı bir etki yapıyor. Ancak ABD'deki savaş lobisi çok güçlü. Silah ve petrol üreticisi firma- ların savaşı kışkırttığı da bir gerçek. Bush iktidan onlara dayandığı ve on- ların gücüyle ayakta durduğu için sa- vaş eğiliminden vazgeçmek istemi- yor. ABD bastınyor, dünyanın önem- li bir çoğunluğu direniyor. Bu denge durumu ne zamana kadar sürebilir? Kuzey Irak'ta toplanan Kürt paria- mentosu da ABD'nin yaktığı yeşil ışık- tan güç alıyor. Sorun giderek karma- şıklaşıyor ve bölgede sular ısınıyor. Di- leğimiz, bütün bölgeyi kana bulaya- cak bir savaşın olmaması. Sonrası- nın ne getireceğini kestirmek o kadar kolay değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle